aile sağlık ansiklopedisi

advertisement
SAĞLIK BİLİMLERİ
 HERŞEYDEN ÖNCE SAĞLIKLI YAŞAMAYA…
BrainTr
TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR
OLUŞMA
 Doğum Öncesi Gelişim: Yumurta;Döllenme süresi
şöyle sıralanabilir.
* Yaş : sıfır
* Yaş : 3 günlük
Boy: 0,1 mm
Boy:0,3 mm
* Yaş : 7-8 günlük * Yaş : 28 günlük
Boy : 1 mm
Boy : 2,5 mm
* Yaş : 4 aylık
Boy: 18 cm
* Yaş : 9 aylık
Boy: 50 cm
* Yaş : 5-6 günlük
Boy : 0,8 mm
* Yaş : 6 hafta
Boy : 13 mm
VÜCUDUMUZU TANIYALIM
 Vücudumuz : Mikroskopla görülebilen küçük yapı
taşlarından oluşan hücrelerden oluşur.
 Hücreler birleşerek dokuları, dokular birleşerek
organları, organlar birleşerek harika vücut makinamızı
meydana getirirler.
MİKROSKOP ALTINDA İNSAN
 Bir hücreden altmış trilyon hücreye
 Bütün canlıların en küçük yapı taşı hücredir. İnsan, bir
tek döllenmiş hücreden yaratılmaktadır. Dişi ve erkek
üreme spermi ile bir tek hücre oluştururlar. Dört
günlük yolculuktan sonra ana rahim duvarına
yapışarak hayatını devam ettirir.
 İnsanın bütün hücrelerinde 46 (23) çift adet
kromozom vardır. Erkek x kromozomu ile dişi x
kromozomu ile birleşirse; kız, erkek y hücre
kromozomu ile dişi x kromozomu birleşirse; erkek.
Erkekte x-y hücre kromozomları dişi de x-x hücre
kromozomları vardır.
 İki hücre birleşince 92 kromozom oluşur.
 İnsan vücudunda % 56’sı sudan ibarettir. 40 litre
olduğu düşünülürse ; 25 litresi hücrelerin içinde yer
alır. 5 litresi kanın plazmasında, 10 litresi dokularda
bulunur.
KEMİKLER
 Kafa kemiği,alın,burun,alt,üst çene,boyun
omurları,köprücük,omuz,göğüs omurları,dirsek
kemiği,kuyruk sokumu kemiği,kuyruk kemiği,bilek
kemiği,parmak kemiği,el tarağı,bacak kemiği,diz
kapağı,kaval kemiği,kamış kemiği,ayak bileği,ayak
tarağı. Kemiklerden insan vücudu oluşur. İskelet 206
kemikten meydana gelir.
KASLAR
 600’e yakın kas vardır.
 2 Çeşit kas vardır;
 Çizgili kaslar: Yürümek,koşmak,yük
kaldırmak,konuşmak ve yazı yazmak gibi irademize
bağlı hareketleri yerine getirirler. 400 yakın kas var.
 Düz kaslar: Mide,bağırsak,böbrek ve karaciğer gibi
irademiz dışında iç organlarımızı çalıştırırlar. 200
yakın kas var.
KAN VE DOLAŞIM SİSTEMİ
 Bu görevin merkezi kalptir. Temiz kanı atardamara
pompalayan kalp vücuda temiz kan verir.
Toplardamardan kirlenmiş kanı emer ve akciğere
göndererek temizlenmesini sağlar. Toplar ve
atardamarlar kalbe bağlıdırlar. Atar ve toplar damarlar
vücudun hücrelerine nüfus edecek incelikte
olmadıklarından bunlara bağlı çok ince kılcal damarlar
vardır. Kılcal damarlar sayesinde bütün dokuların içine
girerek hücreleri beslerler.
 Oksijen: en fazla oksijene ihtiyaç duyan organ
kalptir.Kalp kanın % 75’ni kendisi için çalıştırır.Kalan
% 25 ise vücut kullanır.Kalpten sonra oksijene en çok
ihtiyaç duyan beyindir.
TANSİYON VE NABIZ
 Kalbin kasılıp gevşeyerek damarlara yaptığı
basınca,halk arasında kalp atışı denir. Yaklaşık 60-80
defa kasılma yapar. Buna vuruş veya nabız denir. Nabzı
bilek,çene alt tarafından saniye şeklindedir.
SİNDİRİM SİSTEMİ
 Hücrelerin,oksijenden ayrı olarak,gıdaya da ihtiyacı
vardır.bu gıdaları kandan alır.Kan ise yediğimiz
besinlerden elde eder.Buna sindirim sistemi diyoruz.
BEYİN
 Organların merkezidir.En iyi korunan
organımızdır.İnsan beyni 12-15 milyarı sinir hücresi
olmak üzere 100 milyar hücreden meydana
gelmiş,yaklaşık 1400 gram ağırlığında yumuşak bir
dokudur.Desteksiz olarak katı bir yere bırakıldığında
muhallebi gibi yayılır.Beynimiz,yumuşak bir zar ve
daha dışta sert gevşemez bir tabaka ile çevrilidir.Bu
durumu ile kemiklerden yapılmış bir kafatası içinde
yer alır.Beyin=>Beyin kıvrımları=>Beyincik=>Beyin
sapı şekli ile Sağ,Sol ve Yarım küre loblarından oluşur.
SOLUNUM SİSTEMİ
 Hücrenin en önemli ihtiyacı oksijendir.Oksijensiz
kalan bir hücre 7-8 dakikadan fazla yaşayamaz.Çok
hassas olan beyin hücreleri daha önce ölürler.Hücreler
oksijen ihtiyaçlarını kandan,kan da akciğerden temin
etmektedir.Bu sistemin alışverişine solunum sistemi
diyoruz.
SİNİR SİSTEMİ
 Beynimizin içinden giden ve dolaşan sinir
damarlarımız hareketlerimizi ve hareketsizliğimizi
yani negatif ve pozitif yanlarımızı kontrol
etmektedirler.
 Sinir sisteminin en büyüğü insanda mevcuttur.
DUYU ORGANLARI
 Gözle görür,kulakla işitir,burunla koklar,dilimizle tat
alır ve derimizle ise sıcağı,soğuğu,yumuşaklığı ve
sertliği hissederiz.Duyu organları haber
alıcılarıdırlar,bu beyne sinir sistemiyle ulaştırılır ve
değerlendirilip anlam ifade eder.
SAĞLIKLA İLGİLİ MEVZULAR
YAPAY SOLUNUM
 Eğer nefesi boğuk ve hıçkırıksıysa yana doğru
döndürün (yarası yoksa) netice vermezse derin bir
nefes alıp ağzına yapışın ve bütün gücünüzle
üfleyin,göğsü şişmişse bırakın,şişmemişse 15-20 defa
tekrarlayın.
KALP DURMASI
 Gözlerinin göz bebeği büyümüş ve nabzı
duyulmaz,işitmez ve kıpırdamıyorsa kalp durmuş
olabilir.Bu durumda masaj yapın;göğsünün ortası
(memelerin arası) bulacak şekilde kollar gevşek ve dik
üç saniye içinde basınç yapın.Bunu 5 defa
tekrarlayın,ardından yapay solunum yapın.
KIRIK-ÇIKIK-BURKULMA
 Burkulma: Aniden bir sarsılmayla incinebilen
hareketlerden;damar yırtılması,şişme,morarma
meydana gelebilir.Böyle durumda burkulan yeri
sarsmayın altına sert bir düzlemde bir şeyle sarıp
koruyun.(ilkin soğuk su ile yıkayın)
 Çıkık: parmak-kol-bacaklarda-belde görülen kemikten
ayrılana çıkık denir.Bu durumda sarsmayın ve
dokunmayın.Doktora görünün.
