VAJİNAL ENFEKSİYONLAR Sağlık Slaytları http://hastaneciyiz.blogspot.com VAJİNİT NEDENLERİ Vajenin pH derecesini (normalde pH 3.5-4.5 arasındadır) bozan davranışlar, yani sık sık genital bölgenin sabun gibi temizlik maddeleriyle yıkanması, vajinal duş uygulanması Antiboyitik kullanımı Sık cinsel ilişkide bulunmak İç çamaşırlarının sıkı ve hava almasını almasını önleyen sentetik kumaştan olması, Günlük pedlerle vajenin devamlı kapatılması Çocuklukta ve menapoz döneminde östrojen hormonu yokluğu nedeniyle vajen pH alkalidir yani 6-7 arasında değişir. Bu nedenle koruyuculuk azalmakta ve vajen enfeksiyonları daha sık görülmektedir. Fizyolojik akıntı genellikle saydam veya açık beyaz renkte oluyor. Miktarı ve niteliği kişiye göre farklılık gösteriyor. Bu salgı seksüel yanıt, gebelik ve adet döngüsünün gününe göre de değişebiliyor. Fizyolojik akıntı adetten hemen önce ve sonrasında az miktarda beyaz renkli olup, adet ortasında ise miktarı artarak saydam ve sulu bir akıntı şekline döner. Fizyolojik akıntıda beraberinde sıra dışı koku, kaşıntı ve yanma gibi belirtiler yoktur. Muayenede anormal bulguya rastlanmaz. Vajinal akıntının rengi koyu sarı, yeşil, gri veya kanlı ise, beraberinde yanma, cinsel ilişki sırasında yanma, kaşıntı ve koku varsa bu akıntıların hekim tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Akıntı şikayetiyle gelen kadınlarda ayrıntılı sorgulama yapılması önemli. Bu arada cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar yönünden de araştırma yapılıyor. BAKTERİYEL VAJİNİTLER: Belirtileri: Gri beyaz renkte, kötü kokulu akıntı vardır, hafif kaşıntı ve yanma olabilir. Hastalar özellikle cinsel ilişki sırasında veya hemen sonrasında hissedilen kötü kokudan şikayet ederler. Enfeksiyon ajanı “gardnerella” denilen mikroptur ve vajinitlerin yaklaşık yüzde 50’sinden sorumludur. Rahim içi araç kullananlarda daha sıklıkla görülür. Sık cinsel ilişki ve vajinal duşun, vajinal florayı bozarak bakteriyel vajinozise yol açtığı düşünülmektedir. Vajeni mikroplardan koruyan ve asit ortamı sağlayan normal flora bozulmuş ve pH oranı 4.5’un üzerine çıkmıştır. Tedavi: Tedavi edilmediği takdirde üst genital sisteme de ilerlediği bildirilmektedir. Ayrıca düşükler ve kürtajlar sonrasında enfeksiyonlara, anormal smear sonuçlarına, gebelikte erken doğuma ve gebenin sularının erken gelmesine ve doğum sonrası rahim enfeksiyonuna yol açtığı ileri sürülmektedir. Bu nedenle gebelik öncesinde de mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavide esas amaç hastanın şikayetleri yani kokunun giderilmesidir. Bu amaçla ağızdan alınan antibiyotikler kullanılmaktadır. İlaçların yan etkisine karşı vajinal yoldan ovül veya kremler de kullanılabilir. Eş tedavisi gerekmez. MANTAR ENFEKSİYONLARI: Vajinitlerin yüzde 20-30’undan da mantar enfkesiyonları sorumludur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar grubundan değildir çünkü normal vajen florasında bulunurlar. En sık rastlanan mantar türü “candida albicans”dır. Özellikle antibiyotik kullanımlarından sonra, şeker hastalığı olanlarda, bağışıklık sistemi baskılanmış olanlarda, hormonal değişikliklerde ve gebelikte, obezite gibi durumlarda mantar enfeksiyonu daha sık görülür. Yüksek doz doğum kontrol hapları kullananlarda, sık vajinal duş yapanlarda, sperm öldürücü jel kullananlarda da sıklıkla görülür. Belirtileri: En sık görülen şikayetler kaşıntı ve akıntıdır. Ayrıca ilişkide ağrı ve idrar yaparken yanma da eşlik edebilir. Akıntı beyaz, kokusuz, kesilmiş süt gibi partiküllüdür veya peynirimsidir. Adet yaklaştıkça şikayetleri artar. Tanı hastanın yakınmalarının sorgulanması, jinekolojik muayene ve akıntının tetkiki ile konur. Muayenede dış genital organların ve vajenin kızarık, ödemli olduğu, beyaz peynirimsi akıntı görülür. Akıntının mikroskop altında incelenmesinde mantar görülebildiği gibi kültürlerde de mantar cinsi belirlenir. Akıntının ph derecesi değişmez. Tedavisi: Şikayeti fazla olmayanlarda lokal antifungal tedavilerden ( vajinal ovül veya kremler) yüzde 80-90 oranında fayda görülür. Ağızdan alınan tek doz ilaçlar da kullanılanabilir. Ayrıca ek olarak dış genital organlar için kremler de uygulanabilir. Şiddetli enfeksiyonlarda 4-5 gün sonra doz tekrar edilmelidir. Mantar nemli ortamı sevdiğinden dış genital bölgenin kuru tutulmasına özen gösterilmelidir. Sık mantar enfeksiyonu tekrarlayanlarda 6 ay boyunca haftada bir ağızdan hap veya vajinal ovül