“AKDENİZ TİCARETİ VE LİMAN KENTLERİNİN 1000 YILI: GEÇMİŞ

advertisement
“AKDENİZ TİCARETİ VE LİMAN KENTLERİNİN 1000 YILI:
GEÇMİŞ VE GELECEK”
SAYIN BAKANIN KONUŞMASI
Değerli katılımcılar,
Akdeniz ve Avrupa'nın en önemli ticaret merkezlerinden birisi olan
İzmir, üst düzey hükümet yetkililerinin, iş dünyasının temsilcilerinin ve
akademisyenlerin katıldığı “Akdeniz Ticareti ve Liman Kentlerinin 1000
yılı” sempozyumuna ev sahipliği yaparak çok önemli bir işe imza
atmıştır. Öncelikle, bu organizasyonda emeği geçen herkese teşekkür
ediyorum.
Tarih boyunca onlarca uygarlığın hüküm sürdüğü "Ege'nin incisi"
İzmir, geçmişte olduğu gibi bugün de gerek ekonomik gerekse sosyal ve
kültürel alanda bölgenin öncü kentlerinden biri olmayı sürdürmektedir.
Bu Sempozyumun, Akdeniz kültürünün önde gelen aktörleri
arasında yer alan Türkiye’de, İzmir’de, gerçekleşmesi büyük anlam
taşımaktadır.
Türkiye’nin en önemli limanı olan İzmir, yüzlerce yıl Akdeniz’in ve
Anadolu’nun ticaret üssü konumunda olmuştur.
Deniz ticareti için mükemmel olanaklara sahip olan İzmir, yüksek
girişimci ruhu ile bugün de bu konumunu devam ettirmektedir.
Değerli katılımcılar,
Akdeniz’i oluşturan tarih ve kültür tam bir mozaiktir.
1
Akdenizlilik kültürünü bir bütün olarak görmek daha bir anlamlı
olacaktır. Kuşkusuz, ulusal kültürler bir gerçektir ancak Akdenizlilik de
bir o kadar gerçektir.
Akdeniz tarihi ve kültürü parçalarının toplamından fazladır.
Kendine özgü bir kültür havzası, uygarlık beşiğidir.
Akdeniz tarihi çoğu kez güçlü etnik, ekonomik ve dinsel
farlılıklarının bilincinde olan komşular arasındaki kapışmaların tarihi
olduğu kadar, ticari, kültürel, dinsel ve siyasal bakımdan bir arada
yaşamanın tarihidir.
Asya Avrupa arasındaki ticaret 15. yy da ümit burnunun keşfine
kadar Akdeniz yoluyla yapılırdı.
Küreselleşme
sürecini
başlatan
Süveyş
kanalının
1869’da
açılmasıyla Akdeniz yeniden önemli bir ticaret yolu haline geldi. Kuzey
Afrika ülkelerinin gelişmesi ve Orta Doğu petrolleri Akdeniz’de ticareti
daha da artırdı.
İki dünya savaşında da Akdeniz’in hem savaş filoları hem de
ticaret yolları açısından önemi fazlasıyla ortaya çıktı. İkinci dünya
savaşından bu yana da Akdeniz stratejik önemini korumaktadır.
Değerli katılımcılar,
Ticaret, Akdeniz'de barışın ve medeniyetler arasında işbirliğinin
temelini oluşturan en önemli unsurlardan biridir.
Akdeniz
Liman
Kentleri
geçmişten
bugüne
kadar
ticaret
aracılığıyla ekonomik ve kültürel etkileşim yaratmışlar, ortak bir
Akdenizlilik kültürü oluşmasına büyük katkıda bulunmuşlardır.
2
Son dönemlerde, Akdeniz’in bir işbirliği ve istikrar bölgesi haline
dönüşmesi
ve
ortak
politikalar
geliştirilmesi
yolunda
girişimler
güçlenmiştir.
Barselona süreci, Akdeniz Forumu ve NATO’nun Akdeniz Diyaloğu
Girişimi gibi bölgesel işbirliği çabalarının üzerinde önemle durulmalıdır.
Barselona Sürecinin amacı karşılıklı olarak birbirleri üstünde
olumlu ya da olumsuz etkileri olan Avrupa Birliği ve Akdeniz Bölgesini
güçlü bağlarla birbirine bağlayarak ortak bir refah ve istikrar alanı
oluşturmaktır.
Barselona Sürecinin, üç temel unsuru vardır.
Sosyal, İnsani ve Kültürel İşbirliği,
Siyasi İşbirliği ve Güvenlik,
Ekonomik ve Mali İşbirliği.
Bu unsurlardan Ekonomik ortaklık boyutu 2010 yılına kadar
Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanı oluşturulması gibi somut ve
kapsamlı bir amacı hedeflemesi nedeniyle en önemli unsur olarak
ortaya çıkmaktadır.
Avrupa-Akdeniz Alanının dünya ticareti ve yabancı sermaye
yatırımlarından aldıkları pay potansiyelinin çok altındadır.
Barselona sürecinde öngörülen serbest ticaret anlaşmalarının
tamamlanması ile bölge ülkelerinin dünya ekonomisindeki pazar payı
artacaktır.
Serbest Ticaret Anlaşmaları, Avrupa-Akdeniz işbirliğinin çok
önemli bir parçasıdır.
3
Barselona deklarasyonu ile istenilen hedefe ulaşılırsa, yaklaşık 40
üye ülke ve 800 milyon tüketiciye sahip bir serbest ticaret alanı
oluşacaktır.
Böylelikle, Avrupa-Akdeniz serbest ticaret alanına üye ülkeler
hem daha kolay Pazar bulabilecekler hem de üretim maliyetlerini aşağı
çekebileceklerdir.
