hikaye - Erguven.net

advertisement
HİKAYE
Hikaye edebiyatın önemli ve çok yaygın
anlatım türleri arasında yer alırlar. Bilindiği
gibi, insanın kendisi ile, başkalarıyla
ilişkilerini ve insanın serüvenlerini en
çarpıcı biçimde anlatan türlerin başında
hikaye gelir. O bakımından, bu anlatım
türlerini çeşitli yönleri ile kısaca tanımak ve
bilmek gerekir. İşte ben bu slaytta, öykünün
başlıca özellikleri, gelişimi, Türk
edebiyatındaki görünümü, öykü
incelenmesi gibi konular genel çizgileri ile
ele alacağım, örnekler vereceğim.
HİKAYENİN TANIMI VE NİTELİĞİ
Diğer edebi türlerde olduğu gibi, öykü ya da eski adıyla
hikaye için de değişik tanımlar geliştirilmiştir. Bu tanımlardan
bazıları şunlardır:
-Öykü, olmuş ya da olabilecek olayları anlatan kısa edebiyat
eseridir.
-Öykü, insan yaşamından değişik kesitler sunan, bunu yere
ve zamana bağlayarak yapan kısa yazı türüdür.
-Öykü, olayları ve kişileri tek yönüyle ele alıp anlatan,
romandan daha kısa yazıdır.
Bu tanımların sayısının daha da çoğaltabiliriz. Ancak,
bunların hiçbirisi değişmez, kesin tanımlar değildir.
Toplumdaki gelişim ve değişim doğrultusunda yazınsal
türlerde gelişim ve değişim gösterirler.
Öykünün ne olduğunu anlamak için önce yapısını
oluşturan öğeleri tanımak gerekmektedir. Her
öykünün yapısını oluşturan başlıca üç öğe vardır:
Kişiler, olay ve durum, yer. Her öykü bir olay ya
da duruma dayanır. Çarpışan kuvvetler, insanla
insan, insanla hayvan, insanla kendi iradesi,
insanla doğa kuvvetleri, insanla toplum olabilir.
Durum ise bir şeyin içinde bulunduğu koşulların
tümüdür.
Öykünün başat öğelerinden biri de insandır.
Öyküde ele alınan kişiler, genellikle hayatlarının
belli ve kısa bir anı içinde izlenir. Karakterlerinin
yalnız bir yanı üzerinde durulur.
Her öykünün bir iletisi vardır. İleti, bir olay ya da insanlık
durumuna dönüştürülerek verilir. İleti gibi anlatım yöntemi de
öyküyü oluşturan temel öğelerden biridir. Genellikle
öykülerde iki başat anlatım yöntemi kullanılır.
Olaylar, birinci kişi ağzı ile anlatılır. Birinci kişi, başından
geçen olayları, gözlem ve izlenimlerini, duygularını ya da
içinde bulunduğu bir durumu bize anlatılır. Öyküyü anlatan
birinci kişi, her zaman öykünün ana kişisi olmayabilir,
yardımcı kişilerden biri de öyküyü anlatabilir.
Olaylar, genellikle üçüncü kişi ağzıyla anlatılır. Bu yöntemde
öyküyü anlatan ortalıkta görünmez. Öyküyle okuyucu
arasına bir anlatıcı girmiştir. Her şeyi gören, her şeyi bilen
biri.
Öykü terim bizim edebiyatımızda Tanzimat’tan sonra oluşup
gelişen hikaye türü için kullanılır.
ÖYKÜNÜN BAŞLICA
ÖZELLİKLERİ
Öykünün genel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Romandan kısa olması,dar bir zaman parçasını
kapsamasını kişilerin sayıca az olması, kişilerin
yaşayışının bir yanı üzerinde daha çok durulması.
Ayrıca her öyküde önemli olan bir başlangıç, bir
doruk noktası ve kesin bir son vardır.
Ancak hemen belirteyim ki, çağdaş öykü yazarları,
olay, kişi, zaman, çevre gibi öğelere eski önemi
vermiyorlar. Onlara bağlı kalmıyorlar. Dünyanın
her yerinde şimdi “soyut” öyküler yazılıyor.
Yazarlar, gerçeküstü, bilinç altı dünyalarının gizli
sırlarını araştırmaya ağırlık veriyorlar.
