Uploaded by User6856

teknikler (1)

advertisement
1
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Bölüm I – Öğretim İlkeleri
Dr. Oğuz ÇETİN



Öğretim ilkeleri; öğretim stratejisinin-yönteminin ve tekniğinin
seçiminde ve kullanılmasında rehber niteliği taşır. Öğretim, bu
ilkelere göre gerçekleştirilir.
1-Öğrenciye /Çocuğa Görelik (Düzeye Uygunluk)
Öğrenciye görelik, öğrencinin tüm ilgi-ihtiyaç ve yeteneklerinin,
fizyolojik – psikolojik ihtiyaçlarının dikkate alınarak öğretimin
gerçekleştirilmesi demektir.
Not: Çağdaş yaklaşımlarda öğrenciye görelik hazır bulunuşluğun dikkate
alınarak öğretimin bireyselleştirilmesi olarak da ifade edilir.
Yakın zamandan uzak zamana
Yakın fiziksel çevreden uzak fiziksel çevreye
kent, ülke, dünya)
(mahalle,
Yakın sosyal çevreden uzak sosyal çevreye (Aile, sülale,
toplum)
8-Ekonomiklik (Tasarruf) İlkesi
Ekonomiklik ilkesi öğretimin en az emek, en az zaman ve en az
enerji sarf edilerek en yüksek verimin alınması ile ilgilidir. Bu
ilkede amaç “bir taşla iki kuş vurmak” tır.
Not: Öğretimde doğru bir planlama ekonomiklik ilkesinin etkinliğini
arttırır.
9-Açıklık (Ayanilik)
Çağdaş eğitim anlayışlarına göre öğrenci ne kadar çok duyu
organı ile öğrenme sürecine katılırsa öğrenme o derece etkili ve
kalıcı olmaktadır.
Açıklık, öğretmenin iletişim sürecinde, dersi işlerken ve
değerlendirme yaparken (sınavlarda)kullandığı dilin anlaşılır,
açık, net ve anlamlı olması demektir. Açıklığı arttırmak için
öğrenmeyi kolaylaştıran materyaller, görsel-işitsel araç ve
gereçler kullanılabilir.
Not: Etkin katılım yaparak – yaşayarak öğrenmeye temel teşkil eder.
Not: Kullanılan dilin açık ve anlaşılır olması yaşama yakınlık somut
2-Etkin Kalıtım (Aktivite-Aktiflik)
Okuyarak öğrenme
% 20
İşiterek öğrenme
% 30
Görerek öğrenme
% 40
Hem görerek hem de işiterek öğrenme
% 50
Hem görüp hem işitip hem de söyleyerek öğrenme % 80
Görüp-işitip-dokunup-söyleyerek öğrenme
% 90
Kaynak: Özcan Demirel , Öğrenme Sanatı – Pegema Yay. –
Ankara , 2006
3-Yaşama Yakınlık (Hayatilik)
eşyalar ve öğretim materyallerinin kullanılması da somuttan soyuta
ilkelerini gerektirir.
10-Bütünlük
Bu ilkeye göre çocuk bedensel ve duygu, düşünce, irade gibi
ruhsal kuvvetler bakımından bir bütün olarak ele alınmalı, her
yönüyle dengeli biçimde eğitilmelidir.
Not: Kerschen Steiner tarafından ortaya atılan bu ilkeye göre bilgilerin
birbirine bağlı ve birbirini tamamlar şekilde sunulması gerekir.(ilkenin
ikinci-yan anlamı)
Öğretmenin
temel
ilkelerinden
biri
de
yaşamda
uygulanabilirliğidir. Bilgi ve becerilerin gerçek yaşamda
kullanılmasını sağlayacak kazanımlar da öğrenciye aktarılır.
11-Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük)
Not: John Dewey “Eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın ta
Toplumsal boyutu ile otoriteye itaat, kendi kararlarını verebilme
yeterliliği boyutuyla da özgürlük anlamına gelir.
kendisidir” diyerek hayatilik ilkesine vurgu yapmıştır. Yaşama yakınlık;
somuttan soyuta, bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa gibi
ilkelerin ve açıklık ilkesinin temelini oluşturur.
4-Somuttan Soyuta
Somut olanı öğrenmek kolaydır. Özellikle ilköğretimin ilk
kademesinde öğretimde somut eşyalar, nesneler ve öğretim
materyalleri
kullanılmalıdır.
Gerçek
materyallerin
kullanılamadığı durumlarda görsel –işitsel araçlar ve bilgisayar
teknolojisi bu ilkenin uygulanmasını sağlamaktadır.
Somuttan soyuta ilkesi, araç gereçlerden yararlanılarak
yapılabildiği gibi soyut kavramların somutlaştırılması ile de
gerçekleştirilebilir.
5- Bilinenden Bilinmeyene
İki boyutu olan bir ilkedir:
12-Bilgi ve Becerinin Güvence Altına Alınması
Değişmeyen, evrensel bilginin sonraki kuşaklara aktarılması bilgi
ve becerinin güvence altına alınması ile sağlanır.
Not: Günümüzde bilgiye ulaşmak onu depolamaktan daha önemli hale
gelmiş, bu ilkenin de önemi azalmıştır.
13-Tümdengelim
Öğretilecek konunun bütünden parçaya, genelden özele
evrenden bireye doğru verilmesidir.
14-Transfer
Elde edilen bilginin başka bir problemi ya da sorunu çözerken
kullanılmasıdır.
Öğretme sürecinin planlanması ve uygulanması esnasında
öğrencinin önceki öğrenme yaşantılarında elde ettiği bilgi ve
deneyimler dikkate alınmalı, yeni bilgi ve deneyimler
mevcutların üzerine inşa edilerek öğretim gerçekleştirilmelidir.
Not: Daha önce öğrenilen bilginin yeni bir durumda kullanılması transfer
Not: Ausubel ‘Anlamlı Öğrenme’ de yeni bilgilerin, eski sistemlerin içine
İçerik hazırlarken verilecek bilgilerin, örneklerin basitten
karmaşığa, kolaydan zora doğru sunulmasıdır.
6- Aktüalite (Güncellik) İlkesi
Araç gereç kullanımı; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse
AÇIKLIK, konunun görerek öğrenilmesi ve somutlaştırılması içinse
SOMUTTAN SOYUTA
yerleştirildiğinde öğrenmenin kalıcı olduğunu savunmaktır.
Öğretilecek konuların güncel olaylar ve sorunlarla
ilişkilendirilerek aktarılması bu ilkeye uygun davranıldığını
gösterir.
7-Yakından Uzağa
Öğretimin, öğrenciye en yakın fiziksel çevre (yaşanılan yer)
sosyal çevre (yaşayış) ve zaman (yaşadığı zaman) dan
başlanılarak
düzenlenmesi
öğrenmeyi
daha
kolay
gerçekleştirecektir.
ilkesi ile ilgilidir. Bu yönüyle ‘bilinenden bilinmeyene’ ilkesi ile
çakışmaktadır.
15-Basitten Karmaşığa (Kolaydan Zora)
Yaşamdan örnekler; Konunun anlaşılır, açık hale gelmesi içinse
AÇIKLIK, yaşamda kullanılır ve yararlanılabilir olduğu içinse
YAŞAMA YAKINLIK
Mevcut bilgi-beceri; Üzerine yeni bilgiler konulması yönüyle
BİLİNENDEN BİLİNMEYENE, Bilginin yakın çevreye dair
olduğu vurgulanmışsa YAKINDAN UZAĞA
2
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Bölüm II – Öğretim Kuram ve Modelleri
ÖĞRETME-ÖĞRENME SÜRECİ İLE İLGİLİ TEMEL
KAVRAMLAR
Öğretme - Öğrenme Kuramları (Modelleri): Öğrenme –
öğretme etkinliklerine yön veren temel felsefe ya da bakış
açısıdır.
Öğretim Stratejisi (Yaklaşımı) :Hedefe ulaşmak için seçilen
en genel yol ya da yollar bütünüdür.
Öğretim Yöntemi (Öğrenme Yolları) : Hedefe ulaşmak için
seçilen en kısa ya da en düzenli yoldur.
Öğretim Tekniği (Uygulama Biçimi) :Hedefe ulaşmak için
seçilen yöntemi uygulamaya koyma biçimidir.
Dr. Oğuz ÇETİN
Tüm öğrencilerin bilişsel ve duyuşsal giriş özellikleri istenilen düzeye
getirilirse kaliteli, nitelikli bir öğretim ile tam öğrenme gerçekleşebilir.

Öğretim hizmetlerinin niteliği
(Kaliteli öğretim için ipucu, pekiştireç, katılım, dönüt-düzeltme
değişkenleri)
Nitelikli öğretim için ise yerinde ve zamanında ipucu, pekiştireç, dönüt ve
düzeltme kullanılmalı, öğrencinin katılımı sağlanmalıdır.

Öğrenme ürünleri
(Bilişsel başarı, öğrenme hızı, değişen duyuşsal özellikler ve
beceriler) Öğrenmelerin düzeyi, öğrencinin başarısıyla belirlenir.
Yani öğretimin sonunda öğrenme hızındaki artış, gelişen
duyuşsal özellikler ve beceriler, bilişsel başarı öğrenme
ürünlerini oluşturur ve öğrenme ürünü de tam öğrenmenin
gerçekleşip gerçekleşmediğinin göstergesidir.
OKULDA ÖĞRENME MODELİ (Carroll)
Carroll “ 1963 yılında “Okul Öğrenimine İlişkin Bir Model”
başlıklı makalesinde her öğrenciye gereksinim duyduğu ek
zaman olanağı verildiğinde tüm öğrencilerin belirlenen öğrenme
düzeyine ulaşabileceğini savunmuştur.
Tam öğrenme modelinde tüm öğrencilerin öğrenebileceği gerekli zaman
verilir. Bunun en önemli sınırlılığı hızlı öğrenen öğrencinin diğerlerini
beklemek durumunda kalmasıdır.
ETKİLİ ÖĞRETİM MODELİ (Slavin)
Carroll’a göre her öğrenci aynı düzeyde öğrenebilir fakat hızlı ve
yavaş öğrenen öğrenciler vardır. Öğrenmede belirleyici olan
değişken zamandır. Carroll’un “Okulda öğrenme modeli”
Bloom’un “Tam öğrenme modeli” ve Slavin’in “Etkili öğrenme
modeli”ne esin kaynağı olmuştur.
Kaliteli öğretim, yetenek, fırsat ve sebat önemli değişkenleridir.
TAM ÖĞRENME MODELİ (Bloom)
Bloom tarafından ortaya atılan “Tam öğrenme modeli”,
okuldaki başarıya %90’ a çıkaran bir öğretim sürecini
gerektirir.(Alt limit %70).
Tam öğrenme modeline göre işin başında olumlu öğrenme
koşulları sağlanmış ise (hazır bulunuşluk düzeylerine uygun
öğretim hizmeti, ihtiyaç duyulan zaman) herhangi bir kişinin
öğrenebileceği her şeyi herkes öğrenebilir
Konuların küçük birimlere ayrılarak aşamalı öğretimi söz
konusudur. Yani, bir birim öğrenme gerçekleşmeden bir
diğerine geçilmez. Eksikliklerle ilgili gruba ek öğretim yapılır.
Değişkenleri:

