evrim bilim jeoloji ve felsefe çalışma grubu sonuç bildirgesi

advertisement
evrim bilim jeoloji ve felsefe çalýþma grubu
sonuç bildirgesi
Evrim fikri bilimsel düþünce kadar eskidir ve bilimsel düþünce gibi M.Ö.
altýncý yüzyýlda Anadolu' da doðmuþtur. Bilim ve felsefeyi baþlatan
Anadolu'lu filozoflardýr. Anaksimandros ilk olarak evrim fikrini ortaya
atmýþtýr. Ortaçaðda Ýslam düþünürleri evrim fikrini geliþtirmiþtir. Ýbn-i
Haldun Mukaddime adlý eserinde insanýn geliþimiyle maymunlar arasýnda
benzerlik olduðunu belirtmiþtir.
Avrupa'da 17 yy.' da bilimsel düþüncenin geliþmesiyle birlikte evrim kuramý
da geliþmiþtir. Özellikle biyoloji ve jeolojideki geliþmeler evrim kuramýnda
bilimsel temellerinin atýlmasýný saðlamýþtýr.
Bir Ýngiliz deyimi "Ayaklarýmýzýn altýndaki yer kadar katý..." cümlesini
kullanýr; ama yerküre tamamen katý olmadýðý gibi sürekli bir deðiþim ve
hareket halindedir. Modern jeolojik verilerin gösterdiði bilgiler ýþýðýnda
görüyoruz ki, plaka hareketleri ve iklimsel koþullar günümüz yer þeklini
deðiþtirmektedir. Bilim, evrenin, doðanýn, toplumun, düþüncenin,
deðiþimlerini ve yasasýný anlamaya çalýþan etkinliktir. Deðiþim olmazsa
bilim olmaz. Ýnsan ve doða deðiþim halinde olduðuna ve felsefenin
iliþkisinden beslendiðine göre, felsefenin de deðiþim içinde olduðunu
söyleyebiliriz. Evrim kavramýysa zaten bir deðiþimi belirtmektedir. Buradan
görebiliyoruz ki, bilim, felsefe, evrim ve jeolojinin ortak paydasý deðiþimdir.
Bilim, deneyler ve gözlemlerle tekrarlanabilir sonuçlar verdiðine; felsefeyse
bir düþünüþ ve hayal gücünden yola çýkýp deneylenebilir olmadýðýna göre,
jeolojinin bir anlamda bilim ve felsefenin harmanlanmasý olduðu ortaya
çýkýyor.
Hutton, “Bugün geçmiþin anahtarýdýr” der. Birçok bilim dalýndan farklý
olarak, jeolojik olaylar ileriden geriye çözümlenir. Jeoloji büyük oranda
yorum ve sezgiye dayandýðýndan en iyi jeologun en çok kaya görmüþ jeolog
olduðunu söyleyebiliriz. Ýhsan Ketin “Bir jeologun laboratuarý arazidir”
sözü bunu desteklemektedir. Jeolojiyi daha iyi anlayabilmek ve
yorumlayabilmek için iki kavramý çok iyi hazmetmek gerekiyor, zaman ve
boyut. Hayal gücü dört boyutlu düþünebilmek için þarttýr.
Yerküre bir evrim içerisindedir ve bu evrim canlý evrimini de belirlemiþtir.
Yerkürede oluþan deðiþimler [yerkürenin geçirdiði evrimler sayesinde]
mutasyon, adaptasyon ve doðal seçilim etkenleri yardýmýyla canlý evrimi
geliþtirmiþtir. Evrim teorisine göre canlýlar ortak atadan gelmektedir.
Günümüz genetik çalýþmalarý sayesinde görüyoruz ki; insan %70–75
arasýnda bir meyve sineðiyle, %40–45 arasýnda meyve ile ayný genetik
materyale sahiptir. Buradan evrimin hücrelerimizde de olduðunu
görebiliyoruz.
