uluslar arası ticaret teorisi analizleri

advertisement
ULUSLARARASI TİCARET
TEORİSİ ANALİZLERİ
1. BÖLÜM
KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK
TEORİSİ
Uluslararası İktisat’ın Kapsamı
Uluslararası Ticaret Akımları ve Uluslararası Mali
Akımlar olmak üzere iki ana bölüme ayrılır.
Uluslararası Ticaret Analizleri ise
Uluslararası Ticaret Teorisi ve Uluslararası Ticaret
Politikası olmak üzere, birbirini tamamlayan iki alt gruba
ayrılmaktadır.
I. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN KAPSAMI
Uluslararası Ticaret Teorisi Analizleri, bazı varsayımlar
altında ülkelerin birbirleriyle yapmakta oldukları ticaretin
temelini, yani dış ticaret kazançlarını, dış ticaretin bileşimini ve
göreceli reel fiyat ilişkilerini açıklamaya yönelik bir bilimsel
faaliyet alanı olarak tanımlanabilir.
Uluslararası Ticaret Teorisinin başlıca amacı ülkeler
arasındaki mal ve hizmet akımlarını düzenlemektir.
Uluslararası Ticaret Teorisinin yanıtlamak zorunda olduğu üç
ana soru şunlardır:
1. Ülkeler neden dış ticaret yaparlar?
2. Ülkenin hangi malı ihraç, hangi malı ithal edeceği neye
göre belirlenir?
3. Bir ülkenin ihraç fiyatları ile ithal fiyatları oranı nasıl
oluşur?
II. ULUSLARARASI TİCARET TEORİSİNİN DOĞUŞU
Uluslararası Ticaretin ilk kez bilimsel bir yöntemle
incelenmesi Adam Smith’in 1776’da yayımlanan “Ulusların
Zenginliği” adlı eseri ile başlar.
Adam Smith’in yanı sıra Uluslararası Ticaret Teorisine
katkıda bulunan başlıca iktisatçılar: David Ricardo, John Stuart
Mill, Alfred Marshall, Eli Heckscher, Bertil Ohlin, John
Maynard Keynes, Jacob Viner ve Paul Samuelson’dır.
1. Merkantilizm (XVI-XVII)
Klasik teoriden önceki ekonomik ve siyasal doktrindir.
Feodalitenin yerini ulus devletin aldığı bir dönemin görüşlerini
yansıtır.
Merkantilist felsefeye göre dış ticaret politikasının temel
amacı dış ödemeler fazlası oluşturarak altın stokunu artırmaktır. Bu
doğrultuda uyguladığı politikalar şunlardır:
• İç ve dış ekonomik ilişkiler üzerinde yoğun devlet müdahalesi
• İhracatın artırılması
• Mamul ithalatının sıkı biçimde kısıtlanması ancak hammadde
ithalinin serbest olması
• Deniz aşırı ticaret yoluyla elde edilen altın ve gümüş
madenlerinin taşınması için ticaret filosunun geliştirilmesi
Özetle Merkantilist doktrine göre, dünya serveti sabittir. Bu
sebeple dünya ticaretinden bir taraf kazançlı çıkarken diğer taraf aynı
ölçüde bir zarara uğrar.
2. Klasik Liberalizm ve Uluslararası Ticaret
Adam Smith’in klasik liberalizme yön veren bazı
görüşleri:
a)Homo economicus (ekonomik insan): Bütün bireyler
ekonomik çıkarlarına göre hareket ederler.
b)Laissez faire,laissez passer (bırakınız yapsınlar,
bırakınız geçsinler): Devlet kişilerin bireysel girişim haklarını
kısıtlamamalıdır.
c)Invisible hand (görünmez el):Ekonomik hayatta düzeni
sağlayan bir görünmez el vardır.
Smith’e göre, dünya serveti sabit değildir. Dış ticaret
uluslararası uzmanlaşma ve işbölümü doğurarak dünya
kaynaklarının verimliliğini artırır. Böylece dünya üretimi ve
refahının yükselmesine yol açar. Sonuçta ticaretten her iki
ülkede kazançlı çıkar.
3. Uluslararası Ticaret Teorisindeki Standart Varsayımlar
1. İki-ülkeli ve iki-mallı analiz modeli
2. Uluslararası ticarette para kullanılmaz. Dış mübadeleler
malın malla değişimi biçiminde gerçekleştirilir.
