26.5. 1944 . 0 : 2

advertisement
1 : 62
26.5. 1944
sı için lâzımgelen ana meselelerin başındadır.
Bizim gibi yeni sanat kuran memleketlerde ve
bilhassa bu sanayii
süratle ve genişi hacimde
kurmak istiyen ve onu elindeki bütün imkân­
larla tahakkuk ettirmeye çalışan bir memleket­
te onunla muvazi ölçüde kalifiye işçi bulma­
nın imkânı yoktur. Fabrikaya bağlı ve fab­
rikada hakikaten randımanlı mesai verebilecek
işçi yetiştirmek yolunda büyük gayretlerimiz
vardır. Yüksek teknik eleman yetiştirmek için
harice geniş ölçüde talebe göndermiş olduğu­
muz gibi memleketimizdeki müesseselerimizde
dahi talebe yetiştirmekteyiz, ve bildiğiniz veç­
hile Maarif Vekâletimizin teknik öğretime verdi­
ği geniş ehemmiyet dolayısiyle memlekette ya­
rının sanayiini yürütecek olan kolları geniş öl­
çüde yetiştirmek
yolundayız.
Hükümetiniz
buna gayret sarfetmektedir.
Müesseselerimiz
de kendi bünyeleri içinde çırak okulları açarak
ve kendilerine bağlı amele yetiştirmek için gay­
ret sarfetmektedirler. Bunun yanında ameleyi
fabrikaya bağlı kılabilmek için alınması lâzım­
gelen şüphesiz mütemmim tedbirler de vardır.
Bu tedbirler üzerinde bir çok arkadaşlarımızın
bildikleri veçhile alınmış mühim kararlarımız
mevcuttur. Fabrikaya bağlı kalifiye işçi ye­
tiştirmenin birinci çaresi fabrikanın yanında,
içerisinde çoluğu, çocuğu ile oturacağı bir ev
temin etmektir. Bu maksatla yaptığımız mas­
raflar îstisgar edilmeyecek
haldedir. Rakam
olarak belki hata edebilirim, Fakat aşağı yu­
karı 8 - 9 milyon liralık yalnız Sümerbank ca­
miasının inşaat masrafı olmuştur. Bunların
kısmı âzami amele evleri, amele pavyonları ve
amele sitesi için olmuştur.
Demek ki, bir fabrikanın duvarı örülüp içine
makinaları getirilerek konulduktan sonra o fab­
rikanın bütün işi bitmiş değildir. Biz büyük
hamlelerimizi ve şükrana lâyik gayretlerimizi
sarf eder ek yeni fabrikalar kurduk fakat zama­
nın ve imkânımızın müsaadesizliği bize -o fab­
rikaların istilzam ettiği bütün mütemmim tesi­
satı yapmağa imkân vermemiştir, istediğimiz
kadar hariçten makine getirtip yeni fabrikalar
kuramamak vaziyetinde olduğumuz şu seneler­
de biz mevcut tesislerimizin daha randımanlı
ve daha rasyonel işliyebilmesi ve onlardan âza­
mi kapasitelerine mümkün olduğu kadar yakın
bir şekilde istifade edebilmek için bir ; nci unsur
olan ameleyi fabrikaya bağlamak yolunda gay­
retler sarf etmekteyiz.
Amelenin umumî Hıfzıssıhhası hakkında bir
doktor arkadaşım dediler ki, İktisat Vekâleti
teşkilâtı içinde bu işle meşgul olacak bir yer
yoktur. Tek doktor kadrosu vardır dediler.
Arkadaşlar işçi meselesiyle kül halinde meşgul
olan bir dairemiz mevcuttur.
iş dairesi. Bu daire iktisat Vekâletine bağ­
lıdır. iş dairesi umumî işçi hıfzıssıhhasiyle
.0:2
meşgul olan bir şubeye de maliktir. Bundan
başka bugün Devlet eliyle işleyen bütün sınai
müesseselerin kanunların
emrettiği şekilde doktorları ve işçinin sıhhatiyle meşgul olan
müesseseleri ya kurulmuş veya kurulmaktadır
ve.bu fabrikayı sevkii idare eden ana teşekkül
elinde de umumî hıfzıssrhha işiyle meşgul ola­
cak umumî müfettişler vardır. Binaenaleyh
Devlet ediylc işletilen sınai müesseselerde işçi­
nin sağlığiyle 'alâkalı tesisler kurulmuş ve ku­
rulmaktadır. • Bizim kadromuzda işaret ettik-.
leri doktor, Vekâlet doktoru ise o alelûmum
Vekâlet dairelerindeki gibi memurlar içindir.
Arzettiğim gibi" işçi sağlığiyle kül halinde meş­
gul olan bir daire vardır. Onun sağlık şubesi
mevcuttur. Her fabrikanın, her müessesenin
hastanesi, reviri ve sairesi olduğu gibi orada
çalışan doktorlar da vardır ve bu fabrika ve
müesseseleri idare etmekte olan Sümerbank'in
hrfzıssıhha müfettişi vardır. Bütün bu cami
içindeki insanların sağlık vaziyetini mahallin­
de tetkik ve teftiş eder, alınması lâzımgelen
tedbirleri tesbit edip umum müdürlüğe verir,
b u i ş de halledilmiş olur. Yalnız bu mâruzâtım­
la demek istemiyorum ki, işçi mevzuunda baş­
ka yapacaklarımız yoktur. Arkadaşıma bir
noktadan hak veririm, sınai kalkınmanın mev-.
'zuurıu teşkil eden işçi mevzuunu yalnız sağlık
bakımından değil, kül olarak ele almak ve
memleketin yarınki inkişafına göre muhtaç
olduğumuz bu.elemanı istediğimiz şekilde işliyebilmek için bunun üzerinde ciddiyetle dur­
mak lâzımdır. Bu hususta kanuni olan icaplar
yapılmaktadır ve kanuni mevzuatı bulunmıyan
hususları da kanunileştirmek için tetkikatta bu­
lunmaktayız.
Malûmu âliniz İşçi Sigortası Kanunu vak­
tiyle Meclisi Âliye verilmiş, Yüksek Meclis
bilir, fakat yine arzetmek istiyorum, bir iki
Encümenden geçtikten sonra yeni yapılan in­
tihap dolayısiyle kadük olmuştur. Biz bu ka­
nunu yeniden ele aldık ve yeniden gözden ge­
çirdik, bunu yeni şekliyle tekrar Yüksek Mec­
lise takdim için teşebbüse geçeceğiz.
K. KAMU (Rize) — Bu sene çıkarılmasını
rica edeceğiz.
ÎKTÎSAT VEKİLİ P. SÎRMEN (Devamla)
— Bendeniz, Yüksek Meclise vadedebilirim
ki,''.bunu âzami bir ay içinde Heyeti Vekile' den çıkararak Meclisi Aliye takdim edeceğim
ve ben de sayın Kemalettin Kamıı arkadaşımın
temennisine iştirak ederek Yüksek Meclis En­
cümenlerinden bunun seri. bir şekilde tetkik
olunup kanun şekline çıkmasını rica ederim.
Necmeddin S'p-hii* Sılan arkadaşım da ma­
den işlerinden bahsettiler. Arkadaşlar, Tür­
kiye'nin toprakaltı
servetleri biliyorsunuz
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü tarafından
esaslı bir şekilde tetkik edilmektedir. Bütün
Türkiye 8 kısma ayrılarak jeolojik tetkik ya-
— 343 —
Download