106 çocuklarda benign ve malign kemik tümörleri

advertisement
Düzgün F, Örgüç Ş. Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri
2014;2(1):106-117
ÇOCUKLARDA BENİGN VE MALİGN KEMİK TÜMÖRLERİ
Fatih Düzgün, Şebnem Örgüç
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, Manisa
Yazışma Adresi
Özet
Uz.Dr. Fatih Düzgün
Celal Bayar Üniversitesi, Tıp
Fakültesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı
Manisa, Türkiye
Pediatrik yaş grubunda kemik tümörlerinin görüntüleme ile değerlendirilmesi kritik
öneme sahip olup lezyon tanımlanması, tedavi ve takip açısından oldukça önemlidir.
Bening tümörlerin tanısı genellikle, direkt grafi ile tanısı konulmakla beraber, malign
tümör olasılığı yönünden uyanık olunmalıdır. Malign ve benign kemik lezyonlarının
doğru tanımlanması için klinik özellikler ve radyolojik değerlendirme ön plandadır.
Bu makalede pediatrik yaş grubunda görülen malign ve benign kemik lezyonlarında
radyolojik literatür değerlendirilecektir.
E-posta: [email protected]
Tel-1 : (+90) 505 2529663
Anahtar Kelimeler
Pediatrik, kemik tümörleri, bening,
malign
ABSTRACT
Imaging of bone tumors in the pediatric age group is critical for the identification of
the lesion, treatment and follow-up. The diagnosis of benign tumors, usually diagnosed by radiography, although must be aware of the possibility that malignant tumors.
Clinical features and radiological evaluation are important for correct identification of
malignant and benign bone lesions. In this article, malignant and benign bone lesions
seen in the pediatric age group will be evaluated in the radiologic literature.
Key words: Pediatric, bone tumours, benign, malignant
GIRIŞ
Kemik tümörleri köken aldıkları doku, büyüme
ve davranış paternlerine göre benign ve malign olarak
gruplandırılırlar (Tablo 1) (1-3). Çocukluk çağı kemik
tümörlerinin çoğunluğu benign özellikte olup pek çoğu
tanıtıcı ve özgün radyografik ve klinik bulgularla biyopsi
gereksinimi olmadan tanı konulabilmektedir (4). Sıklıkla görülen benign kemik tümörleri osteokondrom, enkondrom, osteid osteom, osteoblastom, kondroblastom
ve hemanjiomdur. Ek olarak nonossifiye fibrom, basit
kemik kisti ve fibröz displazi gelişmekte olan çocuklarda
sık görülebilen tümör benzeri lezyonlardandır (5). Malign
tümörler diğer pediatrik maligniteler ile kıyaslandığında
göreceli daha azdır. Yerleşimi (Tablo 2), görünümü ve hasta yaşı kemik tümörlerinin tanımlanmasında önemli yere
sahiptir.
Malign kemik tümörleri 15 yaş altındaki çocuklarda tüm tümörlerin %2-4’ünü oluştururken, 15-19 yaş
Selçuk Pediatri 2014;2(1):106-117
106
grubunda bu oran %6.6’ya çıkmaktadır (6,7). Osteosarkom (%54) ve Ewing sarkom (%34) en sık görülen malign
kemik tümörleridir (8). Ancak benign ve malign kemik
tümörleri ve tümör benzeri lezyonlar benzer klinik ve radyolojik bulgular gösterebilir (9).
Direkt grafi kemik lezyonlarında primer görüntüleme yöntemi özelliğini korumaktadır (Tablo 3). Küçük
boyutlu, çok sayıda, kortikal yıkım göstermeyen ve iyi
sklerotik sınırlı kemik tümörleri sıklıkla benigndir. Ancak belirsiz sınırlı, kortikal yıkım, eşlik eden periosteal
reaksiyon, büyük boyut ve yumuşak doku uzanımı gösteren lezyonlar daha endişe uyandırıcı ve potansiyel maligndir (10). Bilgisayarlı tomografi (BT) özellikle vertebra
ve pelvis gibi yerleşimli lezyonların daha ayrıntılı değerlendirilmesi, kortikal yıkım ve grafide görülemeyen kalsifikasyon-ossifikasyonların gösterilmesinde faydalıdır.
Teknesyum (Tc)-99m işaretli kemik sintigrafisi kemik tümörlerinin metastaz ve atlayan (skip) lezyonlarını gösteÇocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
rerek evrelemede kullanılmaktadır (11). Ayrıca manyetik rezonans görüntüleme (MRG) kemik tutulumu, intramedüller,
eklem ve yumuşak doku yayılımını göstermede oldukça önemlidir (12,13).
