çocukluk çağı döküntülü hastalıkları

advertisement
ÇOCUKLUK ÇAĞI DÖKÜNTÜLÜ
HASTALIKLARI
Yrd. Doç. Dr. A. Selda Tekiner
28/2/2013
ÇOCUKLUK ÇAĞI DÖKÜNTÜLÜ HASTALIKLARI
Döküntü=Egzantem=Rash
Enfeksiyon hastalıklarının seyri sırasında deride beliren
kırmızı renkteki lezyonlardır.
 KIZAMIK,
 KIZAMIKÇIK,
 6. HASTALIK,
 5. HASTALIK,
 KIZIL,
 SUÇİÇEĞİ.
 Ayırıcı tanı çok geniş
 Gebe veya immün sistemi baskı altında olan kişilerle temas
açısından çok önemli
 Ateş de olması enfeksiyöz hastalık olma olasılığını arttırsa da,
romatolojik hastalıklar ve ilaçlar da sorumlu olabilir
TANIM
MAKÜL
Normal deri renginin değiştiği sınırları belli, deriden kabarık veya
çökük olmayan alan, herhangi bir boyutta olabilir
PAPÜL
Solid, deriden kabarık, en geniş çapı 0.5 cm
NODÜL
Papüle benzer fakat dermis veya subkutan dokuda daha derin yerleşimli, papülden
boyutundan çok palpe edilebilmesi ve daha derinde olmasıyla ayrılır
PLAK
Deride daha fazla yer işgal eden kabarıklık, sıklıkla papüllerin birleşmesi ile oluşur
PÜSTÜL
Çeşitli özellikte (beyaz, sarı, yeşilimsi veya hemorajik vb.) pürülan sıvı içeren
deriden kabarık lezyon
VEZİKÜL
Sınırları belirgin, deriden kabarık, sıvı içeren, en geniş çapında <0.5 cm, kökeni
intraepidermal veya subepidermal olabilir
BÜL
Vezikül ile aynı, ancak en geniş yerinde çapı >0.5 cm
VİRAL EGZANTEMLER ÇOĞUNLUKLA KENDİNİ
SINIRLAYAN HASTALIKLARLA İLİŞKİLİDİR
 Morfolojileri oldukça karakteristik
 ANCAK
 Çoğu vakada morfolojiye bakılarak tanı konması güç
 Temas öyküsü,
 Aşı kayıtları
 Daha önce geçirilen döküntülü hastalıklar
 Prodromal bulgular
 Mevsim
ÖYKÜ
 Riski arttıran medikal bir durum
 Seyahat öyküsü
 Hasta/döküntülü kişilerle temas
 Hayvan maruziyeti
DÖKÜNTÜNÜN
 Başlangıcı
 Dağılımı
 Morfolojisi
 İlerlemesi
 Kaşıntı
 Ateşle ilişkisi
GENEL DURUM-VİTAL BULGULAR
 Hasta toksik veya letarjik görünüyor mu?
 Mukoz membran tutulumu var mı
 Hidrasyon durumu
 Multiorgan tutulumu ile ilişkili olabilecek
 LAP
 Organomegali
 Yeni üfürüm
 Nörolojik defisit
 Mental durum değişikliği?
KIZAMIK (RUBEOLA, MEASLES)
Paramyxoviridea familyasından RNA virusu
 Kış- ilkbahar (Mart- Nisan)
 Sekresyonların damlacık yoluyla yayılımı
 Enfeksiyonun primer bölgesi nazofarinksin respiratuvar
epitelidir.
 Akut, çok bulaşıcı bir virüs enfeksiyonu
 Döküntü başlamadan dört gün önce ve başladıktan dört gün
sonraki dönem arasında hastalığı başkalarına bulaştırabilir.
 Kızamık virüsü burun ve boğaz içindeki salgılarda bulunur.
Kişi hapşırdığı ya da öksürdüğü zaman mikroplar damlacık
ile etrafa yayılır. Havada veya bulaştığı zeminde iki saat süre
ile canlı kalıp başkalarına bulaşabilir.
 İnkubasyon: 10 -12 gün
 Prodrom evresi: 3 – 5 gün
 Yüksek ateş, kuru öksürük,
nezle, konjoktivit, fotofobi
 Bu devrenin 2 – 3.
günlerinde: Koplik lekeleri
(Bir günden daha kısa olması
nedeniyle saptanması zor)
 Kızamık hastalığı olan kişiler döküntünün başlamasından
dört gün öncesine, döküntünün sona ermesinden ise dört gün
sonrasına kadar bulaştırıcı kabul edilmektedir.