Jeoloji, evrimi anlamada büyük bir faktördür. Jeolojinin alt bilim
dallarýndan stratigrafi, sedimantoloji ve paleontoloji, evrime katkýda
bulunur. Her ne kadar birtakým eksiklikler olsa da özellikle paleontolojik
veriler evrim kuramý için önemli kanýtlar sunar. Ýklimsel ve jeolojik
deðiþimlere baðlý görünen insan evrimindeki deðiþiklikler baþlýca rift vadisi
oluþumu, dik yürümek, coðrafik varyasyonlarýn adaptif deðiþimi, günümüz
insan çeþitliliði, deri renginin evrimi gibi konularda toplanabilir.
diskordans
16
DOSYA
Sonuç olarak, bu girift iliþki bize canlýlar ve yerküre arasýnda
ortak bir etkileþim olduðunu, bunun insan yaþamý için uzun,
jeolojik tarih açýsýndan kýsa ve dereceli þekilde devam edeceðini
gösterir.
RENGÝN KONUK (HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ)
HÜSEYÝN UYTUN (HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ)
F. CAN MEHMETHANOÐLU (OSMANGAZÝ ÜNÝVERTESÝ)
EMEK DURMUÞOÐLU (YILDIZ TEKNÝK ÜNÝVERSÝTESÝ)
ASLI ÖZAYDIN (ÝSTANBUL ÜNÝVERSÝTESÝ)
EMRAH DÝRMÝT (HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ)
EKREM USLU (CUMHURÝYET ÜNÝVERSÝTESÝ)
BAHADIR GÜLER (HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ)
ÞÜKRAN ÖZBAÐ (CUMHURÝYET ÜNÝVERSÝTESÝ)
ONUR EMRE DANIÞMAN (CUMHURÝYET ÜNÝVERSÝTESÝ)
Türkiye’nin göremediði; ama Dünya’nýn gördüðü site:
RichardDawkins.net sitesine ve bu sitenin kapatýlma nedeni, bu nedene
yönelik cevaplar ve Türkiye’nin dýþarýdan algýlanýþý üzerine olan yazýlara
nasýl ulaþýlacaðýna dair bilgiyi, www.jeogenc.org sitesinde bulabilirsiniz
diskordans
17
dünden bugüne üniversitelerde gençlik hareketi
çalýþma grubu sonuç bildirgesi
1968, gençlik için hala sihirli bir tarihtir. “Dünden bugüne” üniversiteler
denildiðinde 68 gençlik hareketi, gerek o tarihte dünyayý dalga dalga saran bir
hareket olmasý, gerek 40 yýl sonra bize býraktýðý mirasla 'ayrý' bir yer tutmaktadýr.
Bugün 68 gençlik hareketine yöneltilen küfürler kuþkusuz ki onun ölü bir hareket
olmadýðýnýn açýk göstergesidir. Bir de, olsa olsa, hala duyulan korkunun
göstergesidir. 68'i hippi gençlik veya maceracý bir gençlik olarak göstermeye
çalýþanlara, bugün, gençlik en güzel cevabý pratik olarak vermektedir. Her yýl
mezarý baþýnda toplanan binlerce genç ayný zamanda eylem alanlarýnda kapladýðý
yerle de göz doldurmaktadýr. En önemlisi ise gençliðin “hayal ettiði kumsalý
kaldýrým taþlarýnýn altýnda” aramasýdýr.
68 gençlik hareketi 40. yýlý sebebiyle birçok yerde tartýþýldý. Bizler için de dünden
bugüne üniversitelerde gençlik hareketlerini tartýþýrken 68 özellikle incelenmesi
gereken bir dönem olarak karþýmýzda durmaktadýr. Elbette ki üniversiteleri
toplumun dýþýnda, ülke ve dünya gündemlerinden baðýmsýz ele alamayýz. 68'i
incelerken o dönem dünyada var olan koþullara bakacaðýz.
