Kanserin moleküler temeli

advertisement
KANSERİN MOLEKÜLER
TEMELİ- ONKOGENLER
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK
ADÜ Tıp Fakültesi
Biyokimya Anabilim Dalı
Kanser, hücre büyümesi ve bölünmesi yani hücre
döngüsünü düzenleyen mekanizmalardaki bozukluk
sonucu ortaya çıkan patolojik bir durumdur.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 1
Hücre döngüsünün
dışında, son
farklılaşmasını
tamamlamış ve
bölünmesi duran
hücrelerin
dinlenme evresi
olarak G0 evresi de
düşünülmektedir.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 2
S evresi, DNA replikasyonu, kromozomun
çiftlenmesi, RNA ve protein sentezinin olduğu
evredir. Bu evre 6-8 saat sürer.
DNA replikasyonu 1
DNA’nın replikasyonu,
DNA moleküllerinin doğru
kopyalarının yapılmasıdır.
Bugün kabul gören görüşe
göre DNA’nın replikasyonu
semikonservatifdir; bir DNA
molekülünün iki kolundan
her biri yeni bir DNA kolu
sentezi için bir kalıp olarak
görev görür ve sonuçta
meydana gelen iki yeni
DNA molekülü yeni ve eski
kollar içerirler
DNA replikasyonu 2
DNA replikasyonu,
orijin diye adlandırılan
bir başlama noktasında
başlar ve genellikle iki
yöndeki replikasyon
çatallarında 5  3
yönünde ilerler; kalıp
olarak görev gören kol
3  5 yönünde okunur
DNA replikasyonu 3
E.coli’de DNA
replikasyonu beş aşamada
gerçekleşir:
1) Parental çift heliksin
açılması.
2) Bir oligonükleotid
primerinin sentezi.
3) DNA zincirinin 5  3
yönünde büyümesi.
4) Primerin çıkarılması.
5) Yeni sentez edilen DNA
zincirinin birleşmesi
DNA replikasyonu 4
DNA replikasyonunda DNA polimerazların etkisi, kalıp
kolun karşısında büyüyen DNA koluna uygun
deoksinükleozid trifosfatlardan (dNTP) deoksinükleozid
monofosfatların (dNMP) girişini sağlamaktır.
DNA replikasyonu 5
Yeni bir DNA şeridinin sentezi tamamlandıktan
sonra DNA giraz, replike olmuş DNA’nın tekrar
doğal haline kıvrılmasına yardımcı olur
Ökaryotik hücrelerde de DNA replikasyonu
semikonservatifdir ve çift yönlü cereyan eder; öncü
şeritte devamlı, geciken şeritte kesintili olur. Ancak
ökaryotik hücrede DNA replikasyonu, kromatin
üzerinde binlerce yerde birden başlar ve devam eder
RNA sentezi 1
RNA sentezi (transkripsiyon), DNA’da saklanan
genetik bilgilerin bir RNA molekülü (mRNA, tRNA,
rRNA) şeklinde kopyalanması veya yazılması
olayıdır.
Bir RNA molekülü, DNA’nın kalıp kolunun dizilişini
bütünleyici ribonükleotidlerin ATP, GTP, CTP ve
UTP’tan pirofosfatlar ayrılması suretiyle
polimerizasyonu sonucunda, 5  3 yönünde
sentezlenir.
RNA sentezi 2
RNA sentezi için RNA polimeraza, başlama ve
sonlanma sinyallerine gereksinim vardır
RNA sentezi 3
RNA polimeraz kalıp kol tarafından yönetilen ve baz
eşleşmesi kuralları tarafından yorumlanan spesifik bir
diziliş içinde ribonükleotidleri polimerize ederken
pirofosfatlar serbest bırakılır ve böylece RNA sentezlenir
RNA sentezi 4
Transkripsiyon sonunda oluşan RNA’lar
primer RNA’lar diye adlandırılırlar ve
genellikle hemen kullanılmazlar; RNA
processing diye tanımlanan bazı işlemlerden
geçtikten sonra işlev görebilecek olgun
RNA’lar haline gelirler
RNA sentezi 5
Protein sentezi 1
Protein sentezi (translasyon), gen ifadesinin son
aşamasıdır. Transkripsiyonla RNA’ya kopyalanan genetik
bilgi son olarak bir protein veya polipeptit zinciri haline
dönüştürülür
Protein sentezi 2
Protein sentezinin üç
komponenti mRNA, tRNA ve
ribozomlardır. mRNA,
proteinin amino asit sırasını
belirleyen kodu (şifre) içerir
Protein sentezi başlayacağı
zaman, sitoplazmada bulunan
amino asitler, kendilerine özgü
ve Mg2+ gerektiren aminoaçiltRNA sentetaz enzimleri
yardımıyla kendilerine özgü
tRNA’lara bağlanarak
aminoaçil-tRNA şeklinde
aktiflenirler.