 Açık kırıklar: Dokuyu delip dışarı çıkarsa bu açık
kırıktır.Bu durumda sarsmayın sakin dikkatlice
düzeltmeye ve sarmaya çalışın
EZİLMELER
 Bir darbe sonucunda zedelenip dokuda kılcal
damarların ezildiği durumda ilkin soğuk suyla
kompres yapın sonra soğuk bezle zedelenen yerin
üstüne sarın.
BAŞ YARALANMALARI
 Bunun belirtileri baş kanaması,baş dönmesi,el,kol
dengesizliği durumunda hemen düz bir şekilde
sarsmadan yatırın ve düzenli nefes almasını sağlayıp
gereken durumu kontrol edin.
VÜCUT YARALANMALARI
 Herhangi dokunun yaralanmasında veya sivri birşeyin
batmasıyla müdahale edip temizlenmeli ve tetanos
aşısı yapılmalıdır.
 Belirtileri;dokununca acır,yanar,şişer.
KANAMALAR
 Toplardamar,atardamar,kılcal damarlar da
kanamalarda ilk yapılacak şey bezi kanayan yere
bastırarak 10-20 dakika bekleyin eğer kanama kesilmez
ise ciddi bir durum vardır.Ama ilk müdahale olarak 4
katlı bir bezi üstüne koyup hafifçede iki yandan
bağlanabilir.Yarım saatten fazla kapalı bırakılmamalı
sargıyı açıp iki dakika açık kalması gerekiyor.Hala
durmadıysa tekrar kapatın.
BURUN KANAMASI
 Sıcak ve düşmeden meydana gelebilecek kanamalarda
burnu 4 dakika sıkın ve oturun burundan nefes
almayın.Ciddi bir durumda kanama durmazsa hemen
doktora gidilmeli bunun yanında soğuk bir bezle
bastırılmalı.Yaşlılarda tansiyon yüksekliğinden
olabilir,doktora gitmeleri iyi olur.
YANIKLAR
 Üç çeşit yanma vardır
 Güneş yanıkları: Deri kızarır
 Isı yanıkları: Kabarcıklar oluşur
 Kimyasal madde yanıkları: Dokularda zedelenme
yapar.
 Bu durumda soğuk suyla kompres yapın bezle üstünü
kapatıp sarın.Tuzlu su için (çay kaşığı ¼) 15 dakika da
bir.
SICAK ÇARPMASI
 Bundan yaşlılar ve çocuklar en çok zarar görür.Bu tür
durumlarda baş ağrısı,ateş yüksekliği ve halsizlik
belirtileri görülür.Elbiseler çıkarılıp soğuk bir süngerle
vücuda sürtmeli sonra dinlenmelidir.
DONMA
 Bu belirtiler;burun,kulak,el,ayakla hissedilir.Ancak
ilkin hissedilmez sonra parmaklarda,bacaklarda ağrı
hissedilir.İlk müdahale soğuk suyla üstüne sürülmeli
yavaş yavaş sıcaklık hissettirilmeli.
 Donan birini hemen sıcak sobaya yaklaştırmayın.
ZEHİRLENMELER
 Bulantı,karın ağrısı,kusma ve sürekli ishal
durumlarında parmakla ağzın iç kısmındaki küçük
dile dokundurup kusmayı sağlayın.Eğer ağır bir
zehirlenme ise (gaz,benzin) kusturmayın çünkü
boğaza zarar verir.
 Farklı Zehirlenmeler: Yılan,akrep ve mantar gibi ağır
zehirlerden gelen bir durumda mantar
zehirlenmesinde kusturulması sağlanmalı bunun için
küçük dile parmak sokma veya tuzlu su içirme.Yılan ve
akrep zehirlenmelerinde müdahale zehirlenen bölgeye
alev verilmeli ve jiletle yırtmalı emmeli tükürmeli
(ağızda yara olmamalı) ondan sonrasında bir şeyle
bağlayıp vücutta dolaşmamasını sağlamalı.
TARAFİK KAZASI
 Eğer kaza sırasında kişilerden gelen sesliye değil
baygın veya şokta olup susanla ilgilenin.Herhangi bir
kazalı durumda kemeri çıkarıp yara varsa üzerine
bastırın.
ELEKTRİK KAZASI
 Çıplak elle çıplak kabloya dokunmamalı.Islak elle
elektrik cihazlarını kullanmamalı.Herhangi bir
durumda elektriğin çarpmasıyla karşılaştığınız kişiyi
bir plastik veya odunla ayırmaya çalışın.
SUDA BOĞULMA KAZASI
 Derin ve bilinmeyen bir suyun içine,hele tek başınıza
ise hiç girmeyin.Boğulmadan kurtarılan veya kurtulan
biri bayılmışsa yapay solunumla kendine getirin.
GÖZE YABANCI BİR CİSİM
KAÇARSA
 Genellikle;toz,kıl,tahta parçası veya sert cisimleri göze
kaçması üstteki göz kapağı içine geçer.Göze zarar
vermeyecek şekilde hafifçe kapağın altından almaya
çalışın,olmuyor ise bırakın.Gözün içindeyse kapatıp
açın,gözünüzün yaşıyla birlikte çıkmaya başlar.
SOLUNUM YOLUNA BİR ŞEY
KAÇARSA
 Bu boğaza veya buruna girmiş yemek kırıntıları veya
küçük çocuklarda boncuk vb. şeylerin kaçması ile
birlikte,hemen burundaysa sümkürtün,boğazda ise
öksürtün.Buda olmasa doktora gidin.
KRAMP
 Aniden kasların kasılmasıyla oluşur.Soğuk ve sıcaktan
kaynaklanabilmekte ve yaşlılarda daha sık
görülmektedir.Eğer ağır şekilde geçmez ise ciddi bir
sinir sistemi hastalığıdır.Bu durumda masaj yapıp
ovmak iyi gelecektir.
BAYILMA
 Beyne giden kanın bir anda azalmasıyla a
doğar.Bayılanı düz bir yere uzatıp 10 dakika içinde
ayılması sağlanmalı.
ŞAK
 Bayılma şekline benzer ancak daha ciddi sebepler
geçirebilme riski taşır.
 Belirtileri;yüzde sararma,baş dönmesi,mide
bulantısı,görme ve işitmede zayıflama, hızlı hızlı nefes
alıp verme.
 Ayıltmaya çalışın;masaj,solunum,soğuk bez kullanın.
ŞUUR KAYBI
 Herhangi bir sebeple beyinden sinir sistemi kanalıyla
organlara giden kumandaların kısmen veya tamamen
durması halidir.kısmen sersemleme ve şok
geçirme,tamamen durmasına koma diyoruz.
 Eğer mantıksız konuşuyorsa;şok,hiç
konuşamıyorsa,kıpırdamıyorsa;koma neticesidir.
 Nedenleri;zehirlenme,havasızlık,havale,kalp
krizi,beyin sarsıntısı,beyin iltihabı,kan kaybı,şeker
kanaması,aşırı ateş yükselmesi.
KALP KRİZİ
 Ağır seyreder,yani yavaş yavaş gelişir.Başta hafif sonra
sık sık tekrar eder.
 Belirtileri;nefes darlığı,göğüste,üst karın
bölgesinde,,sol kolun aşağı tarafında ve omuzda
ağrı,ayak bileklerine şişlik,tırnaklarda ve dudaklarda
morarma,sürekli öksürük.
 Kalp krizi geçireni hemen yatırın,ağrı şiddetli ise
bacakların altına bir yastık koyun,odayı havalandırın.
HIÇKIRIK
 Göğüs boşluğu ile karın boşluğu arasında diyaframın
irademiz dışına kasılmasıdır.
 Nedenleri;fazla yemek,hazımsızlık,acı ve baharatlı
gıdalar,katılırcasına gülmek.
 Ne yapmalı;nefes alıp tutmalı,su içmeli,aniden
korkulma tesirli olur.
BULAŞICI HASTALIKLAR
 İnsandan insana geçen hastalıklara denir.Mikroplar
gözle görülemeyecek kadar küçük,tek
hücreli,bölünerek çoğalan mikroorganizmalardır.Bunlara karşı vücudumuzda savaşan
antikorlar (molekül) lenfosit hücreleri virüslü
dokulara gönderir ve zaferi muhakkak onlar alır.