Öğrenci niteliği
Bilişsel giriş davranışları: Bilişsel alan düzeyi, hazır bulunuşluk
düzeyi, öğrenme stilleri
Duyuşsal giriş özellikleri: Derse karşı ilgi, okula karşı tutum,
öğretmene karşı tutum, kendi ile ilgili tutumları
Slavin’in etkili öğretim modeli öğrenme düzeyini etkileyen
değişkenlerin çözümlenmesi yoluyla öğrenme başarısının
artırılabileceği varsayımına dayanır.
Öğretim niteliği, öğretim düzeyine uygun hale getirme,
güdülenme ve zaman önemli değişkenleridir.
Not: Carroll ve Slavin’in modelleri birbirine benzemektedir. Her iki
modelin ortak varsayımı öğrenme düzeyinin öğretimini düzenlenmesiyle
artırılabilir olduğudur.
YAPILANDIRMACILIK
(YAPISALCILIK / KURMACILIK / İNŞACILIK/
OLUŞTUMACILIK / CONSTRUCTIVISM) (Piaget)
Öğrencilerin belli bir konuda bir anlayış yaratmak için kendi
deneyimlerini kullandıkları bir öğrenme yaklaşımıdır. Öğretmen
ise, öğrenenlerin bilgiyi anlamlı bir biçimde yapılandırmasına
rehberlik eden kişi olarak kabul edilir.
Öğretimden çok bilgiyi öğrenmeyle ilgili bir kuramdır. Bilginin
transferi ve yeniden yapılanması söz konusudur. Bilgi konu
alanlarına bağlı olarak değil, bireylerin yarattığı ve ifade ettiği
şekilde yapılandırılarak var olur. Bu yüzden bilgi, deneysel,
sübjektif ve bireyseldir.
Bilgi, evrensel ‘gerçekler takımı’ olarak değil işleyen hipotezler
olarak görülür ve bilginin mutlak anlamda doğru olamayacağı
düşünülür.
Yapılandırmacılık, öğrencilere bir takım bilgi ve becerilerin
kazandırılması gerektiği görüşünü inkâr etmez. Fakat eğitimde
bireylerin daha çok düşünmeyi, anlamayı, kendi
öğrenmelerinden sorumlu olmayı ve kendi davranışlarını
3
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
kontrol etmeyi öğrenmeleri gerektiğini vurgular. Dolayısıyla
yapılandırmacı kuramın temelinde başkalarının bilgilerini yine
kendilerinin yapılandırması gerektiği görüşü yatar.
Vico tarafından ortaya atılmıştır. Kant, Hegel, Dewey, Kelly,
Vygotsky, Bruner, Ausubel ve Piaget önemli katkılar
getirmişlerdir.
Piaget’nin zihinsel gelişim kuramı üzerine kurulmuştur.
Öğrenme-öğretme
süreci
bağlamında
değerlendirme (süreç değerlendirmesi) yapılır.
öğrenmeleri
Öğretmenin öğretmekle değil, öğrencilerin öğrenmelerini
sağlamakla görevli olduğu düşüncesi hâkimdir.
Yapılandırmacılıkta Bilgi Edinme Kaynakları:
i) Uzun süreli bellekten edinilen bilgi (Önceden zihinsel olarak
yapılandırdığı bilgi)
ii) Birincil bilgi kaynakları (kendi yaşantısıyla gözlemlediği, deneyimler
yaşayarak bu süreçte elde ettiği bilgi)
iii) İkincil bilgi kaynakları (öğretim sürecinde sunulan ve başkaları
tarafından hazırlanmış bilgiler… Kitap, öğretmen, internet vs.)
Not: Yapılandırmacılıkta genellikle birincil (daha önce
yapılandırılmamış /yorumlanmamış) kaynaklardan yararlanılır.
Doğrudan bilgi edinme fırsatı tanıyan gözlemler ve görüşmeler birincil veri
kaynaklarıdır. Ancak birileri bu görüşmeleri analiz edip yorumlamış ve
sunmuş ve öğrenci de o bilgi yapısına ulaşmış ise bu ikincil veri kaynağı
olmaktadır.
Yapılandırmacı Yaklaşım Türleri
Bilişsel Yapılandırmacılık: Bilginin nasıl oluşturulduğunu
anlamada Piaget’in zihinsel gelişim kuramını kullanır. Öğrenme
Piaget’in ortaya attığı özümleme, düzenleme ve bilişsel denge
ilkeleri ile açıklanmaktadır.
Radikal Yapılandırmacılık: Öğrenme yaklaşımı geliştirmeye
yönelik bir girişim olarak ifade edilebilir. Bilgi, doğru , gerçek
gibi kavramların radikal değişimler geçirmesi gerektiğini
savunmaktadır.
Sosyal (Toplumsal) Yapılandırmacılık: Öğrenmede
kültürün ve dilin önemli bir etkisi olduğunu savunmakta bilginin
sosyal etkileşimlerle oluşturulduğunu öne sürmektedir.
5E Modeli
5E modeli öğrencinin sahip olduğu bilgi ve becerileri aktif bir
şekilde kullanmasını sağlayan, öğrencinin araştırma merakını
arttıran ve öğrencinin beklentilerine cevap veren bir öğretim
modelidir. Kpss soruları içinde fazla yer almasa da şıklarda bolca
karşımıza çıktığı için bilmemiz gereken bir konudur.
5E modeli süreci adından da anlaşılacağı üzere 5 aşamadan
oluşmaktadır.
1) Giriş (Engage): Ön öğrenmelerin değerlendirilmesi, merak
uyandırılması, hazırbulunuşluğun ortaya çıkartılması gibi
etkinlikleri kapsamaktadır. Öğretmen
kavramları, ilkeleri
kesinlikle hazır olarak vermez. Sorduğu sorularla öğrencilere
hatırlatmaya çalışır.
5E modeli giriş bölümünde ön bilgilere erişim sağlanır, merak
uyandırılır, öğrencilere ”neden” sorusu sordurulur, öğrenciler
motive edilir ve öğrencilerin ilgisi çekilir.
2) Keşfetme (Explore): Öğrenci bir problem durumuyla
karşılaştırılır ve bu problemi çözmesi beklenir.
Öğrencinin en aktif olduğu basamaktır.
5E modeli keşfetme bölümünde, öğrencilerle laboratuvar
etkinlikleri yapılır ve birlikte çalışılır, öğrenciler kendi kararlarını
kendileri verir ve bir problem durumunda soru ve fikir üretir.
Dr. Oğuz ÇETİN
3) Açıklama (Explain): Öğrenci problemin nasıl çözüldüğünü,
problemi nasıl formüle ettiğini, problemin çözüm yollarının
neler olduğunu ve nasıl transfer ettiğini ortaya koyar. Öğrenci
bunu tek başına gerçekleştiremeyebilir. Bu yüzden öğretmen
ipuçları verir.
5E modeli açıklama bölümünde, öğrencilere ulaştıkları yargıları
hakkında sorular sorulur, sınıfta tartışma yürütülür, daha fazla
soru üretilir ve yeni tanımlar araştırılır.
4) Derinleştirme (Elaborate): Öğrenci yeni bir problem
durumuyla karşılaştırılır. Bu problem çözülürken kavramlara
ilişkin alt kavramlara dair yeni formüller elde eder.
5E modeli derinleştirme bölümünde, öğrencilerin kavramsal
anlama yetenekleri geliştirilir, öğrencilerin yeni deneyimlerle
daha derinlemesine ve geniş anlama yeteneği geliştirilir.
5) Değerlendirme (Evaluate): Kpss öğretim yöntem ve
teknikleri dersine ait 5E modelinin son süreci olan
değerlendirme sürecini öğrenci ve öğretmen birlikte
gerçekleştirir. Süreç yönelimli bir değerlendirme vardır.
Portfolyo, dereceli puanlama anahtarı, rubrik değerlendirme
yöntemleri içinde yer alır.
Sürecin sonunda ilk dört basamağı betimleyen bir rapor
öğrenciden istenir.
5E modeli değerlendirme bölümünde, öz değerlendirme,
öğretmen gözlemi, performans değerlendirme, portfolyo ve
rubrik yer almaktadır.
7E Modeli
7E modeli, 5E modelinin daha gelişmiş bir üst modeli olarak
karşımıza çıkar.
1) Teşvik Etme (Excite): Öğrenci ön bilgileri ve ne düşündükleri
ortaya çıkartılır. Öğrenciler yeni anlatılacak konuyla ilgili
düşünmeye sevk edilmektedir.
2) Keşfetme (Explore): Öğrenciler etkinlik dahilinde serbest
düşünerek tahminler yapar, hipotez kurarlar. Çözüm yönelik
alternatif deneyler yapan öğrenciler buldukları sonuç üzerinde
tartışırlar.
Öğrencilerin yeni karşılaştıkları olayı keşfetmek ve gözden
geçirmek için sorgulama yöntemi kullanılmaktadır.
3) Açıklama (Explain): Öğrenciler grup tartışmaları ve
öğretmenin rehberliğinde seçilen kavramların açıklama ve
tanımlamalarını yaparlar. Ayrıca öğretmenin yaptığı açıklamaları
dinleyen öğrenciler bu açıklamaları dinleyerek yorumlamaya
çalışırlar.
4) Genişletme (Expand): Öğrencilerin kavramları, tanımlamaları
ve açıklamaları araştırmaları ve bunları kullanılması istenir.
Öğrenciler önceki bilgilerinin yardımıyla yeni soru ve çözüm
yolları üretir. Tüm bunları yaparken öğrenci, öğretmenin
teşvikine ihtiyaç duyar ve gerekli bilgi ve delillere sahip
olduklarının farkına varılması sağlanır.
5) Kapsamına Alma (Extend): Öğretmen mevcut kavramların
diğer alanlardaki anlamlarını da hatırlatır, karşılaştırır ve bu yolla
yeni kavramlar oluşturur. Bu yönde öğrencilere yeni sorular
sorulur. Öğrenciler ise yeni kavramlarla önceki öğrendikleri
kavramlar arasındaki ilişkiyi görürler.
6) Değiştirme (Exchange): Grup tartışması yoluyla kavramlar
hakkında bilgi paylaşımı yapılır. Grup tartışmasıyla öğrencilerin
fikirleri değişebilir. Fikirleri değişen öğrenciler bu yolda yeni
plan ve deneyler yapmalıdır.
7) İnceleme – Sınama (Examine): 7E modelinin son aşaması
olan inceleme aşamasında öğretmen, öğrencilerin kazandıkları
yeni kavram ve becerileri inceler, bunları ölçerek davranış
değişikliklerinin sebeplerini açıklamaya çalışır. Öğretmenin açık
4
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
uçlu sorularına karşılık öğrenciler delillerini ve açıklamalarını
ortaya koyarak açık uçlu cevaplar vermeye çalışır.
İŞBİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME / ÖĞRETİM
İş birliğine dayalı öğrenme; öğrencilerin kişisel olarak kendi
öğrenmelerini ve birbirlerinin öğrenmelerini arttırmaya yönelik,
ortak bir hedef doğrultusunda birlikte çalışması için küçük
grupların eğitici amaçla kullanılmasıdır.
Oluşturulan gruplar iki-beş/altı kişilik olup heterojendir. Yani
grup üyeleri; yetenek, kişilik özellikleri, cinsiyet, akademik başarı,
sosyal beceriler gibi alanlarda birbirlerinden farklı özelliktedirler.
Bu anlayışla öğrencilerin gruplar halinde (küme düzeninde)
oturtulması uygundur.
1935 yılında Kurt Lewin ve 1949 yılında Deutsch işbirliğine
dayalı öğrenmenin temelini oluşturan fikirler ortaya
koymuşlardır. Daha sonraları Dewey, Slavin, Kagan, Vygotsky,
Piaget, Skinner, Bandura ve Sharan gibi araştırmacılar bu
modele önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Dayandığı temel varsayımlar;
-İşbirliğine dayalı beceriler öğrenilebilir.
-Sınıfın fiziksel düzeni işbirliğine dayalı çalışmayı etkiler.
-Grup üyelerinin birbirlerine katkısı ve grup dinamiği grup
çalışmalarında önemlidir.
İşbirliğine dayalı öğrenme modelinde; grubun her bir üyesinin
grup başarısı için birbirlerine bağımlı oldukları, grup üyelerinin
her birinin grubun tümünün başarısına etki ettiği öğrenciler
tarafından öncelikle kavranmalıdır. Buna ‘olumlu bağlılık’
denir.
Öğrencilerin birbiriyle yardımlaşması, öğrendiklerini paylaşarak
birbirlerinin
başarısını
arttırması,
desteklemesi,
cesaretlendirmesi, güdülemesi, yapılanları tartışarak birbirlerine
açıklaması, araç gereçleri değiş-tokuş etmesi, birbirlerini
yönlendirmesi ve olumlu yönde teşvik etmesi gereklidir.
İşbirliğine dayalı öğrenme, çok yönlü ve empatik düşünmeyi
kazandırır.
Dr. Oğuz ÇETİN
5) Takım Etkinliği: Materyal verilir ve herkes bireysel çalışır. Test
yapılır ve bireysel yanıtlanır. Sonra grup üyeleri cevapları
tartışılır. Öğretmen yanıtları verir ve grup tekrar tartışır.
6) Karşılıklı Sorgulama: Öğretmen konuyu sunduktan sonra
öğrenciler ikili ya da üçlü gruplara ayrılır. Öğretmenler
öğrencilere soruların nasıl sorulması gerektiği konusunda bilgi
verir. Birbirlerine konuyla ilgili soru sorarlar ve yanıtlarını
verirler.
Sorular genellikle öğrenciyi düşünmeye yöneltecek biçimde
düzenlenir.
7) İkili Denetim: Dörder kişilik gruplarda önce ikişerli birbirlerini
denetleyerek çalışma yapraklarındaki soruları yanıtlarlar. Sonra
ikişerli alt gruplarla ikili gruplar yanıtları karşılaştırır.
8) Akran Öğretimi: KPSS eğitim bilimleri öğretim yöntem ve
teknikleri içinde yer alan bir başka işbirlikli öğrenme tekniği de
akran öğretimidir. Yetişkinlerle iletişim kurmakta ve çalışmakta
güçlük çeken öğrencilere verilir. Her ikisi de öğrencidir. Daha
iyi bilen öğrenci az bilen öğrenciyi çalıştırır.
9) Dedikodu: İkişerli gruplar oluşturulur, tartışılır. İkişerli gruplar
bütün sınıftaki kişilerle eşleşene kadar devam ettirilir.
Kartopundan farkı burada gruplar sürekli
Kartopunda giderek büyüyerek tüm sınıfı kapsar.
iki
kişidir.
ÇOKLU ZEKÂ KURAMI (Gardner)
Zekânın oluşumunda biyolojik ve çevresel etkenler vardır.
Bunlar; kaynaklara ulaşım şansı, kültürel etkenler, coğrafi
etkenler, ailesel etkenlerdir. Bu etkenlere bağlı olarak zekânın
değişik boyutları artabilir veya eksilebilir.
Çoklu zekâya göre sekiz farklı zekâ boyutu vardır ve bireyler bu
zekâ boyutları ile dünyaya gelir. Her bireyde bu farklı yetenekler
az çok vardır. Bu yetenekler uygun çevresel koşullar, ortamlar
ve uyarıcılar ile gelişir. Öğretmen ve ailenin görevi bu uyarıcıları
sunmak için uygun ortam ve etkinlikleri hazırlamaktır.
İşbirlikli Öğrenme Türleri
1) Öğrenci Takımları – Başarı Grupları Tekniği: 4-5 kişilik heterojen
gruplar oluşturulur. Herkes birbirine yardımcı olur ve birbirinin
öğrenmesinden sorumludur. Süreç sonunda küçük sınavdan
alınan puanlar grup puanı olarak belirlenir ve grup ödüllendirilir.
Grup ödülü ya da bireysel ifadecilik anahtar kelimelerdir.
2) Takım Turnuva Tekniği: Heterojen gruplar oluşturulur. Her
takım turnuva için üyelerini hazırlar. Öğretmen grup
öğrencilerine konuyu sunar ve malzemeyi verir. Her hafta
turnuva sınavı yapılır. Süreç sonunda en yüksek puanı alan grup
turnuvayı kazanır.
Turnuva masalarındaki öğrenciler yarışmadan yarışmaya değişir.
Bedensel-Kinestetik Zekâ
3) Takım Destekli Bireyselleştirme: Testlerle öğrencilerin bireysel
yetenekleri ölçülür ve geliştirilmeye çalışılır. Takım üyeleri farklı
ünitelere çalışır. Her öğrenci diğer öğrencinin cevabını yanıt
anahtarı olarak kullanır. Final testi hiçbir şekilde
yardımlaşmadan yapılır.
Bedensel hareketlerde iyi olan bireylerin sahip olduğu zekâ
alanıdır. Bu tür zekâya sahip olan kişiler; bedenlerinin
farkındadırlar.
4) Ayrılıp Birleşme Tekniği: Heterojen gruplar oluşturulur. İşlenen
konular bölümlere ayrılır. Gruplardaki herkes bir bölümün
uzmanı olarak görevlendirilir. Her gruptan bir üye alınır ve yeni
bir grup oluşturulur. Aynı bölüm uzmanlarından oluşan bu yeni
grup kendi bölümlerine çalışırlar. Bunlar öğrendiklerini döner ve
kendi gruplarına anlatırlar. Bütün gruplar tüm konulardan sınav
olur. Sonuçlar bireysel olarak puanlanıp grup olarak
notlandırılır.
Sportif hareketlerde başarı gösterirler. Duygularını vücut
dilleriyle anlatabilirler. Tiyatro, drama, spor gibi etkinliklerden
hoşlanırlar.
Sözel-Dilsel Zekâ
Sözel zekâ, kısaca dili anlama ve kullanma yeteneğidir. Yazılı ve
sözlü anlatım, sözel zekâya bağlı yeteneklerdir. Konuşarak
kişileri ikna etme kabiliyetleri vardır.
Avukatlık, öğretmenlik gibi meslekler bu alanda yer alır.
5
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
Mantıksal – Matematiksel Zekâ
Aktif öğrenmede öğrenciler:
Genellikle analitik ya da bilimsel düşünme diye adlandırılan
yetenekleri içerir. Sorunlara analitik yaklaşırlar.
-Dinlemekten çok derse katılırlar
Bu tür zekâya sahip olan kişiler; matematiksel işlemlerde, sebep
sonuç ilişkilerini kolayca anlama, bilgiler arasındaki bağı anlama
ve hipotezler kurmada başarılıdırlar. Bilim adamları,
matematikçiler, muhasebeciler bu zekâ alanındadır.
Görsel - Uzaysal Zekâ
Üç boyutlu düşünme bu zekâ türünü en önemli özelliğidir.
Genellikle grafik sanatlarındaki insanlarda görülür. Bu tür
zekâya sahip olan kişiler; üç boyutlu düşünebilirler.
Bulmaca çözmekten hoşlanırlar. Resim ve sanat etkinliklerinden
zevk alırlar, harita ve tabloları kolayca okuyabilirler. Nesneleri
hayal etmede başarılıdırlar. Görsel ayrıntılara dikkat ederler.
Mimarlar, dekoratörler, denizciler, tasarımcılar, avcılar bu alanda
yer alırlar.
Müziksel - Ritmik Zekâ
Seslere karşı duyarlılığı yüksek olan bireylerin bulunduğu zekâ
alanıdır.
Bu tür zekâya sahip olan kişiler; ses tonlarını tanır, ses
farklılıklarını ayırt etme ve şarkıların melodilerini hatırlamada
başarılıdırlar.
-Becerilerinin geliştirilmesi önemlidir
-Daha üst beceri düzeyine çıkarlar
-Okuma, yazma, tartışma gibi etkinliklerle desteklenir
-Tutum ve değerleri dikkate alınır.
Aktif öğrenmenin kullanıldığı sınıfta güven, enerji, özdenetim, gruba ait
olma farkındalık göze çarpar. Programda sarmal program,
değerlendirmede tümel değerlendirme kullanılır.
ANLAMLI ÖĞRENME (Ausubel)
-Anlamlı öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrencinin daha önceki
öğrendikleriyle öğrenecekleri arasında bağ kurulması
sağlanmalıdır.
-Bu modelde kavram haritaları kullanılır.
-Bu öğrenmede kavram öğrenme ve kavram etrafında
öğrenmelerin gerçekleşmesi önemlidir.
-Tümdengelim kullanılır.
-İlk önce temel kavram daha sonra ayrıntılar öğretilir.
-Öğretmen merkezlidir.
Ritim tutma, şarkı söyleme, mırıldanma, beste yapma gibi
etkinliklerden hoşlanırlar. Müzisyenler bu alanda yer alır.
Sosyal – Kişiler Arası Zekâ
Sosyal becerileri gelişkin kişiler bu zekâ alanındadır. Bu kişiler
için sosyal ortamlarda bulunmak zevktir. İletişimde
başarılıdırlar.
Bu tür zekâya sahip kişiler empati kurmada, ikna etme
kabiliyetinde, paylaşma ve yardım etmede başarılıdırlar.
PROGRAMLI ÖĞRENME – ÖĞRETİM
Bu öğrenme modeli davranışçı kuramın edimsel
koşullanmacılarından Skinner’in programlı öğrenme ilkelerine
dayandırılmaktadır.
Bu ilkeler;
Küçük adımlar
Danışman, lider, aktör, politikacı ve din adamları bu zekâ
alanındadır.
Etkin katılım
Öze Dönük – İçsel Zekâ
Anında düzeltme
Kendi başlarına
farkındadırlar.
karar
verirler.
Kendi
yeteneklerinin
Özsaygıları yüksektir. Eleştirilmekten çekinmezler.
Yalnız yaşamaktan hoşlanırlar. Bireysel projeler geliştirmekte
başarılıdırlar.
Filozoflar ve yazarlar bu gruptadırlar.
Doğa Zekâsı
Doğal ortamları seven açık havada bulunmaktan zevk alan
bireylerin başarılı olduğu zekâ alanıdır.
Bu tür zekâya sahip kişiler; doğa olaylarına meraklıdırlar.
Bitki ve hayvanlarla ilgilidirler. Bahçıvanlar bu zekâ alanına sahip
kişilerdir.
AKTİF ÖĞRENME
Aktif öğrenme, öğrenenin öğrenme sürecinin;
-Sorumluluğunu taşıdığı,
-Çeşitli yönleri ile ilgili karar alma öz düzenleme yapılma
fırsatlarının verildiği
-Karmaşık öğretimsel işlerle öğrenenin öğrenme sırasında
zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme
sürecidir.
Aktif olma süreç ve sonuçla ilgilidir.
Başarı
Bireysel hızdır.
Programlı öğrenme, konuların ünitelere ayrılmasını ve önkoşul
öğrenmeler dikkate alınarak belli bir sıra içinde işlenmesini
(küçük
adımlar),
pekiştireç
kullanılmasını
(başarı
neticesinde),öğretimin
bireyselleştirilmesini
(bireysel
hızı),hatanın en aza indirgenmesini(anında düzeltme) ve
öğrencinin sürece bizzat dâhil edilmesi gerektiğini (etkin katılım)
savunur.
Her öğrenciye ihtiyaç duyduğu ek öğrenme zamanı verilerek
(bireye ek öğretim yapılmak suretiyle) yüksek nitelikli öğretim
hizmetinin sağlanmasına olanak tanıyan bir öğrenme modelidir.
Programlı öğretimin en önemli noktası bireysel farklılıkları dikkate
almasıdır.
BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM/ÖĞRETİM
Bilgisayar destekli öğretimde bilgisayar bir öğretici, bir alıştırma
yaptırıcı, bir uygulatıcı veya bir olayın benzerini canlandırıcı
olarak kullanılır. Kendi kendine öğrenme ilkelerinin, teknoloji
özellikle de bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinden oluşmuş bir
öğretim yoludur.
Bilgisayar destekli öğretimde öğretim boyunca öğrenciler
bilgisayarda programlanan dersle etkileşim halindeyken
öğretmen bir rehber, bilgisayar ise öğrenme ortamı rolünü
üstlenir. Bunun için de yazılımlar kullanılır.
6
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
Bilgisayar Destekli Öğretimin Yararları
1. Öğrenme Hızı
Öğrenci kendi öğrenme hızına uygun olarak konuyu öğrenme,
ihtiyaç duyduğunda tekrar etme şansına sahiptir.
2. Katılımcı Öğrenme (Etkin Katılım)
Belirli aralıklarla öğrencilere verilen geri bildirimler (dönütler)ile
öğrencinin sürekli aktif olması ve derse katılması sağlanır.
3. Öğretim Etkinliklerinin Çeşitliliği
Görsel ve işitsel öğelerin etkin bir şekilde kullanıldığı alan
bilgisayar destekli öğretimdir. Bilgisayar ortamında gerçek
hayatta gerçekleşmesi imkânsız olan deneyleri ve aktiviteleri de
gerçekleştirmek mümkündür.
4. Öğrenci Performansının İzlenebilmesi
Öğrencinin konu üzerinde harcadığı zaman ve gösterdiği
performans kayıt edilir ve istenildiğinde öğretmene sunulur.
Buna göre öğrenci ihtiyaçları belirlenir.
-Bir problem etrafında öğretimi gerektirdiği için bütüncül bir
yapısı vardır ve özellikle bilişsel düzeyleri vurgular.
-Aktif öğrenme süreçlerindeki yaşantıları kolaylaştıran bir yapısı
bulunmaktadır.
-Karar verme ve eleştirel düşünme gibi üst düzey düşünme
becerilerini ve motivasyonu geliştirir. Yaşam boyu öğrenme
yeteneği sağlar.
Probleme dayalı öğrenmede bir takım aşamalar izlenir.
Bu aşamalar sırasıyla:
1.Problemi hissetme, tanıma ve tanımlama
2.Gerekli bilgileri toplama
3.Problemin köküne inme
4.Çözüm yollarını ortaya koyma
5.En iyi çözüm yolunu seçme
5. Zamandan ve Ortamdan Bağımsızlık
6.Problemi çözme
Bilgisayar destekli öğretim ortamında öğrenci istediği konuyu
istediği zaman öğrenebilir, tekrar edebilir.
Problemin çözüm yolunun tek olmaması, aktif öğrenmeyi temel
alması, işbirliğine açık olması önemli noktalarıdır.
Skinner‘in programlı öğrenme modeline uygun olarak kullanılabilecek olan
bilgisayar destekli öğretim, programlı öğrenmede dile getirilen bireysel
farklılıkların dikkate alınmasını, çeşitli zihinsel becerilerin geliştirilmesini
ve sınırsız tekrar olanağını sağlar.
Aynı zamanda problem durumunun sık sık değişmesi
öğrencilerin yeni gelişmeleri tekrar gözden geçirmelerine
öğrenmeyi dolayısıyla bilgiyi güncelleştirmelerine olanak tanır.
Kalıcılığın artırılmasını, görsel işitsel uyarıcılar açısından zengin yaşantılar
sağlanmasını, öğrenme eksiklerinin tespit edilmesini ve giderilmesini
sağlaması da önemli yararları arasında sıralanabilir.
Öğretmenlerin, kendi konu alanı ile bilgileri çok iyi bilmeleri,
öğrencilerin öğrenmelerini kolaylaştırıcı olmaları, grup
çalışmalarını organize etmeleri gerekmektedir, Diğer bir
söyleyişle öğretmenin görev ve sorumlulukları daha fazladır.
PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (J.Dewey)
Probleme dayalı öğrenme, yapısalcılığa dayanmaktadır ve
yapısalcılık gibi Dewey ve Piaget’in çalışmaları doğrultusunda
ortaya çıkmıştır.
Probleme dayalı öğrenmede, ortaya atılan problemin ilgi ve
merak uyandırıcı olması bir önkoşuldur. Piaget’e göre öğrenme
bireylerin şaşkınlık ortamından düşünme ile çıkmalarının
sonucunda gerçekleşen bir durumdur. Farklı ve daha önce
karşılaşılmayan bir problem, öğrenci ilgisini çekmekte,
güdülenmeyi (motivasyonu) artırmaktadır.
Bütün bu aşamalarda öğretmen öğrencilerin öğrenmesini
yönlendiren bilişsel rehber ve danışman konumundadır.
PROJE TABANLI ÖĞRENME
Proje Tabanlı Öğrenme Modeli, eğitim programlarının
birbirinden bağımsız küçük bilgiler yığını olarak öğretilmesine
karşı geliştirilmiş ve çağdaş ülkelerde uygulanmakta olan bir
öğretim ve öğrenim modelidir.
Bu model bir ya da daha fazla alanın temel kavramları ve
prensipleri üzerine odaklıdır ve bir ders senaryosu içinde
mümkünse birden fazla dersin öğrenme hedeflerini kapsar.
Bu modelin ana öğeleri esnek bir yapısı olan bir örnek olay ya
da diğer konularla bağlantılı bir problem/senaryo, öğrenci
merkezli öğrenme ve küçük gruplarda birlikte öğrenmedir.
Öğrenci gerçek problemlerin çözümüne yönelik ders
senaryolarının içerisinde ağırlıklı olarak, düşünme, problem
çözme, yaratıcılık, bilgiye erişim, yeniden harmanlama,
sorgulama, uzlaşma gibi aktiviteler yapar ve hem de ekip (grup)
çalışması için zaman ayırır.
İlk bakışta şaşkınlık tüm öğelerin birbirine karıştırılması gibi
görülse de esasen sonuca doğru gelindiğinden derleyici ve
toparlayıcı bir fonksiyona sahiptir.
Bu modelde öğretmen, yardımcı ve yönlendirici, öğrenci ise
özerk ve kurgulayıcıdır. Her senaryonun sonunda öğrenci
tarafından geliştirilmiş ve gerçekçi bir ürün ortaya çıkar.
Problem çözmeyi temel alan bir öğretim tasarımında, değişmeye
açık beceriler, bir takım davranış ve değerler, deneysel bilgiler ve
deneysel beceriler, gerçek dünya tecrübesi, disiplinlerarası bilgi
önemli değişkenlerdir.
Ayrıca Proje Tabanlı Öğrenme Modeli öğrencinin aktif
katılımını güdüler ve üst düzey bilişsel aktiviteler içerir.Çok
çeşitli araç ve kaynak kullanımını destekler.
Probleme Dayalı Öğrenmenin Temel Özellikleri
-Öğretime bir problem ile başlanır.
-Problem ile öğrencinin dünyası arasında bağlantı kurulur.
-Problem disiplinler üzerinde değil yalnızca konu üzerinde
organize edilir.(sınırlandırılır)
-Öğrencilere probleme şekil vermeleri ve çözümü baştan sona
yönetmeleri için tam yetki verilir.
-Öğrencilere performansları ve çözümleri hakkında sürekli bilgi
ve açıklamalarda bulunulur.
Proje tabanlı öğrenme, projeyi bir hedef değil alt yapı olarak ele
almakta ve öğrenmenin ürün değil süreç boyutu üzerinde
durmaktadır.
Proje tabanlı öğrenme modelinin uygulanmasına ilişkin öğrenci,
proje ve öğretmen faktörleriyle ilgili aşağıdaki noktalara dikkat
edilmelidir.
1-Öğrenciler
Genellikle kendi ilgi alanlarına göre bir konu/proje seçerler
(öğrencilerin projelerinin kendi seçtikleri ilgi alanlarına uygun
konulardan oluşması güdülenmeyi arttırır), kendi kaynak
7
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
materyallerini kendileri bulurlar, ortaya bir sonuç ürün koyarlar
(genellikle bir rapor aracılığıyla).
Bunları yaparken kendi başlarına ya da çoğu zaman gruplar
halinde çalışırlar.
2-Projeler
Belirli bir süre devam eder (zaman gerektirir) ve girdiler (daha
önceki öğrenmeleri)gerektirir.
3-Öğretmenler
Yönetici ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenerek rehber olurlar.
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM
(KELLER PLANI)
Sınıftaki öğrenci sayısı arttıkça, her öğrenciye düşen öğrenme
zamanı ve hizmeti azalmaktadır. Aynı zamanda bir sınıftaki
öğrenciler arasında bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Bu
durumda öğrencilerin tamamı aynı etkinliklerle öğrenemezler.
Dr. Oğuz ÇETİN
Zihinsel beceriler önemlidir.
Öğrenme türü olarak basitten karmaşığa giden bir yol izlenir.
Basitten karmaşığa doğru öğrenme türleri 
(Gagne hem davranışçı hem de bilişsel kuramcıların getirdiği bir çok ilkeyi
modelinde kullanmıştır.)
TEMEL ÖĞRETME MODELİ (Glaser)
Glasser, okulda etkili öğretimi gerçekleştirmede dört öğeden
oluşan bir model geliştirmiştir.
1.Hedefler saptanır.
2.Gerekli giriş davranışları belirlenir.
3.Öğretme öğrenme ortamı seçilir ve düzenlenir.
4.Değerlendirme yapılır.
Bu modele göre öğretme işi öğretmen tarafından yapılır.
Öğrenme düzeyi farklı öğrencilerin öğrenmesi ancak öğretimin
bireyselleşmesi ile mümkün olabilmektedir.
YAŞAM BOYU ÖĞRENME MODELİ
Öğretmen sınıfın tümüne değil 3-4 öğrenciden oluşan küçük
gruplara (homojen gruplar) açıklama yapar. Sınıfta farklı
nedenlerden dolayı öğrenme güçlüğü yaşayan ve sınıf içerisinde
özel olarak ilgilenilemeyen öğrenciler için kullanılan bir
tekniktir. Her öğrenci kendine özgü düzeylerde öğrenir.
-Yaşam boyu öğrenme; öğrenmeyi öğrenmenin bir
ürünüdür.Yaşam boyu öğrenmede birey neyi öğrenmesi
gerektiğine kendisi karar verir, öğrenme sürecini kendisi
yönlendirir, yaygın ve örgün öğrenme olanaklarından kendi
tercihi ile yararlanır.
Bireysel gereksinimlere dönük grup çalışmalarında değişik
etkinliklere yer verilerek öğrencilerin değişik çalışmalar
yapmaları sağlanabilir.
-Yaşam boyu öğrenmenin 7 tane ilkesi vardır:
Bunun için yapılacak çalışmalar
-Yaşam boyu öğrenme öğretme-öğrenme sürecine yeni bir
boyut kazandırmış, eğitim-öğretimi kurumsal yapının dışına
çıkartmıştır.
Dönüşümlü günlük çalışmalar
(sınıf gruplar halinde çalışır, grubun başında iyi bilen lider
öğrenci bulunur, değişik etkinlikler üzerinde çalışma yapılır.)
Beceri geliştirme çalışmaları
(öğrenciler arasında beş grup oluşturulur bir grup öğrencileri
yönlendirmek amaçlıdır, diğer dört grup etkinliklerde bulunur,
bir öğrenci farklı kümelerde bulunarak kendini geliştirebilir.)
Planlı grup çalışmaları
(Öğrencilerin bir yarıyılda kazanması gereken beceriler planlı bir
şekilde gruplar üzerinde gerçekleştirilir.)
Düzey geliştirme çalışmaları
(Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeylerine uygun yönetim
etkinlikleri gerçekleştirilir.)
Süreklilik, Değişim, Kendi kendine öğrenme, Araştırmacılık,
Özdeğerlendirme, Sınıf dışında öğrenme, Eğitimi yönetme
BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME MODELİ
(Caine&Caine)
Beyin temelli öğrenme; öğretime gelişimsel sosyo-kültürel
açıdan bakan insan beyni ve fonksiyonları üzerine
temellendirilmiştir.
Beyin Temelli Öğrenmenin İlkeleri
-Her beyin tektir. Öğrenme ortamları bireysel farklılıklara yanıt
verecek nitelikte düzenlenmelidir.
-Beyin birçok işlevi aynı anda yapar.
-Öğrenci için bilgi anlamlı olmalıdır.
-Öğrenme fizyoloji ile ilgilidir.
ÖĞRETİM DURUMLARI MODELİ (GAGNE)
-Öğrenme teşvikle artar korku ile azalır.
Öğrenme sürecinde kazanılan beş temel davranıştan söz edilir.
-Beyin bilgileri anlamlaştırır ve ilişkilendirilerek örüntüler
oluşturulur.
1.Zihinsel beceriler
-Beyin parça ve bütünleri eş zamanlı işler.
-Beyin dikkat ettiği bilgiyi ve bilginin dışındaki çevreyi algılar.
2.Sözel beceriler
MODEL ALARAK (SOSYAL) ÖĞRENME (Bandura)
3.Psiko-motor beceriler
Bandura’ya göre öğrenmede temel kavramlar taklit, gözlem ve
model almadır.
4.Tutumlar
Bu konuyu deneysel olarak açıklamaya çalışan ilk psikolog ise
Thorndike’tır. Thorndike dışında Miller, Dollard ve Watson da
çeşitli araştırmalar yapmışlardır.
5.Bilişsel stratejiler
Ancak Bandura “Düşünme ve Etkinliğin Sosyal Temelleri” adlı
yapıtıyla gözlem yollu öğrenmeyi sistematik bir bütünlüğe
ulaştıran ilk psikolog olarak bilinmektedir.
8
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Bu modele göre gözlem ve taklit yoluyla yeni beceriler
öğrenilebilir. Deneyim kazanarak yeni inanç ve değerler
oluşturulabilir.
ÖĞRENME STİLİ MODELİ (Dunn)
Dr. Oğuz ÇETİN
Kolb’un öğrenme stili modelinde temelde 4 öğrenme stili vardır.
Bu öğrenme stilleri ve özellikleri şunlardır:
1.Somut yaşantı (Hissetmeye dayalı )
-Problemlerle bireysel olarak
düşünmekten daha önemlidir.
ilgilenmek
ve
Bireyin iç dinamiklerine ve yeteneğine etki eden dış faktörler
önemlidir.
2.Soyut kavramsallaştırma (Düşünmeye dayalı)
Öğrenme biçimleri çevresel – duygusal – fiziksel – sosyal ve
psikolojik olmak üzere 5 temel iç ve dış etmenden etkilenerek
oluşur.
3.Yansıtıcı gözlem (İzlemeye dayalı)
KAYNAŞTIRMA YETENEĞİ MODELİ (Gregorc)
Bireydeki güçler ve iç öğrenmeler üzerine tesis edilmiş bir
modeldir. Zekâ ve algılama yeteneğine önem verir. Algılama
somut ve soyut olarak iki türlüdür.
hissetmek,
-Duygular yerine mantık, kavram ve düşünceler önemlidir
-Düşünce ve olayları ayrıntılı bir şekilde gözlemleyerek, farklı
bakış açılarından değerlendirme süreci önemlidir.
4.Aktif yaşantı (Yapma ve yaşamaya dayalı)
- İzlemek yerine pratik uygulama yapar.
KUANTUM ÖĞRENME
Öğrencilere öğrenmeyi öğretme stratejisinden oluşmaktadır.
BASAMAKLI ÖĞRETİM MODELİ (Nunley)
Bu yaklaşım bireysel farklılıklara göre öğretimin planlanması
gerektiğini savunur.
Öğrencilerin farklı ilgi ve yetenek alanlarına, farklı öğrenme
yollarına sahip olduğu düşüncesi ile uygun etkinliklerin
basamaklar halinde belirlenerek görevlerin belirlenmesine ve bu
görevleri yerine getirirken öğrenme esasına dayanan bir öğretim
yaklaşımıdır.Bu basamaklar C, B, A olarak belirlenmiştir. A
seviyesi üst düzey öğrenmeyi ifade eder. (Bazı üniversitelerde bu
sisteme göre değerlendirme yapılır.)
C Basamağı Öğrenme: (Bilgi, Kavrama)
Öğrencilerin temel bilgileri öğrenmeleri, ilgi ve yeteneklerine
uygun görevlerin belirlenmesi
B Basamağı Öğrenme: (Uygulama, Analiz)
Kazanılan temel bilgilerin uygulanması, seçilmesi, farklı örnekler
üzerinde kullanılması / Öğrencilerin belirlediği görevleri yerine
getirmesi
A Basamağı Öğrenme: (Sentez, Değerlendirme)
Yaratıcı düşünme, etkin düşünme, eleştirisel düşünme gibi üst
düzey yolların kullanılması / Öğrencilerin başardıkları
görevlerin sonuçlarını tartışması
Stratejinin bir kısmı şöyledir:
1- Öğrenmeyi tekrar etme,
2- Aktif Öğrenme,
3- Not Alma Teknikleri,
4- Uygun Yazma Teknikleri,
5- Hafıza Geliştirme Stratejileri,
6- Mantıklı / Yaratıcı düşünme
- Bu modelde “hata” kaçınılmazdır. Dolayısıyla hatalar öğrenciyi
başarıya götürecektir. Yapılan hatalar (kaçınılmaz olarak), bize
başarı için neler yapmamız gerektiği hususunda bilgiler verir.
(Ders alabilmek adına hata yapılmalıdır).
- Tam anlamıyla öğrenmenin gerçekleşebilmesi için her türlü
yaklaşım ve değişmelere açık olmak gerekir. Öğrenen kişiyi
sınırlandıracak birtakım harici koşullar ortadan kaldırılmalıdır.
Öğrenme, dengeli gerçekleşmek zorundadır. Bu dengeli
öğrenmenin içerisinde ise bireylerin farklı zeka alanlarına sahip
olmaları, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin beraberce geliştirilmesi
yatmaktadır. Bu açıdan bakıldığı zaman bu öğrenme modeli
modern çağın özelliklerine, gelişim hızına daha uygun olabilecek
bir model olarak gözükmektedir. Fakat her coğrafyada
uygulanabilmesi için birtakım zorluklar da kaçınılmazdır.
DÜŞÜNME BİÇİMLERİ
Eğitim süreci düşünen, yargılayan, yaratıcı, sorgulayıcı bireyler
yetiştirmeyi hedeflemektedir
-Öğretme-öğrenme sürecinde bireyler hem düşünme
becerilerini geliştirir hem de yeni düşünme becerisi kazanırlar
-Düşünme becerileri üç başlık altında incelenmektedir.
1.Yaratıcı Düşünme
YAŞANTISAL ÖĞRENME MODELİ (Kolb)
Yaratıcı düşünme bireyin yeni, farklı, orijinal, özgün (sentez
düzeyi), ayrıştırıcı düşünme, alternatifli düşünme ve ürünler
ortaya koymasıdır. Hazırlık, kuluçka, aydınlanma ve
değerlendirme olmak üzere 4 aşamadan oluşur.
Kolb; Kurt Lewin, Jean Piaget ve John Dewey’den etkilenerek
yaşantısal öğrenme modelini önermiştir.
Yaratıcı Düşünmenin Özellikleri
-Kolb’a göre bireyler kendi yaşantılarından, deneyimlerinden
öğrenirler ve öğrenmelerinin sonuçları güvenli bir şekilde
değerlendirilebilir.
Orijinal Düşünme: Ortaya atılan yolun yeni ve mevcutlardan farklı
olması
-Öğrenme, bir süreçtir. Kolb, öğrenme ile bilgiyi birbirinden
ayırmış ve farklı tanımlamıştır. Kolb öğrenmeyi bir süreç olarak
kabul edip bilgiyi ise, yaşantının dönüştürülmesi şeklinde
tanımlamıştır.
Esnek Düşünme: Farklı yollar düşünebilme ve bunları deneme
Akılcı Düşünme: Zihinsel süreçlerin çok yönlü ve üst düzey
olması
Ayrıştırıcı Düşünme: Benzerlikleri ve farklılıkları ayrıştırabilme
9
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Yaratıcı Düşünme Yolları

