YÜKSEK SESE GEÇİT YOK HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER Beril GÜNEY ( 7- D ) Bengi Yaren İNCEDURSUN ( 7- D ) DANIŞMAN ÖĞRETMEN GÖKHAN TUFAN İZMİR - 2014 İÇİNDEKİLER 1. Projenin Amacı 2. Projenin Hedefi 3. Ses ve gürültü arasındaki farklar 4. İnsan kulağı her sesi duyabilir mi? 5. Günlük hayatta işittiğimiz veya karşılaşabileceğimiz gürültü düzeylerinden bazı örnekler 6. Taşınabilir mobil cihazların kulaklıkları insan sağlığına zarar verir mi? 7. Yüksek sesin yarattığı hasar 8. Gerçekleştirilen faaliyetler 9. Sonuçların değerlendirilmesi 10. Kaynaklar PROJENİN; AMACI: Maksimum ses seviyesini belirli bir limit değerde tutan elektronik düzenek oluşturarak, yüksek sesle müzik dinleme sonucunda istemeden de olsa kulaklarımızda meydana gelebilecek zararlı etkilerin ve duyma kayıplarının önlenmesi, ayrıca oluşabilecek gürültü kirliliği ile çevreye verilen rahatsızlıkların önlenmesi amaçlanmaktadır. HEDEFİ: Yüksek sesin insanlarda nenden olduğu fiziksel ve ruhsal olumsuzlukların önlenmesi ve gürültü kirliliğini oluşturan faktörlerin ortadan kaldırılması SES VE GÜRÜLTÜ ARASINDAKİ FARKLAR İnsanın ruhsal ve fiziksel yapısını olumsuz yönde etkileyen gürültüyü tanımlayabilmek için sesin fiziksel nitelikleri ve işitme konusuna değinmekte yarar vardır. Ses; gaz, katı ve sıvı cisim moleküllerinin hava basıncında yaptıkları dalgalanmaların kulaktaki etkisinden oluşan bir duygudur. Gürültü; genellikle istenmeyen ses olarak tanımlanmaktadır. Gelişi güzel bir yapısı olan bir ses spekturumudur ki, hoşa gitmeyen, istenmeyen, rahatsız edici ses olarak tanımlanabilir. Ses ise titreşim yapan bir kaynağın hava basıncında yaptığı dalgalanmalar ile oluşan ve insanda işitme duygusu uyandıran fiziksel bir olaydır. Fiziksel kavram olarak ses ile gürültü arasında fark yoktur. Gürültü genellikle yapay olarak ortaya çıkan, niteliği ve niceliği bozulmuş, arzu edilmeyen seslerdir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi, arzu edilmeme kavramı, gürültünün subjektifliğini, yani kişiden kişiye değişkenlik gösterebileceğini, dolayısıyla psikolojik ve nörovegetatif sistem üzerine etkilerinin de insanlarda farklı farklı olabileceğini göstermektedir. Gürültünün anlamlı bir biçimde kişiden kişiye farklılık göstermeyen en önemli etkisi, işitme üzerine etkisidir. Bu iki genel tanımdan sonra Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 63.konferansında imzalanan sözleşmenin 3.maddesinde gürültüyü nasıl tanımladığına baktığımızda “Gürültü terimi, bir işitme kaybına yol açan veya sağlığa zararlı olan veya başka tehlikeleri ortaya çıkaran bütün sesleri kapsar” denildiğini görmekteyiz. Bizim için de gürültüyü insan sağlığıyla birlikte alan bu tanım önemlidir. Sesin niteliğinin bozulması, frekansları farklı birçok ses dalgasının üst üste gelmesidir. Diğer bir deyişle gürültünün frekans spekturumuna bakıldığında, birçok frekansta seslerin yer aldığı bilinmektedir. İNSAN KULAĞI HER SESİ DUYABİLİR Mİ? İnsan kulağı 0,0002-2000 dyne/cm2 ‘lik basınçlara yanıt verebilen bir organdır. Ses şiddetinin değerlendirilmesinde gereksiz ölçüde büyük sayılar ile çalışmalardan kaçınmak için bağıl (relatif) birim cinsinden desibel (dB) kullanılır. Fiziksel olarak ses bir dalga hareketi olduğundan