STRES VE TRAVMA Yrd. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK Katip Çelebi Üniversitesi İzmir 2013 Stres kavramı ve tarihçesi • Latince Estrictia fiilinden türetilmiş: • Fiil bastırmak, baskı yapmak, germek, önem vermek, zorlamak, yüklemek anlamında. • İsim baskı, basınç, zarar, zorlama Stres kavramı ve Tarihçesi Robert Hooke (17.yy)’a göre; (fizik yasası) • Elastik yapılarda distorsiyona neden olan dış güçler. Claude Bernard (19. yy)’a göre ; • Organizmanın iç dengesini bozan uyaranlara karşı organizmanın uyum sağlamak için verdiği yanıt. Hans Selye (1950)’ye göre: • organizmada zorlanma sonucu ortaya çıkan tepki. Bu tepki uyaran ortadan kalktıktan sonra da devam edebilir. Lazarus (1966)’a göre: • stres tepkilerine yol açan uyaranlar, stres tepkileri ve ilişkili süreçlerin tümü. Mandler (1976)’a göre: • zararlı etkilerin yarattığı tehlike işareti. Stres nedir? • Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal olarak zorlanması sonucu ortaya çıkan, organizmanın denge ve uyumunu bozan ve kendini bedensel, psikolojik ve davranışsal belirtilerle hissettiren bir durumdur. • Kişinin istek ve gereksinimlerinde bir engellenme veya kendine olan saygısında bir kayıp ya da bir tehdit söz konusu olabilir. • Her zaman olumsuz bir durumu tanımlamaz. Hayatta kalmak için belirli bir oranda stres gereklidir. • Tehdit ve zorlanmalar kişide kendini korumaya yönelik bir tepki zincirini harekete geçirir. • Bu durum genellikle “savaş veya kaç” tepkisinin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır. Savaş ya da Kaç (Fight or Flight) Tepkisi • Solunumu sayısı artar (bedene daha fazla oksijen sağlanır). • Kalp vurum sayısı artar ve kan basıncı yükselir (bedenin gereken bölgelerine gerekli kan takviyesi yapılır). • Kas gerimi artar (kuvvet gerektiren işlere hazırlık yapılır). • Sindirim yavaşlar veya durur (iç organlardaki kan, kas ve beyne geçer, bağırsak ve mesane kasları gevşer). • Gözbebekleri büyür (daha fazla ışık alınarak algıyı güçlendirmeye yardımcı olur). • Bütün duyumlar artar (dış ortamdan daha çok haberdar olunması sağlanır). • Kanda alyuvarlar artar (beyne ve kaslara daha fazla oksijen taşınır). • Savaş ya da Kaç tepkisi • Stres, nedeniyle dengenin bozulması canlılığı korumaya yönelik bir alarm tepkisinin yaşanmasına sebep olur. Bozulan dengenin yeniden kurulması için yeni duruma uyum sağlanması gerekir. Stres Tepkisi (Genel Adaptasyon Sendromu) • GAS Selby tarafından tanımlanmış. • Buna göre Stres tepkisinin üç basamağı vardır: 1. Alarm reaksiyonu, 2. Direnç dönemi, 3. Tükenme dönemi. 1. Alarm reaksiyonu: • Bu dönem, Savaş-Kaç tepkisinin eşdeğeridir. • İnsan dış uyaranı stres olarak algıladığı durumdur. Kortikosteroidler TEHDİT HİPOTALAMUS Semp. SS Adrenal Bezler Hipofiz ACTH Hipopitüiter Adrenal Eksen (HPA Ekseni) Adrenalin Noradrenalin 2. Direnme dönemi: • Uzamış bir uyarılma durumudur. Alarm evresinden bir iki dakika sonra devreye girer. • Stres koşullarının devamına rağmen uyuma elverişli bir durum ortaya çıkınca gelişir. Canlı, dengeye kavuşunca uyum enerjisi biter. • Bu dönemde adrenal bezlerin boyutunun arttığını gösteren çalışmalar mevcuttur. • Stresli durum uzun sürerse, yüksek düzeyde kalan hormonlar iç organlara zarar vererek hastalıklara yatkınlık oluşturabilir. 