ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR

advertisement
ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ OLAN ÇOCUKLAR
Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklarda psikolojik
süreçlerden görsel, işitsel algılamanın gelişmediği ya da
algılamanın bütünleştirilmesinde ya da psiko-motor özellikli
anlatımı becerilerinde güçlükler gözlenmektedir.
Öğrenme güçlüğü gösteren öğrencilerin daha somut
belirtileri okumayı, yazmayı, konuşmayı ve matematiği
öğrenmede güçlükle karşılaşmalarıdır. Öğrenme yetersizliği
olan çocuk, konuşma ya da yazma dili, okuma matematik ve
uzaysal yönleme gibi bir veya birçok alanda beklenen ve gerçek
başarı arasında farklılık göstermektedir. Öğrenme yetersizliği
temelde duyusal, motor, zekâ ya da duyusal bozukluk ya da
öğrenmeye uygunluktan yoksun olmanın bir sonucu değildir.
Tanım
Öğrenme güçlüğü, açık olmayan psikolojik ve nörolojik
etmenlerin çocuğun, akademik programında, dilde ve zihinsel
süreçlerdeki normal gelişiminin önemli ölçüde bozulması
durumudur (Özsoy ve Ark, 1989) .
Hallahan ve Kauffman'a göre öğrenme güçlüğü olan çocuk
akademik problemlerini çözmek için gerekli stratejilere sahip
olmayan, sahip olduğu stratejileri de kullanamayan, kendi
yeteneklerine güvenip inanmayan kendine sunulan öğrenme
işine uygun stratejileri seçemeyen pasif bireylerdir (Akt; Akyol,
1977) .
Öğrenme güçlüğü terimi algısal güçlükleri, beyin
zedelenmesinden etkilenmiş olanları, disleksia ve gelişimsel
afaziyi de içermektedir. Ancak öğrenme güçlüğü tanımı,
ekonomik, kültürel, çevresel
yoksunlukları, davranış
bozukluklarını, zihinsel, bedensel, görme ya da işitme
yetersizliklerinin sonucunda oluşan öğrenme güçlüklerini
kapsamaktadır.
Gallagher ve Kirk (1989) öğrenme bozukluklarını,
gelişimsel ve akademik olmak üzere iki gruba ayırmıştır (Akt;
Korkmazlar, 1999).
1.
Gelişimsel öğrenme bozuklukları çocuğun akademik
alandaki başarısı için önceden kazanılmış olmasına gereksinim
duyulan dikkat, hafıza, algı, motor, dil ve düşünme
becerilerindeki bozuklukları kapsar.
2. Akademik öğrenme bozuklukları ise okuma, yazma,
aritmetik, harfleme ve yazılı anlatım gibi okulda kazanılan
becerileri içerir. Akademik güçlükler sıklıkla gelişimsel
bozukluklardan kaynaklanır.
ABD’de öğrenme güçlüklerinin yasal tanımı şu şekilde
yapılmaktadır. Belirgin öğrenme güçlüğü, sözlü ya da yazılı dili
anlama ya da kullanma ile ilgili psikolojik süreçlerin bir ya da
birden fazlasında bozukluk olması durumudur. Bu durum
dinleme, düşünme, konuşma, okuma, yazma ya da matematik
işlemleri yapmada yetersizliğe yol açar. Bu kapsamda algısal
bozukluklar, beyin özrü, minimal beyin yetersizliği, disleksi ve
gelişimsel afazi yer alırken esas olarak görme, işitme, devinim
ya da zekâ yetersizliklerinden ya da çevresel, kültürel veya
ekonomik
dezavantajlardan
kaynaklanan
yetersizlikleri
kapsamaz.
Ülkemizde öğrenme güçlükleri “özel öğrenme güçlüğü” adı
altında ele alınarak şu şekilde tanımlanmaktadır:
Yazılı ya da sözlü dili anlamak ya da kullanabilmek için
gerekli bilgi alma süreçlerinin birinde ya da birkaçında çıkan ve
dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkat
yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik
nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumun
olumsuz yönde etkilenmesi durumudur (Kırcaali İftar, 2003).
Öğrenme Özellikleri:
Öğrenme güçlüğü olan öğrenciler yazı yazmada ve yazılı
ürün ortaya koymada pek çok zorluk çekmektedirler. Ayrıca
okumada sözcük tanımında önemli sorunları da bulunmaktadır.
Örneğin; sözcük atlama, ekleme ya da değiştirme gibi yanlışları
olabilmektedir. Bunlara ek olarak okuma parçasında yer alan
öğeleri ya da temaları kavrayamama gibi anlama yanlışlıklarına
rastlanmaktadır.
