İşletme Ders Notları

advertisement
ÜNİTE 1:
HUKUK HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Hukuk Kavramı
Hukuk: Belirli bir toplumda kişilerin birbiriyle ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen, devlet gücü ile
desteklenmiş, yaptırımlarla uyulması zorunlu kılınmış yazılı kuralların tamamına hukuk denir.
Toplum hayatında insanlar hukuk kuralları karşısında istedikleri gibi davranamazlar, davranırlarsa
ceza alırlar. Bu cezalar hapis, para ve benzeri şekilde uygulanır. Örneğin işyeri açmak istenildiğinde
gerekli belgeler tamamlanmadan işyeri açılamaz.
TOPLUMSAL KURALLAR
Toplum hayatını düzenleyen kurallar denildiğinde sadece hukuk kurallarından bahsedilmemektedir.
Bunun yanında başka toplumsal kurallarda vardır. Bunlar şöyle sınıflandırılır.
Toplumsal kurallar
Görgü kuralları
Ahlak kuralları
Din kuralları
Hukuk kuralları
Görgü Kuralları: İnsanların birbiriyle olan ilişkilerinde dikkat etmeleri gereken tutum ve
davranışlardır. Bu kurallar insanların yaşadıkları çevrede nazik, terbiyeli ve saygılı kişiler olmalarını
sağlar. Görgü kuralları yazılı olmayan kurallardır. Bu kurallara uymama hukuken suç sayılmaz, ancak
toplum görgü kurallarına uymayanları kaba saygısız, cahil ve görgüsüz olarak adlandırır.
Gelenek ve görenekler (örf ve adetler) her toplumda eskiden kalmış olmaları nedeniyle saygı
duyulan, nesilden nesile aktarılan değerlerdir. Bu kuralların bir kısmı toplumun tamamı tarafından
kabul görür. Örneğin; Küçüklerin büyüklerin ellerini öpmesi gibi. Yine geleneklerin bir kısmı da
bölgeden bölgeye göre farklılık gösterebilir. Örneğin; düğün cenaze merasimleri gibi.
Ahlak Kuralları
Ahlak; toplumun içinde oluşmuş değer yargılarına göre hangi davranışın iyi, hangisinin kötü olduğunu
belirleyen kurallardır. Ahlak kuralları toplumdan topluma ve aileden aileye değişir.
Ahlak kurallarına uymamanın yaptırım gücü maddi ceza olabileceği gibi manevi bir ceza da olabilir.
Örneğin; yalan söylemek, kumar oynamak, küfürlü konuşmak gibi. Hukuk kurallarının kaynağını
genelde ahlak kuralları oluşturur. Hırsızlık ve dolandırıcılık yapmak ahlak kurallarına aykırı olduğu
gibi hukuk kurallarına göre de suç sayılır.
Toplumla olan ilişkilerinde ahlak kurallarına uymayı bilen ve bunu görev sayan insan medeni
insandır.
Ahlak kurallarının temelinde “kendine yapılmasını istemediğini, sende başkalarına yapma”
ilkesi vardır.
Kişiler zamanla yaşadıkları toplumun ahlak kurallarını benimserler. Bunu benimsemeyenler insan
ilişkilerinde zor durumda kalırlar.
Din Kuralları
İnsanın inandığı değerleri ve nasıl davranacağını belirleyen kurallar bütünüdür.
Din kuralları bir yandan birey ile yaratıcı, diğer yandan bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen
kurallardır. Örneğin; oruç tutmak, fakirlere yardım etmek, birbirlerine karşı kötü hisler beslememek,
yalan yere şahitlik etmemek. Din kurallarının yaptırımı manevidir. İnsanlar bu kurallara
uyduklarında sevap, uymadıklarında günah işlediklerine inanırlar.
Hukuk Kuralları
Hukuk kuralları yasama organı olan TBMM nce belirlenir. Yürütme (bakanlar kurulu) organınca
uygulamaya konur. Yargı (Bağımsız mahkemeler) organınca da amaçları doğrultusunda uygulanıp
uygulanmadığına karar verilir.
Hukuk kurallarının uygulanması devletin yaptırım gücüne dayanır. Yaptırımlar ceza verme, zorla
yaptırma, tazminat ödetme, geçerli saymama gibi şekillerde olabilir.
Hukuk kuralları içinde toplumun huzur ve düzenini bozan davranışlara suç denir.
Bireyleri toplumsal kurallara uygun şekilde davranmaya ve yaşamaya zorlayan güce ceza (yaptırım,
müeyyide) denir. B
Suçu kesinleşmemiş, suç işlediği şüphesi bulunan kişiye sanık denir.
Hukuken kişilere tanıdığı üstünlük ve önceliğe hak denir.
ANAYASAL HAK VE ÖDEVLER
Temel hak ve ödevler: Anayasaya göre “ Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmek,
vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir” ( Madde 12)
1
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
1- Kişisel haklar; kişilerin dokunulmazlığı, mülkiyet hakkı, haberleşme hakkı gibi
2- Sosyal ve ekonomik haklar; Ailenin korunması hakkı, eğitim öğrenim hakkı, çalışma ve
sözleşme hürriyeti gibi.
3- Siyasal haklar; Vatandaşlık hakkı, seçme seçilmek hakkı gibi.
b- Anayasal ödevler: Kural olarak herkes hürdür. Ancak hürriyetin sınırı başkalarının haklarının sınırıdır.
Çalışma hakkı ve ödevi
Anayasanın 49. maddesinde “çalışma herkesin hak ve ödevidir.” Devlet çalışanların hayat
seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı
desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için
gerekli tedbirleri alır “ denilmektedir.
Buna göre çalışma hakkının anlamı , devletin iyi işleyen bir iş aracılığı örgütü eli ile her iş arayanının
iş bulmasını kolaylaştırması, istemeden işsiz kalanlara yardım olanağı sağlaması ve iş alanları
oluşturmasıdırı
4447 sayılı yasa ile Türkiye de işsizlik sigortası kurulmuş, işsizlik ödeneklerinin 2002 mart ayından
itibaren ödenmesine başlanmıştır.

ÜNİTE 2
İŞ HUKUKU
İş hukuku ve iş kanunu: Bir başkası adına ve ona bağlı olarak çalışanlar arasındaki iş ilişkilerini
düzenleyen bir hukuk dalıdır. İşçi, işveren ve devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk
dalıdır.
İş hukukunda temel ilkeler:
 Sözleşme özgürlüğü: işçilerin çalışacakları iş yerlerini seçmekte, işin çeşidini, konusunu, çalışma
ve dinlenme saatlerini, ücret miktarını vs belirlemekte özgür olmalı. Aynı şekilde işverende
çalıştıracağı işçiyi seçmekte serbest olmalı
 Zayıfın korunması: İşçiyi korumak amacıyla devlet çalışma hayatına müdahale etmektedir. Mu
müdahalenin başlıca yolları şunlardır.
-Ücret, çalışma koşulları , tazminat gibi konularda emredici kurallar koyması
-Kadın ve çocukların ağır işlerde çalışmasını önlemek
-İşçi sağlığı ve iş güvenliği tedbirleri aldırtmak ve uygulatmak.
Çalışma hayatında örgütlenme: İşçi ve işverenlere anayasal bir hak olarak sendika hakkı
verilmiştir.
Sendika: işçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde ekonomik, sosyal hak ve menfaatlerini
korumak amacıyla kurdukları örgütlerdir.
Grev: İşçilerin topluca çalışmamak suretiyle faaliyeti durdurmak, veya işin niteliğine göre önemli
ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak bir kuruluşun aynı amaçla topluca çalışmamaları
için verdiği karara uyarak işi bırakmalarına grev denir.
Lokavt: İşyerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda işveren veya işveren vekili
tarafından kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşun verdiği karara uyarak işçilerin topluca
işten uzaklaştırmasına lokavt denir.
İş hukukunun temel kavramları
İşçi, işveren ve işyeri
İşçi: Bir hizmet sözleşmesine dayanarak ücret karşılığı çalışan gerçek kişiye işçi denir.
İşçinin sorumlulukları
 Yüklendiği işi bizzat kendisi yapma
 Yüklendiği işi dikkat ve özenle yapmak
 İşyerine ve işverene sadakatle bağlı olma
 İşyeri kurallarına uymalıdır.
İşveren: Bir hizmet sözleşmesine dayanarak, kendisine ait işyerinde ücret karşılığı adam çalıştıran
gerçek veya tüzel kişiye denir.
İşverenin yükümlülükleri:
 Ücret ödeme
 İşçilere eşit davranma
 İşçi sağlığını korumak ve iş güvenliği tedbirlerini almak ve uygulamak.
 İşçiye alet, taşıt ve benzeri malzeme verme
 Çalışma belgesi verme, hafta sonu tatili, yıllık ücretli izin ......vs.
2
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
İşveren vekili: İşyerinde işveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan,
işyerini temsil eden kişiye işveren vekili denir.
İş yeri: İşin yapıldığı yerdir. İşin özelliği gereği işyerine bağlı bulunan yerlerle dinlenme, çocuk
emzirme, yemek uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve mesleki eğitim alanları, avlu gibi diğer
eklentiler ve araçlarda işyerinden sayılır.
İş kanununun kapsamı ve uygulama alanı: İşverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan
işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
İŞ KANUNUNA GÖRE HİZMET AKDİ VE ÜCRET
Hizmet Akdi: Bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın ( işveren) da ücret ödemeyi
üstlenmesinden oluşan sözleşmedir.
Süresi bir yıl ve daha fazla olan hizmet sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur.
Sözleşmeler; nitelikleri bakımından en çok 30 işgünü süren işlerde süreksiz iş, 30 günden fazla süren
işlere ise sürekli iş denir.
İş kanunu , iş yerinde 50 veya daha fazla işçi çalıştıran işverenler çalıştırdıkları işçi sayısının % 3 ü
oranında eski hükümlü; % 3 oranında sakat, ve % 2 oranında terör mağduru çalıştırmak zorundadır.
Buna uyulmadığı zaman para cezası verilir.
Bir kişinin hizmet sözleşmesi yapabilmesi için
 Reşit olmak: 18 Yaşını bitirmiş olmak
 Mümeyyiz olmak: Akıl noksanlığı olmamak
 Kısıtlı olmamak: Mahkeme kararınca hizmet sözleşmesi yapabilme hakkının elinden alınmamış
olması gerekir.
Hizmet sözleşmesinin sona ermesi
 Tarafların karşılıklı anlaşması
 İşverenin iflası, taraflardan birinin ölmesi
 Belirtilen sürenin bitimi,
 Akdin yerine getirilmesinin imkansız hale gelmesi
 Sözleşmeyi sona erdirecek haklı sebeplerin doğması.
Ücret: Bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya 3. kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen
tutardır. İşçiye ödenecek ücret asgari ücretin altında olmamalıdır.
Asgari ücret: İş sözleşmesi ile çalışan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi
için asgari ücret tespit komisyonuca en ge iki yılda bir belirlenen ücrettir.
Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri: En az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllı ücretli izin verilir.
Buna göre;
 Bir yıldan beş yıla kadar çalışanlara
14 günden
 Beş yıldan fazla, on beş yıldan az olanlara 20 günden
 On beş yıl ve daha fazla olanlara
26 günden az izin verilemez.
-On beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmaları yasaktır.
-Haftalık çalışma süresi en fazla 45 saattir.
Kıdem tazminatı: İşçinin çeşitli sebeplerle işyerinden ayrılırken işveren tarafından iş kanunu
gereğince işçiye vermiş olduğu bir tazminat şeklidir. Kendi isteğiyle işten ayrılanlara kıdem tazminatı
ödenmez. Çalışılan her tam bir yıl için 30 günlük bürüt ücret tutarında ödeme yapılır. İş kanununa göre
kıdem tazminatı ödenmesini gerektiren sebepler
 İşçinin emekliye ayrılması, işçinin ölümü, erkek işçinin askere gitmesi, kadın işçinin
evlenmesinin ardından bir yıl içinde işten ayrılmasıdır.
MESLEKİ EĞİTİM KANUNU
19 haziran 1986 tarihinde yürürlüğe giren 3308 sayılı çıraklık ve mesleki eğitim kanunu, mesleki
eğitim kurulunun belirleyeceği mesleklerde, kamu ve özel sektöre ait kurum, kuruluş, iş yerleri ile
mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlardaki eğitim ve öğretimi kapsar. Bu kanuna göre
Çırak: çıraklık sözleşmesi esaslarına göre bir meslek alanında mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve
iş alışkanlıklarını iş içinde geliştiren kişiye denir. Çırak çalışmaya başlamadan önce velisi aracılığıyla
sözleşme yapmak zorundadır.
Kalfa: Bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış, bu meslekle ilgili iş ve
işlemleri ustanın gözetimi altında kabul edilebilir standartlarda yapabilen kişiye denir.
Usta: Bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri, iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal, hizmet
üretiminde iş hayatında kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen, üretimi planlayabilen,
üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen kişiye denir.
3
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Usta öğretici: Ustalık yeterliliğini kazanmış çırak adayı, çırak, kalfa ile mesleki ve teknik eğitim
okul ve kurumları öğrencilerinin iş yerindeki eğitiminden sorumlu, mesleki eğitim tekniklerini bilen
ve uygulayabilen kişiye denir.
Ücret ve sosyal güvenlik: Çırak adayı ve çırağa yaşına uygun asgari ücretin % 30 undan aşağı
ücret ödenmez. SSK gereğince iş kazaları ve meslek hastalıkları ile hatalık sigorta primleri devlet
tarafından yatırılır.
