Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi Erken Çocuklukta Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi Sema KURT Dr. Sevim AŞİROĞLU İSTANBUL MALTEPE ÜNİVERSİTESİ 18.05.2017 I. BÖLÜM Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi GİRİŞ 1.1.Problem………………………………………………………………..…….......................3 1.2.Araştırmanın amacı….……………………………………….....................…..…….……..4 1.3.Araştırmanın Gerekçesi ve Önemi………………………….........................………...……5 1.4.Tanımlar……………………………………………………………………………………6 II. BÖLÜM KURAMSAL AÇIKLAMALAR ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 2.1.Kuramsal Açıklamalar ve İlgili Araştırmalar……………..…………………............……7 III. BÖLÜM YÖNTEM 3.1.Araştırma Modeli…………………………...……………...............…….……………….10 3.2.Evren ve Örneklem…….…………………...…………...............……….………….........10 3.3.Veri Toplama Araçları……………………………………...............…………………….10 3.3.1. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği……………………………………………….10 3.3.2. Çocukluk Çağı Travma Sonrası Stres Ölçeği…………………………………...10 Kaynakça…………...………………………………………...............…………………….....14 EK Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi BÖLÜM I GİRİŞ 1.1. Araştırmanın Problemi Çocuğun psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler bıraktığı ifade edilen istismar, sonuçları itibariyle tıbbi, hukuki, gelişimsel ve psiko-sosyal sonuçları olan ciddi bir sorun olarak ifade edilmektedir. Aynı zamanda bireysel ve toplumsal sonuçları olan önemli bir problemdir ( Kara, Biçer, Gökalp, 2004). Cinsel istismar, bir yetişkinin cinsel arzu ve gereksinimi için çocuğu tehdit veya kandırma yolu ile cinsel obje olarak kullanmasıdır. Cinsel istismar yabancı biri tarafından olmak zorunda değildir. Bireyin yakın çevresinden de olabilir. Cinsel istismar her zaman şiddet içermez. Hatta çocukta rıza olup olmadığına da bakılmaz. Cinsel istismarın tarihi oldukça eski olmakla beraber son yıllarda sıklığı artmaktadır. Cinsel istismarın çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun istismarcı ile olan ilişkisine, istismarın şekline, süresine, şiddet olup olmamasına, fiziksel zarara, çocuğun yaşına, ruhsal özelliklerine bağlı olarak değişmektedir (Aktepe, 2009). Çocuğun güvendiği biri tarafından istismara uğramış olması çocukta hayal kırıklığına ve güven kaybına neden olmaktadır ( Akyüz, Şar, Kugu, Doğan, 2005, Akt. Soylu, 2014). Eğer cinsel istismar aile içindeki bir yetişkin tarafından gerçekleştiriliyorsa bu durum aile birliğini, tüm aile bireylerini tehdit eder ve bu da mağdur çocuğun, ailenin diğer bireyleri tarafından suçlanmasına ve dışlanmasına neden olabilmektedir. Cinsel istismar vakalarında istismarcının genellikle çocuğun yakın çevresinden olması ciddiyeti artırmakta, istismar olayının açığa çıkmasını ve çocuğun korunmasını zorlaştırmaktadır. Yapılan bazı çalışmalar çocuğa istismarda bulunan kişilerin %31,5’nin çocuk açısından yabancı, geriye kalan %68,5’nin ise çocuğun yakından tanıdığı kişiler olduğu ortaya Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi koymaktadır ( Koç, Akşit, Akt. Çalışkan, Sağlam, 2015). Çalışmalara göre cinsel istismarın çocuklar üzerinde başta davranışsal, duygusal ve sosyal olmak üzere, farklı şekillerde etkilerinin olduğu görülmüştür. Bunlardan bazılarının, davranış bozukluğu, depresyon, madde kullanımı, aile bireylerinden uzaklaşma, mutsuzluk, kaygı, uygunsuz cinsel davranışlar gibi problemleri ortaya çıkardığı belirlenmiştir. Çocukluk dönemi, cinsel gelişim ve bilgilenmenin henüz tamamlanmadığı bir süreçtir. Bu dönemde yaşanacak herhangi bir cinsel istismar eyleminin, özellikle aile içinden olması çocukta meydana gelebilecek zararı daha da ağırlaştırmaktadır. Cinsel istismar çocuklarda düşük benlik saygısı ve yakın ilişki kurmada zorluklar meydana getirir. İstismara uğrayan birey genelde bu olumsuz deneyimi söylemekte zorluk çekmektedir. Bunun nedenleri arasında çocuğun duyduğu utanç ve suçluluk hissi, çevresindekilerin onu istemeyeceği gibi düşünceler vardır. Bu gibi nedenlerden dolayı birçok istismar ortaya çıkamamaktadır ve birçoğunun üstü örtülmektedir. 