Ýkinci dünya savaþýndan sonra baþlayan soðuk savaþ döneminde ezilenler umudunu
sosyalizmi terk etmeye baþlayan SSCB'de deðil Çin'de, Küba'da dalgalanan devrim
dalgasýnda bulmuþlardý. Özellikle Ernesto Che Guavera gençliðin önemli bir
simgesi olmuþtur. Doktor olan Ernesto'nun motosikletini alarak Latin Amerika'yý
dolaþmaya baþlamasý, dolaþýrken ezilen halký görmesi ve devrimcilerle tanýþmasý
ileriki hayatýný þekillendiren olgulardýr. 1961'de Fidel Castro ile birlikte Küba
devrimine katýlmýþ, devrimden sonra bakanlýk koltuðunu terk ederek Arjantin'e,
Bolivya'ya gitmiþtir. Bu devrimci romantizm gençliðe büyük bir ilham kaynaðý
olmuþtur.
Amerika'nýn Vietnam'a açtýðý savaþ birçok yerde özellikle de Amerika'da savaþ
karþýtlýðýný yükseltmiþtir. Avrupa'da ise eðitimin sanayileþmesine karþý kitlesel
isyan hareketleri geliþmiþtir.
1968 bahar ateþiyle birlikte Fransa'nýn Sorbonne üniversitesinde ilk isyanlar
baþladý. Bu ateþ üniversite duvarlarýna þu sloganlarla yansýdý: “Düþ gerçektir”,
“Þiir sokaklardadýr”, “Baþkaldýrý ve sadece baþkaldýrý ýþýðýn yaratýcýsýdýr ve ýþýk
sadece üç biçim alabilir: Þiir, özgürlük ve aþk”, “Fermuarlarýný açtýðýn sýklýkla
kafaný da aç”, “Barikat sokaðý týkar ama yolumuzu açar.” Bu isyaný ilk Fransa'nýn
iþçi sýnýfý selamladý. Ardýndan ise birçok ülkeye yayýldý.
Dünyada geliþen birçok olay Türkiye'yi etkilese de bunlarýn dýþýnda geliþen iç
koþullar vardýr. 60'larla birlikte Türkiye'de de iþçi sýnýfý mücadelesi yükselmeye
baþlamasý en büyük etkenlerden biriydi. Türkiye Ýþçi Partisi'nin meclise girmesiyle,
okullarda kurulan Sosyalist Fikir kulüpleri ile üniversite gençliði okul, ülke ve
dünya gündemine dair tartýþmalar yürütmeye baþladý. Üniversitelerde Amerikan
eðitim tarzýna karþý çýkýlýyor ve baðýmsýzlýk talepleri dillendiriliyordu. 68'e
damgasýný vuran ise gençlik hareketinin anti-emperyalist bir karakterde
olmasýydý. ABD donanmasýna ait 6. Filonun denize dökülmesi önemli bir dönüm
noktasýdýr. Bu olay sonunda da Vedat Demircioðlu polisler tarafýndan pencereden
atýlarak öldürülmüþtür. Tarihe Türkiye'de ilk gerilla eylemi olarak geçen olay ise
ODTÜ'de ABD büyükelçisi Kommer'in arabasýnýn yakýlmasý olayýdýr.
Devrimci gençlik köprüsü olarak simgeleþen 68 gençliðinin inþa ettiði Zap köprüsü
bilgiyi halktan yana kullanmanýn en güzel örneklerindendir. Ýstanbul'a Boðaziçi
köprüsünün yapýlacaðý zaman üniversiteden gençler bunun bir rant politikasý
diskordans
18
DOSYA
olduðunu söyleyerek Hakkari'de Zap nehrine köprü kurmuþlardýr. “Boðaza deðil
Zap'a köprü” þiarýyla inþa edilen devrimci gençlik köprüsü sadece rant
politikalarýna karþý duyulan öfkenin deðil kardeþliðin de sembolü olmuþtur.
68 ile geliþen hareket sadece üniversitelerde deðil toplumun diðer kesimlerinde de
yükseliyordu. O dönem üniversite gençliði sadece eðitim sorunlarýyla sýnýrlý
kalmamýþ, anti-emperyalist eylemler düzenlemiþ, iþçi grevlerine destek vermiþ,
köylere ziyaret düzenlemiþtir.
