DERS 1: OSMANLI İMPARATORLUĞUNDAN KALAN MİRAS Zaman ve Mekân Boyutu Dün, Bugün, Yarın 1820-1913: Dış ticarete ve yabancı sermayeye açılan geleneksel tarım ağırlıklı yapı, 1913-1950: İki Dünya Savaşı ve Dünya bunalımını içeren erken Cumhuriyet dönemi; devletçilik yoluyla içe dönük sanayileşme modeli, 1950-1980: Özel sektör öncülüğünde ithal ikameci sanayileşme ve büyüme çabası, 1980+: İhracata dayalı serbest piyasa hamlesi… Neden 200 yıllık bir bakış: 1. Hem dünyada hem de Türkiye’de iktisadi yapı 19.yy başında, öncesiyle ayrışarak şekillenmeye başladı. 2. Osmanlı İmparatorluğu’ndan (Oİ) Türkiye Cumhuriyetine geçerken büyük siyasi dönüşümlere karşın, ekonomik yapılarda 19.yy’dan 20.yy’a önemli süreklilikler vardır. 3. Alfabenin değişiminin yarattığı ilmi zafiyeti aşmak… Dünya, Bölge ve Türkiye 19.yy’da Çevreleşme Süreci Çevreleşme: Dünya ekonomi hiyerarşisi içinde, merkez çevre ilişkileri ve hiyerarşi içine eklemlenme süreci… Avrupa kapitalizmi sonrası dönem, kapitalist ve olmayan üretim tarzlarının/toplumsal kuruluşlarının mücadelesiyle şekillenmiştir. 19.yy çevreleşme sürecinin yoğun olarak başladığı ve geliştiği dönemdir. Farklı coğrafyalarda farklı ülkeler bir yanıyla ortak diğer yanıyla özgül nitelikler gösteren çevreleşme süreçleri yaşamışlardır. Sanayi Devrimi ve kapitalist gelişme: İngiltere; Neden? 18.yy ikinci yarısında sanayi devrimi, 16. yy’ da başlayan gelişmelerle mülksüzleşmiş emek ordusu; tarımda ücret karşılığı çalışan işçiler ve kapitalizm, Tarımsal üretim ve mamul üretimi artıyor, ülke ulaştırma ağını geliştiriyor ve: “Ulusal ekonomi”, 18. yy boyunca İngiliz Hükümeti yerli üretimi korumak için ekonomi politikaları uygulamaktan kaçınmamıştır, 18. yy pamuklu tekstil sektörü İngiltere’de dış pazarla dönük olarak hızla gelişen bir yapı göstermiştir. Çevreleşme Sürecinde Genel Özellikler Sanayi Devrimi: Önce İngiltere sonra Batı Avrupa ülkeleri. Kitlesel Üretim, kitlesel tüketim, Pazar ve hammadde arayışı, Çevre ülkelerde ticarete dönük tarımsal mal üretimi; dış ticaretin hızla büyümesi, Deniz taşımacılığının gelişimi ve böylece dış ticarette artış, Merkezden çevreye sermaye ihracı (borçlandırma); demiryolu ve maden arama gibi bazı altyapı yatırımları, Çevrede demir yolu yatırımları: Ulusal Ekonomi mi yoksa merkeze bağımlılık mı? -Manchester, Marsilya, Hamburg bağlantıları!!! Merkez-çevre dış ticaret ilişkilerinde dış ticaret hadlerinin etkileri: -Tarımda uzmanlaşma, -Zanaatlarda ve mamul mal üretiminde yıkım! Ticaret sermayesi-Üretim kalıplarının değişimi ilişkisi: -Yabancı banka ve sermaye destekli yerel tüccarlar üretici ve tüketicilere borç verdiler. Üretim ve tüketim kalıplarını etkilediler. (Liman Kentlerinde) Dünya Ekonomisindeki bütünleşme (küreselleşme) süreci, çevredeki toplumsal kuruluşlar üzerinde iki ayrı fakat ilişkili boyutta incelenebilir: 1. Yapılanma: Merkez ile ilişkiye girdikten sonra çevredeki toplumsal kuruluşun kapitalist olmayan üretim yapısındaki değişim ya da dönüşüm süreci kastediliyor: -Üretim, uzmanlaşma, üretim düzeyi, üretim ilişkileri, sınıf yapıları, devletin niteliği vb. değişmeler. 