ÖZEL EGE LİSESİ MEME KANSERİ HÜCRELERİNDE AURORA KİNAZ BASKILANMASININ HÜCRE DÖNGÜSÜ ÜZERİNE ETKİLERİ HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER: Müge DEMİRSOY Selin TUNABOYLU DANIŞMAN ÖĞRETMEN: Hande KALECİ İZMİR 2016 0 İÇİNDEKİLER Sayfa 1. GİRİŞ 1 Projenin Amacı 3 2. YÖNTEM 3 Hücre Hatlarının Çözülmesi 3 Hücrelerin Kültür Edilmesi 4 Hücrelerin Hücre Kültürü Ortamında Çoğalması Ve Pasajlanması 4 Hücre Canlılık Testi 5 Sitotoksisite Testi İle Ic50 Dozunun Belirlenmesi 5 Deneylerin Kurulması, Aurora Kinaz İnhibitörü Cct137690’ın Uygulanması 8 Apoptoz Analizleri 9 Hücre Döngüsü Analizleri 10 3. BULGULAR 12 4. SONUÇ VE TARTIŞMA 15 5. ÖNERİLER 15 KAYNAKLAR 15 1 1. GİRİŞ Dünyadaki ölümlerin en büyük sebeplerinden biri kanserdir. Yaklaşık olarak 2012 yılında 14 milyon yeni vaka ve kansere bağlı olarak gerçekleşen 8.2 milyon ölüm meydana gelmiştir, gelecek yirmi yılda da kanser vakalarının %70 oranında artması bekleniyor. Kanser sebebiyle gerçekleşen ölümlerin üçte biri 5 davranışsal ve beslenme bozukluğundan kaynaklanır: obezite, az meyve ve sebze tüketimi, hareket eksikliği, alkol ve sigara kullanımı. Orta ve az gelişmiş ülkelerde kanserden kaynaklanan ölümlerin %20’si kanserin sebep olduğu HBV/HCV ve HPV gibi viral enfeksiyonlardandır. Akciğer, prostat, kalın bağırsak, mide ve karaciğer kanserleri erkeklerde en çok tespit edilen beş kanser türüdür. Kadınlarda ise göğüs, kalın bağırsak, akciğer, rahim ağzı ve mide kanserleri en çok görülür. Biz ise kendi projemizde dünya genelinde birçok ölüme sebep olan meme kanseri hücreleriyle çalıştık. Göğüs kanseri dünyada en çok görülen ikinci kanser türüdür. 2012’de teşhis edilen 1.67 milyon vakayla (Tüm kanser vakalarının %25’i) kadınlarda en sık görülen kanser çeşididir. Göğüs kanserini tüm kanser çeşitleri içinde en yüksek ölüm oranına sahip olan beşinci kanser çeşididir (Şekil 1). Şekil-1: Ülkelere göre meme kanseri sonucu gerçekleşen ölümlerin istatistikleri. Meme kanseri tüm dünyada kadınlarda en yaygın gözlenen malignant tümördür. Normal gelişim sürecinde her hücre belli bir döngü içinde bölünür, çoğalır ve farklılaşır. Bir hücrenin bir hücre bölünmesinden diğer hücre bölünmesine kadar geçirmiş olduğu evrelerden oluşan bu döngüye hücre döngüsü denir. Bu süreçte farklı protein kinazlar, siklinler, siklin bağımlı kinazlar, siklin bağımlı kinaz inhibitörleri rol oynamaktadır. Kanserleşen hücrelerde, hücre döngüsü kontrol noktalarında gerçekleşen bozukluklar ve hücrelerin aşırı çoğalması gözlenmektedir. Hücre döngüsü G1, S, G2, ve M fazı olmak üzere 1 4 evreye bölünmüş haldedir. G1, S ve G2 interfaz olarak adlandırılmakta, M fazı ise iki hücrenin oluşturulduğu mitoz ya da sitokinez olarak adlandırılmaktadır. G1 ve G2 bir sonraki faz için gerekli olan hazırlıkların yapıldığı, S ise DNA replikasyonunun gerçekleştiği süreçtir. Aurora kinazlar (A, B ve C) kromozom segregasyonu ve M fazı kontrol noktası dahil olmak üzere hücre bölünmesinin farklı aşamalarında rol oynayan proteinlerdir. Hedefledikleri proteinlerin serin ve treonin aminoasitlerine fosfat grubu ekleyen serin/treonin kinazlardır. Bu şekilde hedef proteinlerinin aktivitelerini düzenlerler. Aurora kinaz A, interfaz boyunca sentromerde bulunur ve M fazı başlangıcında miktarını arttırarak iğ iplikçiklerinin kutuplarına