3. Tüm piyasalarda tam rekabet koşulları geçerlidir
4. Modellerde hükümet kesimine yer verilmez. Bu sebeple
hükümetin uyguladığı gümrük tarifeleri, kota vb. dış ticaret
kısıtlamaları bulunmaz.
5. Taşıma giderleri sıfırdır.
6. Ekonomi tam çalışma durumundadır. Kaynakların atıl
kalması söz konusu değildir.
4. Emek-Değer Teorisi
Bu yaklaşıma göre, bir malın maliyeti (talep koşullarının
bulunmaması durumunda o malın fiyatı da) onun üretimi için
harcanan emek miktarı ile ölçülür.
Üretimde göreceli olarak fazla emek kullanılmışsa malın
maliyeti, yüksek az miktarda kullanılmışsa düşük olur.
Emek; homojen bir üretim faktörü olarak kabul edilmiştir.
III. MUTLAK ÜSTÜNLÜK TEORİSİ
Adam Smith tarafından oluşturulan bu teoriye göre; bir ülke karşı
ülkeye göre hangi malları daha düşük maliyetle üretebiliyorsa o malların
üretiminde uzmanlaşmalı ve bunları ihraç ederek pahalıya
üretebildiklerini dış ülkeden ithal etmelidir.
ÖR: Bir işçinin bir günde üretebildiği miktar
Amerika
Almanya
A malı
50 br.
20 br.
B Malı
30 br.
80 br.
Tablodaki rakamlar ilgili ülkelerde emeğin verimliliğini yansıtır. Bu
sebeple maliyetler bu rakamların tersi ile ölçülür. Rakamlara göre Amerika
A malının, Almanya ise B malının üretiminde uzmanlaşacaktır. Çünkü bu
malları daha ucuza üretmektedirler (emek verimliliği daha yüksektir).
IV. RİCARDO’NUN KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK
MODELİ
Ricardo’ya göre uluslararası ticaret için bir ülkenin bazı malları diğer
ülkelerden daha ucuza üretmesi, yani bu mallarda mutlak üstünlük sahibi
olması gerekli değildir. Önemli olan üretimdeki üstünlüklerin derecesidir. Bir
ülke diğerine göre hangi malların üretiminde daha yüksek oranda bir üstünlük
sahibi ise o mallarda uzmanlaşmalıdır.
Bu modele göre eğer ülke bazı malların üretiminde diğer mallara göre
daha yüksek oranda verimli ise daha az üstün olduğu alanda üretim yapması
kaynak israfına yol açar. Bunun için en iyi politika ilgili ülkenin
karşılaştırmalı olarak en etkin olduğu alanda üretimde uzmanlaşması ve
bunları ihraç ederek göreceli pahalıya üretebildiklerini diğer ülkelerden ithal
etmesidir. Diğer ülkede bütün mallarda daha düşük verimlilik gösterebilir.
Ama birinciye göre bir maldaki verim düşüklülüğü öbür maldakinden daha
düşük bir ölçüde olabilir. Dolayısıyla bu ülkede o malda uzmanlaşmalı ve o
malı ihraç etmelidir.
ÖRNEK: Bir işgünü üretebilen mal miktarları
İngiltere
Portekiz
Kumaş (m)
80
10
Şarap (lt.)
40
20
Rakamlara göre İngiltere her iki malda da mutlak üstünlüğe
sahip olmakla birlikte, bu mallardaki karşılaştırmalı üstünlük
dereceleri karşılaştırıldığında kumaş üretimindeki üstünlüğü 8 kat,
şarap üretimindeki üstünlüğü 2 kattır. Bu sebeple İngiltere kumaş
üretmeli, şarabı ise Portekiz’den ithal etmelidir.
Portekiz ise iki malda da İngiltere’ye göre elverişsiz bir
durumdadır.Fakat göreceli maliyet yüksekliği kumaşta 8 misli iken,
şarapta 2 mislidir. Bu sebeple Portekiz’in şarap üretimine yönelmesi
yararınadır.
IV. RİCARDO’NUN KARŞILAŞTIRMALI ÜSTÜNLÜK
MODELİ
Karşılaştırmalı üstünlük teorisine göre ülkeler arasında karlı
dış ticaretin zorunlu koşulu bu ülkelerde iç üretim maliyetlerinin
birbirinden farklı olmasıdır.
