SÖZCÜK TÜRLERİ Kelime( Sözcük): Dilde anlamı ya da tek başına görevi bulunan ses topluluğudur. Sözcüklerin kullanıldıkları yere göre anlamları nasıl değişiyorsa türleri de değişir. Aynı kelime değişik cümlelerde değişik görevler üstlenebilir. Örneğin “yalnız” kelimesi “İ A L de hiç hiç yalnız kalmadım. .” cümlesinde zarf; “Yalnız seni sevdim.” cümlesinde edat ; “Bu roman yalnız insanları anlatıyor.” cümlesinde ise sıfat olarak kullanılmıştır. Türkçede kelimeler , görevleri bakımından sekiz türe ayrılır. Bunlar: İsim, sıfat, zamir. Zarf, edat, bağlaç, ünlem ve fiildir. Bütün sözcük türleri,iki gruba ayrılarak değerlendirilir. A)Ad Soylu Sözcükler: 1)Ad (İsim) 2)Sıfat (Önad) 3)Zamir (Adıl) 4)Zarf (Belirteç) 5)Edat (İlgeç) 6)Bağlaç 7)Ünlem B)FİİLLER (Eylemler) 1.İSİMLER (ADLAR) Kainattaki varlıkları karşılayan kelimelere “isim” denir. İsimler değişik yönlerden incelenir: A) Varlıklara verilişlerine göre: 1. Cins İsmi (Tür adı): Aynı türden varlıkları karşılayan isimlerdir. Örnek: Kitap, defter, ağaç, kalem, sınıf, vb. 2.Özel İsim: Tek bir varlığı, belirli bir topluluğu, kuruluşu, yeri, dini karşılayan isimlerdir. Tür adlarının başlıcaları şunlardır: 1.Eylem adları(isim-fiiller): geliş, okuma, içmek 2.Renk adları: mavi,yeşil,kırmızı. NOT: Renk adları bir ismi nitelerse sıfat olur. Sarı papatya. 3.Zaman adları: Sabah, akşam, gündüz, bugün… NOT: “Ne zaman” sorusuna cevap verirse zarf olur. Daha sabah olmamıştı. (Ad) Sabah bir gürültüyle uyandım. (zarf) 4.Sayı adları: Bir, üç yüz… NOT: Varlıkların sayılarını bildirirse sıfat olur. Üç elma, Beş çocuk. 5.Yansımalar: Cız, tık, pat, şırıl şırıl, çatır çutur… Özel isimlerin özellikleri a Her zaman büyük harfle başlar. b Aldıkları çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır. Amasya’ya, Ayşe’nin NOT:Özel bir isimden, yapım eki alarak türemiş özel isimlere gelen çekim ekleri kesme işareti ile ayrılmaz. Örnek: Türkçeye c Özel isimlere getirilen yapım ekleri ayrılmaz. Mersinli, Ahmetgil, Türklük, Ayşecik, Sevimler, d p, ç, t, k, ünsüzlerinden biriyle biten bir özel isim ünlü ile başlayan bir ek alırsa; p, ç, t, k, söylenişte b, c, d, g, ye dönüşür ama yazılışta bir değişiklik olmaz. “Karabük’e” diye yazılır, “Karabüğe” diye okunur. e Ay, Dünya ve Güneş isimleri coğrafî terim olarak kullanıldığında büyük harfle başlar ve aldığı çekim ekleri ayrı yazılır. Özel İsimler: Yer İsimleri, Adresler: Mezitli, Soma, Ataç Sokağı Kişi İsimleri ve soy isimleri: Yunus Emre Millet adları: Türk , İngiliz , İtalyan Ülke İsimleri: Türkiye, Almanya, İngiltere... Kitap, dergi, gazete İsimleri :Çalıkuşu,Zaman, Ay Işığı... Kurum İsimleri: Kızılay, Mersin Devlet Hastanesi... Dil İsimleri: Türkçe, İngilizce, Almanca... Din ve mezhep İsimleri: İslamiyet, Hıristiyanlık... Hayvanlara verilen İsimler: Pamuk,Tekir,Karabaş. Uyarı: Özel isimlerin ilk harfleri her zaman büyük harfle yazılır. B)Karşıladığı varlığın sayısına göre: 1. Tekil İsim: Sayıca tek bir varlığı karşılayan isimlerdir. Örnek: Çiçek, kitap, masa, kalem... 2. Çoğul İsim: Sayıca birden çok varlığı karşılayan isimlerdir. İsimlere “-lar, -ler” eki getirilerek yapılır. Örnek: Ağaçlar, masalar, kalemler, kitaplar... 3. Topluluk İsmi: Şekil bakımından tekil, anlamca çokluk ifade eden kelimeleri karşılayan isimlerdir. Örnek: Halk, millet, ordu, sürü, orman... “-ler” Çoğul Ekinin Farklı Kullanımları: 1 Soy ve millet ismi yapar: Türkler, Osmanlılar, Selçuklular, Amerikalılar 2 Özel isimlere “aile” anlamı katar: Akşam Sevgilere gideceğim. 3 Özel isimlere “benzerleri” anlamı katar ve kesme işaretiyle ayrılır: Burası Fuzuli’ler , Ali Şir Nevaî’ler diyarıdır. 4 “Abartma” anlamı katar: Çocuğunu dünyalar kadar seviyor. Hasta, ateşler içinde yanıyor. Öyle terledim ki sular içinde kaldım. 5 “Yaklaşıklık, aşağı-yukarı” anlamı katar: İki yaşlarında bir kızı var. Bugünlerde size uğrayacağım. 6 Zaman bildiren sözcüklere gelerek “daima, her zaman” anlamı katar : Sabahları kahvaltı yapmam. Akşamları kahve içeriz. 7 “Sitem” anlamı katar: Hanımefendi her nedense bizi 8 “Saygı ve nezaket” anlamı katar: Ahmet Bey henüz çağırmamışlar. gelmediler. C) Karşıladığı şeyin niteliğine göre: 1. Somut İsim:Beş duyu organından herhangi biriyle varlığı farkedilebilen varlıkları karşılayan isimlerdir. Örnek: Çiçek, müzik., elma... 2. Soyut İsim: Düşünce ve duygu yoluyla varlığı anlaşılabilen, gözle görülemeyen, elle tutulamayan varlıkları karşılayan isimlerdir. Örnek: Saygı, sevgi, hayal, fikir, sevinç, korku... İsmin Hâlleri: İsimler cümlede ya yalın hâlde bulunurlar ya da - i, - e, - de, - den, eklerinden birini almış olarak bulunurlar. Bahçe, bahçeyi, bahçeye, bahçede, bahçeden Ev, evi, eve, evde, evden Adam, adamı, adama, adamda, adamdan Park, parkı, parka, parkta, parktan 1.Yalın Hal: Adların; ad durum eklerinden hiçbirini almamış biçimidir. Yalın haldeki isimler cümlede “özne, belirtisiz nesne, sözde özne” görevinde bulunurlar. “Gurbet ne yana düşer usta?” “Boş zamanlarında resim yapardı.” “Okul bir güzel temizlendi.” İsim tamlamalarında tamlayan veya tamlanan olur. “Masa örtüsü, altın yüzük” 2. Belirtme (yükleme) Durumu: Adların “-i” hal ekini almış biçimidir. Bu tür isimler cümlede belirtili nesne görevinde bulunur. “Bütün gece oğlunu düşündü.” “Yangın çıkmasın diye ateşi söndürdük.” 3.Yönelme (yaklaşma) Hali: Adların “-a/-e” hal ekini almış biçimidir. Bu tür isimler cümlede dolaylı tümleç olur. “Arkadaşına çok güveniyordu.” “Düşünceye saygı duymalısınız.” 5.Çıkma (ayrılma) Hali: Adların “-den” hal ekini almış biçimidir. Bu tür isimler cümlede dolaylı tümleç olur. “Gözlerinden birer damla yaş döküldü.” “Saat beşte evden ayrıldı.” Not: Bunların dışında tamlayan eki (ilgi hali) olan “-ın/-nın” ;eşitlik hali eki “ca/-ce” hal ekidir. “Anasının kuzusu” “İnsanca yaşamak” Hal Ekleri İle İlgili Notlar: 1. “-den” eki isim tamlamalarında tamlayan “-ın” eki yerine kullanılabilir. “Öğrencilerden biri kayboldu.” 2. “-den” eki ikileme kurar. “Havalar iyiden iyiye ısındı.” “Caddeler baştan başa süslendi.” 3. “-den” eki varlığın neden yapıldığını belirtir. “Taştan duvar” 4. “-den” eki “benzetme” ve “karşılaştırma” anlamları verir. “Camdan kalp” , “ Kardan beyaz çamaşır.” “- de, - den” ekleri yapım eki olarak da kullanılabilir. Gözde öğrenci, sözde kızlar, sıradan davranış, candan insan, içten söz “- e, - de, - den” ekleri zaman bildiren sözcüklere gelerek zarf tümleci oluşturabilir. Akşama bize gidelim. Beşe Ankara’da oluruz. İkindide çay içtik. Baharda çiçekler açar. Fasulyeleri akşamdan suya koydum. Sabahtan yola çıkarız. Erkenden bütün işleri yaptım. YAPILARINA GÖRE İSİMLER Yapılarına göre isimler üçe ayrılır: 1. Basit isimler, 2. Türemiş isimler, 3. Bileşik isimler. 1. Basit İsimler: Yapım ekleri ile türememiş ya da birleşme yoluyla yeni anlam yüklenmemiş sözcüklerdir. Kök durumundaki sözcüklerle yalnızca çekim eki almış olanlar basit yapılıdır. Kök sözcükler genellikle tek hecelidir. El, kol, sel, yel, göz, taş, baş, kar, dil, kadın, deniz, çiçek, soba, pencere, araba... 