ve mikrotübül iplikçiklerine lokalize olur. Böylece sentromer olgunlaşır. Aurora kinaz B aktivitesi ise mitozun sonlarına doğru artar. Başlarda sentromerde bulunan aurora kinaz B ilerleyen aşamalarda iğ iplikçiklerinin ortalarına yerleşerek, M fazı kontrol noktasını sağlamak amacıyla aktif kalır. Aurora kinaz C ise geç mitoz evresinde aktive olur ve iğ iplikçiği kutuplarında bulunur. Apoptoz kısaca programlanmış hücre ölümü olarak tanımlanmaktadır. Apoptoz her hücrenin sahip olduğu bir özellik olup, genetik olarak programlanmış, son derece düzenli ve başarılı bir şekilde kontrol edilen bir olaydır. Büyüme faktörlerinin eksikliği, hormonal etkiler, hafif toksik etkiler, kematerapötik ajanların kullanımı gibi nedenlerle oluşur. Nekroz ise kazara hücre ölümü olarak bilinmektedir. Anoksi, fiziksel hasar, kimyasal hasar gibi nedenlerle oluşur. Apoptoz sürecinde hücreler büzülür ve sonunda makrofajlar tarafından fagositoz yoluyla sindirilirken, nekroza uğrayan hücreler şişerek patlar. Apoptotik hücrelerin DNA’ ları belli bölgelerinden kesime uğrar, farklı gen ifadesi gözlenir ve mitokondrilerinin zar potansiyeli değişir. Ayrıca hücre zarının iç yüzeyinde bulunan fosfatidilserin molekülü apoptoza uğrayan hücrelerde hücre zarının dış yüzeyine transloke olur. Çoğalmayı ve hayatta kalmayı kontrol eden genlerin mutasyonları sonucu kanser gelişebilir. Tamir edilemeyen mutasyonları taşıyan hücreler normalde intihar ederler yani apoptoza uğrarlar. Eğer bu hücreler apoptozdan kaçarlarsa kanserleşmeye neden olurlar. CCT137690 molekülü aurora kinaz inhibitörü olarak tasarlanan bir moleküldür. Üç tip aurora kinaz (A,B,C) inhibisyonunu da sağlayabilmektedir (Şekil 2). Şekil-2: Deneylerimizde kullandığımız toz halindeki CCT137690 Çalışmamızda kullandığımız CCT137690 aurora kinazların normal fonksiyonuna engel olan ilaçtır. Aurora kinazların inhibisyonunun malign hastalıkların tedavisinde kullanımı yeni bir yaklaşımdır. Aurora kinazların aktivitelerinin durdurarak, kanser hücrelenin hücre döngüsünde ilerlemesini engeller ve ve tümör büyümesinin inhibisyonuna neden olabilir. Ek olarak kanser hücrelerinin ölmesine neden olmaktadır. Kanser hücrelerinin bu etkilere normal hücrelerden daha fazla duyarlı olduğu gözlenmektedir. Dolayısıyla kanser hücreleri ölürken normal hücreler zarar görmemektedir. 2 Bu çalışmada aurora kinaz inhibitörü CCT137690’ ın insan meme kanseri hücreleri üzerinde apoptoz, hücre döngüsü ve sitotoksisite üzerine etkisi araştırılmıştır. Projenin Amacı: İnsan meme kanseri hücrelerine aurora kinaz inhibitörü olan CCT137690 uygulanmasıyla oluşan apoptotoz ve hücre döngüsü ile ilişkili değişikliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. 2. YÖNTEM Çalışmamızda, laboratuvar çalışmalarında ve in vitro kanser araştırmalarında sıklıkla kullanılmakta olan ve ticari olarak elde edilen MCF-7 meme kanseri hücre hattı ve kontrol olarak WI-38 sağlıklı fibroblast hücre hattı kullanılmıştır. Sırasıyla; 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. Hücre hatlarının çözülmesi Hücrelerin kültüre edilmesi Hücrelerin hücre kültürü ortamında çoğaltılması ve pasajlanması Hücre canlılık testi Sitotoksisite testi ile IC50 dozunun belirlenmesi Deneyin kurulması, aurora kinaz inhibitörü CCT137690’ ın uygulanması Apoptoz analizleri Hücre döngüsü analizleri Hücre Hatlarının Çözülmesi: 1) Hücreler -86ºC’ den alınarak serumsuz ortamda pipetaj ile eritildi. 