T.B.M.M. B : 37 1986 yılında yüzde 15,8 olan işgücü faz­ lası oranı, 1987'de yüzde 15,2 seviyesine inmiş olup, 1988'de de daha da gerileye­ rek, yüzde 14,4 seviyelerine ineceği hesap­ lanmaktadır. Ayrıca, istihdam yapısında da tarımın ağırlığı giderek gerilemekte, sa­ nayi ve hizmetler sektöründeki istihdam oranı artmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde son yıllarda fi­ yatlarda önemli dalgalanmalar müşahede edilmemektedir. Gelişmekte olan ülkeler­ de ise, fiyatların kontrol altına alınması ko­ nusundaki güçlükler devam etmekte, fiyat artışlarını önleme gayretlerinde, bu ülke­ lerde beklenen basan sağlanamamaktadır. Türkiye'de ekonomik büyümenin program hedefinin üzerinde bir gelişme göstermesi, hedeflenen genel fiyat seviye­ si üzerinde de etkili olmuştur. Devlet İs­ tatistik Enstitüsü kasım sonu tahminleri­ ne göre toptan eşya fiyatları endeksi, bir önceki yılın kasım ayına göre yüzde 80,2, aralık ayına göre ise, yüzde 62,7 oranın­ da artış göstermiştir. Aralık - kasım döne­ mi 12 aylık ortalamalara göre yıllık artış yüzde 66,8 olmuştur. Yıllık ortalama ar­ tışlar, sektörler itibariyle yüzde 76,4 ile imalat sanayiinde en yüksek, yüzde 42,9 ile enerjide en düşük olmuştur. Tarımda­ ki artış ise, yüzde 48,9 olarak gerçekleş­ miştir. devlet İstatistik Enstitüsünün Türkiye genelindeki tüketici fiyat endek­ si, 1987 Kasım ayına göre yüzde 87,5, ara­ lık ayına göre ise yüzde 68,6 oranında ar­ tış göstermiştir. Yıllık ortalama artış ise, yüzde 73,9 olmuştur. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülke ekonomilerini büyük ölçüde etkileme­ si münasebetiyle, dış ticaret, ödemeler dengesi ve dünya ticaret hacmi ile ilgili ge­ lişmelere de değinmek istiyorum. 1985 yılındaki yavaşlamadan sonra, son iki yılda yeniden canlanmaya başla­ yan dünya ticaret hacmindeki artış hızı­ nın, başlangıçtaki kötümser bekleyişlere 9 . 12 . 1988 O : 1 rağmen, 1988 yılında yüzde 7'lere ulaşma­ sı muhtemel görülmektedir. Dünya tica­ ret hacmindeki bu konjonktürel düzelme­ ye rağmen, gelişmekte olan ülkelerin bun­ dan, ekonomilerini istikrara kavuşturacak ölçüde yararlanabildiklerin i söylemek mümkün değildir. Genel olarak, sanayi­ leşmiş ülkelerin ithalatlarında bir azalma, ihracatlarında ise bir artış sözkonusudur. Gelişmekte olan ülkelerde ise, durum bu­ nun tersi olarak cereyan etmektedir. Dış ticaret hadleri, geçmiş yıllarda olduğu gi­ bi, 1988 yılında da bu ülkeler aleyhine ge­ lişme göstermiştir. Diğer yandan, dünya ticaretindeki korumacılık eğilimleri devam etmektedi. Korumacılık, geleneksel olarak uygulan­ dığı sektörlerin dışına taşarak, yeni geli­ şen ileri teknoloji gerektiren sanayilere de yaygınlaşmıştır. Sanayileşmiş ülkelerin kendi tarım kesimlerini de desteklemeleri sonucu, gerek tarım ürünleri üretim mik­ tarı, gerekse dünya üzerindeki dağılımı açısından dengesiz ürün fazlalıkları oluş­ makta ve tarım ürünleri ticaretinde sorun­ lara yol açmaktadır. Serbest ticaret anla­ yışı ile bağdaşmayan bu çeşit korumacı­ lık uygulamalarının terk edilmesi başta ge­ len temennimizdir. Dünya ödemeler dengesi açısından, Amerika Birleşik Devletlerinin cari işlem­ ler açığı, Federal Almanya ve Japonya'nın ise cari işlemler fazlaları, uluslararası ser­ maye hareketleri, faiz oranları ve döviz kurlarını etkilemesi bakımından geçen yıl­ larda olduğu gibi, yine sorun teşkil etmek­ tedir. Dışa ve yabancı sermayeye açık eko­ nomi politikası ile hızlı bir gelişme göster­ miş olan Güneydoğu Asya ülkelerinde de cari işlemler fazlaları görülmektedir. Bu­ na mukabil, diğer gelişmekte olan ülkele­ rin ödemeler dengesi sorunları ise devam etmektedir. Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye'de ise, uygulamakta olduğumuz