İşyeri açma: Ustalık belgesine sahip olanlar veya bunları iş yerlerinde bulunduranlar bağımsız iş
yeri açabilirler. Mesleki eğitim merkezlerinde verilen belgelerden bazıları şunlardır.
 İşyeri açma belgesi
 Kalfalık belgesi
 Ustalık belgesi
 Usta öğreticilik belgesi
ÜNİTE 3
STANDARTLAR VE PATENTLER
Standart: Ürün ve hizmetlerin özelliklerini ve esaslarını belirten teknik metindir.
Standardizasyon: Milletlerarası standardizasyon teşkilatı (ISO) “ Belirli bir faaliyetle ilgili olarak
ekonomik fayda sağlamak üzere, bütün ilgili tarafların yardım ve işbirliği ile belirli kurallar koyma
ve bu kuralları uygulama işlemidir”
Ülkemizde standartları uygulamaya ve koyma yetkisi ilgili bakanlıktadır. Örneğin;
yapılar ve yapı malzemelerinde Bayındırlık ve iskan bakanlığı. Standartlar, Türk standartları
Enstitüsü tarafından, ilgili kurum ve kuruluşların katılımıyla hazırlanmıştır.
Standardın kapsamı: Standardizasyon işleminde öncelikle can ve mal güvenliği hedef alınmıştır.
Ayrıca kalitenin alt sınırı tespit edilerek belirlenen düzeyin altında mal ve hizmet üretimine izin
verilmemektedir.
Standardın yararları: TSE ye göre standardın yararları şunlardır.
Ekonomiye Yararları
Kaliteyi teşvik eder
Üretimde kalitenin
gelişmesine yardımcı olur
Yanlış anlamaları ve
anlaşılmaları ortadan kaldırır.
İhracat ve ithalatta üstünlük
sağlar.
Kötü malı piyasadan siler.
Rekabeti geliştirir.
Üreticiye Yararları
Üretimin belli plan ve
programa göre yapılmasını
sağlar
Uygun kalite ve seri imalata
imkan sağlar.
Kayıp ve atıkları asgariye
indirir.
Verimliliği ve hasılayı arttırır.
Depolamayı ve taşımayı
kolaylaştırır., stokların
azalmasını sağlar.
Maliyeti düşürür.
Tüketiciye yararları
Can ve mal güvenliğini
sağlar
Karşılaştırma ve seçim
kolaylığı sağlar.
Ucuzluğa yol açar.
Tüketicinin
bilinçlenmesinde etkili olur.
Uluslar arası standardizasyon kuruluşlarından bazıları şunlardır.
ISO: Uluslar arası standart organizasyonu.
IEC: Uluslar arası elektroteknik komisyonu.
CENELEC: Avrupa elektroteknik standardizasyon komitesi.
CEN: Avrupa standardizasyon komitesi.
PATENT VE TELİF HAKLARI
PATENT: Buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, kullanma, satma veya ihraç
etme hakkıdır. Bu hakkı gösteren belgeye patent tescil belgesi denir.
Bir buluşun patent alabilmesi için
 Yenilik : başvuru yapılmadan önce başkaları tarafından açıklanmamış olması
4
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
 Tekniğin bilinen durumunun aşılması
 Sanayi ye uygulanabilir olması gerekir.
MARKA: Bir işletmenin mal veya hizmetlerinin diğerlerinden ayır
t edilebilmesini sağlayan ve baskı yoluyla yayınlanabilen her türlü işarettir.
TELİF HAKLARI: Bir eseri yazan veya yaratan kimsenin bu eserden doğan haklarının tamamına
denir.
ÜNİTE 4
VERGİ
Tanım: Kamu giderlerini karşılamak üzere devletin tek taraflı olarak kanun gücüne dayanarak gerçek
ve tüzel kişilerin gelir ve mallarından aldığı ekonomik değerdir.
Verginin özellikleri şunlardır:
 Para ile ödenir.
 Mali güce göre alınır.
 Adil ve dengeli olması gerekir
 Gerçek ve tüzel kişilerden alınır.
 Zorunlu bir ödemedir.
 Karşılıksızdır.
Vergi çeşitleri:
a- Gelir üzerinden alınan vergiler
Gelir vergisi
Kurumlar vergisi
b- Gider üzerinden alınan vergiler.
KDV
Özel tüketim vergisi
Banka sigorta muameleleri vergisi
Özel iletişim vergisi
c- Servet üzerinden alınan vergiler
Veraset ve intikal vergisi
Motorlu taşıtlar vergisi
Taşıt alım vergisi
Vergi ile ilgili bazı kavramlar
Gerçek kişi: Kanun karşısında kişinin kendisidir.
Tüzel kişi: Kanunla kişilik kazanmış kuruluşlardır. Belediyeler, üniversiteler, şirketler, dernekler,
vakıflar vb.
Mükellef: Kendisine vergi borcu yüklenen tüzel veya gerçek kişidir.
Vergi sorumlusu: Verginin ödenmesi bakımından alacaklı olan vergi dairesine karşı muhatap olan
kişidir.
Matrah: Vergi miktarını belirlemek için esas alınan miktar veya değerdir.
Tahakkuk: Vergi borcunun ödenecek duruma getirilmesi.
Tarh: Matrah üzerinden verginin tespit edilmesidir.
Vergi çeşitleri:
a- Gelir vergisi: Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir, gerçek kişinin bir takvim
yılı içerisinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.
Kazanç: Yalnız emekten veya emek ile sermayenin birleşmesinden elde edilen gelirlerdir.
Örneğin; ücretler, ticari ve zirai kazanç, serbest meslek kazancı vb.
İrat: Nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerler ile mal ve hakların karşılığında elde edilen
gelirlerdir. Örneğin: Kira, faiz vb.
Gelir vergisi kapsamındaki kazanç ve iratlar şunlardır.
 Ticari kazançlar
 Zirai kazançlar
 Ücretler
 Serbest meslek kazançları
 Gayrimenkul sermaye iratları
 Menkul sermaye iratları
 Kaynağı ne olursa olsun diğer her türlü kazanç ve iratlar.
5
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Tam mükellefiyet: İkametgahı Türkiye de bulunanları veya bir takvim yılı içerisinde Türkiye de
devamlı olarak altı aydan fazla oturanları kapsar. Bunlar Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri
kazanç ve iratların tamamı üzerinden gelir vergisine tabi tutulmuşlardır.
Dar mükellefiyet: Türkiye de yerleşmiş olmayan gerçek kişilerin sadece türkiye de elde ettikleri
kazanç ve iratları üzerinden vergilendirilmesini ifade eder.
b- Kurumlar vergisi: Aşağıda belirtilen kurumların bir takvim yılı içinde elde ettikleri kurum
kazançları üzerinden ödedikleri vergi çeşididir.
 Sermaye şirketleri
 Kooperatifler
 İktisadi kamu teşekkülleri
 Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
 İş ortaklıkları
c- Katma değer vergisi: Gider üzerinden alınan bir vergi çeşididir.
İŞLETME VE ÇALIŞANLARIN VERGİ YÜKÜMLÜLÜKLERİ
a- İşletmelerin vergi yükümlülükleri
Bildirimde bulunma: Vergi dairesi, SSK ve diğer resmi kurum ve kuruluşlara işe başlama, adres
değişikliği, iş değişikliği, işçi çalıştırma, işi bırakma vb. konularda bildirimde bulunma zorunluluğu
vardır.
Defter tutma: Vergi usul kanununa göre işletmeler yaptıkları her türlü ticari işlemlerini, ticari
defterlere kaydetmek zorundadırlar.
Gerekli bildirge ve beyannameleri verme: İşletmeler yaptıkları işlemleri bildirge ve
beyanname ile birlikte ilgili kurumlara vermek zorundadırlar.
Belgeleri düzenleme ve saklama: İşletmelerin kanunlara göre belge düzenleme, verme ve
alma zorunluluğu vardır. Vergi usul kanununa göre bu belgeler en az 5 yıl süre ile saklanmak
zorunludur.
Türk ticaret kanununa göre belge ve evraklar en az on yıl süreyle saklanmalıdır.
b- Çalışanların vergi yükümlülükleri
Çalışanların ücretlerinden kanunlarda belirlenen oranlar doğrultusunda gelir vergisi kesintileri yapılır.
ÜNİTE 5
BANKA İŞLEMLERİ
Ülkemizde bankacılık, Osmanlı imparatorluğunun zamanında1856 yılında yabancı sermaye ile kurulan
Osmanlı bankası ile başlamıştır. Ziraat bankası ilk milli sermaye ile kurulan bankamızdır.
Banka: Halktan topladığı mevduatları, kredi olarak veren ve müşterilerine çeşitli hizmetler sunan mali
kurumlardır.
Bankalar kişilerin ve işletmelerin para ihtiyaçlarını giderme, ödeme işlemlerine ve yatırımlarına yardımcı
olma gibi işlevleri yerine getirirler.
BANKA MEVDUAT İŞLEMLERİ
Mevduat: İstenildiği zaman veya belli bir vade sonunda geri alınmak üzere bankalara yatırılan
paralardır.
Parasını bankaya mevduat olarak yatıran kişiye mudi denir.
Vadelerine göre mevduat çeşitleri:
Vadesiz mevduat: İstenildiği zaman para çekilebilen veya bir yıldan az vadeli olan hesaplardır.
Vadeli mevduat: Belirli bir vade ile ( 1,3,6,12 ay veya bir yıldan fazla) para yatırılan hesaplardır.
İhbarlı mevduat: Yedi gün önceden yazılı bildirim yaparak para çekilebilen hesaplara denir.
T.C. Merkez bankasına göre mevduatların sınıflandırılması:
Ticari mevduat: Gerçek kişilerin ticari işletmelere, ortaklıklara, vakıf, dernek ve kooperatiflerin
kurdukları ticari işlemlere ait mevduatlardır.
Tasarruf mevduatı: Gerçek kişilerin kendi adına ve hesabına açtırılan, ticari işlemlere konu olmayan
mevduatlardır. Bu hesaplarda çek kullanılabilir.
Resmi mevduat: Genel ve katma bütçeli kurumlara, yerel yönetimlere, döner sermayeli kuruluşlara,
mahkeme, savcılık, icra ve iflas dairelerine ait mevduat hesaplarına denir.
6
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
ÜNİTE 6
ULUSLAR ARASI KURULUŞLAR VE ANLAŞMALAR
AVRUPA BİRLİĞİ:
ll. Dünya savaşından sonra, Avrupa nın büyük devletleri kıtada bütünlük sağlama düşüncesiyle
birleştiler. Ekonomik bir bütünleşme amacıyla, Fransa nın önderliğinde altı ülke ( Almanya, Fransa,
İtalya, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg) 1951 yılında Avrupa kömür ve çelik topluluğunu kurmuştur.
Bu topluluk Avrupa Birliğinin kuruluşuna temel olmuştur.
1957 yılında imzalanan Roma anlaşması ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) kurulmuştur. 1967
yılında AET, Avrupa Topluluğu (AT) adını almıştır. 1991 yılında Maastrich anlaşması ile yeni bir
yapılanmaya giden AT, Avrupa birliği adını almıştır. Zamanla üye sayısının artması, topluluğun anayasal
yapısının değiştirilmesini gündeme getirmiştir. “Avrupa Tek Pazarı” üzerinde anlaşılarak 1992 yılı
sonuna kadar mal, hizmet ve sermayenin serbest dolaşımı hedeflenmiştir.
Avrupa birliğinin amaçları:
 Üye ülkeler arasında barışı korumak
 Üye ülkeler arasında ekonomik ve siyasi işbirliğini sağlamak
 Üye ülkeler arasındaki ticareti serbest hale getirmek
 Sosyal ilerlemeyi pekiştirmektir.
Bu amaçlar doğrultusunda üye ülkeler arasına sınırlar kaldırılmış gümrükler sıfırlanmış, tek para
birimine geçilmiştir. 1 ocak 2002 de Avrupa birliğinin tek para birimi AVRO tedavüle girmiştir.
1 mayıs 2004 te AB, 10 yeni ülkeyi üyeliğe kabul etmiştir. Son duruma göre Avrupa birliğinin üye sayısı
27 dir.
TÜRKİYE- AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ
Türkiye 1959 yılında AET ye resmen üyelik başvurusunda bulunmuştur. AET ile 4 yıl süren ortaklık
müzakereleri sonucunda, 25 Haziran 1963 tarihinde, Ankara anlaşması imzalanmıştır. 14 Nisan 1987
tarihinde AET ye tam üyelik başvurusunda bulunulmuştur. Mart 1995 te imzalanan gümrük birliği
anlaşması, 1 ocak 1996 yılında yürürlüğe girmiştir.
Avrupa birliğinin 1993 kopenhag zirve toplantısında aldığı karalar uyarınca kapsamlı bir genişleme
süreci başlatmıştır. Bu zirvede alınan kararlar şunlardır.
 Siyasi kriterler: Demokratikleşmeyi, insan haklarının korunmasını, hukukun üstünlüğünün
tanınmasını ve azınlık haklarının korunmasını kapsamaktadır.
 Ekonomik kriterler: AB ile rekabet edebilecek, bu pazardaki güçlerin altında ezilmeyecek
işleyen bir Pazar ekonomisini öngörmektedir.