3. Tükenme dönemi: • Stres verici olay çok ciddi ise ve uzun sürerse, organizma için tükenme basamağına gelinir. • Uzun süre kavgaya kazırlanan organizma yorulur ve ağır ağır savunma kalkanlarını indirmeye başlar. • Bazen bu dönemde yeniden alarm dönemi reaksiyonları ortaya çıkar. • Çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilir: baş ağrısı, uykusuzluk, hipertansiyon, kalp damar hst., psikiyatrik hst. • Her canlının uyum yeteneği ile enerjisi farklıdır. Stresin Biyopsikososyal Modeli (Bernard & Krupat) Buna göre stres yanıtının ortaya çıkmasında 3 temel bileşen var: 1. Dış bileşenler 2. İç bileşenler 3. İç ve dış bileşenler arasındaki etkileşim (bireyin bilişsel süreçleri) Dış Bileşenler • Çevremizde stres verici olarak algılanıp stres yanıtına yol açan olaylar. • Strese yol açan faktörlerin çoğu 4 grupta sınıflanır. 1. Kişisel 2. Toplumsal/ ailesel 3. İşle ilgili: Ağır iş, gece işi, bazen çok hafif iş, zaman baskısı altında çalışma, büyük sorumluk gerektiren işler, hiçbir şekilde katkı yapmaya imkan bırakmayan işler vb. Çevre ile ilgili: Hava kirliliği, gürültü, kalabalık, doğal afetler vb 4. • Ayrıca süresine göre akut ve kronik olarak da sınıflanabilir. • Bu faktörler genellikle çeşitli bedensel ve psikolojik belirtilerle ilişkilidir. Sosyal Stres Faktörleri 3 grupta sınıflanabilir. • Günlük • Gelişimsel • Hayat krizleri 1. Günlük stresler: • Günlük hayatın basit gerilimleri • Kişilerin birbirleriyle çelişen amaçları, ihtiyaçları sebebiyle ortaya çıkarlar. İhtiyaç karşılanmayınca, girişim engellenince stres artar. • Trafikte sıkışmak, bürokratik bir zorlanma, evde işlerin aksaması, ağlayan çocuk, yanan yemek..... • Sık yaşanır. • Olayın kendi ile sınırlı • Mutlaka korunmamız gerekir. • Başı ve sonu belli kısa bir zaman ile sınırlı • Hayatın bütününü etkilemez. 2. Gelişimsel stresler • Gelişimsel nitelikteki olayların sebep olduğu streslerdir. • Burada söz konusu olan çocuk veya yetişkinin kronolojik durumu ile ortaya çıkan gelişimlerdir. 3. Hayat krizi niteliğindeki stresler • Herkesin karşılaşabileceği nitelikteki olayların yarattıkları streslerdir. Örneğin ciddi hastalıklar, doğum, aile yakının ölümü, işten çıkarılma vb. • Bu tür stresler aile yapısındaki yaşam kalıplarının uğradığı değişikliklerdir. • Bu durumlar kişilerin alışık oldukları “bireysel etkileşim kalıpları”nın hepsini veya pek çoğunu değiştirebilecek niteliktedir. Kişisel stres faktörleri Kişinin temel psikolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanamadığı durumlar da stres oluşturan durumlardır. Bunlar: • Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: Kendini tanımlamak ve potansiyelini gerçekleştirmek • Estetik-entelektüel ihtiyaçlar: bilmek, anlamak ve araştırmak • Saygı ihtiyacı: başarmak, yetenekli olmak, onay ve kabul görmek • Ait olma ve sevgi ihtiyacı: bir grubun üyesi olmak, kabul görmek ve ait olmak • Güven ihtiyacı: emniyet ve güven hissetmek, tehlikeden uzak