TBMM B : 32 13 . 7 .1999 O : 1 Hepinizin bildiği gibi, Olağanüstü Hal

advertisement
T.B.M.M.
B : 32
13 . 7 .1999
O :1
Hepinizin bildiği gibi, Olağanüstü Hal Kanunu 25 Ekim 1983 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından kabul edilmiş ve bu kanunla, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizin ba­
zı illerinde başlatılan olağanüstü hal uygulaması sürekli uzatılarak günümüze değin gelmiştir.
Anayasamızın 119 uncu ve 120 nci maddeleri, tabiî afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle
veya şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle, Ba­
kanlar Kuruluna, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçme­
mek üzere, olağanüstü hal ilan etme; Anayasamızın 121 inci maddesi de, Türkiye Büyük Millet
Meclisine, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzat­
ma veya olağanüstü hali kaldırma yetkisi vermiştir.
Anayasamızın bu hükümleri gereği, Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerimizde, ülkemizi
bölmeyi amaçlamış ırkçı terör örgütü PKK'nın başlattığı terör olaylarının artması üzerine, ilk kez
1984 yılında ilan edilen olağanüstü hal birçok ilimizde kaldırılmışsa da bazı illerimizde halen sür­
mektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizin bölünmez bütünlüğünü, birlik ve beraberliğini
yok etmeye yönelen terör örgütü PKK ile devletimizin onbeş yılı aşkın bir süredir sürdürdüğü ka­
rarlı ve başarılı mücadele sonucunda, terör örgütü büyük ölçüde çökertilmiştir. En önemlisi, terör
örgütünün elebaşı yakalanmış ve bağımsız Türk yargısına teslim edilmiştir. Bu başarılar, vatanın
bölünmez bütünlüğü uğrunda canlarını veren şehitlerimizin ruhlarını bir nebze olsun huzura kavuş­
turmuş, şehit ailelerinin ve onlarla birlikte bu acıyı içlerinde duyan tüm halkımızın acılarını bir öl­
çüde hafifletmiştir.
Körfez krizi ve savaşından sonra Irak'ın fiilen bölünmesi ve Kuzey Irak'ta meydana gelen oto­
rite boşluğu sebebiyle, terör örgütünün bu topraklarda barınması kolaylaşmış ve terör, ülkemizde
tırmanışa geçmiştir. Körfez krizinin ardından ülkemizin güvenlik harcamaları katlanarak artmış,
güvenlik güçlerimizin özverili ve kahramanca mücadelesine rağmen, kararlı bir dışpolitika izlene­
memesi yüzünden, Irak'la olan sınırımız bir türlü kesin ve kalıcı bir güvenliğe kavuşturulamamış­
tır. 55 inci cumhuriyet hükümetinin, tutarlı ve kararlı dışpolitikası ise, kısa sürede sonuç vermiş ve
terör örgütü elebaşının Suriye'deki barınağından çıkarılmasıyla başlayan süreç, elebaşının yakala­
narak ülkemize getirilmesiyle son bulmuştur. Bu sebeple, güvenlik güçlerimizi, bu başarıda payı
olan tüm devlet yetkililerimizi bir kez daha kutluyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun güvenliği kadar, bölge­
nin ekonomik ve sosyal kalkınması da büyük önem taşımaktadır. Bu bölgemizde, terör sorunu ya­
nında, feodal düzenden kaynaklanan sorunlar ve ekonomik yönden geri kalmışlığın yarattığı sorun­
lar çok uzun süre çözümsüz kalmış ve varlığını korumuştur. Güneydoğu sorunu, yalnızca bir gü­
venlik sorunu veya bazılarının dediği gibi, bir etnik sorun değildir; bölgenin sorunları, temelde, o
bölgenin çağdışı feodal yapısından kaynaklanmaktadır. Sorunun kökeni, bu çağdışı feodal yapının
varlığını sürdürmesidir. O bölgenin sanayileşmesini, ekonomik ve kültürel anlamda başka bölge­
lerle bütünleşmesini önleyen feodal yapı ve bu yapıya dayalı üretim ilişkileri değişmediği, kalıcı,
yapıcı ve hukuka uygun çözümler üretilmediği sürece, sorunlar çözüme kavuşturulamayacağı gibi,
daha da ağırlaşacaktır.
Bu arada, koruculuk sistemi de en kısa zamanda sağlıklı bir düzenlemeye kavuşturulmalıdır.
Köy koruculuğu sistemi, feodal yapıyı büsbütün kökleştirmekte, büyük sosyal sorunlar yaratmak­
tadır. Köy korucularından belirli nitelikte olanların, devletin resmî güçleri içinde yer almaları; böy­
lece, feodal yapıdan koparak devletle bağ kurmaları sağlanmalı, diğerleri için de, başka istihdam
olanakları bir an önce bulunmalıdır.
-
179-
Download