batı müz*k çalgıları

advertisement
BATI MÜZİK ÇALGILARI
ÜFLEMELİ ÇALGILAR
FAGOT
•
•
•
•
•
Fagot, ahşap nefesli çalgıdır. Fagot, çift kamışlı ve tek parçalı bir
enstrüman olan Curtal'dan, 16. yüzyıl'da Avrupa'da türemiştir. Ses
aralığı 3,5 oktav olan akçaağaç ahşabı ve metal borudan yapılan
fagotun uzunluğu 1,3 metre, borunun açılmış haliyle 2,5 metredir.
Ana hatlarıyla fagot, konik biçimde oyulmuş ve ikiye katlanmış
bir borunun geliştirilmiş halidir. Genellikle akçaağaçtan yapılır. Dört
parçanın birleşmesinden oluşur:
Kalak
Çizme. (çift borulu bölüm)
Bas. (veya Uzun)
Tenor.
Çizme bölümü en alttadır. Çizmenin içi yan yana oyulmuş ve alttan
birbirine "U" şeklinde bağlanmış iki borudan oluşur.
Çizmenin üzerine kanat ve bas bölümü
yan yana takılır. Bas bölümün üstüne de
kalak eklenir. Kalak bölümünün en üstüne
"S" şeklinde kıvrılmış metal bir boru
takılır. Sol el yukarıda, yan yana olan
kanat ve bas bölümlerinin perdelerini
denetleyebilecek şekilde, sağ el ise
aşağıdaki çizme bölümünü üzerindeki
perdeleri kullanabilecek şekilde tutulur.
KORNO
Korno, salyangoz kabuğu gibi kıvrımlı, bakır borudan yapılan,
üflemeli bir çalgıdır. İtalyanca'da "boynuz" anlamına gelen "corno"
sözcüğünden dilimize geçmiştir. Eski Mısır'da, Eski Roma da
ve Mezopotamya'da boynuzdan yapılan ilk örnekleri, işaret vermek
ve avcılara yol göstermek için kullanılırdı. Günümüzde bazı
ülkelerde çobanlar ve sürek avlarında avcılar hala bu amaçla
boynuz kullanırlar. Kornonun gövdesini oluşturan boru, üflenen baş
bölümden alt uca doğru kıvrılarak
genişler ve çan biçimli kalak bölümüyle son bulur. Çağdaş kornonun
boru uzunluğu yaklaşık 3,3 metredir. Üflenen ucunda koni
biçiminde bek denen bir ağızlık vardır. Üzerinde flüt
ya daklarnette olduğu gibi ses delikleri ya da üfleme dili yoktur.
Dudaklar ağızlığa dudağın yapısına göre bir pozisyonda yerleştirilir.
Üflendiğinde borunun içindeki hava sütununun titreşmesinden ses
elde edilir. Çıkan sesler üfleme sırasında dudakların duruş biçimine
göre değişir. Dudaklar gevşek bırakılırsa bas sesler, gergin
tutulursa tiz sesler elde edilir.
KORNO
SAKSOFON
• Çoğunlukla koni ve “S” biçiminde pirinçten üretilen, ağzındaki kamış
vasıtasıyla ses çıkaran bir çalgıdır. 1840’li Yillarda, Adolphe
Sax tarafından tasarlanmıştır. Saksofon genellikle pop ve caz müziği
ile ilişkilendirilse de, önceleri klasik batı müziği ve ordu müziği
çalgısı olarak tasarlanmıştı. Saksofon klarnete benzer. Klarnetteki
gibi,içi yuvarlak ya da dört köşe oyulmuş, tek kamışlı ağızlık kullanır.
Tuş sistemi ise aynı olmasa da flütle benzerlik gösterir. Saksofon,
metalden yapılan bir enstruman olmasına rağmen, yapısı ve
kökeni gereği, bakır üflemeli değil, tahta üflemeli çalgılar arasında
sayılır.
• Saksofonlar çoğunlukla pirinçten yapılıp, üzerlerine saydam vernik,
altın ya da gümüş ile kaplama yapılır. Vernik ya da öteki kaplamalar
pirincin paslanmasını önlediği gibi, ses niteliğinin artmasını ve
çalgının görüntüsünün ilgi çekici olmasını sağlarlar. Saksofon
topluluğunun, en büyüğünden en küçüğüne on
üyesi; kontrabas, bas, bariton, tenor, C-ezgi, alto, F mezzosoprano, soprano, C soprano,sopranino saksofon olarak sayılabilir.
SAKSOFON 
TUBA
• Tuba üflemeli bir çalgıdır.
Tuba bakır üflemeli çalgılar arasında sesi en kalın
olanıdır. Orkestralarda genellikle bir tane tuba
bulunur. Yaylı çalgılara bas sesi sağlayan kontrbas
gibi, tuba da bakır üflemeli çalgılara bas sesiyle
eşlik eder. Tubanın uca doğru genişleyip açılan
kıvrımlı gövdesi, çan biçiminde bir kalakla son
bulur. Ağızlık bölümü huni biçimindedir. Gövde
üzerinde trompette olduğu gibi değişik perdelerden
ses veren ve kangal olarak adlandırılan ek borular
ile bu boruları açıp kapamaya yarayan bir piston
düzeneği vardır. Bugün tubanın çeşitli ülkelerde
kullanılan oldukça değişik modelleri vardır.
:TUBA:
TROMBON
•
•
Trombon, üflemeli bakır nefesli çalgılar grubunda bulunan
bir çalgı çeşididir.