 Hukuki kriterler: AB nin hukuki yapısını üstlenebilecek ve uygulayabilecek kapasiteye
sahiptir. ( Türk kanunlarının AB ye uyumlu hale getirilmesi, rekabet ve patent yasaları gibi)
2004 yılında Avrupa komisyonu, Türkiye nin siyasi kriterleri gerekli ölçüde karşıladığını belirterek birliğe
katılım müzakerelerinin başlatılması tavsiyesinde bulundu. 2005 yılında AB Türkiye nin üyelik
müzakereleri çerçeve belgesini onayladı.
GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASI
Gümrük birliği anlaşması 1 ocak 1996 tarihinde Türkiye cumhuriyeti ile AB arasında yürürlüğe girmiştir.
Bu anlaşma ile anlaşmaya konu olan mallarda gümrük kalkacak, üçüncü ülkelere yönelik miktar
kısıtlaması uygulaması AB ile uyumlu hale gelecektir. Malların serbestçe dolaşımı sağlanacaktır.
DÜNYA ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ (ILO)
1919 yılında kurulmuş olan dünya çalışma örgütü sosyal adaletin, uluslar arası insan ve çalışma
haklarının iyileştirilmesi için çalışan bir birleşmiş milletler kuruluşudur.
Uluslar arası çalışma örgütü sözleşmeler ve tavsiye kararları yoluyla; çalışma hayatına ilişkin temel
haklar, örgütlenme özgürlüğü, toplu pazarlık, zorla çalıştırmanın engellenmesi, fırsat ve muamele
eşitliği gibi çalışmaya ilişkin tüm konuları düzenleyici, uluslar arası çalışma standartları oluşturur.
İLO çocuk işçiliğinin etkili biçimde ortadan kaldırılmasını öngörmektedir.
Türkiye ILO ya 1932 yılında üye olmuştur ve sözleşmenin birçok maddesini kabul etmiştir
7
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
ÜNİTE 7
ŞİRKET VE İŞLETMELER HAKKINDA GENEL BİLGİLER
İşletme: İnsanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla araç, gereç, hammadde, mal, para gibi faktörlerin
bir araya getirilerek mal veya hizmet üretmek ve satmak üzere kurulan iktisadi birimlerdir.
İşletmeler ortak sayısına göre ikiye ayrılır
1. Tek kişilik işletmeler
2. Şirketler
TEK KİŞİLİK İŞLETMELER: Bir kişiye ait olan özel işletmelere tek kişi işletmeleri denir.
ŞİRKETLER: En az iki gerçek veya tüzel kişinin, ortak ticari bir amacı gerçekleştirmek üzere, sermaye
ve emeklerini birleştirerek oluşturdukları işletmelere şirket denir.
Ticaret şirketleri, şahıs ve sermaye şirketleri olmak üzere iki gruba ayrılır. şahıs şirketlerinin
borçlarından dolayı ortakları sorumludur. Sermaye şirketlerinde ise ortaklar koydukları
sermaye oranında sorumludurlar. Şahıs şirketlerinde halka arz yoluyla kaynak toplama
olanağı yoktur. Sermaye şirketlerinden AŞ lerde bu olanak vardır.
TİCARET ŞİRKETLERİ
ŞAHIS ŞİRKETLERİ
Kollektif şirket
En az iki gerçek kişi tarafından
kurulur. Ortaklar şirket borçlarına
karşı bütün mal varlığı ile sorumludur.
Adi komandit şirket
Ortaklardan bir veya birkaçının
sorumluluğu sırıırlandırılmış, diğer
ortakların sorumluluğu sermayeleri ile
sınırlandırılmıştır. İki tür ortak vardır.
Komandite ortak: şirket borçlarına karşı
sınırsız sorumludur.
Komanditer ortak: şirket borçlarına karşı
koymuş olduğu sermaye ile sınırlı
sorumludurlar.
SERMAYE ŞİRKETLERİ
Anonim şirket
En az beş ortak ile kurulur.sermayesi belirli ve eşit
paylara bölünmüştür. Halka açık AŞ ler
sermayelerini arttırmak için hisselerini halka arz
edebilirler.
Limited şirket
En az iki, en çok 50 ortakla kurulur. Ortakların
sorumlulukları koydukları sermaye ile sınırlıdır.
Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
En az beş ortakla kurulup ortaklardan en az birinin
komandite ortak olması gerekir. Şirketin temsil ve
yönetiminde adi komandit şirket hükümleri
uygulanır.
ÜİNTE 8
GİRİŞİMCİLİK
GİRİŞİMCİ: Ekonomik gördüğü bir iş için risk üstlenerek fikrini gerçekleştirmeye çalışan kişidir.
Girişimcilik ise risk ve belirsizlik şartları altında kazanç elde etme ve büyüme amacı ile yatırım
yapmaktır.
Bir iş kurmanın ilk adımı iyi bir iş fikri oluşturmaktır. Bu iş fikrini insanın kendisi üretebilir, satın
alabilir veya başka bir fikri değiştirerek kullanabilir. Fikir ne olursa olsun Pazar araştırması yapmak
gerekir. Doğru zamanda ve doğru yerde olmayan bir fikir asla işe yaramaz.
Üretim faktörleri: Girişimci aşağıda açıklanan üretim faktörlerini bir araya getirerek mal veya hizmet
üretimi yapar.
1. Tabiat (Doğal kaynaklar): Birçok ham maddenin çıkarıldığı, mal ve hizmet üretmek için
üzerinde çeşitli tesislerin kurulduğu arazidir. Tüm yeraltı ve yer üstü kaynakları da bu
kapsamda yer alır.
8
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
2. Emek (İşgücü): İnsanın bedensel ve zihinsel çalışmalarına emek denir. Emek bir ekonomide
istihdam edilen iş gücünü temsil eder. En vasıfsız işçiden, en üst yöneticiye kadar üretimde
görev alan her birey emek faktörü içinde yer alır.
3. Sermaye (Kapital- Ana para): Mal ve hizmet üretilebilmesi ve tüketicilere ulaştırılması için
kullanılan tüm unsurlardır. Örneğin; para, mal, demirbaş, makine, taşıt vb.
4. Girişimci (Müteşebbis): Üretim faktörlerini bir araya getirerek mal ve hizmet üretimi
sağlayan kişidir. Örneğin; bir kuaför işletmesi sahibi, otomobil üretimi yapan bir fabrika sahibi
vb.
BAŞARILI GİRİŞİMCİNİN ÖZELLİKLERİ
A. Davranış Yönünden









B.Kişilik Yönünden
Başarılı olma isteği
Azimli ve kararlı olma
Sorumluluk ve risk
alma
Yaratıcılık
Planlı çalışma
Başkalarıyla
çalışabilme
Eksikliklerini bilme
Zor şartlara ve ağır
çalışmalara hazır olma
Kendini geliştirme
arzusu








Esneklik
Girişkenlik
Bağımsızlık
Liderlik
Çalışkanlık
Hayal gücü
Sorumluluk
özgüven
C. Girişimcinin Yetişmesi
Türkiye de işsizliğin yoğun olmasına
rağmen girişimcilik oranının düşük
olması ilginç bir durumdur. Psikolog
ve sosyologlar bu durumu türkiyenin
kültür yapısı ile ilgili olduğunu ve türk
toplumunun risk almaktansa memurluk
gibi garantili işleri tercih etmelerine
bağlamaktadırlar.
Kişide girişimcilik ruhu genetik olarak
var olabilir. Aile, çevre ve eğitim de
girişimcilik ruhunun gelişmesi için
önemli bir etkendir. Ülkede sürekli
istikrarın bulunmaması da girişimci
ruhu olanları olumsuz etkilemektedir.
Kişinin girişimci bir kişiliğe sahip
olması için projelerini
gerçekleştirmeye başlama
cesaretine sahip olmaları ve başarılı
olma arzusunu her zaman koruyup
pes etmemeleri gerekir.
ÜNİTE 9
İŞ PLANLAMASI
İŞ PLANI NEDİR: İş planı, girişimcinin kurulu olan veya kurmayı düşündüğü işletmesi ile ilgili
düşüncelerinin, hedeflerinin, planlarının yer aldığı bir dökümandır. Bu doküman girişimciye, iş kurma
ve işletme sürecinde yol gösterici bir rehberdir. İş planı işletmenin başarılı olması, en azından
ekonomik anlamda varlığını sürdürebilmesi için neler yapması ve bunları nasıl yapması gerektiğine
karar verme sürecidir.
İş planı bir kez hazırlanıp bırakılmamalıdır. Temel karar ve planları etkileyecek gelişmeler olduğunda
iş planı yenilenmelidir.
İş planı yeni kurulacak bir işletme için yol gösterici bir rehber olmasının yanında, mevcut durumunu
kontrol etmek ve büyümek isteyen kurulu işletmeler tarafından da kullanılır.
İŞ PLANININ FAYDALARI:
 İşletmenin hedeflerinin belirlenmesi ve bunların yazılı hale getirilmesini sağlar.
 İşletmenin üretimi düşünülen ürün ve hizmet hakkında piyasanın ve talebin genel özelliklerini
önceden araştırıp belirtilmesini sağlar.
 İhtiyaç duyulan sermaye, beklenen getiriyi, karlılık düzeyini önceden araştırıp belirlenmesini
sağlar.
 İşletmenin zayıf ve güçlü yanlarını saptayarak performansının arttırılmasını sağlar.
 İşletmenin çeşitli bölümleri arasında koordinasyonu sağlar.
İş Planı Çeşitleri
Sürelerine Göre İş Planları
 Kısa vadeli: 1 yıla kadar olanlar.
9
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
 Orta vadeli: 1-5 yıla kadar olanlar.
 Uzun vadeli: 5 yıldan daha uzun olanlar.
İşletmenin Kullanım İşlevlerine Göre İş Planları
 Pazarlama
 Üretim
 Finans
 Reklam
 Personel.
Faaliyet Alanlarına Göre
 Bir grup işçiyi kapsayan.
 İşletmenin birkaç bölümünü kapsayan
 Tüm işletmeyi kapsayan.
İş Planının Hazırlanması:
İş planı hazırlanırken aşağıdaki aşamalara dikkat edilir.
Planlama sürecinin örgütlenmesi: İşletme yönetimi planlamayı ciddiye almalı ve bunu ilgililere
duyurmalı. Sorumluluklar kesin olarak tanımlanmalı ve işletmenin bütün kısımları planlamaya katılmalı.
Durum tespiti: İşletmenin kapasitesini bilip dış pazardaki gelişmelerin işletme üzerindeki etkilerinin
değerlendirilmesi gerekir.
Hedeflerin belirlenmesi: Her stratejide performansın geliştirilebileceği alanlar için hedefler
belirlenmeli. Bu stratejilerde hedefler birbirlerini desteklemelidir.
Yürütme planlarının geliştirilmesi: Bölümlerin her biri için ( pazarlama, üretim, araştırma ve
geliştirme, organizasyon ve yönetim ) yürütme planlarının geliştirilmesi gerekir.
Mali planın geliştirilmesi: İşletmeye gerekli araç ve gereçlerin maliyeti, nakit akışı, gelir ve gider
tahminlerinin tespit edilmesi, tahmini bilançonun çıkarılması gerekir.
TASLAK (ÖRNEK) İŞ PLANI
Örnek bir iş planında aşağıdaki başlıkları içeren konular yer alır.
1 ÖZET
İş fikrinin ve işin tanımı
Hedef ve Pazar gelişimi
Rekabet avantajları
Karlılık verimi
Yönetim takımı
Kaynak talebi
2 SEKTÖR, FİRMA VE ÜRÜN
Sektör
Firma ve ana fikir
Mal ve hizmetler
Pazara giriş
Büyüme stratejisi
3 PAZAR BİLGİLERİNİN
DEĞERLENDİRİLMESİ
Müşteri kesimleri
Pazarın hacmi ve gelişimi
Rekabete göre konum
Tahmini Pazar payı ve konum
Pazardaki durum
4 KARLILIK, MALİYET VE KARA
GEÇİŞ NOKTASI
Brüt karlılık, faaliyet karlılığı
Karlılığın korunması
Sabit değişken ve yarı değişken maliyetler
Kara geçiş süresi
Nakit üretmeye başlama süresi
5 PAZARLAMA ALANI
Genel
pazarlama
7 ÜRETİM
VEstratejisi
OPERASYON
Fiyatlandırma PLANI
politikası
Satış taktikleri
Operasyon
devresi
Bakım,
servis
Coğrafi konum ve garanti politikası
Reklam
ve promosyon
Fiziki
kapasite
ve iyileştirme ihtiyacı
Dağıtım
Operasyon stratejisi ve planları
6 ÜRÜN (HİZMET) MODELLEME VE
GELİŞTİRME
PLANLARI
8 YÖNETİM KADEMESİ
Ürün,
hizmet geliştirme durumu ve süreci
Organizasyon
Güçlükler
ve riskler
Kilit profesyonel
yöneticiler
Ürün,
hizmet
iyileştirme
ve yeni ürünler
Yönetici ücretleri ve ödüller
geliştirmenin
maliyetleri
Yönetim kurulu
Patent,
lisans
vb konular
Ortakların kısıtlanmaları
Çevre etkisi ve benzeri mevzuat
karşısındaki durum
Danışmanlardan alınacak profesyonel
hizmetler
10 ÖNEMLİ RİSKLER, GÜÇLÜKLER
VE VARSAYIMLAR
10
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
9 ZAMAN ÇİZELGESİ
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
11 FİNANSMAN PLANI
Gelir tablosu ve bilançolar
Nakit akış analizi
Maliyet kontrolü
12 KAYNAK TALEBİ
Finansman ihtiyacı
Hisselere biçilen değer
Mevcut öz kaynaklar
Yeni kaynakların kullanım şekli
13 EKLER
Ürün literatürü ve broşürler, satış belgeleri, medyada şirketle ilgili çıkan haberler
İlgili patentler, Pazar araştırma raporu, geçmiş reklam kampanyaları,
Tesislerin, depoların, atölyelerin, ürünlerin vb fotoğrafları
Organizasyon şeması, yönetim ekibindekilerin öz geçmişi
ÜNİTE 10
İŞLETMELERLE İLGİLİ EKONOMİ KAVRAMLARI
ÜCRET: Çalışanlara bedensel veya zihinsel emeği karşılığında ödenen bedele ücret denir. Ücret
konusunda önemli olan işveren-çalışan dengesinin korunmasıdır. Karşılıklı çıkarlar ortak bir noktada
buluşmalıdır.