2) 2000 rpm’de 10 dakika santrifüj yapıldı. 3) Çöken hücreler ikinci kez serumsuz ortamda süspanse edilip 2000 rpm’de 10 dakika santrifüj yapıldı. 4) Daha sonra çöken hücreler kendi ortamları konularak flaska ekildi ve inkübatöre kaldırıldı (Şekil 3). Şekil-3: Hücrelerin flasklara ekilmesi. 3 Hücrelerin Kültüre Edilmesi: In vitro koşullarda gerçekleştirilen hücre kültürü çalışmalarında kullanılan besi ortamı, hücrelerin in vitro koşullar altında yaşayabilmeleri, büyüyebilmeleri ve çoğalabilmeleri için uygun olmalı ve gerekli maddeleri içermelidir (Şekil 4). MCF-7 ve WI-38 hücreleri uygulanacak işlemlere hazırlamak için 75 cm2’lik flasklar içerisine ekildi. Kültür ortamı olarak%10 fötal sığır serum (FBS), % 1 L-glutamin, 10000 U/ ml penisilin, 10mg/ml streptomisin içerenEMEM besiyeri kullanıldı. Hücrelerden yeterli büyüme elde edilen kadarı 37oC, %95 nem, % 5 CO2‘ li inkübatörde inkübe edildi. Hücrelerin proliferasyonu, pasajları ve takip işlemleri inverted mikroskop kullanılarak takip edildi. Şekil-4: Hücrelerin kültüre edilmesi ve pipetlenmesi. Hücrelerin Hücre Kültürü Ortamında Çoğaltılması ve Pasajlanması: MCF-7 ve WI-38 hücreleri monolayer hücreler oldukları ilk olarak hücrelerin pasajlanması için yapıştıkları yüzeyden ayrılmaları gerekir. Bu nedenle, tripsin-EDTA solüsyonu kullanılarak hücreler yüzeyden kaldırıldı. Hücreler mikroskopla incelendi ve tüm hücrelerin kalkıp kalkmadığı kontrol edildi. Tripsin-EDTA aktivitesini durdurma için flasklara 2 katı hacimde %10 FBS içeren EMEM eklendi. Hücre-ortam karışımı tüplere aktarılarak 2000 rpm’ de 5 dakika santrifüj edildi. Çöken hücreler taze ortamla süspanse edilerek iki flaska bölündü. Hücrelerin üremeye devam etmeleri için flasklar inkübatöre kaldırılarak inkübasyona bırakıldı ve çoğalmaları sağlandı (Şekil 5). 4 Şekil-5: Hücrelerin üzerindeki ortamların değiştirilmesi Hücre Canlılık Testi: Kültüre edilen hücrelerin canlılıklarını ve sayılarını takip etmek amacıyla, tripan mavisi boyası testi uygulandı. Buna göre, 50 µl süspanse hücreler 50 µl boya karıştırılarak, ışık mikroskobu altında hücrelerin canlılığı ve sayısı “Neubauer” lam kullanılarak değerlendirildi. Bu amaçla Neubauer lamda bulunan 4×4 lük karelerden oluşmuş 4 alan sayıldı. Tripan mavisi boyası memran bütünlüğünü bozduğundan dolayı boyayı içine alıp metabolize edemeyenler maviye boyandılar. Mavi renkte görünen hücreler ölü, boyayı içine alamayanlar ise canlı olarak değerlendirildi. Bu nedenle, canlı hücreler beyaz renkte görüldü. Ölü hücreler ise, tripan mavisini metabolize edemedikleri için maviye boyandı. Canlı hücre toplamının ortalaması alınarak dilüsyon faktörü ve 2×104 ile çarpılmasıyla, ml başına düşen canlı hücre sayısı saptandı. Aynı işlem ölü hücreler içinde gerçekleştiğinde, ml başına düşen ölü hücre sayısı belirlendi. Hücre canlılığı ise, toplam hücre sayısının canlı hücrelere % olarak oranlanmasıyla belirlendi. Sitotoksisite Testi ile IC50 Dozunun Belirlenmesi: CCT137690’ ın MCF-7 ve WI-38 hücre hatları üzerindeki sitotoksik etkisini belirlemek amacıyla, her bir kuyucukta 100 μl EMEM bulunan 96-kuyucuklu E-platelere, 1 ml’de 2x105 hücre olacak şekilde ayarlanıp her kuyucuğa 100 µl hücre dağıtıldı. Yirmi dördüncü saatte hücreler,CCT137690’ ın 50 μM’ dan başlayan dozlarıyla 1/2 dilüsyon olacak şekilde muamele edildi ve xCELLigence ile gerçek zamanlı olarak ölçüldü ve IC50 dozları hesaplandı (Şekil 6, 7, 8 ve 9) (Çizelge 1 ve 2). Şekil-6: Deneyler sırasında kullandığımız 96 kuyucuklu e-plate 5 Şekil-7: Etken maade ve hücreler Şekil-8: Hücrelerin e-plate’e aktarılması Şekil-9: Ölçümler sırasında kullandığımız xCEllignece cihazı. 