C. Senatosu B : 62 14 , 4 .1964 O : 1

advertisement
C. Senatosu
B : 62 14 , 4 .1964 O : 1
radja yapılan fiilin idari karara, idari bir işleme
mevzii olması keyfiyetiyle idari bir salâhiyet
ve^a titr, unvan taşıyan şahsın şahsi fiili, şahsi
kuburundan da neşet etmiş olması keyfiyeti dâvaıtm veçhesini de tabiî olarak değiştiriyor. Bir
haksız fiil her zaman için o haksız fiilden zarar
görenin .bir tazminat dâvasına konu olur. Haksız
fiilden doğan borçlar, - malûmu ihsanınız - hak­
sız fiilden doğan dâvalar adlî kazanın görevi
içhude görünüşte görülmekte olan dâvalardır.
Ani a haksız fiili ifa etmiş olan insan bir idari
organın: uzvu olması keyfiyeti onun o işlemin
veçhesini değiştirmiş olmaz, İster lalettayin bir
vatandaş, bir fert olsun; ister Devlet memuru
kisvesi üzerinde bulunsun; eğer- fiil bizatihi hak­
sız bir fiilden ibaret ise o haksız fiilden doğan
tazminat davası adli kazada görülecektir. Aksi
takdirde, adli kazanın kaza sahasına, tecavüz
edilmiş olur kanısındayız.
Buna mukabil fiil
idari olarak bir işlemdir. Fakat idari olarak ynpüjan bu işlem, bu eylem bir zarar teviidetmiştir.
O takdirde kusur şahsın değil idarenindir ve ida­
re bu kusurunu Anayasamızın 114 ncü maddesin­
de tasrih edildiği veçhile bu eyleminden teveJlütetmiş olan zararı da ödemeye mecburdur. Ana­
yasanın 114 ncü maddesi «İdarenin işleminden
dolayı açılacak dâvalarda» ve ilâve ediyor «İda­
re kenefi işlem ve eyleminden doğan zararı öde­
mekle yükümlüdür.» diyor. Binaenaleyh, me­
sele sadece burada düğümleniyor; Sayın Aydıner ile ayrıldığımız nokta da burada. Sayın Aydıner, kıymetli mütalâalarında ve tekliflerine ekleıjniş oldukları takririnde, maddenin - zanne­
derim 'D) fıkrasına - (D) fıkrasının sonuna
şunları eklemek istiyor. « . . .işte şunlar ile ida­
re! adına tasarrufta bulunanların kasıt veya kusujrlarından dolayı zarara uğrıyanlarm onların
şahıslan aleyhine açılan tazminat dâvaları, Da­
nıştaym görevi içine girsin» diyor. O takdir­
de bu lizmet kusurdan mütevellit değil; yani
bir hizmetin tevlidetmiş olduğu bir kusur ve za­
rardan! mütevellit değil, o hizmeti ifa etmekte
olanlarjm, o hizmetle görevli olanların hizmetin
dıjşmda şahsi kusurlarından dolayı tevellüt etmiş
ol^ın zararın da tazminini bu konunun içine sokmjak isliyor. Bu itibarla bunun kanaatimce idari
davaların hukukî hüviyeti ve mahiyetini değiş! ir^cek olması bakımından Anayasanın idari yargi uzvuna tevdi etmiş olduğu görevleri aşmış
olması jbakımmdan; kanunun da, Anayasanın da
-
dışına çıkacağı kanaatindeyiz ve böyle olduğu
takdirde Anayasa Mahkemesince bu suretle ge­
tirilecek bir hükmün Anayasa Mahkemesince
dahi .iptale mahkûm olacağı kanısındayız.
Sim di kıymetli Hidayet Ayclıner arkadaşımın
diğer bir teklifi ve takriri zannediyorum araç­
larla ilgili bulunmaktadır.
HİDAYET AYDINER (Cumhurbaşkanınca
S. Ü.) — Âmme araçları ile alâkadardır, isterse­
niz vereyim.
DEVLET BAKANI NÜVİT YETKİN (De­
vamla) — Pek müteşekkir kalırım efendim, yanıma
almamışım galiba. Almışım efendim, teşekkür ede­
rim. «Âmme araçlarının, trafik ve âmme işletme­
lerinin haksız fiil niteliğindeki fiilleri yüzünden
meydana gelen zararların tazmini hakkındaki dâ­
valar Danıştaym görevi dışındadır.» Buyuruyor­
lar. Yani böyle bir şeyi koymayı derpiş ediyorlar.
Şimdi, âmme araçlarının, âmme araçlariyle işlen­
miş olan suçlar, aslında demin arz ettiğim, izahı­
na çalıştığım mütalâalar ve mülâhazalar' içerisin­
de doğrudan doğruya bir hizmet kusurudur. Bir
hizmetin ifası sırasında vukua gelmiş bir kusur­
dur ve bunu şimdiye kadar da, Danıştay böyle
kabul etmiştir. Böyle bir şeyi Danıştaym vazife­
leri içerisinden çıkarıp, adlî kazanın vazifesine
vermekte, demin söylediğimin tamamen aksi nok­
tainazarla bu sefer de idari kazanın vazifesine,
adlî kazanın müdahalesi neticesini doğurur kanı­
sında ve endişesindeyiz.
Kıymetli arkadaşlarımın ileri sürdükleri üçün­
cü bir nokta da: Bir nevi tefsire taallûk eden
30 ncıı maddenin bir fıkrası içli. Bunda zannede­
rim Sayın Coşkunoğlu arkadaşım bir endişe izhar
ettiler.
KÂMİL COŞKUNOĞLU (Uşak) — Endişem
kalmadı efendim.
DEVLET BAKANI NÜVİT YETKİN (De­
vamla) —- Teşekkür ederim. Şimdi Sayın Coşkunoğ­
lu arkadaşımın bir noktadaki endişesine katıldı­
ğımı arz edeyim ki, bâzı konuşan kıymetli arka­
daşlarım da katıldılar; Danıştaym bugün deruhde etmiş olduğu dâvaların bugün dahi büyük te­
rakümlerle gelmiş ve alacağınız tedbirlerle için­
den çıkılması kolay olmıyacak kadar fazla olduk­
tan başka mütemadiyen de bu dâva adedinin art­
makta olması ve artmakta olacağının, pek sürat­
le artacağının şimdiden görülmesi sebebiyle Danıştayı daha rahat çalışabilir bir hale getirmek
için, daha alt kademe idare mahkemelerinin, böl-
863 —
Download