Gayr-i müslimler

advertisement
OSMANLI’DA YENİLEŞME
HAREKETLERİ
Yard. Doç. Dr. V. Sefa Fuat HEKİMOĞLU
Okt. Adnan MUHACİR
Okt. Sedat GENCER
I. HAFTA
• Kulaklık, not defteri, kalem
vb. ders materyallerinizi hazır
ediniz
İÇİNDEKİLER
•
•
•
•
•
•
•
•
•
1. XIX. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu
2. Tanzimat Fermanı
3. Islahat Fermanı
4. Tanzimat Döneminde Yapılan Yenilikler
5. Birinci Meşrutiyet
6. II. Abdülhamit Dönemi
7. İkinci Meşrutiyet
8.Meşrutiyetin İkinci Kez İlan Edilmesi
9. 31 Mart Olayı
KAZANIMLAR:
1. Osmanlı’da yapılan yeniliklerin gerilemeye çare olup
olamayacağının kavratılması.
2. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin çalışmaları sonunda
ilan edilen Meşrutiyet hakkında bilgi sahibi
olunması.
3. II. Meşrutiyetin ile İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin
reformlarının cumhuriyet için bir hazırlık oluşunun
kavranması.
XIX. YÜZYIL OSMANLI
İMPARATORLUĞU
• 15. ve 16. Yüzyılda Avrupa’nın ve Dünyanın en güçlü
devletlerinden biri olan Osmanlı İmparatorluğu,
devam eden yüzyıllarda Avrupa’daki gelişmelere ayak
uyduramamış ve eski gücünü kaybetmişti. 18. asırda
yapılan askeri, siyasi ve idari reformlar istenilen
neticeyi vermemiş ve zayıflama süreci devam etmişti.
19. asır, devletin yeniden yapılanması ve anayasal
yönetime geçiş için önemli reformların yapıldığı yüzyıl
olmuştur.
1648 Yılı
Avrupa
Ülkeleri
• 17. Yüzyılın
ortalarında
Osmanlı
İmparatorluğu
Avrupa’nın en
güçlü devletleri
arasındaydı
• Osmanlı Devleti, bu dönemde Avrupa devletleri
arasında süregelen sürtüşmeler ve rekabetten
faydalanarak ayakta kalmaya çalışmış, varlığını devam
ettirebilmek için bir bakıma Denge Politikası
izlemiştir. (Düşmanımın düşmanı, dostumdur!)
• Çok uluslu bir yapıya sahip olan Osmanlı Devleti,
özellikle Fransız İhtilâli’nin ortaya çıkardığı
milliyetçilik akımından son derece olumsuz
etkilenmiş, devletin varlığını sürdürmesi için askerlik,
bilim, teknik, maliye, eğitim, hukuk vb. pek çok
alanda ıslahat yapılmıştır.
XIX. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL
ÖZELLİKLERİ
• İlk kez “yönetim” ve “hukuk” alanlarında ıslahatlar
yapılmıştır.
• İlk kez halk yönetime katılmıştır.
• İlk kez padişahın yetkileri kısıtlanmıştır.
• İlk kez kanunun üstünlüğü kabul edilmiştir.
• İlk kez Osmanlı’da “parlamentolu dönem”
başlamıştır.
• Avrupa devletlerinin Osmanlı Devleti’nin iç işlerine
karışması önlenmek istenmiştir.
• Islahatlar devlet politikası haline gelmiştir.
• Hemen hemen her alanda ıslahat yapılmıştır.
Sened-i İttifak (1808)
• II. Mahmut ile Âyanlar arasında yapılan bir sözleşmedir.
• Sened-i İttifak’ın imzalanmasında, II. Mahmut’un tahta çıkmasını
sağlayan Rusçuk Âyanı Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa etkili
olmuştur.
• İmzalanan bu sözleşmeye göre;
• Âyanlar padişaha bağlı kalacak ve devletin emirlerine uyacaklardır.
• Âyanlar bulundukları bölgelerde vergi ve asker toplanmasına
yardımcı
• olacaklardır.
