Türkiye, ekonomisine duyulan güven ve birleşme ve satın alma

advertisement
Basın Bülteni – 30 Mayıs 2013 Perşembe
Ernst & Young, Sermaye Özgüven Barometresi Nisan 2013
sonuçlarını açıkladı:
Türkiye, ekonomisine duyulan güven
ve birleşme ve satın alma
işlemlerindeki artış beklentisiyle öne
çıkıyor…




Küresel ekonomiye duyulan güven, son altı ayda iki kattan fazla arttı.
Katılımcıların yaklaşık yarısı finansmana erişimin kolaylaştığını ve bunun
satın alma ve birleşme aktivitesindeki büyümeyi desteklediğini
düşünüyor.
Katılımcıların %84’ü Türkiye’de satın alma ve birleşme işlemi hacminin
artmasını beklerken, %38’i ise önümüzdeki 12 ayda satın alma planlıyor.
Yeni pazarlardan pay almak, yeni ürün ve coğrafyaları şirket
portföyüne eklemek ve mevcut karlılıkları arttırmak; satın alma ve
birleşmelerin en önemli hedefleri olarak ortaya çıkıyor.
Dünyanın önde gelen denetim ve danışmanlık firması Ernst & Young tarafından altı ayda bir
hazırlanan Sermaye Özgüven Barometresi’nin (Capital Confidence Barometer) Nisan 2013
sonuçları açıklandı. 50 ülkeden 1.600’ün üzerinde üst düzey yöneticinin katılımıyla
gerçekleştirilen çalışmaya Türkiye’den de yüksek oranda katılım gerçekleşti.
Türkiye ekonomisine ilişkin global ekonomilerden daha hızlı büyüme beklentisi
devam ediyor...
Türkiye’den çalışmaya dâhil olan katılımcılar arasında küresel ekonomiye olan güvenin Ekim
2012’ye kıyasla %22’den %50’ye yükseldiği gözlemlendi. Katılımcıların küresel ekonomiye olan
güvenini etkileyen en önemli faktörler olarak ise sermaye piyasaları ve kurumsal gelirlerdeki
istikrar beklentisi, finansmana erişimin kolaylaşması ve piyasalardaki kısa vadeli istikrar öne çıktı.
Türkiye ekonomisine duyulan güvene ilişkin öne çıkan faktörler ise kurumsal gelirlerdeki artış
beklentisi, finansmana erişim kolaylığı, istihdam artışı ve ekonomik büyüme oldu. Katılımcıların
%88’i, Türkiye’deki yasal düzenlemeler ve denetim ortamının büyüme olanaklarını
desteklediğini belirtirken, önümüzdeki 12 aylık süre için büyüme beklentisi %3 - %5 aralığında
öngörüldü. Global ekonomi için büyüme oranının ise aynı dönemde %1 - %3 aralığında
gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Ernst & Young Kurumsal Finansman Bölüm Başkanı Müşfik
Cantekinler, konuyla ilgili şunları söyledi: “Türkiye ekonomisi için öngörülen büyüme oranları,
son 2 yılda yaşanan hızlı ve trendin oldukça üstündeki büyümenin ardından göreceli bir
yavaşlama olarak görülse bile; global piyasalara kıyasla Türkiye ekonomisine duyulan
güvenin yüksek olduğunu kanıtlamaktadır. Türkiye’nin, güçlü ve istikrarlı ekonomisi ile
gelişmekte olan ülkeler arasında ön plana çıktığını rahatlıkla söyleyebiliriz.”
Basın Bülteni – 30 Mayıs 2013 Perşembe
Ağırlıklı olarak; finansal hizmetler, otomotiv, tüketim ürünleri ve enerji gibi piyasanın nabzını
tutan sektörlerden şirketlerle yapılan araştırmaya katılan Türk yöneticilerin %67’si Türkiye
ekonomisinin büyümekte ve gelişmekte olduğunu belirtirken, şirketlerin gündemlerindeki en
önemli konular ise innovasyona dayalı büyüme, yeni coğrafyalarda büyüme olanakları,
düzenleyici konular ve verimlilik ve maliyet kontrolü oldu.