2. Türemiş İsimler: Yapım ekleriyle kök ve gövdelerden geliştirilmiş isimlerdir: saman-lık, toz-lu, tatsız, süt-çü, ben-cil, çalış-kan... Bir sözcüğün türemiş sözcük olabilmesi için, köküyle doğrudan ya da dolaylı bir anlam ilgisi bulunmalıdır. “Kiracı” sözcüğü “kira”dan türemiştir. Ancak “balık” sözcüğü “bal”dan türememiştir. Aynı ek, eklendiği sözcüklere farklı anlamlar katabilir: Çin-ce (dil ismi), dost-ça (yakışır, o tarzda), ben-ce (bana göre), aylar-ca (süreklilik)... * İSİMDEN İSİM TÜRETEN EKLER -lık/-lik/-luk/-lük: çiçek-lik, kitap-lık, çamur-luk, kömür-lük... -cı/-ci/-cu/-cü (-çı/-çi/-çu/-çü): gemi-ci, odun-cu, göz-cü, ekmek-çi, çöp-çü... -daş/-deş (-taş/-teş): vatan-daş, özdeş, yurt-taş, ses-teş... -ti/-tı/-tu/-tü: gürül-tü, horul-tu, hışır-tı, inil-ti... -cik/-cık (-cuk/-cük): yılan-cık, bademcik, gelin-cik... -ce/-ca (-ça/-çe): Millet adlarının sonuna getirilirse o milletin dilinin adını bildirir. Türk-çe, İngiliz-ce, Alman-ca, İnsan-ca, Aylar-ca, Ben-ce, Arap-ça... NOT: İsimden isim türeten ekler oldukça fazladır. Fakat fazla kullanılmaz. (kum-sal, balık-çıl, kış-la, top-aç, baş-ak...). FİİLDEN İSİM TÜRETEN EKLER -mak/-mek: Bu ek, bütün fiil kök ve gövdelerinin sonuna getirilir; fiillerin adını bildiren isimler (mastar) yapar. Bil-mek, görmek, oku-mak, git-mek... (*) -mek ekiyle türetilmiş varlık isimleri de vardır: ekmek, çakmak, yemek. -me/-ma: gör-me, bil-me, oku-ma... -men/-man: öğret-men, yönet-men, sayman, yaz-man... -iş/-ış (-uş/-üş): gel-iş, gid-iş, gör-üş.... -gı/-gi/-gu/-gü: sil-gi, çal-gı, duy-gu, gör-gü, iç-ki, at-kı... -it/-ıt (-ut/-üt): geç-it, yaz-ıt, - geç: solun-gaç, yüz-geç, süz-geç... - im/-ım (-um/-üm): seç-im, say-ım, dön-üm, kur-um... -i/-ı/-u/-ü: gez-i, yaz-ı, ört-ü... NOT: Fiilden isim türeten ekler oldukça fazladır. Fakat fazla kullanılmaz 3. Bileşik İsimler: En az iki sözcükten oluşan, tek bir kavramı karşılayan kalıplaşmış sözcüklerdir. Türemiş sözcükler gibi bunlar da gövde sözcüklerdir: Bileşik isimler şu yollarla oluşturulur: Biçim Yönünden a)Yalın durumdaki iki ismin birleşmesiyle oluşur. Demir-baş, tepe-göz b)Sıfat Tamlaması Biçiminde Yeşil-ırmak, boş-boğaz, Ak-deniz c)Belirtisiz İsim Tamlaması Kuruluşunda Deniz-altı, ateş-böceği, hanım-eli, arslan-ağzı, kuş-palazı, soy-adı d)Bir İsimle Bir Fiilden yapılanlar Gece-kondu, bilgi-sayar, uçak-savar, ateşkes, imam-bayıldı e)İki fiilden oluşanlar Uyur-gezer, kaptı-kaçtı, dedi-kodu, biçerdöver, gel-git, çek-yat, kap-kaç, ger-çek f)Ses düşmesi yoluyla oluşanlar Pazartesi, kahvaltı, sütlâç Anlam Yönünden a)Her iki sözcük de gerçek anlamını korur. Toplum-bilim, kara-biber b)Sözcüklerden biri gerçek anlamını yitirir. Atlı-karınca c)Her iki sözcük de gerçek anlamını yitirir. Demir-baş, su-çiçeği, boş-boğaz İSİMLERDE KÜÇÜLTME -cik,-cek,-ceğiz,-imsi, ekleri isimlere küçültme anlamı verir. Anneciğimi pek çok özledim.(Sevgi) Kedicik çok üşümüştü.(Acıma) Karşıda bir tepecik vardı.(Küçültme) Yavrucak annesini bekliyordu. (Küçültme) Bir liracık versen ne olur!(Azımsama) Yavrucak şaşkın şaşkın bakıyordu.(Acıma) Büyücek bir binanın önünde durdu. (Küçültme) Kadıncağız ne kadar çaresiz !(Acıma) Yeşilimsi bir kazak aldım.(Benzerlik) -cik eki bazen kalıcı isimler de yapar. Bunları küçültme olarak değerlendiremeyiz. Gelincik, bademcik, maymuncuk, beyincik... İSİM TAMLAMALARI İki ya da daha fazla ismin belirli kurallar çerçevesinde bir araya gelerek oluşturduğu söz öbeğine denir. *Birinci isme tamlayan; ikinci isme tamlanan denir. İsim Tamlaması =Tamlayan+Tamlanan Belirtili İsim Tamlaması İsim+(n)in isim+si Tamlayan durumundaki ismin (n)in, tamlanan durumundaki ismin de (s)i iyelik ekini alarak oluşturduğu tamlamaya denir. Ağac +ın meyve+si Çalışma+nın yarar+ı gün+ün doğuş+u kadın+ın elbise+si NOT: “-in” tamlayan eki “ben , biz” zamirleriyle kullanıldığında “-im” şekline döner. Benim kitabım ,Bizim evimiz. Belirtisiz İsim Tamlaması Tamlayan durumundaki ismin ek almadığı tamlanan durumundaki ismin de –(s)i iyelik ekini aldığı tamlamalara denir. Soru+Ø banka+sı , ders+Ø kitab+ı, yemek+Ø kitab+ı, imlâ+Ø kılavuz+u, zeytin+Ø yağ+ı Takısız İsim Tamlaması İsim+Ø İsim+Ø Tamlayanın da tamlananın da ek almadığı tamlamalara denir. Bu tür tamlamalarda tamlayan tamlananın neden yapıldığını veya neye benzediğini belirtir. Altın kolye, gümüş yüzük, inci diş, kömür göz, tahta köprü, demir kapı, keten gömlek... Takısız isim tamlamasıyla sıfat tamlamalarını karıştırmamak gerekir. Takısız isim tamlamalarında; a Tamlayan tamlananın neden yapıldığını gösterir. Bunun pratik yolu tamlayana –den eki getirmektir.Anlam bozulursa tamlama sıfat tamlaması ; anlam bozulmazsa tamlama takısız isim tamlaması olur. Altın bilezik altından (yapılmış) bilezik, Tahta köprü, tahtadan (yapılmış) köprü, yün eldiven Yünden (yapılmış) eldiven Kara gözler Karadan gözler (anlam bozuldu) b Tamlayan tamlananın neye benzediğini gösterir. Tamlayandan sonra “gibi” edatını getirdiğimizde anlam bozukluğu olmazsa takısız isim tamlamasıdır. İnci diş, inci gibi diş, badem göz, badem gibi göz, kalem kaş kalem gibi kaş Kısaca -den eki ve gibi edatı yardımıyla takısız isim tamlamalarını sıfat tamlamalarından ayırt edebiliriz. Öte yandan takısız isim tamlamalarında tamlayan ve tamlanan isimdir. *Takısız isim tamlamalarının karşıtı yoktur ama sıfat tamlamalarının karşıtı vardır. güzel çocuk x çirkin çocuk cam kavanoz, (karşıtı yok) Zincirleme İsim Tamlamaları: En az üç isimden oluşan tamlamalara denir. Elbise+nin kol düğme+si Öğretmen+in konuşması+nın güzelliğ+i Zincirleme isim tamlamaları genel olarak şu şekilde kurulur: 1.Tamlayan bir isim ; tamlanan ise bir isim tamlaması olabilir. Öğretmenin not defteri 2.Tamlayan bir isim tamlaması; tamlanan ise bir isim olabilir. Okul bahçesinin kapısı 3.Hem tamlayan hem de tamlanan bir isim tamlaması olabilir. Türkçe öğretmeninin not defteri Karma Tamlama: İsim ve sıfat tamlamalarının iç içe girmesiyle oluşan tamlamalara denir. Çocuğ+un tatlı gülüş+ü Tamlayan ile tamlanan arasına sıfat girmiş. Yeni ders kitabı Sıfat belirtisiz isim tamlamasını nitelemiş. Başarı+lı öğrenci+nin notlar+ı Tamlayan sıfat almış. Büyük bahçe+nin dar kapı+sı Hem tamlayan hem tamlanan sıfat almış. *Belirtili isim tamlamalarında bazen tamlayan eki +(n)in yerine “-den” eki kullanılabilir. Eğer tamlama çokluk içinden seçme bildiriyorsa “–den” kullanılabilir. Aksi takdirde anlatım bozukluğu olur. Bunlar+dan bir+i gelenler+den birkaç+ı Kapı+dan kol+u (uygun değil) Çocuklar+dan geleceğ+i (uygun değil) *Fiilimsilerle kurulan tamlamaları bazı kaynaklar isim tamlaması olarak kabul eder ; bazıları ise etmez. Öğretmenin konuşması. Başarmanın zorluğu. *Belirtili isim tamlamalarında tamlayan söylenmeyebilir.Bu durumda tamlayanı düşmüş isim tamlaması olur. (Benim) Ayakkabım kayboldu. *Tamlanan eki düşmüş olabilir. Kestane kebap (ı), Galatasaray-ı, İnegöl köfte-si *Belirtili ve zincirleme isim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştirebilir ; ikisi arasına herhangi bir kelime girebilir. Yaram derindir benim. Ahmet’in beyaz elbisesi Bir soruya cevap olan cümlelerde kolayca anlaşılacağı için tamlayan veya tamlanan düşebilir. Bu bey Ozan’ın nesi? – Babası.(Ozan’ın babası) Bu bey kimin babası? – Ozan’ın.(Ozan’ın babası) A) İSİM ÇEKİM EKLERİ: 1) Çokluk Eki: “-lar, -ler” İsimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirirler. elmalar, çocuklar , öğrenciler. 2)Hal Ekleri: “-- i,--e,--de,--den” ekleridir. *Kitab-ı ver (belirtme hali) *Yol-a bak (Yönelme hali) *Ev-den geliyorum (Çıkma hali) *Sen-de kaldı (Bulunma hali) *Sıradan insanlarla işim olmaz.(Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur) *Bunlar gözde çocuklardır.(Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur) *Sudan sebeplerle yanıma gelme (Sıfat yapmıştır ve bu yüzden yapım eki olmuştur) Bunlardan birini alıyorum. (Tamlayan eki görevindedir.) 3)İyelik ekleri: Eklendiği isimlerin kime ait olduğunu ifade eder. Kitab-ı-m, kitab-ı-mız, kitab-ı-n, kitab-ı-nız, kitab-ı, kitap-ları. iyelik eklerini, ismin başına benim, onun, bizim, sizin, onların zamirlerini getirerek bulabiliriz. 4) İlgi ekleri (Tamlama Ekleri) : “-ın, -in, -un, ün” biçimindedir.Belirtili isim tamlaması kurar. kapı—n—ın kol—u, müdür—ün oda—sı 5)Eşitlik Eki : --ca,--ce biçimindedir. *Sence bu doğru mu? *Çocukça davranma. 