Protein sentezi 3
Prokaryotlarda protein
sentezi başlarken başlama
faktörleri (IF), GTP
varlığında, ribozom alt
üniteleri, mRNA ve fMettRNA’dan, mRNA’nın 5′
ucuna yakın bir
bölgesinde başlama
kompleksi oluşur
Protein sentezi 4
Başlama kompleksi
oluştuktan sonra, GTP’ın
hidrolizi ve elongasyon
faktörü (EF-Tu) sayesinde,
bu kompleksteki A yerine,
mRNA’nın buraya rast
gelen kodonunu
tamamlayan antikodonu
içeren aminoaçil-tRNA
gelir
Protein sentezi 5
ribozomda bulunan
peptidil transferaz
enziminin katalitik
etkisiyle P yerindeki fmettRNA’da bulunan
aminoaçil grubu, A
yerindeki aminoaçiltRNA’nın aminoaçilinin
serbest amino grubuna
peptit bağı ile bağlanmak
üzere taşınır
Protein sentezi 6
GTP’ın hidrolizi ve EF-G
(Prokaryotlarda EF-G’nin
karşılığı, ökaryotlarda
eEF2’dir.) sayesinde P
yerindeki tRNA
kompleksten ayrılır, A
yerindeki dipeptidil-tRNA
A yerinden P yerine yer
değiştirirken ribozom,
mRNA üzerinde 3 ucuna
doğru bir kodon ilerler ve
A yerine uygun aminoaçiltRNA gelir
Protein sentezi 7a
Son iki basamaktaki olayların tekrarı sonucunda
polipeptit zinciri amino-terminal uçtan karboksilterminal uca doğru uzar
Polipeptit zincirinin uzaması sonlandırılacağı
zaman, A yerine UAG, UAA, UGA sonlandırma
kodonlarından biri gelir; buraya terminasyon
faktörü (RF) bağlanır ve önce polipeptidil-tRNA
bağı hidroliz olur daha sonra diğer komponentler
dissosiye olurlar
Protein sentezi 7b
Protein sentezi 8a
Translasyon sonunda yeni sentezlenen polipeptit zincir, biyolojik
olarak aktif forma dönüşmek için posttranslasyonal modifikasyonlar
denen değişikliklere uğrar. Başlıca posttranslasyonal modifikasyonlar
şunlardır:
1) Amino-terminal ve karboksil-terminal modifikasyonlar.
2) Sinyal dizisinin çıkarılması.
3) Bazı özel amino asitlerin modifikasyonu.
4) Karbonhidrat yan zincirlerin bağlanması.
5) İzoprenil grupların eklenmesi.
6) Prostetik grupların eklenmesi.
7) Proteolitik işlem.
8) Disülfid çapraz bağlarının oluşması
Protein sentezi 8b
Çoğu lizozomal protein, membran proteini ve hücreden
salgılanan proteinler, kendilerinin endoplazmik retikulum
lümeni içinde translokasyonu için işaret olan bir aminoterminal sinyal dizisine sahiptirler.
Yeni sentez edilen proteinlerin sinyal dizilerinin
çıkarılması ve özel sellüler lokalizasyonlarına trasport
edilmesi, protein hedeflenmesi olarak tanımlanır.
Glikozilasyon, protein hedeflenmesinde anahtar rol oynar
Protein sentezi 8c
HÜCRE DÖNGÜSÜ 2
G2 evresi, S ve M evreleri arasındaki
evredir. Bu evrede DNA replikasyonu
olmaz; RNA ve protein sentezi devam
eder; evre 3-4 saat sürer ve hücre
büyüklüğü iki katına ulaşır.
M evresi, mitozun gerçekleştiği
evredir.
G1 evresi, ilk bölünmede oluşan eş
hücrelerin tekrar hücre bölünmesine
girmeden önceki evresidir. Bu evrede
DNA replikasyonu olmaz; RNA ve
protein sentezi devam eder; evre 3-4
saat sürer ve hücre S evresine
hazırlanır.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 3
Hücre döngüsünün dışında, son farklılaşmasını
tamamlamış ve bölünmesi duran hücrelerin dinlenme
evresi olarak G0 evresi de düşünülmektedir. G0 dinlenme
evresi, birkaç saat, birkaç gün veya ömür boyu
sürebilmekte ve bu evrede hücrede tüm biyokimyasal
olaylar aktif bir şekilde devam etmektedir.
G0 dinlenme evresindeki hücre bölüneceği zaman, G1
evresinin başlangıcından itibaren hücre bölünme
döngüsüne girer.
Büyüme faktörleri, sitokinler ve tümör virüsleri gibi
mitojenik iletiler, G0 evresindeki hücrenin G1 evresine
girmesine yol açmaktadır.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 4a
Hücre büyümesi ve bölünmesi yani hücre döngüsü
evrelerini, büyüme faktörleri, sitokinler, onkogenler,
siklinler ve sikline bağlı kinazlar (CDK) gibi
proteinler koordinasyon içinde düzenlerler.