Sentezleme (Hipotez kurma, plan yapma, analojik
düşünme, başka araştırma sonuçlarından yararlanma)

Eklemleme (Büyük düşünme, düşünceyi hızla değiştirme,
somutlaştırma ve geniş düşünme)

İmgelemek (Akılcılık, kestirimde bulunma, kuramsal
düşünme, hayal etme, sezgileme)
2.Eleştirel Düşünme
Eleştirel düşünce sorgulayan bir yaklaşımla olayları ve durumları
ele alma irdeleyici bir bakış açısıyla yorum yapma ve karar verme
becerilerini içerir.
Yaratıcı
ve
Eleştirel
Karşılaştırılması
Eleştirel Düşünme
Analitik
Dikey
Odaklama
Nesnel
Birleştirici
Sol Beyin
Sözel
Düşünme
Becerilerinin
Yaratıcı Düşünme
Üretici
Yatay
Yayma
Öznel
Ayırıcı
Sağ Beyin
Görsel
3.Yansıtıcı Düşünme
İlerlemeci eğitim yaklaşımına bağlı bir düşünme yoludur ve
yapılandırmacı öğrenme, buluş yolu, tartışma, araştırma –
inceleme, proje temelli öğrenme, işbirlikli öğrenme, problem
çözme, mikro öğretim, kavram haritası, beyin fırtınası, rol
yapma, drama, soru-cevap, günlük yazma, gözlem gibi yaklaşım
ve yöntemlerle geliştirilir.
Öğrenciyi merkeze alan, öğrencinin düşünerek ve araştırarak
öğreneceği bilgi üzerinde durmasına olanak sağlar.
Yansıtıcı düşünmenin oluşumunda iki temel nokta vardır.

Düşünmenin oluşması için içine girilen merak, kuşku ve
duraksama durumu

Bu kuşku merak ve duraksama durumunu ve oluşan
şüpheyi açıklığa kavuşturacak araştırma ve sorgulama
eğilimi.
Analitik Düşünme:
“Sol beyin yarımküresi baskın”, sözel, ardıl ve analitik becerileri
gelişmiştir.
Dr. Oğuz ÇETİN
Tek bir iş üzerinde çalışmak yerine aynı anda birden çok iş
yapmayı tercih ederler.
Analitik
Sol yarı küre
Tümevarımcı
Küçük adımlarla öğr.
Ardıl
Global
Sağ yarı küre
Bütüncül
Tümdengelimci
Eş zamanlı
Küçük yaşlardaki çocukların sağ beyinleri daha baskındır bu yüzden daha
çok bütünsel, sağ beyine yönelik öğrenme tekniklerine ihtiyaç duyarlar;
çünkü analitik öğrenme becerileri daha gelişmemiştir.
Analitik ve Global Öğrenenlerin Tercihleri
Analitikler
• Öğrenirken sessizliği tercih ederler
• Parlak ışık
• Formal oturma düzeni
• Tamamlayana kadar tek bir görev üzerinde çalışmak,
bitirdikten sonra yenisine geçmek
• Çalışmasını tamamladıktan sonra bir şeyler atıştırmak
• Kendi başına ya da bir otorite figürü ile çalışmak
• İşleri kendi yollarıyla yapmak
Globaller
• Çalışırken sesli ortamı tercih ederler
• İnformal oturma düzeni
• Birkaç görev üzerinde ara vererek çalışmak
• Çalışma esnasında bir şeyler atıştırma
• Akranlarıyla çalışmak
• Standart yönlendirmeleri takip eder.
ÜSTBİLİŞ (Metacognition)
Üstbiliş kavramı 1970’li yıllarda bilişsel psikoloji alanına John
Flavel’in çalışmalarıyla girmiştir. Bireyin kendi düşüncelerinin,
görüşünün farkındalığıyla ilgili olan bu kavram, bireyin kendi
bilişsel süreçlerinin nasıl işlediğini anlayarak bu süreçleri
denetim altına alabileceği ve daha nitelikli bir öğrenme için bu
süreçleri yeniden düzenleyerek daha etkili bir biçimde
kullanabileceği sayıltısına dayanarak geliştirilmiştir.
Üstbiliş, en kısa tanımıyla kişinin kendi düşünme süreçlerinin
farkında olması ve bu süreçleri kontrol edebilmesi anlamına
gelir.
Analitikler adım adım öğrenirler, öğrenmeleri sırasında detaya
önem verirler.
Sessiz, aydınlatmanın yoğun olduğu, oturma düzeninin kurallara
uygun olduğu öğrenme ortamlarını tercih ederler ve işlerini
bitirene kadar devam ederler.
Global Düşünme:
“Sağ beyin yarımküresi baskın”, bütüncül, global, müzikal,
sanata yatkın, görsel-uzamsal öğrenirler.
Üstbiliş Davranışları Geliştirmek İçin Stratejiler
İlk önce ana fikri anlamaya çalışırlar daha sonra ise detaylara
konsantre olurlar. Müzik dinleyerek, karşılıklı konuşarak, rahat
çalışma ortamında öğrenirler.

Ne bildiğini ve ne bilmediğini belirlemek

Düşündükleri hakkında konuşmak
Anlayana kadar tek bir şeye odaklanmak onların yolu değildir,
dağınık düşüncelerle çalışırlar.

Düşünme günlüğü tutma

Planlama ve öz düzenleme
Eğer bir şey ilgilerini çekerse detayları araştırırlar, kolay bir
şekilde sıkılabilirler ve sık aralara ihtiyaçları vardır.

Düşünme sürecinden bilgi edinmek

Öz değerlendirme
10
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Bölüm III – Öğrenme Stilleri
DUNN’IN ÖĞRENME STİLİ MODELİ
Bu model, bilgiyi yönlendirmede bireyin iç dinamiklerineyeteneklerine etki eden dış etkenleri tanımlamaya çalışır.




Bilişsel tercih ile içsel-dışsal etmenlerden oluşan değişkenler
arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışır.
Eğer öğrenme ortamı öğrencinin öğrenme özelliklerine
göre düzenlenirse, öğrenmenin kalitesi ve miktarı da
artacaktır. Yani sınıf ortamı (gürültü, aydınlatma, oturma
düzeni, hareket ve gruplama) öğrencilerin gereksinimlerine
(biyolojik ve gelişimsel özelliklerden kaynaklanan
farklılıklara) göre düzenlenmelidir.
Her bireyin kendisine has ve biricik biyolojik gelişimsel
özellikleri vardır. Bu da bireyin öğrenme yollarını etkiler.
Yani her öğrenci birbirinden farklı yollarla öğrenir.
Öğrenme stilleri öğrencilerin duyarak mı, konuşarak mı,
yaparak-yaşayarak mı yoksa bunların birleşmesiyle mi daha
iyi öğrendiğini belirler.
Öğrenme Stilini Etkileyen Değişkenler
1. Dış faktörler: Ses, ışık, ısı, ortam düzeni gibi.
2. Duygusal faktörler: Motivasyon, azim, sorumluluk
3. Sosyal faktörler: Grupla veya yalnız çalışma arzusunu ifade
eder.
4. Fiziksel faktörler: Öğrenenin fiziksel fonksiyonlarıyla
bağlantılıdır. Sezgi gücü, bilgiyi alma kapasitesi, bireyin
hareketliliği, ders yapma zamanı, yeme-içmesi
5. Psikolojik faktörler: Öğrenenin bilgiye verdiği tepki ve
öğrenme süreçleridir. Bu faktörde bireyin hangi beyin lobunu
daha çok kullandığı, analitik, global düşünmesi de yer alır.
GREGORC’UN ÖĞRENME STİLİ MODELİ





Her bireyin zekâsı farklıdır.
Bireyin kişisel özelliklerinin belirlenmesinde zekâ ve bireyin
algılama yeteneği en önemli iki etmendir.
Fenomenolojik yaklaşıma dayalıdır ve insan beyni bu
yaklaşımla incelenmiştir.
Kişiler algılama yeteneklerine göre Somut (duyulara) ve
Soyut (sezgi, hayal gücüne dayalı), algıladıkları verileri
düzenleme yeteneklerine göre de Ardışık (sıralı) ve Random
(rastgele) olmak üzere ikiye ayrılır.
Bu nedenle Gregorc’a göre 4 öğrenme stili vardır.
1. Somut Ardışık:
Yaparak-yaşarak öğrenme. Somut
materyalleri sıralama. Proje, deneylerle çalışma.
2. Soyut Ardışık: Fikir ve kavramlara önem verme, yeni
fikirler üretme. Anlatım, sunuş.
3. Somut Random: Bağımsız çalışma, problem çözme ve
nedenleri araştırma. Gezi, gözlem.
Dr. Oğuz ÇETİN
KOLB’UN ÖĞRENME STİLLERİ
(YAŞANTISAL ÖĞRENME MODELİ)
Kolb’a göre bireyler kendi yaşantılarından, deneyimlerinden
öğrenirler ve bu öğrenmenin sonuçları güvenli bir şekilde
değerlendirilebilir.
Her bireyin öğrenme stili farklıdır. Öğrenme stilleri yaşa,
cinsiyete ve kültüre göre farklılık gösterir.
Öğrencinin öğrenme stili kendi kişilik özellikleriyle benzerlik
gösterir.
Öğrenme bir süreçtir, bilgi ise yaşantıların dönüştürülmesidir.
Kolb’a göre yeni bilgiler, beceriler veya tutumlar yaşantısal
öğrenmenin 4 biçimi içinde yer almasıyla gerçekleştirilebilir.
Öğrencilerin etkin olabilmeleri için 4 farklı yeteneğe (yaşantıya)
ihtiyaçları vardır.
Yaşantısal Öğrenme Modeli Öğrenme Biçimleri
1.
Aktif yaşantı (Yaparak-yaşayarak öğrenme): Birey
problemleri çözerek, uygulama ve etkinlik yaparak, karar alarak
bilgiyi oluşturur. Birey risk alır, sabırsızdır ve kolay uyum sağlar
(Duyu-motor dönem)
2. Somut yaşantı (Hislere dayalı öğrenme): Bireyin önyargı
oluşturmaksızın yeni yaşantılara açık olmasıdır. Birey hissederek
ve sezerek, yeni deneyimlere girişebilir (İşlem öncesi dönem).
3. Yansıtıcı gözlem (İzleyerek-gözlemleyerek öğrenme): Birey
başkalarını ve kendini izleyerek gözlem yapar ve edindiklerini
yaşantısına aktarır. Birey sabırlı ve tarafsızdır.
Dikkatli
düşünerek karar verir ve olaylara değişik açılardan bakabilir. Ne,
nasıl, neden? Sorularına yanıt aranır (Somut işlemler dönem)
4. Soyut kavramsallaştırma (Düşünerek öğrenme): Birey daha
önceki gözlemleri üzerinde mantıklı olarak düşünür ve bunları
açıklamak için kuramlar kullanır, teoriler geliştirir (Soyut işlemler
dönemi).
Yaşantısal öğrenme modeli iki boyutludur: Somut yaşantı ve
soyut kavramsallaştırma bireyin bilgiyi nasıl algıladığını, aktif
yaşantı ve yansıtıcı gözlem ise bireyin bilgiyi nasıl işlediğini
açıklar.
Yani Kolb’un yaşantısal öğrenme modeline göre
bireyler bilgiyi hissederek veya düşünerek algılar, izleyerek veya
yaparak işlerler.
Herkes bu 4 öğrenme yaşantısının bileşeni olan bir öğrenme
stiline sahiptir. Bu öğrenme stilleri 4 tanedir.
Yaşantısal Öğrenme Modeline Göre 4 Öğrenme Stili
1. Yerleştiren (uyumsayan): Somut yaşantı + aktif yaşantı
Ana özellikleri: Planlar yapma, kararları uygulama ve yeni
yaşantılar geçirme. Bu stile sahip bireyler değişime kolayca ayak
uydurabilen, pragmatik, açık fikirli, girişimci, araştırmacı,
keşfeden ve fevri hareket edebilen kişilerdir.
2. Ayrıştıran: Soyut kavramsallaştırma + aktif yaşantı
4. Soyut Random: Olay ve şekilleri karışık algılama. Kuralları
sevmeme. Tartışma, soru-cevap
Ana özellikleri: Problem çözme, karar verme, fikirlerin
sistematik ve mantıksal planlanması ve analizi, parçadan bütüne
gitme. Detaylara önem verilir. Nasıl? sorusu sorulur.

3. Değiştiren: Somut yaşantı + yansıtıcı gözlem

Bireylerde bu öğrenme biçimlerinin biri ya da birkaçı
bulunabilir.
Etkili öğrenmenin sağlanabilmesi için öğretim sürecinde
tüm öğrenme biçimlerinin dikkate alınması gerektiği
savunulur.
Ana özellikleri: Düşünme yeteneği, değer ve anlamların
farkında olma, görüşleri anlamlı ilişkilendirme.
Yargıları
güzeldir fakat eylemi yoktur.
Görüş ve düşünceleri
biçimlendirirken kendi duygu ve düşünceleri ön plandadır.
4. Özümseyen: Soyut kavramsallaştırma + yansıtıcı gözlem
Ana özellikleri: Duygular yerine soyut kavram ve düşünce
üzerinde durma, kavramsal modeller üretme. Mantıklı ve
sistematiktirler. Bilimsel kariyer açısından bu stil önem
taşımaktadır. Nedir? sorusu sorulur.
11
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
Bölüm IV – Öğretim Stratejileri
Hedefler, seçilebilecek stratejinin türünü belirlemede kaynaklık
eder. Stratejileri belirlemede en önemli ölçüt, ulaşılacak hedeftir.
Öğretmen merkezli stratejilerde öğretim, öğrenmeyi sağlama;
öğrenci merkezli stratejilerde ise öğrenmeye kılavuzluk etme
olarak ifade edilir.
Öğretim stratejileri 3 ana başlık altında gruplanmaktadır.
1-Sunuş (Alış) Stratejisi
2-Buluş (Keşfetme) Stratejisi
3-Araştırma – İnceleme Stratejisi
1-SUNUŞ STRATEJİSİ:
4MAT ÖĞRENME STİLİ (MC CARTHY MODELİ)
Bernice McCarthy’nin öğrenme stili kuramı, özellikle Kolb’un
geliştirdiği öğrenme stillerinin sağ-sol beyin yarımküreleri ile
ilişkisini ve her bir öğrenme stiline sahip bireylerin öğrenirken
cevap aradıkları “niçin, ne, nasıl ve ise” sorularının önemini
ortaya koyan bir kuramdır. McCarthy’ye göre bireylerin
öğrenmesinde bilgileri algılama ve düzenleme yetenekleri çok
önemlidir.
Özellikleri
Bilişsel kurama dayalı olarak Ausubel tarafından ortaya
atılmıştır. Tüm bilgilerin öğretmen tarafından aktarılmasıyla
kavram ve genellemelerin öğretildiği bir öğretme yoludur.
Bu stratejide öğretmen bilgiyi düzenler, organize eder ve
öğrenciye hazır olarak alacağı içerikte sunar.
Dersin giriş ya da açıklamaların gerekli olduğu kısımlarında
kullanılır.
Ausubel’e göre bilgilerin yaşama aktarılması için öğrenmenin
anlamlı ve kalıcı olması gerekir.
Bireyler algılama yeteneğine göre hissederek ve düşünerek
algılayanlar, düzenleme yeteneğine göre ise, yaparak ve
gözlemleyerek düzenleyenler olmak üzere farklılıklar
gösterir.
Açıklanmanın gerektiği her durumda kullanılır. Daha çok
kavram, ilke ve genellemelerin öğretiminde uygundur.
McCarthy’e göre öğrenme sürecinde dört farklı öğrenme
stiline sahip birey bulunur:
Bilişsel alanın bilgi basamağındaki davranışların kazandırılması
amacı ile kullanılır. Öğretmen merkezlidir.
1. Yaratıcı Öğrenen: Öğrenme için bir içerik oluştururken
geçmiş deneyimlerini kolayca paylaşırlar. Yaratıcı öğrenenler,
diğer bireylerle ilişki halinde olan ve onların diğer bireylerle
irtibat halinde olmasına imkân veren ortamlar sağlandığında en
iyi şekilde öğrenebilen bireylerdir. Bu meraklı, sorgulayıcı
öğrenenler, dinleyerek ve fikirleri paylaşarak öğrenirler.
Öğrenmeyi kolaylaştırıcı görsel-işitsel öğelerin kullanılması, bol
örnek verilmesi, karşılaştırmaların yapılması öğrencilerin
öğrenmelerini kolaylaştıracaktır.