•Hastalık, döküntülerin ortaya çıkmasından yaklaşık 14 gün
sonra sona erer.
 Prodrom dönemin sonunda
ateşin 40-40.5 e yükselmesiyle
beraber döküntüler belirir
 Kulakların arkasından, saç çizgisi
boyunca, yanakların
posteriorundan ve boynun
yanlarında görülmeye başlar
 Önce makül, daha sonra
makulopapül halini alır, yüze,
boyuna, kollara, göğüse yayılır.
 İkinci 24 saatte karın, sırt, alt
ekstremitelere yayılır ve 2-3
günde generalize hale gelir.
 İkinci günden sonra ateş düşer, genel durum düzelir
 Döküntüler de yüzden başlayarak sırayla solar
 Kahverengiye döner
 Servikal LAP, hafif splenomegali
 Kızamıkla temas etmiş, aşısı olmayan ve aşı için
kontrendikasyonu olmayan çocuklar, temastan sonraki 72 saat
içinde aşılanmalıdır.
 Bir yaşından küçük çocuklar veya immün sisteminin baskılanmış
olması gibi aşıya karşı kontrendikasyon varsa immünglobulin
kullanılabilir.
 Kızamık geçiren veya 1. ve 7. yaşlarda iki doz kızamık aşısı olan
çocuklar ömür boyu kızamık geçirmezler (çok nadiren geçirseler
bile hafif geçirirler)
Kızamık komplikasyonları
Komplikasyon
Diyare, Otitis media, Pnömoni
Ensefalit
Hastaneye yatırılma
Ölüm
SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit)
Görülme sıklığı (%)
6-8
0.1
18
0.2
0.001
Bu komplikasyonlar gelişmemiş ülkelerde,
malnütrisyon nedeniyle, daha sık görülür.
Kızamık komplikasyonları
30
Pnömoni
Pneumonia
Hastaneye yatırılma
Hospitalization
25
Yüzde
Percent
20
15
10
5
0
<5
5-19
Yaş
Age grubu
group (yıl)
(yrs)
Kaynak: Center for disease control (CDC)
20+
Kızamıkta Ölüm
 Kızamık
%3
 1 yaş altında
% 15
 Malnutrisyonlu çocukta % 20
Uzamış ishal ile birlikte % 25
DÜNYA
 20 milyon vaka/yıl
 164 000 ölüm/yıl
 Ölümlerin yarısı Hindistan’da
 ABD: 2000 yılında eliminasyonu başardı
 Ancak transport yoluyla bulaşlar yaşanmakta
 2011 yılında 222 olgu -17 salgın bildirimi olmuş
Kızamık Tanısı için Gerekli Laboratuvar Kriterleri
 Kızamığa özgü IgM antikoru saptanması veya
 –Kızamık virüs izolasyonu veya
 –RT -PCR ile kızamık viral RNA saptanması veya
 –2-4 hafta arayla alınan serum örneklerinde kızamığa özgü
IgG antikor titresinde belirgin (en az 4 kat) artış.
Şüpheli bir Kızamık Vakasıyla Karşılaşıldığında Alınması Gereken
İzolasyon Önlemleri
 EVDE
 Ayrı bir odada izole edilmeli
 Hasta mümkün olduğunca bulundğu odayı terk etmemeli, etmesi
gerekiyorsa maske kullanmalı
 Odaya giriş ve çıkışlar sınırlandırılmalıdır.
 Hastanın bakımından sorumlu kişiler maske kullanmalıdır.
 Okula/kreşe vb devam eden çocuklar, kızamık/kızamıkçık tanısı
ekarte edilene kadar okula gönderilmemelidir.
Sağlık Kuruluşlarında
 Sağlık kuruluşuna başvuran şüpheli vakalar bekleme
anında ve muayene sırasında ayrı bir odaya alınmalıdır.
 Hastaneye yatırılması gereken vakalar ayrı bir odada
tutulmalıdır.
 İzolasyon için tercih edilmesi gereken mekan negatif
basınçlı odadır.
 Hasta kesinlikle bekleme salonunda ya da acil servis
şartlarında tutulmamalıdır
 Hastanın kullandığı kişisel/tıbbi araç gereç ayrı tutulmalı
ve kullanım sonrası dezenfekte edilmelidir.
Kızamıktan korunma
 Aşı (12-15 ay arasında).
 Türkiye’de 2006 yılına kadar 9. ayda yapılırken 2006 yılının
başından itibaren aşı 12. ayda yapılmaya başlandı.
 İlkokul 1. sınıfta ikinci doz.
