Aydın ve ark. 289 _____________________________________________________________________________________________________ AraĢtırma / Original article Çöp evler ve DSM-5 yeni tanı kategorisi biriktirme bozukluğu: Sınırlı alan çalıĢması Erkan AYDIN,1 Ramazan KONKAN,2 Gazi ALATAġ,3 Abdülkadir Tabo,2 Sadık YĠĞĠT,4 Oya GÜÇLÜ GÖNÜLLÜ,2 Emine AYDIN5 _____________________________________________________________________________________________________ ÖZET Giriş: Çok sayıda psikiyatrik ve fiziksel hastalıkta oluşabilen ‘çöp ev’ olgusu hem kişi, hem de yakın çevresi için çok ciddi sorunlar yaratabilmektedir. Türkiye’de çöp evlerin yaygınlığı ve çöp ev oluşmasının nedenleri hakkında veri yoktur. Çalışmamızda Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hizmeti kapsamında Zeytinburnu bölgesinde çöp evlerin saptanması, bu evlerde yaşayan hastalar ve yakınları hakkında bilgi toplanması, çöp evde yaşayan kişilerin DSM5 yeni tanısı biriktirme bozukluğuna göre değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Zeytinburnu Toplum Ruh Sağlığı Merkezi hizmeti kapsamında alan taraması yapılmış, bir yıllık süre içinde saptanan çöp evler Yaşam Ortamını Değerlendirme Ölçeği ile değerlendirilmiştir. Ölçek puanlarına göre orta ve ileri derecede dağınık olarak sınıflandırılan evlerde yaşayan kişilerin sosyodemografik verileri, hastalıklarına ilişkin özellikleri değerlendirilmiştir. Bulgular: Zeytinburnu ilçesinde bir yılda 41 orta ve ileri derecede dağınık çöp eve ulaşılmış ve bu evlerde 103 kişinin yaşadığı saptandı. Bunların 60’ında (%59.2) psikiyatrik bozukluk vardı (psikotik bozukluk 27-%26.2, yaygın gelişimsel bozukluk ve zeka geriliği 16-%15.5, demans 7-%6.8, alkol madde bağımlılığı 6-%5.8, duygudurum bozuklukları 4-%3.9). Bu kişilerin 41’inde (%39.9) çöp ev, uygunsuz biriktirme sonucu oluşmuştu. Biriktiren hastalardan 13’ü (%34.1) DSM-5 biriktirme bozukluğu tanı ölçütlerini karşılıyordu (8 edinmeli biriktirme, 5 edinmesiz biriktirme). Tartışma: Çöp ev diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir ruh sağlığı ve toplum sağlığı sorunudur. Literatürde çöp evler daha çok yalnız yaşayan bireylerin evi olurken, çalışmamızda çöp evde genellikle birden çok hasta veya sağlıklı kişiler yaşamaktadırlar. Toplum ruh sağlığı merkezlerinin çöp evler içinde yaşayan psikiyatri hastalarını belirleyecek ve gerekli girişimleri yapacak şekilde örgütlenmesi gerekmektedir. (Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:289-295) Anahtar sözcükler: Çöp ev, biriktirme bozukluğu, toplum ruh sağlığı merkezi Domestic squalor and hoarding, a new diagnosis in DSM-5: confined field study ABSTRACT Objective: Domestic squalor which is caused by many psychiatric and not psychiatric diseases may lead to many serious problems for patients and their intimates. In our country there are not any data about the prevalence and the reasons of these houses. In this study, within the scope of Community Mental Health Service, it is aimed to locate these houses in Zeytinburnu and to gather information about the patients and their intimates and to evaluate the people living in these houses according to Hoarding, a new DSM-5 diagnosis. Methods: Within the scope of Zeytinburnu Community Mental Health Center, some field scanning has been done and domestic squalor has been evaluated with Living Condition Rating Scale for a year. In this scale, the sociodemographic _____________________________________________________________________________________________________ 1 Uzm.Dr., Bağcılar Toplum Ruh Sağlığı Merkezi, İstanbul, Türkiye Uzm.Dr., 5 Asist.Dr., Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Ankara, Türkiye 4 Psikolog, Zeytinburnu Toplum Ruh Sağlığı