BĐLĐMCE Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI [email protected] TARIMDA YALANLAR ve ALDATMACALAR: “AB ve ABD’DE TARIMDA DESTEKLEMELER YOKTUR” Türkiye’de tarımda desteklemeler için egemen çevrelerce kamuoyuna aktarılmaya ve benimsetilmeye çalışılan birbiriyle bağlantılı dört görüş var. • Avrupa Birliği(AB) ve Amerika Birleşik Devletleri(ABD) tarımında piyasa ekonomisi koşulları geçerlidir. • Türkiye tarımında şimdiye değin uygulanan destekleme politikaları, ekonomiye büyük yük olmuştur. Yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıların önemli nedenlerinden biri budur. • Köylüler, yılın çok sınırlı bir zaman diliminde çalışırlar, neredeyse bütün yıl yatarlar. • Türkiye tarımının çağdaşlaştırılması ve verimlilik artışı için tek yol, zaman süreci içinde bütün destekleri kaldırmak ve serbest piyasa ekonomisinin kurallarını egemen kılmaktır. Bütün bunlar doğru mudur? Yoksa, Türkiye’ye AB ve ABD tarafından Uluslararası Para Fonu (UPF) ve Dünya Bankası (DB) aracılığı ile dayatılan ekonomipolitikalarının bir uzantısı mıdır? Ancak bu soruyu yanıtlamadan önce AB ve ABD’de uygulanan tarım politikalarına çok özet olarak bakmakta yarar var. AB ve ABD’de Uygulan Tarım Politikaları AB için öncelikle besin güvenliği nedeni ile tarım sektörü en fazla gözetilen ve korumacılığın en yüksek düzeyde olduğu bir sektördür. ABD’de “Avrupa Tarımsal Garanti ve Yönlendirme Fonu” aracılığı ile ortak tarım politikaları uygulanır. Bu politikalar kapsamında; • AB ortak bütçesinin geçmiş yıllarda %75’i, son yıllarda ise yarısına yakını tarımsal desteklemelere ayrılır. • Tarımsal işletmelerin dönüştürülmüştür. çoğunluğu uzmanlaşmış işletmeler durumuna • Tarımsal politikaların ekseninde, tarımsal kooperatifler rol oynamaktadır. Kısaca, AB’de tarımsal desteklemeler sayesinde verimlilik artmış, tarımda çalışanların gelirleri yükselmiş, ürünleri tüketiciye uygun fiyatlarla ulaşmış ve tarım piyasası dengeye kavuşmuştur. ABD’nde uygulanan tarım politikaları da bilinenin aksine, en az AB kadar destekleyici ve yönlendiricidir. Çiftçi başına yapılan destekleme miktarı AB’nin de daha ilerisindedir. AB ve ABD’nin Gerçek Amaçları Özet olarak, kendi tarımlarında korumacılık egemen olduğu halde, UPF ve DB aracılığı ile Türkiye tarımında serbestleşmeyi çıkış yolu olarak gösteren AB ve ABD’nin gerçek amaçları nedir? Bunun temel nedeni şu olabilir mi? AB ve ABD, tarımdaki korumacılık politikaları ve buna bağlı olarak teknolojik devrimle tarımsal üretim desenlerini, dünya pazarlarına göre düzenlemişler ve çok yüksek düzeyde tarımsal üretim stoklarına sahip olmuşlardır. Bu stokları eritmek için, dünyanın geri kalan ülkeleri AB ve ABD’nin pazarları durumuna getirilmeye çalışılmaktadır. Bunun için her türlü siyasal, sosyal ve ekonomik düzenleme üçüncü ülkelere yapılmaktadır. Üçüncü ülkelerinin değil dış pazarlara, kendileri için bile tarımsal üretim yapmaları istenmemektedir (Bu sözler, UPF ve DB’de görev yapmış namuslu kişiler tarafından söyleniyor). Türkiye tarımında da sahneye konulan politikaların arkasındaki gerçek acaba bu mudur? Tarımsal desteklemelerin giderek ortadan kaldırılması, reform gibi gösterilen şeker ve tütün yasalarının değiştirilmesi gibi düzenlemeler, Türkiye tarım pazarını ele geçirmeye yöneliktir. Örneğin, şeker yasası ile pancar ekimi ve şeker üretimine kota getirilmiş, şeker fabrikaları neredeyse özelleştirilmiştir. Bu durum, şekerde de dışarıya bağımlılığı artıracak ayrıca hayvansal üretimi de olumsuz etkiyecektir. Ne Yapmalı? Türkiye’de tarımdaki bu yalanlara ve aldatmacalara karşı çıkmak olası mıdır? Öncelikle, şehirli kamuoyunu bu konularda bilgilendirmeliyiz. Türkiye, tarımsal üretim ve teknolojide gerilerse besin güvenliğini de kaybedecektir. Bu nedenle, UPF ve DB’nin tarım politikalarına karşı çıkmak bütün yurtseverlerin görevidir ve yaşamsal öneme sahiptir.