olmak • Fizyolojik ihtiyaçlar: açlık, susuzluk, vb. Stres nedenleri (Algılanan şiddete göre) Eş ya da çocuğun ölümü Boşanma/ Ayrılık Ağır Yaralanma, hastalık Evlilik İşten atılma Eşine geri dönme Ailede ağır hastalık ya da davranış değişikliği Emeklilik Hamilelik Cinsel sorunlar Çocuğun evden ayrılması İşte büyük değişiklikler Taşınma Uyku düzeni değişikliği İç bileşenler • Strese tepki olarak ortaya çıkan nörolojik ve fizyolojik yanıtları içerir. • Stres tepkisi, stresi ortaya çıkaran duruma göre değişkenlik göstermez, özgül değildir. • Genel Adaptasyon Sendromu (Selby) • Fizyolojik dayanıklılık kazanma (Dienstbier): Stres oluşturan durum aralıklı olarak ortaya çıkar ve kişi için bir meydan okuma olarak görülürse, yineleyici sempatik uyarılma, kişinin strese psikolojik direnci ni artırır, dayanıklılık kazandırır. Örn: Deneyim kazanılan durumlar. 3. İç ve dış bileşenler arasındaki etkileşim • Bireyin bilişsel süreçlerini içerir. • Lazarus ve ark.nın geliştirdiği “stresin bilişsel teorisi” fizyolojik tepkilerden çok, kişi için o olayın anlamına vurgu yapar. • Kişinin bakış açısı olayın stres olarak algılanıp algılanmayacağını belirler. • Kişinin olayı nasıl değerlendirdiği stres yanıtının şiddetini ve başa çıkma stratejilerini de belirler. Stresin bilişsel olarak değerlendirilmesi Birincil değerlendirme; • Yaşanılan durumun algılanması ve kişi için ne anlama geldiğinin değerlendirilmesidir. • Bir olay nötr, olumlu ya da stres verici olarak sınıflanabilir. • Stres verici olarak algılanan olay zarar/kayıp içeren , tehdit eden ya da mücadeleye zorlayan nitelikte değerlendirilebilir. • Mücadeleye zorlayan bir olay büyüme, ustalaşma ya da başka tür bir kazanç potansiyelini de içinde taşır İkincil değerlendirme : • Birinci aşamada kişi yaşantıyı stres verici (tehdit edici) olarak değerlendirmiş ise, ikinci aşamada olayı yönlendirme ve olay ile başa çıkabilme yolları değerlendirilir. • Kişi imkanları ile bu konuda ne kadar etkin olabileceğine bakar. • Bu aşamada da başa çıkabilme davranımını yeterli bulamaz, eksik görülür ise artık tam bir stres tepkisi verir. • Yani düşünce, duygu ve davranış düzeyindeki yıkıcı ve olumsuz tepkiler ile birlikte, bedendeki alarm reaksiyonları devreye girer. Stresin Etkileri • Kısa dönemde – Fizyolojik: Solunumu sayısı artışı, taşikardi, hipertansiyon, Kas gerilimi artışı gözbebeklerde büyüme....... – Duygusal: Endişe, karamsarlık kızgınlık..... – Zihinsel: Unutkanlık, dikkati toplayamama – Davranışsal : kavgacılık, içe kapanma, saldırganlık, bayılma...... uzun süren stres ya da strese yanıt sonucunda ... • Duygusal: sinirlilik, utanç, kendine güven azalması, sıkıntı, depresyon, öfke, karamsarlık • Davranışsal: ilaç-alkol-sigara alımı, kontrolsüz davranışlar, patlayıcı davranışalar • Bilişsel:Unutkanlık, dikkati toplayamama, kararsızlık • • • • Fiziksel-biyolojik-psikosomatik Sosyal: üretkenliğin azalması, aile-iş sorunları kronik hastalıklar: Baş ağrısı, hipertansiyon kalp hastalıkları Psikiyatrik Problemler: Fobiler, kişilik değişikliği ve ruhsal hastalıklar Stresin algılanmasını etkileyen faktörler 1. Kişinin