SU ÇİÇEĞİ (Varicella) Su çiçeği daha çok çocukluk çağlarında görülen ateş, veziküler bir döküntü ile karakterize, çok bulaşıcı fakat hafif seyirli bir virus hastalığıdır. Varicella virusu yapı bakımından Herpes simpleks virusuna benzer DNA virusudur. İnfeksiyon daha çok ilkbahar, kış ve sonbaharda endemi ve epidemi yapar. Hastalığın infeksiyözitesi 14. günde başlar, krutların döküldüğü güne kadar devam eder. PATOGENEZ: Virus trakea, bronşların epitel hücrelerine ve bölgesel lenf nodlarına yerleşerek üremeye başlar, sonra primer viremi meydana gelir. Deride yerleşmeden önce iç organlarda (karaciğer, dalak, diğer organlarda) ikinci bir üreme dönemi geçirdiği ancak ondan sonra sekonder viremi ile hastalığın cilt lezyonları oluşturduğu görüşü yaygındır. Varicella, derinin sadece epidermis hücrelerine oturur. Koryum tabakasına geçmez. Lezyonlar yüzeyeldir. İnfekte epitelde çok nükleuslu hücreler meydana gelir. Hücreler şişer, sitoplazma içinde büyük vakuoller belirir. Bundan sonra hücrelerde balonlaşma ve içlerinde seröz infiltrasyon oluşur. Tipik su çiçeği veziküllleri meydana gelir. Vezikül içinde az miktarda lökosit ve çok nükleuslu dev hücreler şeklinde epitel hücreleri vardır. Bunlar su çiçeğinin sitopatolojik tanısında önemlidir. Bunlara “Tzanck cisimcikleri” denir. KLİNİK BULGULAR: 14 günlük bir inkübasyon döneminden sonra hastalık birkaç gün içinde geçen halsizlik, orta derecede ateş ile kendisini gösterir. Başlangıçta tabloya önemsiz üst solunum yolu infeksiyonu bulguları eşlik edebilir. Hastalığın 2. veya 3. gününde döküntüler ortaya çıkar. Gövde, yüz ve saçlı deriden başlayan döküntüler hızlı bir biçimde tüm vücuda yayılır. Hastalığın ilk lezyonları bazen ağız, burun mukozası üzerinde oluşan enantemlerdir. Lezyonlar genellikle makül tarzında başlar, bir kaç saat içinde papüler görüntü alan döküntüler ilk 24 saatten sonra veziküler bir şekil alır. Klasik su çiçeği lezyonları küçüktür ve yuvarlak-kaşıntılı lezyonlar şeklindedir. Eritematöz bir zemine oturan lezyonlar “gül goncası üstünde çiğ tanesine“ benzetilir. Oluşan papüller, vezikül-püstül-krut haline döner. Krutlar genellikle bir hafta içinde düşer ve nedbe bırakmazlar. Oluşan makül, papül, vezikül, püstül ve krutlar hasta sahada aynı anda görülmesi (polimorfizm) karakteristiktir. Döküntüler hafif kaşıntılıdır. KOMPLİKASYONLARI: Özellikle pnömoni ve ensefalittir. Ayrıca miyokardit, oküler Varicella, ensefalit, GuillainBarré Sendromu oluşabilir. İlk tremestrde su çiçeği geçiren gebeler, bebeklerine infeksiyonu geçirebilirler. Böyle bebeklerde ekstremitelerde kısalık, deformite ile birlikte mikroftalmi, katarakt, korioretinit, mikrosefali, hidrosefali gibi belirtiler görülebilir TEDAVİ: Mentollü sulu pudralar kaşıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla verilebilir. Reye sendromu gelişme ihtimali göz ardı edilmemeli ve bu nedenle aspirin kullanılmamalıdır. Asiklovir hastalığın başlangıcında kullanılırsa hastalığın yayılması önlenebilir. Vidarabin de yeni lezyonların oluşumunu