Etkin Piyasa Hipotezi

advertisement
ETKİN PİYASA HİPOTEZİ


Etkin piyasa hipotezinin ilk klasik
tanımlaması Eugene Fama
tarafından 1970 yılında yapılmıştır.
Bu tanımlamaya göre menkul
kıymet fiyatları daima ulaşılır tam
bilgileri yansıttığı zaman durumda
ancak “etkin bir piyasanın”
varlığından söz etmek mümkün
olmaktadır.
Etkin piyasa hipotezinin temel
dayanağı “tesadüfi yürüyüş” modelidir.
*Tesadüfi yürüyüşün anlamı etkin bir sermaye
piyasasında her türlü bilgi piyasaya yansımış ve
yatırımcılar tarafından değerlendirilmiş ise
herhangi bir andaki hisse senedinin fiyatı, hisse
senedinin gerçek değerine eşit olacaktır.
Etkin piyasa hipotezi Temel ve Teknik
yaklaşımların geçersiz olduğunu ileri süren bir
görüştür. Yani piyasadaki menkul kıymet fiyatlarını
şekillendiren dinamik ancak ve ancak bilgi ve bu
bilginin tüm piyasa katılımcıları tarafından eşanlı
ve tamamen paylaşımıdır.
Etkin piyasa hipotezinin önemi:

Etkin piyasa hipotezinin 21 yüzyılın son çeyreğinde
bu kadar önemli hale gelmesinin nedeni, aslında
sermaye piyasalarının etkinliğinin vurgulanması
açısından oldukça üzerinde durulması gereken bir
konudur.

Günümüzde sermaye piyasaları ve reel piyasalar
daha fazla birbirini etkiler hale gelmiştir. Bu
nedenle sermaye piyasalarının etkin işleyişi en çok
tartışılan konulardan birisi olmuştur. Sermaye
piyasalarının etkinliği yani kısaca sermaye
piyasalarına konu olan menkul kıymetlerin gerçek
değerlerini yansıtması anlamına gelmektedir.
Tartışma soruları
Soru:Finans piyasaları ve reel piyasaların birbirinden
etkileşimine dair açıklayıcı bir örnek veriniz.
Soru*:Sermaye piyasalarına konu olan alternatif menkul
kıymetlerin gerçek değerlerini yansıtmaları neden önemlidir?
Soru**: Sermaye piyasalarında menkul kıymetlerin gerçek
değerini yansıtması yani piyasaların etkin olmasının sizce reel
sektöre bir etkisi var mıdır? Tartışınız.
Etkin piyasa hipotezinin
varsayımları
1.
2.
3.
4.
5.
6.
Piyasada çok sayıda satıcı ve alıcı vardır. Hiçbir alıcı
veya satıcı piyasayı etkileyecek güce sahip değildir.
Menkul kıymetle ilgili bilgiler düşük bir maliyetle ve
yatırımcılara en kısa zamanda sağlanmaktadır.
Etkin bir piyasada işlem giderleri oldukça düşüktür.
Piyasaların kurumsal yapısı çok gelişmiştir.Başka bir
ifadeyle düzenleyici mevzuatla piyasaların istikrarlı
çalışması sağlanmaktadır.
Vergi ile ilgili düzenlemeler yoktur.
Tüm finansal varlıklar tamamen bölünebilir.
Bir piyasanın etkin olabilmesi
için mevcut şartlar:

1. Bilgi ve veriler üzerinde tekelleşme
olmaması

2. Piyasadaki işlem giderlerinin rekabetçi
bir biçimde oluşması
Etkin olmayan finansal piyasalarda ortaya
çıkan ve piyasayı etkin dengelerden
uzaklaştıran diğer nedenler.







Finansal piyasalarda volatilite
Fiyat balonları
Finansal piyasalarda belirsizlik
Finansal piyasalarda yer alan gürültücü
işlemciler (Noise Trader)
İçerden bilgilenenler (Insider Trading)
Finansal piyasaların düzenleyici otoritelerce
yapılandırılmasının etkinlik üzerine etkileri
Beleşcilik sorunun ( Free Rider Problem)
Etkin Piyasa Hipotezine Göre
Etkinlik Formları