Büyüme faktörleri ve sitokinler, mitojen etkileriyle
hücre döngüsünü başlatırlar. Hücre döngüsünün
sonlandırılmasını etkileyen faktörlerden biri, hücrenin
diğer hücrelerle temas etmesini sağlayan kaderinler
ve ekstrasellüler matrikse bağlanmasını sağlayan
integrinlerdir.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 4b
Siklin-CDK kompleksleri, gerekli proteinleri
aktifleyerek hücrenin metabolik aktivitelerini ve
hücre bölünmesini düzenlerler. Siklin A, siklin B,
siklin C, siklin D gibi en az on farklı siklin ve CDK1,
CDK2, CDK3, CDK4, CDK5, CDK6 gibi en az sekiz
CDK belirlenmiştir.
Siklin-CDK komplekslerinin aktivitelerinin
düzenlenmesinde de p15, p16, p21, p27 gibi CDK
inhibitörü proteinler etkili olmaktadır. Bu proteinler,
tümör baskılayıcı genler olarak bilinen genlerin
ürünleridirler.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 4c
Büyüme faktörleri, hücre bölünmesini uyaran veya inhibe
eden veya özelleşmiş hücreye farklılaşmasını başlatan
peptitlerdir.
Epidermal büyüme faktörü (EGF), insülin benzeri büyüme
faktörleri (IGF-I ve IGF-II), hematopoietik büyüme
faktörü, hücre proliferasyonunda etkilidir.
Fibroblast büyüme faktörü (FGF), hücrelerin göç
etmelerinde etkilidir.
Trombositten türeyen büyüme faktörü (PDGF) ve
transforme edici büyüme faktörü (TGFα), yara
iyileşmesinde etkilidir.
HÜCRE DÖNGÜSÜ 4d
Sitokinler (hücresel kaynaklı ve çözünebilen moleküller),
hematopoietik hücrelerin, inflamatuvar ve immün yanıtın gelişimi ve
düzenlenmesinde aracılık eden peptit veya glikoprotein yapıda
kimyasal ileti molekülleridir.
Sitokinler, genel özellikleri, işlevleri, aile grupları ve primer
fonksiyonlarına göre sınıflandırılmaktadır.
Aile gruplarına göre sitokinler beş sınıftır:
1) İnterlökinler: IL-1α, IL-1, IL-2, IL-3, IL-4, IL-5, IL-14, IL-15
2) Kemokinler: IL-18, MCP-1
3) İnterferonlar: IFNα, IFN- IFNγ
4) Sitotoksik/immünodüzenleyici/büyüme faktörleri: TNFα, TNF,
TGF
5) Koloni uyarıcı faktörler (hematopoietik büyüme faktörleri): G-CSF,
GM-CSF, M-CSF, IL-3, IL-7
PROONKOGENLER VE
ONKOGENLER
Hücrelerin büyüme, çoğalma, farklılaşma ve
programlanmış hücre ölümü olan apoptoz için
aldıkları iletileri hücre membranından başlamak üzere
çekirdeğe kadar sürdürdükleri sinyal ileti
mekanizmasında işlev gören birçok proteinin
ekspresyonundan sorumlu olan genler,
protoonkogenler olarak tanımlanırlar.
Normal büyüme ve farklılaşmasını destekleyen genler
olan protoonkogenler herhangi bir nedenle mutasyona
uğrarlarsa onkogenlere dönüşürler.
ONKOGENLER VE KANSER
OLUŞUMU 1
Onkogenler, kanser oluşturan genlerdir. Bilinen
yaklaşık 100 kadar onkogen bulunmaktadır.
Normalde hücre bölünmesini baskılayan proteinleri
(p15, p16, p21, p27 gibi CDK inhibitörü proteinler)
kodlayan ve tümör baskılayıcı genler olarak
tanımlanan genlerin (antionkojenler) birinde veya
birkaçındaki mutasyon da tümör oluşumuna neden
olmaktadır.
Apoptozu düzenleyen genlerin mutasyonu da
neoplastik hücre birikimine yani kansere yol
açmaktadır.
ONKOGENLER VE KANSER
OLUŞUMU 2
Normal bir
hücrenin kanser
hücresi haline
dönüşmesine
transformasyon
denir. Kanser
hücrelerinin
ulaşacağı son
aşama metastatik
fenotipdir.
APOPTOZ 1
Apoptoz, pasif hücre ölümü (nekroz) belirtileri olmaksızın,
bir dizi biyokimyasal değişiklik ile gözlenen
programlanmış hücre ölümüdür.
Apoptoz, RNA, protein sentezi ve yeni enzim aktivitelerini
gerektiren aktif bir olaydır; pek çok fizyolojik olay ve
hastalıkta rol oynar.
APOPTOZ 2
Apoptoz, nekrozdan (pasif hücre ölümü) farklı hücre
ölümüdür.
Oksidan stres, mitokondriden sitokrom c salınması, sistein
proteazların (kaspazlar) aktivasyonu, endonükleazların
aktivasyonu gibi moleküler olaylar ve eksternal uyaranlar
apoptozu başlatabilmektedir.
Hücrede apoptozun düzenlenmesinde sistein proteazlar
(kaspazlar) ve Bcl-2 gen ailesi olmak üzere iki protein
ailesinin önemli bir rol oynadığı gösterilmiştir.
Download