Genetikçiler: İnsan Embriyosunu Değiştirmeyin! Maymunlar ve insan eşey hücreleriyle çalışmalar alarm veriyor Geçtiğimiz yıllarda geliştirilen çok etkili genetik müdahale araçları, insan vücut hücrelerine müdahaleyle bazı kalıtsal hastalıkların, Alzheimer ve çeşitli kanser türlerinin, tedavisinde yeni ufuklar açtı. Ancak, bu teknikleri insan embriyoları ya da eşey hücrelerine de uygulama eğilimleri, alanın önde gelen isimlerinden bir uyarı getirdi. Nature dergisinin 12 Mart tarihli sayısında bir yorum yayımlayan Edward Lanphier, Fyodor Urnov, Sarah Ehlen Haecker, Michael Werner, Joanna Smolenski adlı genetikçiler, araştırmacıları insan embriyolarıyla, sperm ve yumurta hücrelerinin genlerini değiştirecek çalışmalardan kaçınmaya çağırdılar. GENETİĞİN YENİ GÖZDESİ : CRISPR Bilimcilerin endişelerinin merkezinde, son yıllarda geliştirilen “çinko parmak nükleazları” diye adlandırılan ve DNA sarmallarını istendiği gibi kesen bir enzimler grubuyla, aynı işi çok daha etkin ve kolay bir biçimde yapan CRISPR adlı bir teknik bulunuyor. Bu teknikler belli genlerin insan genomundan çıkarılması, eklenmesi ya da değiştirilmesini son derece kolaylaştırıyor. Önde gelen gen mühendisliği laboratuvarlarında özellikle yaygın biçimde kullanılmaya başlanan CRISPR teknolojisi, 2013 yılının en önemli bilimsel ilerlemeleri listesinde yer almıştı. Bu teknikler çeşitli hastalıkların tedavisi için deneylerde kullanılmak üzere daha uygun hayvan modelleri oluşturulmasını ve belli genlerin rollerinin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor. Ayrıca, hastalardaki gen mutasyonlarının düzeltilebilmesi için de umut ışığı yakıyor. Ancak, sözkonusu tekniklerin, özellikle de CRISPR’in etkinliği ve neredeyse sınırsız kullanım potansiyeli, genelde ABD’de ve Çin’de olmak üzere, önde gelen araştırma kurumlarını ve ticari şirketleri “kırmızı çizgileri” zorlamaya teşvik ediyor. 2013 yılının en önemli bilimsel gelişmelerinden biri, hem üretici firmaların kurulmasına hem de bir araştırma ve uygulama furyasına yol açan CR ISPR adlı teknolojiydi. Bu, hasarlı bir geni tamir ya da hatalı bir geni devredışı bırakmak yoluyla mevcut ya da potansiyel hastalıkların tedavisine kapı açan bir teknik. Düzenli aralıklı kısa palindromik tekrar kümeleri (CRISPR) diye adlandırılan teknoloji, adını bakterilerin “bakteriyofaj – bakteri yiyicisi” denen bir grup virüse karşı korunmak için geliştirmiş oldukları bir mekanizmanın parçası olan, tekrarlayan DNA sıralarından almış. Bakteri, Cas9 diye adlandırılan bir proteini, virüsün genomuna uyan bir RNA dizisine bağlıyor ve bu karma yapı virüsün DNA’sını keserek etkisizleştiriyor. RNA, bir protein parçasına kıyasla laboratuvarda sentezlenmesi daha kolay olan bir molekül. Dolayısıyla CRISPR, hedef DNA’ya kitlenen RNA’nın yerini aldığı için geçtiğimiz yıllarda geliştirilen genom manipulasyonu tekniklerine kıyasla daha avantajlı. Şimdi bazı araştırmacılar Cas9 yapılarını, DNA’yı kesmek yerine “budayacak” şekilde değişime uğratmaya çalışırken, biyokimyacılar da yapılarını çıkartıp yapay olarak üretmeye yönelik çalışmalar yürütüyorlar. Başka bazı laboratuvarlar da Cas9’dan daha etkili olabilecek başka Cas proteinlerinin arayışı içindeler. 2014 yılının başında Çin ’debir grup, CRISPRtekniğiyle insan hastalık genleri taşıyan maymun modeller oluşturmuştu. Daha da önemli olarak, ABD’de önde gelen üniversitelerin laboratuvarlarında ve bazı ticari gen mühendisliği şirketlerinde, bu tekniklerin insan embriyoları ve eşey hücrelerinin genetiğinin “iyileştirilmesi” için kullanıldığı söylentileri yaygınlık kazanıyor. Massachussetts Teknoloji Enstiitüsü’nce yayımlanan MIT Technology Review dergisinin söyleşi yaptığı önde gelen bazı gen mühendisliği uzmanları, çalışmaları hakkında somut açıklamalardan kaçınmakla birlikte, insan genomunun düzeltilmesi düşüncesi karşısındaki etik kaygıları sorgulamaktan çekinmiyorlar. Nature’daki yorumu kaleme alan, Richmond, Calif ornia’daki Sangamo BioSciences adlı şirketin yönetim kurulu başkanı Edward Lanphier ve öteki dört genetikçi, bu tür çalışmaların kuşaklar boyu sürebilecek olumsuz sonuçlara yol açabileceği uyarısını yapıyorlar. Aralarında çinko-parmak nükleazlar tekniğini ilk geliştiren Fyodor Urnov’un da bulunduğu araştırmacılar, bilim dünyası bu tür deneylerin bilimsel ve etik sonuçlarını kamuoyu önünde tartışıp bir konsensus oluşturuncaya kadar sperm hücreleri, yumurta hücreleri ya da embriyolardaki genleri değiştirme deneylerine bir moratoryum getirilmesini talep ediyorlar. Raşit Gürdilek KAYNAKLAR “Don’t edit embryos, researchers warn”, Science, 12 Mart 2015 “Don’t edit the human germ line”, Nature, 12 Mart 2015 “Editing of Targeted Genes Proved Possible in Monkeys”, Science, 31 January 2014 “Engineering the Perfect Baby”, MIT Technology Review, 5 Mart 2015, http://www.technologyreview.com/featuredstory/535661/engineering-the-perfect-baby/