• Padişah âyanların fiilî feodal statüsünü resmen tanıyacaktır.
• Âyanlar halka âdil davranacaklardır.
Sened-i İttifak ile Osmanlı Devleti’nde padişahın yetkileri ilk kez
sınırlandırılmıştır.
TANZİMAT DÖNEMİ 1839-1876
•
•
•
•
•
•
Osmanlı Devleti’nin kapsamlı ve köklü değişiklikler yaptığı bir
dönemdir.
Yönetim ve hukuk alanında ıslahatların en yoğun yapıldığı
dönemdir.
Osmanlı’da eski ve yeni kurumların ilk kez bir arada faaliyet
gösterdiği dönemdir.
Avrupalı devletlerin azınlık hakları (eşitlik, güvence vb.)
bağlamında Osmanlı Devleti üzerinde çeşitli baskılar kurduğu
bir dönemdir.
Tanzimat Dönemi, 1839’da Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa
tarafından okunan Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu ile başlamıştır.
Bu dönemde; Sultan Abdülmecit (1839-1861), Sultan
Abdülaziz (1861-1876) ve V. Murat (1876) padişahlık
yapmıştır.
SULTAN ABDÜLMECİD
TANZİMAT FERMANI 1839
• II. Mahmut zamanında Avrupa’da elçilik görevlerinde
bulunmuş olan Mustafa Reşit Paşa, 1837 yılında Hariciye
Nazırlığına getirilmiştir. Tanzimat Fermanı1839 yılında
Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmış ve padişah
Abdülmecit tarafından ilan edilmiştir.
• Tanzimat Fermanı’nın İlan Edilme Nedenleri:
• Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını önlemek
• Avrupalı devletlerin azınlık haklarını öne sürerek Osmanlı
Devleti’nin iç işlerine karışmasını önlemek
• Fransız İhtilâli’nin yaydığı milliyetçilik akımının etkilerini
azaltmak
• Azınlıkların Osmanlı Devleti’ne bağlılığını artırmak
Tanzimat Fermanı’nın İçeriği
• Müslüman ve Hıristiyan halkın can, mal ve namus güvenliği
sağlanacaktır.
• Askerlik vatan hizmeti haline getirilecek, askere alma ve
terhis işlemleri belirli kurallara göre yapılacaktır.
• Vergiler herkesin gelirine göre alınacaktır. (vergide adalet)
• Kanunlar herkese eşit uygulanacak ve mahkemeler açık
olacak.
• Kimse yargılanmadan cezalandırılmayacak. (hukuk
üstünlüğü anlayışı)
• Rüşvet ve iltimas (adam kayırma) önlenecek.
• Müsadere Sistemi (mal varlığına el koyma uygulaması)
kaldırılacak.
• İşkence ve angarya yasaklanacak.
SULTAN ABDULAZİZ İLE
MUSTAFA REŞİT PAŞA
ISLAHAT FERMANI 1856
• 1856 yılında, Kırım Savaşı’nda İngiltere ve Fransa’nın vermiş
olduğu desteğe karşılık olarak ıslahat Fermanı ilan edilmiştir.
Bu fermanla Tanzimat Fermanı bir kez daha teyit edilmiş ve
dine bakılmaksızın bütün Osmanlıların eşit olduğu
vurgulanmıştır.
• 1856 yılında Sultan Abdülmecit tarafından ilan edilmiştir.
• Tanzimat Fermanı’nın devamı niteliğinde olan Islahat Fermanı,
toplumsal alanda eşitliği sağlamaya yönelik olsa da, daha çok
gayr-i müslimlere ayrıcalık getirmiştir
Islahat Fermanı’nın İlan Edilme
Nedenleri
• Osmanlı Devleti’nin parçalanmasını önlemek
• 1856 Paris Konferansı’nda azınlıklarla ilgili kararlar alınmasını
engellemek
• Avrupalı devletlerin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasını
önlemek
• Fransız İhtilâli’nin yaydığı milliyetçilik akımının etkilerini
azaltmak
• Azınlıkların Osmanlı Devleti’nden kopmalarını önlemek
Islahat Fermanı’nın İçeriği
• Resmî yazışmalarda gayr-i müslimler için hakaret içeren ya da
aşağılayan yazılar ve deyimler kullanılmayacak. (gâvur vb.)