6)Ek eylem Ekleri :İsim soylu sözcükleri yüklem yapma göreviyle kullanılan eklerdir. iyi—y-im, iyi—y-iz, iyi—sin, iyi—siniz, iyi—dir, iyi—dirler İsimlerde Pekiştirme: İkilemelerin ad olarak kullanılmasıyla oluşur. İkilemeler ad olarak kullanılmışsa bunlar hal eki alabilir; özne, nesne, dolaylı tümleç ya da yüklem olabilir. İş güç sahibi adamsın. Eş dost bizde toplandı. Günlerdir evi barkı aramıyor. Yalanı dolanı sevmem hiç. 2.SIFATLAR (ÖNADLAR ) Sıfat: Bir isimden önce gelerek onu nitelik ya da nicelik bakımından belirleyen kelimelere “sıfat” denir. Bir kelimenin sıfat sayılabilmesi için; - Bir isimden önce gelmesi, - Nitelik ya da nicelik bildirmesi gerekir. Sıfatlar iki ana gruba ayrılır: NİTELEME SIFATLARI Varlıkların renklerini, biçimlerini, durumlarını, gösteren sıfatlara denir. İsme nasıl sorusunu sorduğumuz zaman alacağımız cevap niteleme sıfatıdır. Nasıl elma? Kırmızı elma (renk) Nasıl öğrenci? Başarılı öğrenci (durum) Nasıl adam? Uzun adam (biçim) Sıfatlar isimler gibi çekim eki almazlar. Alırlarsa isim görevi yaparlar. (Adlaşmış sıfat olurlar.) İhtiyar kadın yalvarıyordu. İhtiyarı hastahaneye kaldırdılar. *İsim görevinde olan bu sıfatlara adlaşmış sıfat denir. Güzeller, çalışkanlar, yaşlı, mavili gelsin. BELİRTME SIFATLARI Varlıkları çeşitli yönlerden belirten sıfatlardır. Belirtme sıfatları dört gruba ayrılır: İşaret Sıfatları Varlıkların yerlerini “işaret yoluyla” belirten sıfatlardır. Bu elbiseyi alalım. Şu ev satılıkmış. O çocuk mu dövdü seni? Beriki kadın bizim komşumuz. Öteki araba daha güzeldi. Böyle soru sorulur mu hiç? NOT: İşaret sıfatları çekim eki alırsa “işaret zamiri” olur. Şunu versene. Şu kitap. Böylesini görmedim. Böyle insan. Sayı Sıfatları Varlıkların “sayılarını, sıralarını, oranlarını, eşit bölünüşlerini”, kısaca nicelik durumlarını belirten sıfatlardır. Beş gruba ayrılır: Asıl Sayı Sıfatları Varlıkların sayılarını kesin olarak belirten sıfatlardır: Yirmi öğrenci, elli yumurta Sıra Sayı Sıfatları Varlıkların “sırasını” belirten sıfatlardır: “-nci” ekleri getirilerek yapılır. İkinci katta oturuyor. “İlk ve son” kelimeleri de sıra sayı sıfatı olarak kullanılabilir: “Yarışta son yarışmacı olmuş.” Üleştirme Sayı Sıfatları Varlıkların “eşit bölünüşünü” gösteren sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “–er, -şer” eki getirilerek yapılır: Çocuklara beşer ceviz verdim. İkişer yıl hapis yattılar. Kesir Sayı Sıfatları Varlıkların “eşit parçalarından bir bölümünü” gösterir. Verilen iki sayıdan ilkine “–de” eki getirilerek yapılır: Dörtte bir ekmek yedim. “Yarı, yarım, çeyrek, buçuk” sözcükleri de kesir sayı sıfatıdır. Yarım ekmek, çeyrek döner. Topluluk Sayı Sıfatı Varlıkların sayılarını toplu olarak gösteren sıfatlardır. Asıl sayı sıfatlarına “-(i)z” eki getirilerek yapılır: Otobüste beşiz bebek vardı. İkiz kardeşine çok benziyor. Soru Sıfatları Varlıkların yerlerini, sayılarını, durumlarını, soru yoluyla belirten sıfatlardır. Kaç senedir bu evde oturuyorsun? Hangi kitap daha faydalı olur? Nasıl bir kazak istiyorusun? Evi ne renk boyadın? Belgisiz Sıfat: İsimlerin nicelik (sayısal) yönüyle belirsizliklerini ifade eden sıfatlardır. Örnek: Bazı evler, her konu, bütün insanlar, birtakım kişiler... Yapıları bakımından sıfatlar Basit Sıfatlar Yapım eki almamış kök hâlindeki sıfatlardır. Yeni kalem, beyaz çorap, eski eser. Türemiş Sıfatlar Yapım eki almış sıfatlardır. Çiçekli örtü, tuzsuz yemek, soğuk içecek Birleşik Sıfatlar Kurallı Bileşik Sıfatlar Sıfat tamlamasının sonuna “–li, -lik, -sız” ekleri getirilerek yapılır. Mavi elbise+li çocuk iki ay+lık bebek beş kuruşsuz adam. *Bir sıfat tamlamasında isimle sıfatın yerleri değiştirilip sıfata üçüncü kişi iyelik eki “–i” getirilerek yapılır. büyük bahçe ------ bahçesi büyük ev tatlı elma ------ elması tatlı ağaç yeni araba ------ arabası yeni adam. Anlamca Kaynaşmış Bileşik Sıfatlar İki sözcüğün birleşip kaynaşmasından oluşan sıfatlardır. açıkgöz öğrenci, uyurgezer adam, mirasyedi genç, birkaç öğrenci, birçok insan, gelişigüzel davranış. *İsim tamlamaları da sıfat olabilir. Bal sarısı kazak, çimen yeşili boya, apartman kapıcısı Abdurrahman Bir sıfat hâl eki almış bir isimle tümlenebilir. Buna tümlenmiş sıfat denir. Keyfine düşkün adam. Çocukları seven arkadaşım. *Cevabı sıfat tamlaması olan cümlelerde soru anlamı sıfatla sağlanmış demektir. Hangi çocuk seni dövdü? Öteki çocuk beni dövdü SIFATLARDA KÜÇÜLTME Azalma, küçülme, acıma ifadesi yüklemek için sıfata eklenen “–cik, -cek, -ımsı, -ımtrak, -rak” ekleriyle oluşturulurlar. Nesnenin niteliğinin azaldığını (küçüldüğünü) ifade eder. küçücük çocuk, ufacık eller, kısacık etek, çocuksu tavır, mavimsi gök, beyazımtırak diş… Sıfatlara küçültme anlamı yükleyiniz. Büyük Sert Yeşil Temiz Kırmızı Uzun Dar ---------------------- büyücek PEKİŞTİRME SIFATLARI Sıfatın anlamını güçlendirir. Sıfatın ilk sesli harfine kadar olan kısım alınarak “-m, -p, -r, s” seslerinden uygun olanı eklenir. Bu elde edilen unsur sıfatın başına eklenir. yeşil ye-m-yeşil yemyeşil mavi ma-s-mavi masmavi sert se-m-sert semsert kirli ki-p-kirli kipkirli temiz te-r-temiz tertemiz Sıfatlar aşağıdaki şekillerde pekiştirilir. İkilemeler Yoluyla; Uzun uzun kavaklar, güzel güzel çocuklar, elma elma yanaklar, saçma sapan sözler... İkilemelerin Arasına “mi” soru edatı getirilerek; İnce mi ince gömlek, sıcak mı sıcak hava, yeni mi yeni ev... Niteleme Sıfatlarının ilk ünlüsünden sonra “m,p,r, s” ünsüzlerinden uygun olanı getirilerek sıfatın başına eklenir. Bembeyaz gelinlik, yepyeni kitap, tertemiz ev, mosmor yüz. Pekiştirmelerde bazen ünlü türemesi de olabilir. Sapasağlam elma, gencecik kız, çepeçevre çit, yapayalnız insan... Verilen sıfatları pekiştirme sıfatı yapınız. mor ………… beyaz ………… yumuşak ………… temiz ………… kara ………… Sıfatlarda derecelendirme Eşitlik: “Kadar, gibi” sözcükleriyle yapılır. Erzurum kadar soğuk şehir. Senin gibi güzel bir insan. Üstünlük: “Daha” zarfıyla yapılır. Kitaptakinden daha zor sorular. Yalnızlıktan daha güzel bir şey. En Üstünlük Derecesi “En” zarfıyla yapılır. En çalışkan çocuk. En büyük bahçe. Aşırılık Derecesi “Pek, çok, fazla, pek çok, pek fazla, gayet..” zarflarıyla yapılır. Pek fakir aile. Çok başarılı öğrenci. Fazla zor soru. Gayet güzel cevap. Sıfatların Adlaşması: Kimi sıfat tamlamalarında isim olan kelime düşer. Bu durumdaki sıfatlara “adlaşmış sıfat” denir. Örnek: İhtiyar adamlar inatçı oluyor. Sıfat + İsim İhtiyarlar inatçı oluyor. Adlaşmış Sıfat SIFAT TAMLAMALARI Bir sıfatla bir isimden oluşan tamlamalara sıfat tamlaması denir. Sıfatlar her zaman bir isimden önce gelir ve ismi niteler. tamlayan tamlanan İki kardeş yeni bina *Bir sıfat birden fazla ismi niteleyebilir. Yeni elbiseler, ayakkabılar aldı. *Birden çok sıfat bir ismi niteleyebilir. Çalışkan, terbiyeli, sevimli öğrenciler. 3.ZAMİRLER (ADILLAR) Zamir: İsim olmadıkları halde ismin yerini tutan kelimelere “zamir” denir. Zamirler iki gruba ayrılır. 1.SÖZCÜK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER Kişi Zamirleri Şahıs isimlerinin yerine geçen zamirlerdir. 1.Tekil Şahıs: ben 2.Tekil Şahıs: sen 3.Tekil Şahıs: o 1.Çoğul Şahıs: biz 2.Çoğul Şahıs: siz 3.Çoğul Şahıs: onlar Kişi zamirleri çoğul eklerini ve hâl eklerini alırlar. “Ben” ve “sen” yönelme hâl ekini (-e, -a) alınca bana ve sana şekline dönüşür. Dönüşlülük zamiri olan “kendi” de şahıs zamiri sayılabilir. Ben yaptım. Kendim yaptım. Şahıs zamirleri isim tamlamalarında tamlayan olabilir. Bizim evimiz çok yakında. İşaret Zamirleri İsimlerin yerini işaret yoluyla tutan zamirlerdir. Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, öteki, beriki, bura, şura, ora, böyle, şöyle... Bu çok güzel bir elbise. Şunu yerine koy. Öteki daha güzeldi. Bura en sevdiğim yerdir. Böylesini ömrümde görmedim. İşaret zamirlerinden “bura, şura, ora” dışındakiler işaret sıfatı olarak da kullanılır. Bunlar “-ler” ekini alabilirse işaret zamiri; alamazsa işaret sıfatı olur. Örnek: Şuna güvenebilirsin Bu çok değerlidir. Şu arkadaşla ilgilenin. Diğer öğrenciler daha gelmedi. İşaret zamirleri ikileme kurduğunda işaret anlamını tümüyle yitirir, belgisiz zamir olur. Örnek: Ona buna aldanma sakın! Ötekinin berikinin ne yaptığı bizi ilgilendirmez. Asıl işaret zamirlerinden sonra bir başka isim geliyorsa, anlam karışıklığını önlemek için işaret zamirinden sonra virgül konmalıdır. Örnek: Bu, arkadaşıma aldığım hediyedir. İşaret sıfatları isimden önce gelir ve ismi niteler. işaret zamirleri ise ismin yerini tutar. O kitabı bana ver. İşaret sıfatı. Onu bana ver. İşaret zamiri Sıfatlar isim çekim eki almazlar. Zamirler ise isimlerin aldığı bütün ekleri alırlar. Ben-i, ban-a,ben-de, ben-den “O” sözcüğü; bir ismi niteliyorsa işaret sıfatı; şahıs isimlerinin yerini tutuyorsa şahıs zamiri; insan dışında bir varlığın yerini tutuyorsa işaret zamiri olur. O film çok güzeldi. (işaret sıfatı) Bütün bunları o anlattı. (kişi zamiri) Onu hediye olarak aldım. (işaret zamiri) UYARI: “O” sözcüğü hem işaret sıfatı, hem işaret zamiri hem de kişi zamiridir. Bunları ayırabilmek için şunlara dikkat etmek gerekir: * Bir isimden önce geliyor ve onun yerini işaret ediyorsa işaret sıfatıdır. ** İnsan isminin yerini tutuyorsa kişi zamiridir. *** İnsandan başka bir varlığın yerini tutuyorsa işaret zamiridir. Belgisiz Zamirler İsimlerin yerini belli belirsiz tutan zamirlerdir. Bazı, biri, çoğu, hepsi, kimi, birkaçı, herkes, öteberi, şey, falan… Bazıları eyleme katılmadı. Bunu herkes bilir. Birkaçı sınavı kazanamadı. Öteberi almak için çarşıya çıktım. O çocuk deli falan değil. Her şey üst üste geldi. Belgisiz zamirler isim tamlamalarının tamlayan ve tamlananı olabilirler. Kimileri + nin düşünce+si Çocuklar + ın birkaç + ı Soru Zamirleri İsimlerin yerini soru yoluyla tutan zamirlerdir. Beni kim çağırdı? Ali çağırdı. Camı hangisi kırdı? Şuradaki kırdı. Siz nerede oturuyorsunuz? Erzurum’da. Çocuklara neler aldın? Oyuncaklar aldım. İsim ya da zamirlere cevap olarak verdiğimiz soru kelimeleri zamirdir. 2.EK DURUMUNDAKİ ZAMİRLER İlgi Zamiri Tamlanan durumundaki ismin yerini tutan ve tamlayana bitişik yazılan “–ki” ekine denir. Benim evim benimki, arabanın motoru arabanınki Sıfat yapan –ki ismin –de hâline gelir. Köşe+de+ki ev İyelik Zamiri Varlık adlarının sonuna gelerek varlıkların kime ait olduklarını gösteren eklerdir. Evim, evin, evi, evimiz, eviniz, evleri. İyelik eki ,“-i” hâl ekiyle karıştırılmamalıdır. İyelik eki alan sözcük “kimin ?” sorusuna cevap verir. Oyuncağı kırdı Kimin kırdı? Cevap yok.(hâl eki) Oyuncağı bozulmuş. Kimin oyuncağı?Onun oyuncağı.(İyelik Eki) Hem iyelik hem hâl eki bir arada kullanılmışsa ilki iyelik ikincisi hâl ekidir. Oyuncağ+ı+nı kırdı. Birincisi iyelik ikincisi hâl eki. Oyuncağı bozulmuş. İyelik eki Dönüşlülük Zamiri: Dönüşlülük zamiri “kendi”dir. Örnek: Kendisine haber verdiniz mi? Bu soruyu ben kendim çözdüm. Yapı Bakımından Zamirler Basit Zamirler: Kök durumunda bulunan ya da iyelik ekiyle biçimlenen zamirlerdir. “Ben, sen, biri, hangisi, hepimiz…” Bileşik zamirler: Birden çok sözcüğün birleşip kalıplaşmasıyla oluşan zamirlerdir. “Birkaçı, herkes, hiçbiri, öbürü( o biri), bura (bu ara)…” Öbekleşmiş zamirler: İkileme ya da başka bir söz öbeği biçiminde oluşmuş zamirlerdir. “Öteki beriki, onun bunun, falan filan, herhangi biri, ne kadarı…” 4.ZARFLAR Zarf: Bir cümlede fiilleri niteleyen, onların ne durumda olduğunu, nasıl yapıldığını, zamanını ve sırasını bildiren kelimelere “zarf” denir. Zarflar cümledeki görevlerine göre; durum-hal, zaman, yer-yön, azlık-çokluk (miktar) ve soru zarfları” olmak üzere beş gruba ayrılır. a) Durum-Hal Zarfları: Fiilin durumunu yani nasıl yapıldığını bildiren zarflardır. Fiile sorulan “nasıl?” sorusuna cevap verir. Örnek: Mehmet hızlı koşardı. (Nasıl koşardı?) “Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden” Eve koşarak gittim. Derslerine severek çalışıyordu. b) Zaman Zarfı: Fiilin ne zaman yapıldığını bildiren zarflardır. Fiile sorulan “ne zaman” sorusuna cevap verir. Örnek: Tatilden dün dönmüşler. Akşam maçı izleyeceğim. Yarın pikniğe gideceğiz. Bu kış çok kar yağdı. UYARI:Bazı zaman anlamlı sözcükler belirtme durum ekini alırsa adlaşırlar. *Bu akşam akşamı seyredeyim bakışlarında. *Ne sabahı göreyim,ne sabah görüneyim. c) Yer-Yön Zarfı: Fiilin yöneldiği yeri bildiren zarflardır. Fiile sorulan “nereye?” sorusuna cevap verir ve ek almaz. Örnek: Yukarı çıktı. Geri geldi. Aşağı indi. İleri gitti. Yağmuru gören tavuklar içeri kaçıştılar. UYARI:Yer-yön zarfları çekim eki alırsa adlaşır. *Işık,perdenin kenarından içeri sızıyordu.(Z) *Işık,perdenin kenarından içeriye sızıyordu.(A) UYARI: Bazı yer-yön zarflarını işaret sıfatları ile karıştırmamak gerekir. *Aradığını yukarı katta bulamayınca yukarı çıkmış. *Aşağı mahallede gürültü olunca,apartman sakinleri aşağı inmiş. *İçeri zili çalınca öğrenciler içeri girdi. d) Azlık-Çokluk (Miktar) Zarfları: Fiilin, sıfatın, zarfın miktarını bildiren zarflardır. Bu zarflar “ne kadar?” sorusuna cevap verir. Örnek: Ali bu derse çok çalışmış. Bugün pek iyi değilim. Bu çok eski bir evdir. UYARI:Bazı nicelik zarflarını sayı sıfatları ile karıştırmamak gerekir. *Çok insan bunu başarmak için çok çalışıyor. *Fazla para insanı fazla rahatsız eder. UYARI: “Daha” sözcüğü bir fiilin önünde olduğunda zaman zarfı,kendi gibi zarf olan bir sözcüğün önünde olduğunda ölçü-miktar zarfı olur. *Daha iyi bir insanı bulabilmek için daha evlenmemiş. *Bizimle daha sakin konuşuyordu. *Eve daha gelmemiş. e) Soru Zarfı: Fiilleri soru yoluyla niteleyen zarflardır. Bunlara cevap olarak verilen kelimeler de çoğu kez zarf olur. Başlıca soru zarfları: “ne zaman, niçin, nasıl, ne kadar, nereye, neden...” Örnek: Bize ne zaman geleceksin? (Yarın geleceğim.) Niçin konuştu? Nasıl geldin? Ne kadar aldın? Neden gelmedin? UYARI: “Ne” soru sözcüğü cümle içinde soru sıfatı ve soru zamiri olarak kullanılacağı gibi soru zarfı da olabilir. *O karanlık sularda ne gördün?(Zamir) *Hiçbir şey olmamış gibi ne susuyorsun?(Zarf) *Benimle ne konuda konuşacaksın?(Sıfat) *Gel ecel,ne korkarsın sarı çehremden benim? *Aşık dediğin Mecnun misali kördür, Ne bilsin,alemde ne mevsimdir.(Zarf-zamir) *Ne ağlarsın benim zülfü siyahım.(Zarf) *Şu dünyada ben ne insanlar gördüm. UYARI: “Nasıl” soru sözcüğü bir ismi belirtirse soru sıfatı, fiil ya da fiilimsiyi belirtirse soru zarfı olur. *Onun nasıl bir insan olduğunu nasıl anlayabilirim? *Gurbette nasıl bir hayat sürdüğünü nasıl bilmiyorsun? Uyarı: Sıfat-Zarf ayırımı: Nitelik bildiren kelime isimden önce kullanılırsa sıfat; fiilden önce kullanılırsa zarf olur. SIFAT----İSİM Güzel günler yakındır. ZARF----FİİL Futbolu güzel oynar. 1. Zarflarda Pekiştirme Zarflarda pekiştirme iki yolla yapılır: 1.İkilemelerle; Tatlı tatlı güldü. 2.m, p, r, s sesleriyle; Çarçabuk evden ayrıldı. YAPI BAKIMINDAN ZARFLAR Basit Zarf Ek almamış yalın hâldeki zarflardır. Yarın gelecek. Olanları şimdi anlat. Başarılı olmak için çok çalış. Türemiş Zarf Yapım eki almış olan zarflardır. Şair oldukça güzel konuştu.(ol+dukça) Ansızın, onunla karşılaştım.(An+sızın) Akşamleyin, birden karşıma çıktı. (akşam+leyin) Birleşik Zarf En az iki sözcükten oluşan zarflardır. Birden bire bayıldı.(Birden+bire) Biran, bile onu yalnız bırakmadı.(Bir+an) Bugün, onunla görüşmeye gitti. (Bu+gün) Öbekleşmiş Zarflar Hemen şimdi gelirim. 5.EDATLAR (İLGEÇLER) Tek başına bir anlam taşımayan , ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir. Edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar şunlardır: Başlıca edatlar: “gibi, kadar, sanki, ile, dolayı, ötürü, için, beri, üzere, dek, değin, doğru, karşı...” Gibi: Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendi. (sıfat) Dev gibi dalgalar sahile vuruyordu. (sıfat) Yüzün bir kır çiçeği gibi usulca söner. (zarf) Dolu bir kadeh gibi kırılıyorum avuçlarında.(zarf) Sen de onun gibi düşünüyorsun (karşılaştırma) Annem gibi dolma yapan dünyada bulamazsın (k.) Yataktan kalktığı gibi dışarı fırladı.(hemen,o anda) Haberi aldığı gibi yola çıktı.(hemen,o anda) Ben ona insan gibi davrandım.( yakışır biçimde) Birbirinizle adam gibi konuşun.( yakışır biçimde) Saat üç gibi yanına gelirim. (dolayında) Final maçı akşam sekiz gibi başlar ( dolayında) Bugün yağmur yağacak gibi (tahmin) Galatasaray bu maçı alacak gibi (tahmin) Bir an onu sever gibi oldum (yaklaşma) O sırada güneş çıkar gibi oldu. (yaklaşma) İçin: “-dik için” şeklinde neden- sonuç; “-mek için” şeklinde amaç – sonuç ilişkisi kurar. Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (n.s) Hasta olduğum için dersi dinleyemedim. (n.s) Kadın oğlunu görmek için şehre gitti. (a.s) İşe girmek için ehliyet almış (a.s) Görelik anlamında görüş bildirir: Sen benim için dünyanın en güzel kızısın. Bu çalışmalar onun için boş bir uğraştı. Karşılığında, karşılık olarak: *Bu elbise için çok para harcadım. *Ev için size yüz bin lira veririm Uğruna, yoluna: * Vatan için nice şehitler verdik. * Bu eylemi tüm insanlık için yapıyoruz. Hakkında: * Veliler bizim okul için ne söylüyorlar? * Eleştirmenler, filminiz için olumlu konuşuyor. Aitlik, özgülük: Bu pastayı sizin için ayırdım. Bahçeye oğlum için salıncak kurdum. Oranla: O şapka senin için çok büyük. Süre bildirir: Kitabı bir hafta için aldım. Birkaç gün için İstanbul’a gideceğim. İle (-la, -le ): Birliktelik, araç ,durum ve sebep ilgisi kurar. Köye dolmuşla gidebilirsin. (araç) Uçakla İzmir’e gitmişti (araç) Çocuk, yolda babasıyla yürüyordu. (birliktelik) Konsere arkadaşımla gittim. (birliktelik) Öfkeyle kalkan zararla oturur. (durum ) Gökyüzü, hasretle kucaklasın doğayı. (durum) Sınav heyecanıyla kalemimi unuttum. (sebep) Kaza korkusuyla araba kullanamıyor ( sebep) Kadar: Benzerlik ve karşılaştırma ilgisi kurar. Adana, cennet kadar güzel bir yerdir. (benzerlik) Siirt, bu yaz cehennem kadar sıcaktı. (benzerlik) Bir peri kadar güzel bir kızdı. (benzerlik) Sen de onun kadar çalışsaydın sınavı kazanırdın.(karşılaştırma) Babası kadar iyi şarkı söylüyor. (karşılaştırma) Yaklaşıklık, zaman açısından sınırlandırma, mesafe: Bin kadar asker cepheye gidiyordu. (yaklaşık) Pazardan iki kilo kadar pirinç almış. (yaklaşık) Bu ev akşama kadar temizlenecek. (zamanda sınırlama) Cumaya kadar ödevimi bitirmeliyim. (zamanda sınırlama) Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. (zamanda sınırlama) Eve kadar yürümem gerekiyor. (mesafe sınırı) Mesafe sınırı: Yapılacak dünya kadar işim var. Avuç içi kadar bir evde yaşıyorlar. Gibi anlamında kullanılabilir: Bu kitabı okuyunca Muğla’yı görmüş kadar oldum. Karşı: Yön ve zaman ilgisi kurar. –e karşı biçiminde kullanılırsa edat olur. Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir. Denize karşı bir ev yaptırmış. (yön) Duvara karşı on adım yürü. (yön) Sabaha karşı çok şiddetli yağmur yağdı. (zaman) Karşılık olarak , yönelik anlamı katar: Bu sözüne karşı ben ne diyebilirim ki şimdi. (karşılık olarak) Resme karşı ilgin ne zaman başladı?( -e yönelik) UYARI: Yalın halde kullanılırsa ya da bir ek alırsa edat olmaktan çıkar isimleşir.İsmi belirtirse sıfat olur. Karşı evin penceresi açık kalmış. (sıfat) Önce karşı sahaya çıktı. (sıfat) Karşıya geçmeden önce sağına ve soluna bak.(isim) Göre: Görüş, düşünce, uygun olma anlamları katar: Bilim adamlarına göre dünya yok oluyor. (görüş) Anneme göre bu yıl sınavı kesin kazanırmışım. (görüş) Bulunduğun ortama konuşacaksın. ( uygun) Zevkime göre bir elbise arıyorum. (uygun) Karşılaştırma ilgisi kurar: Burası eski evimize göre daha büyük. Yaşıtlarına göre çok hızlı koşuyorsun. Üzere: Koşul ve amaç ilgisi kurar. Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin. (koşul) Konuşmak üzere kürsüye çıktı. (amaç) Yaklaşık olma, gibi şekilde… anlamları katar: Hemen eve dönelim, akşam olmak üzere. ( yaklaşık) Zil çalmak üzere. ( yaklaşık) Her şey planlandığı üzere yapılacak. (şeklinde) Doğru: Yön ve zaman ilgisi kurar. Eve doğru yürüyorum. (yön) Akşama doğru misafir gelecek. (zaman) İsmi nitelerse sıfat, fiili nitelerse zarf öbeği oluşturur: Eğri oturup doğru konuşalım. (zarf) Bu zamanda doğru insanı bulmak zordur. (sıfat) Tahtaya bir doğru çizdi. (isim) Sanki: Benzetme, sitem ilgisi kurar. Gökyüzü sanki yaramaz bir çocuk.(benzetme) Sanki verdiğim her işi yapıyorsun. (sitem) Sanki selam verdin de almadık. (sitem) Diğer edatlar: İşten sonra bize uğrayacak. Bu işi ancak sen yaparsın. Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek. Sabahtan beri dışarıyı izliyor. Bu mutlu olaya sadece yıldızlar şahittir. 6.BAĞLAÇLAR Bağlaç: Tek başına bir anlamı olmayan, cümle içinde kelime ve kelime gruplarını birbirine bağlayan sözcüklerdir. Başlıca bağlaçlar: “ve, veya, ya da, ama, ki, de, ancak, ile, lakin, yalnız, belki, oysaki nitekim, halbuki, ya..........ya, hem..........hem, ne.........ne” “İLE” - “VE” BAĞLAÇLARI Aynı görevdeki sözcükleri birbirine bağlar. Evin ve bahçenin kapısı açıktı.(Tamlayan) Bu radyo Adana’da ve Mersin’de yayın yapıyor.(D.T) Akşam arkadaşıma gideceğim ve her şeyi anlatacağım. Cehennemle cenneti bu dünyada yaşadık.(Nesne) Evle okul arasında mekik dokuyor.(Tamlayan) Annesiyle babası yarın bize gelecek.(Özne) Uyarı: Biri bağlaç diğeri edat olan iki çeşit “ile” vardır. Bir cümlede “ile”nin yerine “ve”yi getirebiliyorsak bağlaç; getiremiyorsak edattır. ---“Bazen yandık bazen menekşelerle söyleştik.(Edat) ---“Kazaklarla ceketi parayla aldım.(B-E) “DE” BAĞLACI *Eşitlik, gibilik anlamı katar. ---O filmi ben de seyrettim. ---Bence Aslı da bu işten anlamıyor. *Abartma anlamı katar. ---Çocuğun okuduğu şiir de şiirdi hani. ---Aldıkları araba da araba yani. *Küçümseme anlamı katar. ---Sen sınavı kazanacaksın da ben göreceğim. ---Sanki bu işten anlıyorsun da konuşuyorsun. ---Büyüyecek de adam olacak da bize bakacak. *Sitem anlamı katar. ---Okula kadar geldin de bir selam vermedin. ---İzmir’e kadar geldin de yanıma uğramadın. *Şaşma,inat,sebep, korkutma anlamı katar. ---Kardeşin de mi bizimle gelecek?(Şaşma) ---Ufaklık, kalemi vermem de vermem,diyor.(İnat) ---Ailesiyle kavga etti de evi terk etti.(Sebep) ---Dışarı çık da göreyim. *Ama, fakat anlamında kullanılır. ---Pansiyona kaydını yaptı da yerleşmedi. ---Bize gelmiş de fazla kalmamış.” Uyarı:Türkçede biri bağlaç diğeri hal eki olan iki çeşit “de” vardır. “De”yi cümleden çıkardığımızda cümlenin yapısı bozulursa ektir; bitişik yazılır, bozulmazsa bağlaçtır; ayrı yazılır. ---Bakkalda sebze de satılıyormuş. ---Ayşe de okulda kalmış. “AMA” , “FAKAT” BAĞLACI *Karşıt anlamlı iki cümleyi birbirine bağlar. Sınava çok iyi hazırlandı ama üniversiteyi kazanamadı. Her sabah spor yapıyor ama zayıflayamıyordu. *Koşul, pekiştirme anlamı katar. Dışarı çıkabilirsin ama eve erken döneceksin. Seninle sinemaya gelirim ama işim olmazsa. Bu kitabı sana alacağım ama okuyacaksın. Dışarıda soğuk ama çok soğuk bir hava var. Büyük ama çok büyük bir bahçesi vardı. “ANCAK” ,“YALNIZ” BAĞLACI “Ama, fakat” anlamında kullanılıyorsa bağlaç; “Bir tek,sadece” anlamında kullanılıyorsa edat; * Önündeki ismi niteliyorsa sıfat; * Fiili niteliyorsa zarftır. Geziye yalnız bizim sınıf katıldı. (edat) Bu adam evde yalnız yaşıyor. (zarf) Yalnız insanlar hayata karamsar bakarlar. (sıfat) Onunla konuşurum yalnız fikrim yine de değişmez.(bağ) Bu işin üstesinden ancak sen gelirsin. (edat) Yoğun trafikte işe ancak yetişebildim. (zarf) Bütün gün evde yalnızdım. (adaşmış sıfat) Filmi seyredebilirsin ancak yarın erken kalkmalısın.(b.) “Kİ” BAĞLACI *Özneyi pekiştirir. ---Ben ki yedi iklimin padişahıyım. ---Sen ki Fransa eyaletinin valisisin. *Neden-sonuç vardır. ---Günü kötü geçmiş ki çok kızgın görünüyor. ---Sana değer veriyorum ki seninle konuşuyorum. *Kuşku,yakınma,şaşma,amaç-sonuç, tahmin Beni tanımıyorsun ki…(Yakınma) Kafamı bir kaldırdım ki onu karşımda gördüm. (Şaşma,) Arabayı o çizmiş olabilir mi ki?(Kuşku) Sana iş buldum ki kimseye muhtaç olmayasın. (A-S) Geç saatlere kadar çalışmış olmalı ki sabah uyanamamış. (tahmin) “HEM…HEM” BAĞLACI Karşılaştırılan iki unsurun hepsi anlamını vermektedir.Eş görevli sözcükleri bağlar. Hem arabayı hem evi üzerine alacakmış. (Nesne) Hem ucuz hem kaliteli ayakkabı satıyor. (Sıfat) Hem çalışıyor hem üniversite okuyor. (Cümle) NE…NE BAĞLACI Cümleyi anlamca olumsuz yapar. Karşılaştırılan iki unsurun hiçbiri anlamını verir. *Sallanmaz o kalkışta ne bir mendil ne bir kol. (Özne) *Adam kızını ne arıyor ne soruyor. (yüklem) *Ne kızı veriyor ne dünürü küstürüyor. (cümle) *Bu konu ne seni ne beni ilgilendirir. (nesneyi) NOT: İki karşıt sıfatı birbirine bağlarsa “ikisinin arası, ortası” anlamı verir. Kız ne zayıf ne şişman biriydi. Konuşan adam ne uzun ne kısaydı. YA….YA….BAĞLACI: Karşılaştırılan unsurlardan birini ifade etmek için kullanılır. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin. (cümleleri) Aynayı ya Ayşe ya Özlem kırmıştır. (özne) Ya salonun ya mutfağın penceresi kırıldı. (tamlayan) Takıma ya beni ya onu alacaksın (nesneyi) DİĞER BAĞLAÇLAR Ogün okula gelemedim çünkü çok hastaydım. (sebep) Bu maçı kazanacağız hatta şampiyon olacağız. (pekiştirme) Mademki söz verdin, sözünü tutacaksın. Bu mağazada elbiseler çok güzel üstelik çok ucuz. Sanki dağları sen yarattın. Meğer bütün evi o dağıtmış. Eğer kardeşine uğrarsan selamımı söyle. Çok geç kaldılar; yoksa kaza yaptılar. Ders çalışmıyor; üstelik yaramazlık yapıyor. Önce bunlardan yani çok iyi bildiğiniz sorulardan başlayın. Bizde yahut sizde çalışabiliriz. İster yazarsın ister yazmazsın. 7.ÜNLEMLER Ünlem: Kendi başına bir anlamı olmayan, cümle içinde “sevinme, korku, şaşırma, acıma, özlem, kızma” gibi ansızın beliren coşkun duyguları, seslenmeleri bildiren sözcüklerdir. Örnek: - Ah ah! (özlem) - Öf be! (kızma) - Oh be! (rahatlama) - Vah vah! (acıma) Hey!, Ey!, Bre! ... ÜNLEM OLMADIKLARI HÂLDE ÜNLEM GÖREVİ YAPAN SÖZCÜKLER “Kardeş, hemşerim, beyler, evet, hayır, asla, yok, olmaz, pek iyi...” Hemşerim! Bu adamı tanıyor musun? Aşağıdaki boşlukları uygun olanı ile doldurunuz. ……! sıktın artık yeter! ……! nasılsın bakalım! ……! Neydi o günler! ……! Kimse yok mu? ……! Delikanlıya! ……! , bıktım artık. …… Bak buna dayanamam. …… iki gözüm neredesin? (Vay!, Yoo!, Yeter be!, Bravo, A!, Ah!, Hey!, E!) 8.FİİLLER (EYLEMLER) İş, oluş, hareket, durum ya da kılışı kişi ve zamana bağlı olarak bildiren sözcüklere denir. Fiiller mastarlarıyla isimlendirilir. Mastarlar fiil kök ve gövdelerine “–mek,-mak” ekleri getirilerek yapılır. Gelmek, yüzmek, oturmak, atmak. *Sonuna –mek,-mak ekleri getirilebilen bütün sözcükler fiildir. Yaz-mak, gör-mek, getir-mek, kır-mak... Fiiller anlamlarına göre üçe ayrılır: Kılış Fiilleri Öznenin yaptığı hareketin bir nesneye yöneldiği fiillerdir.Bu eylemler nesne alırlar.Yani “neyi, kimi” sorularına cevap verirler. Kırmak, kazmak, vermek, atmak, tutmak, taşımak, vurmak, getirmek... Durum Fiilleri Öznenin içinde bulunduğu durumu anlatan fiillerdir. Nesne almazlar. Oturmak, kalkmak, uyumak, gülmek, ağlamak, üzülmek, susmak, durmak. Oluş Fiilleri Öznenin geçirdiği değişimleri anlatan fiillerdir.Bu eylemler de nesne almazlar. Kızarmak, sararmak, büyümek, gelişmek, doymak, bayatlamak, uzamak, kararmak, solmak, morarmak, çürümek... Bu eylemler “değişerek yeni bir görünüm kazanma” anlamı verir. *Elleri, ayakları kabarmıştı. *Denize gidince epey bronzlaşmış. Not: Durum fiilleri de oluş fiilleri de geçişsiz fiillerdir. FİİLLERDE ZAMAN Fiiller, iş, oluş, kılış, durum ve hareketi zamanla belirtirler. Fiillerin belirttikleri süreçlere fiilin zamanı denir. Fiillerde üç temel zaman vardır: 1 Geçmiş zaman 2 Şimdiki zaman 3 Gelecek zaman Bir de bu üç zamanı içine alan geniş zaman vardır. FİİLLERDE KİŞİ Fiilin bildirdiği iş, oluş, ya da hareketi yapan varlık fiilin kişisidir. Fiile kim sorusu yöneltildiğinde cevap fiilin kişisidir. Fiillerde üç temel şahıs vardır. 1 Kişi: Söz söyleyen 2 Kişi: Kendisine söz söylenen 3 Kişi: Kendisinden söz edilen Kişiler tekil olabileceği gibi çoğul da olabilir. Kişi ekleri 1 Tekil Kişi 2 Tekil Kişi 3 Tekil Kişi 1 Çoğul Kişi 2 Çoğul Kişi 3. Çoğul Kişi –m, -im –n, -in Ø –k,-iz -siniz –ler Bildi-m Bildi-n Bildi Bildi-k Bildi-niz Bildi-ler *Şahıs ekleri kip eklerinden sonra gelir. FİİLLERDE KİP Fiil tabanlarına belirli ekler getirilerek fiillerin zaman ve anlam bakımından yeni bir kalıba girmesidir. Fiil kipleri ikiye ayrılır. HABER KİPLERİ 1 Di’li geçmiş zaman 2 Miş’li geçmiş zaman 3 Şimdiki zaman DİLEK KİPLERİ 1 İstek Kipi 2 Gereklilik Kipi 3 Şart Kipi 4 Emir Kipi a)Haber Kipleri: Zaman eklerinin hepsine birden haber kipleri denir. Haber kipleri şunlardır: 1)Öğrenilen(duyulan) (miş’li) Geçmiş Zaman: Fiillere “–miş ,-mış, -muş,-müş” ekleri getirilerek sağlanır. Bu eylemler daha çok başkasından duyulma, aktarılma anlamı taşırlar. Bazen de farkında olmadan yapılma bildirir. *Evleri yanmış.(başkasından duyma) *Seni sormuşlar. (başkasından duyma) *Aaa ! çorabım kaçmış. (sonradan farkına varma) *Mutfakta elimi kesmişim. (sonradan farkında olma) *Bu solmuş elbiseleri giymemelisin.(sıfat fiil eki) 2)Görülen (di’li) Geçmiş Zaman: Eylemlere “dı,di,du,dü,tı,ti,tu,tü” ekleri getirilerek yapılır. Anlatan kişi hareketi bizzat tanık olmuştur, eylemi görmüştür. *Evleri yandı. *Hep birlikte geziye gittik. *Sınavı kazanabileceğini söyledi. *Kalbim Ege’de kaldı. *Beraber yürüdük bu sahillerde. *Burada her zaman tanıdık insanlara rastlayabilirsiniz.(sıfat-fiil eki) 3)Şimdiki Zaman: Eyleme “–yor” eki getirilerek yapılır.Eylem ile anlatış aynı zamanda gerçekleşir. *Ders çalışıyorum. *Ne diyor? *Çocuklar yine kavga ediyor. Not: “-makta,-mekte” eki de fiile şimdiki zaman anlamı katar. *Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. *Lütfen sessiz olun şu an ders çalışmaktayım. 4)Geniş Zaman: Eylemlere “–r, -ar, -er” ekleri getirilerek yapılır. *Senden sana sığınırım. *Her sabah yürürüm. *Bu yolun sonu nereye çıkar? *Hep böyle güler yüzlü müsün? (sıfat-fiil eki) Not: Geniş zamanın olumsuzu “–mez, -maz”dır. Ancak 1.tekil ve 1.çoğul çekimlerde “–me,-ma” şeklini alır. *Gelmezsiniz ___ gelirsin *gelmem____gelirim 5)Gelecek Zaman: Eylemlere “-ecek ,-acak” eki getirilerek yapılır. *Sana olan aşkımı haykıracağım. *Gelecek de bir gün gelecek. *Mektuba yazacak sözüm kalmadı. *Okuyacak da adam olacak. *Açacak nerede? b)Dilek Kipleri: Fiilin gerçekleşmesini ya da gerçekleşmemesini dilek,istek,gereklilik veya emir kavramları içerisinde veren kiplerdir. Bunlar haber kipleri gibi belirli bir zaman anlamı taşımazlar. 1)Dilek-şart kipi: Fiillerin kök ya da gövdelerine “–se ,-sa” eki getirilerek yapılır. Dilek- şart kipi cümleye bazen ‘şart(koşul)’ anlamı katarken bazen de ‘dilek’ anlamı katar. *Ah şu sınavı bir kazansam! *Sana olan duygularımı açıkça bir söyleyebilsem! *Çalışırsan kazanırsın. *Yaramazlık yaparsan bir daha seni getirmem. 2)İstek kipi: Fiil kök ya da gövdelerine “-e,-a, -ayım,-eyim, -alım, -elim” getirilerek yapılır. *Sana duyduklarımı anlatayım. *Yarın okula gidelim. *Bunu böyle bilesin. 3)Gereklilik Kipi: Fiil kök ya da gövdelerine “–meli,-malı” getirilerek oluşturulur. *Bu deneme sınavında birinci olmalıyım. *Bu sorunun bir çözüm yolu olmalı. *Şimdiye eve varmış olmalı. (olasılık, ihtimal) 4)Emir Kipi: Eylemin gösterdiği hareketin emir biçiminde yapılması gerektiğini ifade eder. *Söyle yanıma gelsin.(3.tekil kişi emir eki) *İçeri buyrunuz. (2.tekil kişi emir eki) *Lütfen işlerinizi iyi yapınız.(2.çoğul kişi emir eki) *Çeneni kapa. (2.tekil kişi emir eki) *Beni beklesinler (3.çoğul kişi emir eki) Not: Emir ekleri ile şahıs eklerini birbiri ile karıştırmamak gerekir. Şahıs ekleri hiçbir zaman fiilin üzerine direkt olarak gelmez; ancak bir kip ekinden sonra gelebilir. Emir ekleri ise fiilin üzerine direkt olarak gelir. *Geliyorsun ,gitmelisin (şahıs eki) *Gelsin ,gitsin (emir eki) BİLEŞİK ZAMANLI FİİLLER Bir tek kip eki alan fiiller basit zamanlıdır. “Yapacağım, görürsün” gibi. Basit zamanlı fiillere ikinci bir kip eki getirilerek bileşik zamanlı fiiller yapılır. Bileşik zamanlı fiiller üç tanedir. Basit zamanlı fiillerden sonra “–di” eki getirilerek yapılır. oku+yor+du, yap+acak+tı, anlat+ır+dı, gönder+miş+ti Rivayet Bileşik Zamanı Oku+yor+muş, anlat+ır+mış, Hikâye Bileşik Zamanı yap+acak+mış, gönder+miş+miş Şart Bileşik Zamanı Basit zamanlı fiillere “–se” eki getirilerek yapılır. Oku+yor+sa, yap+acak+sa, anlat+ır+sa, gönder+miş+se FİİLLERDE ANLAM (KİP,ZAMAN) KAYMASI: Fiil çekimlerinde kullanılan kip ve zaman ekleri her zaman kendi anlamlarında kullanılmazlar.Bu ekler birbirlerinin yerlerine de geçebilir. İşte bir zaman kipi ya da bir dilek kipi başka bir kipin yerine kullanılmışsa burada bir zaman (anlam , kip) kayması var demektir. Derslerime her hafta düzenli olarak çalışıyorum. *Arkadaşlar, bundan sonra daha yoğun bir şekilde çalışıyoruz. *Fatih, o yıllarda pek çok sefer yapar. *Soruları sonra çözersiniz. *Mektubu yarın alır. *Bütün bu soruları çözeceksin. *Eser Selçuklulardan kalma olacak. *Sabahları, erken kalkmayı seviyorum. *Allah’ım bize yardım et. Sabahları kahvaltı yapıyorum.