2. Çözümleyici Öğrenen: Her zaman yeni bir şeyler öğrenme
ihtiyacındadır. Çözümleyici öğrenenler, izleyerek ve dinleyerek
öğrenirler. Stratejik planlamacı ve idealisttirler. Bu öğrenenler,
bir karara varmadan önce bütün verilere sahip olmak isterler.
Düşünceleri kesin ve nettir, genelde “sadece gerçeklerle”
ilgilenirler.
3. Sağ Duyulu Öğrenen: Öğrendiklerinin o an için bir anlamı
olup olmadığını bilmesi gereklidir. Sağduyulu öğrenenler,
mantıklı ve işe yarar olup olmadıklarını görebilmek için fikirlerle
oynarlar. Bu öğrenciler, teoriyi gerçek dünyada test etmek ve
öğrendiklerini uygulamak isterler. İşin bitirilmesinden
hoşlanırlar. Kendi fikirlerini kullanan, problemleri analiz edip,
çözebilen, uygulama yanlısı kişilerdir. İsminden anlaşılacağı gibi
sağduyulu öğrenenler, uygulanabilecek ve kendileri için önemi
olan şeylerle ilgilenirken gelişirler.
4. Dinamik Öğrenen: Öğrendiklerini kullanmak için yaratıcı
yollar geliştirir. Dinamik öğrenenler de öğrenme sürecinin bir
parçası olarak hareketten hoşlanırlar. Projeler üzerinde
düşünmek yerine, önsezilerini takip etmek, yeni istikamet ve
olasılıklar bulmak suretiyle ilerlerler.


4MAT öğretim modeli bir öğrenme döngüsü olarak
tanımlanabilir.
Öğrenme döngüsünde; somut yaşantı, yansıtıcı gözlem,
soyut kavramsallaştırma, aktif yaşantı yetenekleri bireylerin
öğrenme stillerini belirleyen yeteneklerdir.
Bütünden parçaya (genelden özele) doğru bilgi sunumu
olduğundan tümdengelim kullanılır.
Fazla zaman almaz, maliyeti düşüktür. Kalabalık sınıflarda
uygulanır. İlköğretim 5. sınıftan sonraki eğitim kademeleri içine
uygundur. (soyut düşünebilme gerekli)
Planlanması



Öğrenciden beklenen davranışlar belirlenir.
İşlenecek konu belirlenir.
Hedef ve içeriğe uygun biçimde örnekler seçilir ve
hazırlanır.
Örgütleyiciler
Konu başında mutlaka ön örgütleyiciler(organize ediciler)
kullanılmalıdır. Örgütleyiciler dersin genel yapısını öğrencilere
gösterdiği için anlamlı öğrenmeyi sağlar.
i) Açıklayıcı Örgütleyiciler: Dersin genel yapısını gösteren,
sonradan öğrenilecek konuların içine yerleştirileceği genel
yapılardır.
Öğrenciler karşılaştıkları bu yapı sayesinde önceki bilgilerini
organize ederler, sonradan öğreneceklerini ise doğru yerlere
kaydeder.
ii) Karşılaştırıcı Örgütleyiciler: Öğrenilenler arasındaki
benzerlik ve farklılıkların anlaşılmasını sağlamak amacıyla
kullanılır. Bu örgütleyiciler, daha önce öğrenilmiş(bilinen) bir
konuyu, bilinmeyen bir konuyla karşılaştırır, ilişki kurar.
Kavram Haritaları:
Novak ve Gowin tarafından, Ausubel’in anlamlı öğrenme
kuramından yola çıkarak geliştirilmiştir.
Daha geniş bir başlık altındaki kavramların birbirleriyle
ilişkilerini gösteren iki boyutlu şemalardır. Kavramlar arasındaki
12
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
ilişkilerin şematize edilmesiyle bilgilerin zihinde somut ve görsel
olarak düzenlenmesini sağlar.
Bireysel farklılıklar süreci olumsuz etkileyebilir. Bilişsel alanın
kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.
En yaygınları balık kılçığı – örümcek ağı – sınıflama ve olaylar
zinciri kavram haritalarıdır.
Buluş Stratejisinde Kullanılan Öğretim İlke-Yöntemleri






Tartışma
Örnek olay
Deney
Soru-cevap
Bilgisayar Destekli Öğretim
Yansıtıcı düşünme
Anahtar kelimeler: Merak, keşif, sezgi, tümevarım,
örneklerden hareket etme, ilke-tanım ve genellemelere ulaşma,
somut konuların öğretimi
3-ARAŞTIRMA-İNCELEME STRATEJİSİ:
Dewey tarafından geliştirilen bu stratejide öğrencinin problem
çözme becerisini kullanarak, araştırma-inceleme yoluyla
öğrenmesi söz konusudur.
Sunuş Yoluyla Öğretim Stratejisinde Kullanılan Öğretim
İlke ve Yöntemleri
 Anlatım
 Soru-cevap
 Gösteri
 Sempozyum
 Panel
 Seminer
Anahtar Kelimeler: Tümdengelim, anlamlı öğrenme, öğretmen
merkezli, kavram haritaları, soyut konuların öğretimi, dersin
giriş kısmı, anlatım, aktarım, açıklama
2-BULUŞ (KEŞFETME) STRATEJİSİ:
Bruner tarafından ortaya atılmıştır. Öğretme bir problemle
başlar. Öğretmen bu probleme ilişkin kaynak önerir, ön bilgiler
ve örnekler verir. Öğrenci ise problemle ilgili verileri toplayıp,
analiz ederek soyutlamalara, ilke-kavram ve genellemelere ulaşır.
Öğrenci aktif bir role sahiptir.
Geleneksel öğretim yöntemlerinde öğrenciye bilgi, tanım ve
genellemeler hazır olarak verildiği için öğrenci pasiftir. Buluş
yoluyla öğrenme yaklaşımında ise, öğrenci çözebileceği ve
üstesinden gelebileceği problemlerle karşı karşıya getirilir.
Güdüleyici bir öğretme yoktur.
Düşünce yeteneğini geliştirmede kullanılır. Öğrenci merkezlidir.
Dersin etkinlikler (gelişme) kısmında kullanmak için uygun bir
stratejidir.
Problem çözme becerisini, aşağıdaki problem
aşamalarını izleyerek bu öğretim stratejisi ile kazanır.






çözme
Problemi hissetme
Problemi tanımlama
Çözüm seçeneklerini belirleme
Bilgi (veri) toplama
Bilgilerin (verilerin)analizi (çözümleme-değerlendirme)
Genellemelere ulaşma
Buluş Stratejisinin Uygulanması
Öğretmen bu süreçte gerekli gördüğü, yerlerde, sorularla
öğrencilerin buluşuna rehberlik eder.
Öğrenciyi yönlendirirken merakı canlandırmak olayın en önemli
basamağıdır. Ancak öğrenci tam bir belirsizliğin içine itilmemeli,
gerilim arttırılmamalıdır.
Somut konuların öğretiminde, özellikle okul öncesi eğitim
kademesinde sıklıkla kullanılabilir. Çok kalabalık sınıflar için
uygun olmayabilir. Fazla zaman alabilen maliyeti yüksek bir
stratejidir.
Bu stratejide öğretmen ön bilgi ve örnekler vermez. Öğrenci
tümüyle etkin, öğretmen yol gösterici ve rehberdir.
Öğrenci üst düzey beceriler kazanır ve alternatif düşünceyi
öğrenir. Öğrenci bu stratejiyi kullanırken bilimsel problem
çözme basamaklarını öğrenir ve uygular. Bu yüzden bilimsellik
ön plandadır.
Bu tür çalışmalar okul ile gerçek yaşam arasında ilişki
kurulmasını sağlar. Bu strateji sınıf dışında uzun süreli araştırma
çalışmaları şeklinde olabileceği gibi, öğretmenin gerçek bir
problemi sınıfa getirerek öğrencilerin katılımıyla çözüme
ulaşması şeklinde de olabilir.
Uygulaması zaman alabilen masraflı bir stratejidir. Aynı
zamanda farklı bakış açıları ile bakma becerisini de
kazandırmakla beraber, problemin sınırları iyi çizilmezse
öğretim etkinliği amacından sapabilir. Bilişsel alanın uygulama
ve daha üst düzeydeki davranışlarının kazandırılmasında
yararlanılır.
Araştırma-İnceleme Yoluyla Öğretim
Kullanılan Öğretim İlke ve Yöntemleri







Stratejisinde
Problem çözme
Laboratuvar
Örnek olay
Gezi- gözlem
Deney, benzetim
Yaratıcı, eleştirel düşünme
Gösterip yaptırma
Anahtar kelimeler: Problem çözme, bilimsellik, tümevarım ve
tümdengelim, üst düzey beceriler, araştırma, inceleme
Buluş-Araştırma
Hem buluş hem de araştırma-inceleme stratejisi problem çözme içerdiğinden
zaman zaman karıştırılmaktadır. Buluş yoluyla öğretimde öğrencinin var
olan bir bilgiye öğretmenin rehberliğinde ulaşarak problem çözmeyi
öğrenmesi beklenir. (Tümevarım)
Araştırma yoluyla öğretimde ise problem çözme becerisini kullanarak
araştırma, sorgulama, rapor hazırlama becerilerini öğrenmesi yani bilimsel
yöntemi benimsemesi önemsenir. (Hem tümevarım hem tümdengelim)
13
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Bölüm V – Öğretim Yöntemleri
ANLATMA (ANLATIM) YÖNTEMİ
Öğretmenin olay, olgu ve ilkeleri sözel olarak sunduğu, daha çok
sunuş yoluyla öğretim stratejisinde kullanılan bir yöntemdir.
Soyut kavramların aktarılmasında etkilidir. Daha çok dersin
başlangıç ve bitiş kısımlarında öğrencilere ortak altyapı
oluşturmada kullanılır. Öğrencilerin pasif olduğu, öğretmen
merkezli bir yöntemdir. İşiterek öğrenme temellidir.
Not alma becerisini ve dinleme alışkanlığını kazandırır. Laf
salatasını (verbalizm) önlemek için planlama iyi yapılmalıdır.
Anlatım süresi iyi ayarlanmalı, beden dili ve ses tonu etkili
kullanmalıdır.
Sınırlılıkları
Dr. Oğuz ÇETİN
Tartışma Teknikleri
Büyük Grup Tartışması: Tüm sınıfın katıldığı, tüm sınıfın
etkin olarak öğrenme sürecine katılmasına olanak sağlayan
yöntemdir. Tek başına kullanılabileceği gibi diğer yöntemlerle de
kullanılabilir. Katılım ve etkileşim azdır. 10-12 kişilik sınıfarda…
Küçük Grup Tartışması: Büyük grupların küçük gruplara
bölünmesi ile oluşturulur. 2-6 kişilik gruplar. Bir başkan
yönetiminde konuların gruplarca tartışılması. Liderlik yeteneği.
Üst düzey düşünme ve iletişim becerileri.
Panel: Küçük bir grubun belli bir konuyu izleyicilerin karşısında
tartıştıkları bir tekniktir. Toplumu ilgilendiren konu, uzmanlar,
samimi bir hava, konunun derinlemesine incelenmesi…
Zıt Panel: Konuları tekrar etme gözden geçirme amacı ile
kullanılan bir tekniktir. Yeterince açıklığa kavuşmamış konular,
soru soran grup-cevaplayan grup…

Öğrencilerin öğretmenle fikir alışverişi yapma şansı yoktur.

Ezbere teşvik eder. Sadece bilgi düzeyindeki hedef
davranışların kazanılmasında etkilidir.

Derli toplu yapılmazsa; öğretmen ortama hâkim olmazsa
hedeften sapılır, konu dağılır.

İyi anlaşılmayan noktalar açığa çıkarılamaz.

Bireysel farklılıkları dikkate almaz.

Dönüt-düzeltme yapmak için uygun değildir, her zaman
yapılamayabilir.
aksine 2 farklı panel grubunun yer aldığı tekniktir. Birinci grup
uzmanlardan ikinci grup ise öğrencilerden oluşur. Öğrenci
grubu konuyu sunar ve uzman gruba sorularını yöneltir.

İşiterek öğrenme güçlüğü çekenler için uygun değildir.
Münazara:
Anlatım ve sunuş stratejisi çoğu zaman aynı kavrammış gibi algılanır.
Anlatım, bilgilerin sözel sembollerle ifade edildiği bir yöntemdir. Sunuş
stratejisi ise anlatımda içine almakla beraber araç-gereç ve kavramların
haritalarının da kullanılabildiği, farklı teknikleri de içeren bir stratejidir.
2012 KPSS: Metin Öğretmen öğrencilerinin, konuyla ilgili
organize bilgilere sahip olması gerektiğini, ön hazırlık açısından
bunun önemli olduğunu ve öğrencilerin karmaşa yaşamaları
hâlinde
kavram
yanılgıları
gibi
bazı
sorunlarla
karşılaşabileceklerini düşünmektedir. Bu durumda Metin
Öğretmen’in, hangi yöntem veya tekniği kullanması daha
uygundur? Cevap: Anlatım
TARTIŞMA YÖNTEMİ
Bir konu ya da problemle ilgili olarak öğrencileri düşünmeye
yönlendirmek, anlaşılması güç olan konuları açıklamak verilen
bilgileri pekiştirmek amacı ile kullanılan bir yöntemdir.
Tartışma yöntemi öğrenci merkezli bir sınıf ortamının oluştuğu,
öğrencilerin kendilerini rahatça ifade edebildikleri, düşünme,
eleştirme, başkalarının görüşlerine saygı duyma (demokratik
tutum), iletişim kurma becerilerinin geliştiği bir yöntemdir.
Sempozyum: Bir konu ile ilgili iki ya da daha fazla kişinin
katıldığı grup tartışma tekniğidir. Sempozyuma katılan
konuşmacılar konularına hâkim olmalıdır. Akademik bir konu,
bildiri, tebliğ, ilmi ve ciddi bir hava…
Oturumlar şeklinde gerçekleşir. Bildiri ya da tebliğ sunulur.
Resmi bir havada gerçekleşir. Bilimsellik son derece önemlidir.
Kollegyum: Panele oldukça benzeyen ancak paneldekinin
İki farklı düşünceyi savunan grubun diğer
öğrenciler karşısında konuyu savunmalarına dayalı olarak
uygulanan tekniktir. Söz Ustalığı, Kendi görüşleri doğru...
Beyin Fırtınası:
Eleştiri ve yargılama olmaksızın bir konu üzerinde düşüncelerin
söylenmesine, yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkarılmasına yarayan
bir tekniktir.
Bir grup insanın kısa zamanda, bir probleme çözüm getirmek
ve karar vermek amacıyla hayal güçlerini ve yaratıcılıklarını
kullanarak çözüm ve fikir üretmeleridir.


Beyin fırtınası hem bir problem çözme yolu hem de bir
tartışma çeşididir. Bu nedenle problem çözme ve yaratıcı
düşünme becerisi gerektirir.
Öğrenci merkezlidir.
Dikkat edilecekler:




Beyin fırtınası oturumlarına izleyici alınmamalıdır.
Süreç herhangi bir kayıt cihazına kayıt edilmemelidir.
Fikirler söylendiği sırada eleştirilmemeli, alay edilmemeli,
değerlendirme ve yönlendirme yapılmamalıdır.
Ancak görüşlerin toplanması tamamlandıktan sonra
değerlendirme yapılmalıdır.
Değerlendirmeyi öğretmen sınıfla beraber yapmalı.
Serbest, rahat ve demokratik bir ortam yaratılmalı.
Her türlü ilginç ve farklı fikirlerin ifade edilmesine izin
verilmelidir (üretilen görüş niceliği önemlidir).
Öğretmen kendi fikirlerini de söyleyerek katılımcıları
(öğrencileri) yüreklendirmeli.
Bu yönteminin kullanılması öğrenmenin kalıcılığı açısından
önemlidir. Çünkü öğrendiklerini konuşarak uygulamaya
dönüştüren öğrenciler daha kalıcı bir öğrenme elde ederler.




Buluş yoluyla öğretim stratejisinde ve kavrama düzeyindeki
davranışların kazandırılmasında kullanılabilir.


Öğrenci merkezlidir.
Uygulanması:

Etkileşim önemlidir. Öğrenci öğretmenden öğretmen
öğrenciden etkilenir.

Temel bilgiye sahip olunmalıdır. Anlaşılmayan noktaları ortaya
çıkarmak ve bilgiyi pekiştirmek için kullanılır. İşiterek ve
söyleyerek öğrenme temellidir. Arkadaşlarının görüşlerine saygı
duymayı öğretir. (demokratik tutum)


Lider (öğretmen) tarafından önce problem sunulur ve bu
problem tahtaya yazılır.
Öğrencilerden, kendilerine tanınan kısa süre içinde (bu
süre esnek olmalı) görüşlerini belirtmeleri istenir ve bu
görüşler ayırt edilmeksizin tahtaya yazılır.
Süre bitince tahtaya yazılan fikirleri öğretmen, sınıfla
beraber analiz edip değerlendirmeye alır (benzer fikirler
birleştirilerek numaralandırılır, sıraya konulur ve
14
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
gruplandırılır). Ortak bir sonuç çıkarılır (en etkili fikir veya
çözüm yolu belirlenir).
2012 KPSS: “Deniz kirliliğini nasıl engelleriz?” sorusuna
öğrencilerinin çözüm üretmesini isteyen bir öğretmenin, beyin
fırtınası uygulama ilkelerine göre aşağıdakilerden hangisini
yapması yanlıştır?
A)
B)
C)
D)
E)
Rahat bir konuşma ortamı oluşturması
Yeni fikirler üretmeye cesaretlendirmesi
Doğru sonucu bulmaya özendirmesi
Öne sürülen düşüncelerin eleştirilmesini engellemesi
Fikirlerin değerlendirilmesini en sona bırakması
2013 KPSS: Bir öğretmen öğrencilerine “Nehirler tuzlu olsaydı
ne olurdu?”
sorusunu yönelterek 10 dakika boyunca
öğrencilerden gelen fikirleri tahtaya yazıp bu fikirlerin tartışılıp
değerlendirilmesini sağlamıştır.
Bu öğretmen, aşağıdaki yöntem veya tekniklerden hangisini
kullanmıştır?
A) Soru-cevap
B) Çember
C) Forum
D) Açık oturum
E) Beyin fırtınası
Görüş Geliştirme Tekniği:
Eleştirel düşünmeyi, başka görüşlere saygıyı, ikna yeteneğini
geliştirmeyi, görüşlerini değiştirebilme becerilerini kazandırmayı
amaçlar.
Öğrenci merkezli olup zıtlıkların iki ucunda ya da aralarında bir
yerlerde olan öğrencilerin, eğilimlerini gerekçelendirdikleri bir
tartışma çeşididir.
Kullanımı
İki zıt kutup seçilir. Evet ya da hayır cevabını alacak şekilde
sorular hazırlanır. İkiden fazla seçenek de sunulabilir.
Öğrencinin farklı görüşlerini ifade edebileceği konuya ilişkin
sorular sorulur. Öğrenci soruya ilişkin seçtiği seçeneği söyler ve
neden bu seçimi yaptığını açıklar. Diğer öğrenciler saygıyla
dinleyerek katılıp katılmadıklarını ifade ederler ve fikirlerini
değiştirebilirler.
Seçenekler ara seçenekleri de içermeli evet ve hayır yok…
2012 KPSS: Bir coğrafya öğretmeni “Türkiye’de su
kaynaklarının verimli kullanımı için hidroelektrik santrallerinin
kurulması doğru bir uygulama mıdır?” sorusuyla derse
başlayarak konuyu, öğrencilerinin tartışmasını ister. Tartışma,
sınıfa asılan bir görsel tutum formu kullanılarak gerçekleşir.
Öğrenciler tutumlarını bu görsel tutum formunun önünde
gerekçeleriyle açıklar. Öğretmen bu yolla öğrencilerine kanıt
bulma, dinleme, eleştiriye açık olma gibi özellikleri kazandırmayı
hedefler. Öğretmenin bu uygulaması aşağıdakilerden hangisine
uygun bir örnek oluşturur?
Cevap: Görüş geliştirme
Görüş Geliştirme ile Münazara Tekniklerinin Karşılaştırması






İki metotta da zıtlık ve çelişki içeren konu vardır.
Görüş geliştirme de zıtlık içeren iki fikir arasında ara fikirler
varken, münazara tekniğinde bu iki zıt fikrin arasında orta
(ara) bir fikir yoktur.
Görüş geliştirmede seyirciler ve jüri yoktur (tüm sınıf
tekniği uygular), fakat münazara da vardır.
Görüş geliştirmede fikirler değiştirilebilirken münazara da
fikirler değiştirilemez.
Görüş geliştirme bireysel bir tekniktir ve tüm sınıf katılır,
münazara ise grupsaldır ve sadece 2 grup tekniği uygular.
Görüş geliştirmede kazanan-kaybeden yoktur, oysa
münazara da kazanan-kaybeden vardır.
Dr. Oğuz ÇETİN
Görüş Geliştirme ile Beyin Fırtınası Tekniklerinin Karşılaştırılması