• Gayr-i müslimler de devlet memuru olabilecek.
• Gayr-i müslimler de belediye ve il genel meclislerine üye
olabilecek.
• Gayr-i müslimlerden alınan cizye ve haraç vergileri kaldırılacak.
• Gayr-i müslimler de asker olabilecek ve askerî okullarda
okuyabilecek.
• Gayr-i müslimler “nakdî bedel” usulüyle askerlikten muaf
tutulacak.
• Gayr-i müslimler kendi dillerinde okul açabilecek.
• Gayr-i müslimler banka ve şirket kurabilecek, devlet memuru
olabilecek.
• Herkese din ve mezhep özgürlüğü tanınacak ve bu konuda baskı
yapılmayacak.
Islahat Fermanı’nın Özellikleri
• Müslüman halka bir ayrıcalık getirmezken gayr-i müslim halkın
hakları daha da genişletilmiştir.
• Gayr-i müslimler, Müslümanlardan daha ayrıcalıklı duruma
gelmişlerdir.
• Ferman daha çok Hıristiyan azınlığa ve onların haklarını,
ayrıcalıklarını genişletmeye yöneliktir.
• Islahat Fermanı ne Müslümanları ne de gayr-i müslimleri
memnun etmemiştir
TANZİMAT DÖNEMİNDE YAPILAN
YENİLİKLER
A: Eğitim Alanında Gelişmeler:
1. Mülkiye ve Galatasaray Lisesi gibi modern okullar açılmıştır.
2. Encümen-i Daniş adı verilen eğitim ve bilim komisyonu
kurulmuştur.
3. Modern üniversite olarak Darülfünun açılmıştır. Ancak bu kısa
ömürlü olmuştur.
4. Maarif Nezareti kurulmuştur.
5. Yabancı dilde eğitim yapan okullar açılmıştır.
6. Kızların öğrenim görmeleri sağlanmış, bu yönde pek çok okul
açılmıştır. Ebe Mektebi, Kız Rüştiyeleri, Kız Sanayi Mektepleri, Kız
Öğretmen Okulu,bu okulların en önemlileridir
B: Hukuk Alanında Gelişmeler
1. Avrupa’dan yeni modern kanunlar getirilmiştir.
2. Tüm yurttaşları kapsayan bir Ceza Kanunu Fransa’dan
alınarak uygulamaya konulmuştur.
3. Fransa’dan Ticaret Kanunu alınmış, ayrıca İslami nitelikli
bir Arazi Kanunnamesi çıkarılmıştır.
4. İlk Osmanlı Medeni Kanunu olan Mecellenin yazımına
Tanzimat Döneminde başlanmıştır.
5. Mahkemeler açık ve bağımsız hale gelmiştir.
6. Mahkeme kararı olmadan cezalandırma uygulamasına
son verilmiştir.
7. Danıştay (Şurayı Devlet) ve Yargıtay (Divan-ı Ahkam-ı
Adliye) kurulmuştur.
C: Ekonomi Alanındaki Gelişmeler:
1. İltizam sistemine son verilmiştir.
2. Maliye Bakanlığı kurulmuştur.
3. İlk kez kağıt para basılmıştır.
4. Avrupa’dan ilk kez dış borç alınmıştır.
5. Cizye kaldırılmış, vergi konusunda reform yapılmıştır.
BİRİNCİ MEŞRUTİYET “1876”
• Saltanat
makamıyla
yönetilen
ülkelerde
padişahın
başkanlığında oluşturulan parlamento sistemine Meşrutiyet
Sistemi adı verilmektedir. Bu sistemde padişahın yanı sıra
yönetimde halk da yer almıştır.