Zayıf Formda Etkin Piyasa Hipotezi

Yarı Güçlü Formda Etkin Piyasa
Hipotezi

Güçlü Formda Etkin Piyasa Hipotezi
1.Zayıf Formda Etkin Piyasa
Hipotezi




Zayıf formda etkinlik düzeyi, hisse senedi fiyatlarının
geçmişteki fiyat hareketlerini içerdiği durumu
yansıtmaktadır.
EMH’ın zayıf formda piyasa etkinliğine göre,geçmişteki
fiyat verilerini kullanarak bugünkü fiyatları tahmin etmek
olanaksızdır.
EMH’a göre bir periyotta meydana gelen fiyat değişmeleri
diğer periyottan bağımsızdır.
Çünkü fiyatlar tesadüfen değişmektedir ve fiyatlarda
herhangi bir bilgi nedeniyle meydana gelen değişme aynı
anda direkt piyasalara yansımaktadır.Bu nedenle EMH’ın
zayıf formda piyasa etkinlik düzeyi “Tesadüfi yürüyüş
modeline” dayanmaktadır.
2.Yarı Güçlü Formda Piyasa
Etkinlik Düzeyi


EMH’ın “Yarı Güçlü Formuna” göre piyasada
sadece fiyatlar geçmiş fiyat bilgilerini değil aynı
zamanda,bütün kamusal bilgilerde bugünkü
piyasa fiyatları tarafından yansıtılmaktadır.
Bunun anlamı eğer piyasa bu anlamda
etkinse,temel ve teknik analiz,bilanço denge
analizi,gelir dengesi pozisyonu,kar paylarındaki
değişiklik duyuruları ve şirket hakkında herhangi
bir bilgi normal üstü ekonomik karı
etkileyecektir.

EMH’ın yarı güçlü piyasa etkinlik formu zayıf etkinlik
formu şartlarını da içinde barındırmaktadır.

Yine bu formda hiçbir yatırımcının piyasa ortalaması
üzerinde aşırı getiri elde etmesi mümkün değildir.

Çünkü bu forma göre yeni bilgiler piyasaya
açıklandığı anda tüm yatırımcılar tarafından
paylaşılmış olacağından, bu durum menkul kıymet
fiyatlarına zaten anında yansıyacağından hiçbir
yatırımcı ortalamanın üzerinde kar elde
edemeyecektir.

EMH’ın kurulumunda ki temel fikir fiyatların
gerçek piyasa değerlerini varolan bilgilere
dayanarak tam olarak yansıtmasıdır. Ancak bu
durumda menkul kıymetler olması gereken
temel fiyatlarını yansıtacaktır. İncelenen her iki
formda da fiyatlar ulaşılabilir bilgileri
yansıtmaktadır.

Ancak zayıf formda geçmiş veriler kullanılırken,
biraz daha güçlendirilmiş form olarak kabul
edilen yarı güçlü formda ise fiyatlar kamuya
yansımış bilgileri de içermektedir.
3.Güçlü Formda Piyasa
Etkinlik Düzeyi

EMH’ın bu formunda piyasadaki fiyatlar
ulaşılabilir tüm bilgileri yansıtmaktadır.

Güçlü etkinlik formunda piyasada bilgi olarak
piyasa katılımcıları arasında herhangi bir
üstünlük yoktur. Dolayısıyla içerden
bilgilenenlerin ticareti(Insider Trading )
sözkonusu değildir.


“Insider Trading” yada “içerden
bilgilenenlerin”
varolduğu bir piyasa yapısında içerden
bilgilenenler dengelerin kendi lehlerine
çalışmasını sağlayarak ve piyasada
asimetrik bilginin varlığından yararlanarak
mevcut koşulları bozarak, piyasanın
etkinlik formundan uzaklaşmasına neden
olmaktadırlar. Bu durumda piyasada oluşan
menkul kıymet fiyatları da gerçek temel
değerini yansıtmayacaktır.
EMH’a Yönelik Eleştiriler


EMH’a yapılana eleştirilerin başında
piyasada yer alan yatırımcıların geleceğe
ilişkin beklentilerinin Homojen olması
gelmektedir.
Aslında homojen beklenti varsayımının
ardında yatan temel argüman sa
yatırımcıların tümünün aynı beklentilere
sahip olması gelmektedir.