Merkezi, İstanbul, Türkiye YazıĢma Adresi / Correspondence address: Uzm.Dr. Erkan AYDIN, Bağcılar Toplum Ruh Sağlığı Merkezi, Bağcılar/İstanbul, E-mail: [email protected] GeliĢ tarihi: 04.08.2013, Kabul tarihi: 27.11.2013, doi: 10.5455/apd.48434 2 3 Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:289-295 290 Çöp evler ve DSM-5 yeni tanı kategorisi biriktirme bozukluğu: Sınırlı alan çalışması _____________________________________________________________________________________________________ data which have been got from the patients who live in the houses which are labeled as moderate-squalor and severe squalor and features of the disease are evaluated. Findings: Forty-two moderate squalor and severe squalor have been reached in a year in Zeytinburnu and it has been determined that 103 people live in these houses. Sixty people out of 103 have had a psychiatric disease (psychotic disorder 27-26.2%, common developmental disorder and mental retardation 16-15.5%, dementia 7-6.8%, alcohol drug addiction 6-5.8% and mood disorder 4-3.9%). Forty-one of these people (39.9%) have had the litter houses as a result of inconvenient storage of things. 13 patients who store things show the symptoms of DSM-5 hoarding disorder. Discussion: Domestic squalor is a serious mental health and social health problem in our country as in developed counties. In other countries, especially there are people who live alone in these houses, whereas in our study it is found that more than one person, whether they are sick or not, live in these houses. It is essential for community mental health centers to determine the psychiatric patients who live in these houses and to be organized to arrange the necessary interventions. (Anatolian Journal of Psychiatry 2014; 15:289-295) Key words: domestic squalor, community mental health center, hoarding disorder _____________________________________________________________________________________________________ GİRİŞ Yaşanılan ortamın temizliği, içinde yaşayanların yetiştirilme biçimleri, beklentileri, maddi olanakları, kültürel özellikleri ve sosyal çevreleri gibi etkenlere göre değişkenlik gösterir. Her kültür ve sosyoekonomik durum için belirli bir derecenin üzerinde bakımsız, pis ve dağınık olan evler 1 ‘çöp ev’ (domestic squalor) olarak tanımlanır. Çöp evlerde yaşayan bireylerin yarısından fazlasında biriktirme davranışı bulunmakla birlikte, zaman zaman biriktirme davranışı olmayan kişiler de çöp evlerde yaşamak zorunda kalabil2 mektedir. Yaşanılan ortamın çöp eve dönüşmesi üç şekilde olabilmektedir: 1. Biriktirme davranışı ile evin gereksinim duyulmayan nesnelerle doldurulması, biriken yığınların evin amaca yönelik kullanımını engellemesi sonucunda çöp evler oluşabilir. 2. Biriktirme davranışı olmayan kişilerin bir kısmında şizofreni veya demans gibi ağır yeti yitimine neden olan bir hastalık vardır. Bu hastalar ürettikleri çöpleri atamazlar, günlük temizlik ve düzenleme işlerini yeterli düzeyde yapamazlar. 3. Bu evlerde yaşayanların bir kısmı hem bir gün işe yarayacağı gerekçesiyle aşırı derecede kullanılmayacak nesne biriktirirler, hem de yeti kaybı nede3 niyle yaşadıkları ortamı düzenleyemezler. Çöp evler olgusu, hem içinde yaşayan kişiler, hem de çevresi için birtakım riskleri barındıran bir toplum sağlığı sorunudur. Çöp evler nedeniyle ortaya çıkan riskler arasında düşme sonucu yaralanma, çok önemli evrak/eşyaların ve paraların kaybedilmesi, aynı evde yaşayan çocuğun fiziksel ve ruhsal açıdan kötüye kullanımı, eğer hayvan biriktiriliyorsa o hayvanların bakımının ihmali, bu hayvanların toz halinde dışkıları ile temas sonucu akciğer enfeksiyonu, haşerelerin neden olduğu sağlık sorunları, ev drenaj sisteminin tıkanması