•
Meşrutî yönetim şu şekilde düşünebiliriz: Padişah + Anayasa
+ Parlamento
• I. Meşrutiyetin ilanında, Jön Türkler (Genç Osmanlılar) adı
verilen Avrupa’da eğitim görmüş aydınlar etkili olmuştur. Bu
aydınlar içinde; Namık Kemal, Ahmet Mithat, Ali Suavi, Ziya
Paşa, Mustafa Fâzıl Paşa gibi isimler vardı. Jön Türklerin
kurduğu ilk dernek ise İttihad-ı Osmânî’dir.
Avrupa devletleri ve özellikle Rusya'nın kışkırttığı topluluklar,
bağımsızlıklarını ilân etmek için harekete geçmekteydiler.
1866'da Girit İsyanı çıktı. Yunanistan'a bağlanmak amacıyla
başlayan isyan bastırılmasına rağmen, Avrupa devletleri araya
girerek sultanın Girit'e yeni bir statü vermesini sağladılar (1868).
Rusya tarafından oluşturulan komitalar vasıtasıyla Bulgarlar
ayaklandırıldı. Onlara da geniş haklar verildi (1870).
Fakat bununla yetinmeyen Bulgarlar, Bosna ve Hersek'teki
karışıklıkların ardından yeniden ayaklandılar (1875-76). Bulgar
isyanı sert biçimde bastırıldı. Fakat bu sırada Genç Osmanlılar,
Abdülaziz'e başlattıkları muhalefeti, mücadeleye dönüştürdüler.
Nihayet Mithat Paşa'nın öncülüğündeki yenilikçi idareciler
Abdülaziz'i tahttan indirerek yeğeni V.Murat'ı başa geçirdiler(30
Mayıs 1876). Ancak hastalığı sebebiyle üç ay sonra o da tahttan
indirilerek, Kanun-ı Esasi'yi ilân edeceğini beyan eden kardeşi
II.Abdülhamit Osmanlı tahtına çıkarıldı.
23 Aralık 1876’da Kanun-i Esasi’nim ilanı sonucu, Osmanlı
Devleti anayasal ve parlamenter bir yapıya bürünmüştür.
Anayasa ilan edilmekle birlikte, hükümlere bakıldığında
padişahın yetkilerinin sınırlanmadığı görülmektedir
Anayasa’ya göre Meclis-Umumi adı verilen Osmanlı
parlamentosu, Mebusan Meclisi ve Ayan Meclisi gibi iki kanada
ayrılmakla birlikte, bu meclisler yasama açısından çok güçlü
değillerdi. Yasamada sön söz padişaha aitti ve Hükümet aynı
zamanda padişaha karşı sorumluydu.
Siyasal özgürlükler ve siyasal partiler konusunda herhangi bir
hüküm bulunmamaktaydı. Kanun-i Esasi ilk olması ve Mebusan
Meclisi üyelerinin halk tarafından seçilmesi yönüyle de, Türk
demokrasi tarihi açısından önemli bir adımdı. Ancak, Osmanlı
rejiminde yaşanan bu devrimsel değişim beklentilerin aksine,
yapısal dönüşümü gerçekleştirememişti.
Buna ilk örnek, II. Abdülhamit’in Sadrazam Mithat Paşa’yı
gözaltına alması ve sürgüne göndermesidir.
Mart 1877 tarihinde ilk kez toplanan Osmanlı
parlamentosu da, 14 Şubat 1878’de yine II. Abdülhamit
tarafından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı bahane edilerek
kapatılmıştı.
Kanun-i Esâsi’nin Bazı Maddeleri
1876’da Açılan İlk Osmanlı
Parlamentosu
BİRİNCİ MEŞRUTİYET’İN ÖNEMLİ
İSİMLERİ
Sultan II. Abdülhamit
Sadrazam Mithat Paşa
İSTİBDAD DÖNEMİ(1878-1908)
• II. Abdülhamit’in baskı ve sansür politikalarıyla kendi siyasetini
izlediği ve ülkeyi “tek başına” yönettiği 30 yıllık dönemdir.
II. Abdülhamit, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı (93 Harbi)
bahane ederek, Kanun-i Esâsi’yi yürürlükten kaldırmış, Mebusan
Meclisi’ni kapatarak meşrutiyet yönetimine son verdiğini ilan
etmiştir. Böylece Osmanlı Devleti’nde yeniden mutlak monarşi
sistemine geri dönülmüştür. Bu gelişme ile birlikte, II.