 Temas sonrası ilk 72 saatte aşılanmak koruyucu.
 Temas sonrası ilk 6 günde immünoglobulin verilirse→seyir
değişebilir.
 Olası ve/veya kesin kızamık vakasıyla temas etmiş olan ve iki
doz aşılandığını ve/veya hastalığı geçirdiğini belgeleyemeyen
9 ayın üzerindeki herkese KKK aşısı uygulanmalıdır.
ÜLKEMİZDE 2002 YILINDA KIZAMIK ELİMİNASYON
PROGRAMI BAŞLATILDI
 2002 yılından bu yana Kızamık Eliminasyon Programı başlatıldı
 2010 yılı sonuna kadar Türkiye’de yerli kızamık ve kızamıkçık virüs
dolaşımını durdurmak,
• 2010 yılından sonra dışarıdan gelecek yeni virüslerin Türkiye’de
yerleşmesini önlemek olarak belirlenmiştir.
Aşılama Hızı
 2002 : %82
 2009 : %97
 2005: 1 vaka
 2009: 1 vaka bildirimi yapılmıştır.
 Bildirimi zorunlu
Temas Sonrası İmmünglobulin Uygulaması
 Aşının uygulanamadığı durumlarda (6 ayın altındaki
bebekler, gebeler, immünsuprese kişiler için ve aşının
kontrendike olduğu diğer durumlar) önerilmektedir.
Kızamıktan korunma
 Aşı (12-15 ay arasında).
 Türkiye’de 2006 yılına kadar 9. ayda yapılırken 2006 yılının
başından itibaren aşı 12. ayda yapılmaya başlandı.
 İlkokul 1. sınıfta ikinci doz.
 Temas sonrası ilk 72 saatte aşılanmak koruyucu.
 Temas sonrası ilk 6 günde immünoglobulin verilirse seyir
değişebilir.
 Kızamık kendisi öldürücü bir hastalık değildir. Ancak
kızamıktan sonra çocuklarda pnömoni gelişebilir ve
ölümlere yol açabilir. Hastalık daha çok 5-10
yaşlarında, kış ve ilkbahar aylarında görülür.
KIZAMIKÇIK =RUBELLA=GERMAN MEASLES
(RNA virusu, Toga virus ailesinden
Kızamıkçık çocukluk çağında tehlikeli bir hastalık
değildir. Ancak hamileliğin ilk 3 ayında anne
adayı, kendisi kızamıkçık geçirirse anne
rahmindeki bebek için tehlikelidir.
Çocukluk çağındaki kızamıkçık vakalarının
yarısında belirtiler çok hafiftir, fark
edilmeyebilirler.
 Virus döküntüden 7 gün önce ve 14 gün sonra
nazofarenksten izole edilebilir
 Prodromal dönem pek olmaz ya da hafif ateş, baş ağrısı, haif
nezle, halsizlik fotofobisi konjoktivit olabilir
 Prodrom belirtileri minimal ya da hiç yok
 3 gün süren döküntü
 Generalize ve özellikle postauriküler, suboksipital ve
posteroservikal LAP
 Bulaş damlacık yoluyla
 Konjenital infeksiyon anneden plasenta yoluyla olur
Kızamıkçık
Döküntü çıkmadan kısa süre önce yumuşak damakta pembe renkli
enantemler (Forchheimer lekeleri)
 Yüzden başlar.
 Gövde ve ayağa doğru yayılan, makulopapuler döküntü
 2. günde özelikle kızıl döküntüsüne benzer (iğne başı büyüklüğünde)





Lezyonlar tek tek görülür, birleşmez. Soyulma ve hiperpigmentasyon
görülmez.
3. gün kaybolur
Genelde kaşıntılıdır.
Birleşme eğilimi göstermez.
Hızlı yayılıp hızlı kaybolur (1-3 gün).
Yıkanma sonrası döküntü artabilir.
Kızamıkçık epidemiyolojisi
 Rezervuar
 İnsan
 Bulaşma
 Solunum yoluyla
 Görüldüğü mevsim
 Bulaştırıcılık
 Geç kış ve ilkbahar
 Döküntüden önceki 7 gün-
döküntü çıktıktan sonraki 5-7
güne kadar
 Epidemiler yapar
Kızamıkçık tanısı
 Bildirimi zorunlu bir hastalıktır.