engellediği ve ateşin süresini kısalttığı bildirilmiştir. KIZAMIKÇIK ( Rubella, German measles ) Kızamıkçık hafif seyirli kızamığı andıran, lenfadenopati, döküntü ve ateş ile tanımlanan akut bir infeksiyon hastalığıdır. En önemli özelliği gebeliğin ilk trimestrinde geçirildiğinde fetal infeksiyona ve anomalilere neden olmasıdır. Genellikle multisistem tutulumu yapar. Rubella Virus zarflı, Togavirus ailesinden tek sarmallı RNA virusudur . Kızamıkçık özellikle ilkbahar aylarında, tüm dünyada görülen bir infeksiyon hastalığıdır. Damlacık yoluyla bulaşır. Virus solunum sekresyonlarında, döküntüler başlamadan 10 gün önceden, 15 gün sonrasına kadar bulunabilir. Döküntülerin ortaya çıktığı dönem, en bulaşıcı olduğu dönemdir. Konjenital rubella sendromlu hastalar virusu, yıllarca solunum sekresyonları ve idrarlarıyla yayarlar. Kızamıkçık ömür boyu hem humoral hemde hücresel bağışıklık bırakır. Anneden geçen bağışıklık ilk altı ay devam eder. PATOGENEZ: Virus, bulaşmayı takiben önce üst solunum yollarına yayılır Bölgesel lenf nodlarında çoğalarak yaklaşık 7 gün süren viremi başlar. Döküntünün ortaya çıkmasıyla birlikte viremi sona erer. Antijen-antikor komplekslerinin inflamatuar etkisiyle kapiller endotelinde meydana gelen harabiyet sonrası döküntüler ortaya çıkar. Döküntünün ortaya çıkmasıyla birlikte spesifik antikorlar ve dolaşan immünkompleksler serumda belirir . KLİNİK BULGULAR: Kızamıkçık çocuklarda yetişkinlere göre hafif seyirli bir hastalıktır. En ciddi seyir intrauterin dönemde görülür. İnkübasyon süresi 14-21, ortalama 18 gündür. Kızamıkçık genellikle döküntülerin ortaya çıkmasıyla fark edilir. Prodromal bulgu olarak 38C’e ateş, kırıklık, hafif konjuktivit, lenfadenopati görülür. Kızamığın tersine fotofobi yoktur. Lenfadenopatisiz döküntü görülmez. Splenomegali görülebilir. Kızamıkçığın en tipik belirtisi retroauriküler ve suboksipital büyük, ağrılı lenfadenopatilerdir. Buna “Theodor fenomoni” denir. Döküntülerden hemen önce yumuşak damakta patognomonik olmayan küçük kırmızı noktalardan oluşan enantemler “Forscheimer lekeleri” görülebilir. Döküntüler yüzde başlar ve hızla gövdeye ve ekstremitelere yayılır. Döküntüler 1-5 gün sıklıkla 3 gün sürer. Küçük makülopapüler lezyonlardır. Hafif kaşıntı olabilir. Döküntülere hafif nezle, konjuktivit ve hafif ateş eşlik edebilir . Kızamıkçık hamilelik döneminde büyük önem kazanır. Birinci tremestrda annenin hastalığa yakalanması fetüsün %100 infekte olmasıyla sonuçlanır. Gebeliğin son tremestrında fetüsün infekte olma ihtimali %15’tir. KOMPLİKASYONLAR: Kızamıkçık komplikasyonları ve sekonder bakteriyel süperinfeksiyonlar nadirdir. Poliartrit, artrit, artralji genç kadınların üçte birinde görülür. Sıklıkla parmak, bilek ve diz eklemini tutar. Trombositopeni ve vasküler hasara bağlı olarak 1/3000 vakada hemoraji bulguları görülür. Ensefalit 1/5000 oranında gelişir. Nadiren hafif seyirli hepatit tablosuda oluşabilir . TEDAVİ: Özel bir tedavisi yoktur. Semptomatik tedavi yapılır. Koruma amaçlı, immünglobulin