ÖYKÜ TÜRÜNÜN GELİŞMESİ
Öykü türü, masallardan günlük olaylara anlatmaya
geçiş yoluyla olmuştur. Bu tür, Rönesans’tan bu
yana, özellikle 19. yüzyıldan beri gittikçe gelişerek,
edebiyatın en yaygın türlerinden biri olmuştur.
İtalyan yazarı Boccacio’nun Decameron
hikayeleri, bu türün ilk örnekleri olarak kabul edilir.
Öykü, Avrupa edebiyatlarında en kalıcı örneklerini
19. yy da vermiştir. Bu dönemde yazılan
öykülerde, öykü yazarı, olayların öncesini ve
sonrasını bilen, kahramanların içini okuyan bir
anlatıcıdır.
Kahramanlar, olaya egemen ve hayatın
üstesinden gelebilen kişilerdir. Kahramanların
özellikleri, öykülerde tüm yönleriyle verilir.
20. yüzyılın değişen hayat felsefesi, edebiyat
sanatının düzyazı türlerinde de değişikliklere yol
açmıştır. Kahraman imajı silinerek, sıradan
insanlar da öykülerde anlatılmaya başlanmış,
zaman kavramı değişmiştir. Bu arada psikoloji
biliminin kaydettiği gelişmeleri ve bunun edebiyata
yansımasını unutmamak gerekiyor.
20. yy da küçük öykü türü önem kazanmıştır.
Amerikan edebiyatının Short Story adıyla bu türü
Dünya edebiyatına kazandırdığı kabul edilir.
ÖYKÜ VE KÜÇÜK ÖYKÜNÜN
FARKLILIKLARI
Romandan kısa ve kuraca olmalarının dışında
aralarında benzerlik yoktur. Öykü ya da eski adıyla
hikaye belli biçim özellikleri gösterir:Giriş, gelişme,
sonuç gibi olay örgüsü vardır . Öykü yazarı
olayların öncesini ve sonrasını bilen bir anlatıcıdır.
Küçük öyküde bu özelliklerin bir çoğu bir arada
bulunmaya bilir. Küçük öykünün en belirgin
özelliği, üsluptaki yoğunluktur. Bir başka değişle az
sözle çok şey anlatımı ilkesidir. Anlatılanlarla
gerçeği sezdirme söz konusudur. Bir durum, an ya
da günlük hayattan bir kesit, hayatın bütünü
hakkında sezgi uyandırmak üzere anlatılır.
Öyküden daha kısadır. Belli bir başı ve sonu
yoktur.
BATI EDEBİYATININ ÖNDE GELEN
YAZARLARINDAN BİR KAÇ İSİM
Batı edebiyatında öykü yazarı olarak ün yapan pek
çok sanatçı vardır. Biz burada ancak birkaç isim
vermekle yetinelim. İtalyan edebiyatında Boccacio,
Amerikan edebiyatında O’Henry, Rus edebiyatında
Çehov, Fransız edebiyatında Maupassant bu
alandan sayılabilecek ilk yazarlar arasından yer
alırlar.
Küçük öykü türünde Amerikan edebiyatından
Hemingway bu türün ustası olarak kabul edilir.
Alman edebiyatında, küçük öykü yazarları olarak
Borchert ve Böll vardır.
TÜRK EDEBİYATINDA HİKAYE
Türk edebiyatı tarihinde, geniş anlamıyla ilk
hikaye örneklerinin ne zaman verildiği
bilinmemektedir. Olay aktarımı olarak bir
hikayeye dayanan destanlar ilk örnekler
sayılabilir.
Türk edebiyatının ilk yazılı metinleri olarak
Göktürk Yazıtları da hikaye niteliği
taşımaktadır. Dede Korkut Hikayeleri ise,
destandan hikaye ye geçişin en özgün
ürünleri arasındadır. Onlarda destan
özellikleri ağır basar.
HALK HİKAYELERİNİN BAŞLICA
ÖZELLİKLERİ
Konumuz bakımından halk hikayeleri de büyük
önem taşır. Yeniçağ’da destanın yerini alan halk
hikayesi, Anadolu’da 16.yüzyıldan bu yana, sözlü
halk geleneğinde sürüp gelmektedir. Hikayeci
aşıkların kahvelerde, köy odalarında, düğün gibi
toplantılarda söylediği bu hikayelerde dış
düşmanlarla savaşlar değil, toplum için ilişkiler ele
alınır. İnsanların birbirleriyle, çatışmaları anlatılır.