 Klinik tanı
 Akut başlangıçlı makülopapüler döküntü ve
 37.2°C üzerinde ateş ve
 Artralji ya da artrit veya lenfadenopati veya konjunktivit
 Seroloji
 kızamıkçık IgM tipi antikor saptanması
 kızamıkçık IgG tipi antikor titresinde artış
Kızamıkçık virüsü
 Nazofarenks ve bölgesel lenf bezlerinde çoğalır.
 Temastan 5-7 gün sonra viremi olur ve dokulara yayılır.
 Kimyasal maddelerle, düşük pH, ısı ve ultraviole ışığıyla
hızla aktivitesini yitirir.
 Plasenta ve fetus viremi sırasında enfekte olur.
GEBELERDE TEHLİKELİDİR
 Virusle enfekte olan gebelerin bebekleri de maruz kalır
 Bebekte kardiyak problemlere, işitme, görme
kayıplarına, entelleküel bozukluğa, karaciğer, dalak
hasarına sebep olabilir
 Hasarın ciddiyeti, gebelik erken dönemde ise artar
(özellikle birinci trimestr) %85 etkilenir
 Düşük ya da erken doğumlara da neden olabilir
 AŞILANMAMALIDIRLAR!!---AŞIDAN SONRA 4
HAFTA GEBE KALINMAMALIDIR
Konjenital kızamıkçık sendromu
İşitme kaybı,
Katarakt,
Patent duktus arteriyozus,
Ventriküler septal defekt
Mikrosefali,
Mental retardasyon
Karaciğer ve dalakta hasar
KORUNMA=CANLI VİRUS AŞISI
 Çocukların zamanında aşılanması, gebelere yayılımın
önlenmesi açısından da öemlidir.
 Birinci Doz: 12. ayda (12 – 15 aylar arası)
 İkinci doz: İlköğretim 1.sınıf
 Why is rubella called “German measles”?
 Rubella is often called “German measles,” but it is not related
to measles at all. It got this name because the rash caused by
rubella looks like measles, and the disease was first
discovered in Germany.
Kızamıkçığın komplikasyonları
Artralji ya da artrit
çocuklarda
erişkin kadınlarda
Trombositopenik purpura
Ensefalit
Nörit
Orşit
nadir
%70’e kadar
1/3000
1/6,000
nadir
nadir
Eritema infeksiyozum =Beşinci hastalık)
 PARVOVİRUS B19
 Virus alındıktan 4 – 19 gün sonra çocuk hastalanır (En
sık 5-15 yaş arası)
 Hafif seyirli
 Bir-iki hafta süren inkubasyondan sonra prodromal
dönem olmaksızın aniden yüzde tipik döküntü ile başlar.
 Döküntü başladığı an viremi kaybolur ve bulaştırıcılık
biter.
 Virus sounum yoluyla yayılır
 Kemik iliğindeki kırmızı seri prekürsör hücreleri
etkileyerek retikülosit sayısını azaltır
 Normal çocuklarda belirgin anemi gelişmese de eritrosit
yaşam süresinin azaldığı bazı anemik hastalarda aplastik
krize neden olabilir.
Beşinci hastalık
 Baş ağrısı (%20)
 Ateş (%20)
 Boğaz ağrısı (%15)
 Kaşıntı (%15)
 Burun akıntısı (%10)
 Karın ağrısı (%10)
 Artralji (%10)
ÜÇ EVRELİ
1. Evre:Yüzde ‘tokat yemiş görünümü’ denilen kızıla benzeyen
tablodur.
2. Evre: Gövdede ve ekstremite proksimaline yerleşen ortadan
solmaya başlayan, retiküler, ‘dantela tarzı’ döküntü olur.
Ekstansör bölgelerde görülür, el ve ayaklar korunur.
3. Evre: Sıcak banyo, heyecan, egzersiz ve minör travmalar
sonucu oluşan rekürren döküntüler alevlenme ve azalmalarla,
ortalama 11 gün (2-39 gün) sürer.
 İmmün olmayan gebe kadında ve bebeğinde ciddi
komplikasyonlara neden olmaz.
 Nadiren (<%5) ve sıklıkla gebeliğin ilk yarısında
bebekte ciddi anemi, ya da düşük sebebi
olabilmektedir.
Beşinci hastalığın komplikasyonları
 Aplastik kriz (hemolitik anemisi olanlarda ağır
seyredebilir).
 Kronik kemik iliği yetersizliği (immün yetersizlikli
kişilerde).
 Konjenital infeksiyon (hidrops fetalis, intrauterin ölüm).
 Parvovirus B19 kronik hemolitik anemili ve immun
yetmezlikli hastaları aplastik krize sokabilir.
 Aplastik krize girmiş anemili hastalar bu dönemde çok
bulaştırıcıdır.