Ücret tespit edilirken dikkat edilecek hususlar şunlardır.
 İşin zorluk durumu
 Performans değerlendirme
 Toplu sözleşmeler
 Yasalar
 Piyasa ücret araştırmaları
İşletmelerde uygulanan ücret sistemleri şunlardır.
A- Doğrudan ücret ödeme sistemi
1-Zaman esasına göre ücret sistemi ( saatlik, günlük, haftalık, aylık)
2-Başarı esasına göre ücret sistemi
a-Liyakata (yeterliliğe) dayalı ücret sistemi
b-Teşvik edici ücret sistemi
 Kişiye veya gruba yönelik teşvik edici sistemler ( Parça başı, primli sistemler, komisyonlar )
 Örgüte yönelik teşvik edici sistemler ( Kazanç paylaşma planları )
B- Dolaylı ücret ödeme sistemi
 Yakacak yardımı
 Çocuk ve çalışmayan eş yardımı
 Ücretli mazeret izinleri
 Yeme içme, giyinme, ulaşım, lojman ve her türlü maddi yardım ve kolaylıklar.
MALİYET: Bir malın üretiminden başlayarak satışına kadar olan süreçte yapılan harcamaların
tümüne maliyet denir.
İşletmelerde kullanılan bazı maliyet kavramları şunlardır.
 Değişken maliyet: Üretim miktarına göre artan yada azalan giderlerdir. Örneğin;
hammadde giderleri.
 Sabit maliyetler: Üretim miktarı ne olursa olsun değişmeyen maliyetlerdir. Örneğin;
kira giderleri.
 Toplam maliyetler: Sabit ve değişken maliyetlerin toplamıdır.
 Marjinal maliyetler: İşletmede üretilen her ilave mal yada hizmetin toplam
maliyetlerde meydana getirdiği artış miktarıdır.
 Ortalama maliyetler: Toplam maliyetlerin üretim miktarına bölünmesi ile elde edilen
maliyetlerdir.
FATURA VE SİPARİŞ MEKTUBU
Fatura: Satılan mal veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek
üzere, malı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir belgedir.
( yıllık belirlenen tutarın altında olsa bile müşteri istemişse satıcı fatura vermek
mecburiyetindedir.)
faturalar vergi dairesinden izin alınarak ve maliye bakanlığı ile anlaşmalı bir matbaaya
bastırılır yada notere tasdik ettirilir. İşyeriyle ilgili bilgiler fatura üzerinde bulunur.
11
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Fatura yerine geçen belgeler şunlardır.
1- Perakende satış belgeleri.
 Perakende satış fişleri
 Yazar kasa fişleri
 Giriş ve yolcu taşıma biletleri
2- Gider pusulası
3- Müstahsil makbuzu
4- Döviz alım ve satım belgeleri
5- Fatura yerine geçen diğer belgeler (dekontlar ve sigorta poliçeleri)
SİPARİŞ MEKTUBU: Malın gönderilmesi veya hizmetin yapılması için yazılan mektuplara denir.
Teklif mektubu özelliğini taşır.
ÇEK, SENET VE DEFTERLER
ÇEK: Bir bankaya hitaben yazılmış ödeme emri niteliğinde olan kıymetli bir evraktır. Çeklerde üç taraf
vardır. Çeki düzenleyen kişi, çeki tahsil edecek kişi ve çekin tahsil edileceği banka.
SENET: Borçlusu tarafından imzalanarak alacaklıya verilen, belli bir paranın hangi tarihte ödeneceğini
gösteren kıymetli bir evraktır. Senette iki taraf vardır. Senet borçlusu ve senet alacaklısı.
Ciro: Kıymetli evrak üzerindeki alacak hakkının başkasına devredilmesidir. Bu belgeleri ciro eden
kişilere ciranta denir. Ciro edenler de çekten sorumludur. Kıymetli evraklar (çek ve senet) ciro
edilebilir.
DEFTERLER: İşletmeler yaptıkları mali işlemlerini, tutulması zorunlu defterlere kaydetmek
zorundadırlar. İşlemlerin defterlere kurallara uygun bir şekilde kaydedilmesine defter tutma denir.
İşletmelerin defter tutma amaçlarından bazıları şunlardır.
 Ekonomik ve mali durumlarını belirlemek
 Borç ve alacak ilişkilerini izleyebilmek
 Kar veya zararı tespit etmek
 Vergi ile ilgili işlemleri belli etmek.
Vergi usul kanununa göre tutulacak defterler tacirlerin 1 ve 2. sınıf olmalarına göre düzenlenmiştir.
Birinci sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu defterler.
 Yevmiye (günlük) defteri
 Defterikebir (Büyük defter)
 Envanter defteri
 Karar defteri (Tüzel kişilerde zorunlu)
İkinci sınıf tacirlerin tutmak zorunda olduğu defterler.
 İşletme hesabı defteri
ÜNİTE 11
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN KAPSAMI
Kalite Latince kökenli bir kelimedir ve sözlük anlamı “nitelik” tir. Kalitenin farklı yerlerde farklı kişiler
tarafından yapılmış tanımları vardır. bunlardan bazıları şöyledir.
 Kalite bir ürün veya hizmet ile ilgili özelliklerden belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılama
derecesidir.
 Kalite amaca ve kullanıma uygunluktur.
 Kalite isteklere uyumdur.
 Kalite müşteri beklentilerini onlara hitap edebilecek bir maliyette fazlası ile karşılamaktır.
Yapılan kalite tanımlarına bakıldığında ortak noktalarının müşteri beklentisi olduğu görülmektedir.
Kalitenin bir amacı, ürünü ürettikten veya sattıktan sonra problemleri çözmektir. Ama asıl olan üretim
veya satıştan önce müşteri beklentisine göre üretim ve hizmet sunmaktır. Problemi ortaya çıkmadan
önce tespit edip çözmektir. Ürünün kalitesi ile müşterinin beklentisi uygun olmalıdır. Müşteri beklentisi
ile ürün kalitesi arasındaki ilişkiye uygunluk unsurları denir.
Kalite, tasarım ve uygunluk kalitesi olmak üzere ikiye ayrılır.
12
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
KALİTE
Tasarım kalitesi: Tercih edilen özelliklerin ürün tasarımında yer
alması.
Uygunluk kalitesi: Gerçekleştirilen ürünün tasarımda belirlenen
özelliklere uyması
Toplam kalite yönetiminin işletmelere sağlayacağı faydalar
 Müşteri memnuniyetinin artması
 Pazar payının artması
 Kar payının artması
 Çalışan memnuniyetinin artması
 Maliyetlerin düşmesi
 Yüksek rekabet gücü.
Toplam kalite yönetimi (TKY): Müşteri beklentisinin aşılmasını hedefleyen, ekip çalışmasını
destekleyen, tüm süreçlerin gözden geçirilmesini ve iyileştirilmesin sağlayan bir yönetim felsefesidir.
TKY, bir örgütün ve onun etkinliklerinin tüm yönlerinde (insan davranışlarında, süreçlerde, uygulanan
yöntem ve tekniklerde, çalışma ortamında, ürün yada hizmette) sürekli gelişim için değişimi esas alan
bir felsefedir.
Toplam kalite yönetiminin ilkeleri
 Üste yönetim liderliği
 Müşteri odaklılık / müşteri tatmini
 Tam katılım ve takım çalışması
 Çalışanların eğitimi
 Hata önleme / sıfır hata
 Sürekli geliştirme / iyileştirme
T
( Toplam)
Tüm çalışanların
katılımı, yapılan
işlerin tüm yönlerini,
müşterilerin ve
üretilen ürün ile
hizmetlerin tümünü
kapsar.
K
(Kalite)
Müşterinin bugünkü
beklenti ve
ihtiyaçlarını tam ve
zamanında
karşılayıp onlara
gelecekteki
beklentilerin aşan
ürün ve hizmetler
sunmayı ifade eder.
Y
(Yönetimi)
Yönetimin her konuda
çalışanlara liderlik
yapması, çalışanlara
örnek model oluşturması
ve şirket çapında
katılımcı yönetimin
sağlanması anlamına
gelir.
TAKIM ÇALIŞMASI YETERLİĞİNİ ARTTIRMAK
TKY uygulamasının temel gereklerinden biri, tüm çalışanların sürece katılımının sağlanmasıdır. TKY
sürecine katılım demek, çalışanların kalite geliştirme sürecinde yer almaları, yetenekleriyle yaratıcı
yönlerini katmaları, yaptıkları işle ilgili gerekli yetki ve sorumluluğu almaları, kararların verilmesinde ve
kalite geliştirme sürecinde söz sahibi olmasıdır. Çalışanların sahip olduğu gizli potansiyeli açığa
çıkarmak ve tümünün katılımını sağlamak için, ortak değerler ve karşılıklı güven ortamının yaratılması
gerekmektedir.
TKY yi uygulamaya çalışan kuruluşlarda bili birikimleri ve potansiyelleri hem bireysel hem de kuruluşun
bütününde geliştirilir ve özgürce kullanımı sağlanır. Tüm çalışanlara adil ve eşit davranır. Onların
faaliyetlere katılımı sağlanır ve yetkilendirilir.
13
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ
İşletmeler yirminci yüzyılın ortalarından itibaren sert rakabete koşullarında ayakta kalabilmek için
geleneksel anlayışlarında bir değişim yapma ihtiyacı duymaya başlamışlardır. Geleneksel anlayış daha
çok kar ve maliyet arasındaki ilişkiyi temel alır. Bu da işletme birimleri arasında rekabete, işletme içi iş
birliğinin kaybı gibi olumsuz sonuçlara yol açmaktadır. Bu anlayışa alternatif olarak 1950 li yıllarda
Japonya da temelleri atılan toplam kalite anlayışı, 80 li yıllarda meyvelerini vermeye başlamıştır.
Üretim, yönetim ve müşteri ilişkilerinde kaliteyi yükseltmenin, verimliliği arttırmanın ve rekabet
gücünü korumanın etkin bir yolu toplam kalite yönetiminden geçmektedir.
Başlangıçta sanayide uygulanmaya başlayan tky daha sonra diğer hizmet alanlarında da
uygulanmaya başlamıştır.
KALİTE: Bir ürün veya hizmetle ilgili özelliklerin belirlenen veya olabilecek ihtiyaçları karşılayabilme
derecesidir.
Tanımdanda anlaşılacağı üzere hedef müşteri beklentilerinin karşılanması olduğu görülmektedir. Yani
asıl olan üretim veya satıştan önce müşteri beklentisine göre üretim ve hizmet sunmaktır. Problem
ortaya çıkmadan tespit edip çözmektir.
Kalite tasarım ve uygunluk kalitesi olmak üzere ikiye ayrılır.
Tasarım kalitesi: Tercih edilen özelliklerin ürünün tasarımında yer alması
Uygunluk kalitesi: Gerçekleştirilecek ürünün tasarımda belirlenen özelliklere uyması.
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ: Müşteri beklentisinin aşılmasını hedefleyen, ekip çalışmasını
destekleyen, tüm süreçlerin gözden geçirilmesini sağlayan bir felsefedir.
Toplam kalite yönetiminin temel gereklerinden biride tüm çalışanların sürece katılımının sağlanmasıdır.
Bunun için aynı birimde çalışan yada benzer işi yapan çalışanlardan oluşan ve sayıları 3-8 arasında
değişen çalışanın bir araya gelerek oluşturdukları gruba kalite çemberi denir. Bunlar belirli aralıklarda
bir araya gelerek olası problemleri belirler ve çözümler üretip üst birimlere bildirirler.
Üretimde kalitenin olabilmesi için çalışanların motivasyonun arttırılması gerekir. Bunun için en etkin
yollardan biri tanıma, takdir ve ödüllendirmedir. Bir başka yöntem ise çalışanların yetkilendirilmesidir.
Kaliteyi ve verimliliği artırmanın temel yollarından biri müşteri odaklı yönetim anlayışının benimsenmiş
olmasıdır. TKY de örgüt felsefesini şu cümleyle ifade etmek mümkündür. BİZİM PARAMIZI PATRON
DEĞİL MÜŞTERİ ÖDER.
Müşteri odaklılık, kendini müşteri yerine koyarak düşünebilmeyi başarmaktır.
Müşteri üretilen ürün yada hizmeti alan, kullanan kişidir.
Yapılan araştırmalara göre ürün yada hizmetten memnun kalmayan her yüz müşteriden sadece dört
tanesi şikayetlerini üretici firmaya bildirir. Oysa memnun olmayan müşterilerin her biri
memnuniyetsizliğini yakın çevresindeki on müşteriye anlattığı görülmüştür. Aldığı ürün yada hizmetten
memnun kalmayan on müşteriden sadece bir tanesi aynı ürün yada hizmeti satın alır.
