LEFKEDE SİYANÜRÜN DEHŞETİNİ GÖRDÜM Tayfun Özkaya 12.5.2011 Temel çok hasta imiş. Çocuklarına “ben hastayım. Beni doktora götürün” diyormuş. Çocukları da “bir şeyin yok” derlermiş. Sonunda Temel ölmüş ve önceden mezarının üstüne şunların yazılmasını sağlamış: “Birşey yok, bir şey yok diyordunuz. Ne oldi?” Kütahya’da gümüş üretim tesislerinde atıkların depolandığı baraj çökünce yetkililer “bir şey yok, içiniz rahat olsun” dedikçe aklıma bu fıkra geliyor. Siyanürle yapılan bu tür madenciliğin sonuçlarını görmek istiyorsanız Kıbrıs’ta Lefke’ye gidin. Ben geçen hafta ne olduğunu gördüm. Bir amerikan şirketi yıllarca bakır ve altın üretmiş. Dağ gibi atık yığmış. Denize atıkları atmışlar. Lefke Çevre ve Tanıtma Derneği web sayfasından okuyalım: İngiliz Sömürge yönetimi’nin politikası gereği, Kıbrıs’ın her yanı köstebek yuvasına çevrilmişti. 1878 yılında Kıbrıs’ı işgal eden İngilizler 1882 de ilk maden ocağını Limni’de işletmeye açarlar. Limni’den sonra başta Kalavason, Mitsero, Mathiati, Skouriotissa, Ablıç ve Karadağ madenleri olmak üzere 30 dan fazla yerde maden ocakları açılır. 20 yüzyılın ilk yarısı boyunca çoğu zaman sefalet içerisinde yaşayan Kıbrıslı’lar, maden ocaklarını bir nimet olarak gördüler. CMC ve diğer maden şirketleri ekmek kapısı idiler. İşlerini bırakıp yola düşen köylüler çalıştıkları süre boyunca iyi kazanç sağlarlar belki ama bu kazanımın karşılığını büyük çoğunluğu sağlıkları ile öderler. … Kanser illetinden kırılan sadece madenciler olmadılar. Dört bir tarafı maden atıkları ile kirletilen Lefke’de yaşayan insanların tümü bu kirlilikten etkilenmiş ve etkilenmeye devam ediyor. Lefke Belediyesi 2000 yılı ölüm kayıtlarına göre bölgede ölümlerin yarısı kanser kaynaklı. Siyanürün hızla yok olacağı iddialarına karşı Şubat 2000’de Lefke’deki Uluslararası Çevre Konferansında, Ege Üniversitesinden Prof. Dr. Emür Henden bir başka önemli ihtimale dikkat çekmekte idi. Buna göre, asıl dikkat edilmesi gereken tehlike siyanürün ağır metaller ile kararlı bileşimler oluşturarak civarda varlığını çok uzun zaman sürdürebileceği idi. (Environmental Risks of Mining Using Cyanides and Acids, Prof. Dr. Emür Henden. Lefke Çevre Derneği tarafından 16-17 Şubat 2000 de düzenlenen “Avrupa Çevre Politikaları ve Kıbrıs’ta Madencilik” isimli uluslararası konferansa sunulan bildiri) Ne dersiniz? Bir şey olmaz mı?