AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE’DE SERT ÇEKİRDEKLİ MEYVELER GRUBUNA UYGULANAN TARIMSAL DESTEKLEMELER O. YAVUZ F. Pezikoğlu Avrupa Birliğini kuran Roma Antlaşması’nın amaçlarından biri, Avrupa ülkeleri ortak bir tarım politikası oluşturmak, böylece Topluluğun gıda ihtiyacında kendine yeterliliği sağlamak ve bölgeler arasındaki gelir dağılımı bozukluğunu ortadan kaldırmaktır. Değişen dünya düzeni ile AB’nin tarım politikasında da bir takım değişiklikler olsa da temel prensip değişmemiştir. Bu prensip, tarımda kendine yeterliliğin devamlılığı, çiftçi gelirlerinin belirli bir sınırın altına düşmemesi, tüketicilere kaliteli ve satın alınabilir ürün sağlamaktır. Türkiye’de planlı dönemlerin başlaması ile tarım politikaları da resmi bir boyut kazanmaya başlamış, ancak bu politikalar beş yıllık programlarla sınırlı tutularak, kısa dönem ihtiyaçlarıyla belirlenmiştir. Tarım politikalarındaki ana uygulamalardan birini oluşturan desteklemeler ve korumacılık politikaları, Türkiye’de AB’nin aksine hükümet değişiklikleri ile sürekli değişmiş ve ana hedefinden uzaklaşmıştır. AB’de destekleme ve korumacılık politikaları genel hükümlerin yanında ürün bazında ele alınırken, Türkiye’de bu politikalar genel anlamda tarımın bütününe yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de sert çekirdekli meyvelerin dahil olduğu meyve üretimine yönelik desteklemeler yalnızca girdi sübvansiyonları şeklinde olmuş, üretim piyasa fiyatlarının müdahalesiyle düzenlemeye bırakılmıştır.