 Döküntü çok kaşıntılıdır, soyulma olmaksızın iyileşir.
Roseola infantum =6. Hastalık
 Human Herpesvirüs (HHV) tip 6’nın yol açtığı bazen de
HHV tip 7’nin döküntüsüz olarak benzer tabloya neden
olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır.
 İnkubasyon süresi 10 gündür.
 Bulaştırıcılığı bilinmemektedir. Ani başlayan ve 4040.5°C’ye yükselen ateş ve hafif nezle belirtileri
prodromal dönemi oluşturur.
6.HASTALIK
 Febril konvülziyonla ilişkilidir (%6-15).
 Ateş (40-41oC).
 İshal (%68), öksürük (%50).
 Prodromal semptomlar (huzursuzluk).
 En sık 6 ay- 3 yaş arasında görülür.
 Etken insan herpes virüs 6’dır (HHV-6), HHV-7??.
 Ateş %6 olguda konvülsiyona yol açar. Servikal ve oksipital
lenfadenopati eşlik edebilir. Ateş çok yüksek olmasına
rağmen genel durum son derece iyidir.
 Ateş 3-4 gün yüksek kalıp kriz şeklinde düşer. Ateş düşünce
hemen veya bir gün sonra gövdeden başlayıp ekstremitelere
yayılan 2-3 mm çaplı makulopapüler tarzda lezyonlar ortaya
çıkar.
 Döküntü 1-2 gün sürer bazen sadece yüz ve gövdede oluşur,
basmakla solar, soyulma ve hiperpigmentasyon olmaksızın
iyileşir.
 Periferik yaymada ilk 24-36 saat polimorfonükleer lökosit
hakimiyeti ile lökositoz görülürken 2. günden sonra
mononükleer lökosit hakimiyeti ile birlikte lökopeni olur.
 Küçük yaştaki çocuklar ve sık olarak da bebeklerde görülür
 Havada dolaşan sıvı damlacıkları ile bulaşır
Altıncı hastalığın seyri
-12-14. gün
-3-4. gün
İnkübasyon
Bulaşma
0.gün
Prodrom
Döküntü
Prodrom
Döküntü
başlangıcı
başlangıcı
ATEŞ
1. gün
Döküntünün
geçmesi
Altıncı hastalık
 Eritematöz makülopapüler döküntü.
 Daha çok gövdededir.
 Hızla kol, ense, yüz ve bacaklara yayılır.
 24 saat içinde solar.
 Döküntü öncesi periorbital ödem.
 Döküntünün görülmesiyle beraber ateş
düşer.
www.skinatlas.com
TANI ve TEDAVİ
 Klinik tanı, serolojik tanı mümkün.
 Ateşi düşürmek yeterlidir.
Suçiçeği (Varisella)
 Etken Herpesvirüs grubundan varicella-zoster virüsdür.
İnkubasyon süresi 11-21 gün, ortalama 16 gündür.
 Bulaştırıcılığı döküntüden 24 saat önce başlar, tüm lezyonlar
kurutlanana dek devam eder.
 Hafif ateş, halsizlik gibi yakınmaların olduğu bir prodromal
dönemi takiben gövdeden başlayıp yüz ve ekstremitelere dağılan
döküntüler başlar.
Varisella zoster virüsü
 Herpesvirus (DNA)
 Birincil infeksiyon su çiçeğine yol açar.
 Yineleyen infeksiyonlarda herpes zoster (zona) görülür.
 Solunum yoluyla bulaşır.
 Nazofarenks ve bölgesel lenf bezlerinde çoğalır.
 Yineleyen viremi epizodları görülür. Birçok doku bu sırada
enfekte olur.
Varisella
 En sık 1-6 yaşları arasında görülür.
 Mortalite 2/100.000 (ensefalit, pnömoni, Reye sendromu).
 Prodromal dönem:





Ateş (döküntüden 1-2 gün önce)
Karın ağrısı
Baş ağrısı
Halsizlik, iştahsızlık
Öksürük, boğaz ağrısı
 Lezyonlar gövdeden küçük kırmızı papüllerle başlayıp
gözyaşı damlası şeklinde eritematöz tabanlı veziküllere
dönüşür.
 Vezikül içindeki berrak sıvı 8-12 saat sonra bulanıklaşır ve
püstül olur, kurutlanarak 1-3 haftada iyileşir.
 Lezyonlar 3 gün boyunca çıkmaya devam eder. Her lezyonun
yaşı farklıdır. Saçlı deri, ağız mukozası ve gözü tutabilir.