Yatırımcıların hepsinin aynı beklentiye
sahip olması durumunda piyasada farklı
finansal varlıklara yatırım yapılması
düşünülemez.
Piyasada belli bir işlem hacminin
oluşabilmesi için ancak yatırımcıların
geleceğe ait beklentilerin yani homojen
beklentilere sahip olmadıklarının kabul
edilmesi gerekmektedir.
EMH’a yapılan 2. temel eleştiri


EMH’a yapılan diğer eleştiri yatırımcıların
yatırım kararlarında rasyonel bilgiye sahip
oldukları varsayımına ilişkindir.
Rasyonel beklentiler varsayımı birçok
ekonomist tarafından eleştirilmekte ve
piyasada yer alan yatırımcıların tümünün
rasyonel güdülerle hareket etmediği öne
sürülmektedir.



Rasyonel beklentiler teorisinin yerine alternatif
geliştirilen prensib ise “Heterojen beklentiler
prensibidir.”
Bu prensibe göre piyasada yer alan yatırımcıların
geleceğe ait bekleyişleri birbirinden farklı ve
rasyonellikten uzak olabilmektedir.
Shiller örneğin sermaye piyasalarında yer alan bir
yatırımcının “ne istediğini bilen akıllı yatırımcı”
(smart investor) olmadığını vurgulamakta ve
piyasada yer alan ,yatırımcıların çoğunun trend ve
modayı izlediklerini savunmaktadır.Dolayısıyla
yatırım kararlarının alınmasında bu değişkenlerin
çoğunun payı olduğu vurgulanmaktadır.



Piyasada yer alan yatırımcıların
davranışlarında sosyal ve psikolojik
etmenlerin (Davranışsal Finans) önemli
olduğu vurgulanmaktadır.
Sürü psikolojisi,rasyonel davranmayan
yatırımcıların tamamen içgüdülerine dayalı
davranışlar geliştirdiğini ortaya koymuştur.
Bu davranış tipinde genelin davranışına
uyma ve rasyonel davranıştan uzaklaşma
eğilimi ağır basmaktadır.



Sürü psikolojisine dayalı ve yatırım
kararlarının alındığı bir finansal sistemin ise
etkinlik kriterlerinden uzaklaşacağı açıktır.
Bu nedenle yakın zamanlarda yapılan
çalışmalarda artık piyasada rasyonel
beklentiler yaklaşımın yerini “zaman içinde
beklentilerin değişkenliği ihtimali”(Possibility
of Time Varying Expectation) düşüncesi
almaktadır.
Bu yaklaşım günümüzde çok farklı beklentilere
sahip yatırımcılardan oluşan içinde
bulunduğumuz piyasa yapısını en iyi ifade eden
yaklaşım olabilir.
SONUÇ




EMH tam olarak günümüz
piyasalarındaki işleyişi açıklamamaktadır.
Ancak nispeten optimal durumdan ne
kadar uzaklaşıldığı konusunda bilgi
vermektedir.
PORTFÖY PERFORMANSININ
ÖLÇÜLMESİ



Yatırım sürecinin en son aşaması portföy
performansının ölçülmesidir.
Bu süreç yatırımı yöneten kişinin bir anlamda
yatırım kararında ne kadar başarılı olup
olmadığının değerlendirilmesi anlamına da
gelmektedir.
Bu süreçte en temel belirlenmesi gereken konu
portföy performansı yüksek ise bunun gerçek
nedenini ne olduğu ortaya konulmalıdır.



Portföy performansının ölçülmesinde
portföyün getiri ile sahip olduğu risk
derecesinin ölçümlenmesi gerekir.
Bir portföyün doğal olarak sadece
getirisine bakmak yeterli değildir.
Üstlenilen riskin düzeyi bilinmeksizin bu
getirinin yeterince yüksek bir getirimi
yoksa ortalamanın altında kalan düşük bir
getirimi olduğu anlaşılmaz.
YATIRIMLARDA GETİRİNİN
ÖLÇÜLMESİ

Tek dönem elde tutma getirisi
Yatırım dönemi sonunda elde edilen getirinin
yatırım tutarına bölünmesi ile bulunmaktadır.
* Hisse senetleri için elde edilen getiri sermaye
kazancı (piyasa fiyatındaki değişimden elde
edilen kazanç) ile dividant (Kar payı), Tahviller
için elde edilen getiri ise sermaye kazancı ile faiz
tutarıdır.
ÖRNEK 


Dönem başında 10.000 TL sına alınan hisse
senedinden dönem içinde 500 TL kar payı
alınmış ve yılın sonunda da hisse senedi
14.500 TL’sına satılmış sa getiri oranı
nedir.?
ÇÖZÜM 
Eldeedilen toplamgetiri Sermayekazancı  karpayı

yatıatırım arı
D.B.Fiyat
=4500+500/10.000=%50
Getiri oranını hesaplamanın bir diğer
yolu


Nakit akımlarının bugünkü değerini yatırım
tutarına eşitleyen, iskonto oranının
hesaplanmasıdır.
Çok dönemli analizlerde getiri oranı bu
şekilde hesaplanmaktadır.O halde getiri
oranını r ile ifade edersek;
P1  D
14500  500
P0 
 10.000 
 10.000  10.000r  15.000 
(1  r )
(1  r )
5.000 0
r
 0 50
10.000
Yukarıda ifade edilen getiri oranı tek bir menkul kıymet
için yapılmıştır. Ancak birden fazla hisse senedinin portföye
Dahil edilmesi ve çıkarılması söz konusu olduğunda bu durumda
Ağırlıklı getiri oranı hesaplamak gerekecektir.

Ağırlıklı Getiri Oranı
n
m
Dt
WT
Portfoyundonemsonu deg eri  

t
t
(
1

r
)
(
1

r
)
t 1
t 2
Portfoyundonemsonu deg eri

(1  r )t
Dt=t anında portföye yapılan yeni yatırım
tutarı
Wt=T anında portföyden çıkışı olan tutar
n=Portföye yapılan yeni yatırım sayısı
m=Portföyden yapılan çıkış sayısı
t= Toplam elde tutma süresini ifade
etmektedir.
PORTFÖY PERFORMANSLARININ
RİSKLE KIYASLANMASI




Portföy performanslarının riske dayalı
olarak ölçümlenmesinde
Sharpe
Treynor
Jenson öncülüğü yapmışlardır ve
oluşturdukları endeksler portföy
performansının ölçülmesinde iyi birer ölçüt
olmuş ve geniş kullanım alanı bulmuştur.
1. SHARPE Performans Ölçütü

Aşağıdaki formül portföyün hem getirisini
hem de riski hesaba katan tek parametreli
bir portföy performans endeksi
oluşturmaktadır.
E (ri )  R f
Riskprimi
si 

Toplamrisk
 (ri )
E(ri)=İ Portföyünün ortalama getirisi
İ portföyünün standart sapması
Rf=Risksiz getiri(faiz ) oranı

Sharpe indeksi temel mantık olarak birim
riske düşen ek gelir miktarını ölçmektedir.

Örnek: Portföy A
Portföy B
Getiri
%30
%34
Risk
4
8
Rf
%10
%10
Sharpe indx
5
3
B porföyünün getirisi daha yüksek olmasına rağmen A
portföyünün performansı daha iyidir.Çünkü A
portföyünde birim riske düşen ek gelir miktarı B den
daha yüksektir.





2.Treynor Performans Ölçütü

Treynor portföy performansının sistematik
risk ölçütü olan beta katsayısı ile ölçülmesini
önermektedir.
E ( rp )  R f
Riskprimi
Tp 

Sistematikrisk
p
Treynor portföy performansının belirlenmesinde performansı
Yüksek portföyleri her bir birimlik ilave sistematik risk için
En fazla getiriyi sağlayan portföy olarak ifade etmektedir.
Shape’ın endeksi portföyün toplam riskine oranla endeks oluş
turmasına karşılık ,Treynor riski Beta faktörü ile ifade etmekte
dir.
3.Jensen Performans Ölçütü


Jensen portföy performansının
ölçümlenmesinde birtakım standartlar
geliştirmiştir.Model aşağıdaki formülle
gösterilebilir.
Endeks portföyün beklenen getirisi ile
portföyün hisse senedi pazar doğrusu
üzerinde yer almış olsaydı beklenen
getirinin alacağı değer arasındaki farktır.

Jensen endeksi aşağıdaki formülle
gösterilebilir.


J p  E (rp )  R f  E (rm )  R f  p 
Eğer portföy pozitif Jensen endeksine sahipse hisse senedi Pazar
Doğrusunun üzerinde bir yerde,
Negatif endekse sahipse hisse senedi
Pazar doğrusunun altında bir yerde demektir.
O halde hisse senedi Pazar doğrusunun üzerinde kalan bir portföyün
Performansı altında kalan bir portföye göre daha iyi demektir.
Bitti...Finansal piyasalarda yer alan
anomalileri EKLEE.........
Download