Disleksi okuma güçlüğünün özel bir çeşidini niteleyen bir
terimdir. Disleksik çocukların gelişimsel dil sorunlarına sahip
oldukları okul öncesi dönemde sözel dil ediniminde, okul
yıllarında ise sözcük tanımada ve okuduğunu anlamada sorun
yaşadıkları kabul edilmektedir (Kırcaali İftar, 2003).
Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklarda bunlardan başka
matematik işlemlerinde zorlandıkları görülmektedir. Örneğin
sayıları birbirinden ayırt etmede ya da sayıları okunaklı
yazmada işlemleri anımsamada ve problem çözmede zorluk
çekerler.
Bellek zorlukları öğrenme güçlüğüne sahip olan öğrencilerin
hem okuma-yazma hem de matematik sorunları yaşamalarına
neden olan etmenler arasındadır. Kısa ve uzun süreli bellek
zayıflıkları da diğer sınırlılıklardır. Öğrenme güçlüğü gösteren
çocukların zorlandıkları diğer bir alan ise etkili öğrenme ve
problem çözme stratejilerini kullanımdaki yetersizlikleridir.
Araştırmalar öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin özellikle
aşağıda
sıralanan
alanlarda
sorunlar
yaşadıklarını
göstermektedir:

Bilgi edinmek, depolamak ve işlemek için gerekli
stratejilerde eksiklik.

Bu stratejilerin nerede, nasıl ve ne amaçla
kullanılacağına ilişkin yetersizlik.
Nedenleri
Öğrenme bozukluklarının nedenleri henüz tam olarak
belirlenmemesine karşın çok sayıda araştırmanın buluştuğu bazı
nedenler vardır. Çocuğun öğrenmesine ket vuran birtakım
etmenler belirlenmiştir. Bunlar beynin hatalı işleyişi, kalıtsal,
çevresel ve biyokimyasal etmenlerdir.
Özellikleri
Öğrenme güçlüğü gösteren çocuklar özellikleri açısından
farklılaşmaktadırlar. Genel olarak bazı öğrenme güçlüğü
gösteren çocuklarda gözlenen özellikler şu şekilde sıralanabilir
(Culatta ve Tompkins, 1999).
Hiperaktivite, algı-motor bozukluğu, duygusal sorumsuzluk,
genel düzenleme bozuklukları, dikkat bozukluğu, düşünmeden
hareket etme, bellek ve düşünme bozuklukları, özel akademik
problemler, konuşma ve öğrenme bozuklukları, bazı merkezi
sinir sistemi bozukluklarıdır.
Genellikle öğrenme bozukluğu olan çocukların zekâları
normal ya da normale yakındır. Ancak pek çok çocukta dikkat
eksikliği ve hareket bozukluğu görülmektedir. Öğrenme güçlüğü
olan çocuklar bu sayılan özelliklerin tümünü göstermeyebilirler.
Her biri farklı şekilde bu belirtilerden bazılarını sürekli
gösterebilirler.
Eğitimleri
Öğrenme güçlüğü olan çocuklar birbirinden çok farklı
özellikler gösterdiklerinden onlar için düzenlenmiş olan öğretim
yaklaşım ve stratejileri de bir birinden çok farklılık
göstermektedir. Genellikle kullanılan eğitim yaklaşımlarının
bazıları şunlardır:
a) Doğrudan Öğretim
Bu model çok fazla yapılandınlmış, eğitim stratejileri
planlanmış ve derslerdeki eğitim aşamaları oluşturulmuş bir
yaklaşımdır. Derslerde bir önceki dersin tekrarı temel koşuldur.
Ayrıca örnekleme, geriye dönüt verme yoluyla beceri
uygulamaları ve soru-yanıt tekniği gibi teknikler kullanılır.
b) Bilmeye ve Kavramaya İlişkin Eğitim
Bu yaklaşımda öğretmen tanısı konan öğrenme problemi
üzerinde odaklaşan çok fazla yapılandırılmış dersi kullanır.
Eğitim sürecinde cevap verme, tekrarlama, hatırlama ve bilgiyi
transfer etme üzerinde durulur. Öğretmen, güdüleme, destek ve
planlı, gelişmede yardımcı olur. Doğrudan eğitim işlemleri
kullanır.
c) Çok Duyuya Dayalı Yaklaşım
Bu yöntemle görme, işitme, dokunma ve hareket etme
yoluyla ilgi çekici öğrenme sağlanmaya çalışılır. Ödevlerin
yüksek sayıda tekrarı, yüksek sesle okuma, harfleri kopyalama
ve kum tepsilerinin kullanımı üzerinde durulur.
d) Çalışma Becerilerinin Eğitimi
Bu yaklaşımda çocuk işleri nasıl öğreneceğini; planlamayı,
değerlendirmeyi nasıl yapacağına yönelik projeler, raporlar ve
ödevler hazırlama yer alır. Ona gerekli kâğıt, kalem gibi
materyallerin taşınma ve kullanımı öğretilir.
e) Sosyal Becerilerin Eğitimi
Çocuğa akranlarıyla ve yetişkinlerle çeşitli ortamlarda nasıl
iletişim kuracağı konularında yardımcı olunur. Bu eğitim
sürecinde çocuğun sosyal ortamlarda arkadaş ilişkilerini kurup
geliştirmesi, konuşma ile ilgili becerileri kazanması ve
öğrenmede gereksinim duyduğu becerilerin geliştirilmesi gibi
etkinlikler kazandırılır.