Tablo 1: Pediatrik Primer Kemik Tümörleri
Tümör
Benign
Malign
Kemik kökenli
Osteid osteom,osteoblastom
Osteosarkom
Kıkırdak kökenli
Enkondrom, kondroblastom,
knodromiksoid fibrom,
osteokondrom
Kondrosarkom
Dev hücreli
Dev hücreli tümör
---
Küçük yuvarlak hücreli
---
Ewing sarkom, lenfoma
Vasküler tümörler
Hemanjiom, lenfanjiom
Hemanjioperistom
Fibroosseoz lezyonlar
Nonossifiye fibrom, fibröz
displazi, osteofibröz displazi
Fibrosarkom, malign fibröz
histiositom
Kistik lezyonlar
Basit kemik kisti, anevrizmal kemik
kisti
---
Diğer
Langerhans hücreli histiositoz histiositoz
---
Tablo 2: Pediatrik kemik tümörleri iskelet sistemi tutulum ve yerleşim yerleri
İskelet Sistemi Tutulum Yerleri
İskelet Sistemi Yerleşim Yerleri
Küçük tübüler kemikler
Enkondrom
Osteoid osteom
Uzun tübüler kemikler
Pek çok benign and malign kemik tümörleri
Metastaz
Kostalar
Kıkırdak tümörleri
Ewing sarkomu
Fibröz displazi
Langerhans hücreli histiositoz
Metastaz
Omurga: Vertebra korpus
Dev hücreli tümör
Lenfoma
Langerhans hücreli histiositoz
Hemanjiom
Kordoma
Metastaz
Omurga: Posterior elemanlar
Osteoblastom, osteoid osteom
Anevrizmal kemik kisti
Epifiz
Kondroblastom
Metafiz
Dev hücreli tümör
Anevrizmal kemik kisti
Basit kemik kisti
Fibröz displazi
Osteokondrom
Enkondrom
Kondromiksoid fibrom
Nonossifiye fibrom
Osteosarkom
Malign fibröz histiositom
Ewing sarkom
Lymphoma
Metastases
Diafiz
Osteoid osteom
Ewing sarkomu
Lenfoma
Adamantinoma
Osteofibröz displazi
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
107
Kafa ve yüz kemikleri
Fibröz displazi
Osteom
Langerhans hücreli histiositoz
Metastaz
Pelvis
Osteokondrom
Fibröz displazi
Ewing sarkomu
Kondrosarkom
Metastaz
Tablo 3: Kemik tümörlerinin radyografi özellikleri
Radyografi
Benign
Sınırda
Malign
Yıkım paterni
Coğrafik, iyi sınırlı
Güve Yeniği
Çok sayıda küçük, litik
lezyonlar
Sınırlar
İyi sınırlı, sklerotik kenar
İyi sınırlı, sklerotik olmayan Kötü sınırlı
kenar
Kortikal etkilenme
Sağlam
Trabekülasyon, endosteal
çanaklaşma (scalloping)
veya ekspansiyon
Korteks yıkılımı
Periostal reaksiyon
Yok ya da solid tip
Tek lamellar
Çok lameller, Codman
üçgeni, spiküle
Kemik dışı uzanım
Çok nadiren
Var veya yok
Var
Benign Tümörler ve Tümör Benzeri Lezyonlar
Basit Kemik Kistleri
Basit kemik kistleri, ince fibröz hatla sınırlı seröz-anjiöz ya da seröz sıvı dolu kaviteden oluşmaktadır.
9-15 yaş arasında pek çoğu uzun tübüler kemiklerde ve
özellikle proksimal humerus, proksimal femur ve proksimal tibiada metafizer yerleşim göstermekte ve kemik gelişimi ile diafize doğru uzanabilmektedir (14). Tama yakını
tek lezyon şeklindedir. Sıklıkla grafide rastlantısal olarak
tanı almakta ve patolojik kırık oluşumu riski bulunmaktadır.
Karakteristik direkt grafi bulgusu ince duvarlı,
ekspansil, intramedüller yerleşimli, lüsent lezyon şeklindedir (15)(Resim 1A). Kırık sonrası kist içerisinde fragmente parçalar görülebilir (16). BT ve MRG lezyonun kistik karakterini ortaya koyar. BT’de dansitesi 20 HU altında
kistik lezyon saptanır. MRG’ de T2 ağırlıklı görüntülerde
içi sıvı dolu yüksek sinyalli ve T1 ağırlıklı görüntülerde ise
ara sinyal intensitesinde izlenirler (16,17) (Resim 1B-C).
Hemosiderin artıkları ve özellikle kalkeneusta yağlı dejenerasyon görülebilir (18).
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
Resim 1: Basit kemik kisti direkt grafi ve MRG bulguları; 15 yaşında erkek hastada femur distal metafiz lateralde düzgün sklerotik sınırlı lüsent kemik lezyonu (A);
MRG’de T1A izointens (B) ve T2A hiperintens düzgün
sınırlı lezyon (C) izlenmektedir.
Anevrizmal Kemik Kisti
Anevrizmal kemik kisti (AKK), benign, tümör
benzeri bir lezyon olup, içinde kan, fibröz doku, vasküler stroma ve diğer sıvılar bulunan fibröz duvarlı kist
benzeri bir yapıdır (17). AKK kızlarda erkeklere nazaran
daha sık görülmektedir. Normal olan bir kemikte primer
görülebileceği gibi %30’lara kadar benign ya da malign
bir patolojinin üzerine vasküler anomali sonucu sekonder gelişebilmektedir (Dev hücreli tümör, osteoblastom,
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
108
kondroblastom, fibröz displazi, hemanjiom, nonossifiye
fibrom, osteosarkom gibi) (18,19).
Özellikle diz çevresinde olmak üzere uzun kemiklerde (femur, tibia ve humerus) metafizyel yerleşim
göstermektedir. Vertebrada ise posterior elemanlarının
tutulumu sık ve karakteristiktir (20). İskelet sisteminde
hemen her kemikte bulunabilir. Ağrı ve sislik en sık görülen semptomdur. Direkt grafide belirgin ekspansiyona yol açmış, sıklıkla septasyon içeren osteolitik lezyon
olarak görülür (17) (Resim 2). Keskin sınırları vardır ve
etrafında ince sklerotik hat bulunabilir. Eksantrik olarak
yerleşen lezyon kortekste belirgin ekspansiyon ve incelmeye yol açar. Korteksin dışına taştığı durumlarda ise etrafında, sıklıkla diafizer tarafta ince periosteal yeni kemik
yapımı görülür. AKK, MRG’de T1 ağırlıklı görüntülerde
düşük sinyalli, T2 ağırlıklı görüntülerde ise yüksek sinyalli
ve düşük sinyal içeren fibröz hatlar şeklinde izlenmektedir (21). MRG’de kavernöz alanlarda kan ve sıvı ayrımına
bağlı sıvı-sıvı seviyelenmeleri tipiktir. Sıvı-sıvı seviyelenmeleri sinyalleri üst ve alt içeriğe göre değişebilmektedir.
Bu bulgu BT’de de görülebilmektedir. İV kontrast madde
sonrasında septalarda ve kist çevresinde kontrast tutulum
olabilmektedir. Çevre yumuşsak doku ödemi izlenebilir.
Ancak AKK’ de solid komponent görülebilmesine rağmen sekonder AKK veya osteosarkom açısından dikkatli
olunmalıdır (22). Genel bir kural olarak eğer lezyonun 2/3
kısmından fazlası sıvı-sıvı seviyelenmesi gösteriyor ise benign, 1/3 kısmından azı içeriyorsa sıklıkla maligndir (18).