Fincan biçimli bir ağızlığa dayanan
dudakların titreşmesiyle ses çıkarmaktadır. Boru uzunluğunu değiştiren ve
"kulis" adı verilen bir sürgüsü vardır. Bu sürgü trombonun
farklı notalarda ses çıkarabilmesini sağlar. İtalyanca “tromba” kelimesi
trompet anlamına gelirken “trombone” kelimesi büyük trompet anlamında
kullanılmıştır. Almancada ise “buzune” kelimesinden “posaune” türemiştir.
Almanlar “buzune” terimini Fransızcadaki düz trompet anlamına gelen
“buisine” den almışlardır. İngilizler ise trombonu “sagbut” ve “shagbolt”
kelimelerinden türediği düşünülen “sackbut” olarak adlandırmışlardır. Bu
sözcüklerin kökleri tam olarak bilinmemekle birlikte eski Fransızcada
çekmek anlamına gelen “sacquer” sözcüğünden geldiği düşünülmektedir.
“Sacquer” sözcüğünün çok benzeri olan, İspanyolcadaki “sacabuche” yani
içini dışarı çıkarmak anlamına gelen sözcüğünde İngilizcedeki kelimelerin
kaynağı olabileceği ileri sürülmektedir.
TROMBON
TROMPET
•
•
•
•
•
Trompet, bakırdan yapılmış üflemeli çalgıdır.
Bir ağızlık ve kendi üzerine kıvrılmış silindir biçimindeki borudan oluşur. Ağız
kısmı kâse benzeri konik biçimdedir.Ses rengi parlak ve çınlayan
niteliktedir. Korno gibi trompet de çalma ilkeleri bakımından aynıdır.
Trompetin öteki üflemeli çalgılardan önemli bir farkı, üfleme sırasında iki ya
da üç kez ses düzenlemesi yapılabilmesidir. Genelde iki tip trompet vardır:
basit trompet, bir temel notanın armonik seslerini çıkartır.
kromatik veya pistonlu trompet, 19. yüzyılın başında Bluhmel ve Stözel
tarafından bulunmuş ve basit trompetin yerini almıştır.
Tüpleri bulunmayan basit trompet, bu çalgının ilkel türüdür. Perdeyi
değiştirmek için boruda tüpler yoktur. Borunun uzunluğuna tekabül eden
perdede sesler üretilebilir. Trompet, üflemeli çalgıların en eskilerindendir. İlk
metal trompet MÖ 2. binyılda Mısır'da dinsel törenlerde ya da askeri amaçla
kullanılan, ancak bir ya da iki nota çıkarabilen küçük bir çalgıydı.
Tutankamon'un Mısır'daki mezarındaki bronz ve gümüş trompetler
İskandinavya'dan bronz trompetler ve Çin'deki metal trompetler MÖ
1500'lere dayanır. Eski Çağlarda işaretleşmelerde kullanılan bu çalgı, müzik
aleti olarak orkestraya orta çağda girmiştir.
TROMPET
YAN FLÜT
•
1.
2.
3.
•
•
Flüt, üç parçanın birleşiminden oluşan bir enstrümandır.
Baş (ya da ağızlık)
Gövde
Kuyruk
Bu müzik aletinin satın alınırken verilen bir temizleme çubuğu bulunur.
Çalgının başına pamuk konularak flütün içi temizlenir Çalgının baş
bölümünde bir üfleme deliği vardır. Bu nedenle bu bölüme "ağızlık" da denir.
Üfleme deliği çalıcının alt dudağına dayalıdır. Sağ omuz yönünde, yere
koşut olarak tutulur. Sol el ağızlık tarafında, sağ el ise kuyruk tarafında
tutulur. İki elin baş parmağı alttan flütü destekler. Flütün borusu silindir
şeklindedir. Günümüzde nikel, gümüş, altın gibi madenlerden yapılmaktadır.
. Metal olduğu halde tahta nefesli çalgılar grubu üyesidir. Bunun nedeni ses
renginin tahta tınısı vermesi ve diğer tahta nefesliler ile iyi kaynaşması ve
ses elde ediliş yönteminin tahta enstrümanlar gibi olmasındandır. Tahta
flütün en önemli özelliği tatlı, yuvarlak ve olgun olmasıydı. Metal
alaşımlardan yapılmaya başlamasıyla bu özelliklerini büyük ölçüde yitiren
flüt daha çevik, ses niteliği yönünden ise parlaklık kazanmıştır. Özellikle ince
sesler metalden yapılan flütlerde daha kolay ve güvenlidir.
YAN
FLÜT
KLARNET
• Klarinet (klarinet ya da gırnata), sert ve dayanıklı ağaçlardan
genellikle de abanoz ağacından yapılan üflemeli bir çalgı türüdür. Bir
çeşit sert kauçuk olan ebonitten, ayrıca metalden yapılanları da
vardır. Klarnetler, beş parçanın birleşmesinden oluşur, bunlar:
• Kafalık (Bek)
• Fıçı (Barel)
• Üst gövde
• Alt gövde
• Kalak (Pavillon da denir)
• Klarinetin gövdesi silindir biçimindedir. Kalak bölümü ise obuanın
kalağına oranla daha geniştir. Dikkatlice yontulup biçimlendirilen bu
kamış parçası, ağızlık üzerine takılır. Çalıcının nefesi ile titreşime
geçirilen kamış, boru içindeki havayı titreşime geçirerek ses elde
edilmesini sağlar. Çalıcının sol eli yukarıda, sağ eli ise aşağıda
olmak üzere az bir eğimle yere doğru tutulur.
KLARNET
ÖDEVİM BURADA BİTİYOR…
İZLEDİĞİNİZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM 
Download