Madde kullanım bozukluklarında ek tanı

advertisement
Bağımlılık tedavisinde başarıyı
artırmak için pratik ilkeler: Ektanılara
yönelik girişimler
Prof. Dr. Figen Karadağ
Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Psikiyatri AD
Sunum Akışı
Ektanılı durumlara genel bakış
Anksiyete bozuklukları ektanısı
Duygudurum bozukluğu ektanısı
Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar ek tanısı
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ek
tanısı
• Disosiyatif bozukluklar ektanısı
•
•
•
•
•
Genel bakış
• AMKB ile diğer psikiyatrik bozuklukların bir hastada
eşzamanlı ya da yaşamboyu birlikte görülmesi neredeyse
bir kuraldır
• Yüksek yineleme oranı, kötü seyir, hastaneye daha çok yatış,
şiddet uygulama, evsizlik, tutuklanma ve ciddi enfeksiyonlar
gibi çeşitli olumsuz sonuçlar ile ilişkilidir
• İki hastalığın tedavisi ayrı ayrı yapılmaya çalışıldığında
tedavinin etkisi azalmaktadır
• Sağlık personelinin eğitim eksikliği ek tanılı hastalara
yaklaşım ve tedavi yönünden bir engel oluşturmaktadır
• Paralel ancak ayrı ruh sağlığı ve madde bağımlılığı tedavi
sistemleri parçalanmış ve etkisiz görünmektedir
• Eştanılı hastanın maliyeti daha yüksektir
Eştanılı durumlarda bağımlılıkta klinik seyir
• Alkol-Madde kullanmaya erken başlanır
• Bağımlılık gelişmişse remisyona girmek çok daha
zordur
• Remisyona girilmişse bile süre çok kısadır
• Çok sayıda tedavi girişimi ve çok sayıda tedavi
terki görülür
Anksiyete bozuklukları ektanısı
• 43000 yetişkin
• MKB olanları %17.7’sinde herhangi bir AB ve
AB olanların %15 inde son 1 yıl içinde en az 1
madde ile ilgili MKB saptanmıştır
• Grant ve ark 2004
• DSM-IV ölçütlerine göre MKB ve AB arasındaki
ilişki (OO=2.8), AKB ve AB arasındaki ilişkiden
(OO=1.7) daha kuvvetli bulunmuş
• Bağımlılıktan çok KK daha fazla gösterilmiş
• Kadınlarda erkeklerden daha fazla bulunmuş
• Marihuana en sık kullanılan madde (%15.1), bunu
kokain (%5.4), amfetamin (%4.8), hallüsinojen
(%3.7)ve sedatifler (%2.7) izliyordu
• Conway ve ark 2006
• Davranışsal bağımlılıklar da AB ile ilişkili.
İnternet bağımlılığı ve sosyal anksiyete
bozukluğu ilişkili..
• Weinstein ve ark 2015
• AKB olanlarda AB %33-42 bulunmuş
• Mann ve ark 2016
AMKB-AB hipotezler (1)
Bir bozukluk diğerini tetikler
• Anksiyete bozukluğu alkol/madde kullanımının
tetiğini çekebilir
• Alkol kullanımı AB’nu başlatır (örn. HPA ekseni,
otonomik SS gibi fizyolojik stres sistemlerinin
disregülasyonu aracılığıyla)
• Madde kullanımının ayrıca AB fizyopatolojisine
karışan sistemler üzerine de etkisi vardır
• Madde kullanımının AB nu manifest hale
getiren nörobiyolojik değişikliklere yol açması
mümkündür
AMKB-AB hipotezler (2)
Paylaşılmış incinebilirlik modeli
Paylaşılmış incinebilirlik modeli
• Ortak genetik ve risk faktörleri bağımsız olarak
her iki bozukluğu tetikleyebilir
• Çocukluk çağı travmaları ve ailede AKB ve
AB’nun varlığı her iki bozukluk için anlamlı risk
oluşturmaktadır
Tanı
• AB’na tanı koymak zor
• Yoksunluk ya da madde kullanımı sırasında ortaya
çıkan belirtiler bir anksiyete bozukluğunu taklit
edebilir
• Yoksunluk bitene kadar beklemeli
• Anksiyete belirtileri depresyona mı eşlik ediyor?