Dev Hücreli Tümör
Dev hücreli tümör 15 yaşın altında oldukça nadirdir ve kızlarda daha sık görülmektedir (16,23). Direkt
grafide genellikle diz etrafında tek, iyi sınırlı, ekzantirik
yerleşimli olarak izlenirler. Sklerotik cidar ve matriks kalsifikasyonu izlenmez. Kortikal kalınlaşma genelde izlenmekle beraber periastol reaksiyon nadirdir. Metafizer yerleşim gösterir ve açık epifiz hatlarını geçmez. Ancak epifiz
hattı kapalı ise subkondral alana uzanabilir (23).
MRG’de sıklıkla T1 ağırlıklı görüntülerde periferal düşük sinyallidir. Ttümör sellülaritesi ve kanamaya sekonder T2 hipointens şekilde görüntülenirler (23, 18). İV
kontrast madde sonrası solid kısımlarda diffüz boyanma,
septal yapılar ve kistik komponent cidarlarında periferik
boyanma izlenebilir (23). %14 civarında olguda sekonder
AKK görülebilir.
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
Resim 2: Sol humerus AP grafisi:15 yaşında erkek hastada
humerus proksimal metafizinde anevrizmal kemik kistine
ait (AKK) ekspansiyona yol açmış, septasyonlar içeren osteolitik lezyon izlenmektedir.
Osteokondrom (Ekzositoz)
Normal büyüme plağından ayrılan bir grup kıkırdak hücresinin kemiğin uzun ekseni dışında başka
yönlere doğru büyümeye devam etmesi ile ortaya çıkan
bir kitledir. Kemiğin en sık görülen benign tümörüdür
(%25-35) ve erkek çocuklarda daha sık görülür (24).
Lezyonun korteksi normal kemik korteksi ile
ve lezyonun medullası da kemiğin medullası ile devamlılık gösterir. En sık uzun kemiklerin metafiz ya da daha
nadiren metadiafizlerinde görülür (en sık diz çevresi ve
humerus proksimali). En yakın epifizden uzaklaşır şekilde
büyüme gösterir (18). Lezyonlar saplı (en sık) veya geniş
tabanlı olabilir.
Multipl herediter ekzositoz (diafizel aklazi)
(MHE), multipl osteokondromların izlendiği otozomal
dominant bir hastalıktır.
Osteokondrom çoğunlukla sporadik olmakla
beraber radyoterapiye sekonder radyasyon alanında görülebilir (16,25). Çocukluk döneminde büyüme gösterebil-
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
109
mekle birlikte iskelet gelişimi tamamlandığında büyüme
göstermemelidir. Genelde semptomsuz olup kemik deformitesi, komşu vasküler ve sinir basısına sekonder, ya da
kırığa bağlı semptomlar görülebilir. Tek olanlarda %1 ve
MHE’de %5-25 civarında kondrosarkoma (sıklıkla düşük
grade) malign transformasyon gelişebilir (25,26).
Radyolojik tanıda osteokondromlar için önemli
bir özellik, osteokondromun ana kemik ile birleştiği yerde
osteokondromun spongioz kemik yapısının ana kemiğin
spongioz kemiği ile devamlılık göstermesidir (18). Kıkırdak şapkanın kalınlığının 2,5-3 cm’yi geçmesi malignite
dönüşümün işareti olabilir. (18,19,24).
Kıkırdak şapkada kalsifikasyonlar görülebilir
ancak yoğun kalsifikasyon ve arada lusent sahalar, iskelet
matürasyonundan sonra büyüme, düzensizlik, eşlik eden
yumuşak doku ve kemik yıkımı diğer malign dönüşüm
belirteçleridir.
Kıkırdak şapka MRG’de T1 ağırlıklı görüntülerde
ara sinyalde, T2 ağırlıklı ve STIR görüntülerde ise yüksek
sinyalli izlenir (Resim 3A-B).
Resim 3: Osteokondrom. 13 yaşında erkek hastada
MRG’de tibia proksimal metafizde kortekle devamlıklık
gösteren ve medülla ile benzer sinyalli en yakın eklemden
uzaklaşan tarzda büyüme gösteren ekzofitik kitle; kıkırdak şapka T1A’da hipointens (A), T2A’da hiperintens (B)
izlenmektedir.
Enkondrom
Enkondrom çocukluk çağında 2. en sık görülen
benign kemik tümörüdür (16). Matür hyalin kıkırdağın
abartılı formasyonuna bağlı gelişmektedir. En sık el-ayak
tubuler kemiklerinde görülmekle birlikte her kemikte gelişebilir.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):106-117
110
Ollier hastalığı veya enkondromatozis ailevi olmayan büyüme kıkırdağının anormal gelişimine bağlı
oluşan ve kırılmalar, eğilmeler ve büyüme bozukluklarının görüldüğü bir klinik tablodur. Mafucci sendromunda
ise multipl enkondromlar ve hemanjiomlar bulunur. En
önemli sorun lezyon sayısının ve kıkırdak miktarının fazla olması nedeniyle kondrosarkom gibi sekonder malignite gelişmesi olasılığının %25-30’lar civarında olmasıdır
(16,25).
Enkondromlar asimetrik santral yerleşimli, iyi
sınırlı, kortekte incelme oluşturan ekspansil kitlelerdir.
Kondroid kalsifikasyonlar görülebilir (sıklıkla daha büyük yaşlarda) ve BT ve direk grafide karakteristik şekilde
izlenir. MRG’de lobüle konturlu T1 ağırlıklı görüntülerde
düşük sinyalli veya kas ile izointens ve T2 ağırlıklı görüntülerde yüksek sinyalli izlenirler (24,27). Kalsikasyonlara
bağlı noktasal düşük sinyaller içerebilir. İV kontrast madde sonrasında periferal fibrovasküler dokuya bağlı halkasal veya ark şeklinde kontrast tutulumu izlenebilir (21).
Kondroblastom
Kondroblastom 10-20 yaşlarda nadir görülen
benign primer kıkırdak tümörüdür (28). En sık humerus
proksimali, femur distali, tibia proksimali, femur proksimalin ve daima epifiz-apofiz yerleşimlidir. Ancak komşu
metafiz (%50) ve ekleme doğru uzanım gösterebilir. Erkeklerde 1.5 kat daha fazla görülür.
Direkt grafide epifiz içinde düzgün sklerotik sınırlı, eksantrik yerleşimli, bazen içinde kalsifikasyonlar
gösteren, yuvarlak litik lezyonlar olarak görülür. Punktat kalsifikasyonlar BT ile daha iyi olmak üzere, %30-50
arasında saptanabilir. Periosteal reaksiyon ise lezyondan
uzakta eşlik eden inflamatuar reaksiyona bağlı görülebilir.
