1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ 1.2.Atomun Kuantum Modeline Yönlendiren Bulguların Tarihsel Gelişimi Elektromanyetik ışınların tanecik karakterine ilişkin çalışmalar yapan Einstein, fotoelektrik olayı açıklarken ışığın fotonlardan oluşan tanecikli bir yapıya sahip olduğunu düşünmüştü. Ancak beyaz ışığın prizmadan geçirilmesiyle bir spektrum oluşturacak şekilde kırılması ve girişim olayları, ışığın dalga özelliği taşıdığını göstermişti. Önceki konumuzda öğrendiğiniz gibi Bohr Atom Modeli, tek elektronlu türler için elde edilen spektrumları başarı ile açıklarken birden fazla elektron içeren türlerin spektrumlarını açıklamada yetersiz kalmıştı. Bohr modeli, hidrojen elektronuna ilişkin enerjilerin neden kuantlaştığına bir açıklama getirememesi nedeniyle bilim insanları tarafından sorgulanıyordu. Bu modelde ileri sürüldüğü gibi elektronun neden çekirdek etrafında, belirli uzaklıklardaki yörüngelerle kısıtlı Şekil 1.12: Enerjisi azalan elektronun hızı düşer, gittikçe yörünge çapı küçülür ve çekirdeğe çarpar. çizgilerde bulunması gerektiği açıklanamıyordu. a. Bohr Atom Modelinin Yetersizliği Hidrojenin ışıma spektrumu manyetik alanda incelendiğinde tek bir çizgi gibi görünen, bir renge ait, dalga boyları birbirine yakın alt çizgilerin varlığı da gözlenir. Bohr modeli bu alt çizgileri açıklayamamıştır. Fizik kurallarına göre çekirdek çevresindeki dairesel yörüngelerde belli bir hızla dönen elektronlar, bir süre sonra enerji kaybederek çekirdeğe yaklaşmalı ve sonunda çekirdeğe çarpmalıdır (Şekil 1.12). Ancak atomda bu olay gözlenmemiştir. Bohr modeli, katı ya da sıvı maddelerdeki atomların bağlarını Bilgi Kutusu Bohr Atom Modeli, sadece tek elektronlu atom veya iyonların spektrumlarını açıklayabilir. Bu modelde dalga-tanecik ikiliği göz önüne alınmamıştır. ve birleşerek molekülleri nasıl oluşturduğunu açıklayacak bilgiler içermemektedir. Bohr modelinin açıklayamadığı bir diğer olay, atom çekirdeğinin 1. enerji düzeyindeki elektronunu yakalayarak başka bir çekirdeğe dönüştüğü radyoaktif değişimlerdir. Bohr modeli, birden fazla elektronlu element atomlarında, elektronların çekirdekle ve birbirleriyle etkileşimlerini hesaba katmamış, elektronlar arası elektrik ve manyetik alan etkilerini dikkate almamıştı. Atom üç boyutlu olduğu hâlde, elektronun çizgisel bir yörüngede bulunduğunu kabul etmişti. Elektronların dalga özelliklerinin keşfi, bir dalganın konumunun nasıl belirleneceği problemini ortaya çıkarmıştı. Dalganın uzayda yayılması konumunun tam olarak belirlenebilmesini engelliyordu. Ayrıca elektronun çok küçük bir kütleye sahip olması da dalga-tanecik ikiliğini anlamayı zorlaştırmıştı. 1920’li yıllarda Werner Heisenberg (Vernır Hayzınbörg, Resim 1.19) bir dalga Resim 1.19: Werner Heisenberg (1901-1976) 35 1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ gibi davranabilen elektron gibi küçük taneciklerin konumunun belirlenmesi amacıyla çalışmalar yaptı. Uyguladığı deneyler sonucunda yaptığı hesaplamalarda, elektronun konumundaki belir- sizlik ( x) ile elektronun momentumundaki belirsizliğin ( p) çarh pımının, toplam belirsizlik c m ’den küçük olamayacağını buldu. 