MİKROPLAR NASIL BULAŞIR
 Havadan,sudan,yiyecek maddelerinden
bulaşabildikleri gibi hayvansal yolla;bir,pire,tahta
kurusu,sinek,böcek gibilerden de bulaşabilirler.
 Bu tür kötücül virüslerden uzak durmalıdır.
VÜCUDUN SAVUNMA
SİSTEMLERİ
 Biz mikroplarla yaşarız her an ama bizi koruyan
antiseptik moleküller vardır.Vücuda gelen zararlı
virüsleri temizler ve dengemizi korur.
 Ancak alkol,uyuşturucu gibi zararlı maddelerle savaşı
yenemez.
KIZAMIK
 Mikrobun girmesinden 11 gün sonra kendini belli eder.
 Belirtileri;ateş yükselir,öksürük ve nezle
başlar,iltihaplanma görülür.
 Ne yapmalı;12. aydan sonra kızamık aşısı yaptırınız
(çocuklara) hastaya sulu ve sıvı yiyecekler
verin.Kızamığa benzer hastalıklar da vardır.soğuktan
ve yaralardan korunmalı kendimizi hastalığa
kaptırmamalıyız.
ÇIBAN
 Ateşli hastalıklarda veya vücudun yenik düştüğü
sıralardan faydalanıp virüs yoluyla dokuyu işgal
ederler.
 Ne yapmalı;oluşan çıbanın etrafını temizleyip üstünü
örtün.
BULAŞICI MENENJİT
 Menigokak adı verilen hastalık mikrobuyla tehlike
verir.Bir ila beş yaşındaki çocuklarda çabuk
bulaşır.Ayrıca gençlerde gıda ve uykusunu
alamayanlarda dahildir.boğazda bekleyen menenjit
mikropları,vücut direncini yendikleri ilk fırsatta beyin
zarına ulaşır ve istila eder.
 Belirtileri;kusma,ensede sertlik,baş ağrısı,hasta başını
yere eğemez,ışıktan ve gürültüden rahatsızlık,yüksek
ateş,yüzde kızarıklık,deride döküntüler başlar.
 Ne yapmalı;doktora gidilmeli.
BEYİN İLTİHABI
 Beynin,fazla uykuyla ele geçirilmesi yani hastalıklar
edinmesi bunlar;herpes,kızamık,çiçek,suçiçeği gibi
bulaşıcı hastalıklar yoluyla yardımcılık yaparlar.
 Belirtileri;yüksek ateş,kusma,baş ağrısı,bulantı daha
sonra yüz ve boyun bölgelerinde felçler çıkar.felç
öncesinde;şaşılık,çırpınma nöbetleri ve uyku hali
görülebilir.Doktora görünmeli ve gereken yapılmalıdır.
ÇOCUK FELCİ
 Buna büyüklerde yakalanabilir.sindirim sisteminden
geçerek virüsler en fazla lağım sularını kullanır.Sinek
ve diğer uçucu haşereler tarafından yiyecek
maddelerinden bulaşır.Aşırı yorgunluk,üşütme,vücut
hastalığında yenik düşmede,virüsler antikorları
yenerek sistemde dolaşır.
 Belirtileri;ilkin bir şey hissettirmez
sinsicedir.Sonrasında soğuk algınlığı,ateş,baş
ağrısı,halsizlik,terleme ve iştahsızlık belirtileri.Sonra
da felç rahatsızlığı baş gösterir.Eğer felç hali solunum
sistemine atlarsa,hasta yutkunma,konuşma ve soluk
alma güçlükleri çeker.müdahale edilmediği takdirde
sonu ölümdür.Hasta bu durumda direncini
yitirmemeli ve gereken sağlık tedbirlerini almalıdır.
KUDUZ
 Özellikle köpek,kedi,kurt,tilki ve yarasa gibi memeli
hayvanlarda görülen bir hastalıktır.İnsanlara da
bunların ısırıklarıyla geçer.Virüsler yaradan içeri
girdikten sonra sinirler yoluyla merkez sinir sistemine
ulaşır;tahribatını yaparak sonu ölüm olan genel
felçlere sebebiyet verirler.
 Belirtileri;hayvanlar ısırdıktan bir ila altı ay sonra
hastalık kendini belli eder.
 İlk belirtileri;huysuzluk ve karamsarlıktır,sonra ağızda
ağrılar başlar ve su içilemez duruma gelinir.Sonrası ise
delilik belirtileridir.
 Bu durumda ısırılma vakalarında hemen soğuk su ve
sabunla yıkayın ve doktora görünün.
TETANOZ
 Toz,toprak ve hayvan gübresi ile bulaşmış yaralarda
vücuda giriş yaparlar.
 Belirtileri;mikroplar girdikten üç hafta sonra kendini
belli eder.Endişe ve huzursuzluk belirtileri ile kas
sertliği ve ağzını açamama durumu belirir.
 Ne yapmalı;çocukları evvela korumalı tehlike
yüksektir.Tetanoz aşısı,boğmaca ve difteri aşısı
yapılmalıdır.
GIDA ZEHİRLENMELERİ
 Çeşitli yiyecek bozukluklarında meydana gelir.Mesela
konserve şişmiş kutudaysa onu almayın ve dolapta
bekletilen ve koku alan yiyecekleri yemeyin.
 Belirtileri;yenen zehirli gıdalar barsaklar tarafından
emilerek kana karışır ve merkez sinir sistemini etkiler.
 Kusmaya çalışın ve sonra da doktora mutlaka gidin.
DİFTERİ
 Bu hastalığa sebep olan bakteri kalpte ve sinir
sisteminde çok tehlikeli bozukluklar yapan bir zehir
salgılamaktadır.Difteri mikrobu en çok burun,ağız ve
gırtlakta yerleşmekle beraber,göz,ortakulak,göbek ve
deride görüldüğü vakalarda vardır.
 Belirtileri;baş ağrısı,kusma,karın ağrısı gibi.
 Doktora görünün ve difteri aşısı yaptırın.
BOĞMACA
 Mikropların üst solunum yollarına yerleşmesinden iki
hafta sonra hastalık kendisini öksürük ile belli
eder.İlkin soğuk algınlığı ve hafif ateşle başlar.Sonra da
akşam vakitlerinde gelen öksürük devresi
başlar,kramplar ve kusmalar olabilir.
 Ne yapmalı;doktora görünmeli ve hastanın odası
havalandırılmalı,güneş görmeli.Ayrıca kuru şeyler
değil sulu ve enerjik yiyecekler verilir.
GRİP
 Salgın halinde ortaya çıkan,değişik karekterde virüsler
tarafından oluşturulan bir solunum yolları hastalığıdır.
 Belirtileri;ateş,halsizlik,eklemlerde ağrı ve hastalık
duygusu ile başlar.Öksürük,burun akıntısı,boğazda
ağrı,hastalığın yerleştiğini gösterir.
 Ne yapmalı;doktora görünmeli.sulu yiyecekler
yenmeli sıcak tutulmalı hasta.
 Hastalık geciktirildiğinde bronşit,akciğer zarı
iltihabı,beyin ve sinir sistemi iltihapları olur.
KABAKULAK
 Kulağın ön ve altındaki bezlerinde şişlik yaptığında
kolay teşhis edilen bir hastalıktır.Bu virüsler
erbezlerini etkileyebiliyor.
 Belirtileri;halsizlik ve ateşle başlar,tükürük bezleri
yutkunmada acır.
 Ne yapmalı;kulaktaki şişlik üzerine kompres
uygulayın,doktora görünün.
 Ağız temizliğine dikkat edin ve istirahat edin.
