Bu çalışma, Uluslararası Ceza Hukuku Derneği’nin, Genç Ceza Hukukçuları bölümü tarafından 30.09.2011’de La Rochelle Üniversitesi’nde (Fransa) düzenlenen “Geçiş Dönemi Adaleti” konulu sempozyumda sunulan “Devlet Egemenliği ve Evrensel Adalet İkileminde Evrensel Yargı Yetkisi” başlıklı bildirinin Türkçe’ye tercüme edilmiş özetidir. ** Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi, [email protected] ◆◆◆◆ 1 Antonio Cassese: International Criminal Law, Oxford University Press, New York, 2003, s. 284; Madeline Morris: “Universal Jurisdiction in a Divided World: Conference Remarks”, New England Law Review, 2000 - 2001, N. 35, s. 339 vd. 2 3 4 5 6 7 Bkz. Eugene Kontorovich - Steven E. Art: “An Empirical Examination of Universal Jurisdiction for Piracy”, American Journal of International Law, 2010, Vol. 104, s. 436 vd. Cassese, s. 284. Bruce Broomhall: International Justice and the International Criminal Court: Between Sovereignty and the Rule of Law, Oxford University Press, Oxford, 2003, s. 106. İkinci Dünya Savaşı sırasında bir kısım Alman savaş suçlusu, Almanya’nın Nürnberg şehrinde yapılan yargılamalarda yargılanmışlardır. Şehrin Almanca ismi Nürnbeg’dir. Hukuk yazılarında Nürnberg’in yanı sıra İngilizce yazılış biçimiyle Nüremberg de kullanılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya’daki bir kampta Belçikalı, İspanyol ve Fransız esirlere kötü muamele etmek ve bunları öldürmekle suçlanan İspanyol vatandaşı Monte’nin, Fransız askeri mahkemesinde yargılanması buna örnek olarak gösterilebilir. Bkz. Morris,s. 342. Morris, s. 347; Christopher Keith Hall: “Contemporary Universal Jurisdiction”, Human Rights and Criminal Justice for the Downtrodden, Marinus Nijhoff Publishers, Dordrecht, 2003, s.130 vd. 8 9 10 11 12 Bkz. Fausto Pocar – Magali Maystre: “The Principle of Complementarity: A Means Towards a More Pragmatic Enforcement of the Goal Pursued by Universal Jurisdiction?”, Complementarity and the Exercise of Universal Jurisdiction for Core International Crimes (Ed. Morten Bergsmo), içinde, FICHL Publication, Oslo, 2010, s. 266 vd. Cassese, s. 284 - 285; Ademola Abass: “The International Criminal Court and Universal Jurisdiction”, International Criminal Law Review, 2006, N.3, s. 358 vd. Bkz. Hall, s. 111- 137. Morris,s. 337; Luc Reydams: “Universal Criminal Jurisdiction: The Belgian State of Affairs”, Criminal Law Forum, 2000, N. 2, s.185. Broomhall, s. 107; Abass, s. 353 vd; Ilias Bantekas - Susan Nash, International Criminal Law, Routlegde - Cavendish Publications, London, 2007, s.91. 13 14 15 16 17 Fab0io Dean: “L’Adattamento del Diritto Penale al Diritto Internazionale nel Quadro della Cooperazione Giuridica nella Comunita’ degli Stati”, Rivista della Cooperazione Giuridica Internazionale, Gennaio - Aprile 2001, N. 7, s. 32 - 33. Dean, s. 33. Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın Amaç ve İlkeler başlıklı birinci bölümünde yer alan 1.maddesinin 3.cümlesinde “Ekonomik, sosyal, kültürel ve insancıl nitelikteki uluslararası sorunları çözmede ve ırk, cinsiyet, dil ya da din ayrımı gözetmeksizin herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygının geliştirilip güçlendirilmesinde uluslararası işbirliğini sağlamak”, Birleşmiş Milletler’in amaçları arasında sayılmıştır. Dean, s. 34 – 37; Bantekas - Nash, s. 86. Broomhall, s. 109 vd; Cedric Ryngaert: “Universal Jurisdiction in an ICC Era”, Europen Journal of Crime, Criminal Law and Criminal Justice, 2006, N.1, s.57. Bkz. Hall, s. 112. 