6 Çizelge 1: E-plate kuyucuklarına ekilen hücre hatları ve kontrol besiyerleri. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 A MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 B MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 C MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 D MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 E MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 F MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 G MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 MC7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 H EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM Çizelge 2: E-plate üzerindeki 96 kuyucukta bulunan CCT137690 uygulanan MCF-7 ve WıI38 hücre hatları, CCT137690 dozları, kontrol grupları ve EMEM ortamı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 A 781, 25n m 781, 25n m 781, 25n m 50µ m 50µ m 50µ m 781, 25n m 781, 25n m 781, 25n m 50µ m 50µ m 50µ m B 390 nm 390 nm 390 nm 25µ m 25µ m 25µ m 390 nm 390 nm 390 nm 25µ m 25µ m 25µ m C 195 nm 195 nm 195 nm 12,5 µm 12,5 µm 12,5 µm 195 nm 195 nm 195 nm 12,5 µm 12,5 µm 12,5 µm D 97n m 97n m 97n m 6,25 µm 6,25 µm 6,25 µm 97n m 97n m 97n m 6,25 µm 6,25 µm 6,25 µm E 48n m 48n m 48n m 3,12 5µm 3,12 5µm 3,12 5µm 48n m 48n m 48n m 3,12 5µm 3,12 5µm 3,12 5µm F 24n m 24n m 24n m 1,56 25µ m 1,56 25µ m 1,56 25µ m 24n m 24n m 24n m 1,56 25µ m 1,56 25µ m 1,56 25µ m G MC F-7 MC F-7 MC F-7 MC F-7 MC F-7 MC F-7 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 WI38 H EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM 7 EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM EM Deneylerin Kurulması, Aurora Kinaz İnhibitörü CCT137690’ ın Uygulanması: Apoptoz ve hücre döngüsü analizleri için 6 kuyucuklu platelere 1ml’ de 5X105 hücre olacak şekilde MCF-7 ve WI-38 hücrelerinin ekimi yapıldı. Hücrelerin tutunması için 24 saat inkübe edildi. Süre sonunda CCT137690’ ın IC50 dozu hücre hattıyla muamele edildi ve 48 saat inkübe edildi. Etken madde ile muamele edilmeyen grup kontrol grubu olarak alındı. Analizler 3 tekrar olarak çalışıldı. Kırk sekiz saat boyunca CCT137690’ ın IC50 dozuna maruz kalan hücreler tripsin ile yüzeyden kaldırılıp %10 FBS içeren EMEM ile muamele edilip tüplere toplandı. Hücreler 2000 rpm’ de 5 dakika santrifüj edildi. Üstteki sıvı uzaklaştırılarak altta kalan pellet 1 ml PBS içinde süspanse edildi ve tekrar 2000 rpm’ de 5 dakika santrifüj edildi. Aynı işlem 2 kere tekrarlanarak hücrelerin yıkanması sağlandı. Bu işlemlerden sonra gerekli kitler kullanılarak ayrı ayrı apoptoz ve hücre döngüsü analizlerine devam edildi (Şekil 11, 12 ve 13). Şekil-10: Apoptoz ve hücre döngüsü analizleri için hücre ekimi yapılan 6 kuyucuklu plate. Şekil-11: Santrifüj sonrası dibe çöken EMEM’deki hücreler. 