VEREM
 Bulaşıcı hastalıklar içinde en ciddi olanıdır.Geç belli
eder kendini.Sık sık hasta olan ve vücut dirençleri zayıf
olanlarda,uykusuz kalanlarda,yeterli
beslenmeyenlerde,güneşten ve temiz havadan
mahrum yerlerde çalışanlarda vereme yakalanma riski
yüksektir.keza asabi gençlerde bilhassa kızlarda bu
hastalığa sık rastlanmaktadır.tüberküloz girdikleri
yerde küçük grimsi düğümcükler şeklinde iltihap
oluştururlar.
 Belirtileri;iltihap düğümleri teşekkül ederken hastada
genel bir yorgunluk,iştahsızlık,vücut ateşinde 38
dereceye kadar yükselme,sırt ağrıları ve öksürük
görülür.
 Ne yapmalı;doktora görünün,röntgen filmi çektirin.
DONG HASTALIĞI
 Etinden ve sütünden istifade edilen hayvanlardan
insana geçen bir hastalıktır.Don hastalığının insandan
insana geçtiği hiç görülmemiştir.Geçiş yolları deri ve
sindirim sistemidir.
 Belirtileri;Ateş,terleme,ishal müdahale edilmediği
takdirde hastalık 2 sene kalır.
 Vücut direnci zayıf olanlarda,kulak alt
bezlerinde,erbezlerinde,akciğer
zarında,atardamarlarında ve kalp kaslarında iltihap
yapabilir.
WELL HASTALIĞI
 Daha çok fare,köpek,bazen de sığır cinsi hasta
hayvanların sidiği ile dışarı atılan mikroplar,içecek ve
yiyeceklerden bulaşmakta ve insana geçmektedir.
 Belirtileri;ateş,terleme,halsizlik,kusma ve sarılık.
 Ne yapmalı;doktora gitmeli geciktiği takdirde böbrek
ve beyin organlarını da etkiler.
TİFÜS
 Bit yoluyla insana bulaşan hastalıktır.Temizliğe dikkat
edilmeyen cemiyetlerde ve savaş sırasında askerler
arasında görülür.
 Belirtileri;ateş,terleme,baş ağrısı ile birlikte kol,bacak
ve sırtta ağrı.Bu belirtilerden 5 gün sonra döküntüler
başlar.Başta kol sonra bacakta olur.
 Ne yapmalı;bitle mücadele etmeli ve temizliğe dikkat
etmeli.Tetrasiklin grubu ilaçlar oldukça etkilidir.yatak
istirahatı ve sulu yiyecekler yenmelidir.
TULAREMİ
 Tavşan,fare,sincap gibi hayvanlardan
bulaşır.Eller,gözler ve ağızdan mikrop kapar.Bunlardan
uzak durun ve hastalık kaptıysanız antibiyotik etkili
olur.
TAKSOPLAZMOS
 Evde kedi,köpek,kuş ve diğer memeli hayvanları
beslemeye meraklı ve onlarla fazla haşir neşir olan
avrupa ülkelerinde sık rastlanan bir hastalık türüdür.
 Dikkat: bu hastalık hamile kadınlar için çok tehlikeli
olup mikropların fetuse geçmesi halinde sonuç ya
düşük ya da ölü doğumdur.Bebek kurtarılsa dahi,göz
ve beyin sakatları bırakır.Ayrıca karaciğer,dalak ve
akciğerlerde harabiyet görülebilir.
ŞARBON
 İnek,koyun,at gibi hayvanlar arasında görülen ve
salgınlar halinde ölüme sebep olan basilli bir
hastalıktır.Genellikle bu hayvanlarla temas eden
,veteriner,kasap,çoban,celep,çiftçide görülür.
 Hayvanların yünü,eti,derisi ile geçer.
 Belirtileri;mikroplar genellikle el,kol ve bacaklarda
yerleşirler.önce ortasında siyah leke bulunan kırmızı
kabarcıklar ortaya çıkar.
 Ne yapmalı;aşı olunmalı ve antibiyotik tedavisi
yapılmalıdır.
SITMA
 Plasmadium cinsi bir parazitin sebep olduğu ciddi bir
kan hastalığıdır.insandan insana anofel tipi
sivrisinekte taşınır.Sivrisinek insanı soktuğu zaman
sporozoit halindeki parazit hücrelerini kana
boşaltır.kan yoluyla da alyuvarlara geçer çoğalır ve
doldururlar.
 Belirtileri;baş ağrısı,terleme,titreme,kol ve bacak
ağrısı.
 Ne yapmalı;sivri sinekler ilaçlanmalı ve pencerelere
sineklik takılmalı,yatarken cibinlikte yatmalıdır.
AMİPLİ DİZANTERİ
 Sinekler tarafından insandan insana taşınan tek
hücreli bir mikro-organizmanın sebep olduğu
hastalıklardandır.Mikroplar ayrıca pis sulardan ve
yiyeceklerden de geçmektedir.
 Belirtileri;en açık işareti sümüksü,balgamlı ve kanlı bir
ishaldir.
 Ne yapmalı;belirtilerden biri ortaya çıktığında
gecikmeden doktora görünmeli.
UYKU
 Genellikle çeçe sinekleri tarafından insana bulaşır.
 belirtileri;ateş,dalak,lenf bezleri ve bacaklarda şişme.
 Ne yapmalı;tedavi olunmalı.
KOLERA
 Bilhassa 19. yüzyılda salgınlar halinde can alan
tehlikeli bir hastalık idi.
 Belirtileri;ishal ve kusma.
 Ne yapmalı;tedavi olunmalı yiyecek ve içeceklere
dikkat edilmeli.
VEBA
 Hastalığın sebebi pasteurella pestis adındaki bir
mikroptur.fare,pire,tahtakurusu tarafından insana
geçmektedir.hastalık bulaştıktan 3-5 gün sonra lenf
yollarında iltihaplanma yapar.
 Belirtileri;kasık,koltukaltı ve boyun lenf bezleri
iltihaplanarak şişer.deri de döküntüler ve hastalık kan
ve beyinde oluşabilir.
 Ne yapmalı;sülfamit ve streptamisin cinsi ilaçlar
kullanılarken sulu yiyeceklerle beslenmeli.
 Dikkat:hastalık belirtisinin 15 saat sonrasında mutlaka
doktora görünün ölüme sebebiyet verebilir.ev ve çevre
temizliğine özen göstermeli.
CÜZZAM
 Cüzzam,nadir olarak bulaşan,salgınlar halinde
görülmeyen bir hastalıktır.Mikroplar vücuda girdikten
3-5 yıl gibi uzun bir zaman sonra belirtileri görünmeye
başlanır.hastalığın iki çeşidi vardır;
 a)Nodüler veya leprametöz: belirtileri;
 Genellikle tekrarlayan ateş krizleri ile kendini belli
eder.Yüzde kırmızıya çalan şişkinlikler ortaya çıkar.
 Dil,gırtlak ve boğazda yaralar oluşur.Bu yaralar
iyileştikten sonra yerlerinde sert bir kabuk ve şekil
bozukluğu kalır.
 b)Nöral veya tüberküloid: Belirtileri;
 Vücutta ve kalçalarda erime görülür.Daha sonra
çürümeler ve yaralar ortaya çıkar.El ve ayak
parmaklarında kangreleşmeler başlar.
 Ne yapmalı; Doktora görünmeli ve vaktinde tedavi
olunmalıdır.
 Sülfanomit ve streptamisin tipi ilaçlar cüzzam içinde
oldukça etkilidir.
SARI HUMMA
 Aedes aegypti adındaki bir sivrisinek cinsi tarafından
insanlara taşınan virüslü bir hastalıktır.Sivrisineğin
sokması ile vucüda giren ve kana karışan mikroplar bir
hafta içinde hastalık belirtilerini ortaya çıkarırlar.
 Belirtileri;Ateş,nabız yavaşlaması,kusma ve idrarda
albümin çıkması başlıca belirtileridir.Bundan sonra
hastada kanama ve sarılık görülür.
 Ne yapmalı;Aşı yaptırın.Dikkati sarı humma virüsünün
araştırma sonucunda sivrisineklerde maymunlardan
alıp bulaştırıyor.