sonucunda su baskınları ve yangınlar sayılabilir. Bu durum aynı zamanda sağlık ve sosyal harcamalar, Anatolian Journal of Psychiatry 2014; 15:289-295 kompulsif satın alma gibi nedenlerle kişilere 1,4 ciddi mali yük oluşturabilir. Yarattığı tüm ciddi sorun ve risklere karşın, çöp ev olgularının yardım aramak için sağlık kuruluşlarına başvuruları nadirdir. Çöp ev olgularına daha çok yakın çevrede yaşayan diğer kişilerin yakınmaları ve sosyal servis çalışanlarının ev ziyaretleri sonucunda ulaşılır. Sağlık ve sosyal yardım sistemi gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalarda bu evlerde yaşayan kişilerin yarıya yakınının bilişsel kayıpları olan yaşlılar olduğu 2 bildirilmiştir. Kendine bakımı ihmal eden, çöp evde yaşayan ve biriktirme davranışı olan yaşlı kişiler için ‘Diyojen sendromu’ tanımlaması da 5 yapılmıştır; ancak Diyojen sendromu özgül bir durum olmayıp demans, alkol bağımlılığı, şizofreni, kişilik bozukluğu gibi durumlarla yüksek oranda birliktelik göstermesi ve genç yaşlarda da görülmesi nedeniyle bu kavram artık yalnız 6 tarihsel önemdedir. Başka bir psikiyatrik bozukluğun belirtisi olmaksızın görülen biriktirme davranışı için DSM-5’te biriktirme bozukluğu (hoarding) adıyla ayrı bir tanının yer alması 7 önerilmiştir. Altta yatan psikopatolojiye yönelik tedavi girişimleri olmaksızın birikmiş eşyaların uzaklaştırılması, evin temizlenmesi ve yeniden düzenlenmesi kişide yoğun anksiyete ve psikolojik yüke neden olabilir. Kısa sürede ev yeniden eski haline dönebilir. Hastanın sürece katılımı ve onayı alınmadan yapılacak işlemlerinin ciddi depresyon ve intihara neden olduğunun görülmesi üzerine, onay alınmadan girişimde bulunulması bazı ülkelerde yasaklanmıştır. Algoritma oluşturmaya yetecek sayıda sağlık kuruluşlarına başvuru olmadığı için çöp evde yaşayan insanlara yönelik tedavi ve izleme biçimlerini belirlemek güçtür. Çöp evde yaşayan kişilere yönelik tedavi çok yönlü bir ekip çalışması ve 1 yüksek maliyet gerektirir. Bu evlere yapılacak girişimler, ruh sağlığı çalışanlarının öncülüğün. de yürütülen ‘olgu yönetimi’ne diğer sosyal Aydın ve ark. 291 _____________________________________________________________________________________________________ kuruluşların ortak katılımı ile gerçekleştirilmeli8 dir. Türkiye’de çöp evler ve burada yaşayan kişiler hakkında yeterli veri olmadığı gibi, bu evlere yönelik girişimleri yönetecek kuruluşlar da yoktur. Bu evler daha çok medya haberleri ile gündeme gelmektedir. Toplum Ruh Sağlığı Merkezlerinin (TRSM) çöp evleri saptaması, bu evlerde yaşayan kişilerin gereksinimlerini belirlemesi, evin yeniden düzenlenmesine yönelik girişimlere önderlik etmesi ve çöp evler konusunda bilgi birikimi sağlaması beklenmektedir. Çalışmamızda Zeytinburnu TRSM’nin etkinlikleri kapsamında 01 Aralık 2011-01 Aralık 2012 tarihleri arasında ulaşılan çöp evlerin oranının, bu evlerde yaşayan kişilerde çöp ev oluşumuna yol açan mevcut ruh sağlığı sorunlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. YÖNTEM Zeytinburnu ilçesi sınırlarında 01 Aralık 2011-01 Aralık 2012 tarihleri arasında 42 çöp ev saptanmıştır. Çöp evler üç farklı yöntemle belirlendi. İlk olarak TRSM ile işbirliği yapan yerel kurumların olgu bildirimi, ikinci olarak yakınlarının bireysel başvurularının ardından TRSM sorumluluk alanında bulunan ağır yeti yitimi olan hastalara ulaşmak için yapılan ev ziyaretleri ve son olarak Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi bilgi tabanından psikotik bozukluk nedeniyle tedavi olan hastaların adreslerinin belirlenmesinin ardından yapılan ev ziyaretleri sonucunda saptandı. Çöp evler Yaşam Ortamını Değerlendirme Ölçeği (YDDÖ) ile değerlendirilmiştir. Test sonucu orta ve ileri derecede