Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler

advertisement
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler
US ATÖLYESİ KOŞUMASI – OCAK 2008
AZİZ YARDIMLI
1. Felsefe ve Görüş
Felsefe kültürel değildir; öznel bir bakış açısı sorunu da değildir. Felsefe konusunda kavranması
öncelikle gereken şey felsefenin görüş ya da doksa ile ilgilenmediğidir. Ben şöyle düşünüyorum, bu
benim görüşümdür vb. gibi şeylerin felsefi bir değerleri ve felsefede yerleri yoktur. Felsefenin bu
yolda bir kültüre indirgenmesi özellikle modern felsefecilik türleri arasında yaygındır (Hermeneutik
felsefeyi bütünüyle göreli ve öznel bir bakış açısına bozundurur). Görüşler kültürel yaşama aittirler,
bilimsel değil, ve felsefe kültürün değişken ve geçici öğeleri ile yalnızca konuları olarak ilgilenir.
Bilgi ya da gerçeklik ya da tanıtlanmışlık felsefenin alanını doğrudan doğruya sıradan bilinçten ayırır.
2. Felsefe ve Dizge
Felsefenin önermeleri özne-yüklem bağıntıları değil ama kavram bağıntıları olarak ilkin bütünsel bir
dizgenin bileşenleridirler, ve bu düzeye dek saltık olarak zorunlu bağıntılardır. Dizge genel olarak
tanıtlamanın ya da kavramsal çıkarsamanın sonucudur. Tanıtlamanın diyalektik bağıntılar yoluyla
zorunlu açınımı olan Dizge olduğundan başka türlü olamaz. Dizgesel-Kavramsal yapı kişiselliği,
öznelliği aşar ve gerçekten var olanın kavramsal-kuramsal yapısına karşılık düşer. Varlık ile bu
çakışması içinde, Dizge aynı zamanda nesneldir.
3. Doğal Mantık
Doğal Mantık düşüncenin bilinçsiz işlevidir. Doğal Mantık (ya da yalnızca Mantık, ya da Us/Logos)
kendinde evrensel ve zorunlu bağıntılar sürecinde işler. Kendisi bu bağıntılardır (bağıntı :: Logos).
Doğal Mantık kendini dışsal olarak dil ya da tasarımsal düşünce düzleminde gösterir; ama özsel ya da
içsel olarak Kavram ilişkileri biçiminde işler. Bu alan Mantık Biliminin nesnesidir. Tasarımsal
bağıntılar raslantısal, çağrışımsal, dışsaldır; kavramsal bağıntılar zorunlu.
4. Görgül Bilinç ve Felsefi Bilinç
Görgül bilinç düzleminde felsefe yapılamaz, çünkü bu bilinç tasarımlar ile işler, kavramlar ile değil.
Tasarımların ilişkisi mantıksal değil ama dışsaldır (çağrışımsal, öznel vb.). Kavramların ilişkisi Mantık
dediğimiz şeyin kendisidir.
5. Fenomenoloji ve Felsefe
Kant felsefesi bilinç ya da fenomen alanına sınırlıdır; nesnelliğe, gerçek Varlığa ya da kendinde-Şeye
ulaşamaz; Hegel’in Tinin Görüngübilimi yazma gerekçesi Kavramın ve Varlığın birliğini göstermektir.
Fenomenin bilgisi fenomenolojidir, görüngünün bilimidir, kavramın bilimi ya da kurgul felsefe değil.
Kant’ın felsefesi bir fenomenoloji olmasa da fenomenlerin ötesine, numenonlara geçmez.
6. Ontoloji
Ontolojinin bir antika olmasının nedeni Varlığı Kavramdan soyutlama içinde almasıdır. Kavramdan
ayrı olarak, aslında Kavramsız olarak alınan Varlık bilinç için ona yabancı, aşkın, bilinemez birşey
olarak görünür. Bu bölünme ya da ayrılık Hegel’in Tinin Görüngübilim’in incelediği bütün bir
fenomenal bilinç sürecine özgüdür ve bu bilinç biçimleri bu karşıtlıktan ötürü sonlu, böylece
gerçeklik ile bağları kopuk geçici ve yitici biçimlerdir.