Kumaş esas alınarak ülkelerin yurtiçi değişim oranları
(göreceli fiyatları) şöyledir:
İngiltere’de iç fiyatlar: 1br. kumaş= ½ br. şarap
Portekiz’de iç fiyatlar: 1br. kumaş= 2 br. şarap
Bu maliyet yapısından İngiltere’de kumaşın Portekiz’de
şarabın daha ucuz olduğu anlaşılmaktadır.
ÖR: Uluslararası fiyat oranı 1k=1ş
İngiltere’nin dış ticaret kazancı=1ş-1/2ş=1/2ş
Portekiz’in dış ticaret kazancı=1k-1/2k=1/2ş
Her ülkenin dış ticaretten kazancı ihraç malının daha
yüksek dış fiyatı ile iç üretim maliyeti arasındaki farka eşit
olacaktır.
Toplam dış ticaret kazancı ise birim başına kazanç ile
toplam ihracat hacminin çarpımından oluşur.
V. RİCARDO MODELİNİN EKSİKLİKLERİ
1. Emek-değer teorisine dayanması (emeğin maliyeti
oluşturan tek etken olarak kabul edilmesi)
2. Ülkeler arasında işgücü verimliliğindeki farklılığın
nedenlerinin tam olarak açıklamamış olması
3. İşgücünün ülke içinde tam hareketli ülkeler arasında
tam hareketsiz olarak kabul edilmesi
4. Bir arz teorisi olması (maliyet ve fiyat gibi kavramların
sadece üretim koşulları tarafından belirlenmesi)
5. Sabit maliyetlere ve tam uzmanlaşmaya dayanması
6. Statik bir model olması
7. Üretimin aşamalara ayrılmaması
VII. FIRSAT MALİYETLERİ
Fırsat maliyeti kavramı Neo-klasiklerin getirdiği ve bütün
üretim faktörlerini kapsayan bir kavramdır. Bu kavram emek
maliyeti yerine tüm üretim faktörlerini kapsadığı için
karşılaştırmalı üstünlük teorisinin önemli bir eksikliğini
gidermiştir.
Bir malın fırsat maliyeti, o malın üretimini bir birim artırmak
için gereken kaynakları serbest bırakmak üzere başka bir malın
üretiminden vazgeçilmesi gereken miktara eşittir.
Fırsat maliyeti yaklaşımına göre üretim maliyeti, bir birim
mal üretmek için gerekli olan kaynakların toplamına eşittir. Fiziki
bakımdan farklı olan bu kaynakları toplamak için de emek,
sermaye ve doğal kaynak gibi faktörlerin her birinden kullanılan
miktarlar yerine parasal değerler dikkate alınmaktadır.
ÖRNEK: Ulusal paralarla iç fiyatlar
Türkiye
ABD
Çelik
10 TL
1$
Buğday
1 TL
1$
Fiyatlar farklı para birimlerine bağlı olduğundan bunlar
karşılaştırılamaz. Ancak aynı ülke içinde bir malın fiyatını temel alıp
öteki malların fiyatlarını o mal cinsinden ifade etmek mümkündür.
Bu tür fiyatlara nispi/reel fiyat denir.
Türkiye: 1 birim çelik=10 birim buğday
ABD :
1 birim çelik=1 birim buğday
VIII. ÜRETİM-MALİYET İLİŞKİLERİ
Üretim hacmindeki değişme ile üretim maliyetleri arasındaki
ilişkilerin niteliği üç ayrı şekilde olabilir:
• Sabit maliyetler (sabit verimlilik)
• Artan maliyetler (azalan verimler)
• Azalan maliyetler (artan verimler)
1. Sabit maliyetler : Bir endüstriden başka birine aktarılan
kaynakların her iki kesimde de aynı derecede verimli olmasıdır.
Sabit maliyetleri ortaya çıkaran durumlar:
- Üretim faktörlerinin birbiri yerine tam ikame edilebilir olmaları
- Bir faktörün bütün birimlerinin homojen veya aynı kalitede
olmaları
Sabit
fırsat
maliyetleri
varsayımının
sonucu
tam
uzmanlaşmadır.