Şirketlerin büyüme hedefleri için ihtiyacı olan finansmana erişimi kolaylaştı…
Türk şirketlerinin global piyasalardaki finansmana erişim oranının artmakta olduğunu
düşünenlerin oranı %26’dan %46’ya yükselirken, katılımcı şirketlerin %67’sinin borç/özsermaye
oranının %25’in altında olduğu gözlemlendi. Ayrıca, yerli katılımcılardan %42’sinin mevcut
finansal borçlarının yeniden yapılandırılmasına olumlu baktığı gözlemlenirken, global seviyede
bu oran %29’da kaldı. Yeniden yapılandırmanın ana amaçları olarak ise kısa vadeli kredilerin
vadelerinin uzatılması, faiz oranlarının düşürülmesi ve vadesi yaklaşmış borçların kapatılması
öne çıktı. Şirketlerin önümüzdeki 12 ay içinde gerçekleştirecekleri satın alma ve birleşme
işlemlerinin finansmanında ise %41 ile finansal borç öne çıkarken, katılımcıların %38’i satın
almaların nakit kaynaklarla, %21’i ise özsermaye ile finanse edileceğini belirtti. Şirketlerin
organik büyümesinde ise öncelikli hedeflerinin ana ürünler ve mevcut pazarlardaki büyüme
ve yeni ürünler ve pazarlar için yeni teknolojilerden faydalanma olduğu gözlemlendi.
Satın alma ve birleşme aktivitesindeki artışın devam edeceği öngörülüyor…
Türkiye ve dünya ekonomisinde geçtiğimiz aylarda görülen olumlu gelişmeler, şirket birleşme
ve satın alma işlemlerine ilişkin beklentilere de yansıdı. Türkiye’de önümüzdeki 12 ay içinde
şirket birleşme ve satın alma işlem hacminin artacağını bekleyen katılımcıların oranı %84
olurken, aynı kalacağını öngörenlerin oranı ise sadece %8 olarak gerçekleşti. Bu beklentilere
dayanarak, 2012 yılını rekor bir işlem hacmi ile kapatan Türkiye’nin 2013 yılı genelinde de satın
alma ve birleşme aktivitesi yönünden aktif olacağı söylenebilir. Ayrıca, katılımcıların %38 gibi
yüksek bir bölümü de şirketlerinin önümüzdeki 12 ayda satın alma işlemi gerçekleştirmeyi
planladıklarını belirtmektedir. 2012 yılı Nisan ayında aynı oranın %19 olarak belirlenmesi de
işlem beklentisindeki artışı destekleyen bir diğer faktör olarak öne çıkmaktadır. Katılımcıların
büyük çoğunluğunun Türkiye’de çok sayıda ve yüksek kaliteli potansiyel satın alma fırsatı
olduğunu belirtmesi de pazardaki olumlu havayı yansıtan bir diğer etken olarak göze
çarpmaktadır. Önümüzdeki dönemde satın alma veya birleşme planlamayan katılımcılar ise,
ana sebepler olarak hissedarların yeni satın alma fırsatlarına güvenmemesini, alıcı ve satıcı
arasındaki değerleme farklarını ve iş ortamına duyulan düşük güveni göstermektedirler.
Müşfik Cantekinler, şirketlerin satın alma kararlarını etkileyen faktörlerle ilgili şunları söyledi:
“Şirketler, satın alma gerçekleştirirken yeni pazarlardan pay almayı, yeni ürün ve coğrafyaları
şirket portföyüne eklemeyi amaçlıyorlar. Bu büyüme olanaklarına ek olarak ise, mevcut
dağıtım kanallarından faydalanma, maliyetlerin azaltılması ve karlılığın artırılması ile yeni
teknolojilere ve üretim haklarına erişim de şirketlerin satın alma kararı almalarını tetikleyen
faktörler arasında yer almaktadır. Hali hazırda yer aldıkları pazarlardaki paylarını artırmak ve
konumlarını güçlendirmek de şirketlerin satın alma işlemlerindeki hedefleri arasında
değerlendirilebilir.”