Anlaşılmalı
• Anksiyete belirtilerinin başlama zamanı, ailede AB
öyküsü, madde etkisinde değilken anksiyete
belirtilerinin varlığı bağımsız bir AB anlamına
gelmektedir
Bozuklukların oluşma sırası
Bağımlılık önce (%)
AB önce (%)
Panik atak
61.7
38.2
Agorafobi
67.2
32.8
PB
80.2
19.8
Özgül fobi
49.2
50.8
SAB
43.2
56.8
YAB
71.8
28.2
TSSB
61.6
38.6
Goodwin ve Stein 2013, Marmorstein 2012
Tedavi
• AB eş tanılı hastalarda yatış önerilmektedir
• Her iki bozukluk eş zamanlı tedavi edilmelidir
• BDZ kullanımı sadece yoksunluk dönemini
kapsamalıdır
• Psikoterapi (BDT, destekleyici terapi
yaklaşımları ve farkındalık temelli tedaviler)
her iki bozuklukta depreşmeyi önlemede
etkilidir
AKB+AB tedavisinde
• BDT etki büyüklüğü en fazla
• TSSB olanlarda farmakoterapi travmaya
yönelik psikoterapinin yerini alamıyor
Farmakoterapi
Benzodiazepinler
Sadece yoksunluk döneminde kullanılmalı, OAT alanlar
veya halen opiyat kullananlarda kaçınılmalı
SGAİ
Depresyonun eşlik ettiği anksiyetede etkili
5 HT-1A agonistleri
Depresyonun eşlik ettiği anksiyetede etkili
OLZ
Pür anksiyete belirtilerinde etkili
SNRI
Pür anksiyete, depresyonun eşlik ettiği anksiyetede etkili.
Venlafaksinin biraz daha etkin olduğuna dair kanıt var
TSA
Opiyat agonisti alanlarda daha etkili (OAT alanlarda AD
tedavi için 1 ay bekleyin)
Naltekson
RKT tek çalışma var. O da olumsuz sonuç
Duygudurum bozuklukları ek
tanısı
Duygudurum bozuklukları ek tanısı
• AMKB’larına en sık eşlik eden ek tanı
• Ulusal Komorbidite Araştırması herhangi bir
madde bağımlılığı olan bireylerin %41’inde
yaşamlarının herhangi bir döneminde bir DDB
olduğunu
• DDB tanısı konan bireylerin %50’si ise
yaşamlarının bir döneminde bağımlılık tanı
ölçütlerini karşıladığını göstermiştir
• Duygudurumda labilite, tedavi direncinin artışı
akla alkol kullanım bozukluğunu akla getirmeli
(Lagerberg ve ark 2017)
AMKB-DDB: Hipotezler (1)
• Bir bozukluk diğer bir bozukluğun «doğrudan»
etkisi ile ortaya çıkmıştır
• Örn. alkole bağlı major depresyon
• Psikiyatrik bozukluklar «dolaylı» bir şekilde
madde kullanımı riskini artırabilir
• İstenmeyen duygudurumlarla başa çıkmak için (kendi
kendini tedavi etme aracı olarak)
• Çocukluk döneminde başlayan DDB, risk alıcı
davranışlar ve akranlardan daha önce AMK
AMKB-DDB: Hipotezler (2)
• AMKB ve DDB ortak nedenlerden dolayı
sıklıkla bir arada bulunuyordur
• Madde etkisinde ya da yoksunluğunda ortaya çıkan
duygudurum belirtileri, her iki bozukluğun da benzer
etiyolojik kökenden gelebileceği fikrini
desteklemektedir.
Major depresyon ve AMKB
• Alkol ve madde kullanımı ile depresyon arasında
doğrudan bir ilişki gösterilememiştir.
• Alkol alımını kestikten ya da arındırma tedavisinden 2-4
hafta sonrasına kadar uzayabilen depresif dönemler
tanımlamıştır.
• Yaşam boyu major depresyon görülme sıklığı %15.8 ile
67
• Bu rakamların karmaşıklığı AMKB ve DDB’larının
kesişme noktalarında tanı koyma ile ilgili sorunların
karmaşıklığından kaynaklanmaktadır.
• Örneğin bir maddenin yoksunluğu geçici olarak depresif bir
duyguduruma neden olabilir ve madde yoksunluğunda olan kişiye
yanlışlıkla bir DDB tanısı konabilir.
Bipolar bozukluk ve AMKB
• Bipolar I bozukluğu olanlarda daha sonra alkol,
esrar ve benzodiazepin kullanım bozukluğu ve
Bipolar II bozukluğu olanlarda ise alkol ve
benzodiazepin kullanım bozukluğu geliştiği
gösterilmiştir.