her dalga hareketi gibi sesin de bir frekansı vardır. Kabaca ses basıncının saniyede oluşan titreşim sayısıdır. Genellikli Hertz ( Hz ) olarak ölçülür. Normal yetişkin bir insan 16 Hz’den 20000 Hz ‘e kadar olan frekans bölgelerindeki sesleri işitebilir. Bu nedenle bu türdeki seslere “işitme sesi” denir. Deniz dalgaları, don, deprem, rüzgar sesleri gibi kulağımızın algılayamadığı 20 Hz. altındaki seslere “ses altı” (infra ses), son zamanda hastalıkların tanı ve tedavisinde çok fazla kullanılan, 20.000 Hz’in üzerindeki seslere de “ses üstü” (ultra ses) denir. İnsan sesleri yaklaşık olarak 250-500-1000-2000 Hz’lik frekanslarda yer almaktadır. Erkek sesleri daha düşük frekanslarda (250-500 Hz) kadın sesleri ise daha yüksek frekanslarda (1000-2000 Hz) yer almaktadır. Orta ve yüksek frekanslardaki sesleri duyma yeteneği ilerleyen yaşla birlikte azalır. Sesin işitilebilmesi için şiddetinin belli bir düzeye erişmesi gerekmektedir. Üstelik insan kulağı her frekanstaki sese aynı duyarlılığı göstermemektedir. Yani insan kulağı farklı frekanslarda, farklı şiddette işitme eşiklerine sahiptir. günlük hayatta işittiğimiz veya karşılaşabileceğimiz gürültü düzeylerinden bazı örnekleri aşağıda görebiliriz. İşitme Sınırı ( Eşiği ) : 0 dB Kayıt Stüdyosu, Orman, 120 cm’de fısıltılı konuşma : 0-20 dB Yatak odası : 20-30 dB Kütüphane, Sessiz ofis, Oturma odası : 30-40 dB Genel ofis,Sohbet konuşması : 40-60 dB Çalışma ofisi ( Daktilo,v.s ) : 60-70 dB Ortalama Trafik Gürültüsü, Gürültülü Lokanta, Matbaa : 70-90 dB Havalı Çekiç, Takım tezgahları, Otomatik matkap, Tekstil Fab. : 90-100 dB Hidrolik Pres, Pop Grubu, Daire testere, Hava tabancası : 100-120 dB Jet motoru, ( Ağrı veya Duyma Eşiği ) : 130 dB Şehir alarm sireni : 140 dB Roket rampası : 180 dB TAŞINABİLİR MOBİL CİHAZLARIN KULAKLIKLARI İNSAN SAĞLIĞINA ZARAR VERİR Mİ? Günümüzde pek çok insan özellikle de gençler gelişen teknoloji ile birlikte taşınabilir mobil cihazların artmasıyla ev dışında ya da evde geçirdikleri vakitlerin çoğunda kulaklarına taktıkları kulaklıklar ile yüksek sesli müzik dinleme eğilimindedirler. Yüksek sesle müzik dinlemek amacıyla kulaklık kullanılması, erken yaşlarda işitme kaybı için bir risk faktörü olabilmektedir. Kullanıcıların bu riski en aza indirebilmesi için bazı önlemler alması gerekmektedir. Yapılan araştırmalar, 85 desibel şiddetindeki seslere 8 saatten fazla maruz kalınmasının kulak sağlığına zararlı olduğunu göstermektedir. Bu süreler 88 desibel için 4 saat, 91 desibel için 2 saat ve 100 desibel için 15 dakika şeklinde örneklendirilebilir. Taşınabilir müzik dinleme cihazlarının maksimum ses seviyeleri 120 desibel ses düzeyinin üzerine çıkabilmektedir. Bazı araştırmalarda, kulaklıkla 1 saat süreyle yüksek seviyelerde müzik dinleyen çocuklarda yapılan işitme testlerinde 5-10 desibel geçici işitme kayıpları gözlendiği belirtilmektedir. YÜKSEK SESİN YARATTIĞI HASAR Ses şiddetine bağlı olarak gelişen akustik hasar, tipik olarak iç kulakta “salyangoz” adı verilen bölümdeki işitme hücrelerinde veya sinirlerinde meydana gelir. Buna ek olarak bireylerde bildikleri veya farkında olmadıkları bazı sistemik hastalıkların varlığı, iç kulağı işitme kaybına daha yatkın hale getirebilir. Gençlerin büyük bir çoğunluğu