 Döküntü ile 3-4 gün ateş yüksek olur. Bazen döküntü hemorajik
olabilir, sekonder bakteriyel enfeksiyon gelişmezse skarsız
iyileşir.
 Çok kaşıntılıdır.
 Kabuklar kalkınca geçici depigmentasyon bırakır.
Suçiçeğinin seyri
-13-22. gün
-1-2. gün
İnkübasyon
Bulaşma
0.gün
Prodrom
Prodrom
Döküntü
başlangıcı
başlangıcı
7. gün
Döküntü
ATEŞ
BULAŞTIRICILIK
Veziküllerin
kabuklanması
Döküntü:
 Kırmızı makül halinde başlayıp
papüle dönüşür.
 1-2 saat içinde vezikül halini alır.
 Vezikül sıvısı bulanıktır.
 Gövdeden başlayıp, baş ve yüze
yayılır.
 Ekstremitede nadirdir, saçlı
deride bulunur, mukozalarda
görülür.
 Döküntüler farklı evrededir.
 Kaşıntılıdır.
www.ecbt.org
KORUNMA
 Aşı:
 12. 15. aylar arası
 4.- 6. yaş arası
Suçiçeği: Komplikasyonlar
 Lezyonların bakteriyel infeksiyonu.
 Pnömoni.
 Serebellar ataksi, ensefalit.
 Reye sendromu (infeksiyon sırasnda aspirin kullanımıyla
ilgilidir).
 Hastaneye yatırılma 3/1000 vaka.
 Ölüm 1/60.000 vaka.
Suçiçeği komplikasyonları açısından riskli
gruplar
 Sağlıklı erişkinler.
 İmmün yetersizliği olan kişiler.
 Doğumdan 5 gün önce ya da 2 gün sonra suçiçeği döküntüsü
ortaya çıkan annelerin bebekleri.
Sağlıklı kişilerde suçiçeği
fatalite oranları
30
25
Rate
Oran
20
15
10
5
0
<1
1-14
15-19
Yaş grubu
(yıl)
Age
group
(yrs)
*100.000 kişideki ölüm oranı
20-29
30+
Konjenital varisella sendromu
 Gebelik sırasında annedeki infeksiyondan
kaynaklanır.
 Gebeliğin ilk 20 haftası risklidir.
 Ekstremite atrofisi, ciltte skar dokusu oluşumu,
düşük doğum ağırlığı, göz ve nörolojik
anormallikler.
 Risk düşüktür (< %2).
Suçiçeği laboratuar tanısı
 Klinik örneklerden virüs izolasyonu.
 Kanda varisella IgG antikor titresinda anlamlı artış olması.
 Kanda varisella IgM antikorunun saptanması.
Suçiçeği: Tedavi
 Semptomatik tedavi.
 Ateş: parasetamol.
 Kaşıntı: Antihistaminik ilaçlar.
 Anti-viral tedavi (asiklovir)
 Bağışıklık sistemi baskılanmış hastalar.
 >13 yaş için düşünülebilir.
 Doğumdan 5 gün önce ya da 2 gün sonrası arasında suçiçeği
başlayan annenin bebeğine.
El-ayak-ağız hastalığı =picornaviridea
ailesinden barsak virüsleri
 En sık koksaki virüs A16, koksaki virüs B ve enterovirus 71 sebep




olur
Orta derecede bulaşıcı, hafif seyirli bir enfeksiyon hastalığıdır
Genellikle yaz ve sonbahar aylarında salgınlar yapar
4- 6 günlük bir prodromal dönemden sonra yüksek ateş ve oral
mukozada aft benzeri döküntüler olur
El ve ayakların dorsal kısımları ve parmak kenarlarında oval şekilde
deri çizgilerine paralel 2-10 mm çaplı vezikülöpüstüler olur.
 Üç yerleşim yerinin üçünü de tutmayabilir.
 Nadiren tüm vücuda yayılıp 5-7 günde skarsız iyileşir.
 Aşısı yoktur
Kızıl
(Scarlet fever)
Kızıl
 Grup A beta-hemolitik streptokok ekzotoksinine bağlıdır
 (Bir kereden fazla geçirilebilir)
 Tonsilit ya da cilt infeksiyonu sonrasında görülebilir.
 Hastalıkta enantem ve ekzantemler olur.
 En sık 4-8 yaşında görülür.
 10 yaşında çocukların %80’inde streptokokal ekzotoksinlere
yönelik antikor gelişir.