gelişme döneminde ya da yaşamının diğer dönemlerindeki önemli yaşantı yada deneyimleri 2. Olayın olduğu sıradaki sosyal destek sisteminin yeterliliği ve varlığı (evli olması eşinden yeterli destek görmesi vb.) 3. Maddi yeterlilik ve sosyal güvencenin varlığı sayılabilir. Kişilerin strese karşı kullandıkları başa çıkma mekanizmaları: • Kişiler bilinçli olarak farkında oldukları stres faktörlerini ya da tehlikeleri önleyebilmek için baş etme stratejilerini kullanırlar. Bunlar uyum sağlayıcı (adaptif) ya da uyum bozucu (maladaptif) stratejilerdir. • Adaptif stratejiler: 1. Problemi çözmeye yönelik stratejiler 2. Duyguları azaltmaya yönelik stratejiler Kişi stres kaynağını bildiği ve farkında olduğu bir problemi çözmek için : • Başkalarından yardım isteyebilir, bilgi ve tavsiye alabilir • Planlar yaparak sorunu kendisi çözme yoluna gidebilir • Sorunla yüzleşebilir; kendi hakkını koruyabilir yada başka birinin fikrini değiştirmesini sağlayabilir. Kişi strese bağlı olarak ortaya çıkan duygusal yüklülüğünü azaltmak için • • • • • Duygularını başkalarına aktarma-paylaşma Engelleme-yadsıma Olumlu değerlendirme Sorumluluğunu kabul ya da ret etme Akılcılaştırma • Yansıtma • Genel olarak bu stratejiler stres faktörünün bilindiği durumlarda sorunun azaltılması ve duygusal tepkinin hafifletilmesinde faydalı olur. Ancak bu stratejilerin hepsinin her zaman uyum sağlamaya yardımcı olduğu (yani adaptif olduğu) söylenemez. • Bu tür adaptif savunma mekanizmalarının yanısıra kişiler kısa vadede kendilerinin sorunlarla başetmelerine yardımcı olacak ancak uzun vadede önemli zorluklara neden olabilecek bazı maladaptif mekanizmalar da kullanabilirler Maladaptif mekanizmalardan bazıları: • Alkol ve madde kullanımı • Kendine çeşitli yollarla zarar verme • Öfkeli ve agresif davranış şekilleri gibi. • Stres faktörleri karşısında bilinçli ya da bilinç dışı savunma mekanizmaları yeterli olmazsa bazı psikofizyolojik belirtiler (anksiyete belirtileri benzeri belirtiler) ortaya çıkabilir. • Bu belirtiler bazen kişilerin farkında oldukları baş ağrısı, kas gerginliği gibi belirtiler olabilirken, bazen de lipid, KB artışı, kan şekeri düşmesi gibi belirtiler de gözlenebilir. Stresin yararı var mı? • Stres genellikle olumsuz ve zararlı anlamda ele alınıp konuşulmaktadır. Halbuki bu zorlanmaların insanlığı ve insanı, yenileri aratmak, çalışmak, yaratmak konusunda harekete geçirdiği bilinmektedir. Bu anlamıyla stresler bireyi ileriye götürücüdür. Çeşitli kültürlerde zorlamaların insan hayatına getirdiklerini anlatan özdeyişler vardır. • Öğrenmek için stres gereklidir. • Gerçekte sağlıklılığın korunması ve aşama yapılması için belirli bir düzeyi aşmayan stres vericilere ihtiyaç vardır. Ancak bu düzeyin kişiden kişiye büyük değişiklik gösterdiğini unutmamak gerekir. Yanlış inanışlardan bazıları 1. Bir yetişkinin ailesi, arkadaşları, çevresi ve tüm tanıyanlar tarafından sevilmesi ve kabul görmesi gerekir 2. Üzerinize aldığınız bütün işlerde mutlaka o işi en iyi bilen, kusursuz yapan ve her zaman en mükemmel kişi olmanız gerekir 3. İnsanların mutsuzluğuna ve üzülmesine sebep olan dışlarında meydana gelen olaylardır. 