Abdülhamit’in 30 yıllık baskı ve sansür dönemi olan İstibdat
Dönemi başlamıştır.
II. Abdülhamit Döneminin Genel
Özellikleri
• Bu dönemde basına sansür uygulanarak cemiyet kurulması, gazete
çıkarılması ve yönetim aleyhine yazılan kitapların okunması
yasaklanmıştır.
• Bu dönemde İslâmcılık (Panislâmizm) siyaseti izlenmiştir.
• II. Abdülhamit, bu dönemde devleti Yıldız Sarayı’ndan yönetmiştir.
• Hafiyelik Teşkilâtı (Jurnal/İstihbarat) kurulmuş ve bu amaçla
jurnalciler (=ajanlar) yetiştirilmiştir. Bu durum II. Abdülhamit’in
kuşkucu bir kişiliğe sahip olduğunun ve otoritesini güçlendirmek
istediğinin en önemli göstergesidir.
• Osmanlı Devleti borçlarını ödeyememesi üzerine, 1881’de
yayımlanan Muharrem Kararnâmesi ile iflas ettiğini açıklamıştır. Bu
gelişme üzerine Avrupalı alacaklı devletler Düyûn-u Umûmîye
İdaresi (Genel Borçlar İdaresi)’ni kurarak Osmanlı Devleti’nin önemli
gelir kaynaklarına el koymuştur.
• 1883’te Osman Hamdi Bey tarafından Sanayi-i Nefise Mektebi
açılmış ve böylece güzel sanatlar alanında öğrenci
yetiştirilmeye başlanmıştır. Ayrıca bunun yanında, Ticaret
Mektebi, Hukuk Mektebi ve Mülkiye Mühendis Mektebi de
açılmıştır.
• 1890 yılında Millet-i Sadıka olarak adlandırılan Ermeniler ilk
kez Erzurum’da isyan etmiş, isyanı bastırmak amacıyla
Hamidiye Alayları kurulmuştur.
• 1895 yılında II. Abdülhamit’in fermanıyla kimsesiz, yaşlı, sakat
ve yardıma muhtaçlar için Okmeydanı’nda Darü’l-aceze
kurulmuştur.
• Berlin-Bağdat Demir Yolu bir Alman şirketine ihale edilmiştir.
OSMANLI BASININDAN ÖRNEKLER
TASVİR-İ EFKÂR
CERİDE-İ HAVADİS
TERCÜMAN-I AHVAL
MUHBİR
TAKVİM- İ VAKAYİ
TANİN
II. Abdülhamit’in devlet politikalarında İslamcılığı ön plana
çektiği de görülmektedir. O, Halifeliğin sembol ve
simgelerini önceki padişahlardan daha çok kullanmıştır.
Bundan yararlanarak, Balkanlar’da yaşanan toprak kayıpları
ve Rusya’nın etkisiyle yaşanan Panslavizm’e karşı, devletin
devamını Asya’da kalan topraklar ile sağlamak için İslam
dayanışmasını kurmaya çalışmıştır.
İslâmcılık (Ümmetçilik)
(Panislâmizm)
• Temsilcileri: Said Halim Paşa, Mehmet Âkif, Ahmet Hamdi
Akseki
• Amacı: Millet olmanın en önemli özelliği dindir. Dinî birlik
devleti ayakta tutabilir, düşüncesiyle İslâm toplumlarının
devletten ayrılmalarını önlemek ve tüm Müslümanları tek bir
çatı altında toplamak.
• Sonuç: I. Dünya Savaşı sırasında halifenin cihat çağrısına
rağmen Müslüman Arapların İngilizlerle birlikte hareket
etmeleri ile geçerliliğini kaybetmiştir.