METABOLİZMA HASTALIKLARI
 Şişmanlık: Vücutta aşırı yağ depolanması neticesi
vücut ağırlığının artışına denmektedir.Şişmanlıkta
daima alınan enerji,tüketilen enerjiden fazladır.
 Şişmanlığın Sebepleri;ruhi faktörler şişmanların
çoğu,çocukluğunda yeteri kadar sevgiye doymamış
kimselerdir.Bu sevgi eksikliğini,yemekle gidermek
isterler.Günlük sıkıntı ve huzursuzluklardan yemeğe
sığınırlar.
 Hareket azlığı ve tembel yaşama.Konforun ve rahatın
artışı.Besin bolluğu ve hareket eksikliği.Gebelik ve
doğumlar
ŞİŞMANLIĞIN YO AÇTIĞI GÜÇLÜK VE
TEHLİKELER
 Bütün istatistiklere göre,şişmanların ömrü daha
kısadır.
 Şişmanlık solunum yükünü artırdığından nefes darlığı
çekerler.
 Varis ve fıtık hastalıkları gibi şeylere kolay
yakalanabilir.
 İdeal Kilo:Mesela boyu 1.78 cm olan bir erkeği
alalım.Önce 178-150=28’i buluruz.Bunu dörde bölersek
7 çıkar.100 ekleyip (100+7)boydan çıkarmamız (178107) ideal kiloyu verir=71 kg.
ŞİŞMANLIĞI TEDAVİSİ
 Bu şişmanlığı bir hastalık olarak kabul
etmeli.Öncelikle fazla yememeli ve hareketli
yaşanmalıdır.
 Diyetlerde şunlara dikkat;Şeker ve şekerli
besinler,gazoz gibi meşrubatlar,fıstık ve fındık gibi
kuru yemişler,kuru meyveler terk edilmelidir.Etlerin
yağsız kısmı tercih edilmeli,yemeklerin az yağlı ve
haşlama olması sağlanmalıdır.
ZAYIFLIK
 İdeal bir kiloya sahip biri zayıf değildir.Ancak onun
altına inen git gide zayıflayan birinde hastalık
aranmalıdır.Zayıf olup kilo almak isteyenler herhangi
vitamin (iştah açıcı) ilaçlar kullanmamaları gerekir
çünkü faydası yoktur.Kilo almakta ısrar edenler;Kuru
üzüm,kuru incir,reçel,bal cazip hamur işleri yemesi
tavsiye edilir.
ROMATİZMA
 Soğuktan kaynaklanır.İyi giyinmeli ve soğuktan uzak
durmalıdır.
GECE KÖRLÜĞÜ
 A Vitamini eksikliğinden sebep olduğu bir göz
hastalığıdır.A vitamini ,balık,süt ve süt
ürünleri,yumurta ve yeşil sebzelerde bol yenmemesi
durumunda gözün retina tabakası için çok gerekli olan
rodapsin maddesi üretilemez.Bir adı da görme moru
olan bu madde zamanla ışığın etkisiyle tamamen solar
ve gece körlüğü dediğimiz hastalık ortaya çıkar.
 Belirtileri;hasta geceleyin,bilhassa alaca karanlıkta hiç
görmez.
 Dikkat;tedavi edilmese körlük meydana getirir.
BERİBERİ HASTALIĞI
 Vücutta B-I vitamini eksikliği sonucu ortaya çıkan bir
metabolizma hastalığıdır.ayrıca karaciğerde
glikojenden glikoz yapımını hızlandırır.Bu hastalıktan
korunmak için;süt ve süt
ürünleri,mercimek,fasulye,yeşil sebze,fındık ve fıstıkta
bolca yenmelidir.
 Belirtileri;kaslar erir ve kemik refleksleri körelir.
İSKARBÜT
 C vitamini eksikliğinden oluşur.Vücuda c vitamini
yiyecek ve içecek verilmelidir.C vitamini,bağ
dokusunda,kıkırdakta,kemik ve diş yapısında çok
önemli görevler yüklenir.
 Belirtileri;Diş eti kanaması-deri altı kılcal damarlardan
kanama ve bunun sonucu çürük oluşumları.
ALERJİ HASTALIĞI
 Mikropların bulaşıp kaşıntı yapıp kabarcık oluşturan
türden meydana gelir.Eczacı,laborantlar,hastane
işçileri gibi yerlerde sık olabiliyor.
 Tedavi;alerji veren maddeden uzak durmalı ve
temizleyip dokunmamalıdır.
SAMAN NEZLESİ
 Her yıl belirli zamanlarda ortaya çıkan ve daha çok
bitki çiçek tozlarıyla bulaşan alerjik bir nezledir.
 Belirtileri;Burun akıntısı önce sulu sonra koyu ve sarı
renktedir.burun akıntısı ile birlikte öksürükte görülür.
 Ne yapmalı;Hastalık kuru ortamı sever uzak durmalı
nemli yerde bulunmalı.
MİDE
 Mide,yemek borusundan sonra gelen,yaklaşık 1 litre
kapasiteli bir kesedir.Mide iç zarı,küçük borucuklar
şeklinde olan milyonlarca salgı bezi ile
donatılmıştır.Yemekler,ihtiva ettikleri maddelere bağlı
olarak,mide de 2 ila 6 saat kalırlar.Su,beklemeden
geçen maddelerin başında gelir.Sonra karbonhidratlar
ve onlardan sonra da proteinler mideden bağırsaklara
geçer.En son yağlar mideyi terk eder.Mide sinir sistemi
yönetiminde çalışır.Sinirlenince aksama yapıp ince
bağırsaklara geçmez.Sakinken her şey düzgün çalışır.
GASTRİT (MİDE İÇ YÜÜZNDE İLTİHAP)
 Çok sık rastlanan bir hastalıktır.Düzensiz
beslenme,sinir gerginliği,alkol,sigara,fazla kahve ve çay
bu hastalığı davet eden faktörlerdir.Kansızlık ve
vitaminsizlikte ektir.
 Yemekten yarım ve ya 1 saat dinlenmek iyi gelir.
MİDE ÜLSERİ
 Günümüzde sık rastlanan bir hastalıktır.İşi aşırı
yorgunluk verenlerde,alkol tüketenlerde,aspirin ve
benzeri ağrı kesici ilaçları fazla kullananlarda ülsere
sık rastlandığı da bir gerçektir.
 Belirtileri;Ağrı hemen yemeklerden sonra görülür ve
hasta aç olduğu zaman kendisini iyi hissederse mide
ülserinden şüphelenilir.
 Ne yapmalı;ilaç tedavisinin yanı sıra diyet uygulanır.
 Alkol ve sigara terk edilmeli ve sinir gerginliği yapan
şeylerden uzak durmalı.
MİDE KANSERİ
 Çok sık rastlanan bir kanser türüdür.Erkeklerde daha
sık görülür.Gastrit ve mide ülseri belirtisi veren her
vakada mutlaka kanserden şüphe etmeli ve bir
hastaneye giderek gerekli testler yaptırılmalıdır.
 Belirtileri;Sindirim güçlüğü-Devamlı kilo kaybıİştahsızlık ve halsizlik-Bulantı ve zaman zaman kusma
 Ne yapmalı;tedavi olunmalı.Kansızlığa karşı vitamin
alınmalı ve antibiyotik verilebilir.
İNCE BAĞIRSAKLAR
 Sindirim yolunun mideden sonra gelen ve kalın
bağırsağa en uzun kısmıdır.Karın boşluğunun orta
kısmında yer alan ince bağırsakların boyu beş metreyi
bulmaktadır.İç yüzleri sümüksü bir zarla kaplıdır.Zarın
üzeri,sayıları beş milyondan fazla olan emici von
tuşlarla kaplıdır.Bir milimetre uzunluğundaki bu
kabarcıklar sindirilen besinleri emerek kendilerine
bağlı kılcal damarlar ve lenf damarlar aracılığı ile
vücudun her tarafına dağıtırlar.
SAFRA KESESİ
 İnce bağırsaklarda yağların sindirilmesinde yardımcı
olan safra adındaki bir salgıyı depolamakla görevlidir.
