Veganlık ve Hayvan Deneyleri Hakkında Birkaç Kelâm Dünyanın

advertisement
Veganlık ve Hayvan Deneyleri Hakkında Birkaç Kelâm
Dünyanın sadece insanlara ait olmadığından haberdar mıyız? Bunun farkında olan insan sayısı
çokken bunun gerçekten ne anlama geldiğinden bihaber insan sayısı da bir hayli fazla ve giderek
fazlalaşmakta. Nereden geldiğini düşünmeden tükettiğimiz ürünlerin bir bencillik timsali olmaktan
öte gidemeyeceğini çoğu insan bilmiyor veya bilmezlikten gelmeyi bir tercih olarak görüyor. Görüşüm
şudur ki böyle bir tercih söz konusu olamaz. Yazım tahmin edilebileceği üzere hayvanları konu alacak,
hayvan deneyleri ve veganlık hakkındaki görüşlerimi içerecek. Yapacağım eleştirilerin sert olması
ihtimaline karşı şimdiden özür diliyorum.
Bazen bana bile ütopya olarak görünen veganlık oldukça emek ve bilgi birikimi isteyen bir
mevzu. Vegan beslenmek ne yazık ki kendi yemeklerini kendi yapamayan -zaman veya beceri
unsurlarından ötürü- insanlar için çok zor. Özellikle Türkiye sınırları içerisinde daha da zorlayıcı bir
duruma sahip olan veganlık kimi zaman cesaret kimi zaman toplumsal baskı kimi zaman ise maddi
sıkıntılar yüzünden pek de fazla tercih edilmeyen bir yaşam biçimi. Öncelikle toplumsal baskı durumu
hakkında biraz yorum yapmak istiyorum. Ne yazık ki düşük eğitim seviyesinden doğarak bu hâle
gelmiş olan bu baskı benim veya diğer veganlık hakkında olumlu düşünceler besleyen insanlar için
çoğu zaman bezdirici bir seviyeye çıkabiliyor. Yargısız infazı alışkanlık hâline getiren toplum, veganlar
üzerinde yoğun bir baskı oluşturarak düşüncesizce yorumlar ile veganları eleştiriyor. Hâlbuki
hayvanların maruz kaldığı işkence ve şiddet gözler önünde olmadığından insanlar kolayca
kararlarından vazgeçemiyor. Earthlings belgeselinde de geçen Paul McCartney’in ünlü sözü duyanları
ürpertiyor: “Eğer mezbahaların camdan duvarları olsaydı, herkes vejetaryen olurdu”. Herkesin vegan
veya vejetaryen olması gerektiğini savunduğumu düşünenler olabilir, ancak ben burada sadece
saygıya dem vuruyorum. İnsanların saygı yoksunlukları her zaman toplumda ayrılıklara sebep oluyor.
Maddi sıkıntılar yüzünden vegan olmaktan çekinen insanlar da mevcut, ben de onlardan
biriyim. Hem az yemek çeşitliliği hem de bunların da yüksek fiyatlı olması vegan olmak isteyenlerin
cesaretini kırıyor. Veganların sadece “ot” ile beslendiklerini öne sürenler sebze ve meyvenin pahalı
olmadığını da öne sürebilirler ancak vegan beslenmenin içeriği soya ürünlerini yüksek miktarda
içermekte. Soyadan elde edilen ürünler ise hayli pahalı. Soya ürünlerinden mahrum kalan insanlar
yeterince protein ve B vitaminleri grubundan payını alamıyor, bu da sağlık problemlerine sebep
olabiliyor. Hâlbuki eğer toplumsal baskı bunca yoğun ve şiddetli olmasa veganlıkla tanışan insan sayısı
fazlalaşacak ve veganlığı tercih eden insanların sayısı da arttıkça talep yoğunluğundan dolayı fiyatlar
da düşecek. Bu ikinci sebep ise dolaylı olarak birinci sebebe oldukça sıkı bağlanıyor. Temennim
toplumun bilinçlenip veganlık hakkındaki tabularını yıkıp veganlıkla tanışması.
Bir hayli dolu olduğum ikinci sorun ise hayvan deneyleri. Ne yazık ki burada sadece toplum ön
planda değil, markalar ve devlet politikaları hayvan deneylerini bu yüzyılda sürdürücü yollar tercih
ediyor. Bu konu saygı meselesinden de taşıp bir zulmü destekleme seviyesinde. Ben güzelleşmek için
yüzümüze sürdüğümüz birkaç boyanın birçok cana mâl olmasından çok rahatsız durumdayım.
Alternatifler olduğu hâlde hâlâ zulümlü markaların tercih edilmesini etik bulmuyorum. Rahatsızlık
seviyemi üstlere taşıyan diğer bir olay ise ben bunun yanlışlığını insanlara empoze etmeye uğraştıkça
insanların kapitalizmin öne sunduğu markalardan güzellik gerekçesiyle vazgeçmemesi. Onlara
makyajdan, güzelliklerinden vazgeçmelerini söylemiyor aksine alternatifler sunuyorum ancak işe
yaramıyor. İnsanların vicdanlarına dokunmak bu kadar mı zor?
Tümüyle görüşlerimi özetlemem gerekirse, vegan yaşam biçiminin ütopya hâline gelmesinin
birincil sebebi toplumsal bilgisizlik ve kütlesel bir saygısızlıktır. Hiç kimse vegan olmak zorunda
değildir, ancak veganların maruz kaldığı saygısızlık bir cehalet göstergesidir. Hayvan deneyleri konusu
ise benim görüşümce herkesin baş kaldırması gereken bir konudur, desteklenecek değil. Yaptığım sert
eleştirilerden dolayı tekrar özür diliyor ve bu durumların sona ermesi dileğiyle yazımı
noktalandırıyorum.
Ezgi Altınöz
Kaynakça
Monson [Yapımcı, Senarist ve Yönetmen]. Earthings [Film]. Amerika Birleik Devletleri: Monson.
Download