İKİNCİ MEŞRUTİYET (1908-1918)
• Osmanlı Devleti’nde Sultan II. Abdülhamit’in 1908’de Kanun-i
Esâsi’yi tekrar yürürlüğe koyarak Mebusan Meclisi’ni
açmasıyla başlayan ve 1918’de Sultan Vahdettin’in Mebusan
Meclisi’ni kapatmasıyla sona eren dönem “II. Meşrutiyet
Dönemi” olarak adlandırılmaktadır.
•
II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde etkili olan grup İttihat ve
Terakki Cemiyeti’dir
İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ
• 1889 yılında İstanbul’da askerî tıbbiye öğrencileri olan İbrahim
Temo, İshak Sukutî, Abdullah Cevdet, Mehmet Reşit, Hikmet
Emin Bey, Hüseyinzâde Ali ve Nâzım Bey tarafından İttihad-ı
Osmânî adıyla gizlice kurulan cemiyettir.
• Aynı yıl içinde Paris’teki Jön Türkler (Genç Osmanlılar) ile
temas kuran bu grup Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adını
almıştır.
• Mustafa Kemal’in 1906’da Şam’da kurduğu Vatan ve Hürriyet
Cemiyeti, 1907 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne katılmış
ve iki cemiyet birleşmiştir.
• Başlıca yayın organları Mizan, Meşveret ve İçtihat
gazeteleridir.
• 1918’de kapatılan parti, Teceddüt Fırkası adı ile çalışmalarını
sürdürmüştür.
• Siyasî fikir olarak Türkçülük (Turancılık/Pantürkizm) akımını
savunan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin başlıca amaçları ise
şunlardır:
• 1-Osmanlı Devleti’nin dağılmasını önlemek
• 2-Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti üzerindeki baskısını
engellemek
• 3- Meşrutiyet’i ilan ederek halkı yönetime dâhil etmek
• 4-Millî kültüre hizmet etmek
• 5- Millî bir ekonomi oluşturmak
• İttihat ve Terakki Cemiyeti kolektif liderlik anlayışı ile
yönetilmiştir. Kararlar “Merkez-i Umumiye”de alındığı için bir
lider hareketi değildir. Ancak zaman içinde iki kişi ön plana
çıkmıştır. Bunlar sivil kanadın lideri Talat Paşa ile askeri
kanadın lideri Enver Paşa’dır.
• Bu iki isim zaman içinde iyice yükselecek, Talat Paşa önce
Dahiliye Nazırı, sonra Sadrazam, Enver paşa ise, Harbiye Nazırı
ve Başkomutan Vekili olacaktır.
İTTİHAT VE TERAKKİ’NİN İKİ ÖNEMLİ
İSMİ
ENVER PAŞA
TALAT PAŞA
-Vatanın kurtarılması amacıyla ittihat ve terakkiden farklı
düşüncelerde mevcuttu. Bunlardan biri de Prens Sabahaddin’di.
-II. Abdülhamit’in kız kardeşinin iki oğlundan biri olan ve
babası ile birlikte Paris’e kaçarak hayatını burada sürdüren
Sabahattin, Fransız kamuoyunda “Prens” olarak tanınıyordu.
-Jön Türk Hareketinde yaşanan ayrılık sonrası Prens
Sabahattin “Teşebbüs-i Şahsi ve Ademi Merkeziyet Cemiyeti”ni
kurmuştu.
-Sabahattin’e göre devlet toplum merkezli değil,
İngiltere’de olduğu gibi birey merkezli bir yapıda gelişmelidir. Bu
şekilde ortaya çıkacak olan devlette, yerel güçlere ayrılarak
yönetilen toplumlar çok daha güçlü ve sağlıklı olacaklardı.
Sabahattin’e göre, Osmanlı’nın kurtuluşu, ancak bu bireyci
topluma geçiş ile mümkündü.
PRENS SABAHATTİN
Bu dönemde rejime karşı muhalefet ortamından
etkilenenlerden biri de Mustafa Kemal olmuştur. Kurmay
Yüzbaşı olarak ilk tayin yeri olan Şam’da kendisi gibi muhalif
kişilerle temasa geçen Mustafa Kemal, burada “Vatan”
isimli bir örgüt ile karşılaşmış, zaman içinde bu örgütün
başına geçerek adını “Vatan ve Hürriyet” olarak
değiştirmiştir.