Müşteriler ikiye ayrılır, iç müşteri: birim içinde birbirine ürün yada hizmet sağlanmasıdır.
Dış müşteri: ürün yada hizmeti satın alan müşteridir.
SÜREÇ (PROSES) : Belirli bir girdinin kaynakların kullanılması ile gerçekleştirilen faaliyetlerin
sonucunda müşteri için faydalı çıktıya dönüşmesidir.
LİDERLİK:
LİDER: Bir kuruluşun amaçlarını gerçekleştirmek yada bu amaçları değiştirmek için yeni bir yapı
oluşturulan ve yöntem başlatan kişidir. Lider hedefleri tespit eder, önceliklerini belirler, standartlar
koyar ve bunların takipçisi olur.
Lider, grup çalışmasına inanmalı, problem çözme konusunda kararlı olmalı, önemli kararlar almadan
önce çalışanlarına danışmalı, risk almalı, organizasyonda müşteri üzerinde odaklanmış ve ona kaliteli
hizmet sunmayı amaçlayan misyon üstlenmeli.
YÖNETİCİ: Bir zaman dilimi içinde ve değişen çevre koşulları altında bir takım amaçları
gerçekleştirmek üzere insan para araç gereç vb üretim araçlarını uyumlu bir şekilde bir araya getiren
ve çalıştıran kişidir.
14
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)





Yönetici önce yapılması gereken işi belirler ve bu işin yapılmasını sağlar
Çalışanların verimliliğini arttırmaya çalışır.
Planlama yapar
Çalışanları koordine eder.
Adalet temeline dayanarak ödül yada ceza mekanizmasını kullanır.
TOPLAM kalite yönetiminin en belirgin özelliklerinden birisi de insana saygıdır. Üretimde ve hizmette
kalitenin artması için çalışanların, işlerinden gurur duyabilmeleri şarttır.
TKY müşterilerinin bugün ve gelecekteki ihtiyaçlarını tespit edip bunları karşılayarak aşmayı ve mutlak
müşteri memnuniyetini hedef alan bir yönetim felsefesidir.
Müşteri memnuniyetini hedef alırken aşağıdaki kriterlere dikkat eder.
1- Uygunluk kalitesi: işin ilk defada doğru yapılması aranır, böylece hurda ve fire oranı en aza
iner.
2- Müşteri memnuniyeti: TKY beklenti ve ihtiyaçları önceden araştırır ve faaliyetleri müşterilerine
göre ayarlar.
3- Pazarca algılanan kalite ve değer: Burada hedef belirli bir müşteri değil pazarın tamamıdır.
MÜŞTERİ:
DÜN: mal ve hizmete açtı
Fazla beklentisi yoktu
Bulduğu ürün veya hizmetten memnundu
Fazla eleştirmezdi.
BUGÜN: Hızla değişendir.
Daha fazla istekte bulunandır
Nazlıdır
Eleştirendir
Memnun edilmesi gereken tek unsurdur.
MÜŞTERİ BEKLENTİLERİ:
 Özel ilgi
 Üretim ve hizmette güvenirlilik
 Hizmet ve üretimde çeşit zenginliği
 Satış sonrası iyi servis
 Uygun fiyat
 Üstün kalite
 Kolaylık
 Yenilik, konfor
ÇALIŞANLARIN KATILIMI
Bir işi en iyi o işi yapan bilir temel prensibini esas alan TKY iş süreçlerinde bizzat o işi yapanların
katılımını önerir.
Çalışanlar; kalite çemberleri, öneri, ve yüksek motivasyonla çalışmalara katıldığı gibi, çalışanların
yetkilendirilmesi de ayrı bir yöntemdir.
ISO 9000 ( KALİTE SİSTEM ) STANDARTLARI
ISO (ınternational organizatıon for standardızatıon ) uluslar arası standart organizasyonunun
kısaltılmışıdır. ISO 135 ülkeden ulusal standart kuruluşlarının katılımıyla uluslar arası ticareti arttırmak,
tedarikçi ve müşteriler arasındaki güveni oluşturmak amacıyla faaliyetlerini sürdürmektedir.
ISO 9000 SERİSİ STANDARTLARININ AMACI
1. Etkili bir yönetim sisteminin nasıl kurulabileceği ve sürdürülebileceği konusunda yol
göstermektir.
2. Firmalar arasında güven ortamı yaratmak.
3. Üretim süreçlerini yönetmek, ürün ve hizmet kalitesini sağlamak, devam ettirmek ve
iyileştirmek.
4. Müşteriye ürün ve hizmetlerini tutarlılık güvencesini vermektir.
15
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları;
işletme bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
ISO 9001 (TASARIM – GELİŞTİRME)
Iso 9001 tasarım, geliştirme, imalat, montaj yapana ve servis hizmeti veren kuruluşların yerine
getirmesi gereken şartları kapsar.
Iso 9002 ( ÜRETİM VE TESİSTE KALİTE GÜVENCESİ MODELİ)
Iso 9002 özellikli tasarlanmış ve onaylanmış tasarımların imalatını yapan kuruluşlar için uygundur.
ISO 9003 (SON MUAYENE VE DENEYLERDE KALİTE GÜVENCESİ MODELİ)
Iso 9003 mamul özelliklerinin son kontrolde onaylanabileceği mamulleri üreten kuruluşlar
tarafından uygulanır.
ISO 9004 (KALİTE SİSTEMİ ELEMANLARI)
Iso 9004 kalite yönetimi ve kalite sistem elemanları kılavuzunun kapsamve uygulama alanı “ kalite
yönetimi sisteminin geliştirilerek tatbik edilebilmesi için temel elemanları tanımlamak “ olarak
verilir.
VI DÖNEM
ÜNİTE 1
HUKUKUN KAYNAKLARI
Hukukun Kaynakları
Bağlayıcı yazılı kaynaklar
 Kanunlar
Anayasa
Diğer kanunlar
Uluslar arası anlaşmalar
İçtihatları birleştirme
kararları
 Kanun hükmünde
kararnameler
 Tüzükler
 Yönetmelikler
Bağlayıcı olmayan yazılı
kaynaklar
 Mahkeme kararları
 Bilimsel görüşler
Yazılı olmayan kaynaklar

Örf ve Adet kuralları
1- BAĞLAYICI VE YAZILI KAYNAKLAR
Bağlayıcı ve yazılı kaynaklar, yasama organı tarafından hazırlanıp, yürürlüğe konulan ve yürürlükte
olduğu sürece emredici olan kurallardır.
a- Kanunlar ve Kanun Hükmünde Kararnameler
Kanunlar: Yasama organı tarafından yazılı biçimde çıkarılan, genel ve soyut nitelikte olan hukuk
kurallarıdır. Kanun yapma yetkisi TBMM ye aittir. Bu yetki devredilemez.
Anayasa: Devletin şeklini, yapısını, bireylerin sahip oldukları temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen
temel kanundur. Anayasanın diğer kanunların üzerinde bir gücü vardır. Devletin ve hukuk sisteminin
temelini oluşturur. Diğer kanunların anayasaya uygun olup olmadığını Anayasa Mahkemesi belirler.
Şimdiye kadar ülkemizde 4 anayasa yapılmıştır; Bunlar; 1921,1924,1961 ve 1982 anayasalarıdır.
Anayasanın değiştirilebilmesi için meclis üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazılı teklif
verilmesi gerekir. Değiştirme tekliflerinin de üye tamsayısının beşte üçü veya üçte ikisi tarafından kabul
edilmesi gerekir. Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez. Bunlar;
Madde 1: Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
Madde 2: Türkiye Cumhuriyeti, Toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan
haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,
demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
Madde 3: Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe dir. Bayrağı, şekli
kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli Marşı İstiklal Marşıdır. Başkenti Ankaradır.
Madde 4: Anayasanın ilk üç maddesi değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasamıza göre cumhuriyetin temel organları şunlardır.
1- Yasama: Kanunları hazırlama, kabul etme, değiştirme ve yürürlükten kaldırma demektir.
Yasama yetkisi millet adına TBMM tarafından kullanılır.
2- Yürütme: Devleti temsil ve idare eden organdır. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar
kurulundan oluşur.
3- Yargı: Kanunlara uyulup uyulmadığı, uyulmamışsa ne kadar ceza verileceğine kara veren
organdır. Bu göreve Türk Milleti adına bağımsız mahkemeler yapar.
16
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
b- Tüzük ve yönetlemlikler
Tüzük: Bakanlar kurulu kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri
belirtmek üzere kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve danıştayın incelemesinden geçirerek tüzükler
çıkarabilir.
Yönetmelik: Kanunların ve tüzüklerin uygulanmasına ilişkin ayrıntıları gösteren kurllardır.
2- BAĞLAYICI OLMAYAN YAZILI KURALLAR
Mahkeme Kararları ( İçtihat ) Ve Bilimsel Görüşler
Mahkeme Kararları (İçtihat ): Hakimlerin hukuki bir sorunun çözümünde diğer kaynaklara
başvurduğu halde sorunu çözemediği durumlarda, daha önce verilmiş mahkeme kararlarına dayanarak
hüküm vermeleridir.
Bilimsel Görüşler: Hakimlerin hukuk sorunlarının çözümleri hakkında hukukçuların yazmış oldukları
eserlerden yararlanmalarıdır. Örneğin; Ders kitapları, dergilerde yer alan makaleler vs.
3-YAZILI OLMAYAN KURALLAR
Örf ve Adet Kuralları:
Hukuki sorunların çözümünde öncelikli olarak yazılı hukuk kaynaklarına başvurulur. Yazılı kaynakların
var olmadığı durumlarda örf ve adetler de hukuk kaynağı olarak değerlendirilir. Ancak bir örf ve adet
kuralının hukuk kuralı niteliği kazanabilmesi için aşağıdaki şartlar aranır.
a- Süreklilik: Toplumun yaşamında uzunca süreden beri uygulanır olması.
b- Genel inanç: Toplumu oluşturan insanlar arasında bu kurala uyulması konusunda
genel bir inanç olmalıdır.
c- Devlet desteği: Devlet gücü ile desteklenmiş bir yaptırıma bağlanmış olmalıdır.
ÜNİTE 2
SOSYAL GÜVENLİK
1- SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI
Sosyal güvenlik: Toplumdaki bireylerin hiçbir ayrım gözetmeksizin bugünlerinin ve geleceklerinin
çeşitli sosyal ve ekonomik risklere karşı güvence altına alınmasıdır.
Anayasanın 60. maddesine göre herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet bu güvenliği
sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. Bu görev devletin sosyal devlet olmasının gereğidir.
2- SOSYAL GÜVENLİK KURUMLARI
a- Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK)
Bir hizmet sözleşmesine dayanarak ücret karşılığı çalışan işçilerin ve bakmakla yükümlü oldukları
ailelerinin sosyal örgütüdür. Yanında işçi çalıştırmaya başlayan işveren aşağıdaki yükümlülükleri yerine
getirmek zorundadır.
 İşyerini bildirme
 Sigortalıyı bildirme
 Primlerini ödeme
 İş kazası ve meslek hastalıklarını bildirme
 Muayene (vizite kağıdı ) belgesi verme
 Diğer sorumlulukları.
SSK nın değişik risk gruplarına ait sigorta çeşitleri şunlardır.
İş Kazaları Ve Meslek Hastalıkları Sigortası
İş Kazası: İşyeri sayılan yerlerde meydana gelen, sigortalıyı hemen veya sonradan
bedence veya ruhça arızaya uğratan olaydır.
Meslek Hastalığı: Sigortalının çalıştığı işin niteliğinden ve çalışma şartlarından dolayı
uğradığı geçici veya sürekli hastalık, sakatlık veya ruhi arıza halleridir.
İş kazaları ve meslek hastalıkları halinde sağlanan yardımlar.
 Sağlık yardımı yapılması
 Geçici iş göremezlik süresince günlük ödenek verilmesi
 Sürekli iş göremezlik hallerinde gelir verilmesi
 Protez, araç ve gereçlerin sağlanması
 Gerekli durumlarda yurt içi ve yurt dışına tedaviye gönderilmesi
 Cenaze masraflarının karşılanması
 Sigortalının ölümünde hak sahiplerine maaş bağlanması.
17
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Hastalık Sigortası: İş kazalarıyla meslek hastalıkları sigortası dışında kalan hastalıkları kapsar.
Sigortalının bu yardımlardan yararlanabilmesi için hastalığın anlaşıldığı tarihten önceki bir yıl içerisinde
90 gün hastalık sigortası primi ödemiş olmaları gerekir.
Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi, çocukları ve anne babasının hastalıkları halinde bu
yardımdan yararlanabilmesi için 120 gün prim ödemiş olması gerekir.
Analık Sigortası: sigortalı kadının veya sigortalı erkeğin sigortalı olmayan eşinin analığı halinde bu
sigortadan yararlanır. Bu durumda gebelik süresince muayene, doğumda sağlık yardımı, emzirme
yardım parası, doğum izni için ödenek verilmesi.
Malullük Sigortası:Tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu çalışma gücünün en az üçte ikisini yitirdiği
tespit edilenler malul sayılır ve bu sigortadan yararlanır.
Yaşlılık Sigortası: Yaşlılık sigortasından yararlanacak sigortalıya yaşlılık aylığı bağlanır veya toptan
ödeme yapılır. İlk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığından yararlanabilmeleri
için;
 Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması ve en az 7000 gün veya
 Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az
4500 gün, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş olması şarttır.