KARACİĞER
 Vücut için hayati önemi haiz pek çok görevle yüklü bir
organımızdır.Yaklaşık iki kilo ağırlığında,koyu kırmızı
renkli,yumuşak bir yapıdadır.Safra karaciğerde
üretilerek safra kesesine depolanır.On iki fonksiyonel
bölmeye ayrılan karaciğerin her bölmesi atar ve
toplardamarlarla donatılmıştır.Bir taraftan protein,yağ
ve karbonhidratlar senteze uğratılıp depo
edilirken,diğer taraftan görevini yapıp işe yaramaz hale
gelenleri yıkıma uğratılmaktadır.Vitaminlerin depo
edilmesi,zehirli maddelerin ve ihtiyaç fazlası
hormonların yıkıma uğratılarak zararsız hale
getirilmesi,safra ve üre imalatı,vücut ısısının her
tarafta sabit tutulması sayabileceğimiz görevlerinden
sadece birkaç tanesidir.
KALIN BAĞIRSAKLAR
 Sindirim yolunun son kısmıdır.Kalınbağırsağın
görevi,içinde yaşayan faydalı bakteriler vasıtası ile
sindirime yardımcı olmak,sindirilmiş besinlerden orta
kalan posayı son bölümü olan anüste dışarı
atmaktadır.
İSHAL
 Çoğu zaman midede ortaya çıkan bir rahatsızlık
bağırsaklara da intikal etmektedir.Uzun süren
ishallerle,kolera,tifo ve dizanteri gibi bulaşıcı
hastalıkların etkisi vardır.Keza tüberküloz,kan
zehirlenmesi ve her türlü zehirlenmeler böbrek
yetmezliği,guatr,safra kesesi hastalığı,sindirim yolu
iltihapları ve ruhsal bunalımlarda ishale sebep olurlar.
 Belirtileri;sarımsı renkte,ağrısız ishaller incebağırsak
kökenlidir.Sümüksü,ağrılı,kimi zaman kanlı ve
iltihaplı geçen ishaller ise kalınbağırsak
kökenlidir.ishalle birlikte ateş ve kusmada
görülür.Gribe benzer belirtide olabilir.
 Ne yapmalı;ishal ve kusmada kendini
temizliyordur.İlaçla durdurulmamalı.Tedaviye bir
kaşık hint yağı ile başlanmalı,bu bağırsakları
temizler.24 saat hiçbir şey yememek en tesirli
unsurdur.Bu müddet içinde şekersiz papatya çayı veya
nane çayı içilebilir.24 saatin sonunda elma kürüne
başlanır.Hastaya günde 1-1,5 kilo çiğ elma verilir.İki gün
sona normal yemeğe dönülebilir.
KABIZLIK
 Kalınbağırsağın son kısmında dışkı fazla bekletildiği
zaman içindeki su geriye emilmekte ve sertleşen
dışkının atılması zorlaşmaktadır.Sebze,meyve ve taneli
bitkileri az yiyen insanlarda kabızlık daha sık
görülmektedir.
 Ne yapmalı;kabızlığa yakalanmamak için kepekli
undan yapılmış kara ekmek yiyiniz.Bakliyat türü,az
yağlı yemekleri tercih edin.Bol sebze ve meyve
yiyin.Şeftali,portakal,çilek iyi gelir ayrıca ballı süt.
APANDİSİT
 Bağırsakların,kalınbağırsağın onikiparmak bağırsağına
bağlanan yerinde,kör bağırsak adı verilen kısımda,içi
başı yaklaşık 10 cm uzunluğunda bir çıkıntıdan
oluşur.Bu çıkıntıya apandisit bakteriler marifetiyle
iltihaplanmasına da apandisit diyoruz.Mikroptan
hastalık oluşturur.
 Ne yapmalı;doktora görünmeli.
FITIK
 Karın zarının doğuştan yada sonradan zayıflayan bir
bölgesinden karın içindeki organların dışarı
sarkmasına fıtık diyoruz.En sık rastlanan göbek ve
kasık fıtığıdır.Bazen da karın ameliyatlarından sonra
dikiş yerinin açılması ile olur.
GÖBEK FITIĞI
 Doğumdan sonra bebeklerde göbek
kordonu,çevresindeki karın derisi ile birleşmez ise
göbek fıtığı oluşur.Ağlama,bağırma ve ıkınmalar
sırasında göbek ucu şişer.Fındık ila yumurta
büyüklüğü arasında değişen bu şişmeler göbeğin iki
ucu birleştirilip yara bandı ile yapıştırılır.Sona
sarılır.Çocuk iki yaşına gelince ameliyat gerekir.Göbek
fıtığı,sık doğum yapan kadınlarla yaşlı erkeklerde de
görülebilir.
KASIK FITIĞI
 Karın derisinin erbezi torbaları ile birleştiği yerler
oldukça zayıftır.Ağır yük kaldırma,taşıma ve üfleme
gerektiren meslek sahiplerinde kasık fıtığına sık
rastlanır.Kasık bölgesindeki zayıf deriyi iterek dışarı
sarkan böbrek parçası,bir şişlik meydana getirir.
 Tedavisi ameliyattır.Hasta müdahale etmemeli doktora
gitmelidir.
GUATR
 Boyun alt bölgesinde bulunan tiroid bezinin çeşitli
sebeplerle şişmesi sonucu ortaya çıkan bir
hastalıktır.Tiroid bezinin şişmesi aşırı hormon
salgıladığının bir işareti sayıldığından buna
hipertiroidizm adı verilmektedir.Aşırı tiroid hormonu
bir çeşit kan zehirlenmesine yol açtığı için
hipertiodizme zehirli guatr da denmektedir.Kadınlarda
erkeklerden beş misli fazla görülmektedir.Nefes
darlığı,kalp çarpıntısı ve göğüste ağrı gibi yan etkileri
vardır.
 Ne yapmalı;doktora görünmeli çeşitli ilaçlarla tedavi
yapılabilmekte.
İLTİHAPLI VAKALAR
 Tiroid bezindeki şişmelerin sebebi sadece aşırı
hormon salgılaması değildir.Bulaşıcı hastalık
mikropları bazen tiroid bezine kadar ulaşarak
iltihaplara sebep olurlar.
İRİNLİ TİROİD
 Çeşitli mikro organizmaların tiroid bezine yerleşmesi
sonucu ortaya çıkan bir iltihap şeklidir.Tiroid bezi
üzerindeki boyun derisinde kızarıklık
görülür.Şişlik,ağrı ve ateş vardır.Antibiyotik tedavisi iyi
netice vermektedir.
SUBOKUT TİROİD
 Genellikle enfeksiyonlu virüs hastalıkları ile birlikte
görülür.Ağrılı şişkinlik ve yutkunmada zorluk şeklinde
kendisini belli eder.Ağrıyı dindirmek için aspirin ve
kartizon verilebilir.
MÜZMİN TROİD
 Hashimoto hastalığı ve riedel struması olmak üzere iki
şekli vardır.Hashimoto,genellikle 30-40 yaş arası
kadınlarda görülür.Boğazda dolgunluk hissi
verir.Tiroid bezi sert plastik kıvamında olup
irileşmiştir.Yüzeyi engebeli ve ağrısızdır.Sebebi
bilinmemekle beraber,devamlı tiroid hormonu
verilerek hastalığın etkisi hafifletilmektedir.
 Ne yapmalı;doktora görünmeli.Cerrahi müdahale
gerektirebilir.
KOLİT (KALIN BAĞIRSAK İLTİHABI)
 Kalın bağırsağa ait bütün iltihabi hastalıklar kolit adı
altında incelenmektedir.Amipli ve besilli
dizanteri,kalın bağırsak veremi,ülseratif kalit,crahn
hastalığı,akut veya kronik gastro enterit,spozmadik
kolon ve iskemik kalit bunların başlıcalarıdır.