dağınık olarak nitelendirilen evlerde yaşayanların, sosyodemografik özellikleri belirlendi. Tüm ev halkına uygulanan SCID-I ve psikiyatrik görüşmeler ile ruhsal bozukluklar araştırıldı. Kullanılan ölçekler Sosyodemografik Veri Formu: Çalışmacılar tarafından evde yaşayan çöp ev oluşmasına katkıda bulunan veya bulunmayan tüm kişilerin sosyodemografik bilgilerini ve klinik özelliklerini değerlendirmek için hazırlanmıştır. DSM-IV Eksen I Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme Formu (SCID-I): SCID9 I, First ve arkadaşları tarafından geliştirilmiş, yapılandırılmış bir klinik görüşme ölçeğidir. SCID-I’in Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalış10 ması Çorapçıoğlu ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. Yaşam Ortamını Değerlendirme ÖlçeğiYODÖ (Living Condition Rating Scale): Samios tarafından yaşam alanlarının niteliğini ölçmek için geliştirilmiş Halliday ve arkadaşları tarafından 2000 yılında Londra’da, 2009 yılında Sidney’de yapılan çalışmalarında kullanılmış11 tır. Ölçek yaşanılan alanı tümüyle değerlendiren, 0-3 arasında puan veren, 13 madde (giriş, koku, ışık, halı-döşemeler, duvarlar, mobilyalar, mutfak, tuvalet-banyo, besinler, vücut-hayvan atıkları, biriktirme, karışıklık-dağınıklık, haşere-mikrop) içermektedir. Ölçek sonucunda 13 ve üzerinde puan alan evler ‘orta derecede dağınık ve pis ev (çöp ev)’, 26 ve üzeri puan alan evler ‘ileri derecede dağınık ve pis ev’ olarak kabul edilmektedir. Ayrıca ölçeğin değerlendiricinin gözlemine göre evin genel kullanılabilirliğini ölçen ek bir maddesi, evde yaşayan bireyin öz bakımını değerlendiren dört maddesi, evin dış görünüşü ve bahçesini değerlendiren iki maddesi vardır. Ölçeğin Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışması araştırma ekibi tarafından yapılmıştır. Ölçeğin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0.90 olarak bulunmuştur. Maddeler silindiğinde ise, Cronbach alfa değerleri 0.88-0.90 arasındadır. Test-tekrar test güvenilirlik katsayısı 0.89 olarak hesaplanmıştır. Ölçeğin yapı geçerliliği için açımlayıcı faktör analizi yapılmıştır. Bu analizin yapılabilmesi için faktör analizine uygunluğu testi (KMO) 0.60’tan yüksek ve Barlett testinin anlamlı çıkması gerekmektedir. Bu çalışmada da açımlayıcı faktör analizinde tek faktörlü yapıda KMO 0.782, Barlett küresellik katsayı değeri 322.618 ve Barlett testi anlamlı çıkmıştır. On üç maddenin faktör yükleri 0.54-0.82 arasında değişmektedir. SONUÇLAR Zeytinburnu ilçesinde 42 orta ve ileri derecede dağınık çöp eve ulaşıldı. Bir ev içinde yaşayan kişilere ulaşılamadığı için çalışma dışında bırakıldı. Çalışma süresince üç eve girişimde bulunuldu ve çöp ev durumları ortadan kalktı, ancak bu evler yine de çalışmaya alındı. Bu 41 evde 107 kişinin yaşadığı görüldü. Yüz üç kişi ile bire bir görüşme yapıldı. Dört kişi evleri geçici olarak kullanmaktaydı ve çalışma için onamları alınamadı. Evlerde yaşayanların hiç biri evin durumu ile ilgili yardım isteğinde bulunmamıştır. Bu 41 evin 22’si diğer kurumların yönlendirmesi ile, 19’u gezici ekip ev ziyaretleri ile saptandı. Sosyodemografik özellikleri Çöp evlerde yaşayanlardan 64’ünün (%62.1) erkek ve 86’sının (%83.4) 60 yaş ve altında olduğu görüldü. Bireylerin 25’inin(%24.3) evli olduğu; 16’sının (%15.5) lise ve üniversite mezunu olduğu; 11’inin (%10.7) yalnız yaşadıAnadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:289-295 292 Çöp evler ve DSM-5 yeni tanı kategorisi biriktirme bozukluğu: Sınırlı alan çalışması _____________________________________________________________________________________________________ Tablo 1. Çöp evlerde yaşayanların sosyodemografik özellikleri ______________________________________________ Yaş