kadın-erkek obezitesinde 5 ince fark

advertisement
8 Reklâmdan Ötesi Yok / Biga Doğuş Gazetesi
8 Eylül 2017 Cuma Sayı 8038
KEMİK ERİMESİ KADIN-ERKEK
(OSTEOPOROZ)! OBEZİTESİNDE
5 İNCE FARK
Halk arasinda kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz bir
modern çag hastaligidir.Yasam süresinin uzamasi ile
osteoporozla ilgili komplikasyonlar katlanarak artmis,tani
yöntemlerinin gelismesiyle de risk altindaki hastalari erken
dönemde teshis etmek mümkün olmustur. Osteoporoz Nedir?
Kemik kitlesinde azalma, kemik dokusunun mikro mimari
yapisinin bozulmasi ile karakterize bir hastaliktir. Buna bagli
olarak kemik kirilganliginda artis hastaligin en önemli
özelligidir. Vücudumuzdaki tüm dokular gibi kemiklerimizde
yasayan dokularimizdir. Hayatimiz boyunca kemiklerimizde
yapim ve yikim devam eder. 30-35 yaslarina kadar yapim
yikimdan fazladir böylece kemiklerimiz büyür, agirlasir ve
yogunlasir. Bu yaslardan sonra yavas yavas kemik yikimi,
kemik olusumunu geçer ve bunun sonucunda da osteoporoz
hastaligi gelisebilir. Kemik kaybinin en hizli oldugu dönem
menopozdan sonraki ilk yillardir.
Osteoporozlu Hastalarda Görülebilecek Yakinmalar Nelerdir?
Sirt agrisi, bel agrisi, boy kisalmasi, kamburlasma görülebilir ancak
genellikle kirik olusuncaya kadar osteoporoz sinsi bir sekilde ilerler. Kiriklar en
sik omurga, kalça ve ön kolda görülür. Omurga kiriklari boyda kisalma ve
kamburlasmaya neden olurken kalça kiriklari %30-40 oraninda ölümle
sonuçlanabilmektedir.
Kimler Risk Altindadir?
Küçük, narin yapili, ailesinde osteoporoz bulunan beyaz tenli kadinlar
risk altindadir. Erken veya cerrahi olarak menopoza girenler özellikle risk
altindadir. Bunun disinda alkol ve sigara kullanimi, yetersiz fiziksel aktivite,
düsük kalsiyum ve D vitamini alimi fazla tuz kullanimi, kafeinli içeceklerin fazla
tüketilmesi, yeterince günes görmemek, diyabet ve hipertiroidi gibi hastaliklar ve
kortizon, epilepsi ilaçlari gibi bazi ilaçlarin uzun süre kullanimi osteoporoz için
risk faktörleridir.
Osteoporoz Tanisi Nasil Konur?
Tanida hastanin öyküsü ve klinik muayenesinin yaninda DEXA metodu
ile yapilan kemik yogunlugu ölçümü altin standart olarak kabul görmektedir.
Osteoporozdan Korunma ve Tedavi
Osteoporozdan korunmak için en ideal yol 30-35 yaslarina kadar dogru
beslenme ve egzersizle doruk kemik kitlesine ulasmaktir Süt ve süt ürünleri,
brokoli ve ispanak gibi koyu yesil yaprakli sebzeler, sardalya ve somon baligi
gibi yagli baliklar ve tahillar gibi kalsiyumdan zengin yiyecekler her yasta dengeli
bir sekilde tüketilmeli, risk faktörü olusturan yiyecek ve içeceklerden uzak
durulmalidir. Düzenli egzersiz kemikleri güçlendirir, dayaniklilik ve dengeyi artirir.
Her yasin ve hastanin egzersiz programi farkli olmalidir, ancak hizli yürüyüs ve
dans engeli olmayan herkese tavsiye edilebilir. Osteoporozun en korkulan
sonucu olan kiriklarin azaltilabilmesi için risk tasiyan ve tani konan her hasta
mutlaka tedavi edilmelidir. Tedavide kullanilan ilaçlarla kemik kaybi
durdurulabilmekte
ve hatta bir miktar
kemik kazanimi
mümkün
olmaktadir.
Osteoporozlu
hastalar
kaymayan alçak
ökçeli ayakkabilar
giyerek, evlerinde
uygun zemin
döseme ve uygun
isiklandirma
saglayarak düsme
riskini
azaltmalidirlar.
Haber Merkezi
Gerek kadın gerekse erkek, yıllarca aşırı kilolarından çok
çekmiş hastalar, obezite ameliyatı ile kendilerini yeniden
doğmuş gibi hissediyorlar şüphesiz. Hem estetik
görüntülerinin normal 'tek' bir insan görünümüne
kavuşmasıyla mutlu oluyorlar hem de sağlık açısından önemli
riskleri büyük ölçüde azaltıyorlar. Özgüvenlerinin yerine
gelmesi ve sosyal yaşantılarına faydası da cabası… Bu
kapsamda, modern çağın tehlikeli hastalığı obeziteden
kurtulduğunda kadınların da erkeklerin de sağladıkları fayda
benzer oluyor. Buna karşın kadın-erkek obezitesinde bazı ince
farklılıklar da var.
