M. Meclisi B : 19 7 . 12 . 1965 O : 1 sözlerine tek tek cevap

advertisement
M. Meclisi
B : 19
sözlerine tek tek cevap vereceğim, çok az zama­
nınızı alacağım.
Ben aranıza çok yeni karıştım. Yalnız Par­
lâmentoda bildiğim bir prensip vardır. Muha­
lefetin nasıl davranacağını Bakanlar değil, İç­
tüzük Anayasa çizgiler. Şunu söylesin, bunu
söylesin Bakanla ilgili bir iş değildir o.
İkincisi; bu doğru bir görüştür diye muha­
lefet burada ortaya koyuyor ki, bir sözlü soru
müessesesinin temelinde bir sistem yatıyor. Bu
sistemin bir çiçeği bu. Bu çiçeğin üstünde
mikrop aramıyorum ben. Kökünde niye dana
burnu dolaşıyor diye bakıyorum. Anlatabiliyor
muyum? İlle de beni oradan çıkartıp kim
suçlu, kim yapmış, onu? Yakalıyamazsmız. Bu
bir sistemdir. Ben dedektif değilim, bunu kaç
defa
tekrarladım,
burada
anlaşalım. Ben
temelinden alıp bir sözlü soru önergesi veri­
yor isem bir suiistimal getirmiyorum. Bir olu­
şun Türkiye yararına olmadığının bir örneği
ile ispatını ortaya koyuyorum. Fena mı ya­
pıyorum, kötü bir Parlâmento çalışması mı bu?
Hep beraber anlıyoruz meselenin altının ne­
den böyle olduğunu. Arkasından formül for­
mül söylüyorum; mikst sistemi anlamamızda
değişiklik yapalım. Çünkü Türkiye, yer yü­
zünde bir tek Devlettir; suigeneris. Hem İktisadi
Devlet Teşekkülleri olacak, hem sosyalizme
karşı olacak, hem de Devletin, Devlet sektö­
rünün elinde endüstrimizin % 62 si var.
Fakat bu sosyalistlik daimî kabul edilecek bir
çatışmadır. Ve bu ölçüde % 62 si Devletin elin­
de bulunan bir endüstri ağırlığında Papanek
usulü liberalistiz, kapitalistiz denmez. Bundan
oluyor çatışma, ondan oluyor bu Karabük Fab­
rikası da. Devlet meselesini, Devlet sektörüne
ait meseleyi tâ mağazaya kadar götürüyoruz...
Devletçilik yapıyoruz diye, terzilik yaptırıyoruz
Devlete, ayakkabıcılık yaptırıyoruz Devlete...
Anlatabiliyor muyum? Demir yaptırıyoruz, onu
anlıyorum. Ya, serbest bırakırsınız, yahutta,
böyle bozukluklar olmasın diye Mikst sistemin
getirilmesi lâzım, diyorum. Devletin yaptığı ile
özel sektörün yaptığını birbirine karıştırmazsı­
nız. özel sektör fabrikasını yapar, sonuna kadar
satar, Devlet fabrikasını yapar, sonuna kadar
satar. Ama, Devletle özel sektör birisi fabrika­
cı, birisi aracı oldu mu, Devlet eliyle fert zen­
gin ettirme oluyor ve bu sistem kötülüğü yü­
7 . 12 . 1965
O: 1
zünden buradaki hikâyelere geliyoruz, diyorum.
Sayın Bakan ise, beni buraya sokmak istemiyor.
İlle de kim suçlu? Efendim sistemden oluyor
bunlar. Böyle her zaman donma, batma olur bu
memlekette. Sebebi budur.
İkincisi; Sayın Bakan benim bir sözümü
yanlış anlamış.. Şimdi bu, Horiou'nun da nazariyesidir. Hukukçular, âmme hukuku doktrini
ile ilgilenenler bilirler. Atalet kuvvetleri var­
dır, dinamik organizmi olan toplumda. Tutucu
kuvvetler, itici kuvvetler vardır. Demokrasi bu­
nun dengesini sağladığı için güzel bir sistemdir.
Bir rejim değildir aslında. Rejimlerin dahi tartışılabildiği bir sistemdir, iktisadi niteliği yok­
tur, demokrasi sözünün, iktisadi görüşler, her
türlü görüş o ortamda tartışılır ve o kendiliğin­
den demokrasi olur. Bu fikir söylenir, şu fikir
söylenir, o fikir söylenir bütün fikirler söylenir,
bu kendiliğinden yapar demokrasiyi. Bu de­
mokrasiye aykırıdır filân diye lâf olmaz. Bu çok
sakat bir demokrasi anlayışıdır. (A. P. sırala­
rından, «ne ilgisi var» sesleri) Sununla ilgisi
vardır arkadaşlarım, statükoya karşı itici kuv­
vetler bir toplumu ileriye götürürler, böyle de­
mir - çelik tenkidleri yaparak ve yeni görüşler
getirerek. Bunları yapmıyalım, sözlü soru mü­
essesesini kalûbelâdan kaldığı gibi tutalım, sos­
yalistçe lâf edilmesin. Peki şimdiye kadar gelen
örnekler var, niye kurtarmadı Türkiye'yi?. Hep
böyle yapıldı şimdiye kadar sözlü soru müesse­
sesi. Niye kızıyoruz burada yenilik ararken, da­
ha temele inerken niye sinirleniyoruz? Eğer es­
ki usul bu işe yaramış olsaydı bugün Türkiye
yeryüzünün en kalkınmış ülkelerinden biri olur­
du. 10 en geri ülkesinden biridir.
BAŞKAN — Sayın Altan, usul değiştirmiyo­
ruz. Eski İçtüzüğün usulünü tatbik ediyoruz,
rica ederim.
ÇETİN ALTAN (Devamla) — Bir görüşü
anlatırken detekliflikten, suiistimalcilikten ay­
rılıp temele bakmayı ifade ediyorum. Niçin böy.le oluyor? Size böyle yüz tane daha örnek sıralıyabilirim. Bunlar suiistimal değildir bugünkü
mevzuata göre. Esbabı mucibesi gerekçesi bu­
lunmuştur ama memleketin soyulması demek­
tir. Meşru yoldan memleketin soyulması demek­
tir. Bunu ya istiyoruz ya istemiyoruz. Eğer iste­
miyorsak ciddî şekilde üstüne, kim suçlu diye
Download