• Bu durum AMKB ve bipolar bozukluğun ortak
bir etyolojik kökeni paylaştıkları varsayımı ile
açıklanmaktadır
AMKB ve BPB eştanısı ile ilgili incinebilirlik modeli
Yüksek genetik yatkınlık
Düşük genetik yatkınlık
Duyarlılaşmaya yatkınlık,
ödül ve motivasyonla ilgili
bozulma
Kendiliğinden ilk atak daha
az görülür
Erken başlangıçlı
bipolar bozukluk
Madde kullanmaya
yatkınlık
•
•
Madde kullanmak ilk
atağa neden olur
Duygudurumda dalgalanmanın
artması
Dürtüsellik, İntihar /saldırgan
davranış
Swann 2005
Değerlendirme ve tanı
• Kesin tanıyı koymadan önce yoksunluk
döneminin bitmesini beklemek gerekir
• Yoksunluğun 15. gününde depresyon şiddetinde ilk
güne göre %30-50 azalma olmaktadır
• Bu süre kullanılan maddeye ya da değerlendirilecek
durumun önemine bağlıdır. Diazepam ya da metadon
gibi uzun etkili maddeler daha uzun bekleme süresini,
daha kısa etki süresi olan maddeler (alkol, kokain) ise
daha kısa süre beklemeyi gerektirir.
Genel yaklaşım
• Eğer hastanın belirtileri tipik yoksunluk ya da
madde etkisi belirtileri ise ve geçmiş psikiyatrik
hastalık öyküsü yoksa olasılıkla bir ek tanı yoktur.
Belirtiler birkaç gün içinde yatışabilir.
• Eğer duygudurum belirtileri 4 haftadan uzun
sürüyorsa madde etkisi ya da yoksunluğundan
kaynaklanmadığını düşünmek gerekir.
• Sık epizot geçirme, hızlı döngülülük veya karma
ataklar akla düzenli alkol kullanımını getirmeli
Bipolar bozukluğun birincil
olabileceğinin göstergeleri
• Ailede duygudurum bozukluğu öyküsünün
varlığı
• Madde kullanımının başlamasından önce
duygudurum belirtilerinin görülmesi
• Madde etkisi ya da yoksunluk dışında da bu
belirtilerin şiddetlenmesi
• Duygudurum belirtilerinin maddeyi bıraktıktan
uzun bir zaman sonra da devam ediyor olması
Tedavi ilkeleri
Tedavide kullanılan ilaçların etkinliği
• Madde kullanılan gün sayısında azalma
• Madde alma isteğinin (craving) azalması
• Madde kullanılmayan gün sayısının artması
• İdrarda tarama testlerinin negatif çıktığı gün
sayısı
ile ölçülür
Kullanılan ilaçlar
Karbamazepin
Valproik asit
Duygudurum bozukluğu olan kokain bağımlılarında depreşme
daha az; duygudurum dalgalanmaları daha az
Madde kullanım bozukluğu olan bipolar hastalarda madde
kullanımı üzerine de etkili
Lityum
Madde kullanımında azalma
Okskarbazepin
Saldırganlığı olan ek tanılı hastalarda etkili
Lamotrijin
Lityum ve valproat alan ve MKB olan hızlı döngülü bipolar
hastalarda etkili, alkol bağımlılığı olan bipolarlarda etkili
Antidepresanlar
Major depresyon ve AMKK olan hastalarda etkili
Atipik antipsikotikler
Ketiyapin, aripirazol, risperidonun etkinliği gösterilmiş
Naltrekson
Opiyat kullananlarda depresif belirtilerde azalma; bipolar
bozukluk ve alkol bağımlılığı olanlarda etkili
• Madde kullanıcılarında uyku bozukluğu ve anksiyete
belirtileri varsa yatıştırıcı bir antidepresanı, yorgunluk
ve letarjisi olan hastalarda ise uyarıcı özellikleri olan
bir antidepresanın seçme hastanın tedaviye
uyumunu artırabilir
• Bu grup hastada özkıyım riskinin yüksektir. Terapötik
indeksi yüksek olan antidepresanları kullanmama..