8 Şekil-12: Santrifüj sonrası dibe çöken PBS’deki hücreler. Apoptoz Analizleri Apoptoz indüksiyonu sırasında meydana gelen ilk olaylardan biri sitoplazma membranının iç yüzeyinden dışına doğru fosfaditiliserin birikmesi ve stabilizasyonudur. Dış yüzeyde, fosfaditilserin fagositoz için hedef hücrelerin belirlenmesinde görev yapmaktadır. Annexin–V fosfaditilserine spesifik olarak bağlanan bir proteindir. Sağlam hücrelerin fluokroma bağlı annexin–V ile boyanması apoptozun erken dönemlerindeki hücreleri belirler. Membran bütünlüğünü ölçen canlı/ölü hücre diskriminatörü propidium iyodür (PI) ile birlikte kullanıldığında, erken apoptotik hücreler, geç apoptotik ve nekrotik hücrelerden ayrıştırılabilinecektir. Boyanmamış hücreler canlıdır ve her iki açıdan da negatiflerdir. Sadece Annexin-V ile boyanmış hücreler apoptotik hücrelerdir. Yüzeylerinde fosfatidilserin ekspresyonu başlamıştır ancak, sitoplazmik membranlarının geçirgenliğine neden olan sürece henüz girmemişlerdir. Geç apoptotik hücreler yüzeylerind fosfatidilserin ekprese ederler ve hasar görmüş membranlarından PI’yı içeriye alırlar. Annexin-V EGFP Apoptosis Detection Kiti (Biovision), apoptoz başlangıcından sonraki gözlemlere dayanmaktadır: Çoğu hücre tipi plazma membranının iç yüzeyindeki fosfatidilserini hücre yüzeyine transloke eder. Hücre yüzeyine geldiği zaman fosfatidilserin, fosfatidilserine yüksek affinite gösteren ve geliştirilmiş yeşil floresan proteini (Enhanced Green Fluoresan Protein – EGFP) ile işaretli Annexin-V ile boyanarak kolaylıkla belirlenebilir. EGFP, diğer floresan ajanlara göre daha parlak ve ışığa karşı daha kararlıdır (Şekil 13). 1. 2. 3. 4. 5. Santrifüj sonrasında PBS içindeki hücrelerin üzerindeki sıvı uzaklaştırıldı. Hücreler 100 µl 1X Binding Buffer ile resüspanse edildi. 1 µl Annexin-V EGFP ve 1 µl propidiyum iyodür eklendi. On beş dakika karanlıkta oda sıcaklığında bekletildi. Flow sitometri ile okutmalar yapıldı. 9 Şekil-13: Apoptoz analizleri sırasında kullandığımız Annexin-V EGFP Apoptosis Detection Kiti (Biovision) Hücre Döngüsü Analizleri Hücre döngüsü analizi “BD Cycletest Plus kit” kullanılarak gerçekleştirildi. Bu kit hücre membranının bir non-iyonik deterjan ile lizisine, hücre sitoiskeletinin ve nükleer proteinlerin tripsin ile elimine edilmesine, RNA’ nın Ribonükleaz A ile sindirilmesine dayanmaktadır. İzole edilen nukleustaki DNA’ yı boyamak için Propidium iodide (PI) kullanılmaktadır. DNA’ ya bağlanmış PI, 488-nm ve 586/42 bandpass emisyon filtreleri ile flow sitometri ile saptandı. “FACSuite software” ile sub G0/G1, G0/G1, S, G2/M ve 2n, 2n-4n, >4n evrelerindeki hücre sayısı ve yüzdeleri ile belirlendi (Şekil 14, 15 ve 16). 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Santrifüj sonrasında PBS içindeki hücrelerin üzerindeki sıvı uzaklaştırıldı. Hücreler 500 µl 1X Buffer solüsyon ile süspanse edildi. Hücreler 2000 rpm’ de 5 dakika santrifüj edildi. İkinci ve üçüncü basamaklar 2. kez tekrarlandı. Üstteki sıvı tamamen uzaklaştırıldı. A solüsyonunda 125 µl eklenip oda sıcaklığında 15 dakika inkübe edildi. B solüsyonunda 100 µl eklenip oda sıcaklığında 15 dakika inkübe edildi. C solüsyonunda 100 µl eklenip +4ºC’ de 15 dakika inkübe edildi. Flow sitometri ile okutmalar yapıldı. 10 Şekil-14: Hücre döngüsü analizleri sırasında kullandığımız BD Cycletest Plus kit Şekil-15 ve Şekil-16. Apoptoz ve hücre döngüsü analizleri sırasında kullandığımız Flow Cytometer cihazı. 