2. Artan Maliyetler : Eğer kaynaklar bir kesimden diğerine
aktarıldıkça her yeni kaynak üretimine bir öncekinden daha az
katkı sağlıyorsa üretimde artan maliyetler koşulu geçerlidir.
Artan maliyetleri ortaya çıkaran durumlar:
• Üretim faktörleri homojen değildir.
• Üretim faktörleri tüm malların üretiminde aynı sabit
oranda/yoğunlukta kullanılmamaktadır.
Artan fırsat maliyet varsayımının sonucu genellikle eksik
uzmanlaşmadır.
3. Azalan maliyetler: Aktarılan her kaynağın üretimde sağladığı
artış bir öncekinden daha fazladır. Verimlilikteki bu artışlar iktisatta
içsel ve dışsal tasarruflar ya da ölçek ekonomileri ile açıklanır.
İçsel tasarruflar, üretim hacmindeki artış dolayısıyla firma
içinden kaynaklanan olumlu etkilerdir.
Dışsal ekonomiler ise, bir işletmenin bağlı olduğu endüstrinin bir
bütün olarak genişlemesinden dolayı ortaya çıkan etkilerdir.
DÖNÜŞÜM EĞRİLERİ
Bir ülkenin, veri teknoloji ve tam çalışma koşulları altında sınırlı
kaynakları ile üretebileceği mal bileşimlerinin gösteren eğriye
dönüşüm eğrisi (üretim olanakları eğrisi) denir.
Fırsat maliyetleri geometrik olarak en açık biçimde dönüşüm
eğrileri ile gösterilebilir.
1. Sabit Maliyetler ve Dış Ticaret
Sabit maliyetler koşulu altında üretim olanakları eğrisi düz bir
doğru şeklinde olur.
Üretim olanakları eğrisinin düz bir doğru şeklinde olması bu
maliyet oranının değişmemesinin bir sonucudur. Yani her yeni birim
için diğer üründen vazgeçilecek miktar aynı kalacaktır.
Grafik 1.1. Sabit Verim Koşulları ve Dış Ticaret
Sanayi ürünü
Sanayi ürünü
1000 N
Türkiye’nin
dönüşüm eğrisi
ABD’nin dönüşüm eğrisi
100 B
A
0
Tarım ürünü
(a)
1000
M
0
Tarım ürünü
(b)
1000
Grafik 1.2. Sabit Verim Koşulları ve Dış Ticaret
Sanayi ürünü
Sanayi ürünü
Türkiye
200 F
100 B
0
T
D •
•
K
Tarım ürünü
ABD
1000 H
M
•
L
•
A
1000
E
C
0
1000
Tarım ürünü
F
5000
2. Çoğalan Maliyetler ve Dış Ticaret
Çoğalan maliyetlerde dönüşüm eğrisi orijine göre iç
bükey’dir. Çünkü ülke bir malda uzmanlaşırken bu ürün için
üretilecek her yeni birimde diğer maldan giderek artan
miktarlarda vazgeçmek zorunda kalacaktır. Bu nedenle üretim
olanakları sınırı düz bir doğru şeklinde değil, orijine göre iç
bükey olacaktır.
Grafik 1.3. Çoğalan Maliyetler ve Dönüşüm Eğrisi
Sanayi ürünü
L
ΔA
M
ΔK
ΔA/ΔK<ΔB/ΔK<ΔC/ΔK
ΔB
N
ΔK
ΔC
ΔK
0
R
Tarım ürünü
ΔA/ΔK tarım ürününün sanayi malı cinsinden maliyetini, ya da o malla
arasındaki yurtiçi değişim oranını gösterir. Bu oran o noktadaki eğime eşittir
ve buna sanayi ürününün tarım ürününe “marjinal değişim oranı” denir.
Grafik 1.4. Çoğalan Maliyetler ve Dış Ticaret Kazançları
Sanayi ürünü
Fd
F
C Tüketim
L
D
E
Üretim
F
Fd
0
M
Tarım ürünü
Çoğalan maliyet koşulları altında dış ticaret genellikle ülkeyi tam uzmanlaşmaya
götürmez. Ülkeler ithal ettikleri mallardan da bir miktar üretmeye devam ederler.
Eksik uzmanlaşmanın nedeni iç fiyatların çoğalan maliyet koşulları dolayısıyla
yükselmesi ve tam uzmanlaşmaya ulaşamadan dünya fiyatlarına eşitlenmesidir.
