Karl Marx**n siyaset kuram*

advertisement
Karl Marx’ın siyaset
kuramı
TOTALITER İDEOLOJILERI
Karl Marx’tan Önce Sosyalist
Kuramlar

18.yüzyıldan itibaren kapitalizmin, 19.yüzyılın başlarından itibaren
sanayi devriminin yol açtığı aşırı sosyal eşittsizlikler ortak mülkiyet,
ticaretin yasaklanıp takas ekonomisine dönüş, tarım toplumuna
dönüş gibi teorilerin ortaya atılmasına yol açtı.

Fransa, İngiltere gibi ülkelerde liberal ekonomi anlayışının siyasal
sistemlerde daha fazla egemen hale gelmesinin yol açtığı sosyal
çalakantıların aşılması arayışları göze çarpar.

Thomas More

Joseph Pierre Prudhon

Anarşist dünya görüşü
2.Karl Marx’ta Alt Yapı-Üst Yapı İlişkisi

Altyapı- Üstyapı

1843 Yahudi Sorununda din-toplum ilişkisini sorgular.

ALT YAPI: Alt yapı maddi üretim ilişkilerinin cereyan ettiği
alandır.

Ekonomik yapı, üretim gücü, insan kaynakları,
örgütlenme biçimi

Üst Yapı

Hukuk, ahlak, din, gelenekler, töre, siyasal sistem,
3.Marxist Düşünce Sisteminin Materyalist Tarih ve Siyaset
Anlayışı

Diğer yandan yeni üretim biçim eskinin karşıtı (antitezi)
niteliğindedir. Tez ile antitez arasındaki mücadele bir
sentezle sonuçlanır.

Marxsist kuramda diyalektiğin insanlık tarihine
uygulanması ile insanlığın geçmişten günümüze kadar
kat ettiği aşamalar da özel bir yorumla ortaya konur.

Marxist kuramda insanlık tarihi sınıflar arası mücadeleler
tarihi olarak tahlil edilir.

Yeni üretim biçimi, yeni sınıf, yeni ideoloji
küreselleşme?Yeni sınıf?
İnsanlık Tarihinin Aşamaları

4.İnsanlık Tarihinde Toplumsal ve Siyasal Değişimin Evreleri

4.1.İlkel Toplum

Üretim ilişkilerinin her biri farklı mülkiyet biçiminin ortaya
çıkmasına yaramıştır. (ORTAK MÜLKİYET)

Bu dönemde insanın kendi gereksinimlerini kendi başına
karşılaması mümkün değildi. Bu nedenle avlanma dahil
bütün faaliyetler birlikte icra edilmekteydi. (bu görüş
hangi düşünürle benzerlik gösteriyor?)
İnsanlık Tarihinin Aşamaları

4.İnsanlık Tarihinde Toplumsal ve Siyasal Değişimin
Evreleri

4.1.İlkel Toplum

Üretim ilişkilerinin her biri farklı mülkiyet biçiminin ortaya
çıkmasına yaramıştır. (ORTAK MÜLKİYET)

Bu dönemde insanın kendi gereksinimlerini kendi başına
karşılaması mümkün değildi. Bu nedenle avlanma dahil
bütün faaliyetler birlikte icra edilmekteydi. (bu görüş
hangi düşünürle benzerlik gösteriyor?)
4.2.İlkel (Köleci) Devlet

Madenden yapılan savaş araçlarının doğması, üretim
araçlarındaki ilerleme iş bölümünün doğmasına tarım ve
hayvancılığın ortaya çıkması, el zanaatlarının doğması,
takasa dayalı ekonomik ilişkiler, esirlerin köleleştiirlmesi
köleci düzenin ortaya çıkması

Köleler yeni bir üretim aracıydılar. Artık üretim araçları
ÖZEL MÜLKİYET doğdu.
4.3.Feodal Toplum ve Devlet Biçimi

Marxist anlayışa göre ucuz el emeği sağlayan kölelerin
sahipleri sadece onlardan yararlanmayı tercih etmişler
böylece üretim araçları toplumsal gereksinimlere cevap
veremez hale gelmiştir. Ortaya çıkan bu çelişik durumun
aşılması köleliğe dayalı rejimin toplumsal devrimle yıkılıp
yerine feodal devletin kurulması ile sonuçlanmıştır.