1.2. Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın amacı Türkiye'de cinsel istismara uğrayan çocuklarda istismarın psikolojik etkilerinin ve konunun bilimsel yönden araştırılması amaçlanmıştır. Cinsel istismarın tarihi çok eskiye dayanmaktadır ve cinsel istismar vakaları son yıllarda artmaktadır. Türkiye'de konu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar 2000'li yıllarda artış göstermeye başlasa da yine de konuya yeterince önem verilmemiştir. Araştırma ile cinsel istismar konusuna dikkat çekilecektir. Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi 1.3. Araştırmanın Gerekçesi ve Önemi Erken çocukluk, bireyin vücudundaki bölümlerini, bölümlerinin ne işe yaradığını, kendi cinsi ve diğer cins arasındaki bedensel farkları öğrendiği bir dönemdir. Aynı zamanda bu dönem çocuğa bedeninin bazı bölümlerinin özel olduğunun öğretildiği ve kimlik rollerini keşfetmesi için desteklendiği bir dönemdir. Bu dönemde cinsel gelişim çocuğun benlik kavramını etkilemekte büyük öneme sahiptir. 3 yaşlarında çocuk cinsiyet farklarının bilincine varır, buna göre davranmaya çalışır ve cinsel rolünü benimser. Böylesine kritik bir dönemde çocuğun istismara uğraması çocukta hasarlar bırakır. Erken çocukluk dönemine bilişsel gelişim açısından bakıldığında, çocuklar duyusal motor (0-2 yaş) ve işlem öncesi (2-6 yaş) dönemlerde oldukları için cinsel istismarın anlamını kavrayamamaktadırlar. Aynı zamanda erken çocuklukta henüz iletişim yetenekleri pek gelişmediğinden ve yaşadıklarına anlam veremediklerinden istismara uğrayan kendilerini anlatmakta zorlandığı bilinmektedir (Aldridge ve Wood, Akt. Bulut, 1997). Yaşadıklarını tam olarak aktaramama çocukları psikolojik yönden etkilemektedir. Çocukken istismar yaşayan bireylerde diğerlerine göre ileriki yaşlarda şiddetli romantik ilişki yaşama, suç işleme, cinsel riskte bulunma ya da madde bağımlılığı, kaygı görülme olasılığı yüksektir. Cinsel istismar her yaştan ve cinsiyetten insanı etkileyebilir. Çocuklar ise cinsel istismar açısından en korunmasız, en çok etkilenen kısımdadır. Cinsel istismar her yaşta travmatik olmakla birlikte, bu olaydan sadece mağdurlar değil, mağdurların yakınları da etkilenmektedir. Sonuç olarak; cinsel istismarın yıkıcı etkilerini en aza indirgemek için cinsel istismarın mağdurlarda ve ailelerinde neden olduğu olumsuz ruhsal etkilerin önlenmesine yönelik kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bununla birlikte sağlık çalışanlarının ve Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi eğitimcilerin de cinsel istismar açısından eğitimli olmaları, ebeveynlerin bilinçli olmaları, sahip oldukları çocuk ve ergenlere cinsel eğitim vermeleri, cinsel istismardan korunma ve istismarın erken tanınıp, tedavi edilebilmesi açısından son derece önemlidir. 1.4. Tanımlar Erken çocukluk: Erken çocukluk, zihinsel ve fiziksel gelişimin hızlandığı ve kişinin ileriki yaşamına ilişkin birçok yapının şekillendiği zaman dilimine karşılık gelmektedir. Erken çocukluk döneminde çocuk cinsiyetini fark eder ve kendi cinsiyeti ile özdeşleşir. Yine bu dönemde çocuk sosyal ilişkilerini nasıl geliştireceğini ve işbirliğini öğrenir. İstismar: 0-18 yaş çocuğunun; sağlığını, fiziksel ve psikolojik gelişimini olumsuz etkileyen bir yetişkin tarafından çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü tutum ve davranıştır. İstismar 4 ana başlıkta incelenmektedir: Bunlar fiziksel, cinsel, duygusal ve ekonomik istismardır. Cinsel istismar: Çocuğun cinsel olgunluğa ulaşmış bir yetişkin tarafından; cinsel uyarı, obje ve doyum için kullanılması, fuhşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda çocuğu kullanması cinsel istismardır. Cinsel istismar şiddet içermek zorunda değildir ve çocukta rızanın olup olmadığına bakılmaz. BÖLÜM II KURAMSAL AÇIKLAMAR ve İLGİLİ ARAŞTIRMALAR Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi 2.1.Kuramsal Açıklamalar ve İlgili Araştırmalar 2.2.1. Erken Çocuklukta Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi İle İlgili Kuramsal Açıklamalar Çocuk istismarı konusundaki kuramlar istismar tiplerine göre değildirler. Kuramlar tüm istismar tiplerini ele alır ve açıklamaya çalışır. Kuramlar, psikolojik, sosyolojik ve ekolojik olarak sınıflanmaktadır. Araştırma kapsamında açıklanacak olan psikoloji ile ilgili olan kuramlardır. Psikolojik modele göre; çocuk istismarının nedeni ebeveynin psikopatolojisidir. Bu modeli temel alan çalışmalarda çocuk istismarcılarının klinik bir tanı almaları gerektiği ve bu durumun bir hastalık olduğu belirtilmiştir. Bu konuyu ilk kez bilimsel bir yayınla duyuran Kempe ve arkadaşları da bu görüşü savunmuşlardır (Buchanan & Giovannoni, Akt. Irmak, 2008). Günümüzde istismarcıların çok küçük bir bölümünün (%10) psikopatolojiye sahip olduğu bilinmektedir (Gelles, Akt. Irmak,2008). Bu modelde çocuk istismarıcılarının, çocukluklarında istismara uğrayan kişiler oldukları belirtilmektedir. İstismara maruz kalmış kişilerin istismarcı olma olasılıklarının oldukça yüksek olmasına rağmen tüm istismar mağdurlarının da istismarcı olmadığını belirtmektedirler. Psikolojik modeller, tüm ebeveynlerin çocuklarını bakmak için benzer şartlara sahip olduklarını, çocuk bakımı konusundaki farklılıkların bireysel ve aile farklılıklarından kaynaklandığını varsaymaktadır 2.2.2. Erken Çocukluk Döneminde Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi İle İlgili Olan Yurtiçindeki Araştırmalar Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi Zara (2004), Cinsel İstismara Neden Olan Etkenler ve Cinsel İstismarın Çocuklar Üzerindeki Etkileri ile ilgili araştırma yapmıştır. Cinsel istismara bağlı travma, bedensel olduğu kadar psikolojik bütünlüğe de zarar veren bir olaydır. Çocuklar maruz kaldıkları cinsel istismardan duygusal, cinsel ve sosyal olarak etkilenmektedirler ve kişilik gelişimleri de etkilenmektedir. Bu çalışma ile sadece cinsel değil aynı zamanda duygusal ve fiziksel şiddetli öğrenmenin çocuklukta gerçekleşip yetişkinlik süresince kalıcı hale geldiğine dikkat çekilip, çocuklara yönelik istismarı önleyici çalışmaların yapılmasının öneminden bahsedilmiştir. 2.2.3. Erken Çocukluk Döneminde Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi İle İlgili Olan Yurtdışındaki Araştırmalar Yurtdışında Finkelhour ve Browne (1985) ise cinsel istismar sonrası oluşan ruhsal sorunları dört maddelik bir model ile açıklayan bir çalışma yapmışlardır. Bunlar ihanet, travmatik cinsellik, damgalanma ve güçsüzlüktür. İhanet: Küçük yaştaki bir çocuğun en çok güvendiği kişiler anne ve babasıdır. Çocuk sonsuz güven duyduğu kişi tarafından istismara uğradığı zaman kabul edilemez bir durumla karşı karşıya kalmış oluyor. Burada ebeveyn aynı zamanda çocuğun güvenlik ihtiyacını da yerine getirememiş olduğundan çocuk kime güveneceğini şaşırır. Artık güveneceği kişiyi doğru seçemediğinden kendine olan güveni de azalır ve tekrar mağdur olma riski de artar. Travmatik cinsellik: Küçük yaşta henüz yeterli bilgiye ulaşmamış ve fiziksel yeterliliği olmayan bireyleri tanımlamak için kullanılır. Çocukluk çağındaki cinsel istismarın da travmatik cinselleşmeye yol açtığını söylemişlerdir. Bu