grupları Sayı % ______________________________________________ 0-10 11-20 21-30 31-40 41-50 51-60 61-70 71 yaş ve üzeri 1 9 15 15 26 20 12 5 1.0 8.7 14.6 14.6 25.2 19.4 11.7 4.9 Medeni durum Evli Bekar Boşanmış+dul 25 50 28 24.3 48.5 27.2 Eğitim durumu Yok İlkokul Ortaokul Lise Üniversite 32 50 5 13 3 31.1 48.5 4.9 12.6 2.9 Birlikte yaşadığı kişiler Yalnız Ailesiyle birlikte 11 92 10.7 89.3 Kaldığı yerin mülkiyeti Ev sahibi 84 81.6 Yaşadığı evin niteliği Apartman dairesi Müstakil ev Bekar odası 93 8 2 90.3 7.8 1.9 Çalışma durumu Var 15 14.6 Gelir düzeyi 0-500 TL 500-1000 TL 1000-1500 TL 1500 TL ve üstü 19 54 14 16 18.4 52.4 13.6 15.5 Alkol kullanımı var 18 17.5 5 4.9 Madde kullanımı var ______________________________________________ ğı; 84’ünün (%81.6) ev sahibi olduğu, 18 (%17.5) kişinin alkol, beşinin (%4.9) madde kullandığı görüldü (Tablo 1). Çöp evlerde yaşayanların hastalık-engellilik özellikleri Yüz üç kişiden 60’ında (%59.2) psikiyatrik bozukluk vardı (psikotik bozukluk 27-%26.2, yaygın gelişimsel bozukluk ve zeka geriliği 16%15.5, demans 7-%6.8, alkol madde bağımlılığı 6-%5.8, duygudurum bozuklukları 4-%3.9). Anatolian Journal of Psychiatry 2014; 15:289-295 DSM-IV-TR’ye göre, 27 (%25.3) kişide herhangi bir eksen I psikiyatrik bozukluğu, obezite, fiziksel engel, kronik tıbbi bir hastalık, biriktirme davranışı ve DSM-5’e göre biriktirme bozukluğu bulunmamaktadır (Tablo 2). Tablo 2. Hastalık ve engellilik özellikleri ___________________________________________ Sayı % ___________________________________________ DSM-IV’e göre ruhsal bozukluk Yok Psikotik bozukluk Duygudurum bozukluğu Demans Yaygın gelişimsel bozukluk Ve zeka geriliği Alkol-madde bağımlılığı 43 27 4 7 16 41.8 26.2 3.9 6.8 15.5 6 5.8 Biriktirme (DSM-5’e göre hoarding) Var 41 Yok 90 Var edinme olmadan 5 Var edinme ile biriktirme 8 39.9 87.4 4.9 7.8 Kronik tıbbi hastalık var 29 28.2 Fiziksel engel var 15 14.6 Obezite var 28 27.2 ___________________________________________ Biriktirme bozukluğu olan kişiler Kırk iki çöp evin YODÖ ile değerlendirilmesinde 29 evin orta derecede (YODÖ puanı ortalaması: 20.82±4.20), 13 evin ağır derecede (YODÖ puanı ortalaması: 32.53±2.96) çöp ev olduğu görülmüştür. Orta dereceli dağınık ve pis olan evlerde 71 kişinin yaşadığı ve bunlardan 27’sinin biriktirme davranışının olduğu, ileri derecede dağınık ve pis olan evlerde 32 kişinin yaşadığı ve bunlardan 14’ünün biriktirme davranışının olduğu saptandı. Biriktirme davranışı olan 41 kişinin YODÖ’nün biriktirme maddesine göre yapılan değerlendirmede 15’inde hafif, 11’inde orta, 15’inde ileri düzeyde biriktirme davranışının olduğu saptandı. Biriktirme davranışı olan 13 kişi DSM-5 için önerilen biriktirme bozukluğu tanısına uymaktadır. DSM-5’e göre biriktirme bozukluğu olan 13 hastanın dördünün hayvan biriktirmesi vardı. Biriktirme bozukluğu için altı hastanın içgörüsü zayıfken, yedi hastanın içgörüsü yoktu. Bu 13 hastanın altısında eşlik eden psikotik bozukluk, ikisinde duygudurum bozukluğu vardı. Beş hastada ise eşlik eden ek bir ruhsal bozukluk saptanmadı. Aydın ve ark. 293 _____________________________________________________________________________________________________ TARTIŞMA Ülkemizde hem kişi, hem de çevresi için büyük riskler barındıran çöp evler tıbbi ortamların konusu olmaktan çok basın-yayın organlarında abartılı miktarda çöp birikimi ve yerel kurumların bu evlere uygunsuz girişimi ile gündeme gelmektedirler. Toplum temelli ruh sağlığı hizmet sunumunun önemli konularından birisi olan bu alanda ülkemizde kapsamlı bir çalışma yoktur. Zeytinburnu TRSM hizmet alanında yapılan bu çalışmada, toplum ruh sağlığı sistemi gelişmiş ülkelerdeki çöp ev oranlarına benzer oranda olgu