Kimim? Kimlerdenim? 1 Hande Dündar Kimim? Kimlerdenim? : Kimlik Gelişimi ve Kimlik Bunalımları Ben kimim, kim değilim, nasıl biri olmalıyım ve nasıl biri olmak istiyorum gibi soruları cevaplamaya çalıştığımız bir dönemdir üniversite yılları. Bu soruların cevaplarını bulmak yıllarımızı alabilir ve ömür boyu da sorgulamaya devam edebiliriz. Bir yandan cevaplarımız henüz oluşmamışken biraz kimliksiz ve kaybolmuş hissetsek de, farklı rolleri deneyimlemekten aslında biraz da heyecan duyarız. Kimlik somut, katılaşmış, durgun bir yapılanma olmaktan çok bireyin dürtülerinin, yeteneklerinin, inançlarının ve bireysel tarihinin dinamik bir organizasyonudur1. “Kimlerdensiniz?” sorularına “Kimsiniz?”, verilen cevaplar yaşam boyu içinde bulunduğumuz koşullara, olaylara, dünya görüşüne, kültüre ve toplumun “Kimlik somut, katılaşmış, durgun bir yapılanma olmaktan çok bireyin dürtülerinin, yeteneklerinin, inançlarının ve bireysel tarihinin dinamik bir organizasyonudur” yapısına göre değişir. Üniversitede karşılaştığımız olaylar, durumlar, ilişkiler geçmiş yıllarımıza nazaran oldukça çeşitlendiğinden, kimliğimizin yapılanması bu dönemde özel bir hız kazanır. Eskisine göre çok daha fazla konuda seçim yapmamız ve sorumluluk almamız gerekir. Tüm bu süreçler “Ben kimim?” sorusuna verdiğimiz cevapları genişletecektir. Üniversitede farklı dersler ve sosyal aktiviteler aracılığıyla farklı sosyal gruplarda yer alırız. Bir gruba ait hissedebilmek için, o gruba ait değerler ve özellikleri değerlendiririz; aynı 1 1 Marcia, J.E. (1980). Identity in adolescence. In J.Andelson (Ed.), Handbook of adolescent psychology. New York: Wiley. Kimim? Kimlerdenim? 2 Hande Dündar yeni bir kıyafet denemek gibi bize yeni gelen bazı özelliklerin bizim üzerimizde nasıl duracağını deneyimleriz. Bir çok farklı gruba katılmak, yeni sosyal roller ve ilişki modelleri deneyimlemize olanak verir. Bu rolllerin içinde kendimizi rahat hissediyorsak, ifade edebiliyorsak ve beğeniliyorsak gittikçe o gruba ait hissetmeye başlarız. Aidiyet ve onaylanma hisleri insanın kendine güvenini, değerlilik ve yeterlilik hislerini pekiştirir. Farklı yaşam alanları geliştikçe insanın bir çok seçeneği merak etmesi, araştırması, deneyimlemesi ve sorgulaması bazen maymun iştahlılık olarak nitelendirilse de aslında sağlıklı kimlik gelişiminin doğal bir aşamasıdır. Ancak geçmişte bize öğretilen değerlerin dışında deneyimler yaşamak, önceki yıllarda içselleşmiş değerlerin alternatiflerini araştırmak bazı duygusal çatışmaları da beraberinde getirir. Kafamız karışabilir, eski bildiğimiz doğrularla yeni deneyimlediğimiz doğrular arasında iyi bir sentez yapana kadar gelgitler, kimlik bunalımları yaşayabiliriz. Bütünleşmiş bir kimlik hissi, eski ve yeni ortamlar arasında ve iç dünyamızda hissettiklerimiz ile dış dünyada karşılaştıklarımız arasında bir denge kurabildiğimiz oranda mümkün olabilir. Birbirinden farklı ilişkilerde farklı özelliklerimiz ön plana çıkabilir, kişiliğimizin farklı yönlerini deneyimleyebiliriz. Bazen bu durum insanı şaşırtabilir; kendisini tutarsız, dengesiz ve hatta ikiyüzlü hissetmesine neden olabilir. Oysa insanın kendi içinde farklı pek çok yönü olabilir ve bu yönlerden bazılarını ancak belirli ilişkilerde gösterebilir. Herkesle her türlü ortamda aynı şekilde varolmayız. Yakın arkadaşlarımızlayken daha paylaşımcı olurken, sınıf arkadaşlarımızla daha rekabetçi bir tutum içinde olabiliriz. Sevgilimizle daha duygusal olurken, aile üyeleriyle olan ilişkimizde daha mantıklı yanımızı devreye sokabiliriz. Bu farklı hallerimizin yaratabileceği ruhsal karmaşaya tahammül etmek kolay olmadığı için, hızla bir Kimim? Kimlerdenim? 