3. BULGULAR CCT137690’ ınMCF-7 ve WI-38 hücreleri üzerindeki gösterdiği sitotoksisite incelendiğinde IC50 dozusırasıyla 4,5 µM ve 9,19 µM olduğu tespit edildi (Çizelge 3 ve 4). 11 4,5 4,0 3,5 3,0 Cell Index 2,5 2,0 1,5 1,0 0,5 0,0 -0,5 0,0 10,0 20,0 4,8 30,0 40,0 50,0 Time (in Hour) 60,0 70,0 80,0 90,0 1 Cell Index 4,0 3,2 2,4 1,6 0,8 0,0 -6,5 -6,0 -5,5 -5,0 -4,5 -4,0 -3,5 Log of concentration (M) Çizelge 3 ve 4. MCF-7 hücre hattı için CCT137690’ ın IC50 dozu grafiği CCT137690’ ınIC50 dozlarıile muamele edilen hücrelerde muamele edilmeyen kontrol grubuna göre; Anneksin V yöntemi ile MCF-7 hücrelerinde 3,6 kat apoptoz artışı WI-38 hücrelerinde 2,1kat apoptoz artışı olduğu belirlendi (Çizelge 5 ve 6). 12 Çizelge 5. WI-38 hücre hattı için CCT137690’ ın IC50 dozu grafiği. Çizelge 6. MCF-7 hücre hattı için Annexin V flow sitometri grafiği (CCT137690’ ın IC50 dozu uygunlamış ve uygulanmamış kontrol hücreleri için) 13 Çizelge 7. WI-38 hücre hattı için Annexin V flow sitometri grafiği (CCT137690’ ın IC50 dozu uygunlamış ve uygulanmamış kontrol hücreleri için) Cell Cycle yöntemi ile MCF-7 meme kanseri hücre hattı için; CCT137690 ile muamele edilmemiş kontrol grubu hücrelerinin %81.1 oranında G0/G1 evresinde, %5,04 oranında S evresinde, %12,08 oranında G2/M evresinde bulunurken, CCT137690’ ın IC50 dozları ile muamele edilen hücrelerinin%23.11 oranında G0/G1 evresinde, %10,96 oranında S evresinde, %62,65 oranında G2/M evresinde bulunduğu belirlendi (Çizelge 7). Çizelge 8. MCF-7 hücre hattı için Cell Cycle flow sitometri grafiği (CCT137690’ ın IC50 dozu uygunlamış ve uygulanmamış kontrol hücreleri için) Cell Cycle yöntemi ile WI-38 sağlıklı hücre hattı için; CCT137690 ile muamele edilmemiş kontrol grubu hücrelerinin %78,75 oranında G0/G1 evresinde, %7,76 oranında S evresinde, %12,25 oranında G2/M evresinde bulunurken, CCT137690’ ın IC50 dozları ile muamele edilen hücrelerinin %82.24 oranında G0/G1 evresinde, %9,19 oranında S evresinde, %7,32 oranında G2/M evresinde bulunduğu belirlendi (Çizelge 8 ve 9). 14 Çizelge 9. WI-38 hücre hattı için Cell Cycle flow sitometri grafiği (CCT137690’ ın IC50 dozu uygunlamış ve uygulanmamış kontrol hücreleri için) 4. SONUÇLAR ve TARTIŞMA Yapılan Anneksin V analizinde; MCF-7 hücre hattına CCT137690’ ın IC50uygulandığında, kontrole göre yaklaşık 3,6 kat apoptotik artış gözlenirken, WI-38 sağlıklı hücre hattına CCT137690’ ın IC50 uygulandığında, kontrole göre yaklaşık 2,1 kat apoptotik artış gözlenmiştir. Kanser hücrelerinde sağlıklı hücrelere oranla daha yüksek apoptoz gözlenmesi olumlu bir sonuçtır. İlaç meme kanseri hücrelerini sağlıklı hücrelere göre ölüme daha çok yönlendirdiğinden dolayı sağlıklı hücreler tedavi sürecinden daha az etkilenip, daha az zarar göreceklerdir. Ayrıca meme kanser hücrelerde ilaç nedeniyle gerçekleşen belirgin G2/M fazında hücre döngüsü bloklanması, sağlıklı hücrelerde çok düşük seviyelerde gözlenmiştir. Aşırı bölünme gözlenen kanser hücrelerinin, hücre döngüsünün durdurulması tümör büyümesini de engelleyecektir. Sonuç olarak, CCT137690’ ın hem meme kanseri hücrelerinin çoğalmalarını engelleyerek hem de hücreleri ölüme yönlendirerek tümör gelişimini engelleyebileceğini düşünmekteyiz. 