saptanmıştır. Çöp ev olgularına ulaşma biçimi, bu evler için kullanılan seçme ölçütleri ve değerlendirme ölçekleri araştırma sonuçlarını doğrudan etkilemektedir. Koruyucu sağlık sistemi iyi gelişmiş ülkelerdeki çalışmaların çoğunda birinci basamak sağlık hizmetlerine, toplum ruh sağlığı merkezlerine, hastanelere veya yaşlılık psikiyatrisi ayaktan izleme birimlerine başvurmuş veya sevki sağlanmış hastalar örneklemi oluşturmaktadır. Bu çalışmaların sonuçları toplumun geneli hakkında bir değerlendirme yapma olanağı verse de, daha geçerli bilgi için alan çalış2 maları gereklidir. Çöp evlerle ilgili ilk çalışmalarda, ağır derecede bakımsız ve pis olan çöp evlerde yaşamanın ve kendine bakımı ihmal etmenin bir yaşlılık soru2 nu olduğu düşünülmüştür. Macmillian ve Shaw 1966 yılında Nottingham şehrinde, birinci basamak sağlık çalışanları ve yaşlılar ile çalı-şan hekimlerin yönlendirmesi ile topladıkları, ‘yaşlılık yıkımı’ olarak tanımladıkları 24 çöp ev olgusu saptamışlardır. Çalışmanın sonuçlarını genelleyerek 60 yaş üzerindeki kişilerin %0.5’in12 de ‘yaşılık yıkımı’ olduğunu ileri sürmüşlerdir. Wrigley ve Cooney 1992 yılında İrlanda’da yaşlı psikiyatrisi birimlerine sevk edilen kişilerde yaptıkları çalışmada, yıllık çöp ev sıklığının %0.5 3 olduğunu bildirmişlerdir. Halliday ve arkadaşları 2000 yılında yerel yönetim temizlik ekiplerine yapılan çöp ev ihbarlarını inceledikleri çalışmada 34.000’i 60 yaş ve üzerindeki kişilerden oluşan 238.000 nüfuslu bölgede bir yılda 70 yeni çöp ev bildiriminin yapıldığını sapta6 mışlardır. Halliday ve Snowdon 2009 yılında Sidney kentinde yaşlılık psikiyatrisi servisine yönlendirilmiş olguları inceledikleri çalışmada ise yaşlı nüfusta yıllık çöp ev olgusunun %0.96 3 oranında olduğunu bildirmişlerdir. Çalışmamızda ise çöp evlere ulaşım daha çeşitlilik içermektedir. TRSM ile işbirliği yapan yerel kurumların olgu bildirimi, TRSM hizmeti kapsamında yapılan ev ziyaretleri gibi çoklu kaynak kullanıldı. Yine de çalışmamızda ilçede bulunan tüm çöp evlere ulaşıldığı söylenemez. Nüfusu 293.228 olan ilçede bir yılda 41 çöp ev olgusuna ulaşılmış ve bu evlerde 103 kişinin yaşadığı görülmüştür. Veri toplama kaynakları yaşlılık psikiyatrisi ve sosyal servislere dayanan çalışmalardan farklı olarak; Halliday ve arkadaşları yaş grubu ayırmadan yaptıkları çalışmada ulaşılan kişilerin yaş aralığının 18-94 ve ortalama yaşın 63 olduğunu, %51 oranında 65 yaşından genç kişiye 6 ulaştıklarını bildirmişlerdir. Bizim çalışmamızda çöp evlerde yaşayanların %83.4’ünün (86 kişi) 60 yaşından küçük olduğu görüldü. Bu sonuç çöp evde yaşamanın yaşlılar kadar gençleri de 2 etkilediği bilgisini desteklemektedir. Çalışma sonuçlarımızın diğer çalışmalara göre ayrışan önemli bir yönü, çöp evlerde genellikle birden fazla kişinin yaşadığının belirlenmiş olmasıdır. Halliday ve arkadaşları yaptıkları çalışmada 76 evde toplam 81 kişinin kaldığını, bu kişilerin 68’inin (%84) tek başına yaşadık6 larını belirtmişlerdir. Halliday ve Snowdon, orta ve ileri derecede dağınık çöp evlerde yaşayan3 ların %81’inin yalnız yaşadığını bildirmişlerdir. Çalışmamızda ise belirlenen 41 evde yaşayan 103 kişinin 11’i (%10.7) yalnızdı. Çöp evlerin 30’unda birden çok kişi yaşamaktaydı. Hem orta, hem de ileri derecede dağınık ve pis evlerde birden çok kişinin yaşadığı görülmüştür. Zeytinburnu İlçesi’nde gözlenen bu ayrışmanın nedenlerini belirlemek için farklı çalışmalara gereksinim vardır. Halliday ve arkadaşları 2000 yılında, çöp evlerde yaşayanların %70’inde ICD-10’a göre bir psikiyatrik bozukluk olduğunu, %85’inde kronik fiziksel bir hastalık olduğunu bulmuşlardır. Bu çalışmada bu evleri kullanan sağlıklı (ruhsal ve fiziksel açıdan engeli bulunmayan) birey sayısı 2 hakkında