4. İnsanlar çabuk kırılır ve onları hiçbir zaman incitmemek gerekir. 5. Eğer insanlar sizi onaylamıyorsa, bu mutlaka sizin hatalı veya kötü olduğunuzu gösterir 6. İyi ilişkiler karşılıklı fedakarlığa ve “verme” temeli üzerine kurulur 7. Kendini düşünmek kötü ve yanlıştır 8. Mutluluk, zevk ve tatmin ancak başka insanların varlığı ile mümkündür ve yalnız olmak berbat bir şeydir. 9. Kızgınlık mutlaka kötü ve yıkıcıdır 10.Hayatın küçük zorlukları ve sorumluluklarından kaçmak, onlarla karşı karşıya kalmaktan daha kolaydır. Stres altındaki kişiye ne yapılabilir? • Uyku sorunları, kaygı ve huzursuzluk olduğu durumlarda psikiyatrist desteği alınabilir. İlerlemesi beklenmemeli. • Diyet önerileri yapılabilir. • Kişilere stresi azaltmalarına yardımcı olacak aşamalı gevşeme egzersizleri, nefes alma egsersizleri öğretilebilir; bu egzersizlerin gergin ve kaygılı insanların uykuya dalmalarında, kişilerarası ilişkilerini yoluna koymada yararlı olduğu belirtilmektedir. • Önereceğimiz ve öğreteceğimiz uygun fiziksel egzersizin istirahat halindeki kalp hızını ve kan basıncını düşürerek kişilerin stres durumlarına daha az kardiyak uyarılmışlık tepkisi vermelerine yol açar ki bu daha az kaygı daha az huzursuzluk demektir. • Bu öneriler bizim kişilere bir hekim olarak önerebileceğimiz başlıca davranış türleri ve yaklaşımlardır. Bunun yanısıra ailesel desteğin devamının hatta artarak devamının sağlanması, kişinin geleceğe iyimser bir bakış açısı ile bakması, uygun uğraşı alanları ile ilgilenmesi stresle baş etmede önemli unsurlar olacaktır. • Eğer bireyler, stres yaratan yaşam olaylarına karşı uygun başa çıkma mekanizmalarını kullanmazlarsa, kullansalar bile bu stres faktörlerini nötralize edemez, psikofizyolojik belirtilerinin kaybolmasını sağlayamazsa, genel adaptasyon sendromunun son evresinde görülen organ sisteminde bozukluklara ve hastalıklara yol açması olasıdır. • Bu durumda kısa dönemde ortaya çıkan duygusal sorunlar yerlerini daha kronik ve uzun tedavi gerektiren psikiyatrik bozukluklara dönüşür. • Stres kronik anksiyete (kaygı) bozukluklarına, depresyona, kişilik değişikliklerine, fobilere yol açar. • Bu aşamada hastaya daha uzun süreli sürekli bir tedavi gereklidir. Hastaya uygun psikoterapotik yaklaşımlar ve psikofarmakolojik ilaçlar verilerek, tedavisi bir psikiyatrist tarafından üstlenilmeldiir. • Stresin uzun vadedeki etkileri sadece ruhsal bozukluklar yani psikiyatrik bozukluklar değildir. • Kronik hipertansiyon, kalp hastalıkları, astım, kronik başağrısı, mide ülseri gibi birçok psikosomatik bozukluğun gelişimine de kronik stres zemin oluşturabilir. • Bu hastalıklar psikolojik etkenlerle alevlenen ve süregenleşen organik bozukluklardır. • Bu hastalara yaklaşımda sadece psikiyatristlerle değil aynı zamanda hastalığın ilgili olduğu diğer branşlar ile işbirliği içinde ortak bir yaklaşım üstlenilmeli ve tedavinin sonuna dek sürdürülmelidir. • Uzun süreçte tedavi görülmemesi kişinin üretkenliğinin azalmasına, yaşamdan zevk alamamasına ve yakın ilişkilerden uzaklaşmasına yol açacaktır. • Bu hastalıkların