(Yaparım.) Yarın dersler başlıyor. (Başlayacak.) Bu akşam görüşürüz. (Görüşeceğiz.) Ödevlerini bitireceksin.(Bitir.) Bir haftaya kadar geliyoruz.(Geleceğiz.) Allah ım sen aklımı koru!(rica) Tam bir saat sonra burada olmalısın(emir) Şimdi İstanbul da olmalı, Boğaz da çay içmeli.(istek) EK FİİL (EK EYLEM) Ekfiil “i” fiilidir tek başına bir anlamı yoktur. Ekfiilin iki görevi vardır: 1)İsim ve isim soylu kelimelere gelerek bu kelimelerin cümlede yüklem olmasını sağlar. (O iyi bir öğrenciydi.) 2)Çekimlenmiş fiillere gelerek birleşik zamanlı fiiller yapar. (Koşuyordum) “-imek” ek fiilinin dört basit çekimi vardır. Basit çekimli durumlarda sadece isim soylu sözcüklerde bulunur. Ek Fiilin Geniş Zamanı öğrenci+yim öğrenci+yiz öğrenci +sin öğrenci+siniz öğrenci +dir öğrenci+dirler Ek Fiilin Di’li Geçmiş Zamanı öğrenci +ydim öğrenci +dik öğrenci +ydin öğrenci +diniz öğrenci +ydi öğrenci +diler Ek Fiilin Miş’li Geçmiş Zamanı öğrenci +ymişim öğrenci +iz öğrenci +ymişsin öğrenci +siniz öğrenci +miş öğrenci +mişler Ek Fiilin Dilek Şart Kipi öğrenci +ysem öğrenci +ysek öğrenci +ysen öğrenci +yseniz *Soru eki mi ek fiilden önce kullanılır. Komşunuz göçmenmiydi. *Ek fiilin olumsuzu değil ekiyle yapılır. Bu kitap güzel. Bu kitap güzel değil. Önemli Uyarı: Ekfiilin geniş zamanına şekilce benzeyen diğer eklerle ekfiilin geniş zamanı karıştırılmamalıdır: *Geliyorum (şahıs eki) *Hastayım (ekfiilin geniş zamanı) *Babam (iyelik eki) *Babayım (ekfiilin geniş zamanı) *Ölüm (Fiilden isim yapım eki) *Benim kardeşim [tamlayan (ilgi) eki] *Sen ne kadar güzelsin. (Ekfiilin geniş zamanı) *Sen yine bana döneceksin. (şahıs eki) Basit Zamanlı Fiillerin Bileşik Zamanlı Fiiller Durumuna Gelmesini Sağlar: geliyor+idi geliyordu yapacak+imiş yapacakmış tanır+ise tanırsa Ek fiilin geniş zamanının 3. Tekil kişi olan “–dır, -dir, -dur, -dür,/ -tır, -tir, -tur, tür,” çoğu zaman kullanılmaz. Çok başarılı. Çok başarılıdır Basit zamanlı fiillere getirilen “dir” ekeylemi cümleye “olasılık, kesinlik” anlamı getirir. Bu konu kapanmıştır, artık bunu tartışmayalım. (kesinlik) Babam geç kalacağımızı öğrenince çok kızmıştı.(olasılık) Ders bitmiştir, gidebilirsiniz (kesinlik) Şu saatlerde evine varmştır.(olasılık) YAPILARI BAKIMINDAN FİİLLER Yapılarına göre fiiller üç grupta incelenir. A) Basit Fiiller: Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir. Fiil köklerine gelen çekim ekleri (zaman, şahıs) fiilin anlamını değiştirmediğinden böyle fiillere de basit fiil denir. * Durmuş bir saat de günde iki kez doğruyu gösterir. * Güzel söz söyleyebilmek için güzel düşünmek gerekir. * Dostluk bir şemsiyeye benzer.İnsan onları ancak kötü havalarda ister. * İstediğim her şeyi yaptım;çünkü yapamayacağımı düşündüğüm şeyi istedim. * Büyük adam büyük olduğunu; büyüklüğün küçüklük olduğunu bilir. B) Türemiş (Gövde) Fiiller: Yapım eki almış fiillerdir. Türkçede fiil türetmenin iki yolu vardır: 1) İsim kök ya da gövdelerinden fiil türetme: * güzel-leş- *sarı-ar- *ışıl-da*az-al*ben-imse- *ince-l*su- sa- * sivri-l*yaş-a- *göz-le*düz-el* kan-a- 2) Fiilden fiil türetme: * sev-in* kız-ış- *çık-ar *bak-ış- * öl-dür*at-ıl*koş-tur- * taşı-t*kan-dır- C) BİRLEŞİK FİİLLER: En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan fiillerdir. Üç grupta incelenir: 1 Kurallı bileşik fiiller 2 Yardımcı Fiillerle Yapılmış Bileşik Fiiller 3 Anlamca Kaynaşmış Bileşik Fiiller A)ÖZEL ( KURALLI ) BİRLEŞİK FİİLLER: İki fiilin birleşmesi yoluyla oluşur. Tamamı bitişik yazılır. Dört grupta incelenir: 1) Yeterlilik Fiili ( fiil + ebil-) : Cümleye gücü yetme ve olasılık anlamı katar.Fiilin üzerine “-ebilmek” getirilerek oluşturulur. * Okula geç kalırsam öğretmenim kızabilir. (o) * Bu genç yaşımda ölebilirim (o) *En güzel şiirlerimi söylemeden gidebilirim buralardan (o) * Bir gece ansızın gelebilirim. (o) * Sevinçten kapında bayılabilirim. * Sınıfı geçebilirim (g.y) UYARI: Yeterlilik fiilinin olumsuzunda bil- fiili düşer. Fiilin üzerine “–ama , -eme” getirilerek yapılır. * Yapabilirim - yapamam. (yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) * yaparım - yapmam ( geniş zamanın olumsuzu) * Görebilirsin - göremezsin (yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) * Atamam kendimi mavi denize dünya güzel. (“atabilirim” yeterlilik birleşik fiilinin olumsuzu) 2. Tezlik Birleşik Fiili: (Fiil+iver-): Cümleye tezlik çabukluk anlamı katar. * Uzanıp tutuver elimi ne olur geri dön. * Akşamın derin kızıllığında kayboluverdim. * Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya. * Polisler kaçan hırsızı yakalayıverdi. * Annesini görünce yanına koşuverdi. NOT: Olumsuzluk eki “–ma, -me” asıl eylemden sonra gelirse önemsizlik, yardımcı fiil olan ver- den sonra gelirse olumsuz tezlik bildirir. * Sen de o filmi görmeyiver. (önemsizlik) * Her şeye maydanoz oluverme. (olumsuz tezlik) 3. Süreklilik Birleşik Fiili (fiil+ edur-, - ekal-, -egel-): Cümleye devam etme, süreklilik anlamı katar. * Bu hikaye yıllardır süregelir. * Televizyonun karşısında uyuyakalmışım. * Gidedursun turnalar, gurbet ellere. * Listede ismimi göremeyince listeye bakakaldım. 4. Yaklaşma Fiili (fiil+ -eyaz-) : Eylemin gerçekleşmesine çok az bir zaman kaldığını ifade eder.”Az kalsın olacaktı” anlamı verir. * Kaldırımda yürürken düşeyazdım. * Onu karşımda görünce korkudan öleyazdım. NOT: Bunların dışında “isteklenme fiili” de kurallı bileşik fiil sayılabilir. İsteklenme Fiili Fiil kök ya da gövdelerine “–esi, -ası” gelmek, “-acağı, -eceği” , gelmek, tutmak, söz grupları getirilerek yapılır. göresim geldi, güleceği tuttu. *Kurallı birleşik fiiller her zaman bitişik yazılır. B) Yardımcı Fiillerle Yapılan Birleşik Fiiller: İsim soylu bir sözcüğün üzerine “–et,-ol,-kıl, -eyle” gibi yardımcı eylemler getirilerek yapılır. * Seven bu gönül seni asla terk etmeyecek. * Hayat uykuyla uyanıklık arasında raks eder. * Bu usanç duyan gözlerim bir şeyde karar kıldı. * Seyreyleyelim mehtabı yıldızların altında. UYARI 1: Bu türle yapılan birleşik fiilin isim kısmında bir ünlü düşmesi ya da bir ünsüz türemesi varsa birleşik fiil bitişik yazılır. * Akşamı seyredeyim senin bakışlarında. * Benliğime hakim olur bir deli rüzgar. * Bir gün yeniden bana döneceğini hissediyorum. * Ama dönsen de seni asla affetmeyeceğim. * Sabreden derviş muradına ermiş. UYARI 2 : “Et-, ol-” yardımcı eylemleri tek başına bir anlam taşıyorsa ve önündeki isimle kaynaşmamışsa kendi görevinde kullanılmış demektir yani asıl fiildir. * * * * Ben ettim sen etme. Köyümüzde şimdi kirazlar olmuştur. Elindeki gömlek ancak beş milyon lira eder. Boş zamanlarımda kütüphanede olurum. C)Anlamca Kaynaşmış Birleşik Fiiller: Bir isimle bir fiilin anlam yönünden birleşip kaynaşmasıyla oluşur. Bu sözcüklerden biri ya da ikisi gerçek anlamını yitirir. Deyimlerin çoğu bu türe örnektir. * * * * * * * Sen kimsin ki bana kafa tutuyorsun? Bu tehditlerinle gözümü korkutamazsın. Annemin yemekleri hoşuna gitti mi? Odasında kitaplarına göz atıyordu. Adama laf anlatmaktan dilimde tüy bitti. Konuşulanlara ben de kulak kabarttım. İş için yüzlerce kişi başvurmuştu. FİİLLERDE ÇATI Fiillerin özne ve nesneleriyle olan anlam ilişkilerine çatı denir. Fiiller çatıları bakımından iki bölümde incelenir: 1. Öznelerine Göre Fiiller 2. Nesnelerine Göre Fiiller Öznelerine Göre Fiil Çatıları Etken Fiiller Öznesi belirli olan fiillerdir. Eylemi yapan bellidir. Bu fiiller gerçek öznedir. Ben çiçekleri suladım. Eve kadar koştuk. Çocuğu çok azarladı. Edilgen Fiiller Fiilin bildirdiği eylem özne dışında başka bir varlık tarafından yapılıyorsa ve özne işi yapan değil de yapılan işten etkilenen konumundaysa bu fiiller edilgendir. Bu fiillerin öznesi sözde öznedir. Edilgen fiiller fiil köküne “-il, -in” ekleri getirilerek yapılır. Dolaplar