3. Azalan Maliyetler ve Dış Ticaret
Azalan maliyet koşulları altında üretim olanakları eğrisi
orijine göre dış bükeydir.
Azalan maliyetlerde dış ticarete açılınca tam uzmanlaşma
ortaya çıkar. Hatta azalan maliyetler koşulu altında tam
uzmanlaşma doğuran etkiler, sabit maliyet durumundakinden
daha güçlüdür. Çünkü kaynaklar bir alana yığılınca üretim
maliyetleri sabit kalmaktan da öteye, düşmektedir. Dolayısıyla
ülke iç ve dış fiyatlar arasında giderek büyüyen farktan
yararlanmak için daha büyük bir istek duyar.
Grafik 1.5. Azalan Maliyet Koşulları Altında Dış Ticaret
Tekstil
B F’d
D kapalı ekonomi üretim/tüketim
Fd
•C
K
C motorda uzmanlaşma sonucu tüketim
C′ tekstilde uzmanlaşma sonucu tüketim
•
C’
F
•
D
F’d
F
0
M
Fd
A
Motor
Azalan maliyet koşulları altında başlangıçta dünya fiyatlarının iç maliyetlere
eşit bulunması, ticaretin başlaması için engel değildir. Ancak bunun için endüstriye
dıştan bir müdahale gereklidir. Bu amaçla geçici bir süre endüstriye sübvansiyon
verilip diğerini vergilendirmek veya gümrük vergisi ile ilgili endüstriyi korumak
gibi önlemler alınabilir.
4. Farklı Maliyet Bileşimleri ve Dönüşüm Eğrisi
Gerçekte üretim olanakları eğrisi artan azalan veya sabit maliyetlerden
yalnızca birisine bağlı değildir. Gerçekte üretim olanakları eğrisi üzerinde bu
üç maliyet yapısını kapsayan değişik bileşimler bulunmaktadır.
Sanayi
T1
T
• C2
A
•
C1
•
K
D1
•
•
D2
T
0
T1
B
Tarım
4. Farklı Maliyet Bileşimleri ve Dönüşüm Eğrisi
Maliyetlerin dönüşüm eğrisi boyunca farklılaşması
uluslararası uzmanlaşma konusunda bazı sorunlar doğurabilir.
Eğer dönüşüm eğrisinin şekli tam olarak bilinmiyorsa
belli bir anda uluslararası fiyat oranına göre ulaşılan üretim
dengesi maksimum refah noktası olmayabilir. Yani gerçekleşen
uzmanlaşma durumunda refah ancak sınırlı bir maksimum
düzeyde bulunabilir.
IX. İKİ ÜLKELİ VE İKİDEN FAZLA MALLI MODELLER
Karşılaştırmalı üstünlükleri bu tür modellere
uygulayabilmek için her malın iki ülkedeki fırsat
maliyetleri karşılaştırılır ve bunun sonucuna göre mallar
göreceli maliyetleri en düşük olandan en yüksek olana
doğru sıralanır. Böylece ülkenin göreceli olarak ucuza
ürettiği mallar sıralamada başlarda, pahalıya ürettikleri de
sonlarda yer alır. Başlarda gelenler ihraç sonlardakiler de
ithal edilme durumundaki mallardır.
Bu iki grup arasındaki sınırı ülkelerin paraları
arasındaki değişim oranı yani döviz kurları belirler.
Türkiye
ABD
Buğday
2 TL
2$
Makine
20 TL
6$
Kağıt
10 TL
4$
Şarap
6 TL
8$
Buğday fiyatları esas alınarak oluşturulan fırsat maliyetleri
Türkiye
ABD
Buğday
1
1
Makine
10
3
Kağıt
5
2
Şarap
3
4
İki ülkedeki maliyetlerin karşılaştırılması
Mallar
:
Karş. Üstünlük:
Türkiye
Şarap Buğday
4:3
1:1
ABD
Kağıt
2:5
Makine
3:10
IX. İKİ ÜLKELİ VE İKİDEN FAZLA MALLI MODELLER
Karşılaştırmalı üstünlük sıralamasında en uçlarda yer alan
maliyet oranları iki ülkenin paraları arasındaki değişim
oranının sınırlarını da belirler. Yukarıdaki örneğe göre 1 Türk
lirasının fiyatı en fazla 4/3 dolar, en düşük de 3/10 dolar
olmalıdır.