Artık EGEMEN SINIF toprak sahipleri

sömürülen sınıf toprağa bağlı SERFLER.
4.3.1.Feodalizmin Doğuşu

Batı Avrupa coğrafyası toplumsal koşulları etkiliydi.

Batı Roma’nın Çöküşü

Kavimler göçü

Akdeniz ticaret yolunun Müslümanlarca ele geçirilmesi (812.yy.)

FEODALİTEDE asıl olan SADAKAT >>> FİEF

Bir vassal başkalarına değil sadece himaye altına girmekle
sadece kendini himaye eden lorda bağlılık göstermek ve
sadece onun emirlerine uymakla yükümlü sayılmaktaydı.
4.3.2.Feodalitenin Özellikleri

Feodal beylik sadece bir kara parçası değil, yargı yetkisi,
savaşçı birlik sahibi olmak, bütün bunlar kamu gücü kullanmak
demekti.

ticari uyuşmazlıkların ayrı mahkemelerde çözüldüğü KENTLER.

Dini otoritelerce yönetilen ŞEHİRLER,

Feodal beylerce yönetilen ŞEHİRLER.

Sanayi öncesi feodal toplumlarda üretim ilişkilerindeki gelişme
tarım ve ticaretle uğraşan toplumların birbirleri ile
yakınlaşmasına da hizmet etti. (Ticari hayat canlanmaya
başladı)
Feodal Toplumda değişiminin ayak
sesleri

Toplumdaki üretim ilişkilerinin değişime uğramasının başlıca
nedeni, HUKUKSAL YAPI İLE MÜLKİYET İLİŞKİLERİNİN
ÇELİŞİK DURUMA GELMESİdir.

Ekonomideki değişme, üst yapıyı oluşturan toplumun hukuk
sistemini değişime zorlar. Ancak böyle bir değişim ÖNCEKİ
MÜLKİYET ANLAYIŞINDAN YARARLANANLAR İLE
YENİLERİ ARASINDA BİR ÇATIŞMAYI BERABERİNDE
GETİRİR.

Ortaya çıkan bu diyalektik karşıtlık DEVRİMLER yoluyla aşılır ve
yeni üretim biçimine göre hukuk sistemi değişime uğrar.
4.3.3.Marx Öğretsinde Sivil Toplum (Burjuva Toplumu)

Feodal toplumdaki üretim ilişkilerinin değişmesi sonucu
ortaya çıkan sınıfsal değişme ve yeni tarz çıkar
çatışmaları feodal üretim ilişkilerine dayalı toplumsal
örgütlenme biçimini ve hukuksal yapıyı değişmeye
zorlamıştır.

1789 Fransız Devrimi

SİVİL TOPLUMUN DOĞUŞU, Batı Avrupa'da merkantilist
ekonomi anlayışı ile birlikte oluşmaya başlamıştır.
ORTAÇAĞIN SERMAYEYİ KISITLAYICI KOŞULLARININ
ORTADAN KALKMASI İLE SİVİL TOPLUMUN GELİŞMESİ
TARİHSEL OLARAK BİRBİRİNE PARALELDİR
K. Marx’ta Sivil Toplumun Anlamları

(1) Tarihsel anlamda özel bir içerik yüklemeksizin yaşadığı
döneme kadar üretim güçleri ve üretim ilişkileri
bağlamında toplumsal alt yapı anlamında sivil toplum.

(2) Eski toplumlardan farklı olarak gelişen modern
kapitalist üretim tarzı anlamında sivil toplum.

(3) Kapitalist üretim tarzı ve buna göre biçimlenen
burjuvazi, siyasal devletinin egemen olduğu ortamda sivil
toplum (burjuva toplumu).
Feodalitede ve sanayi toplumunda
Sivil Toplumun Farkı

Feodal toplumda tarihsel anlamda ST (ticaretle uğraşan dinamik
toplum kesimi)

sanayi toplumunda ST siyasal karakterli

Siyasal otoritenin tek merkezde toplanması ve devlet
örgütlenmesinin yaygınlaşması, ESKİ BURJUVA TOPLUMUNA SON
VERMİŞTİR

Artık yeni bir ST var.