MRG’de lobüle konturlu, heterojen şekilde T1 düşük ve
değişik T2 sinyalleri izlenebilir. Kalfikasyonlar ise düşük
sinyal şeklinde izlenir. Karakteristik olarak marjinal skleroza bağlı periferal ince (<1 mm) hipointens halka (inkomplet olabilir) görülür (29) (Resim 4A-B-C). Eşlik eden
yaygın ödem sıktır ve agresif tümörler ile karışabilir. Yumuşak doku ödemi de eşlik edebilir (29,24). İV kontrast
madde sonrasında %60 civarında lobüler kontrast tutulumu görülür (28). Septal kontrast tutulumu eşlik eden AKK
düşündürmelidir.
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
Resim 4: Büyük torakanter yerleşimli kondroblastom; direkt grafide slerotik ince sınırlı heterojen litik lezyon (A);
MRG’de T1A koronal (B) ve yağ baskılı T2A aksiyel görüntülerde düzgün kenarlı, heterojen sinyalli, içerisinde
milimetrik kalsifikasyonlara bağlı düşük sinyaller içeren,
ince halka içeren yuvarlak kitle lezyonu ve eşlik eden lezyon boyutuna kıyasla belirgin çevresel kemik iliği ödemi
izlenmektedir.
Osteoid Osteom
10-20 yaşlarda ve erkeklerde daha sık görülen
benign bir tümördür (30). Esas şikayet geceleri artan
zonklayıcı tarzda ve aspirinle geçebilen ağrıdır (10,16).
Sıklıkla uzun ve kısa tubuler kemilerin şaftlarında görülür.
En sık femur proksimalin ve tibia tutulmakla birlikte vertebra posterior elemanlarında da görülebilir. Uzun kemiklerdeki lokalizasyonu intrakortikal (en sık), subperiostal,
intrameduller (subkortikal) olabilir. Radyografik olarak
litik bir nidus (<1,5-2 cm) ve bunun etrafında yoğun kemik oluşumu ile karakterize sklerotik bir halka şeklinde
izlenir (31) (Resim 5A-B-C). Nidus komşuluğunda yoğun
sklerotik kortikal kalınlaşma eşlik eder. Nidus kalsifiye
olabilir. Mikroskopik olarak santral nidus osteoid, osteoblast ve vasküler kanallar içerir. Periostal kalınlaşmanın çok
olduğu olgularda veya lokalizasyon nedeniyle nidus direkt
grafide %25 oranında görülmeyebilir (32). Bu durumda
nidus en iyi ince kesit BT ile gösterilir. Epifiz ya da intraartiküler yerlesimli lezyonlarda periost olmamasına bağlı
olarak reaktif kemik yapımı görülmeyebilir.
Resim 5: Osteoid Osteoma 14 yaşında kız hastada sol el
3. parmak orta falanskta AP-Lateral grafide (A-B ) proksimalde milimetrik litik nidus etrafında skleroz, kortikal
kalınlaşma ve koronal STIR sekans MRG’de (C) eşlik eden
belirgin kemik ve yumuşak doku ödemi izlenmektedir.
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
MRG’de kortikal kalınlaşma tüm sekanslarda düşük sinyallidir (18). Nidus ise T1 görüntülerde kaslar ile
izointens ve T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens izlenir.
Ancak içeriğindeki kalsifiye değişiklere bağlı olarak nidus tüm sekanslarda düşük sinyal gösterebilir (19,26). İV
kontrast madde sonrası nidusta boyanma izlenir. Çevresel
kemik iliği ve yumuşak dokulardaki ödem sıklıkla oldukça belirgin olup T2 ağırlıklı-STIR sekanslarda yüksek sinyalli izlenir.
Osteoblastom
Osteoblastom nidusunu 1.5-2 cm’den daha büyük olması ile osteoid osteomadan ayrılır. En sık 2. dekatta olmak üzere her yaşta görülebilmektedir. Erkeklerde
daha sıktır. En sık vertebra posterior elemanlarında izlenir. Ağrı en sık yakınma olmakla birlikte aspirine yanıt
osteoid osteom göre daha azdır. Görüntüleme özellikleri
osteid osteoma benzemekle birlikte, belirgin ekspansif
olabileceği gibi (AKK benzeri), malign lezyon gibi belirgin agresif seyirli olabilir. Ancak yumuşak doku yayılımı
malign tümörlere kıyasla nadirdir (33).
MRG’de matriks içeriği ve osteoid gelişime bağlı değişik şekillerde izlenebilir. Osteoid osteomada olduğu gibi belirgin çevresel ödem sıklıkla bulunur. Vertebra
posterior elemanlarında osteolitik, ekspansil lezyon ve
eşlik eden kabuk şeklinde periosteal reaksiyon izlenebilir. MRG ile epidural ve paranöral yayılım gösterilebilir
ancak belirgin inflamatuar reaksiyon ve birkaç vertebrayı
içeren kontrast tutulumu lezyonun abartılı görünmesine
yol açabilir (19).Sekonder AKK eşlik edebilir ve buna bağlı sıvı-sıvı seviyelenmesi oluşturan kistik görünüm ortaya
çıkar.
Nonossifiye fibrom ve fibröz kortikal defekt
Çocuk ve adölosanlarda çok sık görülen, genelde
ağrısız kemik lezyonlarıdır. Zamanla regrese olurlar ve 25
yaş üzeri görülmezler (19).
Fibröz bağ dokusu normal kemik doku ile yer
değiştirmiştir (34). Multipl nonossifiye fibrom ve nörofibromatozis ilişkilidir. Uzun kemiklerin metafizlerinde,
özellikle femur alt ve tibia üst uçta kemik korteksinde belirgin, düzgün sınır gösteren lezyonlardır. Genelde asemptomatik olup insidental tanı alırlar. Fibröz kortikal defekt
2 cm’den küçük nonossifiye fibrom ise büyüktür.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
111
Düz radyografi genelde tanı koydurucudur.
Direkt grafide ekzantirik yerleşimli, iyi sınırlı, kortikal
tabanlı sklerotik sınırlı lezyonlar şeklinde izlenirler (10)
(Resim 6). Ancak kaybolmadan önce normal kemik doku
ile dolma safhasında atipik görünüm olabilir (10,35).