Orta büyüklükteki işlem sayısının yüksek olması bekleniyor…
Türkiye’de, katılımcıların büyük çoğunluğu petrol & doğalgaz, tüketim malları, enerji ve
otomotiv sektörlerinde satın alma işlemi gerçekleştirmeyi planlıyorlar. Katılımcıların büyük
çoğunluğu, önümüzdeki 12 ay içinde küçük ve orta büyüklükte işlemlerin tamamlanmasını
beklerken, 500 milyon ABD Doları üzerinde hacimli işlemlerin az sayıda gerçekleşmesini
bekliyorlar. Ekim 2012’de yapılan çalışmada, ortalama işlem hacminin 50 milyon ABD Doları
Basın Bülteni – 30 Mayıs 2013 Perşembe
altında gerçekleşmesini bekleyenlerinin oranının, Nisan 2013’te yarı yarıya azalması ve 51
milyon ABD Doları – 500 milyon ABD Doları aralığında bir ortalama işlem hacminin
yakalanacağını tahmin edenlerinin oranının önemli ölçüde artması diğer dikkat çekici
gelişmedir.
Türk şirketleri, gelişmiş ülkelerdeki satın alma fırsatlarıyla da yakından ilgileniyor…
Türkiye’den ankete katılan iş adamları, öncelikli olarak Katar, Orta Asya ülkeleri ve Çin’i, şirket
satın almayı planladıkları potansiyel ülkeler olarak belirtmişlerdir. Gelişmekte olan ülkelerde
satın alma işlemi gerçekleştirirken karşılaşılan zorluklara değinen Müşfik Cantekinler “Siyasi
risk, yerel iş uygulamaları, artan şirket değerlemeleri ve işlemlerin tamamlanmama riski gibi
etkenler, Türk şirketlerinin gelişmekte olan ülkelerdeki satın alma işlemlerinde karşılaştıkları en
büyük engeller olarak göze çarpıyor. Bu gibi riskler ve belirsizlikler dolayısıyla ve gelişmekte
olan piyasalardaki büyüme oranlarının da düşüş göstermesi sebebiyle, Türk yatırımcıların
gelişmiş ülkelerdeki satın alma fırsatlarıyla da eskiye göre daha fazla ilgilendiklerini
görüyoruz. Geçtiğimiz yılda da görüldüğü gibi, Türk şirketlerin özellikle Batı Avrupa’da
gerçekleştirdikleri satın almalar bu ilginin somut bir göstergesi olarak ortaya çıkmaktadır.”
açıklamasında bulundu.
Ernst & Young Hakkında
Ernst & Young, denetim, vergi, kurumsal finansman ve danışmanlık hizmetlerinde global bir liderdir. 167.000 Ernst & Young
çalışanı ortak değerleri ve kaliteye olan sarsılmaz inançları doğrultusunda hizmet vermektedirler. Ernst & Young; çalışanlarının,
müşterilerinin ve içinde bulunduğu geniş çevrelerin potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olarak fark yaratmaktadır. Ernst &
Young, her biri ayrı birer tüzel kişiliğe sahip Ernst & Young Global Limited’e üye firmalardan oluşan global bir organizasyon olup,
tüm hizmetlerini bu üye firmalar tarafından sunmaktadır. Ernst & Young Global Limited, sınırlı sorumlu bir Birleşik Krallık şirketi
olup, müşteri hizmeti sunmamaktadır. Organizasyonumuz hakkında daha detaylı bilgi için, lütfen www.ey.com internet sitesini
ziyaret ediniz.
© Ernst & Young 2013
Tüm Hakları Saklıdır.
Ernst & Young Sermaye Güveni Barometresi, dünya çapında ve çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren büyük firmalardan 1.600 yöneticiyi kapsayan bir
anket çalışmasıdır. Barometrenin amacı, ekonomik görünüme olan güveni ölçmek, önümüzdeki 12 ay için yönetim kurullarının önceliklerini anlamak ve
küresel ekonomi gelişmeye devam ettikçe rekabet avantajı sağlayacak bu şirketlerin diğerlerinden farklılaşmalarını sağlayacak gelişmekte olan
sermaye uygulamalarını tespit etmektir. Bu Barometre, Kasım 2009 yılında başlayan ve 6 ayda bir hazırlanan çalışmanın sekizinci raporudur.
Raporumuzun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.ey.com/Publication/vwLUAssets/Capital_Confidence_Barometer_Raporu_2013/$File/EY_CCB_Global_Apr2013_SCOREappoved.pdf
Download