ÜLSERATİF KALİT
 Psikolojik bozukluklarla birlikte görülen bir
hastalıktır.Çevreye uymakta zorluk çeken,kabiliyet ve
şahsiyetlere uyuşmayan işlerde çalışan,sevmediği
kişilerle beraber yaşamak zorunda kalan insanlarda
psikolojik streslerle birlikte bağırsak hareketleri de
fazla olur.hareket fazlalığı sebebi ile kalın bağırsak
zarında kanamalar ortaya çıkar.Daha çok 15 ila 35 yaş
arası kimselerde görülür.
 Belirtileri;ishal,dışkılamalarda kanamalar,karın
ağrıları,zayıflama ve bitkinlik ile birlikte kendini
gösterir.Belirtiler ruhsal gerginlik sırasında ağırlaşır.
CRAHN HASTALIĞI
 Kalın bağırsağın son kısmında ortaya çıkan bir iltihap
şeklidir.Karın ağrıları,ishal,ateş ve kilo kaybı ile
karakterizedir.
 Teşhis ancak röntgen filmiyle ortaya çıkar.
AKUT VE KRONİK GASTRO ENTERİT
 Mikro organizmaların (parazit,mantar,bakteri ve virüs)
sebep olduğu iltihaplardır.Beslenme bozuklukları,aşırı
yeme de gastro entriti hazırlayıcı sebeplerdir.
 Belirtileri;bulantı,kusma,ishal,iştahsızlık diğer
işaretlerdir.
 Tedavi;mikro organizmalarla ilaçlı mücadele ve sulu
bir diyet uygulaması şeklindedir.
BÖBREKLER
 Karın arka duvarında,bel bölgesinin iki yanında her
biri ortalama 10 cm boyunda,150 gram ağırlığında,kuru
fasulye tanesi biçiminde iki adet böbrek vardır.Her
böbreğin üst tepesinde kana önemli hormonlar
salgılayan birer böbrek üstü bezi bulunur.Böbreğe
bağlanan atardamar,toplardamar,sinirler ve idrar
kanalı bilum adı verilen karın bölgesinden giriş
yaparlar.Böbrek ana dokusu yaklaşık bir milyon nefron
adı verilen mikroskobik kılcal damarlar yumağından
meydana gelmiştir.Böbreklerin görevi şöyle
özetlenebilir.
BÖBREKLERİN GÖREV ÖZETİ
 Kanın asit baz dengesini sabit tutmak.Vücudun su ve
elektrolit dengesini sağlamak.Zararlı maddeleri idrar
yoluyla dışarı atmak.Bir insan böbreksiz 2-3 hafta
yaşayabilir.Böbreklerin çalışması,böbrek üstü
hipofiz,iç salgı bezlerinin salgıladığı hormonlar ve
sinir sisteminden gelen sinirlerle idare
edilir.Böbrekler,kandaki zararlı maddeleri vücut için
fazla olan su ile idrar kanalına boşaltırlar.İdrar
kanalları 20-25 cm uzunluğunda olup idrar torbasına
açılırlar.İdrar torbası dolunca,uyarıcı hormonlar
tarafından organizma haberdar edilir.Böylece idrar
boşaltma ihtiyacı duyarız
BÖBREK İLTİHABI
 Sindirim yolları ile vücuda giren ve oradan kana
karışan bulaşıcı hastalık
mikropları,zehirlenmeler,prostat,hamilelik ve böbrek
taşları gibi sebeplerle böbreklerin iltihaplandığı
görülmektedir.İltihabın okut ve kronik tipleri olduğu
gibi nefrotik sendrom denilen özel bir şekilde vardır.
 Akut Nefritin belirtileri;kanlı idrar-yüz ve bacaklarda
şişme-Ense ve baş ağrısı-kan basıncında yükselmeİdrarda azalma-İlerlemiş vakalarda nefes
darlığı,öksürük ve bazen bulantı ile kusma görülür.
 Tedavi;Hastaya tuzsuz bir diyet uygulanır-Sıvı ve
proteinli yiyecekler azaltılır.-yatak istirahatı yapılmalı.
KRONİK NEFRİTİN BELİRTİLERİ
 Akut nefritinin tedavi edilmemesi halinde kronik
nefrite dönüşerek ağır neticeler verebilmektedir.Hasta
normalden fazla idrara çıkar-İdrar sulu olup tuz kaybı
vardır-Kanda üre seviyesi artar-Kansızlık ve yüksek
tansiyon görülebilir.
 Tedavi;Vücutta artık azot birikmesini,su ve tuz kaybını
asgari seviyeye indirici bir diyet uygulanır.
 Kan basıncını düşürücü ilaç verilir-Hastalıkla
mücadele edilir.
NEFROTİK SENDROM
 Böbreklerin rahatsızlığı sonucu idrarla fazla albümin
kaybı olduğu için kandaki protein seviyesi aşırı
derecede düşüş gösterir.Dokularda su toplanarak
şişlikler ortaya çıkar.En çok iki ila dört yaş arası erkek
çocuklarda görülür.
 Belirtileri;Nefrolik sendrom hastalığı genelde su
hastalıklarından ortaya çıkar.Akut nefrit,şeker
hastalığı,ilaç zehirlenmeleri-Yüz,bacaklarda şişlikler
görülür.
 Tedavi;Ödem şişliklerini gidermek için diüretiklerle
birlikte potasyum tuzları verilir.Sodyumsuz bir diyet
uygulanır.
BÖBREK TAŞI
 Normalde idrar içinde erimiş halde bir çok madde
kristalleri mevcuttur.Böbrek veya idrar yollarındaki bir
arıza sebebiyle bu kristaller çökerek birleşme eğilimi
gösterirler.Birleşen kristaller böbrek taşı dediğimiz
katı bir kütle oluştururlar.Böbrek pelvisinde duran bir
taş,çok iri bile olsa,ağrı yapmayacağından formasi ile
taşın taşın varlığı anlaşılır.
 Belritileri;Taş idrar yollarına geçtiği zaman ağrı ve
idrarda kan görülmesi ile varlığı kesinlik kazanır.-Taşın
idrar yollarından idrar torbasına düşmemesi halinde
dayanılması imkansız ağrılara sebep olurlar.-Kesin
teşhis röntgen ve idrar tahlili ile konabilir.
 Ne yapmalı;Ağrı kesici ve iltihap kurutucu ilaçlarla
hastanın kendisini iyi hissetmesi sağlanır.Tuz ve
kalsiyum oranı düşük bir diyet uygulanırken hastaya
bol su içirilir.
 Ameliyat yerine ultrasyon dalgaları ile taşları
parçalayarak idrar torbasına inmesi sağlanmaktadır.
İDRAR TORBASI İLTİHABI
 İdrar torbasının iltihabı genellikle bakteri ve virüslerin
marifetidir.kadınlarda,idrar yolu çok kısa
olduğundan,hamilelik hastalıkları ile birlikte idrar
torbası iltihabına çok sık rastlanır.Bel soğukluğu
vakaları da idrar torbası iltihabına sebep
olabilmektedir.
 Belirtileri;çok sık idrara çıkma-İdrar yolarında yanmaİdrarda kötü bir koku-Bazen idrar da kan,ateş ve
terleme de görülebilir.
 Ne yapmalı;idrar tehlili edilerek iltihaba sebep olan
mikro-organizmanın cinsi tespit edilir.ve ona göre
etkili bir antibiyotik tedavisi uygulanır.İltihabın
böbreklere sirayet etmesini önlemek için potasyum
nitrat karışımı bol sıvı verilir.
ADDİSON HASTALIĞI
 Böbrek üstü hormon bezlerinin,ağır
kanama,frengi,tüberküloz veya tümör gibi ciddi
vakalardan sonra yıkıma uğrayarak iş göremez duruma
düşmesi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır.
 Belirtileri;Genel zayıflık,kansızlık,midede aşırı
hassasiyet ilk belirtileridir.Hormon eksikliğinin devam
etmesi halinde kalp kaslarında gevşeme ve dolayısıyla
kalp atışlarında zayıflama görülür.