Daha sonra ihtilalcı bir oluşumun daha rahat
örgütlenebileceğini düşünerek gizlice Selanik’e gelip burada
örgütün şubesini kurmuştur. Ancak görev yeri olan Şam’a
dönmek zorunda kaldığı için Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’nin
Selanik’te gelişmesi mümkün olmamıştır.
Kurmay Yüzbaşı olarak
görev yaptığı sırada
1906 yılında Şam’da
çekilmiş olan resmi.
II. Meşrutiyet’in İlan Edilmesinin
Nedenleri
• İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne bağlı subayların Meşrutiyet
yönetimini istemesi
• Osmanlı hanedanından başka birinin tahta çıkacağı
söylentileri
• Padişaha, “Serez’den İstanbul’a bir ordunun yürüyeceği”
şeklinde bir telgraf ulaştırılması
• Ordu ile halk arasında isyan belirtilerinin ortaya çıkması
• 1908’de İngiltere ile Rusya arasında Reval Görüşmesi’nin
yapılması
• «1908’de İngiltere ile Rusya arasındaki Reval Görüşmesi’nde;
Makedonya meselesi, Boğazların durumu ve Osmanlı’daki
azınlıklar için yapılacak ıslahatların görüşülmesi Meşrutiyet’in
ilânında hızlandırıcı etkiye sahip olmuştur.»
II. Meşrutiyet’in İlanı (24 Temmuz
1908)
• İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri, basından ve Almanya
istihbaratından aldıkları Reval Görüşmeleri bilgisine
dayanarak, silah zoruyla da olsa padişaha Meşrutiyet’i ilan
ettirebilmek için Hürriyet Taburları’nı kurmuşlar ve isyan
çıkarmışlardır.
• Halk tarafından da desteklenen bu ayaklanma sonucunda
Selanik Hükûmet Konağı işgal edilmiştir. İttihat ve Terakki
liderlerinden Enver Paşa, Resneli Niyazi Bey ve Eyüp Sabri
Bey’in ordularıyla İstanbul’a geleceği dedikoduları üzerine
endişelenen II. Abdülhamit, 24 Temmuz 1908’de II.
Meşrutiyet’i ilan ederek Kanun-i Esâsi’yi yeniden yürürlüğe
koymuştur. Böylece İstibdat Dönemi sona ermiştir.
• Meşrutiyetin ikinci kez ilanı beklenen etkiyi yaratmamış aksine
ilanı hazırlayan koşulların yarattığı kargaşadan toprak kayıpları
yaşanmıştır.
• Meşrutiyet’in İlanı Sırasında Yaşanan Toprak Kayıpları :
• Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir.
• Avusturya-Macaristan İmparatorluğu Bosna-Hersek’i ele
geçirmiştir.
• Girit, Osmanlı Devleti’nden ayrılarak Yunanistan’a
bağlanmıştır.
31 MART OLAYI
• II. Meşrutiyet’in ilanından sonra bu yönetimi istemeyen
grupların, Volkan Gazetesi yazarı Derviş Vahdeti
öncülüğünde İstanbul’da başlattıkları isyandır.
Osmanlı Mebusan Meclisi’nin ikinci kez açılışından
sonra çatışmalar artmıştır. İttihatçılara muhalif olanların
kurduğu Ahrar Fırkası, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin
çalışmalarına engel olmak istemiştir.
Politik istikrarsızlık ve çatışmalar, Serbesti Gazetesi
yazarı Hasan Fehmi’nin öldürülmesi ile daha da
şiddetlenmiştir.
Volkan Gazetesi, İttihad-i Muhammedî Cemiyeti’nin
yayın organı haline geldikten sonra özellikle din adamları ve
ittihatçılara karşı olan subaylar üzerinde son derece
etkili olmuştur.
• Taksim Kışlası’ndaki Avcı Taburları’na bağlı askerler ayaklanma
çıkararak, ülkenin şeriata göre yönetilmesini istemişlerdir.
