osteoporoz - ROMATiZMAM.COM

advertisement
www.romatizmam.com
OSTEOPOROZ
Osteoporoz nedir?
Kemik yapımız, önemli organlarımızı koruyan,
vücudumuzu destekleyen ve yaşamımız için
gerekli temel maddelerden biri olan kalsiyumu
depolayan canlı bir dokudur. "Canlı"dır, çünkü
yaşamımız boyunca kemik yapımı ve yıkımı
bir denge halinde devam eder. Bu yapım ve
yıkım arasındaki dengenin çeşitli nedenlerle
yıkım lehine bozulması kemik kaybına neden
olabilir. Aslında kemik dokusu kaybı yaşlanma
sürecinin doğal bir sonucudur ama bunun
kırıklara neden olacak derecelerde fazla olması
hastalık yani "osteoporoz" dur.
sonraki 1 yıl içerisinde ölme olasılığı, aynı
yaştaki sağlıklılara oranla çok daha fazladır.
Osteoporoz önlenebilir mi?
Osteoporozu ve neden olabileceği
olumsuzlukları bir çok vakada önlemek ya da
en az düzeye indirmek mümkündür. Bazı
tedaviler, kemik kaybı gelişmiş hastalarda bile
ümit verici olsa da esas tedavi "koruyucu
tedavi", yani küçük yaşlardan itibaren
bireylerin diyetlerinde ve yaşam biçimlerinde,
kemik dokusunun artmasına ve korunmasına
yönelik değişiklikleri sağlamak, menopoz gibi
hızlı kayıp dönemlerinde gerekli önlemleri
almak ve risk altındakileri eğitmektir.
Osteoporoz nasıl oluşur ve kimlerde
görülür?
Normalde 30-35
yaşlarına kadar
kemik yapımı
yıkımdan daha
fazladır ancak bu
yaştan sonra kemik
kaybı hızlanmaya
başlar. Kadınlarda
özellikle
menopozdan sonra
bu kayıp artar, 65
yaş üzerindeki
kişilerde ise hem
kadınlarda hem
erkeklerde aynı hızda kayıp olur.
Risk altında mısınız?
Osteoporoz için bazıları
değiştirilebilir, bazıları
değiştirilemez risk
faktörleri vardır. Bir
kişinin ne kadar çok risk
faktörü varsa, osteoporoz
gelişme riski de o kadar
fazla olur. En önemli risk faktörleri; kadın
olmak, ailede osteoporozlu kişinin olması, kısa
boylu-ince yapılı olmak, beyaz tenli-açık gözlü
olmak, 50 yaş üzerinde olmak, menopoz
döneminde olmak, doğal veya ameliyatla
yapay olarak erken menopoza girmek,
kadınlarda östrojen-erkeklerde testosteron adı
verilen cinsiyet hormonlarının azlığı, düşük
kalsiyum alımı, düşük vitamin D alımı, fiziksel
aktivite ve egzersiz azlığı, uzun süreli yatağa
bağımlı ve hareketsiz kalmak, bazı ilaçların
(kortizon, lityum, epilepsi ilaçları, tiroid ve
kanser ilaçları, vb) kullanımı, sigara, alkol
veyakafeinin aşırı tüketilmesi ve bazı
hastalıklar (şeker hastalığı, tiroid veya
paratiroid bezinin fazla çalışması, felçler, bazı
romatizmal ve hormonal hastalıklar)
osteoporoza neden olabilir. Bunun dışında
denge bozuklukları, görme sorunları, nörolojik
hastalıklar, sakinleştiriciler düşmeye eğilimi
arttırarak kırıkların gelişimini
kolaylaştırabilirler.
Osteoporoz kemiklerin zamanla kalsiyumunu
kaybederek, anormal derecede delikli ve zayıf
bir hale gelmesi olarak tanımlanabilir.
Kemikteki bu kütle azalması, kemiğin mekanik
gücünü zayıflatır ve çoğu zaman hafif bir
darbeyle ya da hiç darbe olmaksızın kırılma
olasılığını artırır. Osteoporozlu kişilerde ya
hayatın önceki dönemlerinde kemik yapımı
daha az olmuştur, ya da bu bireylerde ileri
yaşlarda görülen kemik kaybı normalde
beklenenden fazladır.