Avrupa tarihinde sanayi devrimine kadar olan süreçte üretim
güçlerinde meydana gelen gelişme aşamaları burjuva toplumunu
doğurmuştur.

Burjuva toplumu tarihsel zorunlu diyalektiğin bir ürünüdür.
5.Marxist Kurama Göre Sanayi Toplumunda Siyasal
Yönetimlerin Geçireceği Değişimler

Bilimsel Sosyalizm

Burjuva toplumu üretim güçlerinin özel mülkiyet anlayışına dayalı
olduğu bir toplumdur. Ancak refah ve bolluğun egemen olduğu bir
toplumda proletarya devriminin gerçekleşmesi için gerekli ortam
doğmaz. Devrim ancak modern üretim güçleriyle burjuva tarzı
üretim biçimlerinin çatıştığı ortamda mümkün olabilir. Bu nedenle
burjuva toplumunun (liberal devletin) kuralları çerçevesinde yarışan
siyasi partiler böyle bir devrimi gerçekleştirmekten tamamen uzaktır.
Kapitalist toplumdan sosyalizme geçebilmek ancak burjuva
toplumunda bunalım doğmasına bağlıdır.

Demokratik yollarla yönetimin değişimini reddeder. Karl R. Popper
5.1.Proletarya Diktatörlüğü
Ekonomideki değişme, üst yapıyı oluşturan toplumun
hukuk sistemini de değişime zorlar. Ancak böyle bir
değişim önceki mülkiyet anlayışından yararlananlar ile
yenileri arasında bir çatışmayı beraberinde getirir.
 Ortaya çıkan bu diyalektik karşıtlık devrimler yoluyla aşılır
ve yeni üretim biçimine göre hukuk sistemi değişime
uğrar.
 Zorunluluk, neredeyse bireysel iradenin rolünü yadsıma
noktasına kadar ulaşır. Buna göre tarihin sosyalizme
doğru gidişi, önüne geçilemez bir süreçtir. (BİREY
İRADESİNİN REDDİ)

Proletarya Diktatörlüğü (Devam)


devlet burjuvazi sınıfının çıkarlarını korumada bir araçtır.
Proleter, devlet karşısında genel anlamda ifade edilecek
olursa tek başına bir bireydir. Ancak proleterya, burjuva
toplumunun herhangi bir sınıfı değildir. Proletarya özel
mülkiyete dayalı burjuva toplumuna son verecek olan
sınıftır.
İşçi sınıfının iktidara gelmesinin KANLI DEVRİM YOLUYLA
olacağını savunanlar kendilerini bilimsel sosyalist olarak
adlandırırlar. Bunun anlamı işçi sınıfınca iktidarı
demokratik ya da barışçıl yollarla değil zor kullanarak ve
gerekirse mevcut siyasal sistemi kan dökerek ele
geçirileceğidir.
Proletarya Diktatörlüğünün Misyonu

İşçi sınıfı iktidarı ele geçirdiğinde siyasal sistemi yeni
ilkelere göre düzenleyecektir. Bu yeni kurulan yönetimin
başlıca görevleri arasında

(1) burjuva sınıfını ortadan kaldırmak

(2) üretim araçlarını topluma aktarmak yani özel mülkiyet
anlayışından ortak mülkiyet anlayışına geçişi sağlamaktır.
Bu da ancak işçi sınıfı diktatörlüğü yani proletarya
diktatörlüğü ile başarılabilir.
5.2.Sosyalist Devlet Aşaması

Marxist öğretinin temel varsayımlarından biri işçi sınıfı
egemenliğinde devletin tedricen ortadan kalkacağı
yönündedir.

Bkz. Komünist Manifesto

F.Engels: kapitalist üretim tarzı gittikçe toplumun daha
geniş bir kesimini proleterleştirek ve özel mülkiyet daha
çok göze batacaktır.