etkileri hastalıklar süreğenleştikçe artacaktır. • Kalp krizi geçiren bir insanın sadece kalbi ile ilgilenmek belki o kişide geçici bir düzelme sağlayacaktır. • Ancak olası stres etkenlerinin araştırılmaması, kişiyi bu düzeye sürükleyen nedenlerin çözümsüz bırakılmasına ve her an demoklesin kılıcı gibi kişinin başında sallanmasına neden olacaktır. • Bu tür hastalarda uygulanacak psikiyatrik yaklaşımlar uygulanan diğer tedavilerin daha etkili olmasını da sağlayacaktır. Travma • Travma ise günlük, olağan olanın dışında kişiyi derinden sarsan olayların birey üzerindeki etkisini anlatmak için kullanılır. • Kişinin kendisinin ya da başkasının fiziksel bütünlüğünü tehdit eden, ölüm ya da yaralanmaya neden olabilecek olay ya da olaylar yaşaması, başkalarının bu tür yaşantılarına tanık olması travma olarak tanımlanmaktadır. • Bu olay bir yangın, kaza, hırsızlık, saldırı, ölüm olabilir. • Alışık olunanın çok dışında bir şeydir ve aniden gelmiştir. “Akla, hayale gelmeyecek bir şey” deyimine uygun bir durumdur. • Bu durumda alışmak, bu durumu atlatmak zaman alacaktır. • Travma yaşayan kişiler travmatik olayı kafasında tekrar tekrar yaşayabilir, ilgili rüyalar görebilir. • Travmayla ilgi veya onu hatırlatan şeylerden kaçınır, çok fazla gergin ve huzursuzdur, bunalımda olma duygusu yaşar, ağlar. • Travmanın birey üzerinde bu derece etki yapmasının temel nedeni, bizim yaşama ilişkin temel inanışlarımızı sarsmasıdır. • Yaşanan travmatik olay bireyin dünyanın güvenli bir yer olduğu inancını temelden sarsar; tehlikelerden uzak, güven içinde, acısız, üzüntüsüz bir yaşam sürme beklentisini yaralar. • Kişi üzerinde ruhsal ve bedensel açıdan sarsıcı, yaralayıcı ve üzücü etkisi bulunan; genellikle kişinin sosyal, ekonomik veya psikolojik olarak karşılaşmaya hazır olmadığı, ani olan tüm olaylar sarsıcı yaşam olayları ya da travmatik olaylar olarak nitelendirilmektedir. • Kişinin travmatik olaylarla karşılaşması, tek başına veya toplu şekilde olabilir. Başlıca travmatik olaylar • Savaşlar, askeri çatışmalar, savaşta esir alınma, toplama kamplarında kalma • İşkenceye maruz kalma. • Cinsel saldırıya uğrama, tecavüz, çocuklukta ağır ihmal ya da tacize uğrama • Fiziksel saldırıya uğrama, soygun, yol kesilmesi. • Kaçırılma, tehdit edilme (özellikle ölüm ile tehdit), rehin alınma, terörist saldırılara uğrama. • Ağır araç kazalarına veya diğer tipte kazalara uğrama. • Doğal afetlerle karşılaşma (deprem, sel, yangın, fırtına, kuraklık, çığ gibi.) • Yaşamı tehdit eden bir olayla karşılaşma: kişinin duygusal bağlılığı bulunan bir kimseyi ya da nesneyi yitirmesi, herhangi bir hastalığa uğrama tehdidi, kaza ya da hastalığa bağlı beden görünümündeki değişiklikler, organ kaybı gibi. • Başka bir kişinin yaralanmasına, sakatlanmasına ya da ölümüne neden olma. • Travmatik, sarsıcı bir olaya tanık olma. • Sosyal kimliğini zedeleyici ya da kişi üzerinde yıkıcı, sarsıcı etki oluşturabilecek diğer durumlar: iflas, iftiraya uğrama, işyerinde zorbalık ve tacize uğrama, devamlı dayak yeme, başka bir ülkede, şehirde yaşamak zorunda kalma, göç etme gibi. • Boşanma, ayrı yaşama