2. Sermayesizleşme: Çevre-Merkez eşitsizliği içinde çevreden merkeze artı değer aktarımı kast ediliyor. -Kâr aktarımı, faiz ödemesi ya da merkeze dönen sermaye toplamının, çevreye giden sermaye miktarını aşması süreci. 19. yy’ da Çevreleşme Türleri 1. Resmi Sömürge (Çoğunlukla Afrika): 2. Gayri Resmi İmparatorluk (Orta ve Güney Amerika): 3. Emperyalistler arası rekabet koşullarında çevreleşme (Çin, İran ve Oİ): 19. yy. Osmanlı Ekonomisi 17. ve 18. yy her ne kadar “Gerileme Dönemi” olarak tanımlansa da bu sadece bazı dönemler ve devlet aygıtı için geçerlidir. 19. yy başlarında üretim düzeyi, sermaye birikimi ve teknolojik değişim açısından Osmanlı ekonomisini en iyi tanımlayan kelime: “Durgunluk” tur. 19. yy ikinci çeyreğine kadar tarımsal üretim ve tarımsal meta üretimi içinde Avrupa ticaretinin payı çok küçüktür. Asıl pay imparatorluk içi bölgeler arası ticaret, Rusya ve Mısır’a aittir. Avrupa ile ticareti gelişen ilk vilayetler Mısır ve Balkanlar (Sırbistan, Eflak, Mora, Boğdan: Bunlar imparatorluktan ilk ayrılanlardır!!!) Dünya pazarları için tarımsal meta üreten büyük toprak sahiplerinin dünya ile dış ticaret beklentileri ve imparatorluktan kopuş ilişkileri… 16. yy Oİ’unda merkezi otorite taşra karşısında güçlü. 16. yy sonlarında tımarlı sipahi sistemi çözülür, zayıflar: Merkezi otorite zayıflar, taşrada köylü üzerinde baskı kuran büyük toprak sahipleri oluşur. (17-18. yy’ da en çok da Balkanlarda!) Yerel Gruplar 17. ve 18. yy. boyunca mevcut üretim ilişkileri içinde önemli miktarlarda artığa el koyabilmişlerdir, İltizam içinde verginin büyük kısmına el koyma, 19. yy ikinci çeyreğine kadar toprakta istisnalar dışında özel mülk olmasa da toprağın fiili mülkiyetine dayanarak üreticilerden rant toplamak ve tekelcilik… 19.yy başlarında Osmanlı’nın dışta ve içte karşılaştığı önemli gelişmeler: Sanayi devrimi: Batı iktisadi ve askeri sıçraması: Napolyon’un Mısır Seferi(1798-1801) Rusya’nın güneye yayılması politikası: 1760’lardan sonrasından 1820’lerin sonuna kadar Rusya ile sık sık savaşlara girilmiş ve ağır kayıplar verilmiştir. 1808 Sened-i İttifak: Taşradaki âyan ve derebeyleri merkez karşısında daha da güçlenmiş; vergi gelirlerinin büyük kısmına el koymuşlardır. 18.yy. sonları hatta 19.yy. başlarında Osmanlı dış ticaret hacmi toplam üretiminin %2 ya da %3’ ünü aşmıyordu. Balkanlar, Anadolu, Suriye ve Mısır gibi geniş alanları kapsayan Osmanlının kendi bölgeleri arasındaki ticaret, dış ticaretten çok daha önemliydi. Napolyon savaşlarının sona ermesinden itibaren bu tablo hızla değişti: Harbi Umumiye kadar geçen yüzyıllık sürede batı ve orta Avrupa ile dış ticaret görülmemiş oranda arttı. Bu ticari genişleme Osmanlıda üretimin bileşimini iki yönde etkiledi: Dış pazarlar için tarımsal meta üretimi yaygınlaştı, İthal mamul mallar karşısında zanaatlara dayanan üretim faaliyetleri geriledi: Böylece nüfusun büyük çoğunluğunun kırlarda yaşadığı, tarım ve tarım dışı üretim faaliyetlerinin birlikteliği giderek parçalandı. Osmanlı tarımsal ürün ihraç eden buna karşılık mamul mallar ve belirli gıda maddeleri ithal eden bir ekonomi durumuna geldi.