MRG’de T1 ağırlık görüntülerde düşük sinyalli ve T2
ağırlıklı görüntülerde hipersellüler ve fibröz içeriğe bağlı
varyasyonlar gösterebilir. Periferal ince çevresel boyanma
izlenir (18,24).
hangi bir kemikte olabilmekle birlikte en sık proksimal
femur, tibia, kostalar ve kafa kemiklerinde görülür. Fibroz
displazi erkeklerde daha sıktır ve pek çok hasta asemptomatiktir (37). Esas komplikasyon deformite (çoban değneği deformitesi) veya patolojik kırık gelişimidir (34). Malign sarkomatöz dejenerasyon oldukça nadirdir.
Radyografik olarak iyi sınırlı sıklıkla sklerotik
halka içeren, ekspansil, buzlu cam görünümünde ve endosteal erozyon oluşturan lezyonlardır (38). Eğer kıkırdak
içeriyorsa mısır patlağı veya kaba birleşmiş kalsikasyonlar
görülebilir.
MRG’de T1 görüntülerde düşük sinyalden izointense ve T2 görüntülerde heterojen hiperintens kortikal
yıkım göstermeyen intramedüller iyi sınırlı lezyon şeklinde izlenir. Heterojenite ise kalsifikasyon, kist, yağlı alanlar
veya septasyonlara bağlıdır. Tüm sekanslarda tipik olarak
grafide görülen sklerotik halkaya bağlı düşük sinyalli halka izlenir (38).
Ossifiye fibrom
Ossifiye fibrom tibia ve-veya daha nadir fibulada görülen fibroosseöz lezyon içeren deformite şeklinde
izlenir. 10 yaşın altında görülmektedir (39,40). Anterior
kortekste diafizer ve yavaşça logitidunal büyüme gösteren,
ağrısız anterior eğilme şeklinde kitle oluşumu mevcuttur
(19).
Resim 6: 14 yaşında erkek hastada non ossifiye fibrom. Direkt grafide femur distal metafizde ekzantirik yerleşimli,
iyi sınırlı, kortikal tabanlı sklerotik sınırlı lezyon izlenmektedir.
Fibröz Displazi
Fibröz displazi düzensiz kemik trabekülleri ve
hücresel fibröz doku ile karakterize gelişimsel kemik bozukluğudur (16). Fibröz displazi çoğunlukla bir tek kemiği tutabileceği gibi (monostotik) aynı anda birden fazla
kemikte de bulunabilir (poliostotik). Birden fazla kemik
tutulumu cilt pigmentasyonu (café-au-lait lekeleri), erken
puberte ve endokrin disfonksiyon ile birlikte görüldüğünde McCune-Albright sendromu ismini alır. Mazabraud
sendromu fibröz displazi ve yumuşak doku miksomları ile
karakterizedir (36). Sıklıkla 10-20 yaşlarda görülür. Her-
Selçuk Pediatri 2014;2(1):106-117
112
Radyografik olarak diafizer kortikal kemikte loküle, ekspansil, sklerotik sınırlı ve anterior-anterolateral
eğilme şeklinde izlenir. Patolojik kırık gelişmedikçe periosteal reaksiyon izlenmez. MRG’de T1 ağırlıklı görüntülerde kasa göre yüksek sinyalli ve T2 ağırlıklı görüntülerde
yüksek sinyalli izlenir (41).
Hemanjiom
Çocuk ve adölosanlarda %5’in altında görülür
(42). En sık kafa ve vertebral kemiklerde görülür ve insidental saptanır (21). Kemik trabekülleri arasındaki kapiller ve vasküler aralıklardan oluşur. Litik, kemik içinde
boşluklar yaratan ve damarların birbirine içine geçmesi ile
ortaya çıkan balpeteği görüntüsü veren lezyonlar şeklinde
görülürler. MRG görünümü lipomatöz ve vasküler içeriğe
bağlı değişebilir (21). Yağlı eleman içerenlerde T1 ağırlıklı
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
görüntülerde yüksek sinyalli ve T2 ağırlıklı görüntülerde
ara sinyal intenstesinde, yağ baskılı ve STIR görüntülerde
ise düşük sinyallidir. Vasküler elemanlar ise T1 düşük sinyalli ve T2 yüksek sinyalli izlenirler.
Histiositozis (Eozinofilik Granülom)
Langerhans hücreli histiositozis, histiosit ve Langerhans hücresi taşıyan antijenlerin anormal proliferasyonu sonucu oluşur (43,44). Etiyolojisi bilinmemektedir.
Sistemik bulguların ön planda olduğu, multi organ tutulumlu formlarının prognozu daha kötüdür. İskelet sistemine lokalize ve sıklıkla tek bir kemiği tutan tipleri ise çok
daha iyi prognozludur. Hastalık her yaş grubunda görülebileceği gibi çocuklarda ve genç erişkinlerde çok daha sıktır. Hasta asemptomatiktir veya ağrı şikayeti olabilir (16).
Erken dönemde lezyon içerisinde inflamatuar infillrasyon
daha sonra granülamatöz faz ve son olarak fibröz faz görülür (43).
Soliter kemik lezyonları multipl lezyonlardan
daha sıktır. Her kemikte görülebilir ancak, kafa kemikleri,
çene, kostalar, vertebral korpus ve proksimal uzun kemikler daha sık tutulur. İskelet dışında karaciğer, dalak, lenf
nodu ve akciğer tutulumu olabilir (45).
Direkt radyografide iyi sınırlı ovoid periferal skleroz içeremeyen litik lezyondan kötü sınırlı permeatif büyük litik lezyonlara kadar çeşitlilikte görülebilir (16).Kemik iliği tutulumu, yumuşak doku kitlesi ve inflamasyon
MRG’de gösterilebilir (43,46). Kafa kemiklerinde lezyon
dışında yumuşak doku ödemi izlenebilir. Vertebra plana
vertebral tutulumda görülebilir ve komşu intervertebral
diskin tutulmaması ayırıcı tanıda önemlidir (43).