3 Hande Dündar seçeneğin içine yerleşip bu sefer de bu sıfatların tutsağı gibi hissedebiliriz. Her ne kadar bu gelgitleri yaşamak kolay olmasa da, pek çok seçenek içinde benliğimizin farklı yanlarını araştırır ve keşfederiz. Sağlıklı kimlik gelişimi gerçekleştiğinde, seçtiğimiz ve yürüdüğümüz yolun kendi yolumuz olduğunu ve özümüze uygun olduğun u duyumsarız. Benlik sorgulamalarını yaptığımız ve kimlik yapımızı inşa ettiğimiz temel alanlar 3 başlık altında toplanabilir: a) Sosyo-Kültürel Kimlik Üniversiteye başladığımızda halihazırda içinde doğduğumuz ve büyüdüğümüz kültürel, dini, etnik grupların değerleri ve beklentileriyle gelişip bugüne kadar getirdiğimiz bir sosyal kimliğe sahibizdir. Ancak üniversitede farklı kültürel, dini ve etnik grupların üyeleriyle önceki yaşantınıza nazaran daha çok karşılaşırız. İnsan kendisini üyesi olduğu grubu dikkate alarak “Kendimizin ve ötekilerin önyargılarından bağımsızlaştıkça ve karşılaştığımız farklılıklarla açıklıkla etkileşime girebildikçe zamanla yeni ve daha sağlıklı ilişkiler kurarız.” tanımlar ve değerlendirir. Ait olduğumuz grubun değerlerinin diğer gruplarınkinden daha iyi ve doğru olduğunu varsayma eğilimimiz vardır. Üniversite yaşamında pek çok farklı gruplardan insanlarla karşılaştığımızda doğal olarak oluşabilecek olan gruplar arası rekabeti sürdürmek zaman zaman zorlayıcı olabilir. Diğer sosyal kimliklerle tanışma ve etkileşim sürecinde, diğer grup üyelerinin önyargı ve ayrımcılıklarıyla başa çıkmak durumunda kalabiliriz. Kendimizin ve ötekilerin önyargılarından bağımsızlaştıkça ve karşılaştığımız farklılıklarla açıklıkla etkileşime girebildikçe zamanla yeni ve daha sağlıklı ilişkiler kurarız. Kimim? Kimlerdenim? 4 Hande Dündar b) Toplumsal Cinsiyet Kimliği Ergenliğimizden bu yana bedenimizdeki değişimlerle birlikte kendi cinsimize ait rolleri ve özellikleri daha fazla merak eder ve sorgularız. Bu alanda kurulan çeşitli özdeşimler kimlik gelişimimize yeni bir boyut ekler. Hayatımızın bu döneminde kadın ve erkek kimliklerine dair sosyal ve kültürel olarak kodlanan rolleri daha fazla pratik etmeye başlarız. Kendi cinsiyetimize dair kendi özgün yaşantımızla, toplumsal olarak bizden beklenenler arasında bir uzlaşma sağlamak çok kolay olmayabilir. Üniversite ortamının kültürel çeşitliliği toplumsal cinsiyete dair kültürel beklentilerin de çeşitlenmesine neden olur ve kendi cinsiyetimize uygun davranışları sergilemek adına öncelikle ailevi değerlerimizi tartmaya başlayabiliriz. Ancak zaman içerisinde toplumsal cinsiyet beklentileriyle, kendi özgün kadın/erkek kimliğimize dair yaşantımızı sentezlemeyi öğreniriz. c) Cinsel kimlik Kendi bedenimize ve cinselliğimize dair deneyimler gündeme geldikçe bu alandaki öznel tanımlamalarımız da gelişir. Toplumsal cinsiyet alanında roller sorgulanırken ve sevgili ilişkilerine duygusal yatırım artarken, cinsel yönelimlerimizi ve cinsel kimliğimizi tanımlama çabalarımız da yoğunlaşır. Cinsel yönelim, cinsiyet rolleri açısından önemli olsa da cinsel kimliğin belirleyicisi değildir. İnsan kendi cinselliğini ve cinsel kimliğini keşfetme sürecinde her iki cinse yönelik romantik duyg ular hissedebilir. Üniversite döneminde varolan cinsel meraklar, önceki yıllara nazaran daha fazla eylemsel düzeyde deneyimlenebilir. Hemcinse ve karşı cinse duyulan erotik duygular, varolan cinsel yönelimle güdülenebileceği gibi idealize Kimim? Kimlerdenim? 