Kızılın seyri
 İnkübasyon (3-7 gün)
 Prodrom: Ateş, titreme, boğaz ağrısı, baş ağrısı, bulantı,
kusma, karın ağrısı, kas ağrısı, halsizlik.
 Döküntü bu buguları izleyen 12-48 saat sonra başlar.
 Tedavi başlangıcından sonraki 12-24 saatte ateş düşer.
Kızıl: Fizik Muayene
 Eksüdatif tonsilit.
 Farinks ödemli ve kızarık, yumuşak damakta peteşiler olabilir
 Hastalığın ilk 1-2 ünü içinde dil beyaz bir tabakayla kaplıdır,
üzerinde ödemli papillalar (Beyaz Çilek dili)
 Birkaç gün içinde kırmızı çilek dili haline döner
Kızıl
Döküntü
 Kırmızı, nokta şeklinde ya da küçük papüler






döküntüler halinde olup, üzerine basıldığında
solar.
İğne başı büyüklüğündeki döküntüler deriye “kaz
derisi” görünümü verir.
24 saatte hızla tüm vücuda yayılır
Yüzde genel bir hiperemi vardır, ağız çevresi ise
soluktur
Deri kıvrımlarında döküntüler daha yoğun
Bu durum antekubital bölgede daha
belirgindir=pastia çizgileri
Döküntü bir hafta kadar devam eder, ve bunu
deskuamasyon izler
Kızıl*
-3-7. gün
-1. gün 0. gün
İnkübasyon
Bulaşma
Prodrom
5-7. gün 3-4 hafta
Ateş (Tedavi edilmezse)
Prodrom Döküntü
başlangıcı başlangıcı
Döküntünün
geçmesi
ATEŞ
*Hastaya antibiyotik
uygulanmadığında
görülen klinik seyir
Cilt belirtileri
BULAŞTIRICILIK
Kızıl tanısı
 Klinik bulgular.
 Boğaz kültürü
 Hızlı antijen testleri
 %78-100 özgüllük
 %44-100 duyarlılık
 Anti-streptolizin O titresi (ASO): infeksiyonun erken
tanısında faydalı değildir.
Kızılın komplikasyonları
 Sinüzit
 Otitis media
 Servikal adenit
 Retrofaringeal ve
peritonsiller abse
 Akut romatizmal ateş
(uygun ve zamanında
antibiyotik tedavisiyle
önlenebilir)
 Akut glomerülonefrit
 Kızılın ateş, baş ağrısı, bulantı, kusma, ekzantem gibi
klinik bulguları, grup A beta-hemolitik streptokokun
eritrojenik ekzotoksinlerine bağlıdır.
 Çocukların çoğunda 10 yaşına kadar bu ekzotoksinlerin
bazılarına karşı yaşam boyu kalan antikorlar gelişmiştir.
 Küçük çocukların eritrojenik ekzotoksine karşı maternal
antikorlarla ve önceden hipersentizasyonun yokluğuna
bağlı olarak kızıldan korunduğu düşünülür.
 Kızılın zamanında tedavisi bulaştırıcılığı azaltır,
iyileşmeyi hızlandırır ve ekzotoksin sekeli ve romatizmal
ateş sekelini önler.
 Amoksisilinle 10 gün tedavi veya intramüsküler penisilin
tedavisi uygundur.
KAWASAKİ HASTALIĞI
 Kawasaki hastalığı; uzun süren ateş, pürülan olmayan konjunktivit,
ağız mukozasında inflamasyon, servikal lenfadenopati,el ve
ayaklarda endurasyon ve eritem, yaygın polimorf deri döküntüleri
ile karakterize çocukluk çağının akut bir vaskülitidir.
 Etiyolojisi bilinmiyor, ancak bir respiratuvar viral ajan olabileceğine dair
bazı kanıtlar vardır. Klinik prezentasyonu genellikle ani, antipiretiklere
ve antibiyotiklere yanıtsız yüksek ateşle başlar, hastalık tedavi
edilmezse,ateş 5-30 gün (ortalama 11 gün) sürer.
 6 ay-5 yaş arasında en sık
 Gelişmiş toplumlardaki çocuklarda kazanılmış kalp hastalığının en yaygın
nedenidir.