Ölüm Sigortası: Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı dışında bir sebeple ölmesi halinde
aşağıdaki yardımlar sağlanır.
 Ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına aylık bağlanması
 Ölen sigortalının eşine, çocuklarına, ana ve babasına toptan ödeme yapılması
 Ölen sigortalı için cenaze masrafı karşılığının ödenmesi.
Bunun için toplam 1800 gün veya en az 5 yıllık sigortalı olmalıdır.
İşsizlik sigortası: Sigortalının işsiz kalması halinde devlet tarafından yapılacak ödeme ve hizmetleri
kapsayan sigorta türüdür. İşsizlik sigortası zorunludur. Sigortalı işten ayrıldıktan itibaren en geç 30 gün
içerisinde İŞKUR a doğrudan başvurması gerekir. Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün
prim ödemiş olmak gerekir. Buna göre
 600 gün sigortalı çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş işsizlere 180 gün;
 900 gün sigortalı çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş işsizlere 240 gün
 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 300 gün
süre ile işsizlik ödeneği verilir.
Ssk ye bağlı olarak zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılık şeklinde iki tür sigortalı vardır.
Zorunlu Sigortalı: Bir hizmet sözleşmesine dayanarak çalıştırılanlar zorunlu sigortalıdırlar.
İsteğe Bağlı Sigortalı: Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna zorunlu yada isteğe bağlı sigortalı
olmayan, buralardan kendi sigortalılığından dolayı aylık bağlanmamış durumda olanların
başvurabilecekleri bir sigorta türüdür.
b- Emekli Sandığı: Devlet memurlarının bağlı olduğu kurumdur. Üyelerin eş, çocuk ve bakmakla
yükümlü olduğu diğer kişilere sağlık, emeklilik, malullük, doğum vb. yardımlar yapmaktadır.
c- BAĞ-KUR: Belirli bir prim karşılığında devlet eliyle esnaf, sanatkarlar ve bağımsız çalışan
vatandaşların sosyal güvenliklerini sağlamak üzere 1479 sayılı kanun ile kurulmuş bir sosyal
güvenlik kuruluşudur.
BAĞ-KUR da prim ödeme ve emeklilik işlemleri basamak sistemi ile çalışır. 24 basamak vardır.
Sigortalı başvurusunda ilk 12 basamaktan birini kendi isteği ile seçer ve kuruma bildirir.
Bildirmemiş veya resen sigortalı yapmış ise 1. basamaktan başlamış olur.
BAĞ-KUR da yaşlılık aylığı bağlanmasında kadın ise 58, erkek ise 60 yaş koşulu veya 24 tam yıl
prim ödeme şartı vardır. Emeklilik aylığı ise emekli olacağı zaman bulunduğu basamağa göre
hesaplanır.
ÜNİTE 3
STANDART VE PATENT KURULUŞLARI
1- TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ ( TSE ) NÜN ÇALIŞMALARI
Tse Nin Kuruluş Amacı: Her türlü madde ve mamuller ile usul ve hizmet standartlarını
hazırlamaktadır. Başbakanlığa bağlı bir kuruluştur. TSE tarafından kabul edilen standartlar TÜRK
STANDARDI adını alır. Bu standartlar mecburi değildir. Standardın ilgili olduğu bakanlıkça mecburi
kılınabilir. Bir standardın mecburi kılınabilmesi için Türk Standardı olması gerekir. Mecburi kılınan
standartlar resmi gazetede yayımlanır.
TSE NİN GÖREVLERİ:
 Her türlü standardı hazırlamak ve hazırlatmak.
18
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)





Hazırlanan standartları uygunsa onaylamak.
Kabul edilen standartları yayımlamak.
Standartlar konusunda araştırmalar yapmak.
Üniversiteler ve diğer bilim kuruluşlarıyla işbirliği yapmak.
Yurt içinde standart işlerini yerleştirmek ve geliştirmek için elemanlar yetiştirmek ve bu amaçla
kurslar açmak.
TSE NİN ÇALIŞMALARI:
 Personel ve sistem belgelendirme çalışmaları.
 Ürün belgelendirme çalışmaları.
 Laboratuar çalışmaları.
2- TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ ( TPE ) NÜN ÇALIŞMALARI
TPE nin kuruluş amacı: Türkiye nin teknolojik ilerlemesine katkıda bulunmak. Ülke içinde serbest
rekabet ortamını oluşturmaktır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı bir kuruluştur.
TPE NİN GÖREVLERİ
 Patent markalar ve endüstriyel tasarımlar olan sınai mülkiyet haklarının tescilini ve bu hakların
korunması ile ilgili işlemleri yapmak.
 Zorunlu lisans işlemlerinde arabuluculuk faaliyetlerinde bulunmak ve mahkemelerde bilirkişilik
yapmak.
 Buluşların kullanımını takip etmek, yeni teknolojilerin değerlendirilmesi ile teknoloji transferinin
yönlendirilmesi ve arşivlenmesi işlemlerini yapmak.
 Sınai mülkiyet hakları ile ilgili olarak çeşitli yayınlar yapmak ve Türk Sınai Mülkiyet Gazetesini
periyodik olarak yayınlamak.
 Görev alanına giren konularla ilgili akademik çalışmaları desteklemek.
ÜNİTE 4
VERGİ BEYANNAMELERİ
BEYANNAME HAKKINDA GENEL BİLGİLER
Beyanname: Vergi yükümlülerinin belli zamanlarda, bağlı oldukları vergi dairelerine verdikleri gelir
bildirme belgesidir. Vergi beyannameleri, mükellef veya vergi sorumlusunun belirli bir döneme ait
yapmış oldukları vergi kesintilerini, vergi matrahlarını ve vergi tahakkuklarını bir arada gösteren yazılı
bildirimdir.
BEYANNAME ÇEŞİTLERİ
a- Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi: Bir takvim yılına ait gelirlerin beyan edildiği
beyannamedir. Gelir vergisi kanununun 103. maddesine göre vergi tarifeleri yıllara göre
belirlenir. Dönemi takip eden mart ayının 15. günü akşamına kadar vergi dairesine verilir.
b- Katma Değer Vergisi Beyannamesi: İşyerinin ödeyeceği yada indirimde bulunacağı KDV
nin gösterildiği beyannamedir. Dönemi takip eden ayın 20. günü akşamına kadar verilir.
c- Muhtasar Beyanname: Vergi kesintisi yapmak zorunda olanların vergilendirme dönemi
içinde yaptıkları ödemeleri ve bunlardan kestikleri vergilerin bildirimine ait beyannamedir.
(yanında çalışanların maaşlarından yapılan vergi kesintisinin vergi dairesine bildirildiği
beyannamedir.) üç aylık dönemler halinde verilir. Dönemi takip eden ayın 20. günü akşamına
kadar verilir.
d- Geçici Vergi Beyannamesi: Gelir ve kurumlar vergisi mükellefinin vergilendirme
dönemlerinin gelir ve kurumlar vergisine mahsuben üçer aylık kazançları üzerinden hesaplanıp
ödenen peşin bir vergi uygulamasıdır. Üçer aylık dönemlerde verilir. İlgili olduğu üç aylık
dönemi takip eden ikinci ayın 15. günü akşamına kadar verilir.
ÜNİTE 5
BANKA İ ŞLEMLERİ
1- TAHVİL VE HİSSE SENEDİ:
Tahvil: Devlet veya anonim şirketlerin faiz karşılığında borç para bulmak için; yazılı değerleri eşit
olarak çıkardıkları borçlanma senetleridir. Tahvilde bir ortaklık söz konusu değildir. Tahvil sahibi
şirketin karına veya zararına katılmaz. Sadece vade sonunda önceden belirlenmiş olan faizi alır.
Hisse Senedi: Anonim yada sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde ortaklık
sermayesinin paylarını göstermek ve sermaye arttırmak amacıyla, çıkarılan şekli kanunda belirtilmiş
kıymetli evraktır. Hisse senedi bir ortaklık belgesidir. Hisse senedi sahipleri şirketin karına yada
zararına hisseleri oranında katılırlar. Şirket kar ettiği zaman kar payını alırlar, zarar ettiğinde zararına
katlanırlar.
19
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Bankalar, tahvil ve hisse senedi ihraç etmekte veya halka arz yoluyla satışına aracılık işlemleri
yapmaktadırlar.
2- İŞ HAYATINA PARA ÇIKARMAK ( PLASMAN )
Plasman: Paranın gelir getirici bir alacağa, menkul yada gayri menkul değerlere ayrılmasıdır. Yatırım,
sermaye stokuna yapılan ilave iken, Plasman bu stokun el değiştirmesidir.
Bankaların en önemli fonksiyonlarından biriside varlıklarını devam ettirebilmek ve kar elde edebilmek
için topladıkları mevduatları iş hayatına kredi olarak vermeleridir.
Banka kredilerinin unsurları:
 Zaman unsuru ( Vade ): Krediye konu olan paranın belli bir zaman sonunda ödenmesini
gerekmektedir.
 Güven Unsuru ( İtimat ) : Krediye konu olan paranın zamanında ödeneceğinden emin
olunmasıdır. Bankalar güven unsurunun yitirilmemesi için kredilerde kefil, ipotek vb. unsurları
alırlar.
 Risk Unsuru ( Teminat ) : Krediye konu olan paranın ödenmemesi, iş veya hizmetlerin
çeşitli nedenlerle yerine getirilmeme tehlikesi risk unsurunu oluşturur.
 Gelir Unsuru ( Verim ) : Kredinin geliri faiz veya komisyon alımı şeklindedir.
Kredi Çeşitleri:
a- Açık Kredi: Borç para alacak bir kimsenin doğrudan doğruya kişisel imzasına güvenilerek
açılan kredi türüdür.
b- Teminatlı Kredi: Kişisel kefalet veya maddi teminat karşılığı verilen kredilerdir. Maddi
teminatlar kıymetli evrak, hisse senedi, tahvil, ipotek ve mal şeklinde olabilir.
Teminat Mektubu: Bir bankanın ilgili idareye hitaben düzenlediği mektuptur. İşin yerine
getirilmememsi durumunda mektup tutarı kadar kayıtsız şartsız ödeme taaddüdü içeren garanti
belgesidir.
c- Borçlu Cari Hesaplar: Banka müşterisine belli bir miktara kadar bir kredi hesabı açar.
Müşteri bu miktarın içinde ihtiyacına göre para çeker. Borçlu cari hesaplar bir tür avans
şeklindedir.
ÜNİTE 6
MALİ PİYASA VE KURUMLARI
1- SERMAYE PİYASASI KURULU
Menkul: Taşınır mal
Gayri menkul: Taşınmaz mal.
Sermaye piyasası kurulu 1981 yılında 2499 sayılı sermaye piyasası kanunu ile kurulmuştur.
Sermaye piyasası kurulunun amacı; tasarrufların menkul kıymetlere yatırılarak halkın ekonomik
kalkınmaya sermaye piyasası araçları ile ( hisse senedi, tahviller, finansman bonoları, banka garantili
bonolar ) etkin ve yaygın bir şekilde katılmasını sağlamaktır. Bu amaçla sermaye piyasasının güven,
açıklık ve kararlılık içinde çalışmasını, tasarruf sahiplerinin hak ve yararlarının korunmasını
düzenleyerek denetler.
Sermaye piyasası kurulunun faaliyetleri:
 Sermaye piyasası araçlarının ihraç veya halka arz yoluyla satışına aracılık etmek.
 Kıymetli madenlere ve dövize dayalı vadeli işlem dahil her türlü araçların alım satımının
yapılmasına aracılık etmek.
 Yatırım danışmanlığı yapmak.
 Portröy ( elde tutulan menkul değerlerin toplamı ) işletmeciliği veya yöneticiliği yapmak.
2- DÖVİZ PİYASASI
Döviz: Yabancı ülke paralarıdır. Nakit şeklinde olan eldeki yabancı paraya efektif döviz, nakde
dönüştürülebilir herhangi bir araç şeklinde olanlara ( banka havalesi, deme emri, döviz poliçeleri,
mevduat sertifikaları vb.) da efektif olmayan döviz denir. Dövizlerin alım satımının yapıldığı, uluslar
arası ticaret ve sermaye akımlarının gerçekleştirildiği piyasaya döviz piyasası denir.
Döviz piyasasında arz ve talebin karşılaşmasından döviz piyasası oluşur. Döviz fiyatlarına döviz
kurları da denir.
DÖVİZ ÇEŞİTLERİ
Konvertibl olmayan döviz
Konvertibl döviz
Bir ülke parası, diğer ülke paraları ile cari döviz
Diğer devlet paralarına serbestçe ve
fiyatları üzerinden serbestçe değiştirilemiyorsa
kolaylıkla çevrilebilen dövizlere,
o ülkenin parasına konvertibl olmayan döviz
konvertibi döviz ve yapılan bu işleme
denmektedir. Konverbl para için önce ilgili
konvertibilite denir. Uluslar arası
devletin ödemeler bilançosu büyük ölçüde20
açık
işlemlerde genelde kullanılan döviz,
vermemesi,
dünya ekonomisinde
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected])
(Kaynak çıraklık
ve yaygın eğitimortaya
kurumları; işletme
konvertibi dövizdir.
çıkabilecek ani bir krizi karşılayabilecek ölçüde
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Türk lirası tam konvertibl dir.
altın ve döviz rezervlerine sahip olması gerekir.