Görüş geliştirme zıtlıklar içeren konuların öğretimine
(eleştirel) uygunken, beyin fırtınası özgün (yaratıcı) düşünce
bulmak için uygulanır.
Görüş geliştirmede fikir sayısı bellidir (genelde 5 ile
sınırlıdır), oysa beyin fırtınasında birçok fikir vardır ve fikir
sayısı belli değildir.
Görüş geliştirmede fikirlerin gerekçelendirmesi gerekirken
beyin fırtınasında bu gerekçelendirme aranmaz.
İki metotta bireyseldir, öğrenciler fikirlerini değiştirebilir ve
öğrenciler bir konuya farklı açıdan bakmayı öğrenirler.
Forum: Değişik görüşlere sahip iki ya da daha fazla
konuşmacının belli bir konuda geniş bir kitleye uzman bilgisi
aktarması ve daha sonra da dinleyicilerden gelecek sorulara
cevap vermesidir. Panel, açık oturum ve sempozyumdan sonra
gerçekleşebileceği gibi ayrı bir süreç olarak da düzenlenebilir.
Forumun sonunda ortak bir karar metnine ulaşılır.
Açık Oturum: 3-5 kişilik bir grubun bir başkan yönetiminde
belli konularda fikir ve görüşlerini sırayla dinleyicilere
aktardıkları tekniktir. Güncel bir konunun uzmanlarınca bir
başkan başkanlığında sunulması… Ör: Siyaset Meydanı
Vızıltı Grupları: Vızıltı grupları çeşitli şekillerde oluşturulur.
Örneğin vızıltı 22’de iki öğrenci bir konu üzerinde ikişer dakika
konuşur. Vızıltı 66’da ise, altı öğrenci aynı konu üzerinde altışar
dakika tartışır.
Vızıltı gruplarında önemli olan belli bir öğrencinin belirli bir süre
bir konu üzerinde tartışması ve sonunda varılan kararların
açıklanmasıdır. Bu tür grup tartışması 4’le 36 dakika arasında
sürebileceği için vızıltı gruplarına “kısa süreli tartışma grupları”
da denilmektedir. Amaç yaratıcılığı geliştirme, Öğrenci sayısı
kadar konuşma süresi…
Fikir Taraması: Kısa süreli tartışma grupları türünden olan
fikir taramasında 4-9 kişiden oluşan gruplarda belli bir konu
üzerinde 5- 10 dakika konuşulur. Burada önemli olan husus,
yaratıcı düşünce ve soruna değişik çözümler getirmektir. Sınıfa
canlılık getirmek, ilgi-dikkati toparlamak amacı…
Brifing: Resmi ya da özel kurumlarda yöneticilere ya da
dinleyicilere kurum ve işletme ile ilgili verdikleri özel bilgi
sunumudur.
Workshop (Çalıştay yönetimi): Küçük bir grubun belli bir
yerde kısa bir sürede toplanarak belli konular üzerinde çalışarak,
tartışarak problemlere çözüm ürettikleri veya ortak karar
aldıkları bir tekniktir. Kısa sürede (hızlı) ortak çözüm yollarını
bulma…
Çember: Bir başkan, bir sekreter ve bir süre ayarlayıcısı
belirlendikten sonra herkese 1 dakika süre verilerek çember
şeklinde oturtulmuş 15 kişinin sırayla söz alması esasına dayanır.
Akvaryum: Çember tekniğinin iç içe iki çemberle
uygulanmasıdır. İçteki çemberdekiler tartışır, dıştakiler onları
izler. Zaman zaman dıştakiler içtekilere soru da sorar. Bu teknik
dıştaki öğrencilerle içtekilerin yer değiştirmesine de olanak tanır.
Argümantasyon: Bir fikri, hipotezi veya düşünceyi deliller ve
ispatlar kullanarak savunma ve açıklamaya çalışmadır. Eleştirel
düşünme…
Bir grubun samimi havada derinlemesine bilgi verdikten sonra dinleyicilerin
sorunlarını yanıtlaması paneldir. Sadece soru sorulan kısmı sorulacak
olursa bu forumdur. Bazı kaynaklara göre ise kollegyum ile zıt panel aynı
şeydir. Aslında ortak noktalar çoktur. Her ikisinde de iki grup vardır.
Kollegyumda sınıfın önündeki gruplardan biri öğrencilerden diğeri
uzmanlardan oluşur, öğrencilerden oluşan grup uzmanlardan oluşan gruba
soru sorar. Zıt panelde sınıf ikiye ayrılır. Bir grup soru sorar diğeri yanıt
verir.
15
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
ÖRNEK OLAY YÖNTEMİ
Dr. Oğuz ÇETİN

Kullanımı
Büyük grup tartışması yapılır. Tartışma sonunda önerilen
çözüm yolları tahtaya yazılır.
Örnek olay, gerçek yaşamda karşılaşılan bir olay, durum ya da
konunun içindeki problemlerin sınıf ortamında tartışılarak
çözülmesi yoluyla öğrenimin sağlanması ve problem çözme
becerisinin kazandırılmasında kullanılır. Öğrencilere bir konuyu
ya da beceriyi kazandırmak ve o konuda uygulama yaptırmak
amacıyla kullanılır. Böylelikle önceki öğrenmelerin transferi de
sağlanır. Bu yöntem, daha çok buluş yoluyla öğretmede ve
kavrama düzeyindeki davranışların kazandırılmasında kullanılır.
2012 KPSS: Öğretmen, bir trafik kazası sonrası yaşanan
kavgayla ilgili olarak beş dakikalık video görüntüsünü sınıfla
birlikte izler ve öğrencilerin, olayın nedenlerini ve sonuçlarını
tartışmalarını isteyerek bu süreçte onlara rehberlik eder. Bu
etkinlikte kullanılan yöntem/teknik ve beceri aşağıdakilerin
hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Bütün sınıf ya da küçük gruplar olarak çalışmaya başlamadan
önce, olayın herkes tarafından doğru anlaşılması sağlanmalıdır.
Olayın nedeni, nasıl olduğu ve sonuçları tartışılmalı, daha sonra
alternatif çözüm önerileri üzerinde durulmalıdır.
GÖSTERİP (ÖRNEĞİNİ GÖSTEREK) YAPTIRMA
Sınıf mevcudunun fazla olmadığı durumlarda bütün sınıfın
katılımı ile yapılacak örnek olay incelemesinde;





Örnek olay yazılı olarak öğrencilere sunulur. Öğrencilere
çoğaltılmış materyal olarak verebileceği gibi, tepegöz ya da
projeksiyon ile öğrencilerin görmeleri sağlanabilir.
Öğrencilerin soruları varsa yanıtlanır.
Yönlendirici sorular sorulur.
Alternatif çözümleri üretilir.
Yeni çözüm önerileri dikkate alınarak örnek olayın
öğrenciler tarafından yeniden yazılması istenir.
Cevap: Örnek olay – Analiz etme
Öğrenciye ne yapılacağının söylenmesinin yetersiz kaldığı, nasıl
yapılacağının da gösterilmesi gerektiği durumlarda kullanılır.
Bir işlemin uygulanmasını, bir sürecin işleyişini, bir araç gerecin
çalıştırılmasını önce gösterip açıklama (açıklayarak gösterme)
sonra da öğrenciye alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretme
yoludur.
Kullanımı
Bu yöntem daha çok uygulama düzeyindeki davranışların ve
psikomotor becerilerin kazandırılmasında kullanılır. Öğrenci
katılımının zorunlu olduğu durumlarda kullanılır.
Gösterip yaptırma yönteminde kazandırılacak beceriler
öncelikle öğretmen tarafından gösterilip açıklanmalıdır.
Tek çözüm yolu olan olaylar sınıfa getirilmelidir. Çünkü
öğrencilerden alternatif çözümler üretmesi beklenir. Örnek olay
öğretmen tarafından sınıfa getirilebileceği gibi, öğrencilerin
çevrelerinde yaptıkları gözlemler sonucunda da düzenlenebilir.
Bu aşamadan sonra öğrenciye yeterli zaman ve tekrar olanağı
verilmelidir. Kullanılacak araç-gereçler ve materyaller önceden
öğretmen tarafından hazırlanmalıdır. Öğrencilerin hepsinin
gösteriyi görüp izleyebilecekleri bir ortam hazırlanmalıdır.
Özellikleri
Gösteriler sırayla ve aşamalı olarak gerçekleştirilmeli, bir beceri
tam anlaşılmadan diğerine geçilmemelidir. Öğretmen öğrenciye
alıştırma ve uygulama yaptırarak öğretirken öğrencilerin hataları
anında düzeltilmelidir.




Öğrenci merkezlidir.
Öğrenciler, öğrendiklerini, bildiklerini ve kavradıklarını
gerçek bir durumda kullanma ve uygulama şansı bulurlar.
Bir problem çözmeyi öğretir(Bir sorunu çözmeyi, analiz
edip sonuca ulaşmayı öğretir.)
Görerek, işiterek ve söyleyerek öğrenmeye olanak tanır.
Yararları




Öğrencilerin konuyla ilgili olarak bilgileri uygulamada
kullanabilme yeterliliği geliştirmelerini sağlar.
Öğrencilerde eleştirel düşünme, problem çözme ve karar
verme becerisi gelişir.
Öğrencilerin çevrelerinde süregelen olaylara karşı
duyarlılıkları da gelişir.
Öğrencilere öğrendiklerini kullanma ve bir problemi
çözmeyi öğretir.
Sınırlılıkları




Dersin hedefleri çerçevesi dışına çıkılabilir (Böyle bir
durumda öğretmen hedeften sapılması önlemeli ve
konunun dışına çıkılmamasına özen göstermelidir).
Öğrenciler temel bilgilere sahip değilse çözüm üretemezler.
Kalabalık gruplarda etkili olarak kullanılamaz.(Kalabalık
sınıflarda öğrenciler gruplara ayrılmalıdır).
Öğrenci mevcudunun fazla olduğu durumlarda tüm sınıfın
katılımıyla örnek olay yöntemini uygulamak zordur. Böyle
bir durumda öğrenciler dört ya da beş kişilik gruplara
ayrılarak örnek olay uygulaması yapılır.
Gruplarda Yapılan Örnek Olaylarda İzlenen Aşamalar





Her gruba aynı ya da farklı örnek olay yazılı olarak sunulur.
Grupların çalışmaları sırasında öğrenci soruları yanıtlanır.
Yönlendirici sorular sorulur.
Grup olarak alternatif çözümler üretmeleri istenir.
Her gurubun çözüm yollarının bütün sınıfa sunulması
sağlanır.
Özellikleri
İşlemin uygulanmasını, bir araç gerecin çalıştırılmasını gösterme
ve açıklama öğretmen merkezli; alıştırma ve uygulama yapma
işlemi öğrenci merkezlidir(Hem öğretmen hem öğrenci
merkezlidir.
Tıp fakültesinde yaraya dikiş atma hedefine ulaşmak isteyen bir
öğretim üyesinin sınıfa bir kadavra getirip bir yarayı kendisi
öğrencilerin önünde dikerken öğrencilere nasıl dikiş atıldığını
anlatarak açıklaması ardından da öğrencilerden diğer yaraları
dikmelerini istemesi bu yöntemin uygulanmasına örnektir.
Yararları



Yaparak yaşayarak öğrenme temelli olduğu için kalıcı
öğrenmeler gerçekleşir.
Öğrenciler birçok duyu organını kullanma olanağı bulur. Bu
nedenle etkili öğrenmeler gerçekleşir.
Psikomotor (devinişsel) becerilerin ve uygulama
düzeyindeki davranışların kazanılmasında en uygun
yöntemdir.
Sınırlılıkları




Çoğu zaman araç-gereç kullanımı zorunludur.
Maliyetlidir.
Zaman alıcıdır.
Her bir öğrencinin uygulama yapması gerekliliğinden
kalabalık gruplarda etkili olarak kullanılamaz.
2010 KPSS: Metin Öğretmen beden eğitimi dersinde
öğrencilerine “halk danslarını” öğretmektedir. Kazandırmak
istediği becerileri önce kendisi kolaydan zora doğru
öğrencilerine gösterir. Her öğrenciye, istenilen beceriyi
kazanması için yeterli zaman ve tekrar etme şansı verir. Metin
Öğretmen hangi öğretim yöntem, tekniğini kullanmıştır?
Cevap: Gösterip yaptırma
16
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
2013 KPSS: Esra Öğretmen, bir dersinde aşağıdaki işlemlere yer
vermiştir:
I. Öğrencilerin tüm duyu organlarına yönelik etkinlikler
kullanmıştır.
II. Yaparak, yaşayarak öğrenme amaçlı alıştırmalar yaptırmıştır.
III. Uygulamalarda öğrenci katılımını serbest bırakmıştır.
IV. Öğrencilerinde, üst düzey düşünme becerilerini
geliştirmeye çalışmıştır.
Esra Öğretmen’in bu dersinde yaptıklarından hangileri, gösterip
yaptırma tekniğine uygundur? Cevap: I ve II
Dr. Oğuz ÇETİN
Özellikleri




Öğrenci merkezlidir.
Öğrenci, yaparak ve yaşayarak öğrenir.
Öğrenciler öğrenme durumlarını kendilerine göre ayarlar.
Öğretim, öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine uygun
olarak gerçekleşir.
Bölüm VI – Öğretim Teknikleri
PROBLEM ÇÖZME YÖNTEMİ
A- GRUPLA ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Bir problemin öğrenciler tarafından çözümüyle gerçekleşir.
Problem çözme bir yandan kuramsal bilgilerin uygulanmasını
gerektirirken, diğer yandan öğrencilerde problem çözme
becerilerinin gelişmesini sağlayan öğrenci merkezli bir
yöntemdir.(Probleme dayalı öğrenme yaklaşımına dayanır.)
ALTI ŞAPKALI DÜŞÜNCE
Sistematik düşünme, farklı yönleri görme, düşünme ve doğru
karar verme becerilerini geliştirmek adına gerçekleştirilen bir
tekniktir. Lateral (Yanal) düşünce…
Kullanımı
Özellikleri
Problem çözme yöntemi bir problemin çözümünde, genelleme
ve sentez yapmada kullanılır. Araştırma yoluyla ve buluş yoluyla
öğretim yaklaşımlarında, bilişsel alanın uygulama, analiz, sentez
ve değerlendirme düzeyindeki davranışların kazandırılmasında
kullanılır. Uygulama zaman alıcıdır.
-Öğrencilerin aynı konuya farklı açılardan bakmalarını sağlar.
PROJE YÖNTEMİ
Kullanımı





Araştırma yoluyla öğretimde ve üst düzey davranışların
kazandırılmasında
Bir konunun öğretiminde doğrudan bir uygulama olarak
değil ancak bu öğretime destek amacıyla
Bireysel ve grupla öğrenmeye ve okul ile gerçek hayat
arasında bağ kurulmasına önem verildiğinde
Disiplinler arası çalışmalarda
Süreç boyunca çalışmalar önemli görüldüğünde (Süreç)
Özellikleri
-Öğrenciler düşüncelerini, duygularını, mantığını, bilgisini,
yaratıcılığını şapkanın rengine göre biçimlendirirler.
-Tekniğin uygulanmasından önce şapkaların anlamları ve
tekniğin nasıl uygulanacağının somut örneklerle sınıfa
anlatılması gerekmektedir.
1.Beyaz Şapka: Tarafsızlığı ve objektifliği anlatır. Objektiflik
bilgiler ve sayılar ile ilgilidir.
2.Kırmızı Şapka: Tutkuları, duyguları, sezgileri temsil eder.
Kırmızı şapka düşünceye duygusallık katar.
3.Siyah Şapka: Siyah renk, olumsuzlukları ve karamsarlıkları
çağrıştırır. Bir kararın alınması durumunda tehlikeleri temsil
eder.
4.Sarı şapka: Sarı renk güneşi çağrıştırır, aydınlıktır.
Olumlulukları, avantajları, o kararın alınması durumunda
sağlanacak yararları ve fırsatları temsil eder.
Sınıf içinde ve dışında yürütülür.
Öğrenciler bireysel ya da gruplar halinde kendi ilgi ve
isteklerine göre konu seçerler.
Öğretmenin rehberliğinde serbest çalışmalar yapılır.
Araştırma, iş birliği içinde çalışma ve üst düzey düşünme
becerilerini geliştirir.
Problem çözme sürecini ve bilimsel yöntemi kullanarak
konular üzerinde çalışılır
5.Yeşil Şapka: Yeni fikirler, yaratıcılık ve üretkenliği temsil
eder. Bir kararın alınması durumunda daha farklı nelerin
yapılacağını temsil eder.
2012 KPSS: Elif Öğretmen, sınıfındaki öğrencilerden bir
grubun gribe yakalanması üzerine
“Sağlığını koruma
sorumluluğunu üstlenir.” Kazanımını gerçekleştirmek için bir
çalışma yapmaya karar verir. Öğrencilerinden gribin sebepleri,
yayılması, tedavisi ve gripten korunma yolları hakkında
araştırma yapmalarını, bulgularına eleştirel düşüncelerini de
katarak sınıfta paylaşmalarını ister. Elif Öğretmen’in,
öğrencilerden yapmasını istediği çalışma aşağıdakilerden
hangisine örnektir? Cevap: Proje
Konu belirlenir. Öğrenciler “U” yarım daire ya da çember
biçiminde oturtulur.





BİREYSEL ÇALIŞMA YÖNTEMİ
Kullanımı




Araştırma yoluyla öğretime uygun durumlarda
Bilişsel alanın uygulama, analiz ve sentez basamaklarındaki
davranışların kazandırılmasında
Öğrenci kendi başına bir konuyu öğrenmek istediğinde
veya kendi başına çalışma yapmak istediğinde
Bireyin konuyu yaparak yaşayarak öğrenmesinde
6.Mavi Şapka: Mavi, tarafsızlığı, sakinliği ve hâkim olmayı akla
getirir. Mavi şapka düşünme sürecinin düzenlenmesi ve
kontrolüyle ilgilidir. Serinkanlı bir biçimde karar vermeyi temsil
eder.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Uygulanması
Şapkalar öğrencilere temsil ettiği fikirlerle belirtilerek dağıtılır ya
da tahtaya yazılır. Öğrenciler şapkanın temsil ettiği fikir
doğrultusunda konuyu işler. Her öğrencinin her şapkaya göre
görüş belirtmesi gerekir.
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Yararları
-Öğrencilerin bilimsel düşünme ve problem çözme becerilerini
geliştirir.
-Yaratıcı düşüncelerin ortaya çıkmasını sağlar.
-Etkili bir iletişim ortamı yaratır.
-Çok yönlü düşünmeyi sağlar.
-Konuşma ve dinlenme becerisini geliştirir.
-Öğrencilerin etkin katılımını ve etkin öğrenmelerini sağlar.
-Öğrenci giydiği şapkanın gerektirdiği biçimde düşünce
üretmeye çalıştığı için düşünceleri sadeleştirebilir.
-Uygulanma sırasında şapkaların değiştirilmesi başka bir
düşünce biçimine geçişi sağlar.
-Empatiyi geliştirir.
17
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
Altı Şapkalı Düşünme Tekniğinin Sınırlılıkları
GÖSTERİ (GÖSTERİM / DEMONSTRASYON)
-Konu iyi seçilmezse yöntem etkin kullanılamaz.
-Öğrenci ve öğretmen tarafından iyi anlaşılmaz ise, amacına
ulaşamaz.
-Kalabalık sınıflarda uygulanması zordur.
Anlatım tekniğini daha etkili bir şekilde gerçekleştirmek
amacıyla görsel materyallerden faydalanma durumudur. Ayrıca
büyük gruplara kısa sürede çok bilgi aktarmak ve uygulamaları
göstermek için de faydalıdır.
2011 KPSS: Aşırı yağmurun olduğu, sellerin büyük çevresel
zararlara yol açtığı günlerde, Mustafa Öğretmen, “Yağmurlar
sayesinde bu yıl kurak geçmeyecek.” der. Mustafa Öğretmen’in
yukarıdaki davranışından yola çıkarak altı şapkalı düşünme
tekniğinden hangi şapka rengine uygun davrandığını bulan
öğrenciler, ders boyunca aynı şapka rengine uygun tepkiler
vereceğini bilmektedirler. Buna göre, Mustafa Öğretmen’in
ders boyunca aynı şapka rengine uygun olarak aşağıdaki
davranışlardan hangisini göstermesi beklenmez?
Gösteri tekniği uygun araç gereçlerle bizzat uygulamanın
gerçekleştirilmesi ile kullanılabildiği gibi önceden yapılmış bir
uygulamanın video görüntülerinin izletilmesi ile de
gerçekleştirilebilir.
A) Sanayileşmenin öneminden ve bunun doğanın yararına
olduğundan bahsetmesi
B) Yaşanmış nükleer santral kazalarını örnek göstererek olası
riskler üzerinde durması
C) Okunan hikâyedeki kötü adamın iyi yönlerinin de olduğunu
söylemesi
D) Buzulların erimesiyle yeni petrol rezervlerine ulaşılacağını ve
bunun enerji kaynakları açısından yararlı olacağını belirtmesi
E) Sera gazlarının salınımına sınırlama getirilmemesinin
ekonomik kalkınmaya katkı getireceğini ifade etmesi
Cevap: Sürekli takılan şapka iyimserlik ve olumlu şapka olan
“sarı” şapkadır. Oysa B şıkkında risk, tehlikeleri ön plana alan,
karamsarlık ve olumsuz şapka olan “siyah” şapkadır. Cevap B
Özellikleri




Öğretmen merkezlidir.
Duyarak ve görerek öğrenme temellidir.
Becerilerin öğretiminde etkilidir.
Kısa zamanda çok kişiye eğitim vermede kolaylık sağlar.
Yararları




Öğrenme süresini kısaltır.
Öğretimin verimliliğini artırır.
Öğrenmeye güdüler.
Konuyla ilgili bilgiyi ya da olguyu gerçek durumu ile
görmeye yarar.
Sınırlılıkları



İyi planlanmazsa etkili olmaz.
Tüm öğrencilerin gösterimi görmesi mümkün olmayabilir.
Katılım olmadığı için gösterip yaptırma ya da benzetim
kadar kalıcı öğrenme gerçekleşmeyebilir.
2013 KPSS: Öğretmen, sınıfında altı düşünce şapkası tekniğini
uygulamak istemektedir. Bu amaçla sınıfa getirdiği yarısı dolu
bir su bardağını masasına koyar. Düşünce şapkalarını da
öğrencilere dağıtarak öğrencilerinden şapkaların rengine uygun
yorumlar yapmalarını ister. Buna göre, aşağıdaki öğrenci
yorumu–şapka rengi eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
Soru – cevap tekniği;
A) Bardağın yarısı boştur. – Siyah
B) Bu güzel bardağın içindeki su, hayatı temsil etmektedir. –
Kırmızı
C) Bu su temiz değildir. – Yeşil
D) Bardağın yarısı doludur. – Sarı
E) Bardağın yarısı dolu, yarısı boştur. – Mavi