7. Metafizik
Metafizik fiziksel olmayanı anlatır. Ama tinsel olan da fiziksel değildir. Yine, metafiziksel olanın var
olmayanı anlattığı ileri sürülür; tinsel olanın var olmadığını düşünmek ise özdekçiliktir. Pozitivizm
bile tinsel olanın varlığını kabul eder ve ölçülemeyeceği düzeye dek bilimin dışına atar (ki
bilimselliği ölçülebilirliğe indirgemek kavramı niceliğe indirgemektir). Kant’ın Metafiziği çürüttüğü
düşünülür ve aslında kendisi de bunu amaçlar. Ama açıktır ki onun felsefesi de her felsefe gibi,
aslında her bilinç biçimi gibi tinseldir, düşünseldir; fiziksel değil ama fizikötesidir. Kant’ın
düşündüğü şey metafizik olarak bilinen felsefenin bilgi üretemediği, çünkü insan usunun sonsuz değil
sonlu olduğu, ulaşamadığı ve giremediği bir varlık boyutunun olduğudur (gizemciliğe yakın).
8. Zaman
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler — US ATÖLYESİ KONUŞMASI
Aziz Yardımlı 2008 — OCAK
1
Zaman (ve hiç kuşkusuz Uzay ve Özdek ile birlikte) felsefi dizgeye Doğa ve Tin alanlarının bilgisinde
girer. Mantık Bilimi ise ilk olarak soyut düşüncenin alanını konu aldığı ölçüde zamansızdır. İkinci
olarak, kavramların ortaya çıkmaması ve ortadan yitmemesine bağlı olarak bengilik anlamında
zamansızdır. Ama Zaman gene de bu Bengilik ya da Şimdi anlamında özdeksel ve tinsel olandan ayrı
bir varoluş taşımaz, ve (Uzay ve Özdek gibi) doğal ve tinsel olan herşeyin bir bileşeni, momentidir.
Zamanın Şimdiliği onun Kavramıdır, çünkü eytişimseldir, çünkü Şimdi olmak şimdinin kıpısallığından,
sonsuz küçücüğünden ötürü dolaysızca ortadan kalkmak ve böylece geçmiş ile ve gelecek ile
dolaysızca birlik içinde olmak demektir.
9. Bilginin Olanağı: Kavram ve Nesnesinin Birliği
Öznel Kavram ve nesnel Varlık arasındaki tözsel birlik bilginin olanağıdır. Örneğin Spinoza’da
düşüncelerin düzlemi ve şeylerin düzlemi birdir; Platon’da İdea nesnel varlıktır, ve insanda Nous
(anlık) İdeaları bilme yetisidir. Kuşkuculuk genel olarak bu birliğin doğrulanamamasına bağlıdır. Ve
düşüncenin gerçekliğini reddetmesi ölçüsünde kendine temel olacak bir tanıtlamadan da yoksundur.
10. Varlık ve Duyusallık
Varlık ne duyusal ne de tinseldir. Doğal bilincin felsefeye karşı en temel yanılgılarından ve
önyargılarından biri Varlığı duyusal-özdeksel olarak almaktır. Bu özdeksel doğal bilinç Varlığı tinsel
olarak düşünmeyi de yerine getiremez, çünkü tinsel olan duyusal değildir, ve öyleyse bu doğal
bilincin alışkanlıklarına göre varlık da değildir (bu bakış açısı materyalizmdir, çünkü özdekten başka
hiçbirşeyin varlığını doğrulayamaz; ve varlığı yalnızca özdeksele bağladığı için ayrıca bir Monizmdir).
(Özdeğe duyusal olarak algılanmadığı zemininde Varlığı yadsıyan düşünür deneyimi bilginin ilkesi
olarak alan David Hume’dur; ama Hume hiçbir kavramın duyumsanamayacağını yada
algılananayacağını gözden kaçırır.)
11. Bilgide A Priori Yan
Genel olarak us doğuştan bir yetidir, bir yeti olarak sonradan kazanılmaz ama verilidir; dışsal
kaynaklardan üretilen bir yeti değildir (görgücülük kavramları deneyimden, algıdan, giderek
duyumdan türetir).
12. Bilgi ve Deneyim
Kavramların a priori olmaları onların tüm deneyimin önsel biçimi olmalarını anlatır. Deneyim
kavramların kaynağı değildir; tersine, kendisi kavramlara dayanarak olanaklıdır (rasyonalistler; ve
ayrıca Kant). Kavramsız duyum yalnızca duyumdur; bilmez, ama yalnızca duyumsar, ve hayvansala
özgü olandır. Deneyim düşüncenin katıldığı biçimsel bir yan taşır, ve bu biçimin kendisi evrensel ve
zorunlu olanı anlatır, kavramsalın kendisidir.