bilgi verilmemiştir. Halliday ve Snowdon 2009 yılında Sidney’de 173 yaşlı ve çöp evde yaşayan kişiyi inceledikleri çalışmada altı kişinin DSM-IV-TR’ye göre ruhsal bozukluğu3 nun olmadığını belirtmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise, bu evlerde yaşayan 27 (%26.2) kişide DSM-IV-TR’ye göre herhangi bir eksen bir psikiyatrik bozukluk, şişmanlık, fiziksel engel, kronik tıbbi bir hastalık, biriktirme davranışı ve DSM-5’e göre biriktirme bozukluğu bulunmadığı görüldü. Bu sonuç orta ve ileri derecede dağınık ve pis olsa da, bu evlerin sağlıklı bireyler tarafından da kullanıldığını göstermektedir. Çalışmamızın dikkat çeken bir diğer bulgusu, bu evlerde yaşayan kişilerin 30’unun (%29.1) 1000 TL ve üzerinde gelir sahibi olmasıdır. Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:289-295 294 Çöp evler ve DSM-5 yeni tanı kategorisi biriktirme bozukluğu: Sınırlı alan çalışması _____________________________________________________________________________________________________ Bu bulgu evleri kullanan yüksek sayıda sağlıklı bireyin olması ile ilişkili olabilir. Çalışmalarda bu evlerde yaşayanların önemli bir bölümünde şizofreni, demans ve alkol 2 bağımlılığı görülmüştür. Bizim çalışmamızda ise, kişilerin 27’sinde (%26.2) psikotik bozukluk, yedisinde (%6.8) demans, 16’sında (%15.5) yaygın gelişimsel bozukluk ve zeka geriliği, altısında (%5.8) alkol-madde bağımlılığı vardı. TRSM’lerin hizmet vereceği tanı gruplarının bu bozuklukları kapsayacak şekilde genişletilmesi ile çöp evler için daha etkin girişimler geliştirilebilecektir. Çöp evlerde yaşayan kişilerin önemli bir kısmının biriktirme davranışı göstermesine karşın, bu evlerde yaşayan kişilerin hangi oranda DSM-5 için önerilen biriktirme bozukluğu ölçütlerini karşıladığı hakkında yeterli bilgi yoktur. Clark ve arkadaşları, 1975 yılında çöp evlerde yaşayan 30 kişiden altısının (%20) biriktirme davranışı nedeniyle evlerini çöp evlere dönüştürdüklerini 13 bildirmişlerdir. Samuels ve arkadaşları bir alan çalışmasında, biriktirme davranışının yaygınlığı14 nı %4 olarak bulmuşlardır. Halliday ve arkadaşları çöp evlerde yaşayanların %51’inde gereksiz birtakım nesneleri biriktirme davranışı 6 olduğunu belirlemişlerdir. Bu çalışmalardan farklı olarak Timpano ve arkadaşları 2009 yılında yaptıkları alan çalışmasında, DSM-5’e göre biriktirme bozukluğunun sıklığını %5.8 oranında belirlemişlerdir. Bu çalışmadaki yüksek oran, DSM-5’in biriktirme bozukluğu için önerdiği ‘belirtiler klinik olarak anlamlı gerginliğe veya sosyal, mesleksel veya diğer önemli yaşam işlevlerinde (kendisini ve diğerleri için güvenli çevreyi sürdürmeyi de içeren) bozulmalar’ ölçütü için hafif ve orta düzeyde etkilenmenin yeterli 15 görülmesi ile ilişkili olabilir. Bizim çalışmamızda çöp evlerde yaşayan 103 kişiden 41’inde (%39.9) biriktirme davranışı saptandı. Bu hastalardan 13’ü (%12.5) DSM-5’e göre biriktirme bozukluğu tanı ölçütlerini karşılıyordu. Çalışma- mız, çöp ev düzeyine ulaşmayan biriktirme bozukluğu olan kişileri kapsamamaktadır. Ayrıca çalışma ekibince henüz ulaşılamayan çöp evler olabileceği dikkate alındığında sonucun topluma genellenemeyeceği düşünülmektedir. Tolin ve arkadaşları biriktirme bozukluğu hastalarının %50.7’sinde depresyon, %20’sinde OKB, OKB’ye benzer oranlarda diğer anksiyete bozuklukları ve %30’unda ADHD bulunduğunu; hastaların %40.1’inin hem biriktirme bozukluğu ölçütlerini, hem de biriktirme ile ilgili bir dürtü kontrol bozukluğu ölçütlerini (kompulsif satın alma, kleptomani) karşıladığını bulmuşlardır. Ancak bu çalışmada, psikotik veya demans bulgusunun olması çalışma dışı bırakma ölçütü 16 olarak belirlenmiştir. Bizim çalışmamızda ise, klinik olarak biriktirme bozukluğu tanısı