ALTI AYAKKABILI UYGULAMA
SORU-CEVAP


Öğrencilerin bildiklerini ve bilmediklerini ortaya çıkarmak,
Düşünme ve konuşma alışkanlığı kazandırmak, Karşılıklı
etkileşim sürecini başlatmak,
Öğrencilerin derse katılımı sağlamak,
Önemli olan noktayı vurgulamak,
Pekiştireç vermek,
Konuyu tekrar etmek ve
Anlaşılmayan noktaları ortaya çıkarmak için kullanılır.
Bilişsel Alan Sınıflama Yöntemine Göre Kullanılabilecek
Soru Tipleri
Uygulama becerisi ve analitik düşünme yeteneği kazandırmayı
amaçlayan tekniktir. Öğrenci merkezlidir. Yaratıcılığı geliştirir.
Ayakkabıların renklerine göre anlamları şöyledir:
Bilişsel Bellek Soruları: En alt düşünce düzeyinde çağrışım ve
hatırlama ile sınırlı olan sorulardır.
Lacivert (Resmi) Ayakkabı: Resmiyeti temsil eder. Rutin işler
Birleştirme Soruları: Kişinin düşüncelerini birleştirici ya da
birbirine yakınlaştırıcı nitelikte sorular içerir.
Gri (Spor) Ayakkabı: Gri renk net olamayan durumları, spor
Örnek: Yunanistan ve Türk kültürlerinin benzer ve farklı olan
özelliklerini karşılaştırın.
mümkün olduğunca mükemmel biçimde uygulanır.
ayakkabı da resmi olmamayı ve rahatlığı simgeler. Bilgi
toplarken rahat bir biçimde çok yönlü olmayı ve tarafsız
davranmayı gerektirir.
Kahverengi (Yürüyüş) Ayakkabı: Karmaşık durumları temsil
eder. Pratikliği gerektirir. Uygulamaya dönük davranış ve
esneklikten faydalanılarak sonuca varılır.
Örnek: Hayvancılığın en yoğun olduğu bölge hangisidir?
Genişletme Soruları: Tahmin etme etkinliklerini içeren, genelde
öğrencileri düşünmeye zorlayarak cevap vermede özgürlük
tanıyan soru tipidir.
Örnek: Ülkemizin istihdamla ilgili sorunları hangileridir?
Turuncu (Lastik) Çizmeler: Tehlike, aciliyet ve krizi ifade
Değerlendirme Soruları: Kişisel düşüncelerin ortaya konmasını
sağlayan öğrencileri içsel düşünce ve mevcut bilgilerini organize
etme doğrultusunda zorlayan soru tipidir.
Pembe (Ev) Terlikler: İnsancıllığı, duyarlılığı ve sıcaklığı temsil
Örnek: Küresel ısınmanın zararlı etkilerini sizce nasıl
azaltabiliriz?
eder. Odaklanma ve öncelik oluşturma duygusu en önemli
özelliğidir.
eder. Korumayı, acımayı, insanların duygu ve hassasiyetlerine
karşı duyarlı olmayı çağrıştırır.
Mor (Binici) Çizmeler: Yetkiyi ifade eder. Kişi kendi yeteneği
ile değil otoriteden aldığı resmi yetki ile hareket eder.
Bu yöntemin sözlü sınavlarla hiçbir ilişkisi yoktur. Birinde amaç
değerlendirmek diğerinde ise düşündürmektir.
2013 KPSS: Derste soru-cevap yöntem veya tekniğinin
kullanılmasında uyulması gereken en temel kural:
Kazandırılacak niteliklerle tutarlı sorular sorma’dır.
18
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
ROL OYNAMA
BENZETİM (SİMÜLASYON / BENZETİŞİM)
Görüşleri, duyguları anlamaya yardımcı olmak ve empati
duygusunu geliştirmek amacıyla kullanılır.
Gerçeğinin tehlikeli veya imkânsız olduğu durumlarda yapay
ortamlar düzenleyerek öğrenciye deneyim kazandırmak ve
öğrenmeyi soyutluktan kurtarmak için kullanılır.
Özellikleri




Bütün öğretim kademelerinde kullanılabilir.
Öğrenci merkezlidir.
Öğrencilerin gerçek yaşamdaki insan rollerini yaparak
yaşayarak öğrenmelerini sağlar.
Yaparak yaşayarak öğrenme temellidir.
Yararları








Öğrencilerin sosyalleşmesine katkı sağlar.
Öğrenme ortamını eğlenceli kılar.
Öğrencileri tanıma fırsatı verir.
Etkin katılımı üst düzeye çıkarır.
Bireyin kendi duygularını keşfetmesini sağlar.
Problem çözme becerilerini geliştirir.
Farklı çözümleri görmelerini sağlar.
Empati ve grup iletişimi gibi becerileri geliştirir.
Sınırlılıkları
Özellikleri





Benzetim bir olayı gerçekmiş gibi ortam düzenleyip
öğrencilerin üzerinde çalışma yapmalarını sağlayan bir
öğretim tekniğidir.
Tehlikeli ya da maliyetli durumlar için kullanılır.
Paraşütçü, astronot, dalgıç, sürücü ve pilot eğitiminde
kullanılır.
Öğrenci merkezlidir.
Beceri öğretiminde (psikomotor) kullanımı uygundur.
Yararları




Kavramları ve ilkeleri yaşama geçirebilmeyi kolaylaştırır.
Güdüyü artırır, analiz ve sentez gücünü geliştirir.
Bireyin kendine güven duygusunu geliştirmesine katkı
sağlar.
Maliyetli olmakla birlikte gerçek ortama göre maliyeti azdır.
Sınırlılıkları
Zaman alıcıdır. Bazen sınıf kontrolü zor olabilir. Aynı öğrenciler
gönüllü olabilir, bazı öğrencilerin isteksizliği söz konusu olabilir.
DRAMA
Sosyal hayat içinde ortaya çıkabilecek çeşitli durumları
öğrencilerin oyuncu olarak katıldıkları çeşitli sahneler ile ortaya
koydukları bir yöntemdir. Yaratıcılığı geliştirmek için uygulanır.
Drama tekniği doğal ve biçimsel olmak üzere ikiye ayrılır.


Teknik olarak maliyetli bir tekniktir.
İyi hazırlanmayan benzetim ortamları
yansıtmayabilir.
gerçeğini
2011 KPSS: Olası bir savaşta hava bombardıman birliklerinde
görev alacak askerler için sanal savaş ortamları oluşturulmuş ve
savaş anında ne zaman ne yapmaları gerektiğine ilişkin bilgi ve
beceri kazanmaları için eğitim verilmiştir. Bu örnekte askerlere
eğitim verilirken hangi öğretim yöntem ya da tekniğinin
kullanıldığı söylenebilir? Cevap: Benzetim
1) Doğal Drama: Doğal olmayı vurgulayan oyuncuların dilediği
ANALOJİ
2) Biçimsel Drama: Oynanacak oyun ya da hikâye oyuncular
tarafından daha önce paylaşılmış, ezberlenmiş ve muhtemelen
provası yapılmıştır. Yetişkin eğitiminde kullanılır.
Analoji, bilinmeyen bir olayı bilinen bir olayın koşullarında
düşünerek, iki olay arasında karşılaştırma yaparak ve ilişkiler
kurarak, bilinmeyen olayı anlama sürecidir. Bilinen durum
“kaynak”, bilinmeyen durum ise ”hedef”tir. Hedefe ulaşmak
için var olan kaynaklardan çağrışım yapılır.
Özellikleri
Anoloji ile öğretme modeli 6 aşamadan oluşur:

1.
2.
gibi davranabildiği serbest konuşma şeklinde gerçekleşen
dramadır. En belirgin örneği yaratıcı dramadır.



Bu teknik tek taraflı olmayıp hem izleyiciye hem de
oyuncuya yöneliktir.
Drama tekniği ile öğrenciler hangi durumda nasıl
davranmaları gerektiğini yaşayarak öğrenirler.
Bir olayı ya da durumu canlandırma esasına dayanır.
Öğrenci merkezlidir.
Yararları




Sosyalleşmeyi artırır. Yaratıcılığı, problem çözme ve iletişim
kurma yeteneğini artırır.
Özgüveni geliştirir, dile hâkim olmayı, akıcı konuşmayı
sağlar.
Bilgileri eğlenceli bir biçimde öğrenme fırsatı sunar.
İzleyici açısından etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini
geliştirir.
Sınırlılıkları

Hedeften sapma ve kontrolü sağlayamama söz konusu
olabilir.
 Sosyal becerileri gelişmemiş öğrencileri öğretime katmak
zor olur ve bu durum dramanın etkinliğini azaltır.
Rol oynamada bireyin başka birinin kimliğine bürünerek başkasının
penceresinden bakmaya çalışması söz konusu iken dramada bireyin
gelecekte ya da başka ortamlarda karşılaşabileceği durumlara, oynayarak,
muhtemel çözüm yollarını bulması söz konusudur.
3.
4.
5.
6.
Hedef kavram tanıtılır(Büyük kan dolaşımı).
Kaynak kavram hedef kavrama göre düzenlenir(Şehir su
şebekesi).
Hedef ve kaynak kavram arasındaki benzerlikler
tanımlanır(Damar ve su borusu).
Benzerlikler ayrıntılı olarak belirtilir.
Analojinin nerede geçersiz olduğunun gösterilmesi(Damar
daha esnek iken su borusu serttir).
Sonuç bir çizelge ile belirtilir.
Yararları

Öğrencilerin eğitim ortamına aktif katılımını sağlar, bilimsel
düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirir.
 Bilimsel kavramların öğrenilmesini sağlar.
 Kavram yanılgılarını düzeltmede etkilidir.
Benzetim tekniği zaman zaman analog (analoji) tekniği ile de
karıştırılmaktadır. Analoji tekniğinde daha önce öğrenilenlere benzetme
varken (beynin cevize, kan hücrelerinin nar tanelerine benzemesi vb.)
benzetim tekniğinde ortamı gerçeğine benzetmek ve gerçeğine uygun bir
ortam yaratmak söz konusudur.
2010 KPSS: Türkçe dersinde kompozisyon yazarken giriş
bölümünün önemini vurgulamak isteyen bir öğretmen
öğrencilerine
“Kompozisyonumuzun giriş paragrafı bel
kemiğimiz gibidir; bel kemiğinde problem olan bir insan nasıl
yürüyemezse, giriş paragrafı yeterince ilgi çekici olmayan bir
kompozisyonu da kimse okumak istemez.” der.
Bu derste öğretmen Analoji tekniğini kullanmıştır.
19
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
2013 KPSS: Fen ve teknoloji dersinde Bahar Öğretmen, beynin
görevlerini anlatırken Türkiye haritası üzerinde Ankara’yı beynin
yerine koyarak anlatmaya çalışmıştır. Bahar Öğretmen’in bu
uygulaması metafor (analoji, benzeşim) tekniğidir.
MİKRO ÖĞRETİM
Dr. Oğuz ÇETİN
İSTASYON
Yarım bırakılan bir işi tamamlamak, önceden yapılan işleri ileri
götürmek, etkinlik zenginliği sağlamak ve bir ürün oraya
çıkarmayı öğretmek için kullanılır.
Kullanımı
Deneyim kazandırmak, eleştirel ve yansıtıcı düşünme becerileri
geliştirmek, özellikle öğretmen adaylarına hizmet öncesi
eğitimde uygulama yapma olanağı sağlamak için kullanılır.
Sınıfın önünde üç ila beş masa aralıklı biçimde yerleştirilir. Her
masa bir istasyondur. Yapılacak etkinliğe göre istasyonlara isim
verilir. Afiş hazırlama, öykü, şiir, slogan vb.
Uygulanışı
Oluşturulan gruplar bu masalara geçerek belirlenen işi yapmaya
başlar. Yaklaşık 10 dakika sonra o masadaki işi yarım bırakarak
sıraya göre diğer masaya geçerler ve orada yarım bırakılan işe
devam ederler.





Bir mikro ders planlanır / hazırlanır.
Mikro ders gerçekleştirilirken kayda alınır. ( 5-20 dk.)
Alınan kayıtlar tüm sınıfın katılımıyla izlenip, incelenir.
Böylelikle deşifre edilip dönüt elde edilir.
Dönütler ışığında mikro ders yeniden düzenlenir ve tekrar
mikro ders gerçekleşir.
Düzeltme ve iyileştirmelerle birlikte mikro dersin son
biçimi kaydedilerek tekrar dönüt alınır.
Bilinmesi Gerekenler




Öğrenci merkezlidir.
Mesleki deneyim kazandırma ve uygulama olanağı sağlar.
Uygulamayı yapan hem yansıtıcı hem de eleştirel düşünme
becerilerini geliştirir.
Uygulamayı değerlendiren ise ölçüte göre değerlendirme
yaparak eleştirel düşünme becerisi kazanır.
2010 KPSS: Mikro öğretim yöntem ya da tekniğinin kullanıldığı
bir sınıfta, Meral sınıf arkadaşlarına örnek bir ders anlatımı
yapacaktır. Aşağıdakilerden hangisi Meral’in mikro öğretim
uygulamasında en fazla öneme sahiptir? Cevap: Örnek ders
anlatımının görüntülü kayıt edilmesini sağlama
EĞİTSEL OYUN
Öğrenilen bilgileri pekiştirmek ve bu bilgilerin rahat ve neşeli bir
ortamda tekrarını sağlamak amacıyla kullanılır. Bu sayede sınıf
içi çalışmalar monotonluktan kurtarılarak daha ilgi çekici hale
getirilir.
Bilinmesi Gerekenler



Öğrenci merkezlidir.
Öğretmenin ortamı değiştirmesi ve neşeli hale getirmesi
esastır.
Öğretmen öğrencilere danışma hizmeti verir, gerekirse
hakem olur.
2011 KPSS: Cemil Öğretmen, sınıfın zeminine bir üçgen çizer
ve bu üçgenin köşelerini mutluluk köşesi, mutsuzluk köşesi ve
kızgınlık köşesi şeklinde isimlendirir. Daha sonra öğrencilere
birkaç örnek durum verir. Verilen durumlarda hangi duyguyu
hissederlerse üçgenin o köşesine gitmelerini ve hissettikleri
duyguyu ifade eden bir cümleyi yüksek sesle söylemelerini ister.
Bu örnekte Cemil Öğretmenin kullandığı yöntem veya teknik
nedir? Cevap: Eğitsel oyun
DENEY
Bilimsel bir gerçeği kanıtlamak veya öğrencilere göstermek
amacıyla kullanılmaktadır. Bir varsayımı sınamak amacıyla
yapılan eyleme deney denir.
Bilinmesi Gerekenler






Bilimsel düşünceyi kazandırmak amaçlanır.
Öğrenci merkezlidir.
Deney öğrenciler tarafından bireysel olarak, mümkün
değilse gruplar halinde yapılmalıdır.
Araştırma uygulama becerilerini geliştirir.
Gerekli tedbirler alınmazsa tehlikeli olabilir.
İyi bir planlama yapılmazsa amacına ulaşmaz.
En sonunda her grup her masayı dolaştıktan sonra en son
geldikleri masadaki işi tamamlarlar.
2013 KPSS: Öğrencilerini dört gruba ayıran bir öğretmen,
sınıfında dört köşeye yerleştirdiği masalara sürüngenlere,
balıklara, kuşlara ve memelilere ait resimler koymuştur. Her bir
grubun, masaları dolaşarak her bir masada belirtilen hayvan
grubuna yönelik bir pano hazırlamalarını istemiştir. Gruplar
daha önceden belirlenen plana göre tüm masalardaki çalışmaları
tamamlamıştır. Öğretmenin bu uygulaması istasyon tekniğidir.
SOKRAT TEKNİĞİ
I.AŞAMA
II.AŞAMA
ALAYSI (İRONİ)
DOĞURTMACA
Öğretmen konuyla ilgili
Bildiklerinden emin
ipucu içeren sorular sorarak
oldukları konuyla ilgili
öğrencilere bilgileri
öğrencilere sorular sorulur.
buldurur. Kendisi kesinlikle
Buradaki amaç sorulan
söylemez. Akıllarını
sorularla öğrencilerin
kullanarak doğru önermeleri
aslında emin oldukları
öğrencilerin bulmasını
bilgilerin güvenilir
sağlar.
olmadığını hissettirmektir.
Bu süreç, akla uygun bilgileri
Bu, tümdengelim yoluyla
öğrenciler bulana kadara
sağlanır.
sürer.
Özellikleri
Öğrenci merkezlidir. Tüm sınıfın katılımını
Öğrencilere birlikte çalışma olanağı tanır.
gerektirir.
Yararları





Öğrencilere birbirlerini tanıma fırsatı verir.
Başlanmış bir işe katkı getirmeyi ve yarım kalan bir işi
bitirmeyi öğretir.
İlgi ve güdülenmeyi artırır.
Çekingen öğrencilerin de öğretim sürecine aktif katılmasını
sağlar.
Özgüven duygusunu geliştirir.
Sınırlılıkları


Tüm grupla uygulanması zordur.
Gürültü ve kargaşaya meydan verebilir.
KONUŞMA HALKASI
Empati, iletişim, kendini ifade etme, farklı görüşlere saygı
gösterme, duygularla düşünceleri ayırt etme becerilerini
kazandırmak amacıyla uygulanır.
Kullanımı
Öğrencilerin bir konu, durum, olay ya da öyküdeki bir kişinin
(kahramanın) yerine kendilerini koyması durumudur.
Öğrenciler bir daire şeklinde oturarak kahramanın ne
düşündüğü, ne hissettiği gibi konularda herkes sırayla görüşlerini
dile getirir.
20
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
Bilinmesi Gerekenler
Balık kılçığı tekniğinin adımları;


Sokrat tekniğinde amaç, insanların bildiklerinden hareketle
önceden hazırlanmış sorular yardımıyla yeni bilgileri
öğretmektir. Sokrates’in felsefi tartışmalarda uyguladığı
yöntemin öğretime uyarlanmış şeklidir.
1. Problemi tanımlama: Ele alınacak problem hakkında kısa bir
bilgi verilir.
2. Nedenler üretme: Yapılandırılmamış beyin fırtınası tekniğini
kullanma (bu probleme neden olan faktörler nelerdir? Bu
nedenler arasındaki ilişkiler nelerdir?).
Yapılandırılmış beyin fırtınası tekniğini kullanma:
(Round Robin 6-3-5,6 kişi 5 dakikada 3 fikir sunması).
3. Diyagramın oluşturulması:
- Sorun, balık kılçığının omurgasına veya başına yazılır.
- Sorunun olmasına sebep olan nedenler önem sırasına göre tek
tek balık kılçığının yan kılçığına yazılır.
- Yazılan nedenler için bu neden oluştu? sorusu sorulur ve altına
alt nedenler olarak sıralanır, incelenir.
Sokrat tartışması ile soru-cevap tekniği aynı değildir.
Balık kılçığı tekniğinin etkili kullanılabilmesi için;
Sokrates’e göre insanda tüm bilgiler vardır; ancak uyur, üstü
kapalıdır. Bunu uyanık hale getirmek eğitimin görevidir.
Öğretme ise sadece soru sorarak yapılır.
1. Tekniğe başlamadan önce herkesin problem üzerinde hem
fikir olduğundan emin olun.
2. Kısa ve öz sözcükler kullanın.
3. Nedenlerin ne olabileceğini düşünün ve onu okların üzerine
ekleyin.
4. Nedenlerin ayrıntılarını üzerine ekleyin.
5. Herkesin birbirinin görüşüne saygılı olmasını sağlayın.


Öğrenci merkezlidir.
Dikkatli dinleme, grup içinde konuşma ve kendini ifade
etme gibi becerileri geliştirir.
Empati kurma becerisini ve başkalarının görüşlerine saygı
duymayı geliştirir.
Duyguları ve düşünceleri ayırt etmeyi öğretir.
SOKRAT TARTIŞMASI (BULDURMA)
Uygulanması
Yöntemin birinci aşamasında evet hayır sorularıyla öğrenci
önceki öğrenmelerinden şüphe eder hale getirilir.
Öğretmen öğrenciye meydan okuyarak sorularla onu sıkıştırır.
Ardından öğrencilerin yanlış bilgilerini fark etmelerine yardımcı
olur. (ironi oluşturma)
İkinci aşamada öğrenci yanlışını fark etmiştir ve önceden
planlanmış sorularla doğru bilgi buldurulur.
Bilinmesi Gerekenler





Öğrenci merkezlidir.
Buluş yoluyla öğretim yaklaşımına temel oluşturur.
Eleştirel düşünme, tartışma yeterliliği gibi becerilerin
kazanılmasını sağlar.
Öğrenci bu teknikle öğrenmeyi öğrenir.
Çok iyi uygulanabilmesi için soru-cevap yönteminin
bilinmesi gerekir.
SOKRAT SEMİNERİ
İçeriği öğretmek, eleştirel düşünme ve tartışma becerileri
kazandırmak esastır.
Öğrencilere ağır bir metnin inceletilmesi esasına dayanır. Daha
sonra öğrencilere düşünme biçimlerini geliştirici sorular sorulur.
Sokrat tartışması, Sokrat semineri ve sokratik yöntem (metod) birbirinden
farklı kavramlardır. Sokrat tartışması buldurma tekniği olarak da ifade
edilen iki aşamalı bir tekniktir. Sokrat semineri ağır bir metnin
incelenmesine dayanır. Sokratik yöntem veya sokratik metod olarak ifade
edilen kavramsa genel anlamda soru-cevap tekniği yerine kullanılan bir
kavramdır.
BALIK KILÇIĞI
BİLİŞSEL ÇIRAKLIK
Özellikleri


Öğrencinin bir uzmanı gözlemleyerek başladığı ve uzmanın
giderek azalan desteği ile o işi kendi başına, hatta kendi
biçemiyle yapar duruma geldiği öğrenme sürecidir.
Bilişsel çıraklık, öğrenciye bilgiye nasıl ulaşılacağını, onu
nasıl kullanabileceğini ve uygulayabileceğini yol gösterici bir
uzman rehberliğinde kazandırma sürecidir.
Özellikleri
6 aşaması vardır:

- Model Olma: Uzmanın, öğrenilecek işi öğrencilerin
gözleyebileceği biçimde yapması
- Çalıştırma: Uzmanın gözetiminde öğrencinin beceriyi
sergilemesi
- Destekleme: Uzmanın öğrenciye yardım etmesi (İpucu verme,
araç önerme, yapamadığı kısımları yapma)
- İfade Etme: Öğrencilerin yaptıkları etkinliğin, akıl
yürütmenin ya da çözdüğü problemin aşamalarını anlatması
- Yansıtma: Öğrencinin sergilediği beceriyi uzmanın ya da diğer
öğrencilerin sergiledikleri ile karşılaştırması
- Öteleme: Gitgide azalan desteğin kalkması. Öğrencinin
beceriyi kendine özgü şekilde sergilemesi




Bir problemin nedenlerini ve alt nedenlerini tanımlama
sürecini yapılandırmaya yardım eden tekniktir.
Tüm öğrencilerin derin ve nesnel bir görüş kazanmalarını
ve problemin çeşitli bölümleri arasında ki önemli ilişkileri
görmesini, öğrencilerin daha derin bir şekilde bir problem
üzerinde yoğunlaşmasını sağlar.
Problem çözme tekniklerinden biri olan bu teknik,
öğrencilerin düşüncelerini organize etmeye yardım eder;
ancak, problem için çözümler sağlamaz.
Belirli bir sorunun ya da durumun olası nedenlerini
belirlemek için kullanılır.
Öğrenmesi ve uygulanması kolaydır.
21
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Yararları






Bilişsel çıraklık uygulamaları motive edici ve öğrenciler için
ilgi çekici bulunmaktadır.
Öğrencilerin uzmanlar gibi düşünmelerini sağlar ve onları
aktif hale getirir.
Öğrencilerin doğal görevleri üstlenmesini sağlar.
Öğrenilen bilgilerin kalıcı olmasını sağlar.
İşbirliği içerisinde çalışma becerilerini geliştirir.
Yansıtıcı ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.
Sınırlılıkları