Hegel, Tinin Görüngübilimi, § 36: "Bilinç deneyiminde olandan başka hiçbirşeyi bilmez ve kavramaz;
çünkü deneyimde olan yalnızca tinsel tözdür, ve dahası, bilincin 'kendi'sinin nesnesi olarak böyledir.”
13. Kendinde-Şey
Şey ancak belirlenimleri ile bilinir, ve Şey olarak Şey yalnızca soyutlamadır. “Kendinde” anlatımı
başkası ile ilişkiyi soyutlar. Ama Şey belirlenimini başkası ya da olumsuzlama yoluyla kazanır. Birşey
kendinde alındığında tüm başka Kavramlardan ayrı olarak, yalnızca kendi Kavramında alınır. Çünkü
birşey kendinde iken de belirlidir ve bu belirlilik başka kavramlar ile bağıntı imler.
14. Kavramsal Dizge Olarak Us
Us düşünme yetisidir, ve bütünsel olarak düşünüldüğünde analitik düşünme yetisi olarak Anlak da
Usun bir momentidir. Kavramların dizgesel bütünü Ustur. Mantık Bilimi Kavramları deneyimden
bağımsızlıkları içinde arı olarak irdeler (arı Us). Doğa ve Tin felsefeleri görgül Kavramları, uzaysal ve
zamansal düzleme ait kavramları, Doğa ve Tin kavramlarını irdeler. Doğa ve Tin alanları da özsel
olarak kavramsal, ussaldırlar.
15. Görgül Bilim
Bilim nesnesinin kuramsal/kavramsal izdüşümü ya da yansımasıdır. Nesnesi ile çakışması ancak
nesnesinin de özsel olarak kavramsal olmasına ve başka birşey olmamasına bağlıdır. Görgül bilimde
duyusal-algısal denilen öğenin kendisi kavramlar yoluyla anlatılır ve özsel olarak kavramsaldır.
Kavramsal olması duyusalın olmaması değil, ama belirli olması demektir. Doğa bilimlerinde uzaysalzamansal içerik ve insan bilimlerinde tinsel içerik görgül dediğimiz, deneyimsel dediğimiz şeyin
kendisidir.
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler — US ATÖLYESİ KONUŞMASI
Aziz Yardımlı 2008 — OCAK
2
16. Görgül Bilimlerin Yöntemi.
Genel olarak görgül bilimlerin yöntemi aksiyomatik, tümevarımlı, tasımlıdır.
Düşüncenin deneyim sürecindeki örgütlenmesi (bilim) kendiliğinden ya da bilinçsizdir. Tanıtlama
tümevarım üzerine dayandırılır ve bu düzeye dek olasılıktan öteye, gerçekliğe ulaşamaz.
Doğrulanabilirlik ya da tam olarak onunla aynı şey olan yanlışlanabilirlik olasılığı anlatır. Bilimsel
olanın tanıtlanmış olması gerekir, ve bu ise ancak ve ancak kavramsal olarak yapılabilir.
17. Görgül Bilimler ve Ussalcılık
Matematik ve tüm başka görgül bilimler Ussalcılar Tarafından geliştirildi (Aristoteles, İslamik
bilimciler, Descartes, Leibniz). Kepler Weltharmonik tasarımıyla Evrenin ussal düzenini
düşünüyordu.
18. Doğa Felsefesi
Doğa Felsefesi Doğa Bilimlerinin kavramsal olarak tutarlı bütünsel yapısıdır. Tümevarım değil,
tümdengelim üzerine dayanır, çünkü tümden gelmek Kavramdan, Evrenselden gelmekten başka
birşey değildir, ve evrenselden evrensele gelindiği düzeye dek tümdengelim anlatımının kendisi
üstlendiği görev için (tikele gelme görevi için) ancak yarı-uygun bir terimdir. Doğanın kavramsal
dizgesi ancak kavram bağıntılarının sağın olarak kurulması yoluyla olanaklıdır.
19. Görgül Bilim ve Felsefe
Felsefe düşünce ile ilgilenir. Görgül bilimler de düşünce ile ilgilenir. Bilim yalnızca Kavramı bilmeyi
amaçlar. Bu ortak kavramsal temel felsefe ve bilimler arasındaki ayrımı geçersiz kılar. Görgül bilim
felsefeden, yöntemli ussal düşünceden ayrı olduğu düzeye dek bu onun için bir kazanç değil, bir
eksikliktir, çünkü nesnesi kendinde, kavramsal yapısında ussaldır. Görgül bilim kavramsal yöntemi
böyle olarak değil ama bilinçsiz olarak uyguladığı düzeye dek, ürettiği pozitif bilginin niteliğini
değerlendiremez, ve mantıksal iç tutarlığa ancak çok sayıda deney yoluyla ulaşmaya çalışır (bu
yüzden tümevarım).
