burayı - Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu

advertisement
Brifing / Konuşma Notu
Başkan Yardımcısı Matthias Kollatz-Ahnen
İmza Töreni, Ankara, 4 Temmuz 2011
ANA MESAJ: “Türkiye’nin akılcı büyümesi, iklim hareketiyle ve girişimciliğiyle
destekleniyor”
Sayın Müsteşar, Hazine Müsteşarlığı’nın, Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı’nın, TCDD, TKB
ve TSKB’nin temsilcileri, Bayanlar ve Baylar,
Türkiye’de iklim hareketini ve girişimciliğini 450 milyon EURO civarında toplam tutarla
destekleyen dört yeni AYB finansman sözleşmesinin imza töreni için bugün burada bulunmak
benim için büyük bir mutluluk. Bu sözleşmelerin ikisi doğrudan Hazine ile imzalanırken diğer iki
proje Hazine tarafından garanti edilecektir.
Bildiğiniz gibi AB Bankasıyız, 27 AB Üye Devletinin bankasıyız. Bu nedenle Türkiye’deki
kredilendirme önceliklerimiz iki farklı unsurdan kaynaklanmaktadır: Avrupa Öncelikleri ve
Türkiye’nin kendi öncelikleri. Yaptığımız müdahaleleri tartışmak ve öncelik sırasına koymak için
Hazine ile düzenli diyalog içindeyiz. Bu iki unsuru göz önünde bulundurarak kredilendirme
önceliklerimizi yerel ihtiyaçlara adapte ediyoruz ve Türk ekonomisine en verimli ve etkin biçimde
hizmet etmeye çalışıyoruz.
Bu yeni kolaylıklar hakkında birtakım ayrıntılar vermeden önce bu vesileyle biraz geri giderek
Avrupa Yatırım Bankası’nın yakın geçmişte Türkiye’de yürüttüğü faaliyetler ve gelecekteki
kredilerimizin itici gücü olacak başlıca önceliklerimiz hakkında sizi bilgilendirmeme izin veriniz.
2010 yılı, Banka’nın faaliyetleri itibarıyla şüphesiz önemli bir geçiş yılı olmuştur. 2008’in
üçüncü çeyreğinde başlayan uluslararası finansal krize tepki olarak AYB’nin kredilendirme
faaliyetlerinde attığı olağanüstü ileri adım son kertesine taşınmaktadır. Kriz 2008 ve 2009
yıllarında zirveye ulaştığında olağan yıllık kredi hacmimize yıllık 600 milyon EURO daha
eklemede bulunduk. 2010 yılında Türkiye’deki toplam kredilendirmemiz yine “olağan” 2 milyar
EURO düzeyine yaklaşmıştır.
 Türkiye’nin yanı sıra bütün olarak Avrupa Birliği’ndeki krizle mücadele programımız KOBİ
sektörüne destek verilmesine odaklanmıştır. Büyüme ve istihdam yönünden arz ettikleri
öneme binaen KOBİ’leri ekonominin kritik bir unsuru olarak görüyoruz. Ancak KOBİ’ler
ekonomik şoklara açıktır ve ürettikleri mallara ve hizmetlere olan talep düştükçe ve
bankacılık sektöründeki likidite kurudukça krizden çok olumsuz etkilenmişlerdir.
 2010 yılında Avrupa Komisyonu ile işbirliği içinde ürün gamımızı KOBİ’ler lehine
genişlettik. Çığır açan iki faaliyetimizden bahsetmeme izin veriniz. Bunlardan ilki Türkiye’nin
en az gelişmiş illerindeki KOBİ’lere ve mikro işletmelere yönelik Büyüyen Anadolu’ya Kredi
Kolaylıkları - BAKK olarak adlandırılmaktadır. Bu enstrümanla toplam 500 milyon EURO
kredi hazır edilmiştir. BAKK enstrümanının temel konsepti, hem AYB üzerinden cazip
finansman sağlamak hem de AYB’nin bir alt-kuruluşu olan Avrupa Yatırım Fonu (AYF)
üzerinden KOBİ’lerin kredi riskini paylaşmaktır. BAKK kredisi Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, AB
Komisyonu ve partner bankaların yakın işbirliğiyle mümkün olmuştur. İkinci enstrüman ise
150 milyon EURO tutarlı KOBİ Toparlanmasına Destek Kredisi olmuştur. Bu kolaylık, AYB
kredilerinin ve AB hibelerinin cazip şartlarından oluşan bir karışımla KOBİ’lerin borçlanma
maliyetlerini daha da aşağıya çekmektedir.
2
Bu iki yeni enstrümanın uygulanması konusunda 2011 yılında hızlı bir ilerleme kaydedilmiş
olmasından memnuniyet duyuyorum. Kriz sırasında geliştirilen enstrümanların yapısı
korunmalıdır. Olumlu tecrübeler, ekonomik omurgayı oluşturan KOBİ’lerin itici gücüyle
ekonomik büyümeyi desteklemek için krizin ardından yeni tahsisli enstrümanlar
oluşturmamıza yardımcı olacaktır.