Uzun zaman alabilir. Bu nedenle de öğrencilerin süreçte
sabırlı olmasını gerektirebilir.
Araç gereç ve kaynak bulmada sıkıntılar yaşanabilir.
Yetenekli ve tecrübeli uzman öğreticilerin bulunmasında
çeşitli zorluklar yaşanabilir.
Öğrencilerde başarısız olma durumunda daha üst düzeyde
kaygı ve hayal kırıklığına sebep olabilir.
2012 KPSS: Okuma yazma öğretmeye çalışan 1. sınıf
öğretmeni, yazma güçlüğü çeken iki öğrencisine her gün
öğrettiği iki harfin yazılışını önce izletir, sonra yardım ederek
parmaklarıyla havada,
masada ve defterde bu harfleri
yazmalarını sağlar. Öğretmen öğrencilere,
yapamadıkları
durumda yardımcı olur. Daha sonra öğrencilerin yazma becerisi
ilerledikçe verdiği desteği yavaş yavaş çeker. Öğretmenin bu
uygulaması aşağıdakilerden hangisine en uygun örnektir?
Cevap: Bilişsel çıraklık
B- ANLATIM TEKNİKLERİ
SUNU (BRİFİNG)
Farklı konularda bir üst kurula veya yöneticiye kısa, öz ve doğru
bilgiler vermek amacıyla kullanılan bir sözel iletişim türüdür.
Bilgiler sunulurken eğitim teknolojisi araç-gereçlerinden
faydalanılır.
KONFERANS
Sanatsal, bilimsel-toplumsal, eğitsel konularda uzmanlarca
açıklama yapmak amacıyla yapılan bir konuşma türüdür.
Konferanslarda bilişsel yön ağır basar. Amaç; dinleyicilere bilgi
vermektir.
SÖYLEV (NUTUK)
Herhangi bir konuda, duygusal yönü baskın ve dinleyicileri
coşturmak için yapılan bir konuşma türüdür. Örnek: Atatürk’ün
10.Yıl Nutku
DEMEÇ
Genelde yetkili makam ya da kişilerin basın yayın organlarına
verdikleri kısa açıklamalardır.
DÜZ ANLATIM
Öğretmenin herhangi bir konuda öğrencilere bilgi aktarmasını
içeren geleneksel öğretim tekniğidir.
Dr. Oğuz ÇETİN
D- AKTİF ÖĞRENME VE AKTİF ÖĞRENME TEKNİKLERİ
AKTİF ÖĞRENME NEDİR?
Aktif öğrenme; öğrencinin kendi öğrenmesinin yönetim ve
sorumluluğunu üzerine aldığı, zihinsel yeteneklerini kullanmaya
zorlandığı bir öğrenme biçimi olarak tanımlanabilir.
Aktif öğrenme bireyin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini dikkate alan,
bireye çoklu öğrenme ve değerlendirme fırsatları sunan bir
yaklaşımdır.
Kısacası aktif öğrenme öğrencilere öğrenme deneyimleri
kazanmaları için fırsat sağlar.
RULMAN
Uygulamanın iç içe oluşturulmuş dönen çemberlerden oluşması
rulmana benzediğinden bu adı almaktadır.
Uygulamasında bütün sınıf iç içe iki çember oluşturulacak
şekilde düzenlenir. Sandalyelerde oturulan dış çemberde yer
alanlar içe, iç çemberde yer alanlar dışa bakacak şekilde
otururlar.
Öğretmen tarafından verilen bir konu veya anlatılan bir
senaryodan sonra karşılıklı gelen iç ve dış çember öğrencileri
birbirlerine düşünce ve çözümlerini anlatırlar. Belirlenen süre
dolduğunda dış çemberdeki öğrenciler sandalyelerinden
kalkarak bir yandaki sandalyeye otururlar. Karşısına yeni bir
arkadaşı gelen öğrenciler yine düşünce ve çözümlerini
paylaşırlar.
Bu uygulama 3 – 4 kere tekrarlanabilir. Böylece öğrenciler farklı
kişilerin değişik düşüncelerini ve çözümlerini öğrenerek zengin
bir bakış açısı kazanabilirler.
KÖŞELENME
Öğrencilere yöneltilen bir soru veya sorun karşısında çok kısa
alternatifler alınır. Daha sonra her bir alternatif için bir
köşe(masa) oluşturulur. Aynı alternatifi savunan öğrenciler
köşeye toplanır ve kendi içlerinde konuyu tartışırlar.
Düşüncelerini ve gerekçelerini savunan bir rapor hazırlarlar. Her
gruptan bir temsilci çıkarak grubun tezini sınıfa açıklar.
Bu aktif öğrenme tekniğinin uygulanışı görüş geliştirmeye benzemektedir.
Görüş geliştirmede, köşelenmeden farklı olarak öğrenciler kendi fikirlerini
değiştirebilmektedir.
KARTOPU (PİRAMİT)
Kartopu, önce bireysel sonra iki kişilik gruplar ardından çiftlerin
oluşturduğu dörtlü gruplar, dörtlülerin birleşiminden oluşan
sekizli gruplar şeklinde kademeli olarak ilerleyen ve finalde
herkesin karşısında sunum yapılan bir tartışma tekniğidir.
AKVARYUM
İnsanlar akvaryuma bakmayı ve içindeki canlıları izlemeyi
severler. Aynı şekilde akvaryum tekniğinde de sınıfın ortasına 2
– 4 öğrenci çıkarılır ve diğer öğrenciler bu öğrencilerin etrafında
bir daire oluşturacak şekilde otururlar.
C- TARTIŞMA TEKNİKLERİ
Yaklaşık 10 dakika kendi aralarında konuşmaları istenir. Bu
sırada sınıftakiler aynı bir akvaryumu izler gibi konuşan
arkadaşlarını izler ve gözlem yaparlar.
Bölüm V- Öğretim Yöntemleri, Tartışma Yöntemi başlığı
altında incelenmiştir.
Literatürde farklılıklar gösteren bazı akvaryum uygulamaları
görülebilmektedir. Rastlanan diğer bir akvaryum uygulaması da
şöyledir:
Öğrencilerden bir grup daire oluşturulur. Geri kalan öğrenciler
bu daireyi çevreleyen bir diğer daire oluşturur.
Ortadaki dairede bulunan öğrenciler bir konu hakkında tartışır
veya deneyimlerini paylaşırlar. Herkesin düşüncelerini ifade
22
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
etmesi önemlidir. Bu arada dış dairedekiler gözlem yapar ve ek
olarak not tutabilirler.
Tartışma sürecinde dış dairedekiler iç dairedekilere sorularını
yöneltebilirler.
TEREYAĞI EKMEK
Öğretmen tarafından verilen bir problem, soru ya da konu
öğrencilere verildikten sonra öğrencilerden önce tek başlarına
düşünmeleri, daha sonra arkadaşları ile bir araya gelerek
düşüncelerini tartışmaları istenir. Birinci aşamanın üzerine tekrar
konuşma fırsatı verdiği için bu tekniğe tereyağı ekmek denmiştir.
Dr. Oğuz ÇETİN
Bir konu ya da problem belirlendikten sonra sınıftaki öğrenciler
6 – 7 kişilik gruplara ayrılır ve her öğrenciye bir konunun, farklı
yönleriyle ilgili 3 kart verilir.
Öğrenciler bu kartlara konuyla ilgili düşüncelerini yazar ve
kartlarını masalarının üzerine koyarlar. Ardından her öğrenci
sırayla kart çeker ve o kartı sesli bir şekilde okur. Daha sonra
kartını herkesin göreceği biçimde masasına koyar. Benzer
fikirler gruplanır. Tüm gruplar görüşleri okuduktan sonra,
görüşler sınıfla paylaşılır ve tahtaya yazılır.
Tekniğin etkili olarak kullanılabilmesi için;

SANDVİÇ
Öğrencilere bir süre kuramsal bilgi, sonra kuramsal bilgi ile ilgili
deneyim kazandırmak üzere uygulamalı ve işbaşında eğitim
verilmesi esasına dayanır.

Bir süre kuramsal, bir süre de uygulama yapıldığı için bu eğitim
anlayışı sandviçe benzetilmiştir.

ŞİİR YAZMA
Bu uygulamada öğrenciler küçük gruplar halinde otururlar. Her
bir öğrencide kâğıt bulunur. Verilen konu ile ilgili bir dize
yazmaları söylenir.
Öğrenciler bir dize yazdıktan sonra kâğıtlar değiştirilir. Yeni
kâğıda ikinci dize yazılır. Belirlenen süre tamamlanana kadar
uygulama devam eder. Grupların elinde üye sayısı kadar şiir
yazılmış olur. Uygulamanın sonunda oluşturulan şiirler sınıfa
sunulur.
DEDİKODU
Dedikodu, öğrencilerin konuyu kavramaya çalışmasını, o
konuda düşünmesini ve değerlendirmesini sağlamaya yöneliktir.
Dedikodu uygulamasında aşağıdaki işlemler izlenir:
1.
2.
3.
4.
5.
Öğrenciler ikişerli grup oluşturur.
Verilen konu ya da soru ile ilgili düşüncelerini birbirlerine
aktarırlar.
Başlangıçta oluşturulan çiftler birbirinden ayrılıp yeni
ikililer oluştururlar.
Yeni eşlerine düşüncelerini ve önceki eşlerinin
düşüncelerini iletirler. Katılıp katılmadıkları noktaları
söylerler.
Uygulama sonunda ortaya çıkan düşünceler sınıf ortamında
tartışılır.
KONUŞMA BİLETLERİ
Bir tartışma tekniği olan konuşma biletlerinde öğrencilerin eşit
konuşma sürelerine sahip olmasına önem verilir. Bunu
sağlayabilmek için her bir öğrenciye üç bilet verilir. Her bir
biletin belirli konuşma süresi (yolculuk süresi) vardır. Öğrenciler
biletleri bitene kadar konuşabilirler. Bileti biten öğrencilerin
konuşma hakkı sona erer.

Öğrencilerin bu tekniği kullanmadan önce konu ile ilgili ön
bilgilere sahip olması gerekir.
Tekniğin amacı belirtilmeli ve teknik başka örnekler
üzerinde öğretilmelidir.
Öğrencilerin görüşlerini sıkılmadan belirte bilmeleri için
rahat bir sınıf ortamı oluşturulmalıdır.
Görüşler asla eleştirilmemelidir.
FİKİR TARAMASI
Tartışma teknikleri arasında yer alan fikir taramasında, belli bir
konuda dört – dokuz kişilik gruplar oluşturularak grup üyeleri
arasında bir fikir taraması yapılır.
Fikir taraması, öğrencilerin herhangi bir konuyla ilgili görüşlerini
özgürce söylemesiyle gerçekleşir. Bu konunun beyin fırtınasında
olduğu gibi sorunsal bir konu olmasına gerek yoktur.
GÜÇ ALANI ANALİZİ
Güç alanı analizi, mühendislik alanı ile ilgili bir kavram olarak
literatürde karşılaşılır. Zıt kutuplar arasındaki farkın belirlenmesi
esasına dayanır.
Uygulama sırasında öğrencilerin bir probleme ilişkin engelleyici
ve destekleyici gördükleri noktaları bulması gerekir. Daha sonra
öğrenciler, bu iki gücün belirlenmesini ve bu iki aksi yöndeki
faktörlerin önceliği hakkında fikir birliği sağlar.
Güç alanı analizi, istenen değişiklik için öğrencileri tüm
faktörleri bir arada düşünmeye zorlar. Yaratıcı çözümlerin
üretilmesi desteklenir.
SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?
Öğrencilerin günlük hayatta karşılaşabilecekleri durumlar
kartlara yazılarak hazırlanır.
Bu kartlarda olayla ilgili soru veya sorular hazırlanır ve ifadelerin
sonuna “Siz olsaydınız ne yapardınız?” soruları yazılır.
Sonrasında kartların hepsine numara verilerek öğrencilerden bu
kartlardan bir tanesini seçmeleri beklenir ve öğrenci seçmiş
olduğu karttaki soruları cevaplandırır. En son olarak da öğrenci
seçmiş olduğu karttaki soruyu cevapladıktan sonra diğer
öğrencilerin de açıklanan duruma ilişkin görüşleri alınarak küçük
bir tartışma yapılır.
KUM SAATİ
Ön öğrenmelerin hatırlatılması amacıyla gerçekleştirilir.
Tahtaya ya da kâğıtlara boş kum saati çizilir. Kum saatinin
ortasına konu (Ne öğretilecek?) yazılır.
Öğrenme malzemesi ile ilgili ön öğrenmeler kum saatinin üst
tarafına, öğrenme malzemelerinin ana temaları alt kısma yazılır.
Daha sonra oluşturulan kum saatleri açıklanarak sınıfla
paylaşılır.
BEYİN ESERİ / ÜRÜNÜ
Öğrencilerin bireysel ve grup olarak görüş geliştirebilmelerini
teşvik etmek için kullanılan; beyin fırtınasına benzer bir
tekniktir.
KAVRAM KONTROLÜ
Sınıfta öğrenilen kavram, ilke, genelleme, kural ve kuramların
öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmek için kullanılan bir kart
oyunudur. Bu oyun sürecinde kartlardan bir grubuna tanımlar
ve açıklamalar yazılarak numaralar verilir. Diğer kartlarda ise
kavram, ilke, kural ve kuram vardır. Sonrasında öğrencilere
kartlar dağıtılarak kartlar numara sırasına göre buna karşılık
gelen kavram veya özellikler arasında uygun eşleştirmeler
yapılarak bu işlem kartlar bitinceye kadar devam eder. Sonuç
olarak derste öğrenilen tüm kavramlar tekrar edilmiş ve
öğrencilerin konuya ilişkin olan eksiklikleri tamamlanmış olur.
23
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
SORU TURU
Soru turu bir konunun netleşmesinde ve gözden geçirilmesinde
kullanılabilir. Öğrenciler yazma, anahtar kavram ve soru
çıkarma, açıklama yapma, değerlendirme gibi üst düzey işlere
katılma fırsatı bulurlar. Bununla birlikte sınıfın öğrenme düzeyi
hakkında da fikir verir. Soru turu uygulamasında sırasıyla şu
aşamalar izlenir.
SENDİKA (SYNDICATE METHOD)
4 – 6 kişilik öğrenci gruplarının bilgiyi araması ve bulduğu bilgiyi
organize etmesiyle, grupla çalışma, karar verme ve sunum
becerilerini geliştirir.
KAVRAMSAL KARİKATÜR
Biri biçimsel açıdan doğru kabul edilen düşünce biçimini,
diğerleri ise bilimsel olarak doğru olmayanları ifade eden
konuşma balonlu karikatürlerin tartışmaya açılmasıyla görüşleri
gerekçelendirmeyi öğretir ve yaratıcılığı geliştirir.
NESİ VAR?
Oyun sınıftaki öğrencilerden birinin dışarı çıkarılması ile başlar.
Sınıftaki öğrenciler aralarında olay ya da kavramı belirlerler.
Hangi ipuçlarını vereceklerini kararlaştırırlar.
Dışarıdaki öğrenci sınıfa çağrılır. Dışarıdan gelen öğrenci değişik
öğrencilere “Nesi var?” sorusunu yöneltir. Öğrenciler ipuçlarını
verirler. İpuçları sayısı ve tahminde bulunma hakkını öğrenciler
belirler.
Bu oyun öğrencilere bildiklerini eğlenceli bir şekilde gözden
geçirme fırsatı verir.
MEKTUP YA DA TELGRAF OYUNU
Dr. Oğuz ÇETİN
Öğrenciler birbirlerinin yakalarındakini okuyarak sınıfta
dolaşırken arkadaşının kâğıdı ile ilgili soruları o arkadaşa
sormaları, beğendikleri kâğıtları karşılıklı değişmeleri sağlanır.
Daha sonra kâğıtları değiştirilenlerin neden değiştirdiklerini
sınıfa açıklamalarıyla bu aktif öğrenme tekniği tamamlanmış
olur.
KESE KÂĞIDI
Öğrencilere birer kese kâğıdı dağıtılarak başlanan bu teknikte,
işlenecek olan konunun önemli bilgi ve kavramları çıkarılır ve
öğrenciler için bunlar tahtaya listelenir.
Öğrenciler bu kavram ve bilgilerle ilgili bildiklerini ellerindeki
kese kâğıdının üzerine yazarlar. Bildikleri ya da hatırladıkları bir
nokta yoksa kese kâğıdına yazı yazmazlar. Daha sonra ikişerli,
üçerli ya da dörderli grup oluştururlar ve aynı gruba düşen
öğrenciler yazdıklarını birbirleriyle paylaşırlar.
Daha sonra öğretmen öğrencilere küçük kartlar ya da kâğıtlar
dağıtır, öğrenciler bu kartlara (ya da kâğıtlara) grup çalışması
sonrası öğrendikleri yeni bilgi ve kavramları yazıp kendi kese
kâğıdının içine atar. Daha sonra küçük gruplar kese kâğıdının
içine yazılanları tartışır.
Böylelikle grup çalışmasından önceki bilgilerle yani kese
kâğıdının üzerine yazılanlarla grup çalışması sonrası bilgiler yani
kese kâğıdının içindeki bilgiler ilişkilendirilmiş olur.
MAHKEME
1.
2.
3.
Bu uygulamada sınıf 6 veya 8 kişilik gruplara ayrılır ve bu gruplar
da kendi aralarında ikiye ayrılır. Gruplardan biri tartışmalı olan
konunun seçmiş olduğu bir yönünü diğer gruba telgraf veya
mektup olarak yazar, belirlenen süre içerisinde grubun cevabı
okuması beklenir ve okunan açıklama grup tarafından
tartışılarak tartışma özetlenir.
4.
5.
6.
TOMBALA
7.
Tombala uygulamasında şu aşamalar izlenir:
1.
2.
3.
4.
5.
Konunun temel kavram veya düşünceleri maddeler halinde
çıkarılır.
Bu maddeler tombala kartlarına dağınık olarak yazılır veya
bazı kutular boş bırakılır.
Hazırlanan kartlar öğrencilere dağıtılır.
Öğretmen konuyu anlatırken bu maddelerden biri geçerse
tombala kartında o maddenin üzerinin kapatılması istenir.
Yatay, dikey ya da çapraz çizgilerde yan yana üç kutu
kapatan öğrenciler tombala yapmış olurlar.
Aynı orijinal tombala oyununda olduğu gibi ilk sırayı
dolduranlar birinci çinko, ikinci sırayı dolduranlar ikinci çinko
ve üçüncü sırayı dolduranlar da tombala yapmış olurlar.
PAZAR YERİ
Aktif öğrenme tekniği olan pazar yeri, aynı sınıftaki öğrencilerin
birbirini tanıması, birbirleriyle görüşlerini paylaşması ve soruna
ilişkin çözümlerini karşılaştırmaları amacıyla kullanılır.
Öğrencilerden, onlara dağıtılan küçük kâğıt parçalarına bir
soruna ilişkin kendi çözümü, ilgili konuya ilişkin bir değeri,
kendi deneyimlerini, kafasına takılan bir soruyu, görüşü veya
bildikleri olguları yazmaları istenir. Daha sonra her bir
öğrencinin bu yazdıklarını yakalarına takmaları ve sınıfta
dolaşmaları istenir.
8.
Dava (tartışma) konusu belirlenir.
İki tarafın avukatları, araştırmacıları, tanıkları, hakim ve
katip belirlenir ve geriye kalanların jüri üyesi olması önerilir.
Bütün öğrencilere konu ile ilgili araştırma yapma ve
malzeme toplama, grupların avukat, tanık, jüri üyesi,
araştırmacı rolündeki üyelerinin bir araya gelerek
bulduklarını tartışmaları ve hazırlık yapmaları sağlanır.
Mahkeme başlatılır.
Avukatlar savunma yaparlar.
Tanıklar kanıtlarını mahkemeye sunarlar. Avukatlara
sorular sorulur ve yapılan açıklamaların kendi savlarını
destekleyen yönlerini ortaya çıkarmaları istenir.
Hakim olarak belirlenen öğrenci ya da öğretmen, yanlışları
ve eksiklikleri belirler.
Geriye kalanlardan oluşan jüri üyeleri kimin haklı olduğuna
karar verir.
ÖĞRENME GALERİSİ
Öğrenciler 2-4 kişilik gruplara ayrılır. Gruplar öğrenmelerini
gözden geçirir ve listeler. Listeler duvarlara asılır. Öğrenciler
listeleri gezer ve kendilerinin de öğrendiği fakat listelerine
yazmayı unuttukları maddelere işaret koyar.
Hangi öğrenmenin kaç kişi tarafından öğrenilebildiğini
değerlendirmeye yarayan bir tekniktir.
OTOBÜS
Özellikle matematik ve hayat bilgisi gibi derslerde kullanımı
uygundur. Bilgilerin paylaşılmasını, pekiştirilmesini ve
değerlendirilmesini sağlar. Örnek bir otobüs oyununun
aşamaları şunlardır:
1.
2.
3.
4.
Sınıf, ideali 10 kişi olmak üzere iki gruba bölünür.
Her gruba rol dağılımı yapmaları için süre verilir.
Durakları hesaplamaları, indi bindilere dikkat etmeleri
istenir.
Uygulama sırasında otobüste uyulması gereken kurallar
işlenir. Bunun yanında indi bindilerle öğrencilerin
zihninden hızlı toplama ve çıkarma yapmaları sağlanır.
Bu uygulama ile birlikte disiplinler arası bir etkinlik sağlanarak
bütüncül bir öğrenme – öğretme süreci sağlanabilir. Etkinliğin
24
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
oyun yönüyle beden eğitimi dersi, matematiksel işlemler olan
bölüm sayesinde matematik dersi ve sosyal yönü ile hayat bilgisi
derslerine yönelik kazanımlar elde edilebilir.
AT NALI
At nalı uygulaması normal veya grupla işlenen dersler için
alternatif ve rahat bir sınıf düzenleme yoludur.
Öğrenciler, öğretmen karşısında sıralanmış seriler halinde
oturmaktansa şekildeki gibi sıra düzeninin at nalı formatında
olduğu, yüz yüze ve açık bir ortamda otururlar. At nalı oturma
formatı, ders başında problem durumlarının verildiği, ardından
öğretmenin gruplar arasında dolaştığı, dinlediği, soru sorduğu
veya cevapladığı bir düzeni ifade eder.
ARKASI YARIN
Arkası yarın tekniğinde öğretmen bir hikâye okurken, okuturken
veya bir film izletirken daha önceden belirlediği bir noktada
hikâyeyi durdurur. Daha sonra öğrencilerden hikâyenin veya
filmin devamında neler olabileceğine dair tahminlerini alır.
Öğrenci görüşleri veya tahminleri tahtaya yazılabilir. Görüşler
alındıktan sonra hikâye veya film devam ettirilir ve öğrenci
tahminleri ile karşılaştırılır. Böylece öğrencilerin yaratıcılığı
geliştirilmeye çalışılır.
ÖYKÜ OLUŞTURMA
Bu teknik herhangi bir konu çerçevesinde gruplar halindeki
öğrencilerin bir araya gelip; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini
oluşturarak yazılı çalışmalar yapmasıyla gerçekleşen bir tekniktir.
1.
2.
3.
Öğrenciler 3 – 5 kişilik gruplara ayrılır.
Öğrencilere öykünün bir kısmı okunarak yarım bırakılır ve
öğrencilerden yarım bırakılan öykünün kalan kısmının
verilen süre (15 – 20 dk) içerisinde tamamlanması istenir.
Oluşturulan öyküler her gruptan bire kişi tarafından okunur
ve diğer öğrencilerden öyküler üzerine değerlendirmeleri
alınır.
Son olarak da oluşturulan öyküler, konunun daha iyi anlaşılması
için doğaçlama (drama) ile tekniklerinden faydalanılarak
öğrenciler tarafından görselleştirilebilir.
Dr. Oğuz ÇETİN
GÖZLEM
Gerçek yaşamdaki olayların, nesnelerin, insanların, bir plan
dâhilinde izlenmesi ile gerçekleşen bir tekniktir. Gözlem tekniği
öğrencilere inceleme olanağı tanımasının yanı sıra gözlem
yapılan konuyu kavramayı sağlar.
Dikkat Edilecek Noktalar:
-Sistematik olmalı ve bir formatı (gözlem formu ve fişi)
olmalıdır. Gözleme başlamadan önce hedefler önceden
belirlenmelidir. Öğrencilere gözlenecek durum ya da olay ile
ilgili önceden bilgi verilmelidir.
-Farklı öğrenciler aynı durum ya da olayı gözlemeli sonuçlar
karşılaştırılmalıdır.
-Gözlemci gözlemi yaparken doğal ortamı bozmamalı, böyle bir
durum söz konusu olursa gözlem gizli gerçekleştirilmelidir.
Gözlem sonuçları vakit kaybetmeden kaydedilmelidir.
Tabiatta var olan bir şeyin kendi şartlarında incelenmesine
“gözlem” denir. Tabiattaki bir olay, durum ya da varlık
araştırmacının oluşturacağı şartlarda incelenirse bu “deney”dir.
2012 KPSS: Kütahya’da görev yapan bir sınıf öğretmeni
öğrencileriyle birlikte “Beylikten Devlete” ünitesi kapsamında
Bilecik’in Söğüt ilçesine bir gezi planı yapar. Gerekli ön
hazırlıkları tamamladıktan sonra ilgili izinleri alarak geziye
giderler. Geziden sonraki ilk derste öğretmen geziyle ilgili
gözlemlerini paylaşır ve sınıfça bir değerlendirme yapılır. Bu
etkinlikte yapılan en önemli hata aşağıdakilerden hangisidir?
Cevap: Gözlem faaliyetlerinin değerlendirilmesinin gezi
sonrasına bırakılması
GÖRÜŞME
Sınıfta işlenen konularla ilgili bilgileri genellikle uzmanlardan
elde ederek öğrenmeyi sağlar.
Bu teknik öğrencinin uzmanlarla dışarıda görüşmesiyle
gerçekleşeceği gibi, sınıfa uzman getirerek de gerçekleşebilir.
Sınıfa uzman getirilerek gerçekleşen görüşme tekniğine kaynak
kişiden yararlanma ismi de verilir.
BURADA HERKES ÖĞRETMEN
Görüşme tekniğinde amaçlar (hedefler) doğrultusunda
sorulacak sorular önceden belirlenir ve bir zaman sınırı konulur.
Temeli işbirlikçi öğrenme modeline dayanır. Öğrenci hem
öğrenir, hem öğretir. Öğretmen yönlendirir.
ÖDEV
E- SINIF DIŞI ÖĞRETİM TEKNİKLERİ
Sınıf dışı öğretim teknikleri, gezi gözlem, görüşme, ödev ve sergi
olmak üzere beş başlıkta ele alınmıştır.
GEZİ
Sınıftaki konularla ilgili olarak yapılan planlı ziyaretlerdir.
Dikkat Edilecek Noktalar:
-Öğrenciye kazandırılacak davranışlar öğrencilerle birlikte
belirlenmelidir.
Ödev, öğretmenler tarafından çocukların ders dışı zamanlarda
hazırlamaları için verilen; bazen derse hazırlık ve çoğu kez de
derste öğrenilenleri pekiştirme, tekrar, genişletme ve
tamamlamayı bazen de
değerlendirmeyi amaçlayan
çalışmalardır.
Yazılı olmakla beraber sözlü ev ödevleri de bulunabileceği gibi,
bireysel olmakla beraber grup halinde yapılan ev ödevleri de
bulunabilir. Ödevler kullanımına göre bağımsız ve grupla
çalışma alışkanlığı kazandırabilir. Grup ödevleri hem bağımsız
hem de grupla çalışma alışkanlığı kazandırır.
Faydaları:
-Gezi yapılacak yer bu hedef davranışlara göre önceden
belirlenmelidir.
-Öğrencilere öğrendiklerini pekiştirme ve çeşitli durumlara
uygulama olanağı sağlar. İşlenen konuları sağlamlaştırır ve
genişletir.
-İzinler alınmalı, gezi yapılacak yerde sorulacak sorular önceden
belirlenmelidir.
-Öğrencinin yaratıcılığını, görev yapma bilincini, kendini kontrol
etme duygusunu yani sorumluluk duygusunu geliştirir.
-Öğrencilerle birlikte (hedefe ve belirlenen yere göre)gezi planı
hazırlanmalıdır.
-Bireysel farkları ve hızı dikkate almayı sağlar (öğretimi ve
öğrenme hızını bireyselleştirir).
-Gezi plana göre yapılmalıdır.
-Öğrencilerin boş zamanlarını eğitsel ve yararlı çalışmalarla
geçirmelerini sağlar (boş zamanların değerlendirilmesi için ödev
-Geziden sonra, yapılan etkinlikler ve sonuçlar gezinin amaçları
doğrultusunda sınıfta tartışılmalıdır.
25
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
verilmez. Eğitsel amaçlarla verilir. Böylelikle boş zaman verimli
geçirilmiş olur. Bu amaç değil yarardır).
-Öğrenciye bağımsız çalışma alışkanlığı kazandırır.
-Öğretmen açısından derse iyi bir öğrenci hazırlığı sağladığı gibi,
aynı zamanda iyi bir öğrenmeyi kontrol etme aracı olur.(Ödev
yoluyla değerlendirme de yapılabilir.)
SERGİ
Yazı, şiir, heykel, resim gibi ürünlerin uygun şekilde
yerleştirilerek
gözler
önüne
konulması,
incelemeye
sunulmasıdır. Öğrenciler, hem ürünleri hazırlarken hem de
ürünleri incelerken öğrene bilme fırsatı bulurlar. Öğrenicinin
öğrenme sürecindeki etkinliklerini paylaşma amacıyla yapılır.
Sergiler, grup bilincini ve grupla çalışma alışkanlığını geliştirir.
Motivasyonu arttırır. Ürün ve süreç değerlendirmeye olanak
tanır.
Bölüm VII – Sınıf Yönetimi
SINIF YÖNETİMİNİN ÖZELLİKLERİ
Her bir bireyin farklı olması gibi hiçbir sınıf da diğerinin aynı
değildir. Her sınıf bulunduğu ülke, çevre, okul, öğrenciler vb.
etkenlerin özelliklerine göre yapısal özellikler kazanır. Bu
ayrılıkların yanında sınıfların çoğunda görülebilecek özelliklerde
bulunmaktadır.
1.Çok Boyutluluk
2.Yakınlık
3.Tahmin Edememe
5.Ortak Tarih
SINIF YÖNETİMİ