2r h Bu durumu Tx ·Tp H şeklinde bir matematiksel bağıntı ile 2r ifade etti. Heisenberg’e göre elektronun atom içindeki yeri ne kadar be- lirlenirse hızı o kadar belirsizleşir. Elektronun hızı ne kadar net belirlenirse yeri o kadar belirsizleşir. Bu nedenle elektronun, tam olarak tanımlanmış yörüngelerde dönen bir tanecik olarak düşünülmesi doğru değildir. Heisenberg bu durumu açıklarken ölçüm yapmak için kulla- nılan araçların, ölçülen şeyin özelliklerini değiştirebileceğini dü- şünmüştü. Bu da belirsizliğe neden olmaktaydı. Elektronların yerini ve hızını belirlemek için ışık, araç olarak kullanılır. Elektron gibi küçük bir cismi görebilmek için kullanılacak ışığın dalga Bilgi Kutusu Heisenberg belirsizlik ilkesine göre bir elektronun hem yeri hem de hızı aynı anda belirlenemez. Bu durumda Bohr atom modelinde ileri sürülen yörünge kavramı yanlıştır. boyu kısa olmalıdır. Bu ışık elektrona çarptığında, enerji kazanan elektronun hızını ve yerini değiştirir. Elektrondan yansıyarak gözümüze ulaşan ışık demeti elektronun gerçek yerini ve hızını yansıtamaz. Bu nedenle elektronların atom içinde hareket ettiği kesin bir çizgiden söz edilemez. Heisenberg’ün 1925’te ileri sürdüğü görüşleri, atom içi hare- ketlerin ve dolayısıyla atomun kuantum modelinin temelini oluşturdu. b. De Broglie Hipotezi “Işık bir dalga mı yoksa tanecik midir?” soruları yıllar sonra ışığın hem dalga hem de tanecik olabileceği düşüncesini ortaya çıkarmıştır. 1924 yılında De Broglie (Dö Brogli), ışık dalgalarının foton olarak davranabilmesinden yola çıkarak elektron gibi küçük taneciklerin dalga özelliği gösterebileceğini ileri sürdü. n = 5, 4, 3, 2, 1, Bohr’a göre bir tanecik olan elektron, atom içinde elektrostatik ve merkezcil kuvvetlerin etkisinde belirli çizgiler olan yörünge- lerde dolanmaktaydı. De Broglie tanecik ve dalganın birbirinden bağımsız olmayıp birbirlerini tamamlayan parçalar olduğunu düşündü. De Broglie’ye göre hareket hâlindeki taneciklere dalgalar eşlik edebilirdi. Bazen taneciklerin elektromanyetik radyasyonlar gibi bazen de elektromanyetik radyasyonların tanecik gibi davrandığını ileri sürerek elektronlara sanal bir dalganın eşlik ettiğini düşünmüştü. De Broglie modeline göre farklı elektron yörüngeŞekil 1.13: De Broglie dalga modelinin Bohr Atom Modeli’ne uygulanması 36 leri Şekil 1.13’de gözlendiği gibi çekirdek etrafında kapalı dalga hareketi oluşturmaktaydı. 1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ De Broglie, daha çok elektron dalgaları üzerinde çalışmalar yaptı. Ancak elde ettiği sonuçların her türlü tanecikli yapı için geçerli olduğunu kabul etti. Planck bir fotonun enerjisini hesaplamak için; E = h·o formülünü kullanmıştı. Einstein’ın bir fotonun enerjisini kütlesine bağlı olarak hesapladığı eşitlik; E = m·c 2 Bunları Biliyor musunuz? Davisson ve Germer, büyük bir nikel kristalinden tesadüfen elektron kırınımı deseni elde ettiler. Aynı yıl Thomson’un oğlu G.P. Thomson, ince bir altın levhadan elektron demeti geçirerek elektron kırınımını gerçekleştir- şeklindeydi. di. Davisson ve G.P. Thomson, De Broglie, Planck ve Einstein’ın eşitliklerini birleştirerek aşağıdaki eşitliği oluşturdu. rindeki çalışmaları ile 1937 yı- h · o = m · c2 c formülde o yerine yazılırsa m c h · = m · c2 m elektronların dalga özelliği üzelında Nobel Fizik Ödülü’nü paylaştılar. İlginç olan J. J. Thomson, oğlundan 31 yıl önce elektronun tanecik özelliği