B : 71 23. 3.1950 hem de ihracat işi daha iyi düzenlenmiş olur. Mâruzâtım bunlardır. BAŞKAN — Kemal Cemal Öncel (Yok ses­ leri) Tahtakıhç (Yok sesleri) Alakant (Yok sesleri) Başka söz alan kalmamıştır. Maddelere geçilmesini... AHMET TAHTAKILIÇ (Kütahya) — Gel­ dim efendim, ilk söz alanlardanım. AHMET TAHTAKILIÇ (Kütahya) — Efen­ dim müsaade ederseniz bu kadar usulsüzlük de böyle mühim bir işte olsun. Çünkü Mecliste epeyce usulsüzlükler oldu. HULÛSÎ ORAL (Denizli) — Mecliste usul­ süzlük olmaz, sen mevzuuna geç. BAŞKAN — Mecliste usulsüzlük yoktur. Sözünüze devam edin. AHMET TAHTAKILIÇ (Devamla) — Muh­ terem arkadaşlar; Türk tütün ortaklığı mev­ zuu, hakikaten gerek geniş bir vatandaş küt­ lesinin geçimini ve refahını alâkadar etmesi ba­ kımından, gerekse dış ticaretimizde mühim bir ye ı* işgal eden, aşağı yukarı evsafı bakımından, tuttuğumuz piyasalar bakımından isabetli bir politika takip edersek rakipsiz olduğumuz bir mevzu olması bakımından mühim, bir mahsule taallûk ediyor. Fakat bu gibi müesseseleri vücu­ da getirirken hangi meseleleri halletmek istedi­ ğimizi sarahatle tâyin etmezsek ekseriya tatbi­ katta umduğumuz neticeleri alamayız. Benden evvel konuşan arkadaşlarım da umumi olarak temas ettiler. Tütüncülüğümüzün elbette halle­ dilmesi lâzıragelen birçok meseleleri vardır. Bunları sıralamak lâzımgelirse, evvelâ tütün müstahsıllarına mahsus zirai kredi ihtiyacı, tü­ tün mahsulünün iç ve dış piyasa ihtiyaçlarına göre tanzimi, kalite bakımından ıslaha doğru gitmek, mahsulün istihsal zaviyelerini iç ve dış piyasalara göre halletmek ki bunlar birer mese­ le teşkil ediyor. Üçüncü bir mesele de, dünya tütün piyasa­ sındaki yerimizi muhafaza etmek ve bilâkis da­ ha yeni pyasalar elde etmek, hattâ dünyanın ge­ çirdiği iktisadi buhranlar dolayısiyle de ortaya çıkan fırsatlardan istifade edecek bir mekaniz­ ma kurmak. Tütün meselelerinin aşağı yukarı bu üç nok­ tada topladığım dertlerinden, bu kanun, olsa ol- O :2 sa yalnız dış ticaret, esbabı mucibesinde de gör­ düğümüz gibi, dış ticaret mevzuunda yani tütün piyasasının ve ticaretinin müstahsil ve memle­ ket lehine tanzimi meselesini ele almaktadır. Geçmişten esaslı bir tecrübeyi kısaca sizlere ifa­ de etmek isterim. Gazianteb'de Hasan Keyf tütünleri denilen ve rakipsiz bi rmahsul olan bu tütün çin evvelâ bir kooperatif teşkil edilmiş sonra T. Tütün Li­ mitet Şirketi namı altında tütünlerin harice sa­ tışını tanzim yolunda bir birlik kurulmuş fakat nedense, Ziraat Bankası, kredi müessesesi ola­ rak kurulan bu müesseseye avans verme, kredi açma, zirai ihtiyaçları karşılama bakımından birtakım işleri Ziraat Bankası yaptığı halde sırf tütün limitetin Hasan Keyf'in Mısır piya­ sasında hususi mevkiini tutamaması yüzünden memlekete yılda giren (1,5 - 2) milyon liralık bir dövizi hemen hemen tamamiyle kayıp etmiş bir vaziyetteyiz. Demekki bu nevi tecrübeler ni­ çin muvaffak olmadı, diye araştırmazsak dış piyasaları birer birer kaybetmemiz ihtimali var­ dır. Böyle bir kanun yaparken bu kanunla der­ piş* ettiğimiz maksat ve gayeleri iyice çizmezsek, Hasan Keyfin uğradığı âkibete Türk tütün or­ taklığının da uğraması; böyle acı bir âkibetle karşılaşması, muhtemeldir. Niçin Hasan Keyf müessesesinde Türk Tü­ tün Limitet piyasayı kaybetti? Hasarı Keyf mev­ zuunu diğer mamul tütünler mevzuu ile birlikte ele aldı ve Mısır'da onlarla beraber satış yap­ mak teşebbüsüne girdi. Halbuki Hasankeyf tü­ tününün Mısır piyasa tındaki yeri, mamul tütün satışı teşebbüsü ile büsbütün ayrı bir mevzudur. Bu ikisini birbirine karıştırdığımız için, isa­ betli bir ticaret politikası takip etmediği­ miz için, Tütün Limited'in el koyduğu Hasan­ keyf tütünlerini kaybettik. Şimdi Türk Tütün Ortaklığı da bütün memleket tütünlerini bir arada ele aldığı an­ dan itibaren, Hasankeyf tütününde mâruz kaldığımız neticeye düşeceğimize şüphe yok­ tur. Çünkü her yerin tütünün kendisine mah­ sus bir vasfı vardır ve bu taşıdığı vasfın hususiyetine göre teşebbüs yapılmaz, ticare­ tinde ihtimam gösterilmez ve zamanında ted­ birleri alınmazsa bu ortaklıktan da beklenilen faydanın istihsal edilememesi ihtimali vardır. Bu acı tecrübeyi bu şekilde kaydettikten sonra, ortaklık müessesesi, muhtaç olduğu zi- — 792 —