(Dış ticaret hacmi; denge; dün, bugün, yarın!!!) 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması 16 ağustos 1838; İstanbul Boğaziçi; Osmanlı-İngiltere. Anlaşma öncesi döneminde O.İ. Yed-i Vahit Düzeni: Bir malın dış ticaretinde, özellikle ihracatı bir özel kişinin tekeline bırakılabilir, yasaklanabilir, ek vergi konabilir vb.(Bağımsız dış ticaret politika uygulamaları) Anlaşma ile O.İ. bu haklardan vazgeçiyordu. Hammaddeleri dış ticarete açılması kolaylaşıyordu. Kırım savaşında ek vergi koyamayacak ve ilk kez dış borçlanmaya gidilecektir.!!! Gümrük vergilerine ilişkin düzenlemeler: Anlaşma öncesi Osmanlı hem X hem de M üzerinden %3 vergi alıyordu. İmparatorluk içinde bölgeler arası geçişlerde de %8 iç gümrük vergisi alıyordu. Anlaşma ile X için %12; M için %5 vergi; diğer taraftan yerli tüccar iç gümrük vergisini ödemeye devam ederken yabancı tüccar muaf olacaktı!!! 1860-1861 mali bunalım ve Lübnan siyasal bunalımın da Osmanlı X vergisini %1’e kadar düşüren değişiklik maddesini imzalamak zorunda kalmıştır.(Birinci Dünya Savaşına kadar %1 kaldı.) Bu anlaşmanın İmzalanma gerekçeleri İngiltere ve Sanayi Devrimi Napolyon savaşının galibi İngiltere Hammadde ve Pazar arayışı Böylece İngiltere Emperyal güç! Sanayileşme süreci yaşayan diğer Avrupa ülkeleri koruma politika uyguluyor. 1820-1840’lara kadar ki dönemde İngiltere Latin Amerika’dan Çine kadar mümkünse yerel iktidarla anlaşarak, gerektiğinde silah gücü kullanarak pek çok serbest dış ticaret anlaşması imzalamıştır. İngiltere ile dış ticaret 1820’lere kadar artmış; İngiliz tüccarlar Yed-i Vahit düzeninden, bölge ticaretine yeterince hâkim olamamaktan dolayı şikâyetçi: -İngiltere böyle bir antlaşma için bastırıyor, -Mısır valisi Mehmet Ali Paşa isyanı, -Napolyon’un Mısır seferi, -Rusya’nın giderek artan nüfuzu, Oİ. bir anlamda toprak bütünlüğü koruyabilmek adına İngiltere’ye yaklaşmak zorunda kalmıştır. Siyasal nedenler ağır basmıştır. Anlaşmanın sonuçları: Zanaata dayalı üretim ithal mamul karşısında gerilemiştir. -Anadolu X ve M’i 1820-1914 arasında 12-15 kat arttı. Avrupa’dan ihraç edilen pamuklu tekstil aynı dönemde yüz kattan fazla artış göstermiştir. Osmanlı emekçileri 19 yy boyunca direnebilmek için düşük ücretleri kabul etmek zorunda kalmıştır. 19yy sonlarında sanayileşme çabaları başladığında, bağımsız dış ticaret politikası uygulayamayan Osmanlı, sanayi girişimlerini koruyamamış ve bu hamle açık ekonomi koşullarında çok cılız kalmıştır.