• Psikososyal tedaviler, farkındalık temelli tedaviler ve
BDT’nin etkinliği gösterilmiştir
Şizofreni ve diğer psikotik
bozukluklar ektanısı
Şizofreni ve diğer psikotik bozukluklar
ve AMKB
• Şizofreni hastalarında genel topluma göre
alkol kullanım bozukluğunun 3 kat ve madde
kullanım bozukluğunun 9 kat daha fazla
bulunduğu gösterilmiştir
• En sık kullanılan madde sigaradır
• Sigarayı alkol, esrar, amfetamin ve kokain izler
• Tütün dışında diğer maddelerin kullanımı ılımlı
düzeydedir
• Kötüye kullanım bağımlılıktan daha sık görülür
• Madde kullanımı az bile olsa şizofreninin
belirtilerini alevlendirir
Etyoloji
1. Madde kullanımı yatkınlık taşıyan bireylerde
psikotik bozukluğu ortaya çıkarabilir. Hastalığın
ilk epizodu madde kullanımı ile tetiklenebilir
•
Bu durum madde kullanımına bağlı (“substance-induced”)
psikotik bozukluk olarak değerlendirilmemelidir
2. Antipsikotiklerin yan etkileri ile, hastalığın
negatif belirtileri ile başa çıkmak için, ya da
kendini daha iyi hissetmek için (self-medikasyon)
3. Bu iki bozukluk rastlantısal olarak bir arada
bulunmaktadır
Şizofreni ve AMKB birlikte ise
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Şizofreninin daha erken yaşta başladığı
Yineleme riskinin arttığı
Tedavi uyumunun daha kötü olduğu
Antipsikotik tedaviye yanıtın daha kötü olduğu
Hastaneye daha sık yatırıldıkları
Daha fazla şiddet gösterdikleri
Tedavi maliyetlerinin çok yükseldiği
Özkıyım riskinin arttığı
Hastalık şiddetinin daha fazla olduğu
gösterilmiştir
Kullanılan ilaçlar
Tipik antipsikotikler
Tedaviye yanıt AMKB olanlarda daha az; flupentiksol dekanoat alan
hastalarda alkol alma isteğinde ve alkol kullanımında düşüş
Klozapin
Diğer İKA ve BKA lere göre madde kullanımında daha az depreşme;
ikili tanısı olanlarda psikopatolojide anlamlı düzelme, daha az madde
kullanımı ve madde isteği
Daha az madde kullanımı, daha az madde isteği, psikopatolojide
anlamlı düzelme
BKA’lardan geçildiğinde madde isteğinde azalma; madde kullanılan
gün sayısında, kullanım şiddetinde, idrarda pozitif çıkan test sayısında,
madde isteği ve psikopatolojide anlamlı düzelme
İdrarda pozitif çıkan test sayısında, madde kullanılan gün sayısında
azalma
Klozapine göre etkisi daha az, madde kullanım parametrelerinde ve
psikopatolojide zuklopentiksole göre daha fazla düzelme
Alkol bağımlılığı ek tanılı şizofrenide etkili
Alkol bağımlılığı ek tanılı şizofrenide etkili, naltrekson kadar etkili;
psikozda alevlenmeye ve karaciğer toksisitesine yol açmıyor
Opiyat yerine koyma tedavisi etkili, bupropiyon sigara bırakma
programlarında şizofreni hastalarında alevlenmeye yol açmaksızın
etkili
Aripiprazol
Ketiyapin
Olanzapin
Risperidon
Naltrekson
Disülfiram
Diğer
BKA: Birinci kuşak antipsikotik; İKA: İkinci kuşak antipsikotik
Sonuç olarak
• Eşlik eden MKB’nun olması şizofreninin kısa ve
uzun süreli seyrini olumsuz olarak etkiler
• Tedavide her iki durumun tedavisi aynı anda
yapılmalıdır
• Psikozu yatıştırmak için ilaç tedavisi zorunludur.
• Kullanılan maddelerle antipsikotik ilaçların
etkileşmesi korkulan bir durum olmasına rağmen
gerçekte ilaç madde etkileşimleri nadir olarak
görülmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite
bozukluğu ektanısı
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu
ve AMKB
• Tedavi arayan MKB olanlarda yaygınlık %23.1
• Hiperaktif, impulsif alt tiplerde hipomanik
epizotlar ve ASKB
• DEB ve kombine alt tiplerde MD daha fazla
• MKB+DEHB olanlarda ek tanı oranı %75 ve
Sadece MKB olanlarda ektanı oranı %37
• MKB da DEHB daha fazla AKB ise daha az
oranda görülüyor
• Van Emmerik-van Oortmerssen ve ark 2017
DEHB varlığında
•
•
•
•
•
Madde kullanmaya başlama yaşı daha erken
Daha ağır maddelere geçiş daha hızlı
Sık tedavi terki
Sık yinelemeler
3. ek tanı sıklığı fazla
Tedavi
• Metil fenidat kullanımı kötüye kullanım
nedeniyle sıkıntılı
• Atomoksetin kullanılabilir ancak naltrekson ile
birlikte kullanıldığında KC enzimlerinde
yükselmeye dikkat edilmeli
Disosiyatif bozukluklar ek tanısı
Disosiyatif bozukluklar ve AMKB
Çocukluk çağı travmaları ile en fazla ilişkisi olan
iki bozukluk olarak tanımlanan, disosiyatif
bozukluklar ve alkol madde bağımlılığı arasındaki
ilişki çoğu zaman ihmal edilmekte ve klinik
ortamlarda hak ettiği ilgiyi görmemektedir
Klinik özellikler
• Madde bağımlılığı olanlarda, alkol bağımlılığı
olanlara göre disosiyatif bozukluk görülme
oranı çok daha yüksektir
• Disosiyatif kimlik bozukluğu madde kullanan
hastalarda genel topluma göre daha yüksek
oranlarda saptanmıştır
Disosiyatif bozukluğu olan AMKB
olanlarda
• İlk tedavi başvurusu daha erken yaşta
• Maddeyi bırakma süreleri daha kısa
• Tedaviyi terk oranlarının daha yüksek
• Hastalık öyküsünde Disosiyatif belirtilerin MKB
belirtilerinden daha önce başlamış olduğu
saptanmıştır.