gösterdiğini ileri sürerek Nobel Fizik Ödülü’nü almıştır. bağıntısı elde edilir. Bu durumda bir fotonun dalga boyu, h m = m·c eşitliği ile hesaplanır. Maddesel bir taneciğin dalga boyu hesaplanırken eşitlikte ışık hızı ^ch yerine tanecik hızı ^vh alınır. Eşitlik h m = m· v şeklinde yazılır. De Broglie’nin formülle açıkladığı dalga-tanecik ikiliği ancak dalga boylarının atom ve çekirdek boyutlarına yakın olması durumunda önem kazanır. Çünkü büyük cisimlerde dalga boyu ölçülemeyecek kadar küçüktür. De Broglie’nin ileri sürdüğü hipotezi değerlendiren Clinton Davisson (Kılintın Devissın) ve Lester Germer, (Lestır Cirmır) 1927 yılında elektronların dalga özelliği taşıdığını ilk kez deneysel olarak kanıtlamıştır. Davisson ve Germer düşük enerjili bir elektron demetinin nikel bir kristal ile kırınıma uğradığını göstererek elektronların dalga boylarını ölçtüler. Aynı dönemde J. J. Thomson’un oğlu George Paget Thomson (Corc Pecıt Tamsın) da bir elektron demetini ince bir metal levhadan geçirerek X-ışınlarıyla elde edilene benzer (Şekil 1.14.a, b) kırınım ve girişim desenlerini gözlemlemiş ve elektronun dalga özelliğini kanıtlamıştır. Şekil 1.14.a: X-ışınlarının kırınımı Şekil 1.14.b: Metal levhanın elektron kırınımı 37 1. ÜNİTE: MODERN ATOM TEORİSİ c. Atomun Kuantum Modeliyle Taneciklerin Dalga Karakteri Arasında Nasıl Bir İlişki Vardır? Heisenberg’le aynı tarihlerde çalışmalar yapan Erwin Schrödinger (Örvin Şödingır) de Heisenberg’i destekleyen kuvvetli deliller ileri sürmüştü (Resim 1.20). Schrödinger’a göre atom içinde hareket eden elektronların yerlerini net olarak belirlemek mümkün değildi. Ancak elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu yerler belirlenebilirdi. Schrödinger’ın bu görüşlerini hidrojen atomu için değerlendiResim 1.20: Erwin Schrödinger (1887-1961) rirsek bir elektronun atom içinde bulunabileceği yerler, çekirdekten itibaren sonsuza kadar bir alan olarak düşünülebilir. Fakat belirli bir uzaklıktan sonra bu ihtimal çok zayıflar. Bu durumda elektronun bulunma olasılığı çekirdekten sonra belirli uzaklıklarda çok yüksektir (Grafik 1.1). Çekirdekten belirli uzaklıkta bulunan, elektronun bulunma olasılığının yüksek olduğu uzay parçalarına orbital adı verilir. Bilgi Kutusu Orbitaller, elektronların çekirdeğin etrafında hangi konumda bulunacağını veren fonksiyonlardır. Kuantum sayıları Schrödinger denkleminin çözümünden elde edilen sayılardır. Elektronun orbitallerde bulunma ihtimali ortalama uzaklık 0 50 100 ortalama uzaklık 0 50 0 50 150 3p 100 ortalama uzaklık 3s 150 3d 100 150 Çekirdeğe olan uzaklık (pm) Grafik 1.1: Atomda elektronun orbitallerde bulunma ihtimalinin çekirdekten uzaklığa bağlı olarak çizilen grafiği Atomların çizgi spektrumlarının manyetik alanda incelenmesiyle ortaya çıkan bazı çizgilerin daha alt çizgilere ayrılması olayı enerji seviyelerinin belirlenmesinde başka faktörlerin de rol aldığı fikrini ortaya çıkarmıştı. Schrödinger, atoma matematiksel bir yaklaşımla bakmış ve elektronların bazı özelliklerinin bunlara ait dalga denklemi ile ifade edilebileceğini göstermiştir. Böylece dalga mekaniğini kurarak kendi adıyla anılan denklemi oluşturmuştur. Schrödinger denklemi elektronların enerjileri, hızları ve atom içerisindeki yerleri hakkında tatmin edici cevaplar vermektedir. 38