Döviz piyasasının özellikleri:
 Döviz piyasaları alıcı ve satıcının karşılaştıkları piyasalar değildir.
 Döviz piyasaları evrensel nitelik taşır.
 Dünya üzerinde döviz piyasaları hiç kapanmaz.
 Döviz piyasaları tam rekabet piyasalarına yakın piyasalardır.
3- MENKUL KIYMETLER BORSASI
Alıcı ve satıcıların, menkul kıymetlerinin ( hisse senedi, tahvil, senet vb taşınır değerler ) alım ve
satımını yapmak üzere bir araya geldikleri borsaya menkul kıymetler borsası denir. Türkiye de bu
görevi İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (IMKB) yerine getirmektedir.
IMKB hisse senedi, hazine bonoları ve devlet tahvilleri, gelir ortaklığı sertifikaları, özel sektör
tahvilleri, yabancı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları ve uluslar arası menkul kıymetlerin alım
ve satılmasını sağlar.
ÜNİTE 7
İŞLETMELERİN KURULUŞU
İşletmelerin kuruluşunda alınacak kararlar, yatırım karlılığında önemli rol oynar ve yatırım düşüncesi
oluşur. Yatırımın yapılabilirliğini belirlemek üzere ekonomik, teknik, finansal, yasal ve fizibilite
çalışmaları yapılır. Bu çalışmalara dayalı olarak proje hazırlanır ve hayata geçilirilir.
İşletme kuruluşunu etkileyen faktörler şunlardır.
a- Yer seçimi: İşletmelerin kuruluş yeri seçimi, üzerinde titizlikle durulması gereken bir konudur.
Çünkü kuruluş yeri olarak seçilen yer, işletmenin faaliyetini uzunca bir süre sürdürebileceği yer
olacaktır. Kuruluş yeri seçilirken bazı etkenlerin dikkate alınması gerekir, bunlar;
 Ham madde: işletmenin faaliyet konusuna giren ham maddenin yoğun olarak bulunduğu
yerler kuruluş yeri olarak seçildiği takdirde maliyetler daha düşük olacaktır, zira taşıma
maliyeti en aza inecektir.
 Pazar: İşletmelerin ürettiği malları pazarlara en uygun maliyetle ulaştırıp satabilmeleri
büyük önem taşır. Ürünün hitap ettiği tüketici sayısı dikkate alınmalıdır.
 Enerji ve su kaynakları: Pek çok enerji kaynağı olmakla birlikte taşıma mesafeleri
maliyetlere önemli bir etkendir. Dolayısıyla dikkate alınması gereken bir konudur.
 İklim koşulları ve ulaşım: Üretimi yapılacak ürüne göre ham madde, malzeme, mamul
ve çalışanlar açısından iklim koşullarının uygun olup olmadığı araştırılmalıdır.
 İş gücü: Bilgi ve teknolojiyi üretip kullan iş gücüdür. Kurulacak bir işletmenin yeri
seçilirken yeterli sayı ve kalifiyede iş gücüne sahip olan bir bölgenin seçilmesi gerekir.
 Teşvikler ve alt yapı: Bu durumda ilk dikkate alınması gereken husus; devlet teşvikleri
ve yatırım indirimleridir.
b- Planlama aşamaları: İşletme kurma fikrinden başlayıp faaliyet yapılacak duruma gelene
kadar, yapılması gereken tüm işler önceden belirlenen plan çerçevesinde yürütülmesi gerekir.
Bu plan, kuruluş anında ve sonrasında çıkabilecek tüm güçlüklerin önceden görülmesine ve
gerekli önlemlerin alınmasına yardımcı olacaktır. Planlamanın aşamaları aşağıdaki gibidir.
1-YATIRIM YAPMA FİKRİ
2- ÖN PROJE ÖNCESİ ARAŞTIRMALAR
3- ÖN PROJE AŞAMASI
4- DEĞERLENDİRME VE YATIRIM KARARI
5- KESİN YATIRIM PROJESİNİN HAZIRLANMASI
6- KESİN PROJENİN UYGULANMASI
21
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
c- Kurma kararına etki eden faktörler: İşletmelerin tek kuruluş amacı kar elde etmek
değildir. Kişilerin ve kurumların işletme kurma nedenleri farklılıklar gösterebilir. İşletme kurma
kararına etki eden faktörler aşağıdaki gibidir.
 Bağımsız çalışma isteği
 Miras yoluyla işletme sahipliği
 Yeni bir buluş veya fikri pazara sunma arzusu
 Başka fırsatların yokluğu
 Toplumsal itibar sağlama
 Kazanç sağlama ve ülke ekonomisine katkıda bulunma arzusu.
d- Talep, üretim miktarı tahminleri ve raporları:
Talep: Tüketicilerin ihtiyaca konu olan mal veya hizmetleri satın alma isteğidir. Her istek
ekonomik anlamda talep değildir. Talep olabilmesi için gerekli mali güçle desteklenmiş olması
gerekir.
İşletmelerin kuruluş yerini belirlerken Pazar araştırması yapmaları gerekmektedir.
Üretecekleri mala talep ne kadar dır. Hangi miktarda üretilirse satılır. Tüketici kitlesinin alım
gücü nedir.üretilecek ürüne hedef tüketicilerin ödeyebilecekleri fiyat nedir. Gibi soruların
cevaplanması gerekir.
ÜNİTE 8
İŞLETME YÖNETİMİ ANA FONKSİYONLARI
İşletme yönetiminin dört ana fonksiyonu vardır.
1- Planlama
2- Organizasyon
3- Sevk ve idare
4- Koordinasyon ve denetim
1- PLANLAMA: Amaçların ve politikaların oluşturulması ve geleceğin tahmin edilmesidir. Amacı
gerçekleştirmek için en iyi hareket şeklini seçme ve geliştirme niteliği taşıyan bilinçli bir
süreçtir. Planlama, neyin, ne zaman, nerede ve kim tarafından yapılacağının önceden
kararlaştırılmasıdır. Diğer yönetim fonksiyonları planlamanın bir devamıdır.
Planlamanın yararları:
 Planlama ile geleceğe yönelik en doğru kararlar verilebilir ve hata payı en aza indirilebilir.
 Yöneticiler sürekli değişmenin yarattığı fırsat ve tehlikelere hazırlanabilir.
 Planlama kuruluşa sistemli düşünme ve karar alma alışkanlığını getirir.
 Planlama yöneticileri ve çalışanları işletme faaliyetlerinde aynı amaçlara yönlendirecektir.
 Planlama süreci firmaya uzun süreli düşünme yeteneği getirir.
 Zor durumlar, gecikmeler ve bu gibi işletme çalışanlarına zarar verici etkenleri önceden görüp
gerekli önlemleri alma olanağı sağlar.
 Kontrol için gerekli standartların ortaya konulmasını sağlar.
Planlamanın sakıncaları
 Zaman ve enerji harcaması gerektirir.
 Planın eksik ve hatalı olması, saptanan amaçlara ulaşılmasını engeller
 Planın kapsayacağı süre doğru tespit edilmezse plan amacına ulaşamaz.
 Plan belirli bir çalışma düzeni ve standart yöntemler ortaya koyar. Kişilerin değişen
koşullara uyumlarını sağlamak için, planlarda belirli aralıklarla değişikliklere gitmek ve
önceden saptanan durumla için önlemler almak gerekir.
 Yöneticiler dikkatlerini gereğinden fazla geleceğe çevirir ve içinde bulunduğu durumu
ihmal edebilir.
2- ORGANİZASYON: Bir işletmede yapılacak işin belirlenmiş görevlere bölünmesi ve bu
görevlerin en iyi şekilde yerine getirilmesi için uygun kişilere verilmesidir.
Organizasyonun ilkeleri
 Amaç birliği ilkesi: İşletmenin her bölümü aynı amacı gerçekleştirmek için
çalışmalıdır
 İş bölümü ve uzmanlaşma ilkesi: Aynı emekle daha iyi ve daha çok üretimin
sağlanması için çalışanlar arasında iş bölümü yapılmasıdır.
 Basamakların sırası ilkesi: İşletmelerde yetkiler üst kademelerden alt kademelere
doğru basamak basamak azalmalıdır.
 Yetki ve sorumluluk ilkesi: Yöneticiler arasında sorumluluk verilirken denklik
sağlanmalıdır.
 Süreklilik ilkesi: İşletmenin sürekliğini sağlayıcı önlemler alınmalıdır.
22
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
3- SEVK VE İDARE: Sevk ve idare aşamasında planlama ve örgütleme eylemlerinden sonra sıra,
çalışanların faaliyete geçirilmesine gelir. İşte bu işi yerine getirecek yönetim fonksiyonu sevk
ve idare ( yöneltme) dir. Mevcut kaynakları akılcı ve etkin biçimde kullanarak örgütlenmiş
yapıyı önceden belirlenmiş amaçlara yönlendirme işlemidir.
4- KOORDİNASYON VE DENETİM: Koordinasyon, bir işletmedeki farklı bölümlerin görevlerini
yerine getirirken birbirleriyle uyum içinde olmalarıdır.
Koordinasyonun etkili olabilmesi için, iyi işleyen haberleşme sisteminin varlığı gerekir.
İşletmeyi oluşturan çeşitli bölümler, birbirlerinin yaptıklarından haberdar olmazlarsa kararsız ve
kendi kendilerine rakip bir niteliğe bürünürler.
Denetim, planlamalar ile sonuçların karşılaştırılması işlemidir. Denetim, diğer fonksiyonların ne
derece başarılı olduğunu araştırır. Planlamalar ile hedeflerde sapma olup olmadığı, var ise
bunların sebepleri kontrol edilir ve buna göre önlemler alınır. Denetim esnek, tarafsız, örgüt
yapısına uygun olmalıdır.
ÜNİTE 9
İŞLETMELERDE MALİYET
1- MALİYETE ETKİ EDEN FAKTÖRLER: İşletmelerin ürettikleri mal ve hizmetleri insanların
kullanımına hazır hale getirene kadar yapmış olduğu tüm harcamalar maliyeti oluşturur.
İşletmeler fiyatlandırma yaparken maliyete etki eden faktörleri dikkate almak zorundadırlar.
Maliyete etki eden faktörler:
 Ham madde: İşletmelerin mal üretebilmeleri için tabiattan elde edilen her türlü
maddelerdir. Yer altı ve yer üstü kaynakları, madenler, ormanlar, hava vs.
 Yardımcı maddeler: Ürünlerin yapısında bulunsun veya bulunmasın üretim
yapabilmek için kullanılan diğer maddelerdir. Örneğin ayakkabı imalatında kullanılan
yapıştırıcı, iplik vs.
 İşçilik: Üretimin gerçekleşmesi için insanların yaptıkları bedensel ve zihinsel
faaliyetlere denir.
a- Direkt işçilik: Malın üretim aşamasında sarf edilen işçiliktir.
b- Endirekt işçilik: Üretilen mal üzerinde olmayan, işletme faaliyetlerinde sarf
edilen işçiliktir. Taşıma, güvenlik, temizlik vs.
 Genel Giderler: İşletme faaliyetlerinin devam edebilmesi için yapılan aydınlatma,
ısıtma, taşıma, haberleşme, kırtasiye vs.
 Amortismanlar: Kullanılan makine araç gereçlerin yıpranma payıdır.
Maliyete etki eden faktörler dolaylı (Endirekt) ve dolaysız (direkt) olarak ta sınıflandırılır. Dolaysız
giderlerin ürünün maliyetine etkileri hesaplamalarla belirlenir. Örneğin; kuaförlük işiyle uğraşan bir
işletmede saç boyama işleminde saç boyası, jöle, şampuan ve saç kremi vs. malzeme için yapılan
harcamalar direkt maliyettir. Dolaylı giderler ise; belli dönemlerde üretilen toplam mal veya hizmetler
üzerine bölüştürülerek eklenen giderlerdir. ( elektrik, su, doğalgaz......)
2- GİDER ÇEŞİTLERİ VE İLİŞKİLERİ: Kullanılan bu gider hesapları birbirleri ile ilişkilidir. Malın
üretiminden satışına kadar, hatta satış sonrasında da devam eder. Her bir gider kalemi, satış
fiyatını doğrudan etkiler. Bu giderlerden bazıları; ilk madde ve malzeme, işçilik, vergi, resim ve
harçlar, amortisman payları, genel üretim, araştırma ve geliştirme, pazarlama, satış ve
dağıtım, finansman ve genel yönetim giderleri....vs.
3- SATIŞ FİYATI: Tüketicilerin bir mal veya hizmeti elde etmek için ödemek zorunda oldukları
para miktarına fiyat denir. İşletmeler açısından ise fiyat bir mal veya hizmetin değişim oranıdır.
Ekonomide fiyat, arz ve talebe göre değişir. Öte yandan fiyatta arz ve talebi belirleyebilir. Arzın
fazla olduğu durumlarda fiyat düşük, arzın az olduğu durumlarda fiyat yüksek olabilir.
EKONOMİDE FİYAT OLUŞUM MODELLERİ
a- Tam rekabet piyasasında fiyatın oluşumu: Tam rekabet piyasasında
mal homojendir. Piyasada çok sayıda alıcı ve satıcı olup, her biri, fiyat ve
arzın üzerinde tam bilgiye sahiptir. Ancak hiçbiri kendi başına piyasa
şartlarını değiştirecek güce sahip değildir. Piyasaya giriş ve çıkışlar
serbesttir. Bu şartların gerçekleştiği bir piyasada fiyat mala olan arz ve
talebe göre değişir.
b- Tekel piyasasında fiyatın oluşumu: Tekel piyasasında tek satıcı, çok
sayıda alıcı vardır. dolayısıyla piyasada tekelci tek başına hareket eder.