 Ne yapmalı;Böbrek üstü hormonların salgıladığı
hormonları dışarıdan (ağız yoluyla) vermekten başka
çare yoktur.Bu bir eksikliği tamamlama tedavisi
olduğundan hasta verilen hormonal ilaçları ömür boyu
kullanmak zorundadır.
ÜREMİ
 Çeşitli sebeplerle böbreğin hastalanıp görevin yerine
getirememe sonucu kandaki azot artıklarının vücuttan
dışarı atılamaması,olayına üremi adı verilmektedir.
 İdrarla atılması gereken üre,ürik asit ve kreatinin gibi
azot metabolizma artıkları kanda birikerek
zehirlenmeye benzer belirtiler gösterir.Bunların en
tehlikelisi üre olup kandaki oranı yüzde 50 mg’ın
üzerine çıktığında zehirlenme belirtileri başlar.
ÜREMİYE SEBEP OLAN FAKTÖRLER
 Şoka yo açan ağır ameliyatlar,zehirlenmeler,ateşli
hastalıklar,yanıklar,şiddetli ishal ve kusmalar
böbrekleri de etkileyerek kandaki üre miktarının
artmasına sebep olurlar.keza şeker hastalığının
ağırlaşması sonucu ortaya çıkan susuzluk
şokunda,addison krizinde,ileri derecede kalp
yetmezliğinde,akut ve kronik nefritte,ilerlemiş böbrek
tüberkülozu vakalarında,böbrek tümörlerinde,iki
taraflı böbrek enforktüsünde,her iki böbrekte ve idrar
yollarında taş,ur ve kan pıhtısı olduğunda,bu
hastalıkların şiddeti ile orantılı olarak üremi hastalığı
ortaya çıkabilmektedir.
 Belirtileri;İlk belirtileri halsizlik ve kas zayıflığı
şeklindedir.Gündüz dalgın olan hasta,geceleri
uyuyamaz.Karakterine göre zıt olarak saldırganlık ve
bağırıp çağırmalar görülebilir.Hastanın şuuru bulanır
ve nihayet komaya girer.
 Tedavi;Üremi,kendi başına ortaya çıkan,müstakil bir
hastalık olmadığından tedavisi böbrek yetmezliğine yo
açan asıl hastalığa yöneliktir.Asıl hastalık şifa
bulunca,üremi de kendiliğinden iyileşme gösterir.
AKCİĞERLER
 Solunum sisteminin temel organı akciğerdir.Göğüs
kafesi içinde yer alıp sağlı sollu iki adettir.Sağ akciğer
üç loptan,sol akciğer iki loptan meydana gelmiştir.Her
lop,yine kendi içinde lopçuklara
bölünmüştür.Lopçukların her biri müstakil kan
damarlarına ve bronşlara sahip olduğundan dokusu
vasıtasıyla bir birine bağlanmışlardır.
ZATTÜRE
 Bir veya birkaç akciğer lobunun iltihaplanması
şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır.İltihaplanmaya
virüs,bakteri veya mantar gibi mikro-organizmalar
sebep olmaktadırlar.Ayrıca alkol,uyuşturucu
maddeler,sigara ve kötü hayat şartları zattüreye ortam
hazırlayan faktörlerdir.
 Belirtileri;Yüksek ateş,titreme ve kuru öksürük ilk
işaretleridir.
 Ne yapmalı;en etkili tedavi antibiyotikler olup asıl
hastalığa yöneliktir.
AKCİĞER ZARI İLTİHABI
 Akciğerlerin üzeri plevra ad verilen çift katlı bir zarla
örtülü olup iki zarın arasında sıvı dolu bir başlık
vardır.Su sıvı,akciğerlerin göğüs kafesi içinde rahatça
hareket etmesini sağlar.Zattüre veya benzeri sebeplerle
akciğerlere yerleşen hastalık mikropları akciğer zarını
da tahrip edebilirler.Zarların tahrip edilmesi
sonucu,ara sıvının miktarında artış olduğu
gözlenmektedir.
 Belirtileri;Nefes alındığı zaman göğüste ağrı hissedilir.
SİNÜZİT
 Kafatası içinde burun boşluğuna açılan bir kısım hava
boşlukları vardır ki bunlara sinüs adı verilir.Burun
iltihabının sinüslere geçmesi halinde ortaya çıkan
rahatsızlığa ise sinüzit diyoruz.Sinüzitte ayrıca
burundaki şekil bozuklukları,polip,diş ve dişeti
iltihapları da sebep olurlar.
 Belirtileri;İltihaplanan sinüsün üst kısmı şişer ve ağrı
yapar.Burun tıkanır,zor nefes alınır.Baş ağrısı ve ateş
yapar.
 Ne yapmalı;Boğuseptiller,sinüs ağızlarını açıp burun
akıntısı temin etmede oldukça etkilidirler.
BRONŞİT-BRONŞLAR
 Ağız ve burun yoluyla aldığımız temiz hava,yutak ve
gırtlaktan geçerek soluk borusuna ulaşır.Soluk borusu
iki ana yola ayrılır.Bu kollarda kendi aralarında küçük
yollara ayrılarak akciğere bağlanırlar.Soluk borusunun
büyük kollarına bronş,daha küçük kollarına ise
bronşiyol adı verilir.Akciğerlere giriş yapan
bronşiyollerin sonu kesecikler şeklinde olup gaz
alışverişi bu keseciklerde gerçekleşir.Keseciklerin iç
duvarı kılcal kan damarları ile donatılmıştır.Kan
hücrelerine oksijen yükleme ve karbondioksit alma bu
kılcal damarların bronşiyol keselerine açılan yüzünde
meydana gelir.
 Tedavi;Mevsimlerde,soğuk ve sıcaklara dikkat etmeli
ve iyi korunmalıdır.
KALP YETMEZLİĞİ
 Akciğerlerden gelen kanın yeterli olmayışıdır.Bunun
sonucu olarak,karaciğer büyür ve bacaklarda su
toplanır.Bağırsaklarda ve midede kan birikimi
olur.İştahsızlık ve bulantı,kusma görülür.
 Ne yapmalı;Dinlenmeli,bu tür durumda sakinlikle
oturmalı ve doktora görünmeli.
AYHALİ
 Ergenliğe adım atan her genç kızda yumurtalıklar dişi
üreme hücresi imal etmeye başlar.Aynı zamanda
yumurtalıkta salgılanan bir hormon vasıtası ile aybaşı
kanamaları ortaya çıkar.Bu durumda annenin bilgisiyle
kızın durumu anlaşılır.Bir şekilde
anlatılmalıdır.Kanamalar en çok 3 en fazla 10 gün
sürer.Bundan bir uzun müddetle kanama devam
ederse normal değildir.Bir rahim hastalığının
işaretidir.
KANAMA
PERİYOTLARI
 Genelde iki ay hali arasında geçen zaman 26-28 gündür.Bir
kaç gün gecikme olduğu takdirde fazla ciddiye
alınmamalıdır.Ancak gecikme bir haftayı aştığı takdirde bir
kadın doktoruna görünmelidir.Ergenlik dönemine giren
genç kızlarda ilk ay hali,bölge farklarına bağlı olarak,on bir
ila on dört yaşları arasında görülür.On altı yaşını geçtiği
halde ay hali görmeyen genç bir kızın rahatsız olduğuna
hükmedilmeli,ehil bir doktora görünmelidir.Kadınlarda ay
hali 45 ila 50 yaş arasında sona erer.Buna menepoz dönemi
diyoruz.Menepoza giren bir kadın,ilk ay halini gördüğü
gündeki gibi korkuya kapılır.Kadınlığının sona erdiğini
düşünerek ruhsal bir çöküntüye düşer.Oysa ay halinin sona
ermesi ile sadece çocuk yapamayacaktır.Diğer bütün dişilik
özellikleri devam eder.Erkekte dölden kesilme
yoktur.Ömrünün sonuna kadar üreme hücreleri döllenme
kabiliyetini muhafaza ederler.
Download