12.08.2016 اَلَّذ۪ينَ يَأْكُلُونَ الرِّبٰوا لَا يَقُومُونَ اِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذ۪ي يَتَخَبَّطُهُ

advertisement
12.08.2016
‫الر ٰبوا ََل يَقُو ُمونَ ا ََِّّل َك َما يَقُو ُم‬
ِّ َ‫اَلَّذ۪ ينَ يَأ ْ ُكلُون‬
ُ َّ‫الَّذ۪ ي يَت َ َخب‬
َ ‫ش ْي‬
َّ ‫طهُ ال‬
ُ ‫ط‬
‫ان ِّمنَ ْال َم ِّس ٰذ ِّل َك بِّاَنَّ ُه ْم‬
ۢ ‫الر ٰب‬
‫وا َوا َ َح َّل ه‬
‫اّٰللُ ْال َب ْي َع‬
ِّ ‫قَا ُٓلُوا اِّنَّ َما ْال َب ْي ُع ِّمثْ ُل‬
َ ‫الر ٰبوا فَ َم ْن َُٓجا َءهُ َم ْو ِّع‬
۪‫ظةٌ ِّم ْن َربِّه‬
ِّ ‫َو َح َّر َم‬
‫ف َواَ ْم ُر ُٓهُ اِّلَى ه‬
َ‫اّٰللِّ َو َم ْن َعاد‬
َ ‫فَا ْنتَهٰ ى فَلَهُ َما‬
َ َ‫سل‬
َ‫ار ُه ْم ف۪ ي َها خَا ِّلدُون‬
ُ ‫ص َح‬
ْ َ ‫فَا ُ ۬و ٰ ُٓلئِّ َك ا‬
ِّ ِۚ َّ‫اب الن‬
Faiz ve Zararları
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber (sav), vefat etmeden önce Veda
Hutbesi adıyla meşhur olmuş hitabesinde,
insanlığa ve biz ümmetine Kur’an’ın bazı emir ve
nehiylerini
hatırlatmıştır.
Sevgili
Peygamberimizin ashabıyla vedalaşırken verdiği
mesajlardan biri de hem o günün hem de
günümüzün sorunlarından birisi olan faiz konusu
idi. Allah Resulü, kumar, hırsızlık, rüşvet ve gasp
gibi meşru olmayan kazanç yollarından biri olan
faiz konusunda şöyle buyurmuştur: ‘‘İyi bilin ki,
Cahiliye Donemi faizi kesinlikle kaldırılmıştır.
İlk kaldırdığım faiz de, (amcam) Abbas b.
Abdülmuttalib’in faizidir.’’ (Müslim, Hacc, 147).
Faiz, kelime olarak artma, çoğalma,
yükseğe çıkma ve büyüme anlamlarına
gelmektedir. Dini bir kavram olarak faiz, borç
verilen bir para veya malin belirli bir süre sonunda
belirli bir fazlalıkla geri ödemesi ya da borç
ilişkisinden doğan ve süresinde ödenmeyen bir
alacağa ek vade tanıyıp, bu sureye karşılık onu
fazlalıkla geri almaktır. (DIA, ‘‘Faiz’’ mad., C.12,
s.110).
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz, bu
amansız hastalığa karsı kullarını uyarmış ve
mealen şöyle buyurmuştur: ‘‘Faiz yiyenler, ancak
şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar.
Bu, onların, “alışveriş de faiz gibidir”
demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi
helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan böyle kime
Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak)
faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun
olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. Kim tekrar
(faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir.
Orada ebedî kalacaklardır.’’ (Bakara, 275).
Değerli Müslümanlar!
Kur’an; faizi, insanların ve toplumların
hayatlarını mahveden bir yıkım olarak nitelemiş,
buna karşılık sadakayı, karşılıksız borç vermeyi,
infak ve zekâtı öne çıkararak, faize karşı bir
alternatif oluşturmuştur.
Faiz, bireysel ve toplumsal anlamda adeta
felaketler zincirine neden olmaktadır. ‘‘Bizi
aldatan bizden değildir’’(Müslim, İman, 164),
buyuran Peygamberimizin getirdiği sevgi, şefkat,
yardımlaşma, dayanışma ve infak gibi değerlerin
görmezden gelinmesine, zayıf ve muhtaçların
sırtındaki
kamburu
artırarak
daha
da
güçsüzleşmelerine, buna karşılık zenginin malına
yeni mallar katmasına sebep olmaktadır. Paranın
ve paranın getirdiği gücün belli insanların ya da
grupların
elinde
toplanmasıyla
toplumda
kutuplaşmalar artar ve gözle görülür bir eşitsizlik
meydana gelir. Aynı zamanda faiz, insanları
zahmetsiz ve kolay yoldan para kazanmaya sevk
ederek, tembelliğe neden olmakta, üretimi
yavaşlatmaktadır.
Faizin
yaygınlaştığı
toplumlarda, emek harcayarak, alın teriyle, helal
yollardan para kazanma düşüncesi değer
kaybetmektedir.
Faiz; iflaslar, intiharlar, yıkılan aileler,
bozulan
toplumsal
düzenle
hayatı
bereketsizleştirmekte, küçük ve kısa vadedeki
kârlar uğruna dünya ve ahiretimizi tehlikeye
sokmaktadır. Oysa dinimiz; haram sayılan faiz
gibi meşru olmayan uygulamalara kısıtlama
getirirken, ticaret ve alışveriş gibi meşru ve helal
olan kazanç yollarını teşvik etmiştir.
Değerli Cemaatim!
Rabbimizin yasakladığı faiz ve faizin doğal
sonucu olarak ortaya çıkan, bireysel ve toplumsal
dengelerimizi altüst eden bütün olumsuzluklardan
kurtulmak için gayret sarf etmeliyiz. Eğer bireyler
ve toplumlar bu illetten kurtulmak isterlerse Yüce
Rabbimiz de bize bu yönde imkanlar verecektir.
Özellikle Kur’an ve Sünnetin üzerinde ısrarla
durduğu,
maddi
ve
manevi
anlamda
yardımlaşmayı öne çıkaran sadaka, zekat, infak,
karz-i
hasen,
kurban,
vb.
ibadetleri
toplumsallaştırabilir ve kurumsallaştırabilirsek,
hayalini kurduğumuz İslam medeniyeti için ciddi
bir adım atılmış olacaktır. Bu aynı zamanda faiz,
kumar, hırsızlık, gasp gibi nedenlerle ortaya çıkan
problemlerin azalmasına da vesile olacaktır.
Mustafa ALICI
Lørenskog Türk Kültür Derneği Din Görevlisi
Related documents
Download