konulan 13 hastanın altısında psikotik bozukluk, ikisinde bipolar bozukluk vardı. Saptanan bu eş tanılı olgular, DSM-5’te biriktirme davranışı ile psikotik bulguların ilişkili olmadığı durumlarda, iki tanının birlikte ele alınmasına olanak verilmesi17 nin uygunluğunu desteklemektedir. Hayvan biriktirmenin nesne biriktirmeden daha zor tedavi edildiğini gösteren çalışmalar var16 dır. Bizim 13 hastamızdan dördünde hayvan biriktirme vardı. Olgu yönetiminde bu konunun dikkate alınması yararlı olacaktır. SONUÇ Zeytinburnu İlçesi’nde, gelişmiş ülkelerde yapılan çalışmalara benzer oranlarda çöp ev saptanmıştır. Bu evlerde yaşayan kişilerin tedavilerinin sağlanması için olgu yöneticiliği yapacak toplum ruh sağlığı birimlerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir. Bu çalışmada, yalnız çeşitli yöntemlerle ulaşılabilen evler değerlendirmeye alınmıştır. Konu ile ilgili toplum çalışmalarına gereksinim vardır. KAYNAKLAR 1. The Ageing and Aged Care Branch, Victorian Government, Department of Health. Discussion paper hoarding and squalor, Melbourne, Victoria, 2012. 2. Snowdon J, Shah A, Halliday G. Severe domestic squalor: a review. Int Psychogeriatrics 2007; 19:37-51. 3. Snowdon J, Halliday G. A study of severe domestic squalor: 173 cases referred to an old Anatolian Journal of Psychiatry 2014; 15:289-295 age psychiatry service. Int Psychogeriatrics 2011; 23:308-314. 4. Tolina DF, Frost RO, Steketeed G, Graye KD, Fitcha KE. The economic and social burden of compulsive hoarding. Psychiatry Res 2008; 160:200-211. 5. Badr A, Hossain A, Iqbal J, Lantz MS. Diogenes Syndrome: When self-neglect is nearly life threatening. Clin Geriatr 2005; 13:10-13. Aydın ve ark. 295 _____________________________________________________________________________________________________ 6. Halliday G, Banerjee S, Philpot M, Macdonald A. Community study of people who live in squalor. Lancet 2000; 355:882-886. 7. Tolin FD. Challenges and advances in treating hoarding. J Clin Psychol 2011; 67:451-455. 8. Snowdon J, Halliday G. How and when to intervene in cases of severe domestic squalor. Int Psychogeriatr 2009; 21:996-1002. 9. First MB, Spitzer RL, Gibbon M, Williams JBW. Structured Clinical Interview for DSM-IV Axis I Disorders (SCID-I), Clinical Version. Washington D.C.: American Psychiatric Press, 1997. 10. Çorapcıoğlu A, Aydemir Ö, Yıldız M, Esen A, Köroğlu E. DSM IV Eksen I Bozuklukları (SCIDI) için Yapılandırılmış Klinik Görüşme-Klinik Versiyon. Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 1999. 11. Samios K. Into the Loathsome Den: The Characteristics of Persons Living in Squalor. Unpublished Dissertation, Sydney, Royal Australian and New Zealand College of Psychiatrists, 1996. 12. Macmillian D, Shaw P. Senile breakdown in standards of personal and environmental clean- liness. Brit Med J 1966; 2:1032-1037. 13. Clark ANG, Mankikar GD, Gray I. Diogenes syndrome. A clinical study of gross neglect in old age. Lancet 1975; 305:366-368. 14. Samuels JF, Bienvenu OJ, Grados MA, Cullen B, Riddle MA, Liang K, et al. Prevalence and correlates of hoarding behavior in a communitybased sample. Behav Res Ther 2008; 46:836844. 15. Timpano KR, Exner C, Glaesmer H, Rief W, Keshaviah A, Brähler E. The epidemiology of the proposed DSM-5 hoarding disorder: exploration of the acquisition specifier, associated features, and distress. J Clin Psychiatry 2011; 72:780-786. 16. Frost OR, Steketee G, Tolin FD. Comorbidity in hoarding disorder. Depress Anxiety 2011; 28:876- 84. 17. Mataix-Cols D, Frost OR, Pertusa A, Clark LA, Saxena S, Leckman JF, et al. Hoarding disorder: a new diagnosis for DSM-V? Depress Anxiety 2010; 27:556-572. Anadolu Psikiyatri Derg 2014; 15:289-295