47 Kanunların Anayasaya uygunluğunun iki türlü mu

advertisement
M. Meclisi
B : 47
Kanunların Anayasaya uygunluğunun iki türlü mu­
rakabesi yapılır : Siyasî denetini, kazaî denetim.
Siyasî denetim, Meclislerin komisyonlarında yapı­
lır. Senato ve Meclis Anayasa Komisyonlarında yapı­
lır.
Kanunların Anayasaya uygunluğunun kazaî dene­
timi ise, Anayasa Mahkememiz tarafından yapılmak­
tadır. Bu noktada derhal meseleye girmek gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasanın 5 nci
maddesi gereğince yasama yetkisini kullanan bir dev­
let organidır. Bu yetki devredilemez. Türkiye Büyük
Millet Meclisi iki türlü görev görür. Hem vazu kanundur, hem de Anayasa vazudır. Kanunların
ve
Meclis İçtüzüklerinin Anayasaya uygunluğunun kazaî
denetimin Anayasa Mahkemesi tarafından yapıla­
cağı konusunda şek ve şüphe yoktur. Anayasanın,
Anayasada yapılan değişikliklerin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin Anayasa vazu olarak yapmış ol­
duğu değişikliklerinin, yani 155 nci maddeye göre yap­
tığı değişikliklerin Anayasaya uygunluğu murakabe
Meclisimizde tartışma konusu yapılmıştır. Tartışma
konusu yapıldıktan sonra, Anayasanın 147 nci mad­
desinde sarih bir değişiklik yapılmıştır. 147 nci mad­
dede yapılan bu değişikliğe göre - ki bu değişikliğe
bendeniz de kalemimle, kafamla naçizane katılmış
bir arkadaşınızım - Anayasa Mahkemesi esas bakımın­
dan Anayasa değişikliğinin Anayasaya uygunluğunu
denetleyemez. 147 nci maddenin gerekçesinde de bu
konuda sarahat vardır, tarafımızdan yazılmış olan ge­
rekçede açıklık vardır.
Anayasa Mahkemesi, Anayasa
değişikliklerinin
şekil bakımından Anayasaya uygun olup olmadığını
denetler. 155 nci maddeye göre teklif, müzakere, ka­
bul bakımından uygun mu, değil mi, bunun dene­
timini yapar.
Şimdi Anayasa Mahkememiz yeni bir içtihat ih­
das etti. Bunu da iki kararıyla ihdas etti; daha evvel
bir karar verdi, yepyeni de bir karar verdi. Bu yeni
karar 20 Ocak 1977 tarihinde Resmî Gazetede yayın­
landı. Bu kararın şekliyle mutabık değiliz, esasiyle
mutabıkız. Esas bakımından da bu kararı bir hukuk
abîdesi olarak görmekteyiz.
Şekliyle şu bakımdan mutabık değiliz; Anayasa
Mahkemesi, Anayasanın 9 ncu maddesini bir değiş­
mezlik ilkesi, bir teklif yasağı ilkesi, bir şekli ilkesi
olarak kabul etmektedir. 9 ncu madde, malumuâHiMZ
şudur : «Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkın­
daki Anayasa hükmü değiştirilemez ve değiştirilmesi
teklif edilemez.» Hemen 9 ncu madde 2 nci madde-
17 . 2 . 1977
O : 3
ye atıfta bulunuyor. 2 nci madde ise, Cumhuriyetin
niteliklerinden bahseden bir maddedir. Anayasa Mah­
kemesi bu 9 ncu madde gereğince Anayasa değişik­
liklerini esas bakımından incelemektedir, bununla mu­
tabık değilim. Fakat, beri taraftan 38 nci madde hak­
kında vermiş olduğu kararı da şu sebeplerle bir hu­
kuk abidesi olarak görmekteyim :
38 noi madde Cumhuriyet Halk Partisi ile Adalet
Partisinin tipik işbirliği ile değiştirilmiş bir maddedir.
Mahımuâliniz, kamulaştırmadan bahseden bu madde
ile gerçek değer karşılığı kaldırılmış, vergi değeri ko­
nulmuştur. Halbuki 39 ncu madde, devletleştirmeden
bahseden maddede gerçek değer vardır. 39 ncu mad­
de ile 38 nci madde çelişiyordu. 38 nci madde mül­
kiyet hakkının özünü tahrip ediyordu. Bunu defaatle
dile getirdik. Adalet Partisi sözcüsü olarak Nurettin
Ok, kalktı bize cevap verdi; onunla yetinmediler,
Sayın Demirci bunun müdafaasını yaptı. Cenabı Hak'
ka şükürler olsun ki, Demokratik Partinin görüşü,
aradan 3 - 4 yıl geçtikten sonra Anayasa Mahkemesi
tarafından da tescil olundu.
Şimdi Anayasa Mahkemesi bu kararıyla mülkiyet
hakkının özünün tahrip edilemeyeceğini belirtmiştir.
Türkiye sosyal bir devlettir; amma Türkiye, aynı za­
manda hukuk devletidûr. Hukuk devletinde mülkiyet
esasları caridir. Mülkiyeti reddeden rejimlerin adı ko­
münizmdir ve Anayasada yeri yoktur. Anayasa Mah­
kememiz de bu kararıyla bunu tescil etmiştir. «Ana­
yasa aşırı sola açıktır» diyenlere karşı da Anayasa
Mahkemesinin bu kararı kesin bir cevap teşkil etmek­
tedir. Müîlfliyetten, mirastan, antfkomünistlikten bah­
sedip de, 38 nci maddede mülkiyet hakkının özünü
tahrip eden arkadaşlarımız, özellikle Adalet Partisi
bu kararı ibretle okumalıdır.
Muhterem arkadaşlarını, Ali Sanlı ve bazı hatip
arkadaşlarım «Efendim kamulaştırmayla ilgili bu hü­
küm değiştirildi, kamulaştırma artık mümkün olma­
yacaktır». diye esasa uygun olmayan beyanlarda bu­
lundular.
Arkadaşlar, Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergıisi
vaı'dır. Eğer vergi değerini noksan gösterirse bir va­
tandaş, kamulaştırma esnasında gerçek değer fazla ol­
duğu takdirde, Gayrimenkul Kıymet Artışı Vergisi
sebebiyle az göstermesinin cezasını çekecektir.
Bu icbarla bu kararı yerinde bir karar buluyo­
ruz ve Anayasada gevşetilmek istenen bazı vidala­
rın da, bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından sıkıl­
dığını görüyoruz.
Download