durum da çocuğun kafasının karışmasına ve zarar görmüş bir algıya neden olur. Travmatik cinsellik sonucunda ise cinsel Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi davranışların erkenden ortaya çıkması, kontrolsüz cinsel ilişki yaşamaya yol açar. Damgalanma: Birçok mağdur kendilerini kirlenmiş gibi hissetmektedirler. Vücutlarına karşı bir öfke besleyebilmekte ve sonucunda da kendine zarar verme davranışına gidebilmektedir. Güçsüzlük: Çocukluk çağı istismarı çocuğun kendini güçsüz hissetmesine , başa çıkma davranışını uygun şekilde gerçekleştiremediğinden yeniden mağdur olma durumuna götürebilmektedir. BÖLÜM III YÖNTEM 3.1. Araştırma Modeli Bu çalışma erken çocukluk döneminde cinsel istismara uğrayan çocukların istismar sonrası psikolojik durumlarını inceleyen betimsel tarama modelinde bir çalışmadır. Bu model, araştırmacının ilgilendiği ve araştırmak istediği problemin var olan durumunu ortaya Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi koymayı sağlar. 3.2. Evren ve Örneklem Araştırmanın evreni, İstanbul il sınırları içinde bulunan okulöncesi eğitimine devam eden öğrencilerden oluşmaktadır. Örneklem ise, İstanbul ili merkez ilçelerinde yer alan 5 anaokuluna devam eden öğrencilerden uygun örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Uygun örnekleme yönteminde araştırmacı en kolay ulaşılabileceği örneklem grubunu araştırmasına dahil eder. Katılımcıların 62'si kız, 32'si erkek olmak üzere 94 öğrencidir. 3.3. Veri Toplama Araçları: 3.3.1. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği (RBSÖ): Cinsel gelişimin benlik kavramında etkiliği olduğu bilinmektedir. Bunu ölçmek amacı ile Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği kullanılmıştır. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği, kişinin kendini değerlendirmesindeki genel tutumunu belirlemeyi hedeflemektedir. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği 12 alt ölçekten oluşan çoktan seçmeli 63 maddelik bir ölçektir. Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeğinin ilk alt testi benlik saygısını ölçmek amacıyla diğer alt testler ise benlik saygısı ile ilişkili durumları ölçmek amacıyla hazırlanmıştır. Bu çalışmada ilk alt test olan ve 10 maddeden oluşan Benlik Saygısı Alt Ölçeği kullanılacaktır. Benlik Saygısı Alt Ölçeğinde 5’i olumlu 5’i olumsuz olmak üzere toplam 10 madde yer almaktadır. Ölçeğin puanlamasına göre denekler 0 ile 6 puan arasında toplam puan almaktadırlar. Ölçekten alınan toplam puanın yüksek olması benlik saygısı düzeyinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu puanlama tekniğine göre; 0-1 puan yüksek düzeydeki benlik saygısı, 2-4 arasındaki puanlar orta düzeydeki benlik saygısı, 5-6 puanları düşük düzeydeki benlik saygısı olarak değerlendirilmektedir. Ölçeğin bir ay arayla yapılan test-tekrar test güvenirlilik katsayıları şöyledir; Benlik Saygısı .75; Ölçeğin geçerlilik ve çalışmalarında ise benlik saygısı için psikiyatrik görüşmeler kullanılmış ve geçerlilik katsayısı Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi .71 olarak bulunmuştur. Bu çalışmada Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği 4’lü likert tipi yanıtlama biçimi ile kullanılacaktır. Alınabilecek en yüksek puan 85 40 iken en düşük puan 10’dur. Ölçekten alınacak yüksek puan yüksek benlik saygısını, düşük puan ise düşük benlik saygısını göstermektedir. Rosenberg benlik saygısı ölçeği için bu çalışmada elde edilen Cronbach alfa güvenirlilik katsayısı .82’dir. Rosenberg benlik saygısı ölçeğinin bir örneği Ek 1’de sunulmaktadır. 3.3.2. Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği (PEDS): Cinsel istismar çocuk üzerinde travmatik bir etki bırakabilmektedir. Bunu ölçmek için araştırmada Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği kullanılmıştır. F. Conway Saylor tarafından 1999’da geliştirilmiş olan çocukluk çağı travma sonrası duygusal stres ölçeği 2 ila 10 yaşları arasındaki çocuklarda travma sonrası stres belirtilerini ölçmektedir. Bu ölçek ile erken çocukluk dönemindeki travma sonrası stres belirtilerini değerlendirme konusunda önemli bir açığı kapatmak için ruh sağlığı uzmanlarının hizmetine sunulmuştur. Travma, fiziksel ve ruhsal anlamda oluşan çeşitli sarsıntıları ifade eder. Bu çalışmadaki travma sözcüğü ise psikolojik travmalar anlamındadır. Travma çeşitli şekillerde görülebilir. Travma süresinin uzunluğuna bağlı olarak kişinin etkilenmesi de o derecede artar. Travma ne kadar şiddetli ise travma sonrası stres belirtilerinin sıklığı ve yoğunluğu da ondan etkilenir. Aynı zamanda travma sonucunda pek çok psikolojik sorun ortaya çıkabilir. Akut stres tepkisi, travma sonrası stres bozukluğu, travmatik yas, depresyon, madde kullanım bozuklukları, kaygı bozuklukları, kişilik bozuklukları ve psikotik bozukluklar ortaya çıkabilir. Fakat bunların içinde travma sonrasında en sık rastlanılanı travma sonrası stres bozukluğudur. Araştırma dahilinde bakıldığında cinsel istismar çocuğun yaşadığı bir travmadır. Cinsel Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi istismarın, benlik becerilerinin henüz gelişmeye başladığı ergenlik öncesi dönemde yaşanması, çocuğun ağır bir travma yaşamasına neden olmaktadır. 21 maddeden oluşan Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği (PEDS) TSSB’na bağlı olarak oluşan davranışsal belirtileri değerlendirir. Ölçek 2 ila 10 yaş arası çocuklar için kullanılmaktadır. Ölçek maddeleri çocuğa bakım veren kişiler tarafından yanıtlanır. Likert tipi bir ölçektir. Maddeler; neredeyse hiç, bazen, sıkça, ve çok sık olarak puanlanır. Toplam puan 0 ila 84 arasındadır. Bu çalışma sayesinde 2 ila 10 yaş arası çocuklarda travma sonrası stres belirtilerini değerlendirebilen Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği Türkçe’ye uyarlanmış ve bu ihtiyaç karşılanmış olacaktır. Ailesini kaybetmiş, ailesi tarafından terk edilmiş, ihmal edilmiş veya istismara uğramış olduğu için devlet korumasına alınmış Sosyal Hizmetlere bağlı çocuk evlerinde kalan 2-10 yaş arası 190 çocuk çalışmanın örneklem kısmındadır. Çalışmaya katılma ölçütleri şunlardır: yaşanan travmatik olayın üzerinden en az 1 ay geçmiş olması, zihinsel geriliği ya da herhangi bir nörolojik hastalığı olmaması, 2-10 yaş arasında olması ve en az 3 aydır aynı çocuk evinde kalıyor olması. Örneklem grubunun diğer kısmı ise 2-10 yaşları arasında olan, aile yanında yaşayan, zihinsel geriliği ya da herhangi bir nörolojik hastalığı olmayan ve ciddi travmatik bir olay yaşamadığı düşünülen 35 çocuktan oluşuyor. PEDS ölçeği toplam 225 katılımcıya uygulanmıştır. PEDS ölçeği toplamda 20 sorudan oluşmaktadır. Bu araştırmadan elde edilen bulgulara göre Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği güvenilirlik ve geçerliliğe sahip, Türkçe olarak uygulanabilir bir ölçektir. Çalışmada ölçeğin güvenirliğinin yüksek derecede olduğu bulunmuştur (cronbach alfa=0,85). Güvenilirlik analizi sırasında herhangi bir maddenin ölçekten çıkarılması gerekmemiştir. Paralel form güvenirliğini ölçmek için PEDS ölçeği ile birlikte Çocuk Davranış Değerlendirme Ölçeği’nin Travma Sonrası Stres Bozukluğu alt testi de uygulanmıştır. Sonuç Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi olarak ölçeğin paralel form güvenirliği yüksek düzeyde bulunmuştur (güvenirlik katsayısı 0,96-0,87). Çalışmada tekrar -test güvenirlik katsayısının yüksek derecede olduğu görülmüştür (güvenirlik katsayısı 0,82).