[EP-143] TÜBERKÜLOZ SALPİNGO-OOPHORİTİS Esen Akkaya1, Sinem Güngör2, Murat Yalçınsoy3, Sevinç Bilgin1 T.C. S.B. Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul 2 Universal Hastaneler Grubu, Alman Hastanesi, İstanbul 3 T.C. S.B. Balıklıgöl Devlet Hastanesi, Şanlıurfa 1 Tüberkülozun sık görüldüğü toplumlarda sorun olmaya devam eden abdominal tüberküloz gastrointestinal kanal, periton ve intraabdominal solid organların Mycobacterium tuberculosis ile oluşan enfeksiyonudur. Spesifik semptom ve bulguların olmaması nedeniyle abdominal tüberkülozun tanısı zordur. Ayrıca malignite, diğer bakteriyel enfeksiyon hastalıklarını ve inflamatuvar hastalıkları taklit edebilir. Gecikmiş tanı veya yanlış tanıya bağlı gecikmiş tedavi kötü prognozla yakından ilişkilidir. Çalışmamızda periton, over ve salpinx tutulumuyla ortaya çıkan bir abdominal tüberküloz olgusunu tanı ve takipteki sorunlar açısından sunduk. 50 yaşında kadın hasta, karında ağrı ve şişlik şikâyetleri ile başvurdu. Özgeçmişinde diabetes mellitus, hipertansiyon ve 20 yıl önce geçirilmiş histerektomi dışında özellik yoktu. Rutin biyokimya, hemogram ve tam idrar tahlili normal sınırlarda idi. PA akciğer grafisi normal sınırlarda idi. Yapılan abdominal ultrasonografisinde uterus opere, sağ overde 56X47 mm boyutlarında bilobüle kistik kitle, sol overde 42 X 20 mm boyutlarında heterojen görünümlü kistik kitle ve batında serbest sıvı saptandı. Ca 125: 711,9, Ca 153: 62,38, Ca 199:12,43, CEA: 0,641 idi. Hastaya bilateral salpingo-ooforektomi operasyonu yapıldı. Patoloji sonucu omentum, sağ over ve sağ tubada kazeifiye granülomatöz iltihap olarak rapor edildi. Bu bulgular ile hastaya tüberküloz tedavisi (HREZ) başlandı. 2 ay kontrolünde batın USGʼ de batında serbest sıvı görülmedi, uterus ve her iki over izlenmedi, adneksiyal lojda patoloji saptanmadı. 4. ay kontrolünde batın USGʼ de pelviste barsak ansları arasında minimal ödem-sıvı koleksiyonu ile uyumlu hipoekojeniteler, tüm abdominal BTʼ de sol adneksiyal lojda 30X18 mm boyutlarında hipodens kistik lezyon, solda douglas boşluğunu dolduran 77X60 mm boyutlarında hipodens koleksiyon görüldü. Tedaviye (HR) devam edildi. 6. ay kontrolünde batın USGʼ de batında sıvı görüldü, tedavi 9 ay olarak uzatıldı. 9. ay kontrolünde batın USG ve batın MR normal olarak saptandı, tedavi sonlandırıldı. Hasta halen yakınmasız olup takiptedir. Sonuç olarak, ülkemiz gibi tüberkülozun endemik olduğu toplumlarda ateş, zayıflama, karın ağrısı ile başvuran hastalarda abdominal tüberkülöz ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Erken tanı ve tedavi ortaya çıkabilecek komplikasyonları ve buna bağlı mortaliteyi önleyebilecektir. 236