MALİGN TÜMÖRLER
Osteosarkom
Osteosarkom çocuklarda en sık görülen malign
tümördür (47). Osteosarkom büyümenin en hızlı olduğu
15-19 yaş arasında pik yapar. Giderek artan, istirahat ve
ilaçla geçmeyen ağrı, sert, hareketli olmayan şişlik gibi şikayetler en sık rastlanan bulgulardır. 6 yaşın altında çocuklar nadiren etkilenir. Serum alkalen fosfataz olguların
yarısında yüksektir (48). Erkek çocuklarda kızlara göre iki
kat fazla görülür. Retinoblastom ve Li-Fraumeni sendromu bulunan hastalarda ve önceden radyoterapi uygulanmış hastalarda risk artar. Multifokal osteosarkom çocuk-
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
larda nadiren görülübilir (49).
Patolojik olarak osteoblastik, kondroblastik,
fibroblastik veya telenjiektazik olarak tümör baskın hücre
tipine göre tanımlanırlar (18).
Pediatrik osteosarkom genellikle metafizyel ve
medüller orijinlidir Olguların çok büyük bir çoğunluğu
diz eklemi etrafında (%60-79), femur veya tibia metafizindedir (6,50).Yassı kemiklerde ise %10 olguda görülür (51).
Tümör kemik yapımı ile karakterizedir.
Direkt grafide litik, sklerotik veya miks tipte agresif kemik lezyonu şeklinde olabilir. Tipik olarak büyük
boyutlarda belirsiz sınırlı, kortikal yıkım ve agresif periostal reaksiyonun eşlik ettiği (Codman üçgeni ya da sunburst; “güneş ışını’’ görünümü denen ve yumuşak dokuda
radyal tarzda ossifikasyondan oluşan periost reaksiyonu)
ve malign kemik içeren yumuşak doku kitlesi şeklinde izlenirler. Telenjiaktazik osteosarkom hariç patolojik kırık
nadirdir (%5) (52). %20 çocukta sıklıkla akciğer olmak
üzere metaztaz görülebilir.
Osteosarkom (Resim 7 A-B) MRG’de genelde T1
ağırlıklı görüntülerde hipointens ve STIR görüntülerde hiperintens izlenir. Neoplazik kemik doku tüm sekanslarda
hipoplaziktir (53). Kemik ve yumuşak doku ödemi masif
olabilir (54). Atlayan lezyonlar %15 oranında görülebilir.
Sıvı-sıvı seviyelenmesi telenjektazik osteosarkom için tipiktir (52). Ancak AKK ile karıştırmamak gerekir.
Resim 7: Tibia proksimalinde MRG’de T1 ağırlıklı görüntüde (A) heterojen hipointens ve İV kontrast madde sonrası (B) periferik şekilde kontrast tutan ve yumuşak doku
komponentinin eşlik ettiği osteosarkom izlenmektedir.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
113
Ewing Sarkomu
Ewing sarkomu, çocuklarda osteosarkomdan
sonra 2. en sık görülen malign kemik tümörüdür ve 10-15
yaşlarda pik yapar (55). Daha differansiye şekli ise primitif
nöroektodermal tümör (PNET) olarak adlandırılır. Beyaz
ırkta daha sıktır. Kız ve erkekler eşit etkilenir. Hastalar genelde lokal ağrı ve şişlik ile başvururlar. Genellikle kitle
palpe edilebilir ve üzerinde cilt eritem bulunabilir (48).
Eritrosit sedimantasyon hızında artış ve lökositoz görülebilir. Bulgular ile osteomiyeliti taklit edebilir. En sık pelvis
ve daha sonra uzun kemik metadiafizlerinde (femur > tibia > humerus >kosta) yerleşim gösterir (55).
Direkt grafide permeatif, kötü sınırlı, miks sklerotik ve litik, kortikal yıkımın belirgin olduğu ve eşlik
eden nonkalsifiye yumuşak doku kitlesi şeklinde izlenir
(12,55). Diafizer tümörler tipik olarak santral ve metafizde ekzantirik yerleşimlidir (51). Epifizer uzanım nadirdir.
Agresif periosteal reaksiyon spiküle ve soğan zarı şeklinde
olabilir. MRG’de heterojen şekilde T1 ağırlıklı görüntülerde izo-hipointens ve T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens
olabilir (56) (Resim 8). %14 oranında atlayan lezyonlar
görülebilir. Komşu eklem tutulumu görülebilmekle beraber MRG’de sinovial inflamasyona bağlı abartılı görünüm
olabilir. En sık metastaz tutulumu yeri olan akciğer BT ile
değerlendirilmelidir. Kemik ve kemik iliği diğer sık metastazik tutulum alanlarıdır (13).
Kondrosarkom
Kondrosarkom çocukluk çağında sık değildir
(%5) ve primer kondrosarkomdan ziyade sekonder şekildedir (57). Genellikle pelvis ve omuz bölgesi gibi büyük
kemiklerde, uzun kemik metafizleri, kosta ve omurga tutulumu görülür.
Ekspansil, dekstüriktif ve büyük boyutlu litik
lezyonlar şeklindedir. Matriks kalsifikasyonu amorf veya
kondroid şekilde olabilir. MRG’de heterojen şekilde T1
ağırlıklı görüntülerde düşük sinyalli ve T2 ağırlıklı görüntülerde düşük-ara sinyalli şekilde izlenirler. T2 ağırlıklı
görüntülerde yüksek sinyal hiyalin kıkırdağa bağlıdır (58).
Yumuşak doku uzanımı olabilir, ancak kemik iliği ödemi
beklenenden azdır.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):106-117
114
Resim 8: MRG’de heterojen şekilde T2 ağırlıklı görüntülerde hiperintens ve yaygın atlayan (skip) ve karşı taraf
metastatik femur lezyonların eşlik ettiği Ewing sarkomu
izlenmektedir.
Lenfoma
Lenfoma çocuklarda %5 oranında primer kemik
hastalığı olarak görülür ve çoğunlukla yüksek dereceli,
diffüz büyük hücreli lenfomalardır (18). Omurga ve uzun
kemik diafizleri en sık tutulan yerlerdir. Tanı sırasında genelde büyük boyutlardadır (59,60).