5. ÖNERİLER CCT137690’ ın hem meme kanseri hücrelerinin çoğalmalarını engelleyerek hem de hücreleri ölüme yönlendirerek tümör gelişimini engelleyebileceğini düşünmekteyiz. KAYNAKLAR http://www.who.int/mediacentre/factsheets/fs297/en/ http://globocan.iarc.fr/Pages/fact_sheets_cancer.aspx Masaaki Kawai, Akio Nakashima, Shinji Kamada, Ushio Kikkawa (2015) “Midostaurin preferentially attenuates proliferation of triple-negative breast cancer cell lines through inhibition of Aurora kinase family” Kawai et al. Journal of Biomedical science DOI 10.1186/ s12929-015-0150-2. Sarah L. Larsen, Christina W Yde, Anne-Vibeke Laenkholm, Birgitte B Rasmussen, Anne Katrine Duun-Henriksen, Martin Bak, Anne E Lykkesfeldt, Tove Kirkegaard (2015) “Aurora kinase B is important for antiestrogen resistant cellgrowth and a potential biomarker for tamoxifen resistant breast cancer” 15:239 DOI 10.1186/ s12885-015-1210-4. 15 Hiufeng Niu, Mark Manfredi, Jeffrey A. Ecsedy (24 August 2015)”Scientific rationale supporting the clinical development strategy for the investigational Aurora A kinase inhibitor alisertib in cancer” Frontiers in Oncology, Volume 5, article 189 David Neumark, Cathy J. Bradley, Miguel Henry, Bassam Dahman (2015) “Work continuation while treated for breast for breast cancer: the role of work place accommadations” ILR Review, 68(4) August 2105, pp. 916-954 Xiaoyu Wu, Wentao Liu, Qinhang Cao, Che Chen, Zhiwei Chen, Zhe Xu, Weisu Li, Fukun Liu, XueganYao “İnhibition of Aurora B by CCT137690 sensitizes colleractal cells to radiotherapy” Department of Surgical Oncology, Affiliated Hospitalof NanjingUniversity of Traditional Chinese Medicine, 155 Guangzhou Road, Nanjing 210029, China and Department of Surgery Ruijin Hospital, Shanghai Jiaotong University, Shanghai İnstitute of DigestiveSurgery, 2015 Giet R, Petretti C, Prigent C: Aurora kinases, an euploidy and cancer, a coincidence or a real link? Trends Cell Biol15:241-250, 2005 Qi W, Cooke LS, Liu X, et al: Alisertib (MLN8237) an investigational agent suppresses Aurora A and Aurora B activity, inhibits proliferation, promotes endoreduplication and induces apoptosis in T-HNL cell lines supporting its importance in PTCL treatment Leukı Res 37:434-439, 2013 Bavetsias V, Large JM, Sun C, Bouloc N, Kosmopoulou M, Matteucci M; Wilsher NE, Martins V, Reynisson J, Atrash B, et al: İmidazo [4,5-b] pyridine derivates as inhibitors of Aurora Kinases: lead optimization studies toward the identification of an orally bioavailable preclinical development candidate. J Medchem 2010, 53:5213-5228 Faisal A, Vaughan L, Bavetsias V; Sun C, Atrash B, Avery S, Jamin Y, Robinson SP, Workman P, Blagg J, et al: the Aurora kinase inhibitor CCT137690 downregulate MYCN and sensitizes MYCN-amplified neuroblastoma in vivo. Mol Cancer Ther 2011, 10:2115-2123 Yoon MJ, Park SS, Kang YJ, Kim IY, Lee JA, Lee JS, Kim EG, Lee CW, Chaoi KS: Aurora B confers cancer cell resistance to TRAIL-induced apoptosis via phosphorylation of survivin. Carcinogenesis 2012, 33:492-500 Yoshida A, Zokamasu K, Wano Y, Yamauchi T, Imamura S, takagi K, Kishi S, Urasaki Y, Tohyama K, Ueda T: Marked upregulation of Survivinand Aurora-B kinase is associated with disease progression in the myelody plastic syndromes. Haematologica 2012, 97:13721379 16