Genel olarak normal sınıflarda eğitimlerini sürdüren bu
çocuklar için tanılamanın yapılacağı yerler rehberlik araştırma
merkezleri ve üniversitelerin psikolojik danışma ve özel eğitim
bölüm ve ana bilim dalları olabilir. Tanılamanın yapıldığı bu
yerlerde okullarda alınan eğirime ek olarak, düzeltici ek eğitim
de sağlanabilir. Bunun için ek eğitim hizmetinin sağlandığı
kurum ve kuruluşların ailelere ve eğitim otoritelerine öğrenciye
sağladıkları öğretimin niteliği konusunda sorumlu tutulmaları ve
işbirliği yapmaları istenmelidir.
Önleme
Öğrenme güçlüğüne yol açan nedenler kişilerin biyolojik
yapılarında farklılıklara neden olabilen zedelenmeler ya da
beynin işleyişini farklılaştıran biyokimyasal dengesizliklerdir.
Dolayısıyla kalıtsal, çevresel ya da beslenme yetersizliklerinin
daha iyi anlaşılmasıyla öğrenme güçlüğüne yol açan nedenler
kontrol edilerek öğrenme güçlüklerinin ortaya çıkışları
önlenebilir. Nedenlerin ortadan kaldırılması ise tıp uzmanlarının
alacağı önlemlerle mümkündür.
Öğrenme güçlüğünün ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı yeterli
olmayan psikolojik ya da gelişimsel durumlar ise uygun
öğretimle geliştirilebilir. Öğrenme güçlüğüne yol açan
nedenlerle etmenler arasında önemli farklar vardır. Öğrenme
güçlüğüne yol açan nedenlerin araştırılması zedeleyici durumun
önlenmesi içindir. Öğrenme güçlüğünün ortaya çıkarılmasında
önemli olan etmenlerin araştırılması ise, öğrenme güçlüklerinin
düzeltilmesine yöneliktir. Öğrenme güçlüğünün düzeltilmesi ise,
desenlenen öğretim program ve yaklaşımlarıyla mümkündür.
Öğretimin
niteliğinin
artırılmasına,
öğretmenin
özelliklerine, ödünleyici ve öğrencilerin başarılı olmalarına yol
açacak öğretim yaklaşımlarına bağlı olarak öğrenme güçlükleri
düzeltilebilir (Özyürek, 2003).
Öneriler:
Öğrenme güçlüğü tanısı alıp almamasına bakılmaksızın okul
başarısızlığı gösteren tüm öğrencilerle ilgili olarak her sınıf
düzeyine yönelik öneriler şu şekilde sıralanabilir (Kıcaali İftar,
2003):
1. Öğrencileri olabildiğince kendinize yakın tutun.
2. Yakınlarında uygun modellerin yer almasını sağlayın.
3. Not tutmada sorunu olan öğrencilerin akranlarından
yararlanmasına izin verin.
4. Çocukla konuşmaya başlamadan önce adıyla kendisine
hitap ederek dikkatini çekin ve konuşurken göz kontağı kurmaya
özen gösterin.
5. Derslerde yaptıkları sözel katkıları cesaretlendirin ve
ödüllendirin.
6. Mümkün olduğunca onları sözlü sınav yapın.
7. Arada bir her öğrencinin ilgi
gösterebileceği proje çalışmalarına yer verin.
ve
yeteneğini
8. Düzenli ve sistemli olmalarını sağlayın.
9. Zamana ya da başkalarına karşı yarış ortamları yaratmaya
özen gösterin.
10. Hazırlıksız olduklarında öğrencilere yüksek sesle okuma
çalışması yaptırın.
11. Kendinizi tahtayı kullanım şeklinizin, konuşmanızın,
yönergelerinizin vb. anlaşılırlığı açılarından değerlendirin.
Ülkemizde öğrenme güçlüğü tanısı alan öğrenciler için ayrı
eğitim ortamı seçeneği bulunmamaktadır. Öğrencilerin tümü en
az kısıtlayıcı eğitim ortamı olan normal eğitim ortamlarında
öğrenim görmektedir. Bunu sağlamak için öğretmenlere ya da
öğrencilere kaynaştırma ortamında destek hizmetlerinin
yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Yrd.Doç.Dr. İskender ÖZGÖR
Download