Görüntülemede genellikle litik dekstrütif kitle ve
katmanlı periostal reaksiyon mevcuttur. Fakat bazen grafide görülmeyebilir (61). Kortikal yıkım ve sekestre en iyi
BT ile gösterilir. MRG’de T1 ağırlıklı görüntülerde düşük
sinyalli ve T2 ağırlıklı görüntülerde yüksek sinyallidir. Peritümoral ödem olabilir. İV kontrast madde sonrası kontrast tutulumu olur. Ancak lenfoma ve Ewing sarkomu gibi
küçük yuvarlak hücreli tümörlerde kortikal yıkım olmadan küçük kortikal vasküler yapılar aracılığı ile yumuşak
doku kitlesi gelişebilir.
Malign Fibröz Histiositom
Malign fibröz histiositoma genellikle adölosan
çağda görülmekle birlikte çocuk yaş grubu için oldukça
nadirdir. En sık uzun kemik metafizinde santral yerleşimli
görülür. Grafide varyatif litik lezyon şeklindedir. Düzgün
sınırlı olanlar nonagresif tümörleri taklit edebilir. Diafiz
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
yerleşimli olanlar ise daha malign seyirli ve görünümdedir. (62). Periostal reaksiyon nadiren görülür. MRG görüntüleme ise nonspesifiktir.
11. Tröger, Jochen. Pediatric Imaging Manual Publication: Berlin, Heidelberg: Springer Berlin Heidelberg, 2008;
143-146.
Kaynaklar
12. Vade A, Eissenstadt R, Schaff HB. MRI of aggressive
bone lesions of childhood. Magn Reson Imaging 1992;
10:89–96.
1. Enneking WF. Musculoskeletal tumor surgery, New
York: Churchill Livingstone, 1983: 1:1.
2. Pettersson H, Springfield DS, Enneking WF. Radiologic
management of musculoskeletal tumors. Philadelphia:
Springer, 1999.
3. Enneking WF, Spanier SS, Goodman MA. A system for
the surgical staging of musculoskeletal sarcoma. Clin Orthop 1980; 153:106.
4. Aboulafia, A.J., Kennon, R.E. and Jelinek, J.S. (1999) Benign bone tumors of childhood. Journal of the American
Academy of Orthopaedic Surgeons 7 (6), 377–88.
5. Gurney J, Swensen A, Bulterys M: Malignant bone tumors. In: Ries L, Smith M, Gurney J, et al., eds. Cancer
Incidence and Survival among Children and Adolescents:
United States SEER Program 1975–1995. National Cancer
Institute, SEER Program, 1999, Pp 99–110.
6. Smith MA, Ries LAG. Chidhood cancer: Incıdence, survival, and mortality in Principles and Practice of Pediatric
Oncology, Pizzo PA and Poplack DG, eds, 4th ed. Philadelphia: Lippincott Williams and Wilkins, 2002: 1-12.
7. Caudill JSC, Arndt CAS. Diagnosis and management
of bone malignancy in adolescence. Adolesc Med 2007;
18:62–78.
8. Springfeld D, Simon MA (eds). Surgery of bone and soft
tissue tumors. 2nd ed. Lippincott-Raven, 1998.
9. Weinstein SL, Buckwalter JA. Turek’s orthopedics principles and their application. 5th ed. Baltimore, Maryland,
USA, 2005.
10. Yıldız C, Erler K, Atesalp AS, Basbozkurt M. Benign bone tumors in children. Curr Opin Pediatr.
2003;15(1):58-67.
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
13. Meyer JS, Nadel HR, Marina N, et al. Imaging guidelines for children with Ewing sarcoma and osteosarcoma: a
report from the Children’s Oncology Group Bone Tumor
Committee. Pediatr Blood Cancer 2008; 51:163–70.
14. Sullivan RJ, Meyer JS, Dormans JP, et al. Diagnosing
aneurysmal and unicameral bone cysts with magnetic resonance imaging. Clin Orthop Relat Res 1999;(366):186–
90.
15. Sty JR,Wells RG, Starshak RJ, et al. The musculoskeletal system. In: Sty JR, ed. Diagnostic imaging of infants
and children. Gaithersburg, MD: Aspen, 1992:233–405.
16. Vlychou M, Athanasou N. Radiological and pathological diagnosis of paediatric bone tumours and tumour-like
lesions. Pathology 2008;40:196–216.
17. Sullivan RJ, Meyer JS, Dormans JP, et al. Diagnosing
aneurysmal and unicameral bone cysts with magnetic resonance imaging. Clin Orthop Relat Res 1999;(366):186–
90.
18. Alyas F, James SL, Davies AM, et al. The role of MR
imaging in the diagnostic characterization of appendicular bone tumours and tumour-like conditions. Eur Radiol
2007; 17:2675–86.
19. Azouz EM. Magnetic resonance imaging of benign
bone lesions: cysts and tumors. Top Magn Reson Imaging
2002; 13:219–29.
20. Kransdorf MJ, Sweet DE. Aneurysmal bone cyst: concept, controversy, clinical presentation, and imaging. AJR
1995;164(3):573–80.
21. Woertler K. Benign bone tumors and tumor-like lesions: value of cross-sectional imaging. Eur Radiol 2003;
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
115
13:1820–35.
22. Mahnken AH, Nolte-Ernsting CCA, Wildberger JE, et
al. Aneurysmal bone cyst: value of MR imaging and conventional radiography. Eur Radiol 2003;13: 1118–24.
23. Murphey MD, Nomikos GC, Flemming DJ, et al. Imaging of giant cell tumor and giant cell reparative granuloma of bone: radiologic-pathologic correlation. Radiographics 2001;21:1283–309.
24. Stacy GS, Heck RK, Peabody TD, et al. Neoplastic and
tumorlike lesions detected on MR imaging of the knee in
patients with suspected internal derangement: part 1, intraosseous entities. Am J Roentgenol 2002;178:589–94.
25. Libshitz HI, Cohen MA. Radiation-induced osteochondromas. Radiology 1982;142(3): 643–7.
26. Woertler K. Benign bone tumors and tumor-like
lesions: value of cross-sectional imaging. Eur Radiol
2003;13:1820–35.
27. Stein-Wexler R. MR Imaging of soft tissue masses in
children. Magnetic Resonance Imaging Clinics of North
America, 17:489-507
28. Jee WH, Park YK, McCauley TR, et al. Chondroblastoma: MR characteristics with pathologic correlation. J
Comput Assist Tomogr 1999;23:721–6.