kullanılması hastalık hafif seyrettiğinden genellikle ihtiyaç duyulmaz. Duyarlı gebelerde temas durumun uygulanan immünglobulinin fetal infeksiyonu engellemediği görülmüştür Kızamıkçık=Rubella Kızamıkçık=Rubella Kızamıkçık=Rubella ERİTEMA İNFEKSİYOZUM (5.Hastalık) Eritema infeksiyozum, çocuklarda görülen, orta derecede bulaşıcı, döküntülü bir hastalıktır. Etken küçük bir DNA virusu olan Parvovirus B 19’dur. Sıklıkla okul dönemi çocuklarda görülür ve epidemiler yapabilir. Hastalık respiratuvar sekresyonlar, yakın temas ve parenteral olarak geçebilir. Vertikal geçişte anneden fetüse geçmekte ve fetüste hidrops fetalise neden olmaktadır. Gebeliğin 1. ve 2. trimesterinde geçirilen hastalık fetüsün kaybedilmesine neden olur. KLİNİK: Virusla karşılaşmayı takip eden 6-18 günlük bir inkübasyon periyodundan sonra kısa süreli hafif ateş, halsizlik, baş ağrısı, miyalji, kaşıntı gibi nonspesifik belirtiler gözlenmektedir. Bazı hastalarda bu dönem asemptomatik olarak seyredebilir. Bu dönemin sonunda viremi sona ermekte ve döküntü, artrit, artralji ile seyreden ikinci devre başlar. Döküntü “şamar vurulmuş gibi” diye tanımlanır. Aynı zamanda veya 4. güne kadar gövdede ve ekstremitelerde eritematöz makülopapüler döküntüler belirir. Döküntüler nadiren veziküler veya hemorajik olabilir. Eklem şişlikleri ve poliartralji daha çok erişkin yaş döneminde görülür. Virus insan eritroid progenitör hücrelerine tropizm gösterip litik bir infeksiyon oluşturmakta ve hematolojik bulguların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İkinci haftada nötropeni, trombositopeni ve lenfopeni görülebilir. Kronik hemolitik anemili olan hastalarda (orak hücreli anemi gibi) geçici aplastik kriz oluşturabilir. KOMPLİKASYON: Nadirdir. Artrit, anemi, ensefalopati ve pnömoni oluşturabilir. TEDAVİ: Eritema infeksiyozum’lu çocuklarda semptomatik tedavi bile nadiren gerekmektedir. Hastalık genellikle kendi kendine düzelir. Anemi gelişen hastalara kan transfüzyonu, immün yetmezlikli hastalara intravenöz immünglobulin verilebilir. Beşinci hastalık Beşinci hastalık EKZANTEMA SUBİTUM (Roseola İnfantum, 6. Hastalık) Ekzantema subitum, bebek ve küçük çocukların ateş ve döküntü ile seyreden akut viral bir infeksiyondur. Hastalık 3-4 gün süren yüksek ateş ve ateşi açıklayacak klinik bulgunun olmaması ve ateşin düşmesini izleyen dönemde yaygın ve kısa süre devam eden makülopapüler döküntüler ile karakterizedir. KLİNİK: Hastalık, ateşin yükselmesiyle aniden başlar. Ateş 39.4-41.2C yükselebilir. Hafif üst solunum yolu infeksiyonu semptomları ve servikal lenfadenopati ile birlikte görülebilir. Hastalık için tipik bir bulgu olmadan ateş 3-5 gün devam eder. Bu dönemde febril konvülsiyonlar görülebilir. Ateş 3-4. günde kriz şeklinde düşer ve ateşin normale inmesiyle birlikte gövdeden başlayarak kollara, boyuna, yüz ve bacaklara yayılan maküler veya makülopapüler döküntüler oluşur. Döküntüler kısa sürelidir. Hafif bir deskuamasyon görülür. Hastalık kendi kendine düzelir. Semptomatik tedavi yeterlidir.