Pan-Avrupa Menşe Kümülasyonu Sisteminin Akdeniz ülkelerine
teşmiliyle oluşturulacak olan Avrupa-Akdeniz Menşe Kümülasyonu
Sistemi sayesinde Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanına üye ülkelerin
üreticileri, ürettikleri ara malları daha kolay pazarlayabilecekleri gibi
üretim maliyetlerini de düşürebileceklerdir.
Son olarak Marsilya’da yapılan Ticaret Bakanları konferansında
Avrupa-Akdeniz Serbest Ticaret Alanının kurulmasının önemi bir kez
daha vurgulanmıştır.
Avrupa Birliği ve Tunus arasındaki ilk Avrupa-Akdeniz Ortaklık
Anlaşmasının
tam
olarak
çeşitlenmesi
açısından
son
uygulanmasının
derece
ticaretin
olumlu
sonuçlar
artması
ve
doğurduğu
görülmüştür.
Türkiye, Serbest Ticaret Anlaşmalarının imzalanması konusunda
üzerine düşeni bugüne kadar yapmıştır, bundan sonra da yapmaya
hazırdır.
Akdeniz
ülkeleri
Türkiye
ile
serbest
ticaret
anlaşmaları
imzalamakla karlı çıkacaklardır. Bu tür ortak girişimler bölge refahına
büyük katkı sağlayacaktır.
4
Değerli katılımcılar,
Akdeniz Havzası dış ticaretimizde çok önemli bir yer tutmaktadır.
Bu nedenle bölgenin bugününü ve geleceğini değerlendirmek,
ticari işbirlikleri anlamında son derece yararlı olacak ve somut fırsatlar
doğuracaktır.
Earnst&Young tarafından yapılan Avrupa-Akdeniz yatırım çekiciliği
anketine göre Türkiye üretim ve inovasyonda gelecek vaat eden ilk ülke
olarak belirlenmiş ve Akdeniz kültürünün önde gelen aktörleri arasında
gösterilmiştir.
Akdeniz ülkeleri ile gerçekleştirdiğimiz dış ticaret Avrupa Birliği
ülkelerinden sonra ikinci sırada yer almaktadır.
Akdeniz ülkelerinin toplam dış ticaret hacmimiz içindeki payı
yüzde 21 düzeyindedir.
Akdeniz ülkeleri ile ticaret hacmimiz 2002-2007 yılları arasında
sürekli bir artış göstermiştir.
2002 yılında Akdeniz ülkeleri ile 21,8 milyar dolar olan ticaret
hacmimiz, 5 yılda yaklaşık 37 milyar dolar artarak, 2007 yılında 59,2
milyar dolara ulaşmıştır.
Akdeniz coğrafyasına gerçekleştirdiğimiz ihracat her geçen yıl
artmaktadır.
Akdeniz ülkelerine yaptığımız ihracat, 2002 yılında 9,5 milyar
dolar iken, 20 milyar dolardan fazla artışla 2007 yılı sonunda 30,3
milyar dolara çıkmıştır. Bu rakam toplam ihracatımızın yüzde 28’ine
denk gelmektedir.
5
Değerli katılımcılar,
Akdeniz ve limanları, özellikle Dünya deniz taşımacılığı ve turizm
potansiyeli açısından önemini korumaya devam etmektedir.
Bölgede, ticaretin gelişmesinde turizmin önemli bir rolü olduğu
görülmektedir.
Dünya’da turizmden en çok kazanç sağlayan ülkeler Akdeniz
ülkeleridir. Hem turist sayısı hem de gelir açısından turizmden en çok
payı Akdeniz havzasında yer alan ülkeler almaktadır.
Ancak, ülkemizin, büyük potansiyeline karşın, maalesef hem
dünya’daki hem de Akdeniz bölgesindeki turizm pazar payı, olması
gerekenden küçüktür.
2007 yılında Türkiye’ye toplam 23 milyon 341 bin turist gelmiştir.
Türkiye’ye gelen turist sayısı 2006 yılına göre yüzde 17,8 artmıştır.
Akdeniz Forumuna üye olan ülkelerden ise toplam 2 milyon 200
bin kişi ülkemizi ziyaret etmiştir. Bu ülkelerden gelen toplam turist
sayısı, Türkiye’ye gelen toplam turist sayısının yaklaşık yüzde 9,5’i
kadardır. Bu rakam Akdeniz ülkelerinden gelen turist sayısının azlığına
işaret etmektedir.
Bu pazar payının artırılması için gerekli hamleleri hep birlikte
yapmalıyız.
Ümit ederim ki, bu sempozyumda da turizmin
gelişmesi
konusunda fikir ve tecrübeler paylaşılarak somut sonuçlar elde edilir.
Turizmi geliştirecek etkili önlemler alınmalı, yeni projeler
üretilmelidir.
6
Değerli katılımcılar,
Dünya ekonomisinde yaşanan son gelişmeler, artan enerji, petrol,
hammadde ve gıda fiyatları, bölge ekonomilerinde de doğal olarak
endişe yaratmaktadır.
Avrupa-Akdeniz dayanışması ruhundan faydalanarak bu durumun
olumsuz etkilerini en aza indirecek enstrümanlar devreye sokulmalıdır.
Bu önemli toplantıda, Akdeniz ülkelerinin, kültürel ortaklıkları,
turizm ve ticaret alanında geleceğe dönük yeni fikirlerin ortaya
çıkacağından ve hem ülkemizin hem de bölgenin refahı açısından
önemli kararlar alınacağından hiç kuşkum yok.
Şimdiden herkese katkılarından dolayı teşekkür ediyor, kolay
gelsin diyorum.
7
Download