yüksek sesle müzik dinledikten sonra kulakta çınlama, uğultu ve işitmede azalma gibi belirtilerle karşılaşıp, genellikle bunu geçici bir durum olarak görmektedir. Oysa bu tip belirtiler kalıcı bir hasara işaret ediyor olabilir. Bu durumda ses şiddetini azaltmak veya müzik dinlemeye bir süre ara vermek gerekmektedir. Konuşma sırasında karşıdaki kişiyi anlamakta güçlük çekilmesi ve arka plandaki seslerin duyulmasında zorlanma da yüksek sesle uzun süre müzik dinlenmesi sonucu ortaya çıkabilecek sorunlardır. Bu durumları önlemek için kullanım sırasında cihazın en yüksek ses seviyesinin % 80’i kadar olacak şekilde günde en fazla 90 dakikayı aşmamak uygun olur. Daha uzun sürelerde dinlemek isteniyorsa ses seviyesi % 60’ı geçmemelidir. GERÇEKLEŞTİRİLEN FAALİYETLER Müzik dinlerken kulağımıza gelen sesin belirli bir şiddette tutulmasını sağlamak için bir elektronik düzenek oluşturduk. Bu elektronik düzeneği temel olarak mikrofon, led lambalar ve mikroişlemci ile oluşturduk. Led lambaları gelen sesin şiddetini görsel olarak algılayabilmek için kullandık. Devrede mikrofon tarafından alınan ses dalgaları, elektrik sinyallerine çevrilerek, mikroişlemciye aktarılır. Mikroişlemci gelen sesin şiddetini algılayarak ses şiddetine göre ledlerin yanmasını sağlar. Devredeki bütün lambaların yanması ses seviyesinin ya da ses şiddetinin yüksek olduğunu gösterir. Devrenin düzgün olarak çalıştığını gördükten sonra devreye eklediğimiz bir buton yardımıyla ses şiddetinin sınırlandırılmasını sağladık. Buton basılı konumda değilken gelen ses şiddeti yüksek olduğundan led lambaların tamamı yanmaya başlar. Bir süre sonra butona bastığımızda ses şiddeti aynı yükseklikte geldiği halde led lambaların tamamı yanmaz. Bu sayede ses şiddetinin aynı kalması ya da arttırılmasıyla sistemimizin algıladığı ses şiddetinin hep belli bir düzeyin altında kalmasını sağladık. Bu da kulak sağlığımızı korumamız açısından çok önemlidir. Mikroişlemci kullanılarak ses şiddeti çocuklar ve yetişkinler için alçak ya da yüksek düzeyde ayarlanabilir. SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Geliştirdiğimiz düzenek sayesinde ses şiddeti ne kadar arttırılırsa arttırılsın hep belli bir seviyede tutuluyor. Böylece kulaklarımızı yüksek sesten korumakla kalmıyoruz. Aynı zamanda gürültü kirliliği ile oluşabilecek çeşitli ruhsal sorunlardan da kendimizi koruyoruz. Bu düzenek, kulaklıklarda kullanılmanın yanında farklı uygulamalarda da kullanılabilir. Ses şiddetinin düşürülmesi istenen elektronik düzeneklere eklenebilir. Genellikle çok gürültülü olan disko ve barlarda ağrı ve duyma eşiği ile sınırlandırılması sağlanabilir. KAYNAKLAR: 1. http://www.sabah.com.tr/Saglik/2013/10/27/kulaklikla-yuksek-sesli-muzik-dinleyenlerdikkat 2. http://www.zaman.com.tr/aile-saglik_kulaklikla-uzun-sureli-muzik-dinlemek-kulakhucrelerini-olduruyor_1158132.html 3. http://www.bakimliyiz.com/sagligimiz/74134-yuksek-sesin-zararlari-nelerdir.html 4. http://www.memorial.com.tr/rehberler/saglik_rehberi/kulaklikla-muzik-dinlerken-dikkatedin/ 5. http://www.musikidergisi.net/?p=1589 6.http://www.ormansu.gov.tr/osb/Files/duyuru/anasayfaDuyurular/Sunu%205%20Prof.Dr.Sev tap%20Y%C4%B1lmaz%20Demirkale.pdf 7. http://www.bilgin.net/GurultuSelcukOzdmr.htm