18 19 20 21 Morris, s. 337, dipnot no. 1. Morris, s. 338. Morris, s. 349. “http://www.preventgenocide.org/punish/domestic” adresinden bu olay ve yargılamaya ilişkin bilgiye ulaşılabilir. (Son erişim 11.01.2013) 22 23 24 25 Bkz. Morris, s. 345 – 346. Ulusal mahkemelerin evrensel yargı yetkisine dayanarak yaptıkları yargılamalar için bkz. Cassese, s. 293-294; Wolfgang Kaleck: “From Pinochet to Rumsfeld: Universal Jurisdiction in Europe 1998–2008”, Michigan Journal of International Law, Vol. 30, Spring 2009, s. 932 vd. Bkz. Morris, s. 347; Ryngaert, s. 60. Bkz. Morris, s. 347. Bkz. William Schabas: War Crimes and Human Rights: Essays on the Death Penalty, Justice and Accountability, Cameron May, Londra, 2008, s. 712. 26 27 28 29 AİHM’in Jorgic/ Almanya (Başvuru no, 74613/01, 12 Haziran 2007) kararı için bkz. “http://invisiblecollege.weblog.leidenuniv.nl/files/2007/07/jorgic%5B1%5D.pdf” (Son erişim 15.01.2013) Bkz. Kaleck, s. 954 vd. Bkz. Naomi Roht-Arriaza: “The Pinochet Precedent And Universal Jurisdiction”, New England Law Review, 2000-2001, N. 35, s. 311 vd. Bir devlet başkanının bir başka ülkede yargılanıp yargılanamayacağı meselesi daha önce Panama devlet başkanı Manuel Noriega’nın, 1988’de ABD’de (Miami) gıyabında yapılan yargılamada uyuşturucu kaçakçılığı ile suçlanarak hapis cezasına mahkûm edilmesi sürecinde gündeme gelmişti. 1990’da ABD askeri kuvvetleri Panama’ya askeri bir operasyon düzenleyerek Noriega’yı bu suçlardan dolayı tutuklamış, ABD’ye götürülen Noriega’nın yargılanması boyunca devlet başkanının diplomatik dokunulmazlığı ve bir devletin başka bir devlet ülkesinde işlenen suçlardan dolayı yargı yetkisine sahip olup olamayacağı tartışma konusu olmuştur. Ancak buradaki suçlamalar uluslararası suçlarla ilgili olmadığı gibi ABD Mahkemesi de yargı yetkisini evrensel yargı ilkesine dayandırmamıştır. Bkz. Adam Isaac Hasson, “Extraterritorial Jurisdiction and Sovereign Immunity on Trial: Noriega, Pinochet, and Milosevic-Trends in Political Accountability and Transnational Criminal Law”. Makalenin tam metnine ulaşmak için bkz. “http://www.bc.edu/bc_org/avp/law/lwsch/journals/bciclr.” (Son erişim 15.01.2013) 30 31 32 33 34 Bkz.Reydams, s.190; Hall, s.132 vd. Reydams, s. 190. Burada söz konusu olan ayrıcalık ve bağışıklılar iç hukuktan kaynaklanabileceği gibi uluslararası hukuktan da kaynaklanabilir. İç hukuk düzenlemesinde ilgili devlet tamamen serbest olmasına rağmen uluslararası hukuktan kaynaklanan diplomatik dokunulmazlık devletin tek yanlı iradesi ile ortadan kaldırılamaz ve esasen bu davanın konusu da budur. Kararın tam metnine ulaşmak için bkz. “www.icj.-cij.org/icjwww/decisions.htm.” (Son erişim, 15. 01. 2013) Bkz. Bantekas - Nash, s. 88. Ancak Fransız yargıç Gilbert Guillaume, yazdığı karşı oy gerekçesinde ulusal mahkemelerin sınırlı bazı hallerde evrensel yargı yetkisine dayanarak yargılama yapabileceğini ancak sanığın gıyabında yargılama yapılamayacağı yönünde görüş belirtmiştir. Yargıç Guillaume’in karşı oy ve gerekçesi için bkz. “www.icjij.org/docket/files/121/8128.” (Son erişim, 15.01.2013) 2003’te, bahsedilen kanunda birçok değişikliğe giden Belçika, bu tür davalarda kendisini yine yetkili görerek bu tür suçlarda “evrensel yargı yetkisi”nin varlığını korumuştur. Ancak bu tür 35 36 bir davada failin diplomatik dokunulmazlıktan yararlanan bir kişi olması durumunda davayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne devretmeyi kabul etmiştir Bkz. Reydams, s. 192. Cassese, s. 290. Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü, taraf devletler ve devam eden davalarla ilgili olarak Mahkeme’nin web sayfasına “www.icc-cpi.int.” adresinden ulaşılabilir. (Son erişim, 15.01.2013) Statü’yü imzalayan ve taraf olan devletlerin tam listesine ve bölgelere göre dağılımına “http://www.icc- cpi.int/Menus/ASP/states+parties/” adresinden ulaşılabilir. (Son erişim, 15.01.2013) 37 38 39 Statü’de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin doğrudan yargı yetkisi ile yargılama yapması kabul edilmemiştir. Mahkeme’nin yargı yetkisi taraf devletlerin yargı yetkisini tamamlayıcı