Document 600268

advertisement
Çocuklarda Obezite
Son yıllarda giderek artan ve artmaya da devam eden şişmanlık (obezite)
artık küçük çocuklar da sıkça görülmeye başladı. Ülkemizde en çok
tartışılan sağlık sorunlarından birisi haline gelen obezite, değişen beslenme
alışkanlıklarıyla birlikte sadece yetişkinleri değil, çocukları da tehtid ediyor.
Her yaş grubunda görülen ve "vücutta aşırı yağ depolanması" anlamına gelen obezite, en çok
büyük şehirlerde yaşayan çocukları etkiliyor. Erişkin şişmanların çoğunda obezite başlangıcının
çocukluk yaşlarına uzandığı ve beslenme bozukluklarına bağlı olarak çocuklarda hipertansiyon
vakalarında büyük artış yaşandığı uzmanlarca söylenmektedir. Hipertansiyondan başka obezite;
kalp-damar hastalıkları, mide rahatsızlıkları, felç, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, nefes alma
zorluğu, karaciğer hastalıkları, uyku problemleri, kas problemleri, eklem sorunları ve cilt
problemleri gibi sorunlara da yol açıyor. Ayrıca fiziksel bozukluğun yanında psikolojik olarak
da zararları olan obezite, çocuklarda algılama ve iletişim bozuklukluğuna, özgüven eksikliğine,
tembelliğe, depresyona, arkadaşsızlığa, sosyal yaşamdan uzaklaşmalarına da neden oluyor.
Obezitenin belirlenmesinde vücut yağ miktarını gösteren ölçümler ve bunlara dayalı formüller
tercih ediliyor. Fazla yağ, genellikle deri altında ve diğer dokularda biriktiğinden; deri kıvrım
kalınlığı, ağırlık-boy uzunluğu ve bel-kalça oranlarına göre ölçü değerlendirmeleri yapılıyor.
Obeziteye her şeyden önce, çok yemenin neden olduğu biliniyor. Uzmanlar "fast food"
şeklindeki beslenmede kullanılan çeşitli kimyasal maddelerin aşırı yeme isteği uyandırdığını
ileri sürüyorlar. Sorunun temelinde genellikle çocuğun genetik yapısı da yatıyor. Yapılan
araştırmalar şişman anne babaların çocuklarının obez olma olasılığının %80 olduğunu ortaya
koyuyor. Bütün bunlara düzensiz yemek yeme, aburcuburlar ve çevre faktörü de eklenince
şişmanlık kaçınılmaz oluyor.
Obezlerin fazla yeme isteğinin aile çevresinden edinilen bir alışkanlık olduğu ileri
sürülmektedir. Beslenme alışkanlığı olarak bitkisel protein içeriği düşük, yağ oranı yüksek çok
kalorili yiyeceklerle beslenen çocuklarda obezite daha kolay gelişiyor. Fiziksel faaliyet
eksikliği, aşırı televizyon izleme gibi çocuğu hareketsizliğe mahkum eden aile alışkanlıkları da
çocuğu şişmanlığa sürüklüyor.
Beslenme ve hareketsizliğin dışında işin bir de psikolojik yönü de bulunmakta. Anne ile baba
arasındaki ya da ebeveynlerle çocuk arasındaki olumsuz ilişkilerin çocuğun ruhsal yapısını
olumsuz etkilediği ve bunun da aşırı yemeye neden olduğu bilinmekte. Çocuğun okuldaki
başarısızlığı, arkadaşları ile anlaşamaması ya da hiç arkadaşının olmaması, ebeveynleri ile
iletişim kuramaması, tek çocuk olması, kavga ve stresin çok olduğu ortamlarda yaşaması ve
boşanmış bir aile içinde yetişmesi çocuğun yemek yeme alışkanlığını etkiliyor.
Çocuğu şişmanlığa karşı korumak için:
Bebeklikten itibaren değişik besinleri yavaş yavaş tattırın.
Çocuğa yavaş yemek yeme alışkanlığı kazandırın.
Tek tip besinlerle beslenmesini engelleyin.
Beyaz ekmek yerine kepekli ekmekleri tercih edin.
Çocuğun televizyon ve bilgisayar karşısında oturma süresini azaltın.
Çocuğa ihtiyacı olduğu kadar besin verin.
Ona su içme alışkanlığı kazandırın.
Tek bir besinden çok fazla vermek yerine besin çeşitliliği sağlayın.
Çocuğun arkadaşları ile bilgisayar başında değil, açık alanlarda oyun oynamasını sağlayın.
Spor yapabileceği ortamlar oluşturun.
Çocukları tatlı ve yağlı besinler yerine, meyve ile ödüllendirin.
Eve giren yiyeceklerin sebze ve meyve ağırlıklı olmasına dikkat edin.
Çocuğun sevmediği besinleri tüketmeye zorlamayın.
Yemediği besinleri değişik sunuş yöntemleri ile sevdirin.
Çocukla birlikte yemek hazırlayın ve onunla aynı zamanda yemek yiyin.
Yemek yeme eylemi hızlı ve ayakta atıştırma biçiminde ya da televizyon karşısında olmamalı.
Çocuğun her istediğini yemesi önlenmeli.
Pişirilen yemeklerde yağ ve karbonhidrat kullanımına dikkat edilmeli.
Lifli besinler tercih edilmeli.
Uykuları düzenli olmalı ve yeterli uyumaları sağlanmalı.
Dışarda yemek yerine evde yemek alışkanlığını kazandırın.
Hazır meyve suları yerine, taze meyve sularını tercih edin.
Okuldaki beslenmesiyle de ilgilenin.
Yürüme mesafesindeki yerlere arabayla değil, yürüyerek götürün.
Obeziteyi bir hastalık olarak kabul etmek, erken dönemde tedaviye başlamak ve tedavi
öncesinde de çocuktaki fiziksel ve psikolojik olarak değerlendirilmelerin yapılması gerekiyor.
Obezlerde tedavinin ana unsurunu kalori kısıtlaması, egzersiz ve psikolojik sorunlar oluşturuyor.
Ayrıca, ailelerin ve okullardaki öğretmenlerin işbirliği yapmaları tedavinin başarısındaki en
büyük etken. Bu nedenle evde ve okulda kurallı ortamlar yaratılmalı, sağlıksız yeme
alışkanlığına neden olan çevresel faktörler ortadan kaldırılmalı.
Download