Yağ dağılımı
Erkeklerde çoğunlukla yağ dağılımı eşit olmuyor. Bacaklar ve kollar
normale yakın olsa da yağlanma çoğunlukla vücudun üst kısmında, bel
çevresinde, göbek etrafında oluyor. Kadınlarda ise yağlanma göbek bölgesi ve
altında, kalçalar, bacaklar, basen bölgesinde ya da daha homojen şekilde
oluyor. Obezite her iki cinste de; kalpten kansere birçok tehlikeli hastalığa yol
açabilse de; yağlanmanın göbek bölgesinde odaklandığı erkeklerde kalp
hastalıkları riski önemli oranda artıyor. Kadınlarda ise fazladan meme kanseri
ve jinekolojik kanserlere zemin hazırlıyor.
 Cerrahi işlem farklılıkları
Kadınlarda genellikle ameliyatlar teknik olarak daha kolay oluyor.
Erkeklerin yağlanması, ağırlıkla göbek bölgesi ve üzerinde olduğu için ameliyat
edilecek alan da bu yağlardan çok etkileniyor ve bazen ameliyatın teknik olarak
zorlu geçmesine neden oluyor. Kadınlarda ise yağ dağılımı daha homojen
olduğu, ya da göbek altı bölümleri ağırlıklı etkilediği için ameliyat alanının
görüntüsü ve çalışma alanı daha geniş imkan sağlıyor ve ameliyatlar teknik
olarak biraz daha kolay oluyor.
 Cildin sarkması
Obezite ameliyatı olduktan sonra 'her şey düzelecek' diye düşünmeyip
düzenli kontrollere gitmek şart. Bunun için beslenme uzmanı, endokrinolog,
psikolog, cerrah tümünün bir arada olacağı kapsamlı bir merkez ideali. Çünkü
eksilen mineraller, vitaminler, kalsiyum ve demir yerine konulmazsa çok ciddi
sorunlara yol açıyor. Kadınlarda kemik erimesi ve ciltte sarkma sorunları çok
daha fazla ortaya çıkıyor. Özellikle göbek çevresinde, kollar ve bacaklarda,
meme bölgesinde oluşan cilt sarkmalarının ikinci yıldan sonra estetik cerrahiyle
düzeltilmesi gerekebiliyor. Zira bu sarkan deriler sadece estetik değil, hareket
rahatlığı ve hijyen açısından da sıkıntı yaratıyor. Erkeklerin kas kütlesi daha
fazla olduğu için vücut, spor ve yüzme derken daha çabuk toparlayıp, bazen
müdahaleye gerek kalmayabiliyor.
 Görülme sıklığı
Gerek dünyada gerekse ülkemizde görülme sıklığı hızla yaygınlaşan
obezite, vücut kitle indeksinin 30'un üzerinde olması anlamına geliyor. 35-40
arası olup ona eşlik eden diyabet, hipertansiyon gibi bir hastalık varsa ya da
vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde ise ve beslenme ve spor desteğine rağmen
düzelme sağlanamıyorsa obezite ve metabolik cerrahinin gündeme gelmesi
gerekiyor. Ülkemizde obezite kadınların daha sık kapısını çalıyor. 18 yaşın
üzerindeki kişilerde obezite görülme sıklığı kadınlarda yüzde 30, erkeklerde ise
yüzde 20'ler seviyesini aşmış bulunuyor. Bu durum yaşam tarzıyla yani
hareketsiz bir yaşantıyla ilişkili olabildiği gibi, kadınlarda hormonal dengeler de
onların aleyhine çalışıyor. Canları sıkıldığında, üzüldüklerinde sıkıntılarını abur
cuburla hafifletmeye çalışmaları da kilo olarak geri dönüyor.
 Obezite süreci ve sonrası
Obezite hem estetik hem sağlık açısından büyük sıkıntılar veren bir
hastalık. Dolayısıyla kadınlar da erkekler de bu sıkıntıları yaşıyorlar. Buna
karşın kadınlar aşırı kiloları nedeniyle sosyal çevresinden iş hayatına hatta
özgüvenine dek kendilerini çok daha fazla yıpratıyor, özgüvenleri daha çabuk
kayboluyor. Toplum içine çıkmak istemeyebildikleri gibi, ameliyat sonrası
bambaşka bir psikolojiye kavuşuyorlar. İstedikleri kıyafetleri rahatça bulup
giyebilmenin verdiği mutluluktan, özgüvenlerine, iş hayatına katılıma dek birçok
fayda sağlıyorlar. Hastaların ameliyat sonrası kilo verme hızlarında belirgin bir
cinsiyet etkisi gözlenmiyor ama kilo verdikten sonra takiplerde kadınlar daha titiz
davranıyor. Kontrollerine daha düzenli geliyor, 'nasılsa kilo verdim bir daha
almam' şeklindeki yanlış kanıya daha az kapılıyor.

Haber Merkezi
Download