5 Hande Dündar edilen figürlere de yönelebilir. Hayranlık duyduğumuz, idealize ederek özdeşim kurduğumuz kişilere dair hissettiğimiz aşk benzeri duygular her zaman cinsel yönelimizi işaret etmeyebilir. Kimlik Bunalımları İçinde doğup büyüdüğümüz kültürel, sosyo-ekonomik, etnik, dinsel ve dilsel kültürün yapısından farklı ortamlara girdiğimizde karşılaşılan farklılıklar ve yenilikler, bizde korku, kaygı ve tedirginlik uyandırabilir. Bu yeni deneyimleri geçmiş yaşantılarımızla bütünleştirilebildiğimiz oranda farklılıklara uyum sağlarız. Bu süreçte kim olduğumuz, kim olmadığımız ve nasıl biri olmak istediğimiz konusunda zaman zaman bir karmaşanın içine düşmüşüz ve hiç çıkamayacakmışız “Yeni deneyimleri geçmiş yaşantılarımızla bütünleştirilebildiğimiz oranda farklılıklara uyum sağlarız.” gibi hissedebiliriz. Farklıklar ve yeniliklerle karşılaştıkça ve bunlara uyum sağlamaya çalıştıkça, kendi geçmiş değer ve inançlarımıza dair ihanet ve suçluluk veya küçümseme gibi duygular yükselebilir. Doğru-yanlış, iyi- kötü kategorileri çocuklukta veya ergenlikte pek çok çatışmayı çözmeyi kolaylaştırsa da, farklı deneyim ve değerleri iyi-kötü, güzel-çirkin, gerekli-gereksiz diye ayırmadan, deneme-yanılma yöntemiyle, çeşitli rollere girerek araştırmak aslında daha verimlidir. İnsan sosyal kimliğine yönelik ayrımcı ve yargılayıcı tutumlarla karşılaşırsa kendini güvende hissetmek için ait olduğu grubun değerlerine ve kimlik şablonuna sıkı sıkıya tutunabilir. Ancak bu durum çözüm olmak yerine, yeni ve farklı sosyal gruplarla etkileşimin Kimim? Kimlerdenim? 6 Hande Dündar azalmasına sebep olabilir. Farklı gruplar arasında yaşanabilecek kutuplaşmalar yalnızlaşmaya; reddedilme endişeleri ile sosyal ortamlardan geri çekilmeye sebebiyet verebilir. Yakın ilişkiler geliştirmenin önemli bir gelişimsel ihtiyaç olduğu bu dönemde, kişinin sağlam bir kimlik hissiyatı oluşmamışsa, yakınlıklar kişide kendi sınırlarını kaybetme korkusu uyandırabileceğinden, tehlikeli olarak algılanabilir. Bir ilişki, diğer ilişkilere izin vermediğinde güven hislerinden çok korku ve kaygıyla güdülenir. Bu korku ve kaygıyla, bağımlı bir nitelik kazanan ilişkiler bireyleşme sürecini ve kimlik gelişimini olumsuz etkileyebilir. Sağlam bir kimlik hissiyatı oluşturulmuş ise yakın ilişkiler kurmak daha kolaydır. Ancak kimlik karmaşası yaşarken başkalarıyla yakınlaşmak korkutucu bir hal alabileceğinden kişi bu durumda derin bir soyutlanmanın içine girebilir. Diğer yandan, insan sadece kendisine benzeyen niteliklerde insanlarla birlikte olursa farklılıkları tanıma ve kabul etme becerilerini geliştirme fırsatlarını kaçırabilir. Yeni ve farklı ilişkilerden korkarak uzaklaştığımızda yalnızlık, sıkışmışlık ve tekdüzelik duyguları hissedebiliriz. Kimliğimizi oluşturma sürecinde seçimlerimizi bir türlü benimseyemezsek veya nasıl bir yol seçeceğimize dair yoğun bir kararsızlık yaşarsak, özgün kimliğimizle sosyal desteği, toplumsal kabul ve onayı bulamazsak yaşayacağımız kimlik bunalımları, günlük hayata uyumumuzu bozacak niteliğe ulaşabilir. Kimlik arayışı sürecinde kaybolmuşluk, dışlanmışlık, kimliksizlik, umutsuzluk, sosyal reddedilme gibi duygular depresyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal zorluklara neden olabilir. Toplumsal cinsiyet kimliği ile ilgili yaşanan çatışmaların çözülememesi ve cinsel kimliğe dair kararsızlıklar bireyin sağlıklı bir cinsel hayat geliştirmesini zora sokabilir. Hemcinse ve karşı cinse duyulan erotik duyguların ve cinsel yönelime dair hissedilen kafa karışıklıklarının çözümlenememesi insanda yoğun kaygı ve umutsuzluk Kimim? Kimlerdenim? 7 Hande Dündar hislerine neden olabilir. Bedeni ve cinselliği keşfetme sürecimizde yaşadığımız olumsuz tecrübeler, eksik/yanlış bilgilenme, toplumsal/dinsel yasaklarla hissedilen aşırı baskılanma psikolojik nedenli cinsel işlev problemlerinin oluşumunu tetikleyebilir. Böyle zamanlarda yaşanan ruhsal karmaşayı anlamak ve çözmek için bir uzmandan yardım almak bu süreci oldukça kolaylaştıracaktır. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİRİMİ (212) 311 76 74 [email protected]