Klinik özellikler: Tedaviyi etkileyen iki konu
•
Duygusal (emosyonel) acı: DB ek tanısı olmayan hastaların
büyük çoğunluğunda sıkıntı hissi hasta tedaviye başladığında
hızlıca ortadan kalkar. Ama eşlik eden DB varsa alkol ya da
madde kullanımını kestikleri zaman kendilerini özellikle kötü
hissederler. Bu hastaların bu emosyonel acıyı bastırabilmek
için alkol veya madde kullandıkları düşünülebilir
Klinik özellikler: Tedaviyi etkileyen iki konu
•
Atipik nüksler: Ek tanısı olmayan bağımlılar kendilerine aşırı
güvenleri ve bağımlılıklarını inkar etmeleri nedeniyle «bir
defadan bir şey olmaz» düşüncesiyle tekrar başlarlar. Atipik
nüksler duygusal bir acı sırasında veya klinik olarak
düzelmenin olmadığı durumlarda görülür. Bu tarz nüksler
özellikle geçmişteki istismarın anıları akla geldikçe oluşuyor
gibi görünmektedir. Bu hastalar, nüksten hemen önce gelişen
hafıza boşlukları (film kopmaları/ “blackout”) nedeniyle
yeniden içme ya da madde kullanma sürecini
tanımlayamamaktadır
Tedavi
• Bu hastalarda bağımlılık tedavi programının
yanı sıra travmatik yaşantıların çözümüne
yönelik ek tedavi modalitelerinin eklenmesi
önemlidir
• Tedaviyi terk oranları yüksek olan bu ek tanılı
grupta, bağımlılık tedavisi yapılan merkezde
DB tedavisinin de yapılması özellikle önemlidir
Sonuç ve öneriler
• Alkol ve madde bağımlılığı olan hastalarda, başka ruhsal
rahatsızlıkların da görülme sıklığı çok yüksektir
• Eşlik eden belirtiler madde kullanımından önce de
bulunuyorsa, maddenin kesilmesinden sonra 1 ay ya da
daha uzun süre geçmiş olmasına rağmen devam ediyorsa,
ya da kullanılan maddenin tipi ya da miktarı ile
açıklanamayacak çeşitlilik ve şiddetteyse bağımsız bir
hastalığın varlığı düşünülmelidir
• Eştanılı durumların tedavisi eş zamanlı veya paralel ve aynı
merkezde olmalıdır
• Tedavi etkili bir biçimde yapıldığında, hem madde kullanım
bozukluğunun hem de eşlik eden hastalıkların tedaviye
yanıtı artmakta, gidiş ve sonlanış daha iyi olmaktadır
Kaynaklar:
• Starcevic V, Khazaal Y. Relationships between Behavioural
Addictions and Psychiatric Disorders: What Is Known and
What Is Yet to Be Learned? Front Psychiatry. 2017 Apr 7;8:53.
doi: 10.3389/fpsyt.2017.00053. eCollection 2017
• Schoenthaler ve ark. The effect of dual diagnosis treatment of
alcohol abuse. J Sys Integr Neurosci 2017; 3(4):10.15761
• van Emmerik-van Oortmersen ve ar. Diagnosing ADHD during
active substance use: feasible or flaved. Drug and Alcohol
Dependence 2017 Temmuz
• Preuss ve ark. Psychiatric comorbidity in alcohol use disorders:
results from the German S3 guidelines. Psychiatry Clin
Neurosci. 24 nisan 2017. doi: 1007\S00406-017-0801-2
Dikkatiniz için teşekkürler
Download