Döviz kuru alt sınırın (1TL=4/3 $) altında tutulmak
istenirse (örneğin 1TL=2 $) Türkiye’deki malların fiyatları
ABD’deki benzerlerinden daha pahalı olur. Bu durumda
Türkiye ABD’ye mal satamaz, ödemeler dengesi açık verir.
Eğer döviz kuru üst sınırdan (1TL=3/10 $) daha yüksek
bir düzeyde sürdürülürse (örneğin 1TL=0.1 $) Türkiye’deki
malların fiyatı ABD’den daha ucuz olur ve ABD’nin rekabet
gücü kalmaz.
Örnek: Belirli bir kurun denge kuru olduğu varsayılarak
karşılaştırmalı üstünlüklere göre bir ülkenin dolar cinsinden iç
fiyatlarının gösterilmesi (1TL:1/2 $)
Buğday
Makine
Kağıt
Şarap
ABD
2$
6$
4$
8$
Türkiye (1TL:1/2 $):
1$
10 $
5$
3$
Türkiye (1TL:1/3 $):
2/3 $
20/3 $
10/3 $
2$
X. İKİ MALLI VE İKİDEN FAZLA ÜLKELİ MODELLER
Bu modellerde malların yerine ülkeler karşılaştırmalı
üstünlük derecelerine göre sıralamaktadır. Bir malda yüksek
göreceli verimliliğe sahip ülkeler o malın ihracatçısı olmaya en
yakın adaylardır. Sıralamada ihracatçı ülkelerle ithalatçı
ülkeler arasındaki sınırı uluslararası fiyat oranı (ticaret hadleri)
belirler.
Örnek: A, B, C, D ve E gibi beş ülkede çeliğin buğday cinsinden
üretim maliyetleri
Buğday/Çelik
A
B
C
D
E
1
2
4
6
10
Eğer uluslararası değişim oranı çelik başına 4 birim
buğdaya eşit olsaydı, A ve B’de çelik D ve E’de ise göreceli
olarak buğday ucuz olur. Dolayısıyla birinci grup ülkeler ikinci
gruptakilere çelik ihraç edip buğday ithal ederler. C’de ise iç
maliyetler uluslararası değişim oranına eşit olduğundan bu ülke
ticarete katılmaz.
XI. ÜCRET FARKLILIKLARI VE KARŞILAŞTIRMALI
ÜSTÜNLÜKLER
Ricardo modeline göre her iki maldan birer birim üretebilmek için
gerekli işgücü miktarları
Buğday
Çelik
ABD
Türkiye
2 iş günü
4 iş günü
1 iş günü
8 iş günü
Örneğe göre ABD’de işgücü Türkiye’ye göre çelik üretiminde
8 kat, buğday üretimde ise iki kat daha verimlidir. Model sonuçlarına
göre ABD çelik, Türkiye buğdayda üstündür.
Ancak parasal açıdan bu karşılaştırmalı üstünlük yapısının
korunabilmesi için Türkiye’deki ücret düzeyinin ABD’deki ücretlerin
en fazla 1/2’si, en az da 1/8’i olması gerekir.
XI. ÜCRET FARKLILIKLARI VE KARŞILAŞTIRMALI
ÜSTÜNLÜKLER
Dünya ticaretinin karşılaştırmalı üstünlük yapısına uygun
olarak dengeli bir biçimde gelişebilmesi için ülkeler arasındaki
göreceli ücret farkları bu ülkelerin göreceli maliyet veya verimlilik
durumları ile uyumlu olmalıdır. Örneğin buğday ABD’de 2 işgünü ve
Türkiye’de 4 işgünü; çelik ise ABD’de 1 Türkiye’de 8 işgününde
üretildiği durumu dikkate alalım. Bu durumda mevcut karşılaştırmalı
üstünlük yapılarının devamı için Türkiye’de ücretler, ABD’deki
ücretlerin en fazla ½’si ve en azda 1/8 kadar olmalıdır.
Ör:
ABD
Türkiye
Türkiye
Türkiye
Ücret düzeyi($) Buğday fiyatı
16 $
32 $
10 $
40 $
1$
4$
5$
20 $
Çelik fiyatı
16 $
80 $
8$
40 $
Download