Hastalık
 Akut (10 gün),
 Subakut (2 – 4 hafta)
 Konvelesan dönem (aylar)
Kawasaki Hastalığında Tanı Kriterleri
 En az beş gündür süren ateş ve aşağıdaki bulguların en az





dördünün bulunması:
1. Heriki konjunktivada iltihabi olmayan kanlanma artışı
(%80-90)
2. Ağız boşluğu ve dudaklarda değişiklikler (dudaklarda
eritem ve çatlaklar, orofarenkste hiperemi, çilek dili) (%8090)
3. El ve ayaklarda eritem ve şişlik, parmak uçlarında soyulma
(%80)
4. Polimorf karakterli ve daha çok gövdede görülen
ekzantemler (%90)
5. Servikal lenfadenopati (en az 1.5 cm çapında) (%50)
 Koroner arter tutulumu gelişirse tanı kesinleşir.
AKUT DÖNEM
 Ateş 40, hatta daha fazla yükselebilir
 5 gün ya da daha uzun sürer
 Beraberinde bilateral konjunktivit, servikal LAP (genellikle
unilateral)
 Gövdede belirgin ancak yüz ve ekstremitelere de yayılabilen
polimorfik döküntü, dudak ve ağız mukozasında hiperemi,
 El ayası ve ayak tabanında ödem, eritem, endurasyon ile
karakterize bir hastalıktır
SUBAKUT DÖNEM
 Ateş düşer, ellerde ve ayaklarda deskuamasyon olur, ve
trombositoz görülebilir
 En önemli sistem tutulumu kardiyak tutulumdur.
 Subakut dönemde aritmi, konjestif kalp yetmezliği,
myokadit, koroner arter tutulumu ve koroner arter
anevrizması gelişebilir
 Akut ateşli süreç sırasında irritabilite sıktır, avuç içi ve ayak
tabanlarında belirgin eritem, el ve ayaklarda ağrılı
endürasyon ortaya çıkabilir.
 Tipik olarak ateşin 5 günü içinde polimorf bir ekzantem
belirir ve 2 gün içinde yayılır. Diffüz bir eritematöz
makulopapüler erüpsiyon, skarlanitiform veya ürtikerbenzeri döküntü en sık formlardır.
 Kawasaki hastalığında dudaklar kuru, parlak kırmızı, şiş ve





kanamalı dikey çatlaklar şeklindedir.
Orofarenks yaygın eritem şeklinde ve dil çilek dili görünümünde
olabilir
Ağız içinde ülser, farenkste eksüdaya rastlanabilir
El ve ayak sırtındaki şişlik Kawasaki hastalığı için tipiktir. Deri
gergin ve parlaktır. Avuç içi ve tabanlar eritemli ve ağrılıdır.
Hastalığın başlangıcından sonraki 2 hafta ile 2 ay arasında
periungal bölgeden başlayıp bazen avuç içine kadar uzanan
soyulma olur
Kawasaki hastalığı sırasında ortaya çıkan deri döküntüsü
 En sık olarak yaygın makülopapüler deri döküntüsü gözlenir
 Genellikle gövdede yerleşimlidir. Ancak yüz, ekstremiteler
ve perineye yayılabilir. Hiçbir zaman veziküler veya büllöz
tarzda değildir
Kawasaki hastalığının polimorf
eritematöz döküntüsü
 Dudaklar genellikle kırmızı, kuru, soyulmuş ve çatlamıştır.
 Orofarinkste diffüz eritem ile çilek dili vardır, fakat
erozyonlar ve ülserler yoktur.
 Kısa ve uzun dönem morbidite ve mortalitenin en önemli
belirleyicisi kardiyovasküler komplikasyonlardır. Tedavisiz
hastalarda koroner arter hastalığı gelişme riski %15-25’tir.
Koroner arterit, koroner arter dilatasyonu, anevrizma
formasyonu ve nadiren myokardiyal iskemi ile
sonuçlanabilir.
 Multisistemik vaskülitle uyumlu ek komplikasyonlar;
respiratuvar semptomlar, artrit, artralji, myokardit ve
aseptik menenjittir.
 Eritrosit sedimantasyon hızı ve C-reaktif protein düzeyleri
akut enflamasyonu yansıtır.
 Lökositoz sıklıkla bulunur
 Trombositoz pik düzeylere hastalığın 10. ve 20. günleri
arasında ulaşır. Steril piüri, hafif hematüri veya proteinüri
görülebilir.
 Kardiyovasküler sekelin önlenmesinde zamanında tanı ve
tedavi kritiktir. Tanıdan şüphelenir şüphelenmez, bazal
bulguları ortaya koymak için ekokardiyografi yapılır.
 Hastalığın 10. gününden önce verilen tek doz intravenöz
immünglobulin (IVIG), 2 g/kg ile birlikte yüksek doz aspirin
(80-100 mg/kg/gün), hastaların çoğunda enflamasyon ve
ateşin azaltılmasında etkilidir.
Download