68 gençliði dalgalandýrdýðý anti-faþist, anti-emperyalist bayrakla bugün de
yolumuzu aydýnlatýyor.
68'den sonra darbeye raðmen 71'de geliþen devrimci hareket üniversiteleri çoðu
zaman etkisi altýnda tuttu. Geliþen her toplumsal muhalefette gençlik hep en
saflardaydý. Bugün bu gerçeklik deðiþmemiþse de 12 Eylül 1980 askeri faþist
darbenin aðýr yükü altýnda yürümekten de kurtulamamýþtýr. 12 Eylül darbesinde
milyonlarca kiþi fiþlenmiþ, binlercesi gözaltýna alýnmýþ, iþkencelerde katledilmiþ,
gözaltýnda kaybedilmiþtir. 17 devrimci ise “asmayalým da besleyelim mi”
denilerek idam edilmiþtir. Devletin tutanaklarýna geçen bu olaylar toplumun her
kesiminde derin yaralar býrakmýþtýr. Toplumun 'önde' giden kesimini simgeleyen
üniversiteler ise bu darbeden fazlasýyla nasibini almýþtýr.
YÖK kurulmuþ ve üniversitelerde artýk postal atýnda eðitim görülmeye
baþlanmýþtýr. Dünden bugüne en büyük icraatlarý ise eðitimin paralýlaþtýrýlmasý
olmuþtur. Günümüzde artýk “paran kadar eðitim” mantýðý dayatýlmaktadýr.
En baþta görevimiz ideallerinden uzaklaþtýrýlmaya çalýþýlan, apolitikleþtirme,
kariyerist bir gençlik yaratma çabalarýna karþý durmaktýr. 12 Eylül darbesi ile
hesaplaþmak için YÖK daðýtýlmasý ve demokratik üniversite en öncelikli
talebimizdir.
Mesleki konularda olduðu gibi ülkenin diðer gündemlerinde de iþçi sýnýfýndan ve
tüm ezilenlerden yana tavýr alan Jeogenç bu noktada baþta diðer mühendis
örgütleri ve demokratik mesleki örgütlenmelerle beraber hareket etmelidir.
Akademik ve demokratik taleplerin gerçekleþmesi için birleþik ve kitlesel araçlara
ilgi arttýrýlmalýdýr. Bu noktada DÝSK'in öncülüðünü yaptýðý GENÇ-SEN olanaklarý
deðerlendirilmeli ve bu tür örgütlenmelerle beraber hareket edilmelidir.
Dün olduðu gibi bugünde halklara kardeþlik elini uzatmak, savaþa karþý barýþ
talebini dillendirmeliyiz. Ýþsizliðe, iþçi kýyýmlarýna karþý tavrýmýzý koymalýyýz.
Kýsacasý toplumu ilgilendiren bütün meselelerde kendi cephemizden söyleyecek
sözümüz, yapacak gücümüz olduðunu herkese göstermeliyiz.
MUSTAFA ÞÝMÞEK (KOCAELÝ ÜNÝVERSÝTESÝ)
ERTAÇ DERÝNCELÝLER (HACETTEPE ÜNÝVERSÝTESÝ)
ERCÝYES ERDEM (AKDENÝZ ÜNÝVERSÝTESÝ)
F. SEÇKÝN ÞÝÞ (ODTÜ)
FUAT ERASLAN (ODTÜ)
YAKUP ÞÝMÞEK (AKDENÝZ ÜNÝVERSÝTESÝ)
RAGIP VAROL (ODTÜ)
OZAN ÝKE (VAN 100. YIL ÜNÝVERSÝTESÝ)
NURTAÇ DOÐAN (AKDENÝZ ÜNÝVERSÝTESÝ)
DÝLEK KABAKÇI (AKDENÝZ ÜNÝVERSÝTESÝ)
YÝÐÝT KIZILOK (SÜLEYMAN DEMÝREL ÜNÝVERSÝTESÝ)
ÝSMET KARAKUÞ (MUÐLA ÜNÝVERSÝTESÝ)
diskordans
19
Download