Teknoloji ya da uygulayımbilim ile asıl bilim arasındaki ayrım birincinin kuramsal bilgiye az ya da
çok yabancı olması, kavramsal bağıntının bilincine gereksinim duymadan işlev görmesidir. Bu bir
kullanım, yararlanım yetkinliğidir, ve pragmatizm, yararcılık gibi bakış açıları uygulayımbilim ve
bilim ayrımını yapmazlar. Aynı zamanda, görgücülük de bilgiyi olasılık düzeyinde tutmak zorunda
olduğu için uygulayımbilim ve bilim ayrımını yapamaz.
20. Ussal Evren ve Ussal Bilim.
Ussal evren ancak ussal düşünceye yanıt verir. Evren özsel yapısında kavramsaldır, ve insan
düşüncesi aynı kavramsal doğayı taşır. Bilimin ve bilginin olanağı bu karşıtların özsel birliğine
dayanır. Kant felsefesinin önemi bu birliği tanımamasında yatar. Buna karşı ussalcılık Varlık ve
Kavramın birliğini doğrular. Hegel’in Saltık Bilgi dediği şey Kant’ın ayırdığı Kavram ve Varlığın
(kendinde-Şey) birliğinden başka birşey değildir. (Maxwell alıntısı aşağıda.)
21. Mantık Bilimi ve Tanıtlama
Bilginin tanıtlanması onun nedenini göstermek, onu dolaylı kılmak demektir (belit/aksiyom
tanıtlanmaz). Ama bu tanıtlama sürecinde içerilen sonsuza gerilemeden kurtulmanın yolu dolaysızı
bulmak değil — çünkü bu olanaksızdır —, dolaysızın kendinde dolaylı olduğunu kavramaktır. İlk
neden ilişkisizliği ister; ama ilişkisizlik saltık ya da soyut olmaktır. Bu ise yalnızca bir düşünceşeydir, olmayandır. İlk neden ancak sonrası ile bağıntılı olduğu için ilktir, böylece koşullu, türevsel,
ikincildir.
22. Felsefede Yöntem
Yöntem Kavramın nesnel devimidir, böylece bilgi üretiminde kişisel, öznel, kültürel etmenleri
ortadan kaldırmanın biricik ve saltık güvencesidir.
Bilginin yönteminin bilginin nesnesine yabancı olmaması, onunla Bir olması gerekir, çünkü ayrı bir
araç nesnesini olduğu gibi bilince getirmeyecektir. Yönteme bir araç dersek, Bilginin olanağı bilginin
ve nesnesinin bir ve aynı töz olmasını gerektirir. Yöntem bu ilişkide iki ucu birleştiren orta terim
olarak yine her ikisinden ayrı olamaz.
23. Analitik
“Bir Kavramda Kavramın kendisinden daha öte düşünülecek hiçbirşey yoktur” (Hegel, Ans., § 3).
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler — US ATÖLYESİ KONUŞMASI
Aziz Yardımlı 2008 — OCAK
3
Bu saltık soyutlamadır, tam ilişkisizlik ve koşulsuzluktur, ve ilkin her kavram için uyguladığımız
analitik yeteneğimizdir. Bu soyutluk nedeniyle Kavram değişmez, zamansız, devimsiz, ve
evrenseldir: Değişim ve devim için kendinde Başkası da olması gerekir; ama A = A değişmez;
soyutlama Zamansızdır; ve evrensel olması paradigmatik-yalıtılmış olmaması, tüm çağlar ve
kültürler ve bireyler için bir olması da demektir. Yöntem var-sayımsız olanla, “sayıltısız = dolaysız”
olanla, var olanla başlar. “Başlangıcın” koşulsuz istemi budur. Ama başlangıç bu analitik yapısı
içinde devinmez, ilerleyemez, böylece başlangıç olma karakterini de yitirir.