Dönemin hükûmeti (Hüseyin Hilmi Paşa) isyancılarla uzlaşma
yoluna gidince, hükûmet üyeleri tek tek istifa etmiş, yeni
kabineyi de Tevfik Paşa kurmuştur.
İsyanın giderek büyümesi ve kontrolden çıkması
sonucu Hükümet çekilmiş, ileri gelen İttihatçılar da
Rumeli’ye kaçmışlardır. Oluşan bu otorite boşluğunu,
Hürriyetin ilanından beri bir etkinlik göstermeyen
Abdülhamit doldurmuştur. Padişahın kendilerini affettiği ve
isteklerinin yapılacağı bilgisini alan isyancılar, saraya gelerek
padişaha bağlılıklarını sunmuştur.
İsyan Rumeli’de duyulur duyulmaz, hem muvazzaf
askerlerin hem de gönüllü halkın oluşturduğu Hareket
Ordusu adı verilen bir ordu İstanbul’a yola çıkmıştır.
Komutanlığını Mahmut Şevki Paşa’nın yaptığı ve Mustafa
Kemal’in Kurmay subay olarak yer aldığı bu ordu 24
Nisan’da ayaklanmayı bastırmıştır.
27 Nisan’da toplanan meclis, II. Abdülhamit’in
tahttan indirilmesine karar vermiştir. İlk kez bir Osmanlı
Padişahı, sadece Şeyhülislamın fetvasıyla değil, halk
temsilcilerinin ellerindeki dünyevi yetkiyle tahttan
indirilmiştir.
1876 Kanun-i Esâsisi’nde Yapılan
“1909 Yılı” Değişiklikleri
• Hükûmet, padişaha değil Mebusan Meclisi’ne karşı sorumlu
tutulmuştur.
• Padişahın Meclis’i kapatma yetkisi büyük oranda
sınırlandırılmıştır.
• Uluslararası antlaşmalarda “Mebusan Meclisi’nin Onayı”
zorunluluğu getirilmiştir.
• Kanun teklifi için gerekli olan padişah izni kaldırılmıştır.
• Padişahın sürgün ve sansür yetkisine son verilmiştir.
• Padişahın veto hakkı sınırlandırılmıştır.
• Basın üzerindeki sansür kaldırılmıştır.
• Cemiyet, dernek ve parti kurma hak ve hürriyetleri kabul
edilmiştir.
II. Meşrutiyet Döneminde Kurulan
Siyasî Partiler
• İttihat ve Terakki Cemiyeti: Türk siyasî tarihinin ilk partisidir.
Siyasî fikir olarak Türkçülük (Turancılık/Pantürkizm) akımını
savunmuştur.
Mizan, Meşveret ve İçtihad gazeteleri
desteklemiştir.
• Osmanlı Ahrar Fırkası:
Prens Sabahattin önderliğinde
kurulmuştur. Türk siyasî tarihinin ilk muhalefet partisidir.
Volkan ve Serbestî gazeteleri desteklemiştir.
• Hürriyet ve İtilaf Fırkası: Liderleri Dr. Rıza Nur ve Damat Ferit
Paşa’dır. 1911 yılında İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne karşı
kurulan en önemli muhalefet partisidir.
Bu önemli üç siyasî parti dışında ayrıca; Fedakâran-ı Millet
Fırkası, İttihad-ı Muhammedî Fırkası, Osmanlı Demokrat Fırkası,
Islahat-ı Esâsiye-i Osmaniye Fırkası, Mutedil Hürriyetperverân
Fırkası, Osmanlı Sosyalist Fırkası ve Ahâli Fırkası gibi siyasî partiler
de kurulmuştur.
31 MART İSYANI’NI BASTIRMAK ÜZERE
İSTANBUL’A GELEN HAREKET ORDUSU
31 MART OLAYI SONRASI İDAMLAR
31 MART OLAYI SIRASINDA İSTANBUL
SOKAKLARINDA YAŞANAN ÇATIŞMALARDAN
BİR GÖRÜNÜM
TEŞEKKÜR EDERİZ
[email protected]
[email protected]
[email protected]
Download