 2010 yılı kredilendirme faaliyetlerimizde altı çizilmesi gereken başka bir unsur da akılcı
büyümeye verilen destek olmuştur. AYB, Türkiye’deki bilgi ekonomisi için 450 milyon
EURO temin etmiştir. Bu fonlar, TÜBİTAK tarafından uygulanan bilim ve teknoloji
programlarına Türkiye’nin yaptığı ulusal katkının eş-finansmanını sağlayacak ve Türkiye
Araştırma alanının ortak Avrupa Araştırma Alanı ile entegrasyonunu teşvik edecektir.
 Toplam 275 milyar EURO tutarındaki AYB kredisi, yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve
iklim değişikliğinin etkilerini hafifletme yatırımlarına yönlendirilmiştir. Bunlar, AYB’nin bu
ülkedeki özel sektör bankacılık ortaklarıyla oluşturduğu ilk iklim değişikliği kolaylıklarıdır.
 Bu ülkedeki geniş bant sabit hat telekomünikasyon ağının geliştirilmesi için 250 milyon
EURO’luk bir ilave kolaylık daha uygulamaya alınarak Türkiye’nin tamamında
telekomünikasyonun dengeli bir biçimde gelişmesini desteklemek ve özellikle de daha çok
sayıda genç insanın internete erişmesine imkan vermek için gereken uzun vadeli finansal
kaynaklar temin edilmiştir. Çevre sektörü için de 50 milyon EURO’luk ek kaynak
sağlanmıştır. Bu son krediyle Bursa Büyükşehir bölgesinin su ve atık su sisteminin
genişletilmesi finanse edilmiştir.
2010 yılında Türkiye’de sağladığımız başarılara bakarsak tek bir cümleyle özetleyebileceğimizi
düşünüyorum: “Krizle mücadele misyonu başarıya ulaştı”.
Şimdi de 2011 yılına ve bugünkü imza programına dönelim. Finansal ve ekonomik krizin
sonrasında hızlı ve istikrarlı bir toparlanma döneminden geçtiği için Türkiye ekonomisinin
performansı çok etkileyici olmuştur. Bu nedenle AYB’nin faaliyetlerinin odak noktası, kriz
desteğinden çıkarak iklim değişikliğine yapılan vurguyla birlikte ülkenin sürdürülebilir
büyümesine destek olunmasına doğru kaymıştır. Bu da çevre projelerine ve demiryolu, belediye
altyapısı gibi sektörlere daha fazla vurgu yapacağımız anlamına gelmektedir. Ancak bankacılık
partnerlerimiz üzerinden yaptığımız KOBİ kredilendirmesi, AYB'nin Türkiye'deki faaliyetlerinin
uzun vadeli bir unsuru olarak kalmaya devam edecektir. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlara ve
enerji sektörüne verilen desteğin gündemimizin en ön sıralarında yer almasını da bekliyoruz.
Genelde odak noktamız artık bu ülkedeki sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümenin
desteklenmesine yönelmektedir.
Bu itibarla bugünkü 4 yeni sözleşmeyle bu öncelikleri hayata geçirmek benim için büyük bir
mutluluk olmuştur.
Öncelikle Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı’nın ağaçlandırma, erozyon denetimi ve orman
yangınlarıyla mücadele faaliyetlerinin finansmanı için 150 milyon EURO tutarında çığır açıcı
bir sözleşme imzalayacağız. Sözkonusu sözleşme ülkenin tamamını, özellikle de erozyondan ve
kuraklıktan çok sık söz edilen bölgeleri kapsamaktadır. Genel olarak 400,000 hektardan daha
geniş bir arazide yürütülen çalışmalar sözkonusudur. Bilhassa Türkiye’nin ulusal bir öncelik
olarak tespit edilen Ağaçlandırma ve Erozyon Denetimi Seferberlik Eylem Planı desteklenecektir.
Bu faaliyet, orman kalitesinde iyileşme, toprak ve su kaynaklarının korunması, enerji için daha
fazla ağaç ve biyo-yakıt temin edilmesi dahil muhtelif çevre avantajları sağlayacaktır. Dolayısıyla
AB’nin ve Türkiye’nin iklim değişikliği, biyolojik çeşitlilik ve toprak yönetimi alanlarındaki birtakım
çevre politikası hedeflerine katkı sağlayacaktır. Uygulamalar sırasında kamu kurumları,
kuruluşları ve STK’lar da Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı’yla birlikte çalışmaktadır.
Türkiye’nin iklim değişiminin yönetimi hususunda üstlendiği bu önemli taahhüde finansman
katkısı sağlamaktan ötürü büyük mutluluk duyuyoruz.