Proletarya devrimi ile birlikte, sınıf çelişmeleri yavaş yavaş
ortadan kaldırılacaktır. (SSCB, Çin, Romanya, Arnavutluk
uygulamaları)
Neler Nasıl Değişecek?

Proletarya iktidara geçtikten sonra özel mülkiyetin kaldırılması,
üretim araçlarının devletleştirilmesi.

Marx ve Engels’in bu yaklaşımları nda hukuk yönetime el
koyan proletarya karşısında bağlayıcı değildir.

Hukuk ideolojik amacın gerçekleşmesinde bir araçtır.

Sosyalizm aşamasında toplumsal sınıfların uygulanan ikna
araçları, girişilen toplumsal uygulamalarla ortak bir sınıf bilinci
oluşturmak, burjuva kalıntısı zihinsel algıların giderilmesi
amaçlanır.

Eşitsizlikler minimuma iner . SSCB Anayasası (1936) sosyalist
aşamanın hedefleneceği zikredilir.
Sosyalist Toplumda üretimden pay
alma

Sosyalist aşamada sömürü giderek azalacak ALIENATION
azalacak.

Sömürü azaldığı oranda üretim bollaşacak ve herkes
TOPLUMA KATKISI (YETENEK) ORANINDA üretimden pay
alma mümkün olacaktır.
5.3.Devletin Silikleşmesi (Komünist Toplum)

Marxist düşüncede özgürlükten devletin topluma
egemenliğine son vermek ve toplumu devlete egemen
kılmak anlaşılır.

Marx bir zorlama aracı olarak devleti ortadan kaldırmak
gerektiğini ileri sürer.

Devletin silikleşmesi ve giderek ortadan kalkması
toplumsal farklılıkların yok edilmesiyle gerçekleştirilecektir.
Devletin varlığı gereksiz hale geldiğinde toplumsal
farklılıkların da giderilmesiyle ortaya homojen ve uyumlu
bir toplum çıkacaktı.
Sınıfsız toplumda neler olacak?


Kamusal sorunlar için ayrıca toplumla idareciler arasında,
aracı siyasal kurumlara gerek olmayacak, yurttaşlık
“nosyonu” bile ortadan kalkacaktır. SÖMÜRÜ SONA
ERECEK
sömürünün olmadığı bir hümanizm tablosu ortaya
çıkacaktır. Ancak bu insancıllığın özelliği maddeci
olmasıdır. Bu noktada birey kendi başına değil toplumsal
bireydir. Yani insan ancak toplumun bir üyesi olarak
anlam kazanır. İşçi sınıfının sosyalizmi kurarak yaratacağı
sınıfsız toplum, işçi sınıfınca burjuva toplumunun
çelişkilerinin ortadan kaldırılmasıyla doğacaktır.
5.4.Marx'ın Sivil Toplum Kuramının Eleştirisi

Marx’ın alt yapı olarak ele aldığı sivil toplum ekonomiyle
sınırlıdır. Oysa Hegel’in sivil toplumu ekonomik ilişkilerle
sınırlı değildir.

Hegel’de sivil toplumu yargı, polis gücünü yani kamu
hukukunu da kapsar.

Buna karşılık Marx’ın sivil toplumunun sınırları Hegel’e göre
daha geniş olduğu da söylenebilir. Çünkü Hegel sivil
toplumu devlet ile aile arasındaki alan olarak
belirlemektedir.

Marx’ta sivil toplum tek yönlüdür.
Marx’ın ST Kuramının eleştirisi (devam)


Sivil toplumu sadece ekonomi ile yani üretim
faaliyetleriyle sınırlı olarak incelemiştir. Oysa sivil toplum
sadece ekonomik faaliyetlerden ibaret değildir. Üretim
sistemlerinin dışındaki sosyal yapılara yer vermemesi bir
eksiklik olarak belirmektedir.
Marx’ın sivil toplum anlayışında "aile, gönüllü birlikler,
meslekler, iletişim araçları ve bunların yanında okullar,
hapishaneler, hastaneler gibi disipliner kurumları
kapsayan diğer sivil yaşam biçimlerinin can alıcı öneme
sahip dinamiklerine dönük olan bir eleştirel" tutum
geliştirebilmiş değildir.
Download