--Sınıfı eğitim için hazırlaması
--Sınıfın kurallarını öğrencilerle belirleyip öğrencilere
benimsetmesi
--Öğretimi düzenleyip sürdürmesi
--Öğrencilerin uygun davranmasını sağlaması beklenmektedir.
(Ağaoğlu,2006)
Sınıf yönetiminin bu özellikleri şöyle sıralanabilir:
1.Sınıf yönetimi okul yönetimi içinde bir alandır. Sınıf
yönetimini okul yönetiminden soyutlamak ve ayrı düşünmek
doğru değildir.
2.Öğretmenin yönetim yaklaşımı, sınıf yönetimini etkiler.
Öğretmenin eğitim felsefesi, yönetim anlayışı, kişiliği sınıfı nasıl
yöneteceğini etkiler.
3.Sınıf yönetimi, öğretim ve sınıf düzeni temelleri üzerine
kurulur.
4.Toplumsal kültür, sınıf yönetimini etkiler.
5.Sınıf yönetim biçimi, öğrencilerin ihtiyaçlarına, gelişim
özelliklerine, sınıfın düzeyine göre farklılık göstermektedir.
6.Her ortamda geçerli olabilecek tek ve en etkili bir sınıf yönetim
yaklaşımı yoktur. Sınıf yönetimi pek çok iç ve dış faktörden
etkilenmektedir.
SINIF YÖNETİMİNİN AMAÇLARI
Sınıf yönetiminin temel amacı; olumlu ve verimli öğrenme
çevresi oluşturarak, öğrencilerin öğretim hedeflerine ulaşmasını
sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için etkili sınıf yönetimi zamanın
etkili kullanılması, sınıf yaşamının düzenli bir biçimde
yürütülmesini ve öğrencilerin kendi kendilerini yönetmelerini
sağlar.
ZAMANIN ETKİLİ KULLANILMASINI SAĞLAMA
4.Açıklık

Dr. Oğuz ÇETİN
Sınıf yaşamının bir orkestra gibi yönetilmesidir. Eğitim
programlarının hazırlanması, kaynak ve işlemlerin
organizasyonu, çevrenin maksimum verim için
düzenlenmesi öğrencilerdeki gelişimin izlenmesi, olası
sorunların önlenmesidir.
Olumlu ve verimli öğrenme ortamı sağlamak amacıyla
kullanılan tekniklerdir.
Sınıf içi etkinliklerin düzgün olarak yürütülmesini sağlama
ve sınıftaki kesintileri en aza indirme tekniklerini içerir.
Öğretmen ve öğrencilerin çalışma engellerinin en aza
indirilmesi, öğretim zamanının etkin kullanılması,
etkinliklere öğrencilerin katılımının sağlanmasıdır.
Sınıftaki kaynakların insanların, zamanın yönetilmesidir.
Öğretme ve öğrenmenin meydana geldiği bir çevre
yaratmak ve bu çevreyi korumak için gerekli işlemler ve
önermelerdir.
Karmaşık bir süreç olan eğitim-öğretim sürecinin
gerçekleştiği sınıfın yönetimini etkileyen etmenler
şunlardır;





Öğrencilerin özellikleri ve gereksinimleri
Okul yapısı
Öğretmenlerin sahip olduğu kişisel geçmiş
Öğretmenin okul amaçlarına ilişkin inançları
Öğretmenin sınıf yönetimi konusunda hizmet öncesi
eğitimi
 Okulca benimsenen kurallar
Sınıf yönetiminin en etkili öğesi, öğretmendir.
Etkili bir sınıf yöneticisi olarak öğretmenden;
Okullarda ders süresi 45-50 dk arasındadır. Bu süre öğrencilerin
dikkat süreleri göz önünde bulundurularak belirlenmiştir.
Öğretimin etkinliği ders süresinin uzunluğundan çok, bu
sürenin öğretmen tarafından kullanılma biçimine göre değişir.
Öğrenci öğrenme işi ile ne kadar çok zaman harcarsa ve ne kadar
az akademik olmayan işlerle uğraşırsa o kadar çok öğrenir. Bu
nedenle sınıf yönetiminde zamanın etkili kullanımı çok önemli
rol oynar.
1970’li yıllarda birçok araştırma sınıf içinde geçen zamanın farklı
biçimlerde tanımlanmasını getirmiştir. Bunlar:
1.Planlı Zaman: Öğretmen ders planı hazırlarken değişik
konular ve etkinlikler için belli zaman belirler. Bu planlanmış
zamandır.
2.Ayrılmış Zaman: Öğretmenin belli bir konu, iş ya da
etkinlik için uygulamada ayırdığı zamandır.
3.Meşgul Olunan Zaman: Öğrencinin etkinlik ya da işe
gerçekten ayırdığı zamandır.
4.Akademik Öğrenme Zamanı: Öğrencinin iş ya da etkinlikle
meşgul olduğu ve işi başardığı zamandır.
Bu dört zaman kavramı birbirinden oldukça farklıdır ve planlı
zamandan akademik öğrenme zamanına doğru süre giderek
azalmaktadır.
Sınıfta zaman kaybını önlemenin en etkili yolu sınıfta öğretimi
engelleyici etmenleri en aza indirmektir. Bu da etkili sınıf
yönetimiyle mümkündür.
SINIF YÖNETİMİNİN BOYUTLARI
Sınıf yönetimi, sınıf yaşamının öğrenme amaçları doğrultusunda
bir orkestra uyumu içinde yönetilmesidir.
26
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Dr. Oğuz ÇETİN
1.Sınıfın Fiziksel Ortamının Yönetimi: Sınıf ortamının
genişliği, ısı, ışık, gürültü, temizlik, estetik, eğitsel araçlar,
oturma düzeni gibi öğretmenin amaçlar doğrultusunda
örgütleyebileceği sınıf ortamına ait faktörler bu grupta yer alır.
nasıl önlenir?’ sorusu önem kazanmaktadır. Etkili öğretmenlik
kavramı eğitimciler tarafından çokça incelenen konulardan
biridir. Medly (1979) etkili öğretmenlikle ilgili beş özellik
tanımlamıştır. Medly ‘ e göre etkili öğretmen:
2.Plan-Program Etkinliklerinin Yönetimi: Yıllık, ünite ve
günlük planların yapılması, iş, işlem süreçlerinin belirlenmesi,
öğretim materyallerinin sağlanması, yöntem seçme, öğrenci
katılımını düzenleme, öğrenci özelliklerini izleme ve
değerlendirme bu grupta yer alır.
1.
2.
3.
4.
5.
3.Zaman Yönetimi: Öğretimsel zamanın iyi planlanması ve
yönetilmesi önemlidir. Çünkü etkili bir öğretim, öğrenme
sürecinde geçen zamanın çokluğuna ve etkili kullanımına
bağlıdır. Sınıf içinde geçirilen zamanın çeşitli etkenler arasında
dağılımı, ders dışı ve bozucu etkinlerle zamanın harcanmaması,
öğrencinin gönüllü olarak keyifle sınıfta öğretim içinde
tutulabilmesi, devamsızlık ve okuldan ayrılmaların önlenmesi bu
kapsam içinde düşünülebilir.
Etkili öğretmenlik yaklaşımına göre, öğretmenler etkili
öğretmenlik davranışları sergilerlerse o öğretmenin sınıfında
disiplin problemi yaşanmaz.
4.Sınıfta İlişki Yönetimi: Sınıf kurallarının öğrencilerle birlikte
benimsenerek uygulanması, sınıfta öğrenci-öğrenci, öğrenciöğretmen iletişim ve ilişkilerinin yönetimi bu boyutta yer alır.
Uzun yıllar eğitim kurumlarında uygulana gelen bu yaklaşımda
öğretmenlerden bilgi aktarmaları, öğrencilerden ise, öğretmenin
aktardığı bilgileri sorgulamadan doğru kabul ederek
ezberlemeleri beklenir.
5.Davranış Yönetimi: Sınıf liderliği bu boyutta önce çıkan
kavramdır. Sınıfta olumlu iklimin oluşturulması, eğitim
ortamının istenen davranışı sağlayabilir hale getirilmesi;
sorunların ortaya çıkmadan önlenmesi ya da ortaya çıkmışsa
uygun bir biçimde çözülmesi bu kapsam içinde düşünülebilir.
SINIF YÖNETİMİ İLE İLGİLİ ETKİNLİKLER
Etkili bir öğretim lideri olarak öğretmenin bu çalışmaları istenen
düzeyde gerçekleştirebilmesi, sınıf yönetimi etkinlikleri
konusunda bilgi sahibi olması ve bildiklerini doğru biçimde
uygulayabilmesine bağlıdır. Sınıf yönetimi etkinlikleri beş
boyutta ele alınmaktadır:
--Sınıf ortamının fiziksel düzenine ilişkin etkinlikler
--Plan –program etkinlikleri
--Sınıf içi ilişkilerin düzenlenmesine ilişkin etkinlikler
--Zaman yönetimine ilişkin etkinlikler
SINIF YÖNETİMİNDE BAŞLICA YAKLAŞIMLAR
1)Rehberlik (Danışmanlık) Yaklaşımı
Bu yaklaşım ABD ‘de 1960’lı ve 1979’li yıllarda etkili olmuştur.
Rehberlik yaklaşımında öğrencilerin olumsuz davranışlarının
düzeltilmesinde öğretmen önemli rol oynar. Öğretmen olumsuz
davranışlarının düzeltilmesinde öğrenciye psikolojik rehberlik
yapar. Bu amaçla, öğretmenler kısa bir eğitim alarak, sınıf
ortamında istenmeyen davranışta bulunan öğrencilerin
sorununu anlamaya çalışır, onlara kendilerini daha iyi anlamaları,
yetişkinlerle işbirliği yapmaları ve daha üretici olmaları için
yardımcı olurlar.
İstendik kişilik özelliklerine sahip,
Etkili yöntemler kullanan,
İyi sınıf atmosferi yaratan ,
Konusunda yeterli ve
Profesyonel karar vericidir.
SINIF YÖNETİM MODELLERİ
1)Geleneksel Model: Öğretmenin önceden tek başına
belirlediği sınıf kurallarına öğrencilerin sorgulamadan uymaları
beklenir.
2)Tepkisel Model: Bu yaklaşımda, sınıf içinde oluşan
istenmeyen durum ya da davranışların değiştirilmesi amaçlanır.
Bunun için, sınıfta istenmeyen bir durum ya da davranış ortaya
çıktığında hemen tepki verilmesi söz konusudur. Gruptan çok
bireye yönelik tepkileri içeren bu yaklaşımın sınıfta çok sık
kullanılması, öğretmenin sınıf yönetimi yeterliklerinin azlığının
göstergesi olarak kabul edilir.
3)Önlemsel Model: Öğretmenin sınıfta ortaya çıkabilecek
istenmeyen durum ya da davranışları önceden kestirerek
önlemler almasını içerir. Bu yaklaşımda, sınıfta öğretimi
aksatacak sorunların ortaya çıkmasına olanak vermeyen
düzenlemeler yapmak amaçlanır.
4)Gelişimsel Model: Öğrencilerin fiziksel ve ruhsal gelişim
düzeyleri göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen sınıf
yönetimi yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, sınıf içindeki öğretim
etkinlikleri ve oluşturulacak kurallarda öğrencilerin gelişim
evrelerine uygun seçimler yapılması söz konusudur.
5)Bütünsel Model: Bütünsel sınıf yönetimi modeli önceki dört
modelin bir sentezi olarak görülebilir. Bu modelde önlemsel
sınıf yönetimi modeline öncelik verme, gruba olduğu kadar
bireye de yönelme, istenen davranışa ulaşabilmek için
istenmeyen davranışın nedenlerini ortadan kaldırma, öğrenci
özelliklerini dikkate alma vardır. İstenen davranışın uygun
ortamlarda gerçekleşeceği bilincine dayanarak ortam
düzenlemeye, bütün önlemsel yönetim çabalarına karşın
oluşabilecek istenmeyen davranışları düzeltmek amacıyla
tepkisel yönetim araçlarından yararlanılmaya çalışılır.
ÖĞRETMEN NİTELİKLERİ
2005 Programları ve Öğretmen
2)Davranışçı Yaklaşım
Bu yaklaşımda sınıf ortamında olumsuz öğrenci davranışlarının
davranışçı yöntemlerle değiştirilmesi temel alınmaktadır.
Davranışçı yaklaşımda olumsuz öğrenci davranışları, pekiştirme
model olma ve ceza gibi tekniklerle değiştirilmeye çalışılır.
3)Etkili Öğretmenlik Yaklaşımı
Bu yaklaşım 1970’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Rehberlik ve
Davranışçı yaklaşımda ‘Öğrencinin olumsuz davranışı
karşısında öğretmen ne yapmalı?’ sorusuna yanıt aranırken, etkili
öğretmenlik yaklaşımında ‘Öğrencilerin olumsuz davranışları
Türkiye’de öğretmen niteliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak
MEB Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü
tarafından,1998 yılında “Öğretmen Yeterlilikleri” isimli bir
çalışma yapılmıştır.
Bu çalışmada öğretmen nitelikleri, yeterlilik alanları olarak ifade
dilmiş ve bu alanlar 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’na
uygun olarak genel kültür, özel alan ve eğitme-öğretme
yeterlilikleri olarak ele alınmıştır.
Öğretmenlerde olması gereken üç özellik; özel alan bilgisi,
meslek bilgisi(pedagojik formasyon) ve genel kültürdür.
27
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ BİLGİ NOTU
Özel alan bilgisi: Öğretmenin kendi alanı yani branşı ile ilgili
bilgilere sahip olmasıdır. Örneğin, bir tarih öğretmeninin tarih
bilgisi bu özellik ile ilgilidir.
Meslek bilgisi (pedagojik formasyon): Öğretmenin
öğretmenlik mesleğini iyi biliyor ve icra ediyor olması ile ilgilidir.
Genel Kültür: Öğretmenin öğretmenlik mesleği ve kendi alanı
dışında, içinde yaşadığı topluma ve dünyaya ilişkin gelişmelerden
haberdar olması ve bunlara ilişkin bilgilere sahip olmasıdır.
Dr. Oğuz ÇETİN
2.4 Kitaplar ve Teksirler
Ders kitapları, kaynak materyaller, yardımcı kitaplar, teksir
edilmiş materyallerdir.
3. ÖĞRETİM ARAÇLARI İLE DESTEKLENEN BİR
DERSİN YARARLARI
-Öğretim daha ilgi çekici hale gelir.
-Öğretim için gerekli süre kısalır.
Bölüm VIII – Öğretim Araç-Gereçleri
1.GENEL TANIMLAR
Öğretim Materyali
-Öğrenmenin niteliği yükselir.(Öğrenmeler etkili ve kalıcı olur.)
-Öğrencilerin öğrendikleri konulara ve öğrenme sürecine
yönelik olumlu tutumları artabilir.
Eğitim – öğretimde kullanılan araç-gereçlerin tümüdür.
4. ARAÇ-GEREÇLERİN ÖĞRENME SÜRECİNDEKİ
ÖNEMİ
Eğitim Ortamı

Araç gereçler ilgi uyandırırlar.
Eğitsel iletişim ve etkileşimin yer aldığı, öğrencileri etkileşimde
bulunduğu ve eğitim etkinliklerinin meydana geldiği çevredir.

Araç gereçler zamandan tasarruf sağlarlar.

Güvenli gözlem yapma olanağı sağlarlar.
Öğretim Aracı

İçeriğin kendi içinde tutarlı ve anlamlı olmasını sağlar.
Kaynakla alıcı arasında bilgi taşıyan, mekanik veya elektronik,
yazılı-çizili tüm materyalleri kapsar.

Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarını karşılamasına yardımcı
olabilir.
Öğretim Gereci

Tekrar tekrar kullanabilirler.
Daha çok basılı ve yazılı öğretme-öğrenme ortamı anlamında,
ucuz-geçici nitelikte ve yaşantı içeriğinin düzenini ifade eder.

İçeriği basitleştirerek anlaşılmasını kolaylaştırırlar.

Soyut kavramları ve konuları somutlaştırır.
2. ARAÇ VE GEREÇLERİN TÜRLERİ
2.1 Göze Hitap Eden Araçlar
-Sınıf tahtası
-Çok amaçlı tahtalar
-Teşhir tahtaları
-Grafik materyalleri
-Hareketsiz resimler
-Harita ve küreler
-Gerçek obje ve nesneler
-Modeller ve örnekler
-Sergiler
-Tepegöz, film şeridi
-Slayt ve projektör
2.2 Kulağa Hitap Eden Araçlar
-Plak ve plakçalar
-Kaset ve kasetçalar
-CD ve CD çalar
-Radyo
2.3 Göze ve Kulağa Hitap Eden Araçlar
-Multimedya (iletişim araçlarının birlikte kullanılması), öğretim
paketleri, öğrenme merkezleri, ses-slayt bileşeni, etkileşimli
video
-Film ve videolar
-Elektronik dağıtım sistemleri
-VCD
-Bilgisayar temeline dayalı öğretim araçları
-Televizyon
Download