Ölçeğin kestirimsel geçerliliği orta düzeyde bulundu (geçerlilik katsayısı 0,54). Bu araştırmadan elde edilen bulgulara göre Çocukluk Çağı Travma Sonrası Duygusal Stres Ölçeği geçerlilik ve güvenilirliğe sahip, ÇDDÖ- TSSB alt testi ile uyumluluk gösteren bir ölçektir. KAYNAKÇA Aktepe, E. (2009). Çocukluk çağı cinsel istismarı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 1, 95119 Alpaslan, A. H. (2014). Çocukluk döneminde cinsel istismar. Kocatepe Tıp Dergisi, 15(2), 194-201 Beyazıt, U., Ayhan, A. (2015). Türkiye'de yapılmış çocuğun mağdur olduğu cinsel istismar olgularını konu alan bilimsel çalışmaların incelenmesi, 31: 443- Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi 453. doi: http://dx.doi.org/10.9761/JASSS2631 Bulut, S. (2008). Erken çocukluk dönemi cinsel istismarın psikodinamik oyun terapisiyle teşhisi ve tedavisi. Türk Psikolojik Danışme ve Rehberlik Dergisi, 3(29). Çalışkan, Z., Sağlam, M. (2015). Cinsel istismar mağduru çocuklarla çalışan uzmanların gözünden mağdur çocukların özellikleri. İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 4(2), 611 Dönmez, A., Soylu, P., Özcan, Ö., Yüksel, T., Demir, A., Bayhan, P., Miniksar, D. (2014). Cinsel istismar mağduru çocuklar ve ergen olgularımızın sosyodemografik ve klinik özellikleri. Turgut Özalp Tıp Merkezi Dergisi, 21(1), 44-48 Göktepe, K. (2014). Çocukluk çağı travma sonrası duygusal stres ölçeğinin uyarlama, geçerlik ve güvenirlik çalışması. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi) Üsküdar Üniversitesi, İstanbul. Gölge, Z. (2005). Cinsel travma sonrası oluşan ruhsal sorunlar. Nöropsikiyatri Arşivi, 42 (1-23-4), 19-28. Kara, B., Biçer, Ü., Gökalp, A. (2004). Çocuk istismarı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi, 47: 140-151 Ovayolu, N., Uçan, Ö., Serindağ, S., (2007). Çocuklarda cinsel istismar ve etkileri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2(4). Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi Özgentürk, İ. (2014). Çocuk istismarı ve ihmal. International Journal of Human Scienes, 11(2), 265-278 Santrock, J. W. (2012). Yaşam boyu gelişim psikolojisi (Çev. Yüksel, G.). Ankara: Nobel akademik yayıncılık. Zara, A. (2004). Çocuk cinsel istismarı: Cinsel istismara neden olan etkiler ve cinsel istismarın çocuklar üzerindeki etkileri. Türk Psikoloji Yazıları. 11(2), 265-278 EK.1 Rosenberg Benlik Saygısı Ölçeği aşağıda insanların kendileri ile ilgili bazı düşünceleri yer almaktadır. Cümleleri okuyarak bu açıdan kendinizi düşünmenizi ve bu cümlelerde ifade edilen düşüncelerin sizin kendinizi değerlendirmeniz açısından ne kadar doğru olduğunuz belirtmeniz istenmektedir. 1- Kendimi en az diğer insanlar kadar değerli buluyorum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 2- Bazı olumlu özelliklerim olduğunu düşünüyorum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi 3- Genelde kendimi başarısız bir kişi olarak görme eğilimindeyim ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 4- Ben de, diğer insanların bir çoğunun yapabildiği kadar bir şeyler yapabilirim ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 5- Kendimle gurur duyacak fazla şey bulamıyorum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 6- Kendime karşı olumlu bir tutum içindeyim ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 7- Genel olarak kendimden memnunum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 8- Kendime karşı daha fazla saygı duyabilmeyi isterdim ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 9- Bazen kesinlikle kendimin bir işe yaramadığını düşünüyorum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış 10- Bazen kendimin hiç de yeterli bir insan olmadığımı düşünüyorum ( )çok doğru ( )doğru ( )yanlış ( )çok yanlış Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi Cinsel İstismara Uğrayan Çocukların Psikolojik Yönden İncelenmesi