niteliktedir. Buna göre Statü’de yer alan bir suçun işlenmesi halinde birincil (asıl) yargılama yetkisi ilgili devletin ceza mahkemelerine aittir. Mülkilik, koruma, şahsilik ya da evrensel yargı yetkilerinden birini kullanarak yargılama yapan devlete Statü’de öncelik verilmiştir. İlgili Devlet göstermelik yargılama yapıyorsa, yargılama yapıp göstermelik cezalar veriyorsa veya yargılama yapmıyorsa ya da yargılama yapabilecek kapasiteye sahip değilse, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisi devreye girecektir. Mahkeme’nin yargı yetkisi Statü’nün 17. maddesinde düzenlenmiştir. Uluslararası ve sürekli bir ceza mahkemesinin kurulmasını geciktiren en önemli nedenlerin başında, devletlerin egemenlik hakları konusundaki hassasiyetleri ve devlet yöneticilerinin uluslararası alanda sorumlu tutulmaktan kaçınmaları gelmekteydi. Devletler, egemenlik ve yargı yetkilerini bir başka devlet veya organa devretmek ya da paylaşmak fikrine her zaman uzak durmuşlardır. Devletlerin bu yöndeki endişelerini giderebilmek için Roma Statüsü’nde bazı güvencelere yer verilerek mümkün olduğu kadar çok devletin taraf olması sağlanmaya çalışılmıştır. Statü’deki yargı yetkisini düzenleyen hükümler, Mahkemenin devletlerin içişlerine karışmayacağı ve devletlerin yargı yetkilerini ortadan kaldırmayacağı güvencesini vermeye yöneliktir. Mahkemenin konu, kişi, zaman, yer yönünden yetkisi, tamamlayıcılık ilkesi, bir olayın Mahkeme önüne getiriliş biçimi, davanın açılması ve hâkimlerin seçimine dair hükümler devletlere bu güvenceyi vermeye yöneliktir. Statü’de yer alan suçların ayrıntılı tanımları yapılmış ve usul ve delil kuralları ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Böylece, yargıçların yorum yoluyla kural koymaları engellenmek istenmiştir. Statü onaylandıktan sonra yapılacak değişikliklerin de ancak nitelikli çoğunlukla yapılabileceği kabul edilmiştir. Bkz. Ryngaert, s. 46 vd. Mahkeme’nin evrensel yargı yetkisine sahip olması fikrine en çok ABD muhalefet etmiştir. Buna rağmen, bir kısım devlet ise insanlığa karşı suç, savaş suçu ve soykırım suçunda evrensel yargı yetkisinin artık uluslararası gelenek hukuku halini aldığını, Mahkeme’nin evrensel yargı yetkisine göre yargılama yapmasını savunmuştur. Bkz. Morris, s. 350 - 351. 40 41 Ancak burada sorun henüz çözülmüş değildir. Bilindiği üzere ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi sisteminde yer almamıştır ve bu Afganistan ve Irak’ta yaşanan insancıl hukuk kuralları ihlâlleri de dikkate alındığında “ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi sitemine karşı” olarak ifade edilen yeni bir döneme girilmiştir. Bu yeni dönemde Uluslararası Ceza Mahkemesi sistemi dışında kalan ülkelerin işledikleri suçların Mahkeme tarafından yargılanıp yargılanamayacağı ve Mahkeme’nin yargı yetkisine giren bir konuda Uluslararası Ceza Mahkemesi sistemi dışında kalan bir ülkenin yargı yetkisini kullanmaya kalkışması durumunda ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Bkz. Hall,s. 135; Kaleck, s. 958-959. 42 43 44 Bkz. Hall, s. 135. Bkz. Morris, s. 353 - 354. Morris, s. 355. 45 46 47 48 Morris, s. 353 - 354. Morris, s. 355 - 356. Bkz. Cassese, s. 290 Bkz. Kaleck, s. 961. 49 50 Örneğin, Saddam Hüseyin ve diğer devrik Iraklı yetkilinin birçok uluslararası suçun faili olduğu konusunda uluslararası bir fikir birliği vardır. Ancak bu kişilerin yargılamasını yapan Irak Özel Mahkemesi, siyasal ve hukuksal tartışmalar bir yana, hukuk siteminin yetersizliği, yargıçların hukuksal birikimden yoksun olmaları gibi haklı nedenlerle birçok hukukçu tarafından eleştirilmiş ve yargılama hukuksal olarak ciddiye alınmamıştır. Yargılamalar eksik yapılmış ve işlenen suçlara ilişkin birçok nokta aydınlatılamamıştır. Cassese, s. 291; Broomhall, s. 120; Kaleck, s. 961. ◆◆◆◆