Bunlarda olağanüstü öğeler azalmış, kişiler ve
olaylar doğal boyutlara indirilmeye başlanmıştır.
Bu hikayelerde olaylar nesirle anlatılır, aralara
serpiştirilen türküler sazla söylenir.
HALK HİKAYELERİNİN BAŞLICA
ÇEŞİTLERİ
Uzunlukları farklı olan halk hikayeleri, konuları bakımından iki gruba
ayrılır:
Aşk hikayeleri:Bunlarda, birbirlerini sevip de bir türlü kavuşamayan
sevgililerin başlarından geçenler anlatılır. Bir de gerçekten yaşamış
olan, ya da yaşamış olduklarını inanılan aşıkların aşk serüvenleri
vardır.
Kahramanlık hikayeleri:Bunlarda kahramanlık konuları işlenir.
Köroğlu Hikayesi bunların başında gelir.
Bunlardan başka bir de Meddah hikayesi vardır.
Meddah hikayesi ve özellikleri
Meddah, taklitlerle, hikaye ve fıkralarla halkı eğlendiren sanatçı
demektir. Meddah hikayesi, Meddah adı verilen bir anlatıcının, el,
yüz ve ses taklitleriyle anlattığı hikayelerdir. Bunlar gerçekci halk
hikayeleridir. Bunlarda doğa dışı yaratıklar, insan üstü güçleri olan
kahramanlar ve olağanüstü olaylar yoktur. Toplum içinde her gün
rastlanan insanların arasında geçen günlük olaylar anlatılır. Bu
hikayelerde kullanılan dil de , günlük hayatta kullanılan konuşma
dilidir.
Halk hikayesinin kasaba ve köylerde
anlatılmasına karşılık meddah
hikayesi büyük kentlerde anlatılırdı.
Özellikle İstanbul’da uzun kış
gecelerinde konaklarda düzenlenen
sohbet toplantılarında , ramazan
gecelerinde kahvelerde bu hikayeler
geniş ilgi görürdü.
Bugünkü anlamda ilk Türk hikayeleri ne
zaman yazılmaya başladı? İlk örnekleri
hangileridir?
Türk edebiyatındaki çağdaş hikaye 1870’lerde
görülmeye başlar. İlk hikaye kitabımız Emin
Nihat’ın 1873 de yayımlanan
müsameretname’sidir. Ahmet Mithat’ın yazdığı
hikayelerden Letaif-i Rivayat da ilk hikayelerden
birisi olarak kabul edilmektedir. İlk hikayelerde
topluluk önünde anlatılan meddah hikayesinin
etkisi ve tekniği görülür. Bu türün ilk sağlam ve
güzel örneklerini Samipaşazade Sezai’nin KÜÇÜK
ŞEYLER adlı eserinde buluruz. Nabızade
Nazım’ın, Anadolu köylü ve çiftçi hayatını dile
getiren Karabibik adlı uzun hikayesi de bu arada
yazılır.
Türk edebiyatında Öykü türünün
önde gelen yazarları
Bu alanda ün yapmış yazarlarımızdan
başlıcaları şunlardır:Ahmet Mithat, Sami
Paşazade Sezai, Halit Ziya Uşaklıgil, Ömer
Seyfettin, Refik Halit Karay, Memduh
Şevket Esendal, Sait Faik Abasıyanık,
Sabahattin Ali, Haldun Taner, Aziz Nesin,
Nezihe Meriç, Fakir Baykurt, Ferit Edgü,
Peride Celal, Tomris Uyar, Ülkü Ayvaz,
Muzaffer İzgü, Orhan Duru, Muzaffer
Buyrukçu, Necati Cumalı, Ayla Kutlu, Nazlı
Eray, Kemal Ateş, Feyza Hepçilingirler,
Gülten Dayıoğlu…
HAZIRLAYAN VE SUNAN:
MUSTAFA
ÖZLEŞEN
KAYNAKLAR:
YAZILI VE SÖZLÜ ANLATIM
KİTABI
EDEBİYAT ANSİKLOPEDİSİ
Download