24. Diyalektik
Diyalektik bir belirlenimin özsel olumsuzluğunun çıkarsanmasını anlatır. Analitik moment kendinde
ancak karşıtı da olduğunu, sentetik olduğunu göstererek devime geçer (‘sentetik’ gerçekte burada
uygun değildir, çünkü dışsal birleşmeyi anlatır). Diyalektik aynı zamanda kendine Özdeşliğin kendi
ile Karşıtlık olduğunu, Birşeyin salt kendisi değil ama Başkası ile ayrılmamacasına bağlı olduğunu
anlatır. Devim bu düzeye dek yalnızca soyutlamanın geçersiz olduğunu görmekten oluşur. Belirli olan
olumsuzlama içerendir (Spinoza), genel olarak Başkalığı dışlayandır; ama Başkalığı dışlamak onunla
ilişkili olmak, onu içermek, onu olumsuz olarak kapsamaktır. Başkalık ilgisiz türlülük değil de
birşeyin kendi başkası olduğu zaman, bu bağıntı gerçek belirlenimin kaynağıdır ve aynı zamanda
olumsuzlama ya da ortadan kaldırma ve böylece devim karakterini kazanır.
Diyalektik olumlu olanın olumsuzlanması olması ölçüsünde kuşku kıpısıdır. Burada Kavramın içeriği
de kendini gösterir; Kavram Kant’ın düşündüğü gibi boş değildir ve içeriğinin her nasılsa sezgiden
alınması gereksizdir; Kavram içeriklidir, çünkü kendinde kendi karşıtıdır.
25. Spekülatif ya da Kurgul
Ayrım kıpısı aynı zamanda ayırdedilenlerin birliğini de gösterir ve bu birlik onu oluşturan kıpılardan
başka bir terim, bir üçüncüdür. Bu Kavramın deviminin kurgul kıpısıdır. Yöntem bu yapısı ile
Kavramın bir dizgeye doğru genleşme devimidir. Sürece dışsal bir katkı yoktur; tersine, tüm açınımın
Kavramın kendi doğasının anlatımıdır.
26. Ortadan Kaldırma ve Kıpı
Ortadan kaldırma (Aufhebung) hiç kuşkusuz birşeyin soyut olarak yokedilmesi değildir; ortadan
kalkan şey olumsuz Varlık kazanır; olumsuz olarak vardır. Bu kıpı ait olduğu olumluyu kendisinden
başka birşey yapar ve onu kendi içinde çelişkili kılarak kendini çürütmeye, ortadan kaldırmaya
götürür.
Alıntılar
KANT: AUE B 169: “Çıkarsama arı anlak-kavramlarının (ve onlarla birlikte tüm kuramsal a priori bilginin)
deneyimin olanağının ilkeleri olarak betimlemesidir.”
AUE, B 75/76: "İçeriksiz düşünceler boş, ve kavramlar olmaksızın sezgiler kördür. Öyleyse kavramları duyusal
kılmak (e.d. onlara sezgide nesneyi eklemek) sezgileri anlaşılır kılmakla (e.d. onları kavramlar altına getirmekle)
eşit ölçüde zorunludur."
Jones, W. T., A History of Western Philosophy (s. 89)
‘‘the universe consists of a very large number of independent, encapsulated entities. ... the ultimate entities of
which the universe is composed are only externally related — that they are, in Hume’s language, ‘loose and
separate’ :: evren çok büyük bir sayıda bağımsız, kapsüllü kendiliklerden oluşur. ... evrenin kendilerinden oluştuğu
enson kendilikler yalnızca dışsal olarak ilişkilidirler— bunlar, Hume’un dilinde, ‘gevşek ve ayrı’dırlar.’’
DESCARTES: (Kurallar 2.4)
“Deneyim tümdengelim ile, doğal usun ışığı ile birlikte, bilginin iki kaynağından biridir”
A. R. LACEY: ‘‘Modern Philosophy, An Introduction,’’ s. 190.
‘‘Felsefe tarihi boyunca felsefe için kendini ortadan kaldırmaya yönelik bir eğilim olmuştur. Mantıksal olguculukta
bu eğilim kendini gerçekleştirmenin daha önce herhangi bir zamanda olduğu denli yakınına gelmiştir — eğer daha
da yakınına gelmemişse
JAMES CLERK MAXWELL (“Doğada Olgusal Andırımlar Var Mıdır?”): ‘‘Çünkü, insanların dışsal doğada şeylerin
kendi anlıklarındaki izdüşümleri olarak görmüş oldukları herşey bir yana, bilimin bütün çerçevesi, felsefenin
doruğunun kendisine dek, kimi zaman doğanın kesitlenmiş bir modeli olarak, ve kimi zaman anlığın iç yüzeyinin
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler — US ATÖLYESİ KONUŞMASI
Aziz Yardımlı 2008 — OCAK
4
doğal bir büyümesi olarak görünür.
Mantık Bilimi ve Görgül Bilimler — US ATÖLYESİ KONUŞMASI
Aziz Yardımlı 2008 — OCAK
5
Download