T.B.M.M. B : 90 13.4.1993 0 : 1 başvurmak hakkı kimsenin cebinde

advertisement
T.B.M.M.
B : 90
13.4.1993
0:1
başvurmak hakkı kimsenin cebinde değildir, bizim müsaademize de tabi değildir. Malının
gaspedildiğini yahut haksız yere elinden alındığını iddia eden vatandaş mahkemeye gider, hak­
lı ise alır. Mahkeme bize, derse ki, bu yaptığınız uygulama yanlıştır, hayhay efendim...
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) — Siz niye mahkemeye gitmiyorsunuz?
ULAŞTIRMA BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) — Biz idareyiz; kanun idareye yetki
vermiştir, biz bu yetkiyi uyguladık...
Şimdi, burada bir şeye daha mutlaka açıklık getirmek istiyorum: Anadolu'nun sesini kıs­
tığımız demagojisini reddederim. Niye biz Anadolu'nun sesini kısmış olalım?! Bu yasa çıktığı
takdirde, Anadolu'da bölgesel radyo ve televizyon yayını yapılabilecektir; niye kısmış olalım?!
Daha geçenlerde, Hükümetimiz, Anadolu basınına, bugüne kadar, tarihinde verilmediği
kadar büyük destek ve teşvik verdi; hepsi medyunu şükran. Biz niye Anadolu'nun sesini kes­
miş olalım?! Biz Anadolu'nun sesiyiz, biz kendimiz Anadolu'nun sesiyiz!.. (DYP sıralarından
alkışlar) Anadolu'nun sesini niye kesmiş olalım?! Biz Anadolu'yu konuşturmaya çalışıyoruz,
Anadolu'nun sesini size ulaştırmaya çalışıyoruz... (RP sıralarından "Niye yarısı?" sesleri)
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) — Belli (!)
AHMET KABİL (Rize) — TRT'den belli, muhalefeti 1 dakika bile konuşturmuyorsunuz...
Sahibinin sesi!..
ULAŞTIRMA BAKANI YAŞAR TOPÇU (Devamla) — Efendim, basında çıkan bir ha­
beri daha düzeltmek istiyorum. Bazı basın organlarımız, bilerek bilmeyerek, isteyerek isteme­
yerek, kamuoyunda bir imaj yaratmaya çalışıyor: "Millî Güvenlik Kurulu bunların kapanma­
sını istedi, Hükümete baskı yaptı da, onun için bunlar kapatıldı."
Açık oturumda da söyledim, burada da gayet net ve açık ifade ediyorum: Millî Güvenlik
Kurulunun, bu radyo ve televizyonların herhangi bir şekilde kapatılması veya yayınlarının dur­
durulması için ne bir tavsiye kararı vardır ne bir kararı vardır ne de bir baskısı söz konusudur.
Biz, hukuk devletinin Hükümeti olarak, evvela bir hukukçu, sonra bir siyasetçi olarak, yasala­
rı uyguladık. Yok eğer, bu laflar, bizim bazı mahallî güvenlik güçlerinin, emniyetin, bazı yer­
lerdeki birliklerin, "telsizlerimiz çalışmıyor" şeklindeki şikâyetlerinden kaynaklanıyorsa, o şi­
kâyetlerden (vatandaşlar tarafından verilmiş) bizde de yüzlercesi var.
Danasını söyleyeyim: Bu konuda bizi eleştiren sayın basın organlarından, benim elimde,
"Telsiz Genel Müdürlüğünden yasal olarak aldığımız ve basın organında kullandığımız telsiz­
lerimiz çalışmıyor" diye şikâyet dilekçeleri var... Gelin görün ki, aynı basın organlarının rad­
yosu var, bu radyolar da başkalarının telsizlerini durduruyor, konuşmalarına engel oluyor; ama,
o radyoları kapattığımız zaman da arkadaşlarımız, "bizim radyoları niye kapattınız" diye ba­
ğırıyorlar. Evet, içinde bulunduğumuz durum budur. Kendisi, bu radyolar sebebiyle kendi tel­
sizlerinin çalışmayışından şikâyet ediyor; sonra, kendi radyosunun başkasının telsizlerini çalıştırmayışını unutuyor, bütün bunları bir tarafa bırakıyor ve "radyoları niye kapattınız" diyor
(!) Ben bu hususların bir kısmını, o açık oturumda da söyledim; bunun yüzlerce örneği vardır.
Onun için, bunun hiç böyle saptırılmasına, çarpıtılmasına falan gerek yoktur.
Şimdi, gelelim arkadaşlarımızın, "siz kanunu noksan uyguluyorsunuz; onun için biz kar­
şı çıkıyoruz" şeklindeki iddialarına. \
, Burada Refah Partisi sözcüsü arkadaşımız, "Siz radyoları ve yurt içinden yayın yapan te­
levizyonları kapattınız; ama uydudan yayın yapanları kapatmadınız, onlardan korkuyorsunuz;
— 56 —
Download