29. Oxtoby JW, Davies AM. MRI characteristics of chondroblastoma. Clin Radiol 1996;51:22–6
30. Cohen MD, Harrington TM, Ginsburg WW. Osteoid
osteoma: 95 cases and a review of the literature. Semin
Arthritis Rheum 1983; 12:265.
31. Iyer RS, Chapman T, Chew FS. Pediatric bone imaging:
diagnostic imaging of osteoid osteoma. AJR Am J Roentgenol 2012; 198:1039.
32. Papathanassiou ZG, Megas P, Petsas T, et al. Osteoid osteoma: diagnosis and treatment. Orthopedics 2008;
31:1118.
33. Greenspan A. Benign bone-forming lesions: osteoma,
osteoid osteoma, and osteoblastoma. Clinical, imaging,
pathologic, and differential considerations. Skeletal Radiol 1993; 22:485.
34. Copley L, Dormans JP. Benign pediatric bone tumors.
Evaluation and treatment. Pediatr Clin North Am 1996;
43:949.
35. Biermann JS. Common benign lesions of bone in
children and adolescents. J Pediatr Orthop 2002; 22:268.
36. Faivre L, Nivelon-Chevallier A, Kottler ML, et al.
Mazabraud syndrome in two patients: clinical overlap
with McCune-Albright syndrome. Am J Med Genet 2001;
99:132.
37. Biermann JS. Common benign lesions of bone in
children and adolescents. J Pediatr Orthop 2002; 22:268.
38. Shah ZK, Peh WCG, Koh WL, et al. Magnetic resonance imaging appearances of fibrous dysplasia. Br J Radiol
2005;78:1104–15.
39. Campanacci M, Laus M. Osteofibrous dysplasia of the
tibia and fibula. J Bone Joint Surg Am 1981; 63:367. 40.
Kahn LB. Adamantinoma, osteofibrous dysplasia and differentiated adamantinoma. Skeletal Radiol 2003; 32:245.
40. Kahn LB. Adamantinoma, osteofibrous dysplasia
and differentiated adamantinoma. Skeletal Radiol 2003;
32:245.
41. Dominguez R, Saucedo J, Fenstermacher M. MRI
findings in osteofibrous dysplasia. Magn Reson Imaging
1989;7:567–70.
42. Ma LD. Magnetic resonance imaging of musculoskeletal tumours: skeletal and soft tissue masses. Curr Probl
Diagn Radiol 1999;28:33–62.
43. DeSchepper AMA, Ramon F, Van Marck E. MR imaging of eosinophilic granuloma: report of 11 cases. Skeletal Radiol 1993;22:163–6.
44. Goo HW, Yang DH, Ra YS, et al. Whole-body MRI of
Selçuk Pediatri 2014;2(1):106-117
116
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
langerhans cell histiocytosis: comparison with radiography and bone scintigraphy. Pediatr Radiol 2006;36:1019–
31.
45. Beltran J, Aparisi F, Bonmati LM, et al. Eosinophilic granuloma: MRI manifestations. Skeletal Radiol
1993;22:157–61.
46. Davies AM, Pikoulas C, Griffith J. MRI of eosinophilic
granuloma. Eur J Radiol 1994;18:205–9.
47. Longhi A, Errani C, De Paolis M, et al. Primary bone
osteosarcoma in the pediatric age: state of the art. Cancer
Treat Rev 2006;32:423–36.
56. Mar WA, Taljanovic MS, Bagatell R, et al. Update on
imaging and treatment of Ewing sarcoma family tumors:
what the radiologist needs to know. J Comput Assist Tomogr 2008;32:108–18.
57. Adler CP, Kozlowski K. Primary Bone Tumors and Tumorous Conditions in Children. London: Springer-Verlag, 1993.
58. Kaim AH, Hugli R, Bonel HM, et al. Chondroblastoma
and clear cell chondrosarcoma: radiological
and MRI characteristics with histopathological correlati
on. Skeletal Radiol 2002;31:88–95
48. Yaw KM. Pediatric bone tumors. Semin Surg Oncol
1999;16:173–83.
59. Clayton F, Butler JJ, Ayala AG, et al. Non-Hodgkin’s lymphoma of bone. Pathologic and radiologic features with
clinical correlates. Cancer 1987; 60: 2494–501.
49. Mahoney JP, Spanier SS, Morris JL. Multifocal osteosarcoma. A case report with review of the literature. Cancer 1979; 44: 1897–907.
60. Baar J, Burkes RL, Bell R, et al. Primary non-Hodgkin’s
lymphoma of bone. A clinicopathologic study. Cancer
1994; 73: 1194–9.
50. Redner A. Malignant bone tumors. Pediatric Hematology and Oncology, Lanzkowsky P, ed, 3rd ed. California:
Academic Press, 2000: 555-70.
61. Krishnan A, Shirkhoda A, Tehrznzadeh J, et al. Primary bone lymphoma: radiographic-MR imaging correlation. Radiographics 2003;23:1371–87.
51. Laor T, Jaramillo D, Oestrich A. Skeletal system. In:
Kirks DR, Griscom NT, eds. Practical Pediatric Imaging:
Diagnostic Radiology of Infants and Children, 3rd ed.
Philadelphia: Lippincott-Raven, 1998:327–510.
62. Murphey MD, Gross TM, Rosenthal HG. Musculoskeletal malignant fibrous histiocytoma: radiologic-pathologic correlation. Radiographics 1994;14:807–26.
52. Arndt AS, Crist WM. Common musculoskeletal
tumors of childhood and adolescence. N Engl J Med
1999;341:342–52.
53. Hoffer FA. Primary skeletal neoplasms: osteosarcoma and Ewing sarcoma. Top Magn Reson Imaging
2002;13:231–40.
54. Weiss A, Khoury JD, Hoffer FA, et al. Telangiectatic
osteosarcoma: the St. Jude Children’s Research Hospital’s
experience. Cancer 2007;109:1627–37.
55. Peersman B, Vanhoenakcker FM, Heyman S, et al.
Ewing’s sarcoma: imaging JBR-BTR 2007;90:368–76.
Çocuklarda Benign ve Malign Kemik Tümörleri - Düzgün F, Örgüç Ş.
Selçuk Pediatri 2014;2(1):1060-117
117
Download