çocuklar için felsefe - Dokuz Eylül Üniversitesi

advertisement
ÇOCUKLAR İÇİN
FELSEFE
Yrd. Doç. Dr. Kurtul GÜLENÇ
Dokuz Eylül Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü
FELSEFE NEDİR?
FELSEFİ BİLGİYE
NASIL ULAŞILIR?
ÇOCUKLAR FELSEFE
YAPABİLİR Mİ?
Büyük filozofların yapıtlarını
okumak hem daha kolay hem
de daha yararlıdır.
B. RUSSELL
Bir insanın felsefenin ne olduğunu
kavrayabilmesi ünlü düşünürlerin
yapıtlarının okunmasıyla mümkündür.
Platon - Devlet
Aristoteles- Nikomakhos’a Etik
Descartes – Aklın Yönetimi için Kurallar
Spinoza – Etika
Kant- Saf Aklın Eleştirisi
Marx – 1844 Elyazmaları
Bir insan bu kitapları okumasa
bile on dört yaşından itibaren
temel felsefe sorularını sormaya
başlar.
T. NAGEL
Doğru ve Yanlış nedir?
Herhangi bir şeyi nasıl biliyoruz?
Gerçekte var olan nedir?
Ölüm bir son mudur, değil midir?
T. NAGEL
14-15 yaşlarında bir gencin bu
sorunlara yönelmesinin nedeni
birebir pratikle -yaşamla- kurduğu,
olgunluk döneminin başlamasıyla
beraber ortaya çıkan bağdır.
MERAK VE ANLAMA ÇABASI
İNSANI ANLAMA
DOĞAYI ANLAMA
Çocuklar merak duygusu en
yoğun olan insanlardır. Bu
nedenle çocuklar doğal
filozoflardır. Çocukların merak
duyguları ile sordukları sorular
hiçbir önyargıya tabii değildir.
M. LIPMAN
Merak duygusu felsefenin özüdür.
Felsefenin özü, insan zihninin bir bilmece gibi
karmaşık bulduğu belli sorularda yatar;
felsefeyi öğrenmek doğrudan bu sorular
üzerine düşünmekle başlar.
Felsefe, henüz tam olarak bilmediğimiz,
konularda düşünmemizdir, o konulara
yönelmektir.
BEN KİMİM?
KENDİNİ TANI!
KENDİNİ BİL!
Felsefi bilgi kendimizi
tanımakla kendimizi
bilmekle ilgilidir.
Peki, kendimizi nasıl
tanıyacağız?
Yaratıcı
olma
Yargıda
bulunma
Soru
sorma
DÜŞÜNME
EĞİTİMİ
Anlamlandırma
Değerlendirme
Soru
sormayı
etkin kılma
Konunun
sınırlarını
belirleme
Tartışma
Eleştirinin
nedenlerini
gösterme
Eleştirme
1- SORU SORMA
Soru sorma herhangi bir duruma ya da
kavrama ilişkin gerçekleştirilen bir
etkinliktir.
Kişi soru sorarak içinde
bulunduğu durumu ya da
merak ettiği kavramı
anlamaya/açıklamaya çalışır.
Ben kimim?
Doğru ve yanlış
nedir?
Özgürlük her
istediğimizi
yapabilmemiz mi?
Sevgi nedir?
Bu durum
adil mi?
Adalet nedir?
Tercih nedir?
2- SORU SORMAYI ETKİN
KILMA
 Kişi temel soruyu birtakım yan sorularla
destekler.
 Araştırmasını ek sorularla
zenginleştirir.
 Soru sorma faaliyeti
sürekli bir etkinliğe dönüşür.
Ben kimim?
Ben nasıl dünyaya geldim?
Aynaya bakarak kendimi
keşfedebilir miyim?
Diğer canlılardan beni
ayıran özellik(ler)
nedir/nelerdir?
3- DÜŞÜNÜLEN KONUNUN
SINIRLARINI BELİRLEME
Konuyu, ilişkili olduğu diğer konularla ele
alarak, konuyla ilgili olan ve olmayan
noktalarını belirlemektir.
Örneğin,
“ben kimim?” sorusunu “bal tatlı mıdır?”
sorusuyla ilişkilendiremeyiz, çünkü bu iki soru
birbiriyle ilişkili değildir.
Ancak “ben kimim?” sorusu
“annemize ve babamıza ne borçluyuz?”
sorusuyla ilişkilidir. Kim olduğumuzu
bulmaya çalışırken anne ve babamızı da
konunun içine katabiliriz.
4- TARTIŞMA
Herhangi bir konuyu tüm boyutlarıyla ele
almak, birbiriyle tutarlı olan ve olmayan
yönlerini ortaya koymaktır.
Amaç, haklı çıkmak ya da kendi fikrimizi
karşı tarafa kabul ettirmek değildir.
Farklı yaklaşımların olabileceğini anlamaktır.
SORU : Evrende özgürlük var mı? Bizler özgür
varlıklar mıyız?
Ayla: Evrende yaşanan her olay tesadüfidir.
Yani her olay rastlantılar sonucunda meydana gelir.