tedavisinin devam edilmesi önerilmektedir. Gebelerde mantar enfeksiyonu için topikal krem veya ovüller kullanılabildiği gibi 250 cc su içine 1-2 çorba kaşığı sirke ilave edilmesiyle hazırlanmış sıvıyı günde 2 kez vulvaya tatbik edilmesi de yeterli olabilmektedir. TRİKOMONAS VAJİNİTİ: Sık görülen diğer bir vajinit etkeni de trikomonas denilen parazittir ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyon grubundandır. Vajen enfeksiyonlarından da yüzde 10-30 oranında sorumludur. Kadınlarda vajina girişindeki bezleri, vajinayı, rahim ağzını ve alt idrar yollarını tutar. Erkeklerin çoğunda şikayet yoktur. Erkeklerde de alt idrar yolunu, prostatı tutabilirler. Bakteriyel vajinoz ve bel soğukluğu (gonore) ile beraber görülme olasılığı yüksektir. Gebelerde erken doğum ve erken sularının gelmesi riskini artırdığı ileri sürülmektedir. Belirtileri: Şikayetler hastadan hastaya değişmekle birlikte adetten hemen sonra artan bol miktarda, köpüklü, sarı-yeşil renkte kötü kokulu akıntı tipikdir. Sıklıkla kaşıntı, yanma hissi akıntıyla beraber bulunur. Bazı hastalarda ise (kronik vakalarda) akıntı azalmış ve rengi açık olabilir, şikayetleri de yoktur. Tanıda şikayetler göz önünde bulundurularak jinekolojik muayene ve akıntının incelenmesiyle konur. Jinekolojik muayenede dış genital organlarda kızarıklık ve şişlik vardır. Akıntının mikroskopik incelemesinde hareketli trikomonaslar görülebilir. Vajinal akıntı ph 5’in üzerindedir. Pap smearde de trikomonaslar görülebilir. Tedavisi: Şikayeti olmasa bile trikomonas saptanan hastalar ve eşleri tedavi edilmelidir. Uygun antibiyotik ile tedavi edilirler. Vajinal enfeksiyona yol açan çok sayıda virus da ( herpes simplex tipII ve human papilloma virus ) vardır. Eğer hormon tedavisi almıyorsanız menopozdaki hanımlar östrojen hormonu eksikliğine bağlı vajende yanma, kaşıntı, ilişkide ağrı ve kuruluk hatta kanama bile olabilir. Vajen asiditesi de azaldığından daha sık enfeksiyonla karşı karşıya kalınır. Enfeksiyon ve kanser olmadığı belirlendikten sonra lokal veya ağızdan östrojen tedavisi ile şikayetler geçer. SERVİKS ENFEKSİYONLARI: Diğer bir akıntı nedeni rahim ağzı enfeksiyonlarıdır. Rahim ağzı enfeksiyonları özellikle tedavi edilmedikleri takdirde kronikleşerek devamlı akıntıya da neden olabilirler. Cinsel yolla bulaşan hastalıkladan başta klamidya olmak üzere gonore, üreaplazma, sifiliz ve son zamanlarda sıklığı gittikçe artan HPV virüs, herpes simplex virüs rahim ağzını tutarak akıntıya neden olabilirler. Özellikle kanserojen HPV virüs tipleri zaman içerisinde ilerleyerek rahim ağzı kanserlerine yol açtığından erken tanı ve tedavisi yapılmalıdır. Rahim ağzı enfeksiyonları yukarıya doğru ilerleyebilir, rahimi ve tüpleri tutarak iç genital organlarda da enfeksiyona neden olabilir. Belirtileri: Enfeksiyon etkenine göre değişmekle beraber akıntı, koku, yanma, idrar yaparken yanma, pelvik ağrı ve düzensiz kanamalara yol açabilirler. Eğer enfeksiyon iç organlara kadar ulaşmış ise tüplerin tıkanmasına ve kısırlığa yol açabilir. HPV enfeksiyonunda dış genital organlarda siğiller, herpes enfeksiyonunda ise içi su dolu ağrılı sivilce benzeri lezyonlar ortaya çıkar. Tedavisi: Enfeksiyon eksenine göre ağızdan ilaçlarla ve vajinal ovüllerle tedavi gerekir. YABANCI CİSİMLER: Bir diğer akıntı nedeni yabancı cisimlerdir. Özellikle çocukların oyun oynarken vajinaya kaçırdıkları kağıt, silgi ve küçük oyuncak parçacıkları iltihabi akıntıya, kanlı akıntıya ve karın alt kısımda ağrılara neden olabilir. Üreme çağındaki kadınlarda ise yabancı cisim genellikle çıkarılamayan tamponlar ve bazı cinsel objeler olabilir. Alerjik nedenli (semen, kondom ve tampona karşı..) akıntılar da göz önünde bulundurulmalıdır. Rahim ağzı ve rahim iç zarı polipleri: Başlıca belirtileri akıntı ve kanamalardır. Cerrahi müdahale ile alınmaları gerekir. Vajina, rahim ağzı kanserleri ve kanser öncüsü lezyonlar: Genital kanserler kanlı akıntıya ve iltihabi akıntıya neden olabilir. Bu nedenle vajinal akıntılar önemsenmeli. Muayene ve teşhis yöntemleri ile neden bulunmalı. Gerekli tedavi yapılmalıdır. Vajinal akıntılarda şikayetlerin sorgulanmasından sonra vajinal akıntının mikroskopik incelemesi, kültürleri alınır ve pH derecesine bakılır. Ayrıca smear testi de yapılır. Jinekolojik muayenede iç organ, yumurtalık ve tüpler muayene edilir, ultrasonik olarak organ tümörleri araştırılır. Sağlık Slaytları http://hastaneciyiz.blogspot.com