23
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
ÜNİTE 10
İŞLETME FONKSİYONLARI
PAZARLAMA : İşletmelerin amaçlarını gerçekleştirmek, tüketicilerin taleplerini karşılamak için mal
hizmetlerin üreticilerden tüketicilere doğru akışını sağlayan faaliyetlerin tümüne denir.
Pazarlama karması elemanları: Bir işletmenin hedef pazarda istediği sonuçlara ulaşabilmesi için bir
araya getirdiği kontrol edilebilir pazarlama elemanlarına pazarlama karması denir.
Pazarlama karması elemanları şunlardır:
Ürün: Bir istek ve ihtiyacı karşılamak üzere pazara sunulan mal ve hizmetlerdir.
Fiyat: Alıcıların bir mal veya hizmeti elde etmek için ödemeleri gereken paradır.
Dağıtım: Ürünlerin istenen miktarda, doğru zamanda ve doğru yerde bulundurulması faaliyetlerinin
tümüne denir.
Tutundurma: İşletmenin ürettiği ürün hakkında tüketicilere bilgi verme, hatırlatma, inandırma ve
onların davranışlarını satışa yönlendirme çabalarıdır.
PAZARLAMA ARAŞTIRMASI
İşletmelerin bilgi ve veri toplayarak elde edilen sonuçları değerlendirme çalışmalarına pazarlama
araştırması denir. Pazarlama araştırmalarının başlıca konuları şunlardır.
 Tüketiciler
 Mal ve hizmetler
 Pazarın durumu
 Marka tercihleri
 Reklam araştırmaları
 Fiyat araştırmaları.
Pazarlama araştırması yaparken işletmeler iç ( eski müşteriler, işletme kayıtları), ve dış (Kütüphaneler,
devlet istatistik enstitüsü rakamları, meslek odaları ve özel kuruluş yayınları) kaynaklarından
yararlanılır.
Yöntem olarak ta
 Gözlem
 Deney
 Anket
 Mülakat (yüz yüze görüşme) kullanılabilir.
İŞLETMELERDE ÜRETİM VE VERİMLİLİK
ÜRETİM: İnsanların ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin meydana getirilmesidir. İnsan gücü,
sermaye, makine, araç gereç ve malzemelerin bir araya getirilmesiyle mal ve hizmet üretim
gerçekleştirilir.
Malzeme
İş Gücü
Makine Araç
Ve Gereç
Üretim Aşaması
Mal Veya Hizmet
Sermaye
Yönetim
İşletmelerin üretim yapmadan önce kapasitelerini planlamaları gerekir. Kapasite; bir
işletmenin elindeki üretim faktörlerini en iyi şekilde kullanarak yapabileceği üretim miktarıdır. Kapasite
daha çok makineler için kullanılan bir kavramdır.
Kapasite türleri:
24
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
a- Fiili kapasite: Piyasa koşullarının yani dış etmenlerin etkisi altında varılan üretim
gücüdür.
b- Optimum kapasite: Maliyetin en düşük olduğu haldeki üretim gücüdür.
c- Zorlanmış kapasite: Normal çalışma düzeninin üstüne, zaman ve güç zorlamalarıyla
çıkılması halinde oluşan kapasitedir.
d- Atıl ( Boş ) Kapasite: Kullanılması mümkün olduğu halde kullanılmayan kapasitedir.
Üretim türleri üçe ayrılır:
a- Tek üretim: Üretilen her mamulün birbirinden farklı olduğu üretimdir.
b- Seri üretim: Büyüklük, kalite ve nitelik bakımından aynı özellikleri taşıyan mamullerin
bir seri oluşturacak miktarda üretilmesidir.
c- Kitle üretimi: Üretimin devamlı olması ve aynı mamulden çok miktarda üretilmesidir.
VERİMLİLİK: Üretim sonunda elde edilen çıktı ile o üretimde kullanılan girdilerin ( üretim
faktörlerinin) oranlanmasıdır.
Verimliliğin artırılabilmesi için yapılması gerekenler:
 Makineleşmeyi arttırmak
 İleri teknoloji kullanmak
 Standardizasyonu sağlamak
 Yeterli ham madde sağlamak
 Fire ve hurdaları azaltmak
 Fiziksel çalışma ortamını iyileştirmek ( aydınlatma, havalandırma, gürültü vs. )
 İletişimi geliştirmek.
ÜNİTE 11
TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ EĞİTİMİNİN KAPSAMI
1- TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ VE AVRUPA KALİTE YÖNETİMİ ( EFQM )
KRİTERLERİNİN TANITIMI
EFQM mükemmellik modeli, kuruluşların mükemmellik yolunda ilerleyip ilerlemediklerini
ölçerek yönetim sistemlerini geliştirmeleri konusunda onlara yardımcı olan pratik bir araç
niteliği taşır. Kuruluşların kuvvetli yönlerini ve iyileştirmeye açık alanlarını görmelerini
sağlayarak onları çözümler üretmeleri konusunda teşvik eder. EFQM Avrupa da veya Avrupa
dışında denenmiş en iyi uygulamalarla ilgili girdileri toplayarak Modeli güncelleştirir. Böylelikle
Modelin dinamik olması, yönetim konusundaki güncel görüşleri yansıtması sağlanmış olur.
Modelin temelinde yatan kavramlar toplam kalite yönetimi anlayışının temel noktalarını,
kurumsal mükemmelliğe erişmenin vazgeçilmez unsurlarını tanımlamaktadır.
Bu temel kavramlar
 Sonuçlara yönlendirme
 Müşteri odaklılık
 Liderlik ve amacının tutarlılığı
 Süreçler ve verilerle yönetim
 Çalışanların geliştirilmesi ve katılım
 Sürekli öğrenme
 Yenilikçilik ve iyileştirme
 İşbirliklerinin geliştirilmesi
 Toplumsal sorumluluktur.
Bu kavramlar tam olarak anlaşılmadan ve kabul edilmeden modelden bir ilerleme beklemek zordur.
Modelin Yapısı: EFQM mükemmellik modeli dokuz ana kriter üzerine kurulmuş ve zorunluluk içermeyen
bir modeldir.bu kriterlerden beşi “Girdi” kriterlerini, dördü ise “Sonuç” kriterlerini oluşturur.
2-KALİTE ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ
amaca, problemin niteliğine, pratik zorluklara ve maliyet faktörlerine göre geliştirilen farklı
yöntemler vardır. bunlar;
a- Test yöntemleri: Hammadde, yarı mamul ve maddelere ait çeşitli özelliklerin saptanması için
uygulanan yöntemlere test yöntemleri adı verilir. Bunlar, bir ölçme aleti ile yapılan ölçmelerdir.
b- Muayene kontrolü: Muayene, hammadde yada işlenmiş ürünün tümü üzerinde uygulanan
bir kontrol işlemidir.
c- Proses (Süreç ) kontrolü: Bir süreçten çıktı olarak alınan ürünlerin ölçülerek istenen
özelliklere uyup uymadığını belirleyen ve karar destek sistemlerine girdi oluşturmasını sağlayan
bir geri bildirim döngüsüdür.
d- İstatistiksel kalite kontrol: Örnekleme teorisine dayanan ve periyodik ölçmelerle kalitenin
devamlı olarak izlenmesine dayanan bir yöntemdir.
25
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
3-İSTATİSTİK YÖNTEMLERİ: Toplam kalite yönetimi programlarının gerekli olan yerlerinde
istatistiksel yöntemler kullanılır. İstatistiksel yöntemler sistemin bir parçasıdır.
İstatistiksel Yöntemler:
 Frekans dağılım diyagramı
 Kontrol çizelgeleri
 Örnekleme tabloları
 Özel yöntemler
 Ürün güvenirliği
 Ankettir.
Bu istatistiksel yöntemler, TKY nin her safhasında etkin bir şekilde kullanılır. TKY de istatistiksel görüş
şu şekildedir.
Ürün kalitesinde meydana gelebilecek değişiklikler devamlı olarak kontrol altında tutulmalıdır. Toplam
kalite yönetimi programının en büyük özelliği kalitenin kaynağında kontrol edilmelidir. Bunun en güzel
örneği işi yapan kişide kalite konusunda her sorumluluk duygusu ve ilgi uyanmasıdır. Çünkü kendisi iş
başında ürün kalitesiyle ilgili olarak birtakım ölçümler yapmak durumundadır.
ÜNİTE 12
STRATEJİK PLANLAMA VE KARŞILAŞTIRMA
İşletmeler karşılaştığı yada karşılaşacağı problemlerle baş edebilmesi için stratejik planlama yapmak
durumundadırlar. Stratejik planlamanın faydaları şunlardır
 Yönetimi sistematik düşünmeye sevk eder.
 İşletme yetkilileri ve yöneticileri arasında iletişimi güçlendirir.
 İşletme amaçlarının önceden belirlenmesini sağlar.
 İşletme harcamalarının daha düzenli şekilde yürütülmesine yardımcı olur.
Strateji: Önceden belirlenen bir amaca ulaşmak için izlenen yoldur.
Stratejik Planlama: Yapılmasına karar verilen bir işin, başarıya ulaştırılabilmesi için ayrıntıları işlem
basamaklarıyla sıraya koyarak düzenlemeye denir.
Stratejik planlama aşamaları
 İşletme misyonunun belirlenmesi
 İşletme hedeflerinin desteklenmesi
 İş-ürün çeşitliliği tasarlanması
 Görev planının hazırlanması
KARŞILAŞTIRMA KRİTERLERİ
Karşılaştırma, asıl amacı performansı artırmak olan sürekli bir öğrenme sürecidir.
Karşılaştırma; işletmenin konusunda en iyi olmak amacıyla kendi şubelerini, rakiplerini, tedarikçilerini,
incelemesi, onların olumlu ve olumsuz yanlarında ders almaya çalışmasıdır.
Başlıca karşılaştırma kriterleri şunlardır:
 Çalışanların beceri ve yetenekleri
 Üretim miktarları
 Üretim teknolojisi
 Kalite
 Üretim planlaması ve kontrolü
 Ürün dağılım süreci
 Müşteri hizmetleri
 Girdilere ulaşım
 Tedarikçilerle ilişkiler
 Pazarlama yeteneği
 Yeni ürün geliştirme becerisi
 Depolama
Karşılaştırma başlıca
a- Rakip firmalar ve işletmeler
b- İşletmenin kendi şubeleri arasında
c- Tedarikçiler – sağlayıcılar arasında yapılmaktadır.
26
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
ÜNİTE 13
MOTİVASYON VE ZAMAN YÖNETİMİ
MOTİVASYON: Çalışanları cesaretlendirme, etkileme ve yönlendirme yoluyla bir iş yapma
konusunda harekete geçiren güçtür.
Motivasyon Araçları
EKONOMİK ARAÇLAR




Ücret artışı
Primli ücret
Kara katılma
Ekonomik ödül
SOSYAL ARAÇLAR






Çalışmada
bağımsızlık
Değer ve statü
Gelişme ve başarı
Çevreye uyum
Sosyal güvence
Sosyal faaliyet
ÖRGÜTSEL ARAÇLAR






Amaç birliği
Yetki sorumluluk
dengesi
Eğitim ve yükselme
Karara katılma
İletişim
Yaratıcılık
NELER MOTİVASYONU ARTTIRIR
 Tasarım yapmak
 İş tatmini sağlamak
 İş bölümü yapmak
 İş kontrolü yapmak
 Görev dağılımı yapmak
 Çalışanların eğitimini sağlamak
 Görev dönüşümü yapmak
 Takdir etmek
 Sorumluluk vermek
 Takım çalışmasını gerçekleştirmek
 Hatalardan ders almak
 Bilgi vermek
MOTİVASYON NASIL KIRILIR
 Paylaşımı reddetmekle
 Tutarsız olmakla
 Övmekten kaçınmakla
 Çalışanları bilgilendirmemekle
 Saldırgan veya kötü huylu olmakla
 Sürekli stresli olmakla
 İşleri ertelemekle
ZAMAN KAVRAMI, KURUMDAN VE KİŞİDEN KAYNAKLANAN ZAMAN KAYBINA SEBEP OLAN
ETMENLER
Kurumdan kaynaklanan zaman kaybına neden olan etmenler
 Kurumun genel politikasının olmayışı
 Görev tanımlamalarının kötü yapılmış olması
 Otorite yokluğu
 İletişim bozukluğu
 Diğer çalışanların yaptıkları yanlışlıklar
 Personel fazlalığı
 Uzman personelin azlığı
 Dikkatsizlik
Kişinin kendisinden kaynaklanan zaman kaybına neden olan etmenler
 Olayları önceden kestirmede yetersizlik
 Zamanın işlere dengesiz bölüşümü
 İşleri yarıda bırakma eğilimi
 İşlerin hepsini birden yapma isteği
 Ayrıntıya çok önem verme eğilimi
 Her şeyi ve herkesi bizzat denetleme eğilimi
 Beklenmeyen ziyaretçilerden yakasını kurtaramamak
 Ön yargılar, saplantılar
 Disiplinsizlik
 Hayır diyememek
 Dinlememesini bilmemek

Çok fazla sohbet etmek
27
Hazırlayan: Hayri TOPÇU ([email protected]) (Kaynak çıraklık ve yaygın eğitim kurumları; işletme
bilgisi ve toplam kalite yönetimi ders kitabı)
Download