Bu yüzden özgürlük vardır.
Berke: Hayır, evrende olan her olayın
belirli bir nedeni vardır. Her şey
belirlenmiştir. Bu yüzden de özgürlük yoktur.
5- ELEŞTİRME
Herhangi bir fikri olumlu ve olumsuz
yönleriyle mercek altına almaktır.
Çoğu insan eleştiriyi kötüleme, sadece
olumsuz yanların açığa çıkarılması olarak
algılar. Oysa ki eleştiri bir konunun hem
olumlu hem olumsuz yönlerini ele alarak bir
tür zihin çalışması (jimnastiği) yapmak
anlamını da taşımaktadır.
Emre ile Yavuz hayvanat bahçesine giderler.
Şşşşt!
Baksana.
Bak, Yavuz o da
konuşuyor. Papağan bir
hayvan, demek hayvanlar
da insanlar gibi
konuşabiliyor.
Ama Emre, papağan söylediği
kelimenin anlamını bilmiyor ki,
oysa bizler kelimeleri
ezberlemekle kalmıyor onlarla
anlamlı cümleler kuruyoruz.
6- ELEŞTİRİNİN NEDENLERİNİ
GÖSTERME
Bir fikre ya da ifadeye olumlu ya da olumsuz
şekilde yönelttiğimiz eleştirinin
temellerini/nedenlerini ortaya koymaktır.
Bu nedenler mantıklı ya da mantıksız olabilir.
Bir kuş gibi
uçabilir miyim?
Hayır uçamazsın
çünkü insanlar
uçamaz.
Peki ama
neden?
Çünkü kanatların
yok.
O zaman ben de
uçurtmamı
uçururum.
7- DEĞERLENDİRME
Herhangi bir duruma/konuya ilişkin tüm
olumlu ve olumsuz yönleri gösterdikten
durumu/konuyu mantık çerçevesinde ele
almaktır.
Konuyu enine boyuna düşünmedir.
Değerlendirmede kesinlikten söz edilemez.
Benim için en doğru karar hangisi? Gelecekte hangi
meslekle ilgilenmek istiyorum? Tercihimi ona göre
yapmalıyım.
Benim kişiliğime en uygun
seçenek hangisi?
Mühendis mi olsam acaba, yok benim matematikle
aram iyi değil ki.
Ben aslında insanı merak ediyorum, Bu yüzden en iyisi
psikoloji okumak.
8- ANLAMLANDIRMA
Kullandığımız sözcüklere hep belli bir anlam
yükleriz. Bu nedenle konuşurken o sözcüğe ne
türden bir anlam yüklediğimiz önemlidir.
İletişimdeki kargaşa çoğu zaman tarafların
aynı kelimeye farklı anlam
yüklemesinden kaynaklanır.
İnsanlar kimi zaman aynı
sözcüğü farklı anlamlarla kullanır.
Örneğin seviyorum sözcüğü.
Seni seviyorum dediğimiz zaman neyi kastederiz?
Bu ifadeye yüklediğimiz anlam nedir?
Seni beğeniyorum mu, senden hoşlanıyorum mu
ya da bana şefkatle yaklaştığın için sana
müteşekkirim mi?
“Elma yemeyi çok seviyorum” ile
“anneciğim seni çok seviyorum” ifadeleri arasındaki
fark nedir?
Ya da aşk ve sevgi kavramlarının
anlamları arasındaki fark nedir?
Kelimeleri çoğu zaman yaşımız ve yaşantımız
doğrultusunda anlamlandırırız. Yetişkinler için başka
bir anlama sahip kelime çocuklar için farklı anlam
taşıyabilir.
9- YARGIDA BULUNMA
 Tartışma, eleştiri ve değerlendirmeden
sonra belli bir fikre ulaşmaktır.
 O fikri nedenleriyle birlikte
göstermektir.
 Bu aşamada belirli bir sonuca varılır.
• Bütün insanlar ölümlüdür.
• Sokrates bir insandır.
• O halde, Sokrates ölümlüdür.
• Bütün A’lar B’dir.
• Bütün B’ler C’dir.
• O halde, bütün A’lar C’dir.
10- YARATICI OLMA
Yaratıcı olmak hayal gücünün yoğun bir
biçimde kullanılmasını da gerektirir.
Yaratıcılık aynı zamanda merakla da ilişkilidir.
Çocukların yaratıcılığını yok etmemek için
onların küçük yaşlardan itibaren sordukları
sorulara saçma dememek gerekir. Onların
sorularını ciddiye almamak, anlattıklarını
veya hayallerini saçma olarak görmek onların
yaratıcılığını büyük oranda zedeler.
Aylin: Tanrı var mı?
Babası: Var.
Aylin: Peki ama var olan bir şeyi neden
göremiyorum?
Narı ilk kez gören Pelin sorar;
- Bu üzümleri bunun içine kim koydu?
Burak annesine sorar;
- Denizleri kim suyla doldurdu?
ÇOCUKLAR İÇİN
FELSEFE
Yrd. Doç. Dr. Kurtul GÜLENÇ
Dokuz Eylül Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü
Download