temizlendi. Bulaşıklar yıkandı. Bebek giydirildi. Düşünceler tek tek açıklandı. Dönüşlü Fiiller Öznenin yaptığı işten yine kendisinin etkilendiği fiillerdir. Bu fiiller aynı zamanda etkendir. Dönüşlü fiiller fiil köklerine “-il, -in” ekleri getirilerek yapılır. Kız düğüne gitmek için süslendi. Kadın bütün gün dövündü. Buna çok sevindim. O her zaman övünür. Yeni koşular bugün taşındı. Edilgenlik ve dönüşlülük eki aynıdır. *Fiil özne ve gerçekse dönüşlü çatılı, sözde özne ise edilgen çatılıdır. Dönüşlülük kendi zamiriyle de yapılır. Kendini boşuna üzme. İşteş fiiller Eylemin birden çok özne tarafından karşılıklı ya da birlikte yapıldığını anlatan fiillerdir. ”-ş” eki getirilirek yapılır. İşteş çatılı fiiller üç şekilde yapılır. a)Karşılıklı yapma: Çocuklar dövüştü. Bu konuyla ilgili olarak uzun uzun tartıştık. İki ordu savaştı. b)Birliktelik Taş atınca kuşlar uçuştu. Hepimiz kaçıştık. Anneleri gidince çocuklar ağlaştılar. Onun .bu hâline gülüştük. Kucaklaşmak, buluşmak, tanışmak. c)Nitelikte eşitlik İsim ve sıfatlara “–leş” eki getirilerek yapılan işteş fiiller nitelikte eşitlik bildirir. Hasta günden güne iyileşti. Kız her geçen gün güzelleşiyor. Nesnelerine Göre Fiiller Geçişli Fiiller Nesnesi bulunan ya da nesne alabilen fiillere denir. Fiil “ne, neyi, kimi” sorularına cevap veriyorsa geçişlidir. Çocuklarını yatılı okula verdi. Kitaplarını kapladı. * Fiiller geçişli oldukları hâlde nesne almayabilirler. İyice temizledim. Sabahtan beri seyrediyorum. Geçişsiz Fiiller Nesne almayan fiillere denir. Bütün kuşlar uçtu. Tatil günlerinde evde oturuyorum. Otobüsten indim, etrafa dikkatlice baktım. Oldurgan Fiiller Geçişsiz fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek yapılır.Böyle fiillere oldurgan fiiller denir. Rüzgârda yapraklar uçuşuyor. Uçurtma uçuruyorum. Yemekleri ben pişirdim. Çocuğu ağlattılar. Atı koşturdu. Ettirgen Fiiller Geçişli fiillere “–r, -t, -tir” ekleri getirilerek geçişlilik derecesi artırılır. Özne işi yapan değil de yaptıran olur. Böyle fiillere ettirgen fiiller denir. Mektup yazdırdım. Halıları yıkattım. Bütün eşyaları taşıttılar. Odamı yeşile boyattım. Atı koşturdum. FİİLERDE OLUMSUZLUK Fiili bildirdiği işin, oluşun,hareketin yapılmadığını gösteren fiiller OLUMSUZDUR Fiil köküne eklenen ‘-me ,-ma,-mez,-maz’ ekleri ile olumsuzluk ifadesi sağlanır. Zaman eki ve kişi ekinden önce gelir. Gel—-------me------------ di-------------- ler F.K olumsuzluk zaman eki şahıs eki eki DİKKAT: ‘-me’ olumsuzluk bildiren ek ,şimdiki zaman kipinde; ’-mı,-mi,-mu,-mü’ biçimine dönüşür. Yaz F.K --- mı --- yor --sun. olumsuzluk zaman kipi şahıs eki Geniş zaman kipinde olumsuzluk çekimi farklıdır. OLUMLU OLUMSUZ Koş—ar—ım Koş—ma---m Koş---ar---sın Koş---maz---sın Koş---ar------Koş---maz Koş---ar---ız Koş-ma-y-ız(-y kaynaştırma sesi) Koş---ar---sınız Koş---maz---sınız Koş---ar---lar Koş---maz---lar Bu çekimde görüldüğü gibi 1.tekil şahıs ve 1.çoğul şahıslarda zaman eki olan “–ar” düşer; Diğer şahıslarda bu ek “–z” olarak kullanılır, olumsuzluk eki “–maz” dır. FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER) Fiillerden türemiş oldukları halde bir fiil gibi çekimlenemeyen, cümlede isim, sıfat, zarf görevlerinde kullanılan ve yan cümleciklerin yüklemi olan kelimelere “fiilimsi” denir. Fiilimsilerin Özellikleri *1-Fiilimsi ekleri yapım ekidir. Dolayısı ile fiilimsiler türemiş sözcüklerdir. *2-Fiillerin bütün özelliklerini taşımazlar. Kip, zaman ve şahıs eki *3-İsim çekim eklerini alırlar. *4-Fiilimsilerin olduğu cümleler birleşik cümledir. Bir cümle içerisinde ne kadar fiilimsi varsa o kadar yan cümle vardır. *5-Fiilimsiler ek-fiil olarak yüklem olabilirler. “Amacım bu sınavı kazanmak.” Fiilimsiler görevleri ve anlamları bakımından üçe ayrılırlar: 1) İSİM – FİİLLER (AD – EYLEMLER): Fiil kök ya da gövdelerine “-mek, -mak, me, -ma, -ış, -iş, -uş, -üş” eklerinin getirilmesiyle yapılır. Bir gülüşün ömre bedel. Gün biter gülüşün kalır bende. Seninle akşamları yürüyüşe çıkardık. Adamın yalvarışlarını bir görecektin. Madem ki yükseliş var iniş olmaz olur mu? Unutuş, unuturlar seni de. Bu kucaklayış belki de bir haykırışın sesiydi. Sana bakmak Allah’a inanmaktır. Yaşamak, ölmekten zor. Buralardan gitmek istiyorum. Seni bile özlemek istemiyorum bu akşam. İçimde maziden kalma duygular var. Okula yeniden başlamayı düşünüyor musun. NOT 1 : İsim- fiil ekiyle türetilen bazı sözcükler,isimfiil özelliğini yitirip kalıplaşarak kalıcı bir nesne ya da kavram adı olabilir. Artık bunlara isim- fiil eki olarak bakmamak gerekir. *Kaymak, dondurma, dolma, bağış, çakmak, kavurma, gözleme, geviş… NOT 2: Fiilden fiil yapım eki olan –iş ile isim- fiil eki olan “–iş” i birbiri ile karıştırmamak gerekir. Anlamsal olarak fiilden fiil yapım eki (işteşlik eki) bir işi karşılıklı ya da birlikte yapma anlamı verirken isim fiil eki böyle bir anlam vermez. Gülüşün çok güzel. (isim fiil eki) Onu öyle görünce gülüştüler. (işteşlik eki) NOT 3: Fiilden fiil yapan olumsuzluk eki olan “–ma, me” ile isim fiil eki olan “–ma,-me” birbiri ile karıştırılmamalıdır. Fiilden fiil yapan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katarken isim fiil eki olan “–ma, -me” fiile olumsuzluk anlamı katmaz. Artık sevmeyeceğim. (olumsuzluk eki) İnsanın mesleğini sevmesi gerekir.(isim-fiil eki) 2. SIFAT – FİİL EKLERİ (ORTAÇLAR) Fiil soylu sözcüklerin sonuna “–an, -en, ası, -esi, -mez, -maz, -ar, -er, -dık, -dik, duk, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük ,-ecek, acak, -miş, -mış, -muş, müş” ekleri getirilmek suretiyle yapılır. Sıfat- fiil ekleri genellikle sıfat tamlaması kurar. Her seven sevilenin boy aynasıdır. İşleyen demir pas tutmaz. O öpülesi eller beni büyüttü. Yıkılası Bağdat nice askerler yedi. Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç. Onunla unutulmaz anlar yaşadık. Bilinmez diyarlara gitme. Senin bu yaptığın olur iş değil. Akar sular gibi çağlarım. Benim doğduğum köyleri akşamları eşkıyalar basardı. Tanıdık bir yüz çıkmadı karşımıza. Görülecek günler var daha aldırma gönül. Gelecek hafta sınavım var. Bense penceremde gelmeyecek saatleri beklerim. Mayın tarlasına düşmüş bir deliyim. Ölmüş eşek kurttan korkmaz. NOT: Zaman ekleriyle sıfat fiil eklerini karıştırmamak gerekir. Zaman ekleri, şahıs ekinden önce fiile gelerek fiili yüklem yapar. Sıfat fiil ekleri ise genellikle fiilleri sıfat yapar ve üzerine isim çekim eklerini alabilir oysa zaman ekleri isim çekim eklerini alamazlar. Hiç oturacak zamanım yok. s i (-acak sıfat tamlaması kurmuş bu yüzden sıfat fiil eki) Oğlum, okuyacak ve büyük adam olacak. (zaman eki; çünkü fiili yüklem yapmış ) Okumuş insanlar daha kültürlü (s.f.e) s i Annem de okumayı çok istemiş. (zaman eki) 3. ZARF FİİL EKİ (ULAÇ, BAĞ – EYLEM): Fiil kök ve gövdelerinin üzerine “–ınca, dıkça, - dığında, -ken , -r… -mez, -alı, erek, -madan, -meksizin, -a…-a, -ıp” ekleri getirilerek oluşturulur. Zarf- fiil ekleri temel cümlenin zarf tümleci olurlar. Ben gidince hüzünler bırakırım. Senin bu halini görünce lise yıllarımı hatırladım. Gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu, ağlardım. Ağladıkça dağlarımız yeşerecek göreceksin. Ağlarım, hatıra geldikçe gülüştüklerimiz. Öldüğünde henüz çok gençti. Seninle konuştuğunda rahatlıyor. Sen geçerken sahilden sessizce, gemiler kalkar yüreğimden gizlice. Sen ağlarken ben nasıl gülerim. Onu görür görmez tanıdım. Yarim, sen gideli yedi yıl oldu. Ah vah etmenin zamanı geçeli çok oldu. Gülerek yanıma geldi. Böyle yaparak beni çok üzüyorsun. Hiçbir şey söylemeden çekip gitti. Ağlamadan ayrılık olmaz. Sizin durmaksızın çalışmanız lazım. Bir süre konuşmaksızın öylece bekledik. Gide gide bir söğüde dayandık. Gidip de gelmemek, gelip de görmemek var kaderde. NOT 1: Bir cümlede kaç tane fiilimsi varsa o kadar da yan cümle var demektir. NOT 2: Bir cümlede fiilimsi varsa o cümle girişik birleşik bir cümledir. NOT 3: Bir cümledeki fiilimsi sayısıyla temel cümlenin yükleminin toplamı o cümledeki yargı sayısını verir.