Osteoporozun sıklığı yaş ilerledikçe artar.
Başlangıçta, kırık olmadığı sürece, hiçbir ağrı
ya da şikayet yapmadığından sinsice
ilerleyebilir. Bu durumda ağrılı kırıklar ve
şekil bozuklukları ile ortaya çıkabilecek
sakatlık hali, yaşam kalitesinin bozulmasına,
bağımsız yaşayabilme ve hareket yeteneğinin
kaybına, hatta ölüme neden olabilir. Kalça
kırığı meydana gelen yaşlıların, kırıktan
Osteoporozun belirtileri nelerdir?
Kırıklar osteoporozun en korkulan belirtisi olsa
da başlangıçta hastalarda bel ve sırt ağrıları,
omurgalarda çökme kırıkları ve boyda kısalma,
sırtta kamburlaşma görülebilir. Vücutta el
bileği, kaburga ve kalça kemiklerinde kırıklar
1
www.romatizmam.com
Osteoporozunuz varsa ya da korunmak
istiyorsanız;
gelişebilir. Yaygın inanışın aksine, yaygın
ağrılarla veya kırık dışında kemik-eklem
ağrıları ile osteoporozun ilişkisi yoktur.
•
Osteoporoz tanısı nasıl konur?
Osteoporoz tanısı hastanın özellikle risk
faktörleri açısından çok detaylı sorgulanması
ile başlar. Kas-iskelet sisteminin uzman bir
doktor tarafından ayrıntılı incelenmesi gerekir.
Normal röntgen incelemesi ancak kemiklerin
%30 kadarı kaybolduktan sonra bulgu
verdiğinden başlangıçta yetersizdir. Yine de
bel-sırt ağrısı yapabilecek diğer hastalıkları
elemek ve varsa osteoporoza ait kırıkları
görmek için gereklidir. Erken tanı "kemik
dansitometrisi" adı verilen kemik yoğunluk
ölçümleri ile yapılabilir. Diğer hastalıkların
ayrımında ve kemik yıkım hızının tesbiti ile en
uygun ilacın seçiminde kan ve idrar tetkikleri
de yardımcıdır.
•
•
•
•
Düzenli beslenin; özellikle
kalsiyumdan zengin gıdaları bol alın,
güneş ışığından faydalanın
Günlük yaşantınızda bel ve sırtınızı
korumaya yönelik önerileri uygulayın
Evinizi, işinizi, yaşam çevrenizi
güvenli hale getirin, düşmeleri
engelleyin
Konunun uzmanı bir doktora
başvurarak tedavinizi yaptırın, düzenli
aralıklarla kontrollerinizi ihmal
etmeyin
Sigarayı bırakın, aşırı alkol-kahve
içmeyin
UNUTMAYIN "osteoporoz önlenebilir" bir
hastalıktır. Bir şeyler yapmak için hiçbir
zaman çok geç değildir.1
Osteoporoz tedavisi nasıl yapılır?
Kaybolan kemik
dokusunu tekrar yerine
koymak oldukça zor,
pahalı ve uzun zaman
alan bir tedavidir. Bu
nedenle risk faktörlerini
belirlemek, onları
değiştirmek, erken tanı
ile koruyucu tedavi
yapmak esastır.
Tedavide yaşam tarzını daha aktif hale
getirmek, doktor tarafından önerilen
egzersizleri düzenli yapmak, beslenmeyi
düzenlemek, yaşanılan ortamda değişiklikler
yaparak düşmeleri engellemek, düzenli
kontrollerle verilen tedaviye tam uyum
sağlamak gerekir. Osteoporoz tedavisinde
kullanılan değişik ilaçlar vardır: hormon
tedavisi, kalsiyum ve D vitamini, aktif D
vitaminleri, kalsitonin, bisfosfonatlar, anabolik
steroidler, parathormon gibi. Ancak bu ilaçlar
mutlaka uzman doktor kontrolünde
kullanılmalı ve düzenli takip edilmelidir.
1
2
Romatoloji Araştırma ve Eğitim Derneği
Download