3
145 milyon EURO'luk ikinci sözleşme, Irmak – Zonguldak Demiryolu Hattı’nın
rehabilitasyonu için ulaştırma sektörüne temin edilmiştir. Bu demiryolu hattı, Anadolu bölgesi ile
Karadeniz’in birkaç limanı arasında önemli bir demiryolu koridorudur. Bu hat büyük ölçüde çelik
ve kağıt endüstrisinin ve bir enerji santralinin taşımacılık işleri için kullanılmaktadır. Bu yatırımlar
demiryolu hizmetlerinin hızında ve kalitesinde genel bir yükselişe yol açacaktır. Sözkonusu
yatırımlarla demiryolu taşımacılığının cazibesi artacak ve bölgedeki ekonomik faaliyetlerin
canlanmasının önü açılacaktır. Yatırımların eş-finansmanının EC, IPA (“Katılım Öncesi
Enstrümanları”) fonları ile yapılacak olması AB fonlarını AYB kredileriyle dengelemek için hayata
geçirdiğimiz eş-finansman yapılarının başka bir yansımasıdır.
Bu, AYB’nin Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları, TCDD ile birlikte gerçekleştireceği ikinci
proje olacaktır. AYB, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Tren Hattı’nın finansmanında zaten 850
milyon EURO sağlamaktadır. Bu AYB kolaylıkları, demiryolu faaliyetlerinin kalitesini ve etkinliğini
geliştirerek demiryolu taşımacılığının payını artırmak düşüncesiyle Hükümet tarafından
geliştirilen planlara verdiğimiz desteğin açık bir göstergesidir. Son on yıl içerisinde AYB, bu
ülkedeki demiryolu yatırımları için 2 milyar EURO civarında finansman sağlamıştır.
Yine bugün TKB ve TSKB için 150 milyon EURO toplam tutarındaki onaylı EURO kredinin
75 milyon EURO'luk ilk dilimi için imza atıyoruz. Bu krediler büyük ölçüde Türkiye’nin
imalat, hizmet ve enerji sektörlerinde KOBİ’ler tarafından gerçekleştirilen küçük boyutlu
yatırımları finanse ederek ülkenin ekonomik kalkınmasına ve iş alanları açılmasına katkı
yapacaktır. Bu kolaylık kapsamında finanse edilen alt-projelerden bazıları normalde yenilenebilir
enerji ve enerji verimliliği gibi alanlardaki projeler olacaktır. Bildiğiniz gibi TKB ve TSKB, teknik
bilgilerini Türk ekonomisine fon sağlamak ve Türk özel sektörünü desteklemek için kullanan ve
sürdürülebilir kalkınmaya odaklanan kalkınma bankalarıdır. Bu kimlikleriyle TKB ve TSKB,
AYB’nin doğal partnerleridir ve KOBİ desteği, çevreye yatırım ve yenilenebilir enerji gibi
alanlardaki uzun bir işbirliği geçmişimiz içinde geriye dönüp bakabiliriz. Yeni KOBİ kolaylıklarının
hem TKB hem de TSKB ile ortaklığımızı daha da pekiştireceğine inanıyorum.
Cevaplamaktan büyük memnuniyet duyacağım sorularınızı almadan önce bugün nerede
bulunduğumuzu kısaca anlatmak istiyorum:
Türkiye 2010’da büyürken biz de bu ülkeye yönelik krizle mücadele özel desteğimizi tamamladık
ve yıllık kredilendirme hacmimizi kriz öncesindeki 2 milyar EURO “civarı” düzeyine taşıdık. AB
dışında AYB finansmanından en çok yararlanan ülke olmaya devam eden Türkiye'ye verdiğimiz
geniş çaplı, hızlı ve güçlü desteği yeniden teyit etmek istiyoruz. 2011 yılında odak noktamız,
altyapı ve çevre ihtiyaçlarını karşılamak ve KOBİ’lere sürekli destek vermek amacıyla daha çok
bu ülkenin sürdürülebilir ve kapsamlı büyümesine yönelmiştir. İklim değişikliği konusu gündemde
öncelikli bir yer tutmaktadır ve şüphesiz önümüzdeki uzun yıllarda da kilit unsur olacaktır.
Bugünkü sözleşmelerle bu doğrultuda kararlı bir adım attığımıza inanıyoruz.
Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti Hazine Müsteşarlığı, Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı,
TCDD ve bankacılık partnerlerimiz TKB ve TSKB ile oluşturduğumuz mükemmel işbirliğinin altını
çizmeme izin veriniz. Bütün bunları mümkün kılmak için çok yoğun çalışan AYB ekibiyle birlikte
hepsine teşekkür etmek